Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Anış yıkık manastırın orda kalbim ki, o da yıkıktı. bir keşiş bıçağıyla dağlanmış çiçek bozuğu, çopur - bir hayat acıtıyordu beni sevgilim. her şeyin hüzne vurduğu yerde bütün saatlerin, kuzguni bir denizi çoğaltarak hayat acıtıyordu beni. bense geçirdim karamuklarla, karabasanların arasından geçirdim hiçbir im bırakmadan geriye bana en sırlı gelen acının o en sırlı noktasından. bin dokuz yüz yetmiş beş'in ekiminde yıkık manastırın orda kalbim ki, o da. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Aşk için prelüdler -1 ayrılıklar bildim acılar yaşadım okudum tahir ile zühreyi kerem ile aslıyı ve ferhat ile şirini ağlamadım da senin öykünü duyunca dayanamadım kendini zeytin ağacına asan on iki yaşındaki kuma. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 için prelüdler -1 İstsyon önünde bir top ağaç ağacın gölgesinde ben ve uzanıp giden sapsarı bir tül bozkır ve bir türkü "daha senden gayrı aşık mı yoktur nedir bu telaşın vay deli gönül" ve bir tren ne bir düdük çalar ne el eder kar yüklü yağmur yüklü kalbim gibi keder yüklü bir tren durmaksızın geçer o böyle bir akşam böyle bir trene bineceğini düşler ben böyle bir akşam böyle bir trenden ineceğimi avunuruz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Aşk için prelüdler -2 sevdalar vardır derin kuyularda eski sarnıçlarda yaşar gün görmüş acılar bilmişir direnir kim bilir kaç işgal geçirmiştir yurdum gibi Aşk için prelüdler -3 sen yanıma gelince yıldızlar koğuşur karanlığa güvercinler ayaklanır rüzgar rüzgarla konuşur büyülü bir gülüş olur zaman savrulur yanık ekinlerin tınazına. Aşk için prelüdler -4 sen yanıma gelince bahar dallarını kuşanır zümrütten bir zümrüdüanka kanat vurur içimde solar kanla işlenmiş narçiceği kanaviçe sen yanıma gelince ve nakkaşlar yüreğimin nakkaşları yorulup uzun bir uykuya dalar sen yanıma gelince. Aşk için prelüdler -5 sen yanıma gelince gelin gibi bir gelincik süslenir sulardan aynalarda yel değirmenleri öğütür ne varsa kederi ve belki bir milyon itiridye avcısı inciler çıkarır sütbeyaz bir sevdanın diplerinde. Aşk için prelüdler -7 süngüler aşkı yasaklayamaz uzansam tutabilirim ellerini süngüler düşleri yasaklayamaz bir dahaki duruşmada giy gelinliğini düşlerde olsun ilk gecemiz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Aşkın da köle çağı vardır yükledim mor sümbüller gibi gemilerime hüzünlerimi eskittim yıldızları çolpan aramaktan. -günahtan bordaları kuzguni siyahtan çekilmiş çileden yelkenin ilmeği ibrişim ibrişim gümüş zülfü örülü gemilerim.- dolaştım tam yedi iklim beş deniz üç zaman peşim sıra bir imparatorluk kalabalığı yalnızlıkta demirleyip sığındımsa da boşuna kurtulmak için acıdan büyük aşkların koruganına. -kilitledim kapıları çözdüm palamarları ve bir gün o limanda.- gördüm bir sıcak öpüşün kiliminden dokunanı utandım bağrımda eskiden çini mürekkepli dövmelerimden küreledim sevda tavında alazlaşanı yoksulluğun kavında yanan bir hallacın yere düşen terinden ve anladım ki her şey sevmekle başlar insanı. Yaktım gemilerimi. 1978 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Ay ışığı cinayeti sokak fenerine asmış kendini ay ışığının biri şehrin ortasında ölmemiş hala dipdiri. bir tek yıldız yokken gökyüzünün hurcunda turuncu bir ay yalnızca çıplak soyunmuş bütün örtülerini. niye yaptın ay ay ışığı sızmıştı bir saat önce gözlerimle gördüm yanında şarap testisi ve bütün şarkıları bir türlü söyleyemediği. asmış kendini. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Beyaz bir gemidir ölüm sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde olurum kötü geçen bir güzü ve umutsuz bir aşkı anlatan rüzgarla savrulan kağıt parçalarına yazılmış dağıtılmamış bildiriler gibi uzun bir yolculuğa hazırlanan yalnız bir yolculuğa. çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep çağırdığı batık bir gemi sönmüş yıldızlar gibidir yitik adreslere benzer ölüm yanık otlar gibi. Sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Bir bahar dalıyla Çocuğum da büyüyor benim gibi Bir bahar dalıyla öpüşerek ilk Ayrılığın burcunda Ve acının kundağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm) çocuğum da büyüyor benim gibi koca bir oyuncakçı dükkanı sanarak dünyayı ve masaldaki kafdağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm) çocuğum da büyüyor benim gibi nişangahlarla nişanlanıp tadarak barutu ve dalyanların ağında o. (yelesi gümüşten sevdası sütbeyaz terkisinde ölüm) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Bir eflatun menekşe sevdalı bir menekşe tanırdım eflatun özgürlükte açan. başkasının sevinci onun da sevinciydi inci kolyelerle süslü boynuna hiç ölüm yakışmazdı ki. geceleyin, kuş uçar uyanır menekşe sanki kapısı çalan onunki. sevdalı menekşem hercai eflatunum üzgünüm seni ben soldurdum seni ben öldürdüm bir saksı yaparak yaşadıklarımızdan. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Bu aşk, bu şehir, bu keder 1. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim gece feneri hoşça kal çaldığım ıslık söylediğim türkü doludizgin karlarda. hoşça kal annemin yüzü hep beyaz yaşmaklı sırrı dökülmüş bir yalnız aynada. hoşça kal dolunayın altında ıhlamur ağaçlarına kazıdığım şey hoşça kal uzaklarda yanan anızların parıltısı hoşça kal. 2. bir gün gelecek bu gün de bir anı olacak nasılsa oturduğumuz bu masa bu kum saati, bu rüzgar, bu eski komidin bu kırık sandalye bu kelepir yürek bu aşk nasılsa. 3. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal yarım kalmış duvar yazıları hoşça kal bir gün gelecek akacak yer altı suları hoşça kal yakut, bezirgan, gön hoşça kal eski zaman aktarları gidiyorum bu şehri bu yağmuru bu düşleri bu aşkı bu kavgayı bu kederi size bırakarak. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Dışarda kar kar yağıyor dışarda sokak lambasına düşüyor ve serçeler üşüyor kenarları hafifçe yanmış sayfalarına kan sıçramış bir kitapta nazım hikmet okuyorum. dışarda kar yağıyor ve dağ lokantasına gidiyor zengin kasabalılar. kar yağıyor dışarda mektubun yeni gelmiş istanbul kokuyor. dışarda kar yağıyor seni seviyorum. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 İpekten gece, gitme kal, leylaklar İpince ipekten gece hışırdasa yırtılır gibi çalıyor sessizliğin kampanası dışarda, afiş asıyor çocuklar uzaktan silah sesleri geliyor kal diyor, bir kadın sesi - gitme kal, ve patlamaya hazırlanıyor leylaklar... kalbim de. 1979 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Karasevda ak bir yaban güvercini gibiydin aşk vişnelere bulaştın kirlendi beyazın. takılamayan telli duvak verilemeyen mendil düşlerde kaldın. al üstüne mor giymiş körkuyularda körkuyularda sevdadan delirmiş. ah yüzüne bütün kapılar kapanmış senin ıtır ve yasemin kokulu günah. çıkılamayan yıldız gidilemeyen iklim kimbilir hangi limanda hangi gemiye yüklenmiş. al üstüne mor giymiş körkuyularda körkuyularda sevdadan delirmiş. düşlerde kaldın. Kül harmanı İndirdi kepengini üstümüze Kara böğürtlen bir geçe Ne yapsam Pirinç şamdan taşısam Geçirdi hevengini yağlı urgan Boynumuzda bir kiraz dalı Ne yapsam Çatal dirgen kullansam Bindirdi dengini bir katara Balrengi kömür gibi acıdan Açlık gözyaşı kan Bindallı fistanı gül İşliği mavi çelik tül Savrulsa külleri harman Yaralı ve yayan yürümektir yaşam Ne yapsam ne yapsam Bir çatal dirgen bir pirinç şamdan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Küllenen karlı ve tipili bir gece yarısı bir eski dost çaldı kapımı Semender kurtarılmış bir kalptir taşıdığın senin, ne bakırdan bükülmüş ne de geçirilmiş bir değirmenden kimselere benzemeyen. krtarılmış bir aşk yaşıyorsun sen, ne paranın kiri sinmiş üstüne, ne de yalan safran gibi almış rengini onun. hiç kimsede olmayan bir aşk alevlerle sevişen bir semenderin kalbi gibi bıyıkları mavi buz sarkıtları eskimiş kaputu yırtıklı postalı. -tak tak, kimdir o kim, ya gelmişse gecelerin kara yüzlü konukları. -yabancı değilim benim sana kalbimi getirdim konacak yer arayan ürkek bir kuş gibiyim bu aldığım kapı da paslı bir kilitse unutup koştuğumuz delikanlı aşkları kırmızı bir balık yaşamı akvaryumda -içeri gir üşümüşsün sen bizim türkümüzsün. Dağılınca atkısından Odaya kar parıltıları -karşılaştı -bakışlarımız -bakışların -parıltıları gülümsedik gelincik karanfil nakışlarda gülümsedik birlikte yürüyüp sobaya doğru közü küllenen ateşe yeniden odun attık. 1982 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Sesler ve küller orada duruyorsun, fırtınalar tanığımdır terkedilmiş beyaz ve nazlı, yorgun bir hallacın attığı yünler gibi dokunaklı. git diyorlar gidiyorsun kal diyorlar ne bir ses ne bir şarkı. ey saçlarına ak kuşlar üşüştüren yüzünü peçesine saklamış ayın altında çam dalına asılan gümüş gölgesi göle düşmüş. kendine bıçaklar bileyen devrilmiş kağnı gibi yolda kalmış sevgilim. altın benekli fundalıklarda pusuya düşürülen geceleyin gözleri bağlı götürülen karaca. inilmedik ne bir deniz çıkılmadık ne bir dağ uğranmadık han bırakmayan yaralı koşma sevdalı im halkım, sevgilim. saz yok mızrap yok hep konmuş hem göçebe hem balık hem kuş hem ingin hem yokuş yanık otlar gibi kavrulmuş esmer ve yoksul. iner şafağın alacasında karıncalar ordusu şehre kenar mahallelerden yürüyerek ve trenlerle. su satan çocuklarıyla kapılarında vagonların çamaşırcı kadınlarıyla iner şehre sincan'dan iner mamak'tan battal gazi destanı ve kan kalesi ve kılıcıyla alinin mızraklı ilmihalle. yok başka bir cehennem yaşıyorsun işte ellerine bulaşmış kara incirin sütü ve kardeşinin kanı habil ile kabilin. yaşıyorsun sarışın onurlu ve aşık karasevdalar içinde aydınlık. yok senin kayan bir yıldızın puslu ssekendizin çolpanın görünmüyor. bu gökyüzü sana bana dar telliturnam uçamaz gelinkuşum konamaz. tel örgüyle çevrilmiş onlara mavi ve alabildiğine geniş. hasretin çırağı gurbetin kalfası ve aydınlıkların ustasısın sönünce mum sönünce çarağı karanlıklara çarpan pervanem. halkım sevgilim yanar güneşte etin kehribar bir üzüm çıngılı gibi. çıkrık iner çıkar çıkrık varılmaz dibi görülmedik korkuyum. süngerdedir vurgun yemiş tütün düzer inci gibi. karabükte duman olur savrulur gıslavette işçi. yıllar yılı bilirim döne döne yıllar yılı aynı kitabı okur adı acılarbilgisi adı acılarbilgisi acılarbilgisi. Sevmeyi unutanlar için sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan her şey gibi aşklarınız da. yaşamı ölüm diye anlatıyorlar size yalanı gerçek diye. ne leylakların tomurundan haberiniz var ne önünüzden kara bir tabut gibi geçen geceden. sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan aşklarınız da. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ wherthus Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2005 Sonlu bir ağustos şiiri ey ölgün yaz kirli bir sabahla doğuyorsun yine üstümüze tanıdığın bütün -sabahların rengiyle, tanıdığın bütün aşkların. Oysa, ben Sabahın ağaran heybesine Topladığım yıldızların Çekiç seslerini Sağnaklarla işliyorum. Sabahın Ağaran heybesine Hiç bitmeyen sağnaklarla Kalbimin çekiç seslerin. Şarap gibi -şair arkadaşım oktay akıncı'ya- arkadaşım benim bilirim yine ayakların deniz kabuklarındadır ellerinse taşıyor gökyüzünün bütün köpüklerini. bilirim, burda ben vurunca dağlara orda sen bir dağ arayacaksın kendine denizin dibinde, daralınca senin gökyüzün daralacaktır benimkisi de. kalbinin gümbürtüsü hep yanı başımda hep yanı başında, kalbimin gümbürtüsü arkadaşım benim pıhtılaşmış şarap gibi. Unutulmayan durmadan taşırdım yanımda üç şeyi iri çakıl tanelerini, çatlamış bir narı bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi ipekten çalınmış umutlarla taşırdım ah sevgilim derdim, ölüm ne kadar çoktu yaşadığımızda. bize hep beyaz mendil sallayan ölüm ki, iki kapısında haki bir yalnızlık dikilirdi ve hatırlatırdı bize, güz kuşlarının uçup gittiği denizleri. bense, yulaf kokan dağlı ellerinde dolaşmak gibi kolaydır sanırdım yaşamak ve sana kansız bir gökyüzü getirirdim getirebilsem ah, -avlusunda çocukların korkmadan oynadığı- lalelerle donanmış simli bir gökyüzü. bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi çatlamış bir narı, unutmadım. Yağmur dindi yağmur dindi sevgilim, küf mavisi bir yağmur dingin ruhumun tınazını susturan ve aç çocukların iniltilerini, bu yüreğimize yürüyen yağmur, gecenin yağmuru dindi. bütün bir gece düşman pusularına, vişneliklere ayağı çaputa sarınmışlara kör bir kuyuya ve dinamite inen bu yağmur gecenin yağmuru söndüremedi pırnal ateşinin soluğunu. Kozalak yaktım ben de Sessizlikte - Ömrümün kozalaklarını Küllere sıvanmış Baştan başa dolaşıp Ağrıyan ormanı. yağmur dindi sevgilim bak dinle her şey dindi, acıysa dinmemiş halde Yazmadan edemedim rüzgar bu şiiri sana götürsün kağıttan yaptığım o işlemeli kayıklar fırtınalara dayanan. koş rüzgar koş. yazmadan edemedim. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.