Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Değerli forum arkadaşlarım;bu yazılanlara katılıp katılmamak değil burada sorun.İnanın ki toplumları,dinleri ve dinin toplum üzerindeki etkilerini anlama açısından çok güzel tespitler.Okursanız,biraz sabır istiyor ama;emin olun ki katılıp katılmadığınız noktalarla artılar ekleyecek düşüncelerinize...

  • Cevaplar 74
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Sayın Taklamakan,siz dinin doğmalara dayandığını sürekli ifade eden ve dini bu yüzden red eden biri olarak;Şirk dini anlayışı ve bu anlayışın getirdiği doğmaları hakkında tesbitlerde bulunabilirsiniz.

 

Tevhid inancından , bir Tanridan ve tapınmadan bahsediyorsunuz.

 

Bunlar AKIL ve MANTIĞIN kabul etmeyeceği şeylerdir.

 

Savunulacak şey ise , DİNLERDEN ÖZGÜRLÜKTÜR.

 

Hangisi olur ise olsun.

 

Hatta birbirine karşı olan dinlerin , ikisinden de özgürlük.

 

Sanırım anlaşıldı.

Gönderi tarihi:
O zaman sorayım;ibadet kavramı içerisinde yer alan bu ritüeller din içerisinde nasıl bir yere sahiptir?

 

 

Ritüeller ilk uygulayan kişinin yani peygamberin yaşayıp, (inanç yönünden)hissettiklerini beden diliyle topluluklara ifade etmesidir..kişiyi vardıracağı bir yer vardır..örnek..güncel bir ibadet olan oruçtan olsun..ilk oruç tutulmasını söyleyen her kimse,ilk olarak bu emri tebliğ eden yani,yani peygamber..öyle bir hal yaşamış,öyle bir hissedişi deneyimlemişki..bu halin bu durumun ancak sabahtan akşama kadar yemeden içmeden durulduğunda anlaşılabileceği için oruç tutun demiş..hissedilenlerin yaşanan HAL,in diğer insanlar tarafındanda aynen idrakı için..

 

Gerçek ibadet,en büyük ibadet ALLAHI bilmek,tanımak için yapılan çalışma ve tefekkürdür..bu ibadetin kısa yoluda kişinin KENDİSİNİ bilip kendisini tanıması(Rabbini bilen nefsini-kendini-bilir)(Nefsini,kendini bilen Rabbini bilir)..kişi kendinden habersiz ise ne bilecek Allahı..değilmi :)

 

İbadet bir diğer bakış açısı ile incelendiğinde,deneyimlenen yaşam içerisinde canlılar ile olan ilşkilerdeki dürüst davranış..hayatı kolaylaştırıp güzelleştirecek işlere imza atmak..buda büyük sayılacak ibadetlerdendir.. :)

 

Ritüeller ayrıca şu yöndende önemlidir..taraftarların aynı inanç sahiplerinin bir araya gelmeleri,sayılarının çokluğunun görünmesi,kişilerin inançlarını açıkça ortaya koydukları ibadet haneler,platformlar(cemaat)..vs..vs..kılık kıyafetinde günümüzde bir çeşit ritüel olarak algılanıp bulunduğu tarafın FORMASInı giymeden olmaz anlayışının ibadetten sayılması.. :D

 

Nasihatten ibaret olan Dinleri asla anlaşılmayacak,anlaşılması imkansız hale getirmişiz..Allahın huzurunda durup namaz kılıp sonrada başka bir Allahın huzuruna dönen,yani namaz bitti huzurdan ayrıldı..Allah kendi işine bakacak insanda kendi işine..işte gündede beş defa bu olay yaşanacak..neticeyede varılacak..namazdan sonra nasılsa huzurda değil,her türlü hergeleliği yapacak..sonrada ben namaz kılıyorum ya hu diyecek..iyi Allah kabul etsin.. :D

Gönderi tarihi:
Bu genelleme yanlış.

 

Ben dinsizim.

 

sen dinsiz degilsin taklamakan,

Her dusunce yapisi bir dindir,

Allah, katinda Dinse islamdir.

Ondan dolayi, Allah icin, Malikiyevmiddin,yani din gununun tek sahibi demir.

Din gunu ne demek,

inansin yada inanmasin, herkes ahirette, yasamsallas tirdiginin, hesabini verecek.

 

[017.013] [DI] Her insanın boynuna işlediklerini dolarız ve kıyamet günü açılmış bulacağı Kitap'ı önüne çıkarırız.

[017.014] [DI] «Kitabını oku, bugün, hesap görücü olarak sen kendine yetersin.»

 

saygilar.

Gönderi tarihi:
sen dinsiz degilsin taklamakan,

Her dusunce yapisi bir dindir,

Allah, katinda Dinse islamdir.

Ondan dolayi, Allah icin, Malikiyevmiddin,yani din gununun tek sahibi demir.

Din gunu ne demek,

inansin yada inanmasin, herkes ahirette, yasamsallas tirdiginin, hesabini verecek.

 

[017.013] [DI] Her insanın boynuna işlediklerini dolarız ve kıyamet günü açılmış bulacağı Kitap'ı önüne çıkarırız.

[017.014] [DI] «Kitabını oku, bugün, hesap görücü olarak sen kendine yetersin.»

 

saygilar.

 

Sn Evren ,

 

Senin islamdan haberin yoktu da ,

 

Dinin tanımından da haberin yokmuş arkadaşım.

 

Tek kaynak Kuranı kabul ederim deyip diğer kaynakları reddeden birisinin islamdan haberinin olduğunu söylemek hayli zordur.

 

DİN NEDİR.

 

Din, genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar bütününe verilen isim veya tanımdır.

 

- http://tr.wikipedia.org/wiki/Din-

 

Bu anlamda DİN den de haberin yok.

 

Bu anlamda BEN DİNSİZİM.

 

Doğaüstü , kutsal varlıklara inanmam.

Hiçbir ayin şeklim yoktur.

Hiçbir tapınma şeklim de yoktur.

Doğa üstü hiçbir şeye değer de vermem.

Bunlara inanan bir kurumum kilisem camim havram da yoktur.

 

Umarım yeteri kadar açık anlattım.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sn Evren ,

 

Senin islamdan haberin yoktu da ,

 

Dinin tanımından da haberin yokmuş arkadaşım.

 

Tek kaynak Kuranı kabul ederim deyip diğer kaynakları reddeden birisinin islamdan haberinin olduğunu söylemek hayli zordur.

 

DİN NEDİR.

 

Din, genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar bütününe verilen isim veya tanımdır.

 

- http://tr.wikipedia.org/wiki/Din-

 

Bu anlamda DİN den de haberin yok.

 

Bu anlamda BEN DİNSİZİM.

 

Doğaüstü , kutsal varlıklara inanmam.

Hiçbir ayin şeklim yoktur.

Hiçbir tapınma şeklim de yoktur.

Doğa üstü hiçbir şeye değer de vermem.

Bunlara inanan bir kurumum kilisem camim havram da yoktur.

 

Umarım yeteri kadar açık anlattım.

 

Saygılar.

 

senin dinin heva ve heves,kitabinda linkini verdigin vikipedi,

inanmadigin ahirette, vikipediyi,okursun artik.

saygilar.

Gönderi tarihi:

Sistem için tehlike unsuru oluşturmaya başlayınca cıa'e bağlı savak ajanlarınca katledilmiş kültür gerillasının kürsüsü kalbimde, düşümcemde ve fiilimde her zaman hazır bulunacaktır.

anlayan bir topluma.. özedönüş nidalarıyla...

 

Saygılar

Gönderi tarihi:
senin dinin heva ve heves,kitabinda linkini verdigin vikipedi,

inanmadigin ahirette, vikipediyi,okursun artik.

saygilar.

 

Gel beraber okuyalım.

 

Cehennemin dibinde olacam. Beklerim.

 

Gerçi bu günlerde biraz soğuk ama.. Naapalım. Sana da bir battaniye ayarlarız.

 

Ne dersin.

Gönderi tarihi:
Bu genelleme yanlış.

 

Ben dinsizim.

 

Normalde cevap vermiyordum ama burada din kavramına dair bir şey söylemem gerekiyor...

 

Genele konuşuyorum;

 

Din bize sözlüklerde ya da birilerinin sözlerinde hep "doğaüstü" güçlere inanç vb şekillerde tanımlanabilir; işte bu dini günümüzün penceresinden eksik olarak görmek demektir...

 

Ben özellikle vurgulardım bu konularda: Din hayattır diye; yani insanın yaşamı, yaşamının temelleri onun dinindendir...

 

Burada ben İslam dini derim başkası gider Hristiyanlık der bir başkası ise isim koymaz ama onu yaşar...

 

Bu konulara din-bilim-felsefe meselelerinde özellikle değinmiştik; orada da dinin temelde olacağı ve bilim-felsefe işinin bununla vücud bulacağını belirtmiştim...

 

Çünkü insanın içinde bir inanç vardır ve yine bu inancın etkisiyle bir temel hayat görüşü penceresi açılmıştır; işte siz bilgi işlerken de düşünürken de sonuçta bu pencereden bakmaktasınız; mesele hangi pencerelerin tercih edildiğinde...

 

Ve bilgi ya da fikir sizin dini tercihinizde değişime ya da gelişime neden olabilir; bu yüzdendir ki bilim-felsefe işlerini araç olarak görürüm ve amacın din olduğunu söylerim; burada dinin her şeyin son noktası olduğu anlamı çıkmamalı çünkü o dinin de bir "gerçek" amacı vardır...

Gönderi tarihi:
Tevhid inancından , bir Tanridan ve tapınmadan bahsediyorsunuz.

 

Bunlar AKIL ve MANTIĞIN kabul etmeyeceği şeylerdir.

 

Size verenden daha üstün tuttuğunuz aklınızı ve mantığınızı yine O'nu red etmekte kullanmanız hep garibime gidiyor, bir insanın hiç bir şeye inanmadan ve kabul etmeden yaşaması bana çok büyük bir boşlukmuş gibi geliyor, akıl ve mantık bir yerde sona erecek iki kavram, umarım onlar sizi bırakmadan siz gerçeği yakalarsınız.

Gönderi tarihi:

Niye garibinize gidiyor söyleyeyim.

 

Siz illaki inanmaya şartlanırsanız , garibinize gider.

 

Allah yarattı derseniz , bizde fikrimizi söylersek , bu ikisi çelişir , sizin de garibinize gider.

 

Oysa Allah yaratmamıştır. Garibe gidecek bişey de yoktur.

 

Daha önceki yazılarımda bahsettim.

 

Esas inanırken cevap bulamadığım sorulardan dolayı ben boşlukta idim.

 

Ne zamanki soruları kafamda yerli yerine oturttum.

 

Boşluk ta bitti. Vesvese de evhamda , hayal peşinde koşmalarda.

 

Daha önceki iletilerimde yazdım.

 

Çiçek artık daha bir çiçek bana , sivrisineğe bile kızmıyorum artık.

 

Mantıyı daha bir keyifle özlüyorum.

 

Suyu severek içiyorum.

 

Hayat bu imiş... Eğer inanır iseniz söylediklerime.

 

Bitek korku yok. Bitek vesvese yok. Bitek sıkıntı yok. Sizlerle aynı yaşamı paylaşıyorum ama daha mutluyum.

 

Kulluk ve kölelik yapmıyorum.

 

Muhammedin akıl ve mantıkla izah edilemeyacak hal ve sözlerini rasyonelleştirmeye çalışmıyorum.

 

Böyle bir ödevim yok artık. Yırttım attım o kağıdı.

 

Akıl mantığı bırakmayı düşünmüyorum.

 

Ölünce ayrışacaz zaten.

 

Korkacak bişey yok.

 

Yaşamın oluşunu çözerseniz ... Yersiz Korkuda kalmaz... Yersiz Umut ta.

 

Umarım siz , geç olmadan ÖZGÜRLÜĞÜ tadarsınız.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Niye garibinize gidiyor söyleyeyim.

 

Siz illaki inanmaya şartlanırsanız , garibinize gider.

 

Allah yarattı derseniz , bizde fikrimizi söylersek , bu ikisi çelişir , sizin de garibinize gider.

 

Oysa Allah yaratmamıştır. Garibe gidecek bişey de yoktur.

.

.

.

 

Ben zaten özgürüm sayın taklamakan, özgürlüğü tatmam için Yaradanı reddetmeme gerek yok, ben de sizin gibi gördüğüm herşeyden mutlu olmasını, yediğim mantıdan keyif almasını biliyorum, açan çiçekteki o inanılmaz rengi gördüğüm zaman bir kez daha inanıyorum, ama evet iletinizde açıkladığınız şey nedeniyle inanmaktan vazgeçtiğinizi de çok iyi anlıyorum siz her ne kadar kabul etmesenizde...KORKU... Sorumlulukları alamamaktan ve yapamamaktan kaynaklanan bir korku, red edeyim böylece korkmamı gerektirecek birşey de kalmayacak düşüncesi...Bir yaratıcıya kuluk edemeyeceğinizi düşündürtecek kadar fazla olan kendini beğenme ve kibir...Yaşamın oluşunu ben çözdüm zaten, neden ve niçin yaşadığımın çok iyi bilincindeyim, yersiz umutlarımda yok yersiz korkularımda, bir insanın babasını ya da annesini hem sevip hem de az biraz da ondan çekinmesi gibi seviyor ve çekiniyorum Rabbimden, siz bana ben size garip geliyoruz ama başka türlüde açıklayamıyorum düşüncelerimi...

Gönderi tarihi:
Ben de şimdi yaşayacak bir Ali Şeriati'nin İran da barındırılmayacağından eminim.Nitekim bugün ki din anlayışı;doğmalarla,egemen güçlerle beslenmektedir.Din ile ilgisi olmayan;aynı zamanda dini olan(İslam dini için)

Belirlemeniz güzel. Ama gerisini getirmelisiniz. Bakın aslında Şeriati yanlış şeyler söylüyor. İslam onun şirin gösterdiği gibi değildir. İran tastamam hak İslam görüşünü uyguluyor. Aynen Kurân'da yazdığı gibi uyguluyor. Ali Şeriati İslam dinini reforme etmek, aslından uzaklaştırmak ve akla mantığa uygun, çağdaş bir din haline getirme amacındaydı.

 

Ama bunu yapmanın KURÂN'I BAŞTAN BAŞA YENİDEN YAZMAKTAN BAŞKA YOLU YOKTUR!!!

 

Hani fi modelli arabayı tamirciye götürürsün de arabada şase diye bir şeyin kalmamış olduğunu gören usta yüzüne buruk buruk bakar. "Bu arabayı bir an önce elden çıkar kardeşim, ömrünü sanayilerde, rektifiyeci, kaportacı, döşemeci.... zengin etmekle geçirme" der ya, işte onun gibi...

 

Dini bir kültürel motif olarak ele almaktan başka tek çare, onu yok etmektir. Benim diğer din karşıtlarından tek farkım bu. Bu dini bir kültürel motif, bir kültür ögesi olarak alalım, kutsallıkları kaldıralım... Benim önerim bu. Çünkü yok etmeye çalışmak daha radikalleştiriyor. Bir kediyi bile köşeye sıkıştırırsan canavar kesilir. Ben kedileri çok yakından tanıyan bir kedi uzmanı sayılabilirim, buna defalarca şahit oldum. Normalde kuyruğunu kıstırıp kaçan bir kedi, aslında bir insanı rahatlıkla öldürebilecek güçtedir. Bundan emin olun. Filmi bile yapılmıştı. Kedi suikast timi kuruyorlardı. Bu arada kedi hayranı olduğumu belirteyim, kediler çok özel hayvanlardır...

Gönderi tarihi:

Belirli bir toplumun belirli bir zamanda belirli bir anlayış çerçevesinde geliştirdiği sistemi İslam'ın ta kendisidir diyecek kadar genişletmek çok büyük bir yanlışlıktır...

 

İslam'ın canlılığı farklı mezheplerin de katkılarıyla çok farklı coğrafyalarda çok farklı toplumlarda kolaylıkla barınabilmesiyle ortadadır; bunu İran'a tıkarsanız baştan sorunlu bir bakışınız olur...

Gönderi tarihi:

Doğru, İslam'ı tam uygulayanları sadece İran ile sınırlamıyoruz zaten. Taliban, El Kaide ve Hizbullah da var. Bunlar İslam'ı tastamam ve aslına uygun uygulayanlardır...

Gönderi tarihi:

Bu sizin yorumunuzdur, katılmıyorum; ben bir Müslüman olarak bugün İslamı tastamam yaşayan bir toplumun var olduğunu düşünmüyorum...

 

Başka bir başlıkta da belirttiğim gibi sonradan İslam'ı tercih eden bazı insanlar "biz Kur'an'dan değil de şu zamanki Müslümanlardan tanısaymışız İslam'ı; aynı şekilde yaklaşmazdık" demektelermiş(genelleme yapmayayım ama bu yönde söylemler çok ciddi) hatta bir tanesi İslam'ı kabul ettikten sonra Müslüman bir toplumun içine gidince bir an şüphe etmiş "ben neye inandım" diye, sonradan işin özünü hissetmiş tabi; İslam Müslümanı yücelticidir Müslüman İslam'ı değil...

Gönderi tarihi:
Belirlemeniz güzel. Ama gerisini getirmelisiniz. Bakın aslında Şeriati yanlış şeyler söylüyor. İslam onun şirin gösterdiği gibi değildir. İran tastamam hak İslam görüşünü uyguluyor. Aynen Kurân'da yazdığı gibi uyguluyor. Ali Şeriati İslam dinini reforme etmek, aslından uzaklaştırmak ve akla mantığa uygun, çağdaş bir din haline getirme amacındaydı.

 

Ama bunu yapmanın KURÂN'I BAŞTAN BAŞA YENİDEN YAZMAKTAN BAŞKA YOLU YOKTUR!!!

 

Hani fi modelli arabayı tamirciye götürürsün de arabada şase diye bir şeyin kalmamış olduğunu gören usta yüzüne buruk buruk bakar. "Bu arabayı bir an önce elden çıkar kardeşim, ömrünü sanayilerde, rektifiyeci, kaportacı, döşemeci.... zengin etmekle geçirme" der ya, işte onun gibi...

 

Dini bir kültürel motif olarak ele almaktan başka tek çare, onu yok etmektir. Benim diğer din karşıtlarından tek farkım bu. Bu dini bir kültürel motif, bir kültür ögesi olarak alalım, kutsallıkları kaldıralım... Benim önerim bu. Çünkü yok etmeye çalışmak daha radikalleştiriyor. Bir kediyi bile köşeye sıkıştırırsan canavar kesilir. Ben kedileri çok yakından tanıyan bir kedi uzmanı sayılabilirim, buna defalarca şahit oldum. Normalde kuyruğunu kıstırıp kaçan bir kedi, aslında bir insanı rahatlıkla öldürebilecek güçtedir. Bundan emin olun. Filmi bile yapılmıştı. Kedi suikast timi kuruyorlardı. Bu arada kedi hayranı olduğumu belirteyim, kediler çok özel hayvanlardır...

 

Şeriat'i ve onun İslam anlayışını sorgulayalım o zaman;bundan yola çıkarak da İslam'ı anlamaya çalışalım.Şeriat'in özellikle Şirk Dini ve İnkilabi Dini hakkında ki tespitlerinden başlayalım.

 

Demirefe,

 

İslam'ı ben kendi adıma Asrı Saadet denilen dönemle tanımaya çalışıyorum;tanımaya çalışıyorum çünkü yeni tanımaya başladım.İslam kutsal kitapta olanlar ve Peygamberin sünnetleridir.

 

Kutsal kitapta neler vardır;ibadet,kul,yaratanın sonsuzluğu,cennet ve cehennem...Bir varlığın kabul noktasi bireyin tercihidir;kabullenir yada kabullenmez.Bu vicdani olandır.

 

Ama insan,insanla ilgili olanlar sadece bu ilişkiyi değil;tüm ilişkileri içine alır....o zaman bunu da tartışmak lazım.

 

Asrı Saadet döneminde galiba şeriat kuralları bu kadar açık değildi;Kuran şeriiattır deniliyor;genel kanı bu.Ben bu konuda pek bilgi sahibi değilim;olanlar bildiklerini paylaşırsa ayrıca sevinirim.

 

Asrı Saadet döneminde benim için olan devasa bir mücadale vardı;insan vardı;ümmetiyle aynı kaderi paylaşan bir Peygamber vardı.Bunun için ben derim ki;Şeriati için olan İnkilabi Din budur.

 

İnkilabi din dedim;dikkat ederseniz Peygamber dönemi sonrası;iktidar mücadaleleri vardır.Bu çok acı ama İslam bazen öyle bir noktaya taşınmıştır ki;zulüm bile onunla haklılaşma yoluna gitmiştir.

 

İnkilabi din dedim;bugün İranda yaşanan İslam değil;İslam bir kadının başını zorla kapatan bir din değildir;olamamalı.Ve İran yine egemen sınıfların elinde bayraklık yapan bir dini taşımaktadır;bu İslam değil.

 

Bakın;ben doğuda doğdum,orada büyüdüm.Ve kendi çevremde ki en büyük haksızlıkları ağalarla,iktidari zümrelerle beraber din adamı sıfatı taşıyan kişilerin yaptığına tanıklık yaptım.Bırakın onu;Saddam Hüseyin,Hizbullah(Güneydoğu Anadolu'da yaptıkları),kendi sınırları içersinde yaşayan Yezidileri yok sayan İran,Alevi vatandaşlarımızı farklı lanse eden Türkiye...

 

O kadar çok örnek var ki;İslam adına yapılan ama İslam olmayan.Şirk Dini işte tam bu noktada gerçek olan dini benim için doğruluyor.Şirk dini;insan olma noktasında zaafı olanların kendisine dini kalkan olarak kullanmasıdır.

 

Size Osmanlı Devleti diyecektim ki;açmama gerek yok.Onunda din anlayışı ortada...

 

Gelelim Din'i yok etme/dinde reform yapma düşüncelerine...

 

Din yok edilemez;bu red edilemeyecek bir gerçek.İnsan var olduğu sürece dinlerde olacaktır.Nitekim insanlık tarihi bunu göstermektedir.Burada bunu kültürel motif algılarsınız,zorunluluk olarak algılarsınız;değişen bir şey yoktur;bırakalım isteyen inansın.

 

Dinde reform yapma...Diğer dinler bunu ne kadar yaşamıştır;Hristiyanlık en iyi örnek;değiştirilmiş,çağa uyarlanmış.

 

Ancak bildiğim kadarıyla İslam evrensel olan bir dindir;en azından o bize bunu söyler;evrensel olan tüm zaman ve çağlara hitap edendir;İSLAM ÖZÜYLE REFORMU YOK SAYAR!

 

Bu dinin özünde olandır;bireye gelince iş farklı bir boyuta taşınır.Birey zaten farkındaysak dini kısmen kendisine dönüştürmüştür;ki bu kaçınılmazdır.Türban buna en iyi örnektir.

 

Radikalleşme...işte biz buna karşı mücadale etmeliyiz.Ben Şeriatinin değişi ile Şirk olan din ile,Muhafazakar olan dinle mücadale etmeliyiz.Radikalleşme gerçektende tehlikelidir.Tabi bunu yazarken;radikalleşenlerin yanında radikalleştirilenleri de es geçmeyelim...ince hesaplar yani...

 

Kedi örneğiniz güzeldi...yalnız ben kedilerden çok korkarım :D onlara alerjim vardır azcık;neyse gerçekten bilgilendiricisiniz.Saygılar!

Gönderi tarihi:
Tevhid inancından , bir Tanridan ve tapınmadan bahsediyorsunuz.

 

Bunlar AKIL ve MANTIĞIN kabul etmeyeceği şeylerdir.

 

Savunulacak şey ise , DİNLERDEN ÖZGÜRLÜKTÜR.

 

Hangisi olur ise olsun.

 

Hatta birbirine karşı olan dinlerin , ikisinden de özgürlük.

 

Sanırım anlaşıldı.

 

Tapınmayı kabul edemeyecek akıl ve mantığın kabul edemeyeceği daha o kadar çok şey var ki;en başta insana ait olan duygular.

 

Dinlede özgürlük;bence de savunulacak olan budur.

 

Peki bu dindeki özgürlük;dinin taşıdığı özgürlük mü bireyin taşıdığı özgürlük mü?

 

Özgürlük demeniz gerçekten güzel...

Gönderi tarihi:

 

Ritüeller ilk uygulayan kişinin yani peygamberin yaşayıp, (inanç yönünden)hissettiklerini beden diliyle topluluklara ifade etmesidir..kişiyi vardıracağı bir yer vardır..örnek..güncel bir ibadet olan oruçtan olsun..ilk oruç tutulmasını söyleyen her kimse,ilk olarak bu emri tebliğ eden yani,yani peygamber..öyle bir hal yaşamış,öyle bir hissedişi deneyimlemişki..bu halin bu durumun ancak sabahtan akşama kadar yemeden içmeden durulduğunda anlaşılabileceği için oruç tutun demiş..hissedilenlerin yaşanan HAL,in diğer insanlar tarafındanda aynen idrakı için..

 

Gerçek ibadet,en büyük ibadet ALLAHI bilmek,tanımak için yapılan çalışma ve tefekkürdür..bu ibadetin kısa yoluda kişinin KENDİSİNİ bilip kendisini tanıması(Rabbini bilen nefsini-kendini-bilir)(Nefsini,kendini bilen Rabbini bilir)..kişi kendinden habersiz ise ne bilecek Allahı..değilmi :)

 

İbadet bir diğer bakış açısı ile incelendiğinde,deneyimlenen yaşam içerisinde canlılar ile olan ilşkilerdeki dürüst davranış..hayatı kolaylaştırıp güzelleştirecek işlere imza atmak..buda büyük sayılacak ibadetlerdendir.. :)

 

Ritüeller ayrıca şu yöndende önemlidir..taraftarların aynı inanç sahiplerinin bir araya gelmeleri,sayılarının çokluğunun görünmesi,kişilerin inançlarını açıkça ortaya koydukları ibadet haneler,platformlar(cemaat)..vs..vs..kılık kıyafetinde günümüzde bir çeşit ritüel olarak algılanıp bulunduğu tarafın FORMASInı giymeden olmaz anlayışının ibadetten sayılması.. :D

 

Nasihatten ibaret olan Dinleri asla anlaşılmayacak,anlaşılması imkansız hale getirmişiz..Allahın huzurunda durup namaz kılıp sonrada başka bir Allahın huzuruna dönen,yani namaz bitti huzurdan ayrıldı..Allah kendi işine bakacak insanda kendi işine..işte gündede beş defa bu olay yaşanacak..neticeyede varılacak..namazdan sonra nasılsa huzurda değil,her türlü hergeleliği yapacak..sonrada ben namaz kılıyorum ya hu diyecek..iyi Allah kabul etsin.. :D

 

Çok farklı ve güzel düşünceler;katılıp katılmadığım yönleri ile...şu an zamanım kısıtlı olduğundan bu konuda düşündüklerimi yazamayacağım...ama eklenecek çok şey var.Saygılar!

Gönderi tarihi:

UYUŞTURUCU DİN

 

 

Din karşıtlarının da söylediği gibi, şirk dininin ana unsurları, cehalet, korku, ayrımcılık, sermayedarlık ve bir sınıfın insanlarını diğer insanlara karşı üstün tutmaktır. Din karşıtlarının bu değerlendirmesi, hak din için değil, şirk dini için doğrudur. Doğru olan bir şey daha vardır ki, o da şirk dininin, zillet, sıkıntı, çaresizlik ve cehalet içinde yüzen halkları, içinde bulundukları durumun kendileri, ataları ve çocukları için ilahî bir takdir olduğuna inandıran ve buna teslim olmaya çağıran bir uyuşturucu görevini görmesidir.

 

 

MÜRCİE[13] VE SORUMSUZLUK

 

 

Mesela Mürcie mezhebine bakın; bu mezhep, İslâm toplumundaki günahkâr ve suçluların, bu durumlarından sorumlu olmadıklarını iddia etmektedir. Mürcie’nin görüşü şudur: “Allah © mahşerde, Ali ve Muaviye’nin hesabını görmek için terazi kurar.” Bu şu demektir: Allah ©, hesaplarını göreceğine göre, Ali ve Muaviye hakkında bir şey söylemek sana düşmez; sen, neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgilenmeden hayatını yaşamaya bak!

Gönderi tarihi:

Gökyüzü, yazdıklarınızda öne çıkan konu, İslam dininin "inkilabi" dediğiniz yönü oluyor, kısaca.

 

Bakın, olabilir. Bugün de din duygusu, bazı insanların hayatında köklü değişimlere yol açabilmekte. Ayık gezmeyen bir insan, din duygusuyla ağzına içki damlası koymaz hale gelebilmekte. Toplumsal dönüşümlerde de din duygusu etkili olabilir. İnsanlar din duygusu ile haram yememe düşüncesi, hak yememe düşüncesi besleyebilirler.

 

Zaten benim bütün yazdıklarımı inceleseniz, hiç bir zaman din olgusunun insanlığa sırf zarardan başka bir getirisi olmayan ve kökten kazınıp yok edilmesi gereken bir olgu olarak bakmadığımı görürsünüz. Hatta böyle safi kötü, tamamen zarar ve safi iyi, tamamen fayda kavramları zaten din düşüncesinin getirdiği şeytan-melek, cennet cehennem, mümin-kafir katı ve kesin ayrımlarının sonuçlarıdır. Bu kavramların çok ciddi anlamda ele alınması ve somut şeylermiş gibi inanılması düşünceyi felç eder. Ben hep bu din kavramlarının kültürel bir öge; folklor gibi, şiir gibi, ele alınmasını, kutsallık bağlamlarının kırılmasını savunmuşumdur. Dini de bu amaçla eleştiriyorum. Kutsanmış, eleştirilmez, dokunulmaz olmadığını anlatmak için. Yoksa düşman olduğum, yok olmasını istediğim için eleştirmiyorum.

 

Bu bağlamda da ateizmi değil, laikliği öne çıkarmışımdır. Bunun özeti: Din vardır ve olacaktır, yok edilmesine çalışılması gerekmez, ama bilime, hukuka, politikaya karıştırılması engellenmelidir.

 

Kedi korkusu konusuna gelirsek... Bu konu gerçekten ilginçtir ve detaylıdır. Bir bilimsel tez konusu olacak kadar geniştir. Doğu kültürlerinde kedi kutsal, temiz, tanrısal bir yaratık kabul edilmiştir. Mısır'da kedi tanrı vardı. İslam kediyi temiz kabul etmiştir. Seccadenin üzerine köpek yatsa yıkamalısınız, ama kedi yatsa namaza devam edilir. Ebu Hureyre'nin kedi sevgisi meşhurdur. Batı kültürleri ise kediyi şeytani kabul etmiştir. Anadolu İslamlaşmış, fakat Hristiyan kültürü yaşamaya devam etmiş ve her konuda olduğu gibi Anadolu insanı kediler konusunda da ikiye ayrılmış. Halk arasında cinlerin kedi şeklinde gezdiği anlatılır. Kedi korkusunun temelinde bu vardır. Hatta tarihin en köklü büyük rekabeti, Hitit-Mısır rekabetinin etkisi bile olabilir. Mısır'da tanrı olarak tanınmasına tepki olarak Anadolu'da şeytan olarak tanımlanmış olabilir. Geçmişin bağlantılarının günümüzde nerelere uzandıklarını incelemek son derece ilginç olabilir. Fakat her şekilde kediye olağanüstü, doğaüstü özellikler atfedilmiştir.

 

Her zaman söylerim, Anadolu, bu kadar tezatın harman olduğu tek coğrafyadır. "İki arada bir derede" sözünün somut halidir. Hun ve Moğol akınlarında arada... Pers-Yunan savaşlarında arada... Haçlı seferlerinde arada... Nato-Varşova rekabetinde arada... En büyük iki dinin rekabetinde arada... Yarın bir kuzey-güney çatışması olsa yine arada olacak...

Gönderi tarihi:
sonradan İslam'ı tercih eden bazı insanlar "biz Kur'an'dan değil de şu zamanki Müslümanlardan tanısaymışız İslam'ı; aynı şekilde yaklaşmazdık" demektelermiş

Asıl bu görüş, onların kişisel yorumudur. Ben İslam'ı tam uygulayan El Kaide ile Kurân ayetleri arasında bir çelişki görmüyorum. "Allah yolunda cihat edin" diyor, ediyorlar. Daha ne yapsın adamlar?

 

İslam Müslümanı yücelticidir Müslüman İslam'ı değil...

Yüceltme gibi bir işlev var mı bilmem... Ama İslam ile müslüman arasındaki etkileşim karşılıklıdır. Herhangi bir yönde tek yönlü değildir. Ben de hep söylüyorum: Müslümanı da eleştirsek, İslam'ı da eleştirsek aynı kapıya çıkıyor. Fakat savunmada "insanlar yanlış yapabilir, kaynağında böyle değil" deniyor. Açıp kaynağına bakıyoruz, tam da bu müslümanların yaptıklarını emrediyor. Bir fark göremiyoruz...

Gönderi tarihi:

ALINTI(ali0_1 @ 10-09-2008, 23:26) *

 

İslam Müslümanı yücelticidir Müslüman İslam'ı değil...

 

 

En yüce en kutsal VARLIK İNSAN,dır..olmasa İNSAN ne ALLAH nede DİN vardır..birde bu açıdan bakın lütfen.. :)

Gönderi tarihi:
ALINTI(ali0_1 @ 10-09-2008, 23:26) *

 

 

 

 

En yüce en kutsal VARLIK İNSAN,dır..olmasa İNSAN ne ALLAH nede DİN vardır..birde bu açıdan bakın lütfen.. :)

 

Haklısınız en kutsal varlık insandır, ancak Allah yaratmasa idi ne insan ne de din olmazdı, bu açıdan bakınca daha güzel görünüyor sayın Dayı...

Gönderi tarihi:
Asıl bu görüş, onların kişisel yorumudur. Ben İslam'ı tam uygulayan El Kaide ile Kurân ayetleri arasında bir çelişki görmüyorum. "Allah yolunda cihat edin" diyor, ediyorlar. Daha ne yapsın adamlar?

 

 

Yüceltme gibi bir işlev var mı bilmem... Ama İslam ile müslüman arasındaki etkileşim karşılıklıdır. Herhangi bir yönde tek yönlü değildir. Ben de hep söylüyorum: Müslümanı da eleştirsek, İslam'ı da eleştirsek aynı kapıya çıkıyor. Fakat savunmada "insanlar yanlış yapabilir, kaynağında böyle değil" deniyor. Açıp kaynağına bakıyoruz, tam da bu müslümanların yaptıklarını emrediyor. Bir fark göremiyoruz...

 

Katılmıyorum; çeşitli başlıklarda bizler de yanlış ya da sadece çeşitliliğin parçası olan algılama ve uygulamalara değindik ve bunlarla ilgili daha kalıplı pek çok yazıya ulaşılabilir...

 

En yüce en kutsal VARLIK İNSAN,dır..olmasa İNSAN ne ALLAH nede DİN vardır..birde bu açıdan bakın lütfen..

 

Bu yoruma da katılmıyorum...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.