Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ANKARA EKİN TİYATROSU


sanat adına bir adım...

Önerilen İletiler

HERKESE MERHABALAR.

ANKARA EKİN TİYATROSU SAHNESİNE BİR OYUN DAHA EKLEMEYİ TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN BAŞARDI.

 

19 OCAK 2006 TARİHİNDE START ALACAK OYUN İZMİR DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ YAZARLIK BÖLÜMÜ DOÇENTLERİNDEN SEMİH ÇELENK İN USTA KALEMİNDEN VE YÖNETMENLİĞİ İLE SAHNELEŞTİRİLEN BİR OYUN.

 

AYRICA YENİ START DİYEN BİR OYUN DA ERHAN GÖKGÜCÜNÜN KALEMİNDEN VE YÖNETMENLİĞİ İLE SAHNELEŞTİRİLEN HİROŞİMA SEVGİLİM ADLI OYUNDA ZORLUKLARA KARŞI KONULAN SAVAŞ IN GÖSTERGESİ.

 

GELELİM BOMBASINA EKİN TİYATROSUNUN...

 

GEÇTİĞİMİZ AYLARDA START ALAN BİR OYUN VARDI "OYUNUN SONU" İZMİR DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ YAZARLIK BÖLÜMÜ DOÇENTLERİNDEN SEMİH ÇELENK VE ANKARA EKİN TİYATROSU GENEL SANAT VE YAYIN YÖNETMENİ AYNI ZAMANDA KURUCUSU OLAN FARUK GÜVENÇ TARAFLARINDAN YAZILDI VE YÖNETİLDİ.

 

EKİN TİYATROSUNUN BÜNYESİNDE BULUNDURDUĞU KARINCA ÇOCUK TİYATROSU GRUBU İSE SEZONA 2 YENİ OYUNLA STARTINI VERDİ. ROBİNSON VE CUMA -MAVİ ÇOCUK ADLI OYUNLARI ÇOCUKLARI EĞLENDİRİCEK BİR OYUNU KOYDULAR YÜREKLERİYLE...

 

BU SAVAŞ DA TÜM ZORLUKLARA KARŞI GELEREK EMEK HARCAYARAK BU OYUNLARIN SAHNELENMESİNİ SAĞLAYAN ANKARA EKİN TİYATROSUNA NEDEN SAHİP ÇIKMIYORUZ O HALDE...

 

HADİ VAR MISINIZ BİR ADIM DA BİZ ATALAIM SANAT ADINA...

 

ANKARA EKİN TİYATROSU:MENEKŞE 1 SOK 8/A KIZILAY-ANKARA

 

GİŞE TEL:0312 419 56 56

FAX:0312 425 84 53

 

HADİ ARKADAŞLAR BİR ADIMDA BİZDEN...

HERKESİ BEKLİYORUZ.... BU SAVAŞA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HERKES KENDİ QUARTETİNİ KENDİ ÇALSIN…

 

Semih Çelenk

Düzenleme- Reji

 

Çokça anlatılır; 1980 darbesinden hemen sonra konservatuvar’a atanan, müzikle pek ilgisi olmayan bir müdür okulu teftişe çıkar. Çalışma odalarının her birinin kapısını açıp içerisini kontrol etmektedir. Kapısını açtığı bir odada dört öğrencinin çalıştığını görür ve sorar: “ne yapıyorsunuz siz burada?” Öğrenciler yanıt verir. “quartet çalışıyoruz efendim.” Yeni müdür hemen ultimatonu verir. “bundan böyle herkes kendi quartetini kendi çalışacak, öyle bir arada çalışmak yok!” Müdür “quartet”in “dörtlü” anlamına geldiğini ve dört enstrüman için yazılmış parçalara verilen ad olduğunu bilmemektedir. Vatan Kurtaran Şaban’ın da konservatuvar sahnesinde de, Şaban ve Mustafa “konsertmeister” kemancıdan bir quartet çalmasını ister ve “biz onu dört kişi çalışıyoruz” yanıtını alınca devletin ve milletin vergisinin nasıl heba edildiğinden dem vururlar. Acaba bu olay Haldun Taner’in oyunundan esinle mi gerçek hayata yakıştırılmıştır yoksa Haldun Taner de benzer bir olaydan etkilenerek mi yazmıştır bu sahneyi?

Öyle anlar yaşıyoruz ki, devlet adamlarından, siyasetçilerden, yöneticilerden öyle sözler duyuyoruz ki, işte öyle anlarda hayatın sanatın hep bir adım önünde gittiğini düşünüyoruz. Hayat o kadar absürd, grotesk, komik olabiliyor ki bazen işte o noktada sanatın eli kolu bağlanıyor.

Haldun Taner ustanın Vatan Kurtaran Şaban adlı oyununu da oyunla yaşıt bir insan olarak bugün yeniden okurken ve sahneye taşımaya çalışırken benzer şeyleri düşündüm. Bir yandan bakıldığında oyunda yaşanan olaylar öylesine “grotesk”ti ki, yaşantının hiçbir anında bu türden olaylara tanık olamayacağımız, bunların birer karikatür olduğu düşünülebilirdi. Öte yandan bakıldığında ise bu oyunun içerdiği tüm durumlar üç aşağı beş yukarı kültür hayatımız içinde yaşanmıştı da.

İşte böyle bakınca Haldun Taner ustanın Vatan Kurtaran Şaban güldürüsü, kültür-sanat hayatımız içinde yaşadığımız garipliklerin bir resm-i geçidi gibi gözüküyor.

Vatan Kurtaran Şaban’ı 40 yıl sonra “yeniden okurken” ve sahneye taşırken, oyundaki “güncel” olan esprileri, göndermeleri de bugüne taşımak gereğini duyduğumuzu belirtmek gerekiyor. Haldun Taner ustanın 1965 yılında bu oyunu yazarken yaptığı göndermeleri bugünün toplumsal-politik göstergeleri ile değiştirirken oldukça titiz davrandık ve bir “empati” kurmaya çalıştık. Haldun Taner usta bugün yaşasa bu politik göndermelerin yerine neleri kullanırdı diye düşündük ve bu karşılıkları bulmaya çalıştık. Bulduğumuzu düşünüyoruz.

Usta’nın 40 yıl önce anlattığı hikayeyi bugüne taşırken, oyunun bölümlerine çok fazla müdahale etmemek için geleneksel tiyatro’nun ögelerinden biri “meddah”ı “anlatıcı” rolünde oyuna sokarak, bir bakıma hikayeyi “yeniden” anlatmaya tercih ettik.

Bitirirken, bu tehlikeli yolculuğu paylaştığımız ve hikayeyi sahnede bedenleriyle ve soluklarıyla var eden oyuncu dostlarıma ve emek harcayan tüm ekibe; yaratıcı ve oyunun anlatımını pekiştiren, zenginleştiren müzikleri için Kemal Günüç’e; rejinin yükünü paylaşan hareket düzeni için İhsan Bengier’e; dekorları için Kenan Ürüt’e; ışıkları için Osman Koçak’a; sahnede enstrümanları ile bize güç veren müzisyen dostlarımıza ve bir neferi olmaktan hep gurur duyacağım Ankara Ekin Tiyatrosu’na birlikte üretmenin ve paylaşmanın keyfini yaşattıklarından ötürü içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Umuyoruz ki çalışırken bizim yaşadığımız keyfi ve hazzı sizler de izlerken alırsınız.

Haldun Taner ustayı doğumunun 90.yıldönümünde sevgiyle ve saygıyla anıyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

EKİN SANAT MERKEZİ(ANKARA EKİN TİYATROSU(AET))

 

OYUNLARINA MERHABA DİYELİM....

 

1.Vatan Kurtaran Şaban’ yeniden!

 

 

Ankara Ekin Tiyatrosu, Haldun Taner’in, 90’ncı doğum ve 20’nci ölüm yıldönümünde “Vatan Kurtaran Şaban” adlı oyununu sahneleyecek.

Haldun Taner’in 1965’te kaleme aldığı ve ilk kez 1967’de sahnelenen oyun, Ankara Ekin Tiyatrosu tarafından hala güncelliğini koruduğu için seçildi. 2006 yılında bir kez daha sahnelenecek olan oyunun dramaturgisi ve rejisini Semih Çelenk üstlenecek.

 

SEMİH ÇELENK

 

27 Eylül 1965'te İzmir'de doğdu. İlk ve Orta öğrenimini İzmir'de tamamladı. 1985'te DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, Tiyatro Bölümü, Dramatik Yazarlık Sanat Dalı'na girdi. 1989'da bu bölümden Sokak Tiyatrosu ve Model Oyunlar başlıklı teziyle mezun oldu. 1991'de Tiyatro-Mitologya İlişkileri başlıklı çalışmasıyla yüksek lisans ve 1997 yılında 1970'den 1980'e Türk Oyun Yazarlığında Eğilimler çalışmasıyla da doktorasını tamamladı. 1997 yılında Çek Cumhuriyeti'nin Prag ve Plzen kentlerinde, AICT'nin (Uluslararas› Tiyatro Eleştirmenler Birliği) düzenlediği Genç Eleştirmenler Seminerine ve 5. Plzen Tiyatro Festivaline katıldı. Toplamı elliye yakın, yaı›, oyun, şiir ve çevirileri Edebiyat- Eleştiri, Yeni İnsan, Özgür Gündem, Agon, Tiyatora, Express, Evrensel Kültür, Siyah-Beyaz, Yaratı, Yeni Politika, İkikalas Birheves, Kuva-yı Sahne, Gölge Tiyatro, Svet a Divadlo (Çek Cumhuriyeti) gibi gazete ve dergilerde yayımlandı, yayımlanıyor. Clifford Odets'ten Lefty'i Beklerken; Uyan ve Şarkı Söyle! ve Dario Fo'dan Yüzsüz adlı oyunları çevirdi. Yüzsüz 1993 yılında Ankara Ekin Tiyatrosu'nca ve 1994-95 tiyatro süreminde Adana Devlet Tiyatrosu'nca sahnelendi. Lefty'i Beklerken 1993-94 tiyatro süreminde Ankara Özgür Sahne taraf›ndan sahnelendi. Yayınlanmış Çalışmaları: Redd-i İthal (1996); Sokaktaki Tiyatro (1992); Ezilenlerin Tiyatrosu (A.Boal'den çeviri-1996); Yüzsüz (Dario Fo'dan çeviri- 1994); Tiyatronun Tarihi (O.G.Brockett'ten ortak çeviri- 2000); Avangard Tiyatro (C. lnnes'ten ortak çeviri- 2000). Sahneleme Çalışmaları: Sağırlar Söğüşmesi (Ankara Ekin Tiyatrosu 1993); Kadın Oyunları (ITC/1994 -İzmitŞehir Tiyatrosu/2000); Yeldeğirmeni (İzrnir Çocuk Tiyatrosu/1995); Köpek Diogenes (DEÜ S.Sanatlar› Bölümü/ 1993); Everyman (DEÜ S.Sanatlar› Bölümü 1994); Çirkin (Bursa Devlet Tiyatrosu/1996- Gölge Tiyatro/1998 - Bursa Devlet Tiyatrosu/2000); Sabun Kokulu Pencereler (DEÜ S.Sanatlar› Bölümü/1998); Bir Kadın (Tiyatrol/1998); Kırmızı Perde (DEÜ S.Sanatlar› Bölümü/2000), Öç Masalı (2002). Semih Çelenk'in yönettiği çalışmalar bugüne değin, Münih, Berlin, Tornio, Tostrup, Stuttgart ve Kopenhag kentlerinde sergilenmiştir. Şu anda D.E.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı Başkanlığı'nı yürütmektedir. Halen Gölge İnteraktif Tiyatro Dergisi'nin editörlüğünü yürüymekte ve bu dergide "BOŞ ALAN" adlı köşesinde yazıları yayınlanmaktadır.

 

 

 

2.Hiroşima: Eski bir şiir

 

 

1959 Yapımı “Hiroşima Sevgilim”, Devlet Tiyatroları Başrejisörü Erhan Gökgücü tarafından yeniden ele alındı ve Ekin Tiyatrosu’nda sahnelenmeye başladı.

Bir filmde oynamak için Hiroşima’ya gelen bir Fransız aktris (Funda Gökgücü) burada Japon bir mimarla (Tolga Tecer) tanışır. İkisi de evli olan ikili, bir otel odasında kaçamak yaparlar. Çiftin şiirsel aşk sahnelerinin üzerine Hiroşima’nın vahşeti serpilir. Aşkın duygusallığının ve savaşın korkunçluğu kadını geçmişe götürür. Kadın, savaş sırasında bir Alman askeriyle aşk yaşamış ve tam onunla kasabayı terk edecekken asker öldürülmüştür. Geçmişin bu noktasına takılmış olan kadın, Japon mimara bu aşkı anlatır film boyunca.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

HERKES KENDİ QUARTETİNİ KENDİ ÇALSIN…

 

Semih Çelenk

Düzenleme- Reji

 

Çokça anlatılır; 1980 darbesinden hemen sonra konservatuvar’a atanan, müzikle pek ilgisi olmayan bir müdür okulu teftişe çıkar. Çalışma odalarının her birinin kapısını açıp içerisini kontrol etmektedir. Kapısını açtığı bir odada dört öğrencinin çalıştığını görür ve sorar: “ne yapıyorsunuz siz burada?” Öğrenciler yanıt verir. “quartet çalışıyoruz efendim.” Yeni müdür hemen ultimatonu verir. “bundan böyle herkes kendi quartetini kendi çalışacak, öyle bir arada çalışmak yok!” Müdür “quartet”in “dörtlü” anlamına geldiğini ve dört enstrüman için yazılmış parçalara verilen ad olduğunu bilmemektedir. Vatan Kurtaran Şaban’ın da konservatuvar sahnesinde de, Şaban ve Mustafa “konsertmeister” kemancıdan bir quartet çalmasını ister ve “biz onu dört kişi çalışıyoruz” yanıtını alınca devletin ve milletin vergisinin nasıl heba edildiğinden dem vururlar. Acaba bu olay Haldun Taner’in oyunundan esinle mi gerçek hayata yakıştırılmıştır yoksa Haldun Taner de benzer bir olaydan etkilenerek mi yazmıştır bu sahneyi?

Öyle anlar yaşıyoruz ki, devlet adamlarından, siyasetçilerden, yöneticilerden öyle sözler duyuyoruz ki, işte öyle anlarda hayatın sanatın hep bir adım önünde gittiğini düşünüyoruz. Hayat o kadar absürd, grotesk, komik olabiliyor ki bazen işte o noktada sanatın eli kolu bağlanıyor.

Haldun Taner ustanın Vatan Kurtaran Şaban adlı oyununu da oyunla yaşıt bir insan olarak bugün yeniden okurken ve sahneye taşımaya çalışırken benzer şeyleri düşündüm. Bir yandan bakıldığında oyunda yaşanan olaylar öylesine “grotesk”ti ki, yaşantının hiçbir anında bu türden olaylara tanık olamayacağımız, bunların birer karikatür olduğu düşünülebilirdi. Öte yandan bakıldığında ise bu oyunun içerdiği tüm durumlar üç aşağı beş yukarı kültür hayatımız içinde yaşanmıştı da.

İşte böyle bakınca Haldun Taner ustanın Vatan Kurtaran Şaban güldürüsü, kültür-sanat hayatımız içinde yaşadığımız garipliklerin bir resm-i geçidi gibi gözüküyor.

Vatan Kurtaran Şaban’ı 40 yıl sonra “yeniden okurken” ve sahneye taşırken, oyundaki “güncel” olan esprileri, göndermeleri de bugüne taşımak gereğini duyduğumuzu belirtmek gerekiyor. Haldun Taner ustanın 1965 yılında bu oyunu yazarken yaptığı göndermeleri bugünün toplumsal-politik göstergeleri ile değiştirirken oldukça titiz davrandık ve bir “empati” kurmaya çalıştık. Haldun Taner usta bugün yaşasa bu politik göndermelerin yerine neleri kullanırdı diye düşündük ve bu karşılıkları bulmaya çalıştık. Bulduğumuzu düşünüyoruz.

Usta’nın 40 yıl önce anlattığı hikayeyi bugüne taşırken, oyunun bölümlerine çok fazla müdahale etmemek için geleneksel tiyatro’nun ögelerinden biri “meddah”ı “anlatıcı” rolünde oyuna sokarak, bir bakıma hikayeyi “yeniden” anlatmaya tercih ettik.

Bitirirken, bu tehlikeli yolculuğu paylaştığımız ve hikayeyi sahnede bedenleriyle ve soluklarıyla var eden oyuncu dostlarıma ve emek harcayan tüm ekibe; yaratıcı ve oyunun anlatımını pekiştiren, zenginleştiren müzikleri için Kemal Günüç’e; rejinin yükünü paylaşan hareket düzeni için İhsan Bengier’e; dekorları için Kenan Ürüt’e; ışıkları için Osman Koçak’a; sahnede enstrümanları ile bize güç veren müzisyen dostlarımıza ve bir neferi olmaktan hep gurur duyacağım Ankara Ekin Tiyatrosu’na birlikte üretmenin ve paylaşmanın keyfini yaşattıklarından ötürü içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Umuyoruz ki çalışırken bizim yaşadığımız keyfi ve hazzı sizler de izlerken alırsınız.

Haldun Taner ustayı doğumunun 90.yıldönümünde sevgiyle ve saygıyla anıyoruz.

Sevgili Semih

çokça anlatılan bu quartet çalışması anektodu sene olarak birinci mc (milliyetci cephe) zamanında geçmiştir tarih olarak 1975 senesinde dönemin ankara deneme lisesi müdürü İhsan Akpolat'ın konservatuara atandıgı zaman.aynı dönemde bir iki gün sonrada bale salonunda Pas de deux (ikili dans, düet) çalışmasında da kızlar alt salonda erkekler üst salonda çalışsınlar emri verildi.Bu dönem içinde bende ADK de ögrenciydim.

ve hiçbir üniversiteye baglı degildik YÖK yoktu ve özerk olarak çalışan bir okuldu parasız ögretmen okulları gibi.MC hükümeti tarafından önce güzel sanatlara baglandı ve kadroları geldi bu olaylar oldu.Bu olayı gerçekleştiren kişi Kolombo lakaplı bir güzel sanatlar memuru idi İhsan Akpolatı müdür yardımcısı.Bu insanlarda şu anda hala H.Ü konservatuarında çalışan sadece Çglar Türker isimli müdür muavini ve solfej ögretmeni kalmiştir

ikinci mc de ise kız sanatcıların giydigi point ayakabıları için (bu ayakkabılar halen yury dışından getirtilir)bulamıyorlarsa mest giysinler denmiştir meclis tutanaklarında da vardır

 

sevgiyle kalın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.