Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
sn mavi olmayan gökyüzü

 

yaşanılanların ve doğada ki canlıların;

 

muhteşem olması,ya da açıklanamaması

 

Muhammed in ''--ben Tanrı nın elçisiyim...''

 

demesine inanmanızı gerektirmirmeyeceği gibi,

 

onun,Tanrı nın elçisi olduğunuda ispatlamaz!

 

SAYGILAR

 

Tabi ki bu başlı başına bir ispat değildir;öncelikle şöyle başlayayım...evren nasıl yaratılmıştır?Tesadüf denilirse ben hemen şunu yazarım...hiçbir mükemmellik tesadüfi değildir.Bunu bilimsel verilerle açıklayıp,aklımda bu konuda soru işareti bırakılmayacaksa;hay hay!Ama eğer insanlar bana göre değil,gerçekten muhteşem olan bu evreni ve oluşumları temeli sağlam bilgilerle açıklayamayacaksa ben Tanrı verdır derim;elçilik ve İslamiyet sonrasıdır...

  • Cevaplar 163
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Tabi ki bu başlı başına bir ispat değildir;öncelikle şöyle başlayayım...evren nasıl yaratılmıştır?Tesadüf denilirse ben hemen şunu yazarım...hiçbir mükemmellik tesadüfi değildir.Bunu bilimsel verilerle açıklayıp,aklımda bu konuda soru işareti bırakılmayacaksa;hay hay!Ama eğer insanlar bana göre değil,gerçekten muhteşem olan bu evreni ve oluşumları temeli sağlam bilgilerle açıklayamayacaksa ben Tanrı verdır derim;elçilik ve İslamiyet sonrasıdır...

 

Tanrı vardır demene saygı duyuyorum o ayrı...

Tabiki diyebilirsin bu çok doğal.

 

Fakat bu elçilik olayı bambaşka bir durum,

islamiyet olur,hristiyanlık olur ya da başka bir din farketmez, hepsi aynı...

 

Siz EVRİM konusunda ne düşünüyorsunuz,

mesela yararlı mutasyonlar bilim çevreleri tarafından kabul görmüş bir gerçektir.

 

 

size bir kaç soru

 

zenci ırkı nasıl oluşmuştur?

 

erkeklerde ki meme ne işe yarar?

 

ot ve yeşil bitkilerle beslenen hayvanların hiç olmadığı yerlerde neden dikenli bitkilere rastlanmaz?

 

Tesadüf yaşamın bir parçası değil mi?

 

Kutuplardaki ayılar neden beyazdır?

 

Gönderi tarihi:
Tanrı vardır demene saygı duyuyorum o ayrı...

Tabiki diyebilirsin bu çok doğal.

 

Fakat bu elçilik olayı bambaşka bir durum,

islamiyet olur,hristiyanlık olur ya da başka bir din farketmez, hepsi aynı...

 

Siz EVRİM konusunda ne düşünüyorsunuz,

mesela yararlı mutasyonlar bilim çevreleri tarafından kabul görmüş bir gerçektir.

 

 

size bir kaç soru

 

zenci ırkı nasıl oluşmuştur?

 

erkeklerde ki meme ne işe yarar?

 

ot ve yeşil bitkilerle beslenen hayvanların hiç olmadığı yerlerde neden dikenli bitkilere rastlanmaz?

 

Tesadüf yaşamın bir parçası değil mi?

 

Kutuplardaki ayılar neden beyazdır?

 

 

Allah'ın varlıgını kabul eden bırının peygamberı yada dını kabul etmıyor olması, sınıf baskanının bıle bıtakım kurallar vazettıgı koydugu bır dunyada Allah'în ınsanları kuralsızlıga mahkum etmesını bekleyenlerı anlamıyorum.

 

bu evrım denılen seyın bır turu baska bıture cevırmek yada benzetmek ıcın kac bın yıla ıhtıyacı oldugunu bılen bı arkadas soyleyebılırmı acaba. ben tam bılmıyorum ama heralde en az 3-4 bın yıldır bı degısıklık yok.

 

yoksa bu seferkı surec dıgerlerınden bıraz dahamı uzun surmelı.

Gönderi tarihi:
Tanrı vardır demene saygı duyuyorum o ayrı...

Tabiki diyebilirsin bu çok doğal.

 

Fakat bu elçilik olayı bambaşka bir durum,

islamiyet olur,hristiyanlık olur ya da başka bir din farketmez, hepsi aynı...

 

Sayın EVDEYOKUZ'a katılıyorum.

Bir insanın, nasıl olduğu, ne olduğu, insandan birşey bekleyip beklemediği bilinemeyen bir ilaha inanmasının bence bir sakıncası yoktur.

Ama elçilik olayı bambaşka.

Elçilik iddiası, aynı zamanda inanılan o ilah adına kural koyma iddiasıdır.

Peki dayanak nedir?

"rüyamda halüsinasyon gördüm, ilah benle konuştu" fantazisinden başka birşey değil.

 

Allah'ın varlıgını kabul eden bırının peygamberı yada dını kabul etmıyor olması, sınıf baskanının bıle bıtakım kurallar vazettıgı koydugu bır dunyada Allah'în ınsanları kuralsızlıga mahkum etmesını bekleyenlerı anlamıyorum.

 

Esasen, Allah'ın varlığına inanan insanların, bir peygambere inanmasını anlamak güçtür.

Zira, peygamber göndermek insanlara balık vermektir. (Kural göndermek)

Kural yerine, akıl vermek ise, insanlara balık tutmayı öğretmektir. (Kural yapmasını sağlayacak yetenek vermek, yani akıl vermek)

 

Bir taraftan, allah'ın insan gibi mükemmel bir varlık yarattığını iddia edeceksin, allah'ın insanlara, diğer mevcudatta bulunmayan bir yetenek (akıl) verdiğini iddia edeceksin, sonra da tutup bu insanların kural yapmaktan bile aciz olduğunu ileri sürüp, allah'a "bu yarattığın insan beceriksizin teki, kendi başına bişey yapamaz, bize kural ver" diyeceksin ve inandığın allah'a hakaretlerin en büyüğünü edeceksin.

 

Bu ne biçim bir inançtır böyle, "allah, allah" diye diye yeri göğü inletecesin, ama ona olmadık hakaretler ettiğinin bile farkına varamayacaksın?

Merak ediyorum, bu Allah denen şeye, Muhammed'den ve taraftarı müslümanlardan daha fazla hakaret eden bir topluluk var mı dünyada?

Kendi inancıona bile bu kadar saygısızlık eden ve bunun bile farkında olamayan başka bir topluluk var mı, gerçekten merak ediyorum.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sayın EVDEYOKUZ'a katılıyorum.

Bir insanın, nasıl olduğu, ne olduğu, insandan birşey bekleyip beklemediği bilinemeyen bir ilaha inanmasının bence bir sakıncası yoktur.

Ama elçilik olayı bambaşka.

Elçilik iddiası, aynı zamanda inanılan o ilah adına kural koyma iddiasıdır.

Peki dayanak nedir?

"rüyamda halüsinasyon gördüm, ilah benle konuştu" fantazisinden başka birşey değil.

 

 

 

Esasen, Allah'ın varlığına inanan insanların, bir peygambere inanmasını anlamak güçtür.

Zira, peygamber göndermek insanlara balık vermektir. (Kural göndermek)

Kural yerine, akıl vermek ise, insanlara balık tutmayı öğretmektir. (Kural yapmasını sağlayacak yetenek vermek, yani akıl vermek)

 

Bir taraftan, allah'ın insan gibi mükemmel bir varlık yarattığını iddia edeceksin, allah'ın insanlara, diğer mevcudatta bulunmayan bir yetenek (akıl) verdiğini iddia edeceksin, sonra da tutup bu insanların kural yapmaktan bile aciz olduğunu ileri sürüp, allah'a "bu yarattığın insan beceriksizin teki, kendi başına bişey yapamaz, bize kural ver" diyeceksin ve inandığın allah'a hakaretlerin en büyüğünü edeceksin.

 

Bu ne biçim bir inançtır böyle, "allah, allah" diye diye yeri göğü inletecesin, ama ona olmadık hakaretler ettiğinin bile farkına varamayacaksın?

Merak ediyorum, bu Allah denen şeye, Muhammed'den ve taraftarı müslümanlardan daha fazla hakaret eden bir topluluk var mı dünyada?

Kendi inancıona bile bu kadar saygısızlık eden ve bunun bile farkında olamayan başka bir topluluk var mı, gerçekten merak ediyorum.

 

Saygılar.

 

bunların bırer tuzak soru olmadıgını dusuncelerınızın ıfadesı oldugunu kabul ederek soyleyebılecegım sudur.

 

ıstebılımın cok sık kullandıgı bır tespıt.

 

ınsan kendı beynını ılk arastırmalara gore %10 unu daha sonrakılere gore ıse % 1,5 ını ancak kullanabılmektedır.

 

goruldugu gıbı ınsan mukemmel bır makınadır.

 

onu sevk, ıdare ve analız edebılmek ıcın bır kılavuza ıhtıyac vardır.

 

ıste merhamet sahıbı olan Allah sızın ıstedıklerınızın ıkısınıde (hem balıgı hemde oltayı- hem aklı hem kılavuzu) vermıstır. sık sıkta dusunmezmısınız, akletmezmısınız gıbı ıkazlar ve 1 saat tefekkuru bın sene nafıle ıbadetten ustun saydıgını vazeden peygamberımız efendımız a.s ılede tesvık edılmıstır.

 

bakın bu dedıklerımız ınsana daır olan e bıde ısın kaınat boyutu var.

 

gercekten sızın dedıgınız gıbı sadece akıl vermıs olsa ıdı ''yarabbı bıze neden bu kadar agır yuk yukledın'' seklınde haklı ıtırazlar olma ıhtımalı var.

 

var oglu var sn braın. gelın bız aspırın ıcerken hala bazen okudugumuz prospektuse, kaınatı anlama kıtabı olan kur'an dan daha fazla onem atfetmeyelım.

Gönderi tarihi:
Tanrı vardır demene saygı duyuyorum o ayrı...

Tabiki diyebilirsin bu çok doğal.

 

Fakat bu elçilik olayı bambaşka bir durum,

islamiyet olur,hristiyanlık olur ya da başka bir din farketmez, hepsi aynı...

 

Siz EVRİM konusunda ne düşünüyorsunuz,

mesela yararlı mutasyonlar bilim çevreleri tarafından kabul görmüş bir gerçektir.

 

 

size bir kaç soru

 

zenci ırkı nasıl oluşmuştur?

 

erkeklerde ki meme ne işe yarar?

 

ot ve yeşil bitkilerle beslenen hayvanların hiç olmadığı yerlerde neden dikenli bitkilere rastlanmaz?

 

Tesadüf yaşamın bir parçası değil mi?

 

Kutuplardaki ayılar neden beyazdır?

 

 

Değerli arkadaşım,

 

Tanrı vardır kısmı beni daha çok ilgilendiriyor aslında bu başlıkta;neden mi?

 

Ben lise yıllarında Allah'ın varlığını kabul etmezdim;tek gerekçem dünya üzerinde ki adaletsizlikler...özellikle İslam coğrafyası.Geçenlerde SİMALYILDIZINET arkadaşım bana çok güzel bir video linki göndermişti;onu izlerken aklıma tekrar o yıllar geldi...ben red etmiştim;çünkü ben insanın bu kadar can yakarışlarını hak ettiğini düşünmüyorum...hala da düşünmüyorum...yalnız bir farkla;o zaman nerde bu Tanrı derdim;şimdi ise yapan yine insan diyorum.

 

aslında çok dindar biri değilim;ama ben adalet için o varlığı kabul ediyorum...ölümün adaleti karşısında acizliğim muhteşem..

 

şimdi gelelim elçiliğe...

 

ben elçilik olmalı diyorum;nitekim dünya eğer sınav yeri ise;o yaratıcı kendisiyle değil;kendisini temsil edenle o sınavda yer alacaktır.Birde şu açıdan bakmal lazım;biz bugün bir başbakana onun görevlendirdikleri ile ancak ulaşabiliyoruz...kaldı ki karşınızda herşeyi yarattığını ifade eden bir yaratıcı var.

 

Sorduğunuz sorulara biyolojiden nefret eden,bu konuda sıfır olan biri olarak susmakla yetineceğim...

 

Evrime gelelim...Evrim teorisi hakkında ki bilgilerim pek sağlam değil;ilk defa hep çürütülmüş bir iddia olarak gösterilen evrim tartışmalarına lise yıllarında ilgi duymaya başladım.Mustafa Akyol,akıllı tasarımın Türkiye kanadı rolünü üstlenmişti.HY bu konuda ki kitapları ile bu teoriyi ayrıca çürütme yoluna gitmiştir.

 

Evrimciler,Darvinizm teorisine karşı geliştirilen çürütmelere yine bilimi dayanak olarak kullanıp üstelemeye çalışıyor.Şimdi tam olarak hatırlayamıyorum;ama özellikle fosiller konusunda evrimciler ve akıllı tasarımcılar arasında ciddi anlamda çatışmalar yaşanmıştır.

 

Bunun yanında bazı İslami kesimler,evrimin bize söyledikjlerini Kuran zaten asırlar öncesinde yazmıştı diyor.

 

Ben evrimi yok saymam.Evrim bence de vardır.Ama bu evrim anlayışı içerisinde insanı çıkarmalıyız diye düşünüyorum...şöyle ki mutlaka canlılar değişim ve gelişim içerisindedir;yalnız bu gelişim insanın fiziki ve ruhi özelliklerini belirli sınırlarda zorlar...saygılar!

 

Gönderi tarihi:

 

Değerli arkadaşım,

 

Tanrı vardır kısmı beni daha çok ilgilendiriyor aslında bu başlıkta;neden mi?

 

Ben lise yıllarında Allah'ın varlığını kabul etmezdim;tek gerekçem dünya üzerinde ki adaletsizlikler...özellikle İslam coğrafyası.Geçenlerde SİMALYILDIZINET arkadaşım bana çok güzel bir video linki göndermişti;onu izlerken aklıma tekrar o yıllar geldi...ben red etmiştim;çünkü ben insanın bu kadar can yakarışlarını hak ettiğini düşünmüyorum...hala da düşünmüyorum...yalnız bir farkla;o zaman nerde bu Tanrı derdim;şimdi ise yapan yine insan diyorum.

 

aslında çok dindar biri değilim;ama ben adalet için o varlığı kabul ediyorum...ölümün adaleti karşısında acizliğim muhteşem..

 

şimdi gelelim elçiliğe...

 

ben elçilik olmalı diyorum;nitekim dünya eğer sınav yeri ise;o yaratıcı kendisiyle değil;kendisini temsil edenle o sınavda yer alacaktır.Birde şu açıdan bakmal lazım;biz bugün bir başbakana onun görevlendirdikleri ile ancak ulaşabiliyoruz...kaldı ki karşınızda herşeyi yarattığını ifade eden bir yaratıcı var.

 

Sorduğunuz sorulara biyolojiden nefret eden,bu konuda sıfır olan biri olarak susmakla yetineceğim...

 

Evrime gelelim...Evrim teorisi hakkında ki bilgilerim pek sağlam değil;ilk defa hep çürütülmüş bir iddia olarak gösterilen evrim tartışmalarına lise yıllarında ilgi duymaya başladım.Mustafa Akyol,akıllı tasarımın Türkiye kanadı rolünü üstlenmişti.HY bu konuda ki kitapları ile bu teoriyi ayrıca çürütme yoluna gitmiştir.

 

Evrimciler,Darvinizm teorisine karşı geliştirilen çürütmelere yine bilimi dayanak olarak kullanıp üstelemeye çalışıyor.Şimdi tam olarak hatırlayamıyorum;ama özellikle fosiller konusunda evrimciler ve akıllı tasarımcılar arasında ciddi anlamda çatışmalar yaşanmıştır.

 

Bunun yanında bazı İslami kesimler,evrimin bize söyledikjlerini Kuran zaten asırlar öncesinde yazmıştı diyor.

 

Ben evrimi yok saymam.Evrim bence de vardır.Ama bu evrim anlayışı içerisinde insanı çıkarmalıyız diye düşünüyorum...şöyle ki mutlaka canlılar değişim ve gelişim içerisindedir;yalnız bu gelişim insanın fiziki ve ruhi özelliklerini belirli sınırlarda zorlar...saygılar!

 

sn mavi olamayan gökyüzü

 

Tanrı ile arandaki ilişkinin temelinde adalet var... Adalet arayışın karşısında saygım sonsuz...

 

Evrimin Tanrıyla bir sorunu yok,

ve fakat

Kuran ve Muhammedin Evrimle sorunu var malesef

Evrim kesinlikle Tanrıya saldırmaz,

onun varlığı ister istemez inananları zıvanadan çıkarıyor,

çünkü yaslandıkları duvarı sallıyor

Kuran ve ondan önceki tüm ilahi kitaplar

Dünyanın oluşumu ve canlıları konu edinmiş

ve bunlarla ilgili kendi doğrularını söylemiş.

Fakat evrim teorisi gelişip sağlam temellere oturdukça

tüm bildiklerimiz ya da aslında bildiğimizi sandımız şeyler yerle bir olmuştur.

moda deyimle tüm ezberleri bozulmuştur.

Evrim öyle bir kaç dergiden gazeteden ya da arkadaş sohbetinden öğrenilecek bir şey değildir.

Materyalist olup evrimi bilmeyen o kadar çok insan varki,

kaldı ki insanların çoğu

egemenler (yani adaleti insan evladına çok görenler)

tarafından yoğun bir dezenformasyona maruz kalıyor

Ben

maddenin-canlıların biyolojik tarihini okudukça

insanın ve toplumların değişim ve gelişim tarihini okudukça

düşünce tarihini okudukça

din nedir anladım.

Şimdi bu ilahi kitaplar bana masal gibi geliyor

Özellikle Evrimi öğrendikçe

içimde büyüklüğünü bile farketmediğim bir boşluğun nasıl dolduğunu hissettim

Artık etrafıma baktığım zaman, doğaya baktığım zaman kendimi yabancı hissetmiyorum

bu dünyada misafir olduğumu hissetmiyorum, taşıda benim toprağıda benim havasıda suyuda...

Belkide başka bir dünya yok...

Gönderi tarihi:

Mutasyon, gen yapısında meydana gelen ani değişikliklerdir.

Ve genetik olarak kopyalanır,öteki nesillere aktarılır.

Daha çok hastalık olarak ortaya çıkmasına rağmen bazı mutasyonlar canlı için avantaj sağlayabilir.

 

Basit bir örnek vermek istiyorum.

 

Yakın zaman da şimdiye kadar insanların yaşamadığı değişik canlı türlerinin bulunduğu

bir adaya insanlar yerleşmişler doğal olarak evcil hayvanlarınıda getirmişler.

Bu ada üzerinde yapılan bir araştırmada ada üzerindeki yeşil bitkilerin içinde dikenli bitki türünde ciddi bir artış var.

Çünkü adaya insanlarla beraber gelen keçi,koyun,inek vb hayvanlar dikenli yeşil bitkilerin

artma sebepleridir.

O adaya ait dikensiz bitkiler yok olmayla karşı karşıya kalmışlar.

 

Şimdi burda az olan dikenli bitki türü mutasyona uğramış bir bitkidir. yani dikenleri mutasyondan kaynaklı.

fakat insanlar yerleşmeden önce bu dikenler onlar için hiç bir avantaj sağlamazken adaya hayvanların gelmesiyle bir avantaja dönüşmüştür. Burada aynı türden dikensiz bitkiler içinde dikenli olanın geçirdiği mutasyon kendi türü içinde ona avantaj sağlamıştır.Diğerleri yok olurken kendisi bu avantajını kendi tohumlarına aktarmıştır. Uzun zaman sonra dikensizler tükenmiş sadece dikenli olanlar kalmıştır.

 

İşte basitçe evrimin mantığı bu.

Buranda anlaşılacağı gibi öyle sadece çeresel etmenlerle bir değişim yok

(zürafanın boynunun uzun olması ağaç dallarından sürekli beslenmesinden kaynaklanmadığı gibi)

 

İnsanlar maymundan gelmemiştir, ortak bir atadan beraber gelmişiz

Karıncalar bile bizim kadar evrimleşmiştir. Çünkü onlarında kendilerine göre avantajları var

Karınca kendi ağırlığının 40 katı kadar bir ağırlığı taşıyabiliyor örneğin.

Kutup ayıları zamanla beyazlaşmamıştır

Zencilerde sıcaktan kararmamışlardır.

Kullanılmayan organa ne olur, erkeklerin memesi hala var.

Stalin,kruşçev bile evrimi anlayamadığı için koskoca SSCB nin tarım politikasını yerle bir etmişlerdir

iklim koşulları uymadığı halde bazı bitkileri sürekli o bölgede yetiştirerek zamanla o iklim koşullarına uyum göstereceğini sanmışlar.

Bir köpeğin sürekli yeni doğan yavrularının kuyruğunu kesseniz bunu 1000000000 defa yapsanız yavrusu yine kuyruklu doğar.İnsanın bile hala kuyruk sokumu var.

Neyse o kadar çok yanlış bilinen şeyler varki...

Gönderi tarihi:
sn mavi olamayan gökyüzü

 

Tanrı ile arandaki ilişkinin temelinde adalet var... Adalet arayışın karşısında saygım sonsuz...

 

Evrimin Tanrıyla bir sorunu yok,

ve fakat

Kuran ve Muhammedin Evrimle sorunu var malesef

Evrim kesinlikle Tanrıya saldırmaz,

onun varlığı ister istemez inananları zıvanadan çıkarıyor,

çünkü yaslandıkları duvarı sallıyor

Kuran ve ondan önceki tüm ilahi kitaplar

Dünyanın oluşumu ve canlıları konu edinmiş

ve bunlarla ilgili kendi doğrularını söylemiş.

Fakat evrim teorisi gelişip sağlam temellere oturdukça

tüm bildiklerimiz ya da aslında bildiğimizi sandımız şeyler yerle bir olmuştur.

moda deyimle tüm ezberleri bozulmuştur.

Evrim öyle bir kaç dergiden gazeteden ya da arkadaş sohbetinden öğrenilecek bir şey değildir.

Materyalist olup evrimi bilmeyen o kadar çok insan varki,

kaldı ki insanların çoğu

egemenler (yani adaleti insan evladına çok görenler)

tarafından yoğun bir dezenformasyona maruz kalıyor

Ben

maddenin-canlıların biyolojik tarihini okudukça

insanın ve toplumların değişim ve gelişim tarihini okudukça

düşünce tarihini okudukça

din nedir anladım.

Şimdi bu ilahi kitaplar bana masal gibi geliyor

Özellikle Evrimi öğrendikçe

içimde büyüklüğünü bile farketmediğim bir boşluğun nasıl dolduğunu hissettim

Artık etrafıma baktığım zaman, doğaya baktığım zaman kendimi yabancı hissetmiyorum

bu dünyada misafir olduğumu hissetmiyorum, taşıda benim toprağıda benim havasıda suyuda...

Belkide başka bir dünya yok...

 

Değerli arkadaşım,

 

din vicdani olandır;inanan da inanmayanda benim için saygı duyulandır.Ben inanırım,siz inanmazsınız.Bu kadar basittir.Bu basitlik ne zaman karmaşaya dönüşür;inanın inanmayanı ''günahkar'' ,inanmayanın da inananı ''yobaz''ilan edip;kendine ait değerleri oma aşılamaya başladığı anda.

 

evrim bilimsel anlamda ne kadar geçerlidir,geçerli ise de kesin doğruları olmayan bilim içinde ne kadar değişmezliği barındırandır...?

 

din,insan için nedir,evrim genel anlamda da bilim ile ne kadar orantılıdır...en can alıcı soru;bilim dinin neresindedir.?

 

değerli arkadaşım,insan sadece somut bilgilerle,olay ve olgularla var olan bir varlık değildir;onun sadece beş duyu organı ile algıladığı bir dünya değildir,yaşadığı dünya...insan herşeyi ile muhteşem,herşeyi ile süpriz dolu olan bir varlıktır;onu üstün kılan düşünce ve duygularıdır ki;bilim tam bu noktada insan karşısında aciz kalandır.

 

din bir masaldır;kitapları bu masaldan ibarettir yaklaşımı;herşeyden önce sizin olan yaklaşımdır;saygı duyarım.Yalnız;masal olarak ifade edilen dinin insan hayatında ki önemi;bir masal mantığıyla anlatılmayacak kadar özeldir.Din bence bir masal değildir;her masal unutulmaya mahkumdur,asırlaya hükmetmeye değil.

 

aslında çok da derinlere inmemek lazım;İslam asırlardır var olan bir din...Sadece İslam demeyelim;diğer dinler de buna birer örnekdir.Asırlarca insan tarafında taşınan din masal olacak kadar basit değildir.

 

insanlık tarihinin diğer adı olan dinler;birer masal değildir.Masal her daim insana haz alınacak bir dünya sunar;din azabı gösteririr ve insanı uyarır.

 

evrime gelince;dediğim gibi ben evrimi dinle kıyaslayacak kadar birikimli biri değilim maalesef...yaratılış konusunda olan ayetler ve bunun bilimle temellendirme gayretleri...bu konuda ayetler ile açıklayan arkadaşlarım olursa ayrıca sevinirim.

 

işin aslı bence din insan hayatına dair herşeyi içine alan bir evrenselliktir.Ki mutlaka bilimde bu din sınırları içerisinde insana ve yaşama belirli açıklamalar getiriyordur;insanı ve insanın düşünme sınırlarını da göz ardı etmemek gerek.Saygılar!

Gönderi tarihi:
Değerli arkadaşım,

 

din vicdani olandır;inanan da inanmayanda benim için saygı duyulandır.Ben inanırım,siz inanmazsınız.Bu kadar basittir.Bu basitlik ne zaman karmaşaya dönüşür;inanın inanmayanı ''günahkar'' ,inanmayanın da inananı ''yobaz''ilan edip;kendine ait değerleri oma aşılamaya başladığı anda.

 

evrim bilimsel anlamda ne kadar geçerlidir,geçerli ise de kesin doğruları olmayan bilim içinde ne kadar değişmezliği barındırandır...?

 

din,insan için nedir,evrim genel anlamda da bilim ile ne kadar orantılıdır...en can alıcı soru;bilim dinin neresindedir.?

 

değerli arkadaşım,insan sadece somut bilgilerle,olay ve olgularla var olan bir varlık değildir;onun sadece beş duyu organı ile algıladığı bir dünya değildir,yaşadığı dünya...insan herşeyi ile muhteşem,herşeyi ile süpriz dolu olan bir varlıktır;onu üstün kılan düşünce ve duygularıdır ki;bilim tam bu noktada insan karşısında aciz kalandır.

 

din bir masaldır;kitapları bu masaldan ibarettir yaklaşımı;herşeyden önce sizin olan yaklaşımdır;saygı duyarım.Yalnız;masal olarak ifade edilen dinin insan hayatında ki önemi;bir masal mantığıyla anlatılmayacak kadar özeldir.Din bence bir masal değildir;her masal unutulmaya mahkumdur,asırlaya hükmetmeye değil.

 

aslında çok da derinlere inmemek lazım;İslam asırlardır var olan bir din...Sadece İslam demeyelim;diğer dinler de buna birer örnekdir.Asırlarca insan tarafında taşınan din masal olacak kadar basit değildir.

 

insanlık tarihinin diğer adı olan dinler;birer masal değildir.Masal her daim insana haz alınacak bir dünya sunar;din azabı gösteririr ve insanı uyarır.

 

evrime gelince;dediğim gibi ben evrimi dinle kıyaslayacak kadar birikimli biri değilim maalesef...yaratılış konusunda olan ayetler ve bunun bilimle temellendirme gayretleri...bu konuda ayetler ile açıklayan arkadaşlarım olursa ayrıca sevinirim.

 

işin aslı bence din insan hayatına dair herşeyi içine alan bir evrenselliktir.Ki mutlaka bilimde bu din sınırları içerisinde insana ve yaşama belirli açıklamalar getiriyordur;insanı ve insanın düşünme sınırlarını da göz ardı etmemek gerek.Saygılar!

 

sn. mavi olmayan gökyüzü

 

''İNSAN NASIL İNSAN OLDU''

 

Yayınevi : Say Yayınları

Yazar : Erich SEGAL, M. ILIN

Basım Yeri : İstanbul

Basım Tarihi : 2008

Sayfa Sayısı : 592 syf

 

Bu dünyada bir dev var.

Bu devin öyle kolları varki, hiç güçlük çekmeden bir lokomotifi kaldırabilir.

Bu devin öyle ayakları varki,günde binlerce kilometre koşabilir.

Bu devin öyle kanatları varki,bulutlar üzerinde,kuşların çıkamadığı yüksekliklerde uçabilir.

Bu devin öyle yüzgeçleri varki,su altında balıklardan daha iyi yüzebilir.

Bu devin öyle gözleri ve kulakları varki,görülmeyenleri görür,başka bir kıtada konuşulanları işitir.

Bu dev o kadar güçlüdürki, dağları delip geçer ve doludizgin akıp giden suları durdurur.

Bu dev yeryüzünü istediği gibi değiştirir,ormanlar diker denizleri birleştirir,çölleri sular.

Kimdir bu dev?

Bu dev insandır.

Acaba insan nasıl dev oldu,nasıl dünyanın efendisi oldu?

Bu kitapta işte bunları anlayacağız...

 

İnsanı, onun geçirdiği evreleri anlamak, kendimizi ve bugünü anlamaktır.

Bunun için herkesin bu kitabı okuması gerekir...bilim insan karşısında aciz değil...

 

(Kitabın tanıtım yazısından alıntı)

Gönderi tarihi:
sn. mavi olmayan gökyüzü

 

''İNSAN NASIL İNSAN OLDU''

 

Yayınevi : Say Yayınları

Yazar : Erich SEGAL, M. ILIN

Basım Yeri : İstanbul

Basım Tarihi : 2008

Sayfa Sayısı : 592 syf

 

Bu dünyada bir dev var.

Bu devin öyle kolları varki, hiç güçlük çekmeden bir lokomotifi kaldırabilir.

Bu devin öyle ayakları varki,günde binlerce kilometre koşabilir.

Bu devin öyle kanatları varki,bulutlar üzerinde,kuşların çıkamadığı yüksekliklerde uçabilir.

Bu devin öyle yüzgeçleri varki,su altında balıklardan daha iyi yüzebilir.

Bu devin öyle gözleri ve kulakları varki,görülmeyenleri görür,başka bir kıtada konuşulanları işitir.

Bu dev o kadar güçlüdürki, dağları delip geçer ve doludizgin akıp giden suları durdurur.

Bu dev yeryüzünü istediği gibi değiştirir,ormanlar diker denizleri birleştirir,çölleri sular.

Kimdir bu dev?

Bu dev insandır.

Acaba insan nasıl dev oldu,nasıl dünyanın efendisi oldu?

Bu kitapta işte bunları anlayacağız...

 

İnsanı, onun geçirdiği evreleri anlamak, kendimizi ve bugünü anlamaktır.

Bunun için herkesin bu kitabı okuması gerekir...bilim insan karşısında aciz değil...

 

(Kitabın tanıtım yazısından alıntı)

 

ben o kitabı okumuştum...ilk okuduğumda bu ne demiş,daha sonra oldukça hoşuma gitmişti...değerli arkadaşım ben herşeyden önce duygularım karşısında acizim,ölüm karşısında acizim...var mı daha büyük acizlik...!

Gönderi tarihi:
ben o kitabı okumuştum...ilk okuduğumda bu ne demiş,daha sonra oldukça hoşuma gitmişti...değerli arkadaşım ben herşeyden önce duygularım karşısında acizim,ölüm karşısında acizim...var mı daha büyük acizlik...!

 

sn mavi olmayan gökyüzü

 

saygı duyuyorum tercih sizin tabiki...

ölüm ve yaşam

ikisinide kutsamanın yanlış olduğunu düşünmekle beraber

nasıl mutlu oluyorsa insan öyle yaşamalı...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.