Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Bakara 171 : kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler Araf 179: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. İşte asıl gafiller onlardır. * Furkan 44 : Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar. Tevbe 28: Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir *****. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir. Bakara 65 : İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz. Maide 60: De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır. Cuma 5-: Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür. Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. Araf 176 : Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler Burada şunu belirtmek istiyorum. İnanmayan birini böyle gören dinin ılımlısı, ılımsızı nasıl olur onu da siz tayin edin. Japonlar puta taparlar... Şimdi Muhammede inanmıyor ve puta tapıyor diye niye zalim olsun ********* olsun ki... Böyle inamayana kötü bakana ben nasıl saygı duyabilirim... Anlamış değilim... Saygılar.. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Evet arkadaşlar (özellikle dinciler) cevap bekliyorum... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 yukarıda meallerini verdiğiniz ayetlerde inançsüzların içine düştüğü durumlar tasvir edilmiştir. Ayrıca ayetlerde belli bir şahıs değil inanmayan insanın içinde bulunduğu durumun olumsuz neticeleri ve halleri teşbihlerle anlatılmıştır. 1. “Kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.” (Bakara 171) Kafirler Allah’ın indirdiklerini reddedince hep bağıran ve çağıran kimseler oldular. Yer ve gökleri bağırmakla ve çağırmakla doldururlar ki, böylece alim ve düşünür olarak bilinsin ve anılsınlar. Oysa, onlar gerçeği görmeyen kör, işitmeyen sağır ve konuşamayan dilsiz kimselerdir. Gerçek ve hak Allah’ın indirdiğidir. Fakat onlar bunu görmek, işitmek, tanımak istemezler. Daima kendileri daha üstün görürler. Bu gerçeği bağırış ve çağırışlarla da örtmeye çalışırlar. İşte, bu asırda bunu görüyoruz. Kafirler dünyayı boş laflarla ve kakırtılarla doldurdular. Fikirlerini yüksek ve görüşlerini parlak olarak göstermeye çalıştılar. Oysa fikirleri akla ve fıtrata uymayan, sadece boş gürültü dolu sözlerdir. Aynı anda, doğru fikirleri söyleyenlerin ağızlarını kapatırlar, hapse atarlar veya öldürürler. Ayrıca doğruyu söyleyenlere değişik ithamlar yapıştırırlar. Terörist, fundamentalist, radikal, muta’ssıb, gerici, ajan, fitneci v.s. gibi. Bununla beraber kendi fikirlerini süslerler ve diğerlerininkini kötülerler. Fakat karşıt fikirlere müsaade etmezler, sahiplerini ezerler, kötülerler ve itham ederler. Hz. Muhammed (sav)’e karşıda öyle yapıldı. Bu asırda aynı şeyi yapıyorlar. devamı gelicek tane tane idrak ederek ve rahat okumanız açısından ayet ayet eklicem Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 2.ARAF SURESİ 179- Gerçekten de yemin olsun ki cinlerden ve insanlardan bir çoğunu da cehennem için yarattık, ki bunlar hüsranlarına haklarında ezeli hüküm verilmiş mahluklardır. Lâkin sırf cebir tarikiyle ve kendilerinin yaptıkları ve sebep oldukları şeyler hesaba katılmadan ve dikkate alınmadan cehennemlik olmuş değillerdir. Aslında başlangıçta "ahseni takvim", yani en güzel biçimde yaratılmış, şuur fıtratını taahhüt etmiş iken sonra "esfeli safiline" düşmüş ve cebren kurtarılmalarına ilâhî meşiyetin ilgisiz kalmış olması bakımındandır. Allah Teâlâ ezeli ilmiyle biliyordu ki, bunlar ileride irade ve hürriyet sahibi oldukları zaman taahhütlerini yerine getirmeyecekler ve görevlerini yapmayacaklar, fıtratlarındaki emaneti, şühudu ve marifeti ve diğer güçlerini hak yolunda kullanmayacaklardır, "Alçaklığa saplanıp kalacaklar ve heveslerine uyacaklardır." Allah Teâlâ'nın onları doğrudan doğruya cehenneme zorlaması değil, cennete zorlaması, sonu bir taraftan cennete, bir taraftan cehenneme giden, kârlı olabileceği gibi, zararı da olan bir hayata, kâr yolunu taahhüt ettirerek atması fakat taahhütlerinin yerine getirilmesini kendilerine bırakması ve onların üstlerine yüklemesidir. Burada mutlak zorunluluk (cebr-i mahz) olmadığına dikkat çekilerek buyuruluyor ki, onların kalbleri vardır. Kendilerine duyacak bir kalb verilmemiş ve fıtrattaki misaka bağlanmamış değillerdir. Lâkin bu kalblerle fıkıh etmezler, yani işi derinden derine anlamazlar. Kendi vicdanında duyulması ve farkına varılması gereken şeye dikkat etmezler, gereği gibi duyup anlamazlar, gözleri de vardır. Lâkin bunlarla görülecek şeyi görmezler, kulakları da vardır. Lâkin bunlarla işitmezler, işitilecek şeyi dinleyip duymazlar. Hasılı Allah'ın akıl ve duygu kuvvetlerini insan gibi ve gerektiği şekilde kullanmazlar. İşte bunlar en'âm (hayvan) gibidirler. Gönüllerinde, gözlerinde ve kulaklarında insanlığa mahsus olan mânâ ve şuur bulunmaz. Hayvan gibi sadece bir gövde ve ses ile insan olunur sanırlar ve yalnızca görünüş ile ilgilenirler. Veya bütün duyguları ve idrakleri münhasıran bu dünya hayatındaki geçim sebeplerine yöneliktir. Belki bunlar hayvandan da daha aşağı, daha şaşkındırlar. Çünkü en'âm denilen aşağı canlılar, yaratılıştan ve doğuştan gelen amaçlarından sapmazlar, seçebilecekleri kadar menfaat ve mazarratlarını seçerler, onları elde etmeye gücü yettiği kadar çaba gösterir, tehlikelerden korunmaya çalışır. Hiçbir uzvunu yaratılış gayesinin dışında kullanmaz, ileri gitmese de geri de kalmaz, yaratılışını değiştirmez. Onlar ise aksine gelişmeye ve ebedi mutluluğa aday olan yaratılışlarından gereği gibi yararlanmazlar, yararlanmak şöyle dursun onun bozulmasına sebep olurlar da ebedi azaba götüren bir yola girerler. Ve işte onlar o gafillerin ta kendileridir. Tam anlamıyla ****** diye işte bunlara denilir. Zira beyinleri ve kalbleri var, fakat şuurları yoktur. Nefislerine karşı şahit olmuşlardır da kendi özlerinden haberleri olmaz, fıtratlarındaki misak ve taahhüdü duymazlar, aldırmazlar. Kendi iç gözlemleriyle, fıkh-ı nefsî denilen kendi iç dikkatleriyle duymadıkları gibi, dışarıdan gözlerine sokulan âyetlerin, kitabın ve kulaklarına okunan hak kelâmının verdiği haberlerin şahitliğiyle de duymazlar. Vücud var, vicdan namına bir şeyleri yoktur. Dini, bir vehim; kitabı, bir eğlence; ilâhî kelâmı, bir musıki diye karşılarlar. ilâhî işlerle dünya işleri arasındaki inceliğin farkına varmaz, kimin kulu olduklarını, neye veya kime tapacaklarını bilmezler. Gönülleri boş heva, gözleri şekil ve resim, kulakları anlamsız sesler, müsemmasız isimler peşinde dolaşır durur. Kendilerine kalb, göz, kulak verip yaratan, yaratılıştan kendilerini rablık mîsakına taahhüt ettiren, Semî (işiten), Basîr (gören) ve eşi-benzeri olmayan Allah Teâlâ'ya türlü türlü şirkler koşarlar, gafletlerinden dolayı Allah'ı anmazlar, anarlarsa bile O'nun münezzeh şanına layık olmayan isim, sıfat ve özelliklerle anarlar. Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 3.FURKAN SURESİ 44 Yoksa sen onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini, yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Hayır ne getirilen bir delili tanır, söz dinlerler, ne de aklî delili tanır, akıl ile hareket ederler. Gerçekten onlar hayvanlar gibidir. Aklına ve işittiğine göre hareket etmez, soyut isteklerine uyarlar. Hatta gidişce daha sapkındırlar Çünkü,(hayvan ve daha sapkındırlar demesinin sebebii) evcil hayvanlar kendilerine bakanlara bağlanırlar, kendilerine iyilik edenlerle kötülük edenleri seçerler, faydalarına olan şeyleri arar, zarar veren şeylerden kaçarlar, yediği içtiği yeri tanır, öğrendiği yolu şaşırmazlar. Kendilerine verilen güçlerde tembellik etmez, yaratıldıkları yönde sarfederler. Hak ve hayır inancı olmayan da haksızlık ve kötülük inancı da yoktur. Bu kimseler Rabblarını tanımazlar. O'nun nimetlerine karşı nankördürler. Ebedî fayda olan sevabı istemez, en büyük zarar olan azabdan korunmazlar. Yurtlarına bile hainlik ederler. Yaratılışı bozmaya, fitneler çıkarmaya çalışır, haksızlık ve fitne ile yalan dolan ve aldatma ile dünyayı karıştırırlar. . Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 2.ARAF SURESİ 179- Ve işte onlar o gafillerin ta kendileridir. Tam anlamıyla ****** diye işte bunlara denilir. Zira beyinleri ve kalbleri var, fakat şuurları yoktur. Nefislerine karşı şahit olmuşlardır da kendi özlerinden haberleri olmaz, fıtratlarındaki misak ve taahhüdü duymazlar, aldırmazlar. Kendi iç gözlemleriyle, fıkh-ı nefsî denilen kendi iç dikkatleriyle duymadıkları gibi, dışarıdan gözlerine sokulan âyetlerin, kitabın ve kulaklarına okunan hak kelâmının verdiği haberlerin şahitliğiyle de duymazlar. Vücud var, vicdan namına bir şeyleri yoktur. Dini, bir vehim; kitabı, bir eğlence; ilâhî kelâmı, bir musıki diye karşılarlar. ilâhî işlerle dünya işleri arasındaki inceliğin farkına varmaz, kimin kulu olduklarını, neye veya kime tapacaklarını bilmezler. Gönülleri boş heva, gözleri şekil ve resim, kulakları anlamsız sesler, müsemmasız isimler peşinde dolaşır durur. Kendilerine kalb, göz, kulak verip yaratan, yaratılıştan kendilerini rablık mîsakına taahhüt ettiren, Semî (işiten), Basîr (gören) ve eşi-benzeri olmayan Allah Teâlâ'ya türlü türlü şirkler koşarlar, gafletlerinden dolayı Allah'ı anmazlar, anarlarsa bile O'nun münezzeh şanına layık olmayan isim, sıfat ve özelliklerle anarlar. Yapma yahu... Ben şimdi düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu görüyorum... Rahman ve rahim ile başla fakat daha sonra başla savurmaya, aşaığılamaya, küçültmeye... Allah neden bu gibi insanları aşağılar ve onları zalim eder ki... Kusura bakmayın ama Hiiiiiç mantıklı değil... Hakkaten işiniz çoook zor... Neden mi?... Sorgulama ve derinlik yok... Saygılar... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 4. TEVBE SURESİ 28- Ey müminler! Müşrikler ***** başka birşey değiller. Müşrik olmaları bakımından onlar sırf ***** demektirler. Şirk manevî *** en fenasıdır. Ayrıca bunlar taharetlenmezler, gusül ve abdest nedir bilmezler, cenabet gezerler, maddi ****** sakınmazlar. Ne bedenleri, ne elbiseleri ****** arınmaz. Bu bakımdan da kendileri aynen ve bizzat *** değilse de öyle denecek kadar pisliğe bulanmış ve batmış olan kimselerdir. Bundan dolayı da temiz değillerdir. Bu mânâyı hakkıyla anlatabilmek için kasır suretiyle ve mübalağa sığasıyla "*****" buyurulmuştur ki, ayniyle necasetten başka bir şey değiller demektir. Hasan Basrî'den de abdesti engelleyecek ******* kastedildiğini anlatmak üzere "Bir müşrikle musafaha eden abdest alsın."buyurmuştur... Zira öylesine ayniyle necis olsalardı hiçbir şekilde temizlenmeleri mümkün olmazdı. Halbuki onlar da iman ve taharet ile temiz olabilirler. Sonra şer'an da aklen de açıktır ki, bu hüküm insan olarak yaratılmaları açısından değildir, şirk gibi kendi kespleri açısından arızî bir durumdur. Bu husus çok açık ve âşikâr olduğu içindir ki, mübalağa sığasiyle ayniyle ***** olarak gösterilmelerinde bir belağat vardır. Yani müşrikler de birer insan olmak bakımından aynen ve doğuştan değil, müşrik olmaları dolayısıyla itikat ve amel yönünden pisliğe batmışlardır. Sanki bir **** gibi iğrenilecek durumdadırlar. Dışarıdan **** görünmese bile şirkleri sebebiyle manen pistirler. İşte bundan dolayı: Bu seneden sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar.(manevi ****** dolayı abdest ve gusl alamamaları hasebiyle..) in verilebilir, ancak dikkatli olmak ve ihtiyatı elden bırakmamak şartıyla. Denilebilir ki bu yasak, iktisadın kurallarına aykırı, halkın ticaret ve kazancına engel değil midir? Müşrikler Mescid-i Haram'a yaklaşmaktan menedilip hacdan kesilince onların bu çevreye sağlayageldikleri kâr ve faydalar da sona ermeyecek mi? Ve bu yüzden Hicaz bölgesi ve hatta bütün Arabistan halkı zarar görmez mi? Kâbe bu açıdan da "İnsanları ayakta tutan." bir âmil, bir etken değil midir? Özellikle başlıca gelir kaynakları haccın bereketine bağlı bulunan bu "ot bitmez, ekin yetişmez" (İbrahim, 14/37) vadinin halkı geçim sıkıntısı çekmez mi? gibi birtakım sualler ve endişeler haklı olarak akla gelebilir. İşte bütün bu çeşit sorulara cevaben buyuruluyor ki; Ve eğer fakir ve muhtac duruma düşmekten korkarsanız, Allah sizi ilerde kendi fazl u kereminden zengin edecektir. İnşaallah: Yani dilerse. Gerçekten de o seneden itibaren hayır ve bereket artmaya başlamış. Tebale ve Cüreş ahalisi gibi birçok bölge insanları müslüman olmuş. Mekke'ye eskisinden de fazla yiyecek sevkeylemişler. Sonra fütuhat devri başlayınca yeryüzünün her tarafından insanlar oraya akın akın gelmeye başlamışlar. Bütün bunlar Allahın emirlerinin icrasına bağlı olarak gerçekleşmiş bulunan ilâhî vaadlerdir. Bu vaadin inşallah ile takyid edilmiş olmasına gelince: Evvela bütün ümitlerin Allah'a yöneltilmesi hikmetine, sonra da her fert, her durum ve her zaman bu refahın değişmez birşey olmayacağına işarette bulunmak ve dikkat çekmek içindir. Şüphe yok ki, Allah alîmdir, ahvalinizi, içinizi dışınızı çok iyi bilir. Hakîmdir. Engellemesini de ihsanını da hikmetle yapar. Onun için siz ey müminler, ilâhî bilgiler ve ilâhî hikmetlerle verilmiş olan bu emirleri tutun, bu yasaklara uyun! Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 4. TEVBE SURESİ 28- Ey müminler! Müşrikler ****** başka birşey değiller. Gerisini okumaya bile gerek duymuyorum... Bu Allahın dili olamaz... İnanmıyorum... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Araf-179. Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir. Açıklama. Lafzen, "daha da sapıklar" -çünkü hayvanlar sadece içgüdülerine ve tabii ihtiyaçlarının sevkine bağlı olup ahlakî bir tercihde bulunmalarını hem mümkün, hem de zorunlu kılacak bir"BİLİNÇTEN" de yoksundurlar. Alıntı
Φ Macron Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 toplumsal yapının en temel yapıtaşı olan aile kavramını bile alt üst edecek mesajlar ileten bir kurumsal yapının dünya düzenini, huzurunu sabotaj edecek eylemlere dönüşmesini ne engelleyecek sizce? "kardeniş veya babanız olsa dahi müşriklerden yüz çevirin" !!!! Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 4. TEVBE SURESİ 28-Ve eğer fakir ve muhtac duruma düşmekten korkarsanız, Allah sizi ilerde kendi fazl u kereminden zengin edecektir. İnşaallah: Yani dilerse. [/b] O nedenle bu ülkeler zenginlik ve refah içinde öylemi... Hadi canım sende... Afganistan Arnavutluk Azerbaycan Bahreyn Bangladeş Benin Birleşik Arap Emirlikleri Bosna-Hersek Brunei Burkina Faso Cezayir Cibuti Çad Endonezya Fas Fildişi Kıyısı Filistin Gabon Gambiya Gine Gine-Bissau Guyana Irak İran Kamerun Katar Kazakistan Kırgızistan KKTC Komor Kuveyt Lübnan Libya Maldivler Malezya Mali Mısır Moritanya Mozambik Nijer Nijerya Özbekistan Pakistan Senegal Sierra Leone Somali Sudan Surinam Suriye Suudi Arabistan Tacikistan Togo Tunus Türkiye Türkmenistan Uganda Umman Ürdün Yemen Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Araf-179. Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir. Açıklama. Lafzen, "daha da sapıklar" -çünkü hayvanlar sadece içgüdülerine ve tabii ihtiyaçlarının sevkine bağlı olup ahlakî bir tercihde bulunmalarını hem mümkün, hem de zorunlu kılacak bir"BİLİNÇTEN" de yoksundurlar. Çok basit, güçsüz ve zayıf bir düşünce bence.... Din bu değil... Bu olamaz... Biz yutmayız... Yaratıcı yarattığına bu kadar çaresiz ve aşağılayıcı olamaz... Aklım almıyor.. (Sorgulamalarımın haklılığını gösteriyor yazılanlar)... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Allah'ın izni ile hiç birsey zor değildir.... sorularınızın cevabı o kadar basitki bunlara cevap verme konusunda zorlanabileceğimi düşünmeniz sanırım sizin soruları zorlukla seçmenizden kaynaklanıo... Yapma yahu...Ben şimdi düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu görüyorum... Rahman ve rahim ile başla fakat daha sonra başla savurmaya, aşaığılamaya, küçültmeye... Allah neden bu gibi insanları aşağılar ve onları zalim eder ki... bahsedilen zalimlik insanlara karsı kötü olmak değil insanın kendisine karşı yaptığı zalimliktir...inanmayarak verilen bitin nimete nankörlük etmesidir... kısaca açıklayalım...düşünün ki siz ihtiyaç sahiplerine yardım ettiniz.elinizde avucunuzda ne varsa verdiniz zor günlerinde yanında oldunuz kendinizden önce onu düşündünüz... ancak gün geliyor sizin ona karşı yağtığınız bütün yardımları reddediyor yetmiyor dipnot die birinin bize yardım etmesi onda merhamet duygusunun varlığı söz konusu olamaz diyor.yetmiyor sizin kötülüğünüzü merhametsiz olduğunuzu insanlara yaymaya başlıyor ve onları etkiliyor. ..acaba sizin bu insana karsı tepkiniz ne olurdu... ki ben bunu haşa ALLAH la kıyaslamıyorum çünkü ALLAH'U tealanın bize yaptığı yardımları verdiği nimetleri saymakla bitiremeyiz...sadece bi empati kurun istedim düşünsenize siz kaç yaşındasınız diyelim ki 20 .. 20 sene önce hiç bir insan sizin varlığınızdan haberdar değildi. bu gün sizi en çok seven heralde anneniz ve babanızdır... annen ve baban bile senden haberdar değildi eğer ALLAH seni yaratmasaydı hiçde olamayacaktı ve aranızdaki bu muhteşem sevgi var olmayacaktı...siz yoktunuz ve eger ALLAH sizi yaratmasaydı bu gün arkadaş toplantılarında adınız anılmayacak o sizi çok seven kişiler dipnota karşı bi sevgi besleyemeyecekti...biraz kalbinizle düşünün. sadece bi an düşünün.. ya olmasaydınız bu gün rahatca yaşamayı savunduğunuz bu dünya hayatı sizden haberdar olamayacaktı... ama var oldunuz Allah varlık sahasına sizide koydu.. neden neden bi düşünsenize bi futbol maçı düşünün teknik drektör en güvendiği 11 kişiyi koyar sahaya en iyi oynayanları koyar.. peki siz madem güvenilmediniz siz madem en iyi değilsiniz neden var edildiniz. *********. Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 toplumsal yapının en temel yapıtaşı olan aile kavramını bile alt üst edecek mesajlar ileten bir kurumsal yapının dünya düzenini, huzurunu sabotaj edecek eylemlere dönüşmesini ne engelleyecek sizce? "kardeniş veya babanız olsa dahi müşriklerden yüz çevirin" !!!! sadece almak istediğiniz yeri alıyor gerisini boşveriyorsanız bu tavırla hiç bir yyere varamazsınız ... bu ayeti kerime müslümanların hicret ettiği sırada nazıl olmuş tur...hicret bütün müslümanlar için hafife alınmayacak kadar imanı tartan olaylardan biridir...çünkü topraklarını mallarını herşeylerini dinleri ve inançları uğrunda terketmektir hicret... ancak o dönemde çıkarları uğrunda veya bazı planlar doğrultusunda müslüman oldum diyen insanlar vardı..bu kişiler gerçekten inanmadıkları bi vahy doğrultusunda anne ve babalrını bırakamayacak dolayısıyla kuran ayetlerine iman edip etmedikleri ortaya çıkacak...ayeti kerimenin asıl amacı budur...kısaca diyebiliriz ki bir imtihan dır bu ayeti kerime bizler ve o dönemdeki müslümanlar içinde imtihan hayatın olmazsa olmaz kuralıdır.. açıklamanın hepsini okumanızı tavsiye ederim kuranda başka ayetlerde ne olursa olsun anne ve babaya ihsan edilmesini öğütlemektedir.. kuranı kerim anne ve baba kelimesini zikrettiği ayetlerin çoğunda ihsan kelimesini kullanmıştır.. ihsan ne demektir. karşılık beklemeden bol bol ikram etmek...ikram derken saygı sevgi anlayış hoşgörü de içermektedir.... neden anlamını bilmediğiniz fakat sizler gibilerin kötü olarak yorumladığı bu ayetleri görüyor gözleriniz.. neden hakikate açmıyorsunuz gözlerinizi.. neden... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gerisini okumaya bile gerek duymuyorum...Bu Allahın dili olamaz... İnanmıyorum... size su sözlerinizi hatırlatmak istiyorum sevgili arkadaşım dipnot.... "inandım diyen bir kişiyle tartışmaya girmak kadar hatalı bir davranış olamaz.. çünkü o inandım diyerek bütün tartışmaların önünü kapatmıştır..." bende size sormuştum ki aynı durum inanmadım diyen için de söz konusu değilmidir... ancak soruma cevap alamamıştım... buraya kısmetmiş... gerisini okumaya bile gerek duymuyorsunuz çünkü doğrulara kapatmışsınız kendinizi bence doğrulardan korkuyorsunuz... müşriklere pis denilmesinin nedeni abdest ve gusl almadıkları ve almaya uygun temizlikte olmadıkları için kurana göre necis ve hades sayılmaları dır...bu şekilde pisken mescidi harama girilmesi dinimizce yasaklanmıştır... bu Allah'ın dili olamaz derkende Allah'a olan inncınızı belirtiyorsunuz .. Allah var ama Allahın sizin anladığınız kötü anlamda konuşmayacağına inanmıyorsunuz.. Allah çünkü güzel konuşur.bunu sizde biliyorsunuz....tebrik ederim katılıyorummm... saygılarımla okuyucu araştırmacı kimliğimizi bi kenara atmayalım... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Çok basit, güçsüz ve zayıf bir düşünce bence....Din bu değil... Bu olamaz... Biz yutmayız... Yaratıcı yarattığına bu kadar çaresiz ve aşağılayıcı olamaz... Aklım almıyor.. (Sorgulamalarımın haklılığını gösteriyor yazılanlar)... [b Aslında yutmadığınız belli... Müminun, Suresi. 12-Andolsun, biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. 13-Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. 14-Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. 15-Sonra bunun ardından siz gerçekten ölecek olanlarsınız. "DİN" ve "İNSANLARIN" sahibi Yüce "ALLAH c.c." Kainatı ve İnsanları yarattı. İnsan'a "İRADE" verdi ve o "İNSAN" istediği gibi itiraz edebiliyor, İster,inanıyor,isterse inanmıyor ama benim merak ettiğim olay bu her şeye itiraz eden "İNSAN" her şeyide çok bilen, bir tek şey yapsın bütün İDDİA'LARIMDAN VAZ GEÇECEĞİM... O şey nemi; "KIL" yanlış okumadınız "KIL", bir tek aslı gibi, İnsan vücüdünda bulunan bir tek "KIL" I yapsın yeter... Sorgulamaya devam... ][/b] Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 O nedenle bu ülkeler zenginlik ve refah içinde öylemi...Hadi canım sende... tevbe suresi 28. ayet hicret döneminde doğup buyudukları toprakları, mallarını evlatlarını arkasında bırakarak hicret eden topluluğa hitaben inmiş bir ayeti kerimedir...bunu bilmiyorum daha kaçıncı kez söylücemmm..lütfen okuyalımmmmm isterseniz hicretten sonra müslümanların kazandıkları zaferleri ganimetleri bir hatırlayalım...Allahu tealanın fazlu keremi işte budur... bedir savası...350 kişilik müslüman ordusuna karşılık 1000 kişilik müşrük ordusu...sonuç Allah'ın vaadettiği yardımm geldi ve sayıca az olan müslüman ordusu müşrikleri yendi.. uhud savası...700 kişilik bir müslüman ordusu (başlangıçta 1000 kişiydi ancak yolda 300 kadar münafık ordudan ayrılıp geri döndü)ve karşılarında 3000 kişilik müşrik ordusu...savaş çok ayrıntılı gidişat itibariyle müslümanlar kazansada kesin bir zafer elde edilemedi ancak müşrikler parasal anlamda bütün ganimetlerini bırakarak kaçtılar.... hendek savası...10.000 kişilik bi müşrik ordusu medine sınırlarına geldiğğinde karşılarında zekice hazırlanmış bir savunma tekniği olan hendeği gördüler ve beklemeye başldılar.. kuşatmanın 27. gününde peygamber efendimizin duası ile AllahU teala'nın ayette vaadettiği yardım geldi ve müşriklerin üzerine yagmur kasırga gibi doğal afetleri saldı ve müşrkler korkudan arkalarına bile bakmadan kaçtılar. yanlarında getirdikleri bütün ganimetler müslümanlara kaldı.. bu ve bunun gibi bir sürü başarı hikayesi... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 size su sözlerinizi hatırlatmak istiyorum sevgili arkadaşım dipnot.... "inandım diyen bir kişiyle tartışmaya girmak kadar hatalı bir davranış olamaz.. çünkü o inandım diyerek bütün tartışmaların önünü kapatmıştır..." bende size sormuştum ki aynı durum inanmadım diyen için de söz konusu değilmidir... ancak soruma cevap alamamıştım... buraya kısmetmiş... gerisini okumaya bile gerek duymuyorsunuz çünkü doğrulara kapatmışsınız kendinizi bence doğrulardan korkuyorsunuz... "Kendini doğrulara kapatan" inandım diyenlermi, yoksa inanmadım diyenlermi acaba? "İnandım"ın anlamı, başka alternatif kabul etmem anlamlıdır. İnanmadım da ise, şimdilik ben buna inanmadım. Alternatifleri akıl ve mantık süzgecinden geçirip, madde dünyasının ilkeleri(tümden gelim) ile de doğrularsam ancak inanırım düşüncesi saklıdır. müşriklere pis denilmesinin nedeni abdest ve gusl almadıkları ve almaya uygun temizlikte olmadıkları için kurana göre necis ve hades sayılmaları dır...bu şekilde pisken mescidi harama girilmesi dinimizce yasaklanmıştır... Temizlik insanların tümüne has bir olgudur. Temizliğin de kuralları vardır. Abdest ve gusülle temizlik olmaz. Fiziki ve ruhi temizlik ayrı şeylerdir karıştırmayalım. bu Allah'ın dili olamaz derkende Allah'a olan inncınızı belirtiyorsunuz .. Allah var ama Allahın sizin anladığınız kötü anlamda konuşmayacağına inanmıyorsunuz.. Allah çünkü güzel konuşur.bunu sizde biliyorsunuz....tebrik ederim katılıyorummm... saygılarımla okuyucu araştırmacı kimliğimizi bi kenara atmayalım... Arkadaşımın inancını bilmiyorum ama o anlamda söylediğini sanmıyorum. "İyi" vasıflı birisinin kötülük yapamayacağını söylemek istiyor. Görünmeyen bir ruhun bölgesel lisan kullanmayacağını, bölgesel kültürleri benimseyemeyeceğini söylemek istiyor. Ben öyle sanıyorum. Kendisi daha doğrusunu söyleyecektir mutlaka. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 bu Allah'ın dili olamaz derkende Allah'a olan inncınızı belirtiyorsunuz .. Allah var ama Allahın sizin anladığınız kötü anlamda konuşmayacağına inanmıyorsunuz.. Allah çünkü güzel konuşur.bunu sizde biliyorsunuz....tebrik ederim katılıyorummm... saygılarımla okuyucu araştırmacı kimliğimizi bi kenara atmayalım... Allaha inanıp inanmamam sizi için önem teşkil etmemeli... O benim şahsı tasarrafumdur... Kaldı ki hiç kimseye Allaha inanıyormusunuz diye tuhaf bir soru sorulmaması gerektiğini düşünüyorum... "Diğer taraftan Allahın kötü konuşmayacağına inanmıyorsunuz" şeklinde düşüncenize gelince evet tabirinizle böyle bir yaratıcı böyle gereksiz, anlamsız bir şekilde insanların inanç farklılığından dolayı bu tür acizhane, gereksiz ve yeknesak bir dil kullanamaz... Ben bile şu halimle hangi inançtan olursa olsun insanları olduğu gibi, kendi mutlulukları dahilinde, özgür düşünce ve huzurlu bir yaşam sürmelerine çok saygılıyım... Bilirim ki din insanların hiçbirine bir artı değer katmaz / katamaz... O kişinin kendi içinde yaşayabileceği, inancı doğrultusun yaratanla kendi arasında özel bir durumdur... Son olarak... Dini inançlardan çok daha sorunları ve önemli meseleleri var insanlığın... Çünkü binlerce yıldır aynı duaları okuyam ve aynı dualarla yaradandan birşey bekleme gibi anlamsız bir gelecek insanlık için büyük tehlikedir, uyutmadır, yıkıcıdır... Saygılar... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2008 Allaha inanıp inanmamam sizi için önem teşkil etmemeli...O benim şahsı tasarrafumdur... Kaldı ki hiç kimseye Allaha inanıyormusunuz diye tuhaf bir soru sorulmaması gerektiğini düşünüyorum... "Diğer taraftan Allahın kötü konuşmayacağına inanmıyorsunuz" şeklinde düşüncenize gelince evet tabirinizle böyle bir yaratıcı böyle gereksiz, anlamsız bir şekilde insanların inanç farklılığından dolayı bu tür acizhane, gereksiz ve yeknesak bir dil kullanamaz... Ben bile şu halimle hangi inançtan olursa olsun insanları olduğu gibi, kendi mutlulukları dahilinde, özgür düşünce ve huzurlu bir yaşam sürmelerine çok saygılıyım... Bilirim ki din insanların hiçbirine bir artı değer katmaz / katamaz... O kişinin kendi içinde yaşayabileceği, inancı doğrultusun yaratanla kendi arasında özel bir durumdur... Son olarak... Dini inançlardan çok daha sorunları ve önemli meseleleri var insanlığın... Çünkü binlerce yıldır aynı duaları okuyam ve aynı dualarla yaradandan birşey bekleme gibi anlamsız bir gelecek insanlık için büyük tehlikedir, uyutmadır, yıkıcıdır... Saygılar... sizin Allah'a inanmanız emin olun benim için çok değerli.... ayrıca ben zaten size Allah'a inanıyormusunuz gibi bir soruda yöneltmedim... Allah'ın dili aciz değildir .. o konuşanların en güzelidir... sizin aciz olarak nitelendirdiğiniz şey ayetle ilgili kendi düşüncelerinizdir.. ayeti nasıl anladığınız dır aciz olan.... dualarımdasın sevgili dipnot Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2008 "Kendini doğrulara kapatan" inandım diyenlermi, yoksa inanmadım diyenlermi acaba? "İnandım"ın anlamı, başka alternatif kabul etmem anlamlıdır. İnanmadım da ise, şimdilik ben buna inanmadım. Alternatifleri akıl ve mantık süzgecinden geçirip, madde dünyasının ilkeleri(tümden gelim) ile de doğrularsam ancak inanırım düşüncesi saklıdır. hiç bir mantıklı açıklamayı kabul etmemeniz mi tartışmaya açık olduğunuzu gösterir... gerisini okumaya bile gerek duymuyorum demek ne demektir..benim anladığım bana yeter bundan gerisine inanmam demektir..bu nasıl tartışmaya açıklık... Temizlik insanların tümüne has bir olgudur. Temizliğin de kuralları vardır. Abdest ve gusülle temizlik olmaz. Fiziki ve ruhi temizlik ayrı şeylerdir karıştırmayalım. ayetin sonunu dikkatli okursanız müşriklerin mescidi harama girmemesi konusunda bir uyarı var..mescidi harama ibadet için girilir...islamiyette namaz kılmak oruç tutmak kuran okumak gibi ibadetlerde isterseniz tabiri caizse bal dök yala olsanız bile abdest almanız gerekmektedir... abdest insanı hem ibadete hazırlar hem feyz verir hemde maddi manevi bütün pisliklerden temizler....kuranda islam dininin kitabı olduğuna bu ayeti kerimede kuranı kerimin bir parcası olduğuna göre islamiyette temizlik özellikle manevi temizlik en başta gusl ve abdestle olur.. Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Birgün Ahmet'i boğulurken gördüm. Hiç korkmadım ve atladım suya. Ahmeti aldım çıkartım dışarıya. Ahmet kurtardığıma sevineceğine bana bir tokat aşketti ve saçlarımı niye bozdun dedi. Zorda kalan bir arkadaşıma 500 YTL para verdim. Gidip kumar oynamış ve 1000 YTL'de borçlanmış gelip bana niye bana 500 YTL verdin diye sövüp saydı. Mümkün müdür? Değildir. Soruyu şöyle soralım. Ama önce ortaya da bir veri koyalım. Kur'an diğer insanları niye böyle nitelendirmiştir derken Kur'an'ın söylediği herşeyin doğru olduğunu kabul edeceğiz. Mesela; tüm evreni Allah tarafından yaratıldığını, evren içerisindeki dünyanın yaratılışındaki kusursuzluğu, insanlar için doğada bulunan binlerce farklı güzelliğin yaratıcısının Allah olduğunu kabul edeceğiz. Ve devam edeceğiz; Yaşayabilmemizin yegane nedeni o. Su olmazsa yaşayamayacağız, hava olmazsa yaşayamayacağız, yemek olmazsa yaşayamayacağız, o olmazsa yağmur yağmayacak, çiçek açmayacak, dünya dönmeyecek, güneş ışığıyla/ısısıyla bizlere ulaşmayacak. Tüm bunları yaratan Allah'tır önkabulüyle hareket edeceğiz. Zira Kur'an bunları da söylüyor. Hal böyle olunca; Allah Teala, bütün bu nimetleri hem kabul edip ve hem de bunların tek kaynağı olan kendisine sırt çevirenlere bir azabı belirtiyor. Bir insan olarak biz birine bir elma versek ve o bu elmayı bizden almadığını söylese biz neler düşünürüz. Allah Teala, kendisinin bilinmesini istediği için bu evreni yaratmıştır. Kendisinden başka tanrı yoktur. Kendisinin tam olarak bilinmesi için Peygamberler göndermiş ve dini tebliğ ettirmiştir. Onun yanına gerek İlah yerleştirenler gerekse onun varlığını yok sayanlar nasıl bir eylemi gerçekleştirmektedirler evvela bunun idrakine varmak gerekir. Hem tüm dünya sizin için yaratılmış olsun hem de bunu yaradanı yok sayın. Bu kabulle hareket edildiğinde Kur'an'daki ayetler daha net anlaşılacaktır. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Tüm bunları yaratan Allah'tır önkabulüyle hareket edeceğiz. Zira Kur'an bunları da söylüyor. Hal böyle olunca; Allah Teala, bütün bu nimetleri hem kabul edip ve hem de bunların tek kaynağı olan kendisine sırt çevirenlere bir azabı belirtiyor. İyi de, siz diyorsunuz ki "Kur'an-ı anlamak için önce Allah'ın varlığını enbaştan kabul edeceksiniz!" Bu kadar akıl ve mantıkdışı bir önerme olabilir mi? Siz niye Gök-Tanrı'nın, Aton'unu, Osiris'in, Elohim'in, Buddha'nın ya da Qukulkan'ın herşeyi yarattığını en baştan kabul edip o inançları benimsemiyorsunuz? Geçelim efendim böyle misyonervari söylemleri... Sadede gelelim... Siz nasıl ki "Tanrı Vardır" ön koşulu ile hareket ediyorsanız, Çoğu inançsızda zamanında inanırlarken, bu önkabulden hareket ederek Soyut bir Tanrı'nın varlığını kabul ediyorlardı. Onları bilemem ama ben neyi gördüm biliyor musunuz? İnançlar, ortaya çıktıkları dönemlerle büyük oranda (tamamıyla değil) uygunluk sergiliyorlar... Ancak bugünle uyum içersinde değiller... Ve tabii ki Maddi Gerçeklikle de uyum içersinde değiller. Bu yüzden evrensel değiller... Görüyoruz işte örneklerini... Kitaplarda yazanları meşru kılmak için bin dereden su getiriliyor. Yok dünyanın merkezindeki demirmişte, yok bilmem neymiş... Kölelik bugünle uyuşmaz diyoruz, diyor ki: "Ee bugün patron-işçi ilişkisi yok mu? Onu kastediyor..." İyi de onu kastetmemiş ki? Kaç tane patron var, işçisini azat eden? Yani bir kere Evrensel değildir dinler arkadaşlar... Olamazlar... Şimdi bana "Aman efendim, İslamı tam olarak uygulayabilsek, benimsesek, görün bakın herşey ne kadar güzel olacak!" Ya hu 1500yıldır bunu uygulayabilen yoksa, hemde İlahi ve Tanrılsal olduğu halde, Demek ki uygulanabilir bir gerçekliği yoktur... 1 Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Yani bir kere Evrensel değildir dinler arkadaşlar...Olamazlar... Şimdi bana "Aman efendim, İslamı tam olarak uygulayabilsek, benimsesek, görün bakın herşey ne kadar güzel olacak!" Ya hu 1500yıldır bunu uygulayabilen yoksa, hemde İlahi ve Tanrılsal olduğu halde, Demek ki uygulanabilir bir gerçekliği yoktur... Açıklama mükemmel... Teşekkürler sevgili Tengeriin boşig... Sevgiler... Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2008 İyi de, siz diyorsunuz ki "Kur'an-ı anlamak için önce Allah'ın varlığını enbaştan kabul edeceksiniz!" Bu kadar akıl ve mantıkdışı bir önerme olabilir mi? Siz niye Gök-Tanrı'nın, Aton'unu, Osiris'in, Elohim'in, Buddha'nın ya da Qukulkan'ın herşeyi yarattığını en baştan kabul edip o inançları benimsemiyorsunuz? . . ... Konunun başındaki metni okudunuz mu? Onda nelere değinilmiş bir bakın...Ondan sonra da açıklamamı bir okuyun...Kur'an'ı anlamak için Allah'ın varlığına inanın diyecek kadar ***** değilim. Açıkçası da ne kadar ******** olduğumu tam olarak bilmiyorum. Allah ile diğer tanrılar arasında bir kıyas yapmıyorum. Dipnot diyor ki; Sizin Allah'ınız diğerlerine niye böyle sesleniyor. Kur'an'dan ayetleri göstererek. Ben de diyorum ki; bunları sormak için şunları kabul ettiğinizde bu soruların anlamı kalmaz. Kur'an herkese inmiş olmakla beraber müslümanlar onu dikkate alırlar. O zaman da o sorunun bir mahiyeti kalmaz diyorum. Yoksa baştan tanrının varlığını kabul edin diye ******* birşey yazmam. Bir daha söyleyeyim de anlaşılır olsun. Bunu soruyorsunuz bu sorunun cevabı şunlarla beraber ortaya çıkacaktır diyorum. Bu sorunun cevabı böyle görülür. Eğer gerçekten belirttiğiniz şeylere cevap arıyorsanız; önce tanrının varlığını kabul edin sonra Kur'an'ın dediklerinin doğru olduğunu varsayın; o zaman niye onlara öyle seslenilmiş anlarsınız. Bunun tersi nedir? Eğer Kur'an'ın doğru bir kaynak olmadığını tanrının da olmadığını kabul edip yaklaşırsanız/evvela Kur'an'ın o hükümlerinin bir manası kalmaz. Yok Allah'ın varlığını kabul edip Kur'an'ın sahihliğini şüpheyle karşılarsanız bu kez ayetlerin doğrudan yanlışlığına hükmedersiniz ve o ayetleri sorgulamanın bir anlamı kalmaz. Dolayısıyla bu soru şudur; niye onlara böyle seslenilmiştir? Dinlerin evrenselliğiyle ilgili bir cümlem olmadı. Yanlış anlamışsınız ve dolayasıyla açıklamanız hiç de mükelmel olmamış. Şaplak çalan da anlamamış ya... Neyse; siz kafanızda geçirdiğiniz islam fenomenine karşı istediğinizi yazabilirsiniz bunda bir beis yok. Ama benim yazıma cevap veriyor tarzda yapmazsanız memnun olurum... Saygılar... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.