Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allah'ın Varlığına Dair -Önyargısız Araştırma-


Misafir Evren.

Önerilen İletiler

Allah'ın Varlığına Dair -Önyargısız Araştırma

 

 

Allah2.jpg

Allah'ın varlığının tartışılmaz hak olduğunu ortaya koyan ilmi bir yazı.

 

 

 

Çevremize bakıyoruz ve görü­yoruz ki, sürekli bir faaliyet var. Her bir şey vücuda geliyor, sonra vücuddan gidiyor, canlılar doğu­yor, büyüyor ve ölüyor. Bütün bunların olması için, tüm evreni kuşatan, tüm evrende geçerli bel­li şartların var olması gerekiyor. Bir bitkinin büyümesi için su, toprak, ışık, hava, atmosfer, mev­simler, yerçekimi vb. olması ge­rekiyor. Bunlara ise "sebep" de­niliyor. Bu sebepler nedir? Görü­nüşte, sebepler olmayınca sonuç elde edilmiyor. Bu ne anlama ge­liyor? Bu noktada "Sebep sonucu yapıyor" diyenler var. Bu doğru olabilir mi?

 

Şimdi bir örnek ekseninde se­bepleri ve sonuçları tek tek ince­leyelim.

 

Hücre çoğalmasını (mitoz) ele alalım. Bir hücre belli bir büyük­lüğe "ulaşınca", "bölünüp" iki yavru hücre "yapıyor" gibi görü­nüyor. Bu "bölünme" nasıl olu­yor? Materyalist bilimcilere göre, izahı kolay: Hücrede çekirdek var ve çekirdeğin içinde de DNA molekülü var. DNA, burkulmuş bir urgan gibidir. İçerisinde çift bazların (yani T ile A ve C ile G'nin) kombinasyonundan olu­şan dört çeşit merdiven basamağı vardır. Bir DNA molekülünde bu merdiven basamaklarından bin­lercesi bulunabilir. Bu basamaklar çok değişik kombinasyonlarla düzenlenmiştir ve her bir kombi­nasyona gen denmektedir.

 

Size, materyalist bilim adamla­rının her bir maddeye taktıkları değişik isim ve sembolleri anla­tıp DNA'nın sihirli bir fabrika gi­bi çalışan muazzam ve anlaşıl­maz bir yapıya sahip olduğu imajını verirsem yanıltıcı olur. DNA'yı anlatan bîr kitaba baktı­ğınızda, genin aslını oluşturan ve A, T, C, G harfleriyle ifade edi­len bir maddeden bahseder. Zan­netmeyiniz ki, bu harfler bilimin çok gizli sırlarını içeriyor. Hayır. Bunlar çok basit bir madde olan asite verilmiş sembolik isimler­dir. Duvarları şeker ve fosfattan "oluşan" bu DNA'nın kendisine tamı tamına benzeyen bir kopya­sını "yaptığı" iddia ediliyor. Son­ra bu kopya dört ayrı evreden ge­çerek iki hücre "oluyor" denili­yor.

 

Şimdi biz, gerçekten bu bölün­meyi sözkonusu maddelerin ken­dilerinin yapıp yapamayacağını tartışacağız.

 

Bu bölünmeyi gerçekten böyle izah edebilir miyiz?

 

Düşünelim: Bir hücrenin bölü­nerek iki hücre olabilmesi için neler gerekli?

 

Bütün canlılar, insanlar dahil, bu şekilde "oluşuyor" ve "büyü­yor." Büyürken, eski hücrelerde yaralanmalar oluyor ve yaralanan bu hücreler sürekli "yenileniyor." Mitoz adı verilen bu sürece, tüm canlıların ihtiyacının olduğu, ha­yatın devamının ona bağlı olduğu görülüyor. Dolayısıyla, bu mitozu irade edip yapabilmek için, tüm canlıları bilmek, onların ne gibi organlara ihtiyacı olacağını önceden düşünmek, hatta onların gelecek nesillerinin ihtiyacını dü­şünmek, ihtiyaçlarını eksiksiz ve anında karşılamak için de onlara acımak, merhamet etmek gereki­yor.

 

Bir hücre tek başına değil, çevresiyle birlikte vücud buluyor. Mitozu yapabilmek için, hücreyi tüm özellikleriyle bilmenin yanısıra, çevresini ve çevresinde bu­lunan diğer mevcutların özellik­lerini de tanımak gerekiyor. An­cak böylece o hücre, çevresiyle birlikte, en uygun-şartlarda, tam yerinde vücut bulabilir.

 

Yalnız bilmek de yetmiyor. Onları kontrol edip yapabilmesi için, yeterli gücünün de olması

gerekiyor. Her bir insan hücresi­nin, meselâ, tüm vücud ile ahenkli bir münasebeti, alışverişi

var. Vücudun bir elemanı olarak, bu hücre aynı zamanda tüm dün­ya ile ilgili ve tüm evreni .kuşatan bir düzenle irtibatlı.. İnsan, bin­lerce çeşit bitkisel ve hayvansal besin alıyor; her an nefes alıyor. O bitkiler, hayvanlar ve hava da, insan vücudu gibi, evrendeki tüm varlıklarla ilgili bir ortamda hu­sule geliyor. Bundan anlaşılıyor ki, mitozu yapabilmek için, tüm evreni yapabilmek gerek. Herşeyi kapsayan bir ilim ve kudretin sahibi olmak gerek.

 

4. Halbuki sebep gibi görünen hücrenin kendisi -veya içindeki DNA- ne ele sahiptir, ne göze, ne kulağa, ne de akla. Ne görebilir, ne düşünebilir, ne de birşey yapa­cak gücü vardır; âciz, zayıf ve şuursuzdur:

 

Kendileri yaratılıp dururken, hiçbir şeyi yaratamayan şeyleri mi ortak koşuyorlar? Oysa (bu şirk koştukları güçler ye nesne­ler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeye. (bkz. 7:191-192).

 

Onların yürüyecek ayakları var mı? Ya da tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa işitecek kulakları mı var?., (bkz. 7:195).

 

O'nun dışında, hiçbir şeyi ya­ratamayan; üstelik kendileri ya­ratılmış olan, kendi nefislerine bile; ne zarar, ne yarar sağlaya­mayan; öldürmeye, yaşatmaya ve yeniden diriltip-yaymaya güçleri yetmeyen bir takım ilahlar edindiler. (bkz..25:3).

 

5.Demek ki, ne hücre, ne DNA, ne bu evren içindeki başka herhangi birşey mitozu yapabilir. Yalnız mitozu değil, hiçbir şeyi yapamaz. Çünkü, herhangi birşeyin var olması için tüm evrenin şu anda olduğu gibi var olması gerekir. Dolayısıyla, bir tek şeyi -ne kadar basit olursa olsun- ya­pabilmek için, tüm evreni yapa­bilecek özelliklere sahip olmak gerekir. Yani, en küçük birşeyi yapabilmek için sonsuz ilim ve kudret sahibi olmak gerekir, sonsuz özelliklere sahip olmayan, mevcudatın en küçüğünü bile yapamaz. Bunun için, Kur'an'da Allah'ın küçük birşeyi örnek ver­mekten, çekinmediği ifade ediliyor:

 

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, küçüklükte mafevki (yani da­ha aşağısı olsun) olanı da, (her­hangi birşeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden ge­len bir gerçek olduğunu bilirler... (bkz. 2:26).

 

Sebepler de Sonuçlar Gibi Yaratılıyor; Sebepler YaratamazlarKur'an bize olumlu soru sormayı öneriyor: DNA molekülü­nün aklı, gözü mü var ki, mitozla sayısız denecek kadar maksatlı hedefleri ve faydaları görüp gö­zetleyebilecek? Merhameti mi var, tüm canlıları düşünüp onlara acıyacak? Gücü mü var, ihtiyaç­larını karşılayacak?

 

De ki: "Gördünüz mü haber ve­rin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin?., (bkz. 46:4).3

 

Cevap açık: Yaratılmışlığının ötesinde hiçbir özelliği yok.. Za­vallı DNA kendi varlığını devam ettiremez; kendine hayrı yok ki, başkasına hayrı dokunsun!

 

Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararlan dokunmayacak şeylere kulluk eder­ler... (bkz. 10:18).

 

De ki: "O'na (kulluk etmede) eklemekte olduğunuz ortaklan bana gösterin. Asla (onlar O'na gerçek ortak olamazlar); hayır, O, güçlü ve üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'tır, (bkz. 34:27).

 

Dolayısıyla hem sebepler, hem sonuçlar yaratılıp durmaktadır. DNA'yı da, hücreyi de, onun bölünmesi olayını da, insanı da, canlıları da, tüm evreni de yara­tanın sonsuz ilim ve kudret sahi­bi, yaratık olmayan bir Zât oldu­ğundan şüphe kalır mı?

 

Rasıılleri dedi ki: "Allah hak­kında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır..." (bkz. 14:10).

 

Fen bilimi kitaplarına bakıldı­ğında, bir protein olan "enzim, DNA'daki çift bazları kesip DNA molekülünü tam ortadan ikiye böler" gibi, "Sebep sonucu ya­par" demeye gelen ifadelere sık sık rastlanır. Bu gibi ifadeler, açıkça, sebebin sonsuz ilmi, kud­reti, görme, yönetme, yapma vs. kabiliyetlerinin var olduğu hük­münü içerir. Sebeplerin bir ilah özellikleri taşıdığını ve dolayısıy­la bir ilah gibi olduğunu iddia eder. Bu da öyle bir saçmadır ki, ona "rasyonel" adını taksalar da düşünen insanları kandıramazlar. Çünkü, ne akıl, ne vicdan, ne duygular, ne insaniyet böyle bir "rasyonel saçma"yı kabul edebilir !

 

De ki: "Eğer söyledikleri gibi O'nunla beraber ilahlar olsaydı, onlar arşın sahibine mutlaka bir yol ararlardı (Rububiyetine el uzatıp müdahale eseri görülecek­ti)." (bkz. 17:42). '

 

Eğer her ikisinde (gökte ve yer­de) Allah'ın dışında ilahlar ol­saydı, ikisi de bozulup gitmişti.(bkz. 21:22)

 

Gerçekte ise, her bir sebep, ya­ni her bir şey mutlak bir Yaratıcı­nın varlığına ve tekliğine iki şe­kilde şahitlik eder:

 

1. Her bir sebep mutlak âciz ol­duğu halde çok çeşitli ve önemli vazifeler görüyor.

 

2. Cansız ve şuursuz olduğu halde, tüm evreni kuşatan küllî bir şuuru varmış gibi, tüm evre­nin düzenine uyuyor.

 

Her bir sebep acziyle mutlak Kadîr olanın var olması gerekti­ğine ve evrendeki düzene uyma­sıyla da, O 'nun vahdetine şehadet eder. Bütün sebepler, böylece, Kur'an'm temel öğretisi olan "Allah'tan başka ilah yoktur" hükmünü ilan ederler. Ancak, bu­nun farkına varmak, bunu gör­mek, bunu anlamak için, en başta olumlu soru sormak; kendi zannını doğrulama çabasıyla önyar­gılı bir biçimde işe başlamamak gerekir.

 

Kitap Dergisi / Kasım 1995.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'ın Varlığına Dair -Önyargısız Araştırma

.

.

 

Kitap Dergisi / Kasım 1995.

 

 

Sevgili EVREN ;

 

Sizi Öncelikle bu Paylaşımınız ve Emeğiniz adına Tebrik Ediyorum.

 

Lakin Hayatımda Hiçbir şeyi Düşünmeden, Araştırmadan, Tartmadan, Elemeden Kabul etmemiş bir Kişiliğe Sahip ve

An itibari ile Kesinlikle Samimane ve Yapıcı olmaya çalıştığım gerçeğinden yola çıkarak Derim ki ;

 

Lütfen yazıyı dikkatlice okuyalım. Gerçi Benim Dava'm ı Destekleyen bir yazı bu , fakat çıkar hesabı yaparak,

Düşünmeksizin Evet Evet Aynen Öyledir, demek Şahsıma Yakışmayacak ki; Böyle Yapmayacağım,

Ve Düzeltmelerime Tahammül ve Hoşgorü göstermenizi Temenni edeceğim.

 

Mesele Şu : İnsanlar Neden ALLAH ı Yüceltmek adına O nun dışındaki herşeyi alçaltmak zorunda hissederler kendilerini..?

İnanın Anlayamıyorum. Bu ne kadar sığ bir düşünce. Birilerinin Tüm Müslümanları , Takunyalı Cüppeli, İlim Fen ne Şüphe ile bakan,

İran ya da Suud a hayranlıkla ve imrenerek bakan, Kadınları ve Kadınlarını ******* Değersizleştiren, Cumhuriyet Düşmanı,

Kısacası Yobaz ve Bağnaz, ve Toplum İçinde Asosyaliteyi temsil eden Karakterler olarak görmelerinin sebebi bu tür yazılar olsa gerek.

 

Bu Ne Demek Şimdi ;

 

DNA'nın sihirli bir fabrika gi­bi çalışan muazzam ve anlaşıl­maz bir yapıya sahip olduğu imajını verirsem yanıltıcı olur. DNA'yı anlatan bîr kitaba baktı­ğınızda, genin aslını oluşturan ve A, T, C, G harfleriyle ifade edi­len bir maddeden bahseder. Zan­netmeyiniz ki, bu harfler bilimin çok gizli sırlarını içeriyor. Hayır. Bunlar çok basit bir madde olan asite verilmiş sembolik isimler­dir.

Alıntı Evren.

 

DNA Tek Kelime İle Muhteşem dir. Harika i Sanat ı Rabbani dir. D N A Konusunda İnanan ve inanmayan bilim adamları bile şakınlıklarını gizleyemez ve

Her ne olursa olsun Kusursuz, ve Mükemmel olduğunu DİLLER i ve DELİLLER i ile haykırırlar Tüm Dünya ya.

 

Tabii ki DNA Kainatın Sırlarını içinde taşıyor, tıpkı yaradılmış tüm Mevcudat ta olduğu gibi, Tıpkı Bir Sümüklü Böceğin bile arkasında bıraktığı Parlak,

Yaldızlı Salgı nın, Ölümsüzlük Sırrını içinde barındırdığı gibi, Tıpkı Cenab ı Hakkın bir Bir Sineğin Kanadıyla misal vermekten ve

Uluhiyetini İzhar Etmekten aciz Olmadığı gibi.

 

Lütfen Rica Ediyorum. Yeryüzünde hiçbir zaman BİLİM BİLİMADAMLARININ TEKELİNDE OLMAMIŞTIR, OLAMAZDA.

Her Ne Olursa olursa olsun Bilime Saygı Duyalım. Aslında Bu Bir Müslüman a Farzdır.

Tıpkı Aslında Mevcudat a da Halık ı Kerim i, ve Sani i Kebir i nazarıyla bakmanın da Farz Olduğu gibi.

O nun Yarattığı hiç bi şey Basit Değildir Olamaz , Alalade Değildir Olamaz, Gelişigüzel Değildir Olamaz. Kesinlikle ve Kesinlikle Olamaz.

Bu da Böylece Biline...

 

( NOT; Değerli Arkadaşım EVREN ; Kırıcı olmuş isem Özür Dilerim , Affımı İstirham Ederim.

Lakin Doğruları Savunmak Boynuma Borçtur, Gerisi Teferruattır; Ötesi Dahi Olamaz. İllede HAK Vardır, Batıl Olamaz... )

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yüce bir yaratıcının kaleminden çıkmış muhteşem bir seneryo ve en ince ayrıntısına kadar sanat eseri tarzında işlenmiş bir evren.... Bu güç ve harikuladelik ve bu enerji elbette ki mutlak bir yaratıcıya işaret ediyor.

 

Ama işin garip yönü; toplumda ki haksızlıklar, dolandırıcılıklar, hegemonyalar, baskılar yüce yaratıcının ismi ve varlığı alet edilerek en ustaca bir şekilde uyanık zalimler tarafından gerçekleştirilmekte....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yüce bir yaratıcının kaleminden çıkmış muhteşem bir seneryo ve en ince ayrıntısına kadar sanat eseri tarzında işlenmiş bir evren.... Bu güç ve harikuladelik ve bu enerji elbette ki mutlak bir yaratıcıya işaret ediyor.

 

Ama işin garip yönü; toplumda ki haksızlıklar, dolandırıcılıklar, hegemonyalar, baskılar yüce yaratıcının ismi ve varlığı alet edilerek en ustaca bir şekilde uyanık zalimler tarafından gerçekleştirilmekte....

 

 

Sevgili MACRON ;

 

Kesinlikle Haklısınız , Size katılmamak elde değil. Lakin yinede pozitif düşünmekten yanayım, Yaşamımız da ki güzellikler ile ilgilenip,

bu ve benzeri menfi insanları ve o insanlar kaynaklı eylemleri en azından kınamak ve bireysel sorumluluğumuzu yerine getirme gayreti içerisinde olmak dışında pek de bir alternatif görünmüyor ufukta. Haksızmıyım ? En Azından buradan bakılınca Tablo böyle şekilleniyor.

 

Fakat yanlış anlamayın kesinlikl pasifize olmak yanlısı değilim, Her türlü girişim, ve Sivil örgütlenmeler, Cumhuriyet Rejiminde mümkün ve Yasaldır.

Hatta Vatandışlık hakları içerisinde yer alır. Lakin bizi sınırlandırabilecek tek bir Çerçeve Vardır ;

 

İnsan Hakları Kavramı .

Ya da İslam i Literatür de ki Tabiriyle ;

Kul Hakkı Kavramı .

 

Yani Hususi Kanaatim Dikkate Alınırsa, Parolamız Şu Olmalı ;

 

SEVGİ YE MUHTACIZ , SAYGI YA MECBURUZ.

Ya da ;

Kimse Sevgi ye Mecbur Tutulamaz , Kimse Saygı ya Muhtaç Kalamaz.

 

Yani ; İslam İnancı nda Dünya da Sevilmeye En Layık Kişi Hz. Muhammed dir. Lakin Kimse için Mecbur Tutulamaz.

Yani ; Türk Milleti nce Saygı Duyulmayı Hakkeden İlk Şahsiyet Mustafa Kemal dir. Lakin O bile Kimsenin Saygısına Muhtaç Değildir.

 

( Haşiye : Sanırım Bu Cümleler Ardından Bir Fırtına Koparacak Cinsten Potansiyele Sahip Olabilirler. )

( Dipsiz bir Kuyuya attık taşı , Mevlam Sonunu Hayreyleye. )

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet islamın temelinde yatan insan sevgisi ve insan hakları

 

Madde 1

Tüm insanlar özgür; onur ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdanla donatılmış olup birbirlerine karşı bir kardeşlik anlayışıyla davranır.

 

Kur'an

5/51- Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.

 

9/23 Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.

 

 

 

 

bakınız yam yam bir önceki "KURANDAKİ bu iki ayeti nasıl yorumluyorsunuz" konusundada bu ayetlerin nasıl yarumlandığını paylaşmıştık

 

bu ayetlerin insanlar arasında ayrımcılığa sebebiyet vermediğini çok net bir sekilde açıklamış ve tezinizi çürütmüştük..

 

 

lütfen dikkatlı olalım aynı yemeği ısıtıp ısıtp ortaya koymayalım.. kimse yemiyo artık...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakınız yam yam bir önceki "KURANDAKİ bu iki ayeti nasıl yorumluyorsunuz" konusundada bu ayetlerin nasıl yarumlandığını paylaşmıştık

 

bu ayetlerin insanlar arasında ayrımcılığa sebebiyet vermediğini çok net bir sekilde açıklamış ve tezinizi çürütmüştük..

 

 

lütfen dikkatlı olalım aynı yemeği ısıtıp ısıtp ortaya koymayalım.. kimse yemiyo artık...[/b]

 

Çürüyen bir şey var ise o da "O ayet o anlama gelmez" aldatmacasıdır.

 

Ortada "İman etmezlerse baba ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin" gibi açık seçik bir ayet dururken, "O ayet o anlama gelmez" fasaryaları ne kadar da anlamsız kalıyor....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hımmmm ilginç

 

 

anlamsızlıktan bahsedecekseniz eğer ,kendi düşüncelerinizin de bu kategoride olmaması gerekir..

 

bi önceki açıklamamda dediğim üzere bir ayeti kendi kendinize yorumlayamazsınız ...A olayı için inen bir ayeti kerimeyi B olayına istinaden yorumlamaya kalkarsanız böyle durmlara düşebilirsiniz..

 

 

bir ayetin ne demek istediğini anlamak istiyorsanız eğer ilk önce o ayetin nüzül sebebine yani hangi olay veya soruya binaen indiğini bilmemiz gerekir.. bunun yanı sıra bu ayetlerin geniş anlamlarınıda okumanız yararınıza olacaktır...

 

size dikkatle "KURANDAKİ bu iki ayeti nasıl yorumluyorsunuz" konusunu okumanızı tavsiye ederim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hakkında ileri geri fikirler ortaya attığınız ayeti kerime:

 

TEVBE SURESİ 9.AYET:

 

Ey müminler! Babalarınızı, kardeşlerinizi, imana karşı küfrü benimseyip sevdikleri takdirde kendinize dost edinmeyiniz. Yani başkaları ve yabancılar şöyle dursun, velileriniz olan öz babalarınızı, öz kardeşlerinizi bile kâfirliği müminliğe tercih edip de sevgi duydukları takdirde, hele hele küfürden vazgeçme ümidi kalmadığı takdirde onları kendinize dost edinmeyin, sırdaş tutmayın, onları veli tanımayın, sizin üzerinizdeki velayet haklarını kabul etmeyin, ve onu kullanmalarına izin vermeyin, onların emirlerine uyup da küfre hizmet etmeyin, küfre yardımcı olmayın

 

ve dikkatinizi çekmek istediğim bölüm ayetin nuzul sebebi....

 

 

Bu ve bundan sonraki âyetin Mekke fethinden önce, bu akrabalık bağlarını hicrete engel zannedenler hakkında veya dinden dönüp tekrar Mekke'ye dönen dokuz kişi hakkında nâzil olduğuna ilişkin iki rivayet varsa da bunlar nüzûl tarihi hakkındaki esas rivayetlere aykırı bulunduğundan delil olarak kabul edilmeye layık görülmemiştir. Bundan dolayı Cessas'ın "Ahkam-ı Kur'ân"da zikrettiği üzere, müminler münafıklardan ayırdedilmek için bununla emrolunmuşlardır. Çünkü münafıklar, kâfirlerle dostluk ilişkilerine giriyor ve buluştukları zaman onlara saygı gösteriyor ve ikram ediyorlardı, onlara velayet ve taraftarlık izhar ediyorlardı. Allah Teâlâ da bu âyetteki emrini mümin ile münafıkın farkına alâmet kılmış ve böyle yapmayanın nefsine zulmetmiş ve böylece cezaya hak kazanmış olduğunu haber vermiştir.

 

 

 

Ancak şunu da unutmamak lazım gelir ki, Allah, kâfir olan anaya, babaya ihsanı ve belli ölçüler içinde yakınlığı dahi emreylemiştir. Nitekim Lokman Sûresi'nde beyan buyurulduğu gibi: "Biz insana, anasıyla babasına itaat etmesini emrettik... Bununla beraber ananla baban, bilmediğin bir şeyi Bana şirk koşman hususunda sana baskı yaparlarsa onlara itaat etme. Fakat onlarla dünyada iyi geçin..." (Lokman 31/14, 15). Aynı şekilde Nisâ Sûresi'nde "Allah'a ibadet edin, hiçbir şeyi ona ortak koşmayın, anaya babaya iyilik edin." (Nisa, 4/36) ve En'âm Sûresi'nde "De ki: "gelin size Rabb'inizin neleri haram kıldığını ben okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyilik edin.".

 

(ELMALILI HAMDİ YAZIR TEFSİRİ)

 

umarım faydalanmışsınızdır...

 

 

lütfen diyoruz tekrarlıyoruz araştırma yapmadan konuşmak insana zarar verir..

 

islamiyette iman ikiye ayrılır..

 

1. taklidi iman(sadece cevrenin yönlendirmesi ve telkini ile kazanılan imandır ki çok yetersizdir...)

2.tahkiki iman

 

ve imanın en efdalı TAHKİKİ İMANDIR..

 

insanın sadece çevresinden örendikleriyle değil kendisi araştırarak öğrenerek anlayarak kavrayarak ve sorgulayarak elde ettiği iman dir...

 

bu neye inanırsanız inanın böyledir...

 

 

iki dinle bir söyle.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

lütfen diyoruz tekrarlıyoruz araştırma yapmadan konuşmak insana zarar verir..

 

Araştırma konusunda bana telkin veya tavsiyede bulunacak durumda olduğunuzu düşünmüyorum; dahası, konunun vehametini kavradığınızı da sanmıyorum. Size İnsan hakları evrensel beyannamesinden bazı maddeler ve buna mukabil de Kur'an'dan bazı ayetler sundum. Bunlardan biri de,

 

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

 

idi. Lakin siz kalktınız, "yok efendim o ayet sizin sandığınız gibi değildir,yok efendim nüzul sebebi şudur" gibi her ortalama müslümanda bulunan bir savunma mekanizması ile konuya girdiniz. Açıkçası yukarıdaki maddenin ne anlatmak istediğini anladığınızı sanmıyorum. Kur'an'daki pek çok ayet "siz/biz" ayrımı yapmaktadır. Bu ayrım müslüman olanlar ve olmayanlar şeklindedir ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile tamamen zıt bir anlayıştır. Bakınız maddenin sonunda "birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar" der. Bu tamamen erdemli bir davranışın telkinidir. Lakin Kur'an'ın kardeşlik anlayışı bile ümmetçidir. Kur'an'a göre anan/baban/kardeşin müslüman değilse, hiç tanımadığın bir müslüman sana anandan babandan daha yakındır.

 

Bu kadar vahim bir anlayışı bile "ama yine de Kur'an ana ve baba ile iyi geçinilmesini ister" gibi bahaneyle sanki büyük bir lütufmuşçasına sunmak da bu zihniyetin vehametinin hangi boyutta olduğunu göstermeye yetiyor.

 

Bana araştırmamı tavsiye edeceğinize, "kardeşlik" anlayışınızı bir daha gözden geçirin. Hala değişiklik yok ise, bir daha da "insan hakları" sözünü ağzınıza almayın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araştırma konusunda bana telkin veya tavsiyede bulunacak durumda olduğunuzu düşünmüyorum; dahası, konunun vehametini kavradığınızı da sanmıyorum. Size İnsan hakları evrensel beyannamesinden bazı maddeler ve buna mukabil de Kur'an'dan bazı ayetler sundum. Bunlardan biri de,

 

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

 

idi. Lakin siz kalktınız, "yok efendim o ayet sizin sandığınız gibi değildir,yok efendim nüzul sebebi şudur" gibi her ortalama müslümanda bulunan bir savunma mekanizması ile konuya girdiniz. Açıkçası yukarıdaki maddenin ne anlatmak istediğini anladığınızı sanmıyorum. Kur'an'daki pek çok ayet "siz/biz" ayrımı yapmaktadır. Bu ayrım müslüman olanlar ve olmayanlar şeklindedir ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile tamamen zıt bir anlayıştır. Bakınız maddenin sonunda "birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar" der. Bu tamamen erdemli bir davranışın telkinidir. Lakin Kur'an'ın kardeşlik anlayışı bile ümmetçidir. Kur'an'a göre anan/baban/kardeşin müslüman değilse, hiç tanımadığın bir müslüman sana anandan babandan daha yakındır.

 

Bu kadar vahim bir anlayışı bile "ama yine de Kur'an ana ve baba ile iyi geçinilmesini ister" gibi bahaneyle sanki büyük bir lütufmuşçasına sunmak da bu zihniyetin vehametinin hangi boyutta olduğunu göstermeye yetiyor.

 

Bana araştırmamı tavsiye edeceğinize, "kardeşlik" anlayışınızı bir daha gözden geçirin. Hala değişiklik yok ise, bir daha da "insan hakları" sözünü ağzınıza almayın..

 

 

avrupa insan hakları beyannamesi

söylermisiniz bu avrupa insan hakları beyannamesinin muhattap aldığı ülkeler kişiler neden bu şartların hiç birini yerine getirmemekte....

hayır bütün dünya sanki bu kurallara uyuyorda bi kuran uymuyor öylemi...

 

kaldiki kuran her daim kardeşliği öğütler..

sizin yaptığınız kurandan müteşabih bir ayet bulmak ve defalarca mantıklı açıklamaları yapılmasına rağmen durup durup bunu gündmeme getirmek kendini tekrar etmekten başka hiç birsey değildir...

 

ayetleri incelerken nüzül sebebini de incelemek bir savunma mekanızması değildir kardeşim ...bu bir zorunluluktur...yok ben illa incelemem diğer doğrular gibi bunu da inkar ederim diyorsanız elbetteki sizin biliceniz iş..ancak bu kurana ve islama gözü kapalı körü körüne bir karsıtlık beslemekten başka birsey değildir...hani sorguluyodunuz ya herşeyi....

 

 

benim kardeşlik duygularım hamd olsun yerinde.. insan haklarının da ne olduğu gayet net biliyorum...ve hiç bir zaman sizin ki gibi mütesabih ayetlerle ve bu ayetlere verdiğiniz yanlış yorumlarala insan hakları beyannamesini karşılaştırmayacak kadar bilinçliyim...

 

 

ben size yinede karşısında olduğunuz fikride araştırmayı tavsiye ediyorum....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

avrupa insan hakları beyannamesi

söylermisiniz bu avrupa insan hakları beyannamesinin muhattap aldığı ülkeler kişiler neden bu şartların hiç birini yerine getirmemekte....

hayır bütün dünya sanki bu kurallara uyuyorda bi kuran uymuyor öylemi...

 

Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi'nin içeriğini hazırlayanlar insanlardı.. İlahi bir kaynağı bulunmadığı halde Tanrı'dan geldiği iddia edilen kurallardan daha erdemli olduğu su götürmez bir gerçek... Bu kuralların ihlal ediyor olması da bu gerçeği değiştirmeyecektir.

 

kaldiki kuran her daim kardeşliği öğütler..

sizin yaptığınız kurandan müteşabih bir ayet bulmak ve defalarca mantıklı açıklamaları yapılmasına rağmen durup durup bunu gündmeme getirmek kendini tekrar etmekten başka hiç birsey değildir...

 

Kur'an'ın kardeşliği öğütlediğini iddia edebilmek için Kur'an'dan ve İslam'dan bihaber olmak gerekir. Kur'an'ın kardeşliği ümmete dayalı ve şartlı bir kardeşliktir. "Benim dinimdensen kardeşimsin; değilsen tukaka" anlayışı kardeşlik anlayışı ile ne kadar bağdaşır. Bu zihniyet neredeyse Kur'an'ın tüm ayetlerine yansımıştır. Ayetlerin Nüzul sebepleri birer bahane ya da mazeret olamaz; zira bu sebepler Kur'an'da verilmek istenen mesajın içeriğini değiştirmemektedir.

 

ayetleri incelerken nüzül sebebini de incelemek bir savunma mekanızması değildir kardeşim ...bu bir zorunluluktur...yok ben illa incelemem diğer doğrular gibi bunu da inkar ederim diyorsanız elbetteki sizin biliceniz iş..ancak bu kurana ve islama gözü kapalı körü körüne bir karsıtlık beslemekten başka birsey değildir...hani sorguluyodunuz ya herşeyi....

 

Ayetlerin Nüzul sebepleri birer bahane ya da mazeret olamaz; zira bu sebepler Kur'an'da verilmek istenen mesajın içeriğini değiştirmemektedir. Hangi nüzul sebebi "Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin." ayetinin içeriğini cici olarak göstermeye yetebilir? Ya da hangi nüzul sebebi birbirini seven fakat farklı dinden oldukları için evlenemeyen insanların dramını hafifletebilir?

 

benim kardeşlik duygularım hamd olsun yerinde.. insan haklarının da ne olduğu gayet net biliyorum...ve hiç bir zaman sizin ki gibi mütesabih ayetlerle ve bu ayetlere verdiğiniz yanlış yorumlarala insan hakları beyannamesini karşılaştırmayacak kadar bilinçliyim...

 

ben size yinede karşısında olduğunuz fikride araştırmayı tavsiye ediyorum....[/b]

 

Müteşabih mi? Hangisi müteşabih?

 

* Allah'ı inkar eden ana/baba/kardeşten yüz çevirmek mi müteşabih?

* Birbirini seven fakat farklı dinden oldukları için evlenmelerine izin vermeyen ayet mi müteşabih?

* İnsanların özel hayatı kimseyi ilgilendirmediği halde onları dövüp kınanmasını isteyen ayet mi müteşabih?

* Bizim bildiğimiz kardeşlik anlayışı ırk,din,dil, mezhep farkı gözetmezken pek çok ayetinde bunun tersini söyleyen ayetler mi müteşabih?

 

Hangisi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi'nin içeriğini hazırlayanlar insanlardı.. İlahi bir kaynağı bulunmadığı halde Tanrı'dan geldiği iddia edilen kurallardan daha erdemli olduğu su götürmez bir gerçek... Bu kuralların ihlal ediyor olması da bu gerçeği değiştirmeyecektir.

 

o zaman islamiyet kurallarının ihlal ediliyor olması neden onu değiştirip tabirinizle tukaka bi din olarak göstermektedir bunu bana bi açıklarmısınız ..

 

Kur'an'ın kardeşliği öğütlediğini iddia edebilmek için Kur'an'dan ve İslam'dan bihaber olmak gerekir. Kur'an'ın kardeşliği ümmete dayalı ve şartlı bir kardeşliktir. "Benim dinimdensen kardeşimsin; değilsen tukaka" anlayışı kardeşlik anlayışı ile ne kadar bağdaşır. Bu zihniyet neredeyse Kur'an'ın tüm ayetlerine yansımıştır. Ayetlerin Nüzul sebepleri birer bahane ya da mazeret olamaz; zira bu sebepler Kur'an'da verilmek istenen mesajın içeriğini değiştirmemektedir.

 

 

pekin sizin kardeşlik iddanız sadece dinler arası bir kardeşlikmi.eger islam dinler arası kardeşliği reddediyorsa dinler arası diyalog hareketlerinde neden islam dinide var..

nüzül sebebleri o ayetin neden bakın yineliyorum neden indirildiğini bildirir.a olayı için inmiş bi ayeti nasıl b olayına uydurmaya çalışırmanıza gerçekten anlam veremiyorum...bu hırsızlık için oluşturulan bir kanunu adam öldürmeye uydurmak gibi anlamsız bir sey.

Kuran`ın bir çok ayeti sevgiyi,dostluğu,saygıyı,affetmeyi üstün tutuyor hatta kısasla ilgili olarak Maide 45 te"...Cana can,göze göz,kulağa kulak,dişe diş,yaralamalar karşılığında da kısas.Kim kısası bağışlarsa,bu bağışlaması kendisiiçin günahlarına bir perde olur..."

İşte bizim dinimiz böyle;öldürülmeyi bile bağışlayacak kadar büyük ve yüce ama anlayana ...

 

 

Ayetlerin Nüzul sebepleri birer bahane ya da mazeret olamaz; zira bu sebepler Kur'an'da verilmek istenen mesajın içeriğini değiştirmemektedir. Hangi nüzul sebebi "Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin." ayetinin içeriğini cici olarak göstermeye yetebilir? Ya da hangi nüzul sebebi birbirini seven fakat farklı dinden oldukları için evlenemeyen insanların dramını hafifletebilir?

?...Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerini verip nikah edince (size helaldir.)? (Maide, 5/5)

 

 

ayrıca bu diğer dinlerdede söz konusudur neden sadece islama silah doğrultuyorsunuz...

birini sevmek nedir. ancak dış görünüşüyle birini severseniz burada düşüncelerin önemi olmazki bu da gerçek sevgi kategorisine girmez.bi insanı düşünceleriytle sevmek ve benimsemek lazım gelir bir evliliğin uzun ömürlü olabilmesi için. farklı düşüncedeki iki insanın yan yana oturup konuşmasının bile ne kadar kısa ömürlü oldunu biliyoruz.bu durumdaki iki insanın evliliğinden nasıl bahsedebilirsiniz.

yada bahsederseniz size iman etmiş bütün varlığını iman yoluna adamış Allah'tan başka ilah tanımamış hz. Muhammedi peygamber kuranı kerimi kitap olarak kabul etmiş ve kabul ettiklerini bütün bir hayatına yansıtmış Allahın kulu peygamberin ümmeti kitabın öğrencisi olmuş biriyle evlenmek fikri ne kadar yakın ondan da bahsedin...

 

 

Müteşabih mi? Hangisi müteşabih?

 

* Allah'ı inkar eden ana/baba/kardeşten yüz çevirmek mi müteşabih?

* Birbirini seven fakat farklı dinden oldukları için evlenmelerine izin vermeyen ayet mi müteşabih?

* İnsanların özel hayatı kimseyi ilgilendirmediği halde onları dövüp kınanmasını isteyen ayet mi müteşabih?

* Bizim bildiğimiz kardeşlik anlayışı ırk,din,dil, mezhep farkı gözetmezken pek çok ayetinde bunun tersini söyleyen ayetler mi müteşabih?

 

Hangisi?

 

hepsi

 

Kur?an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir.

 

bir çok defa dedikki ayetleri yargılamadan önce nüzül sebeblerine ve tefsirlerine bakınız...hataya düşmeyiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir çok defa dedikki ayetleri yargılamadan önce nüzül sebeblerine ve tefsirlerine bakınız...hataya düşmeyiniz...

 

Sebebi ne olursa olsun yarattıklarını, birbirlerinin canlarını almaları için görevlendiren bir yaratıcı erdemsizdir. Kim düşünebilir ki yaratıcının gönderdikleri gerçek olsun ve yaratıcıdan geldiği halde insanlar ona inanmasınlar. Bir tane bile inanmayan varsa, yaratıcında gelmiş değildir.

 

 

 

Lâ Allahé il-T'ien. K'ung-fu-tzu Resûlul-T'ien

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi'nin içeriğini hazırlayanlar insanlardı.. İlahi bir kaynağı bulunmadığı halde Tanrı'dan geldiği iddia edilen kurallardan daha erdemli olduğu su götürmez bir gerçek... Bu kuralların ihlal ediyor olması da bu gerçeği değiştirmeyecektir.

 

:clover:

 

Yaratıcı kendi memnuniyeti için kural koyuyorsa, onun Erdemli bir Yaratıcı olduğunu kim söyleyebilir? İnsan yaratıcının gönderdiğinden daha değerli bilgi üretebiliyorsa, insan yaratıcından daha erdemlidir. Kendisi için öldürmeyi emreden bencildir, insan yaratıcıya inanmasa da yaşamayı hakeder savaşta bile.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sebebi ne olursa olsun yarattıklarını, birbirlerinin canlarını almaları için görevlendiren bir yaratıcı erdemsizdir.

 

Allah hiç bir kulunu can alıcı olarak görevlendirmemiştir.islamda insan öldürmek en ağır suçlardan biridir ve müminlerin azılı zehirli bir yılandan kaçar gibi kaçması gereken haramlar başlığı altında sayılmıştır.gerçek bir mümin elinden ve dilinden kimseye zarar dokunmayandır dinimize göre...

 

bu gerçekleri göre göre hala bunları söyleyebiliyorsanız bu nasıl bir düşünce bu nasıl bir anlamsızlık...

 

 

Kim düşünebilir ki yaratıcının gönderdikleri gerçek olsun ve yaratıcıdan geldiği halde insanlar ona inanmasınlar. Bir tane bile inanmayan varsa, yaratıcında gelmiş değildir.

 

 

 

Lâ Allahé il-T'ien. K'ung-fu-tzu Resûlul-T'ien

 

fikrinize göre sizin inancınıza da inanmayanların olduğunu düşünürsek aynı şey sizin inancınız için de geçerli değilmidir.

 

 

ayrıca islama göre insanda özgür irade vardır ve insan neye yönelirse Allah onu yaratır. yani insanın inanıp inanmaması kendi tercihidr.Allah inanmayan herkese zorla varlığını kabul ettirebilecek güçte ve kudrettedir. ancak bunu yapmıyor kendi akıl ve iradenizle kendi isteğinizle onun varlığını bilmenizi ve kabul etmenizi istiyor...

 

ve son olarak benim yaratıcım gelmemiştir evet O zaten hep vardı ve hep var olacak.varlığının başlangıcı ve sonu yoktur O na sonradan gelmiş sıfatını kimse yükleyemez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover:

 

Yaratıcı kendi memnuniyeti için kural koyuyorsa, onun Erdemli bir Yaratıcı olduğunu kim söyleyebilir? İnsan yaratıcının gönderdiğinden daha değerli bilgi üretebiliyorsa, insan yaratıcından daha erdemlidir. Kendisi için öldürmeyi emreden bencildir, insan yaratıcıya inanmasa da yaşamayı hakeder savaşta bile.

 

 

kuran ve islamiyet yahutta hak olan diğer dinler akıl sahibi insanların kendi istekleri ile bu dünya ve ahirette huzura ve mutluluğa erişmesi için gönderilmiş ilahi esaslar bütünüdür.

 

kim ne yaparsa kendine yapar.

Allah'ın senin yaptığın hiç bir seye ihtiyacı yoktur. insanların Allah'a inanmasının Allah'a ne gibi bir faydası olabilir. inananın faydası kendisine..

inanmayanda her ne yapıyorsa Allah'A değil yalnızca kendisine yapar.

 

 

insan yaratıcının gönderdiğinden daha faydalı ne üretmiştir söylermisiniz ..

hadi insan bi yaprak üretsin de görelim.. bir bilim adamı yaprak üretmek söyle dursun bir yaprağın görevlerinin bir kısmını açıkladığı için nobel ödülü aldı.bu kadar küçük bir seye insanlık bu kadar büyük bir ödül verdi..

 

İnsan, henüz bir yıldız yapamadı; ancak bütün ülkeler güçlerini birleştirerek Uluslararası Uzay İstasyonu adını verdikleri bir “minyatür gezegen” yapmaya çalışıyor. O halde, yıldızların ve gezegenlerin nasıl var olduklarını, insan yapımı minyatür gezegene bakarak bir derece anlayabiliriz. Minyatür demekle, insanoğlunun en muhteşem eserlerinden birini küçümsediğimi sanmayın. Doğrusu, bir ömür harcasam dahi nasıl yaptıklarını anlamaktan mahrum kalacağım bu şaheserden dolayı, insanlık adına onur duyuyorum. Dünya ve diğer gezegenlerle kıyaslandığında “minyatür” olduğunu söylemek istiyorum. Buradaki insanlar ikinci bir uzay istasyonu yapmaya kalkışsa, hiç kuşkusuz muvaffak olamayacaklar; çünkü bunun için gerekli olan yüzlerce, binlerce bilim adamı ve mühendisimiz yok. Gerekli aletleri üretecek fabrikalarımız yok. Demek ki, minyatür gezegeni yapmak için fizik, mühendislik, biyoloji, matematik gibi birçok bilim alanında ileri derecede bilgi sahibi olmak gerekir. Aynı zamanda, bu bilgiyi uygulamak için kas ve makine gücüne ihtiyaç var. Kısacası, minyatür gezegenimiz yüksek bir ilim ve büyük bir gücün eseridir. O halde, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan çok daha büyük ve çok daha muhteşem olan trilyonlarca yıldız ve gezegen, sonsuz ilim ve sonsuz kudret sahibinin eseridir.

 

Gökyüzüne dikkatle bakan biri, Arapça “Lailaheillallah” yazısından daha parlak birşekilde Allah’ı bildirdiğini görür.

 

 

 

şimdi tekrar soruyorum insan Allah ın yarattıklarından daha faydalı nasıl bir şey üretebilmiştir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah hiç bir kulunu can alıcı olarak görevlendirmemiştir.islamda insan öldürmek en ağır suçlardan biridir ve müminlerin azılı zehirli bir yılandan kaçar gibi kaçması gereken haramlar başlığı altında sayılmıştır.gerçek bir mümin elinden ve dilinden kimseye zarar dokunmayandır dinimize göre...

Yaratıcı "Öldürecekseniz benim adıma öldürün, gazi olun" diyorsa, kendisi için ölüm isteyen yaratıcı cani'dir. Oysa Yaratıcı şöyle dememeli miydi: "Bana inanmasa da, benim için affedin".

fikrinize göre sizin inancınıza da inanmayanların olduğunu düşünürsek aynı şey sizin inancınız için de geçerli değilmidir.

Ben Öç almak için Cehennem gibi tesisler kuran bir Yaratıcıya inanmıyorum. Ben dinleri umursamam, insanın tek ihtiyacı olan şey Erdem değil midir? İnancınız size, sizin inandığınız Yaratıcıya inanmıyor diye anne ve babanızı düşman bellemenizi emrediyorsa, onu emreden Yaratıcı nasıl bağışlayıcı olabilir? Bu din nasıl erdem verebilir?

ayrıca islama göre insanda özgür irade vardır ve insan neye yönelirse Allah onu yaratır. yani insanın inanıp inanmaması kendi tercihidr.Allah inanmayan herkese zorla varlığını kabul ettirebilecek güçte ve kudrettedir. ancak bunu yapmıyor kendi akıl ve iradenizle kendi isteğinizle onun varlığını bilmenizi ve kabul etmenizi istiyor...

"Bana inan, inanmazsan yanarsın. İnanırsan şu ibadetleri yapmak zorundasın" diyen bir Yaratıcı ne kadar özgürlük vermiştir yarattıklarına? Yarattıklarına Erdemli olmayı öğütlemeyen bir Yaratıcı, ne kadar adil olabilir?

kim ne yaparsa kendine yapar.

Allah'ın senin yaptığın hiç bir seye ihtiyacı yoktur. insanların Allah'a inanmasının Allah'a ne gibi bir faydası olabilir. inananın faydası kendisine..

inanmayanda her ne yapıyorsa Allah'A değil yalnızca kendisine yapar.

Yaptıklarından sorumluysa insan, ona ibadeti yükleyen Yaratıcı da kim oluyor? Yaşamda kalmak, karanlıkta bir ateşi canlı tutmak ve aydınlatmak gibidir ama o ateşi ormana yaymak utanılacak şeydir. Oysa kişi Yaratıcıyı hatırlatacak ibadeti kendisi gibi bilir.

insan yaratıcının gönderdiğinden daha faydalı ne üretmiştir söylermisiniz ..

hadi insan bi yaprak üretsin de görelim.. bir bilim adamı yaprak üretmek söyle dursun bir yaprağın görevlerinin bir kısmını açıkladığı için nobel ödülü aldı.bu kadar küçük bir seye insanlık bu kadar büyük bir ödül verdi..

Doğa'nın muhteşemliğini, hiç var olamamış bir hayale ait bilmek haksızlık değil midir?

Gökyüzüne dikkatle bakan biri, Arapça Lailaheillallahyazısından daha parlak birşekilde Allah’ı bildirdiğini görür.

K'ung-fu-tzu dedi ki: "Büyük ve Üstün insan dünyada bir şeye karşı ne düşkünlük gösterir, ne de onu küçümser. O, doğru olan şeyi izler."

 

 

 

Lâ Allahé il-T'ien. K'ung-fu-tzu Resûlul-T'ien

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

o zaman islamiyet kurallarının ihlal ediliyor olması neden onu değiştirip tabirinizle tukaka bi din olarak göstermektedir bunu bana bi açıklarmısınız ..

 

 

 

 

pekin sizin kardeşlik iddanız sadece dinler arası bir kardeşlikmi.eger islam dinler arası kardeşliği reddediyorsa dinler arası diyalog hareketlerinde neden islam dinide var..

nüzül sebebleri o ayetin neden bakın yineliyorum neden indirildiğini bildirir.a olayı için inmiş bi ayeti nasıl b olayına uydurmaya çalışırmanıza gerçekten anlam veremiyorum...bu hırsızlık için oluşturulan bir kanunu adam öldürmeye uydurmak gibi anlamsız bir sey.

Kuran`ın bir çok ayeti sevgiyi,dostluğu,saygıyı,affetmeyi üstün tutuyor hatta kısasla ilgili olarak Maide 45 te"...Cana can,göze göz,kulağa kulak,dişe diş,yaralamalar karşılığında da kısas.Kim kısası bağışlarsa,bu bağışlaması kendisiiçin günahlarına bir perde olur..."

İşte bizim dinimiz böyle;öldürülmeyi bile bağışlayacak kadar büyük ve yüce ama anlayana ...

 

 

 

?...Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerini verip nikah edince (size helaldir.)? (Maide, 5/5)

 

 

ayrıca bu diğer dinlerdede söz konusudur neden sadece islama silah doğrultuyorsunuz...

birini sevmek nedir. ancak dış görünüşüyle birini severseniz burada düşüncelerin önemi olmazki bu da gerçek sevgi kategorisine girmez.bi insanı düşünceleriytle sevmek ve benimsemek lazım gelir bir evliliğin uzun ömürlü olabilmesi için. farklı düşüncedeki iki insanın yan yana oturup konuşmasının bile ne kadar kısa ömürlü oldunu biliyoruz.bu durumdaki iki insanın evliliğinden nasıl bahsedebilirsiniz.

yada bahsederseniz size iman etmiş bütün varlığını iman yoluna adamış Allah'tan başka ilah tanımamış hz. Muhammedi peygamber kuranı kerimi kitap olarak kabul etmiş ve kabul ettiklerini bütün bir hayatına yansıtmış Allahın kulu peygamberin ümmeti kitabın öğrencisi olmuş biriyle evlenmek fikri ne kadar yakın ondan da bahsedin...

 

 

 

 

hepsi

 

Kur?an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir.

 

bir çok defa dedikki ayetleri yargılamadan önce nüzül sebeblerine ve tefsirlerine bakınız...hataya düşmeyiniz...

Kuran ayetlerini nuzul sebeblerine indirgemek, kurani belirli bir doneme hapsetmektir.

Sonra, Nuzul sebeblerini bildiren rivayetler zaaniy bildiridir,

Zan`, nin, sa dinde delil teskil etmeyecegi aciktir.

Muhkem ve mutesabih ayetler konusuna gelince,

Ali imran suresinde, bu konuyu detayli sekilde belirtmektedir.

[003.007] [DV] Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.

 

mutesabih ayetlerin pesine kimlerin dusecegide acikca belirtilmektedir, yukardaki ayette.

Ehli kitabla evlenme konusuna gelince.

[024.003] [DV] Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.

Ehli kitab dediklerimizsse,

Allaha ortak kosmuslardir.

Allaha ortak kosan kisilerle evlenmeyi Allah kuranda bu ayette muminlere, haram kilmistir.

Yarasa,bu konuda haklidir.

Kuran tabiyki aiyirim yapmaktadir.

inananlarla inanmayanlar arasinda, ve inanlari dost edinmemizi ogutlemektedir,

zaaten bu konulari daha once yarasa ile yine bu forumda yazismistik.

Inanlar birbirinin dostudur, inanmayanlarda bir birinin dostudur,

Bundan dogal bir sey olamaz.

bu bu forumda bile gozlenmektedir,

Bir atesit bemim Dinde dostum olamaz,

Bende bir ateistin ateistlikte dostu olamam.

cunku ben ateist degilim.

Ama bu insani yonden birbirimize iylikle muamele etmeyi engellemez.

[060.008] [DI] Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever.

 

bu yazismaniz konusunda simdilik yazacaklarim bundan ibarettir.

Doslugum Muminlere,

iyiligim, bana karsi iylikle muamale edenleredir.

Saygilarimla.

Evren.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah hiç bir kulunu can alıcı olarak görevlendirmemiştir.islamda insan öldürmek en ağır suçlardan biridir ve müminlerin azılı zehirli bir yılandan kaçar gibi kaçması gereken haramlar başlığı altında sayılmıştır.gerçek bir mümin elinden ve dilinden kimseye zarar dokunmayandır dinimize göre...

Tabi tabi. Yeryüzünde benim dinim hakim oluncaya kadar savaşın, bana inanmazlarsa ananızla, babanızla bile savaşın, ellerini çapraz çupraz kesin diyen bendim sanki. Sen insan olarak Allahın halifesi değil misin kardeşim. Allaha inanmayanlarla cihat etmek zorundasın. Bundan ala görev mi olur?

 

Lâ Allahé il-T'ien. K'ung-fu-tzu Resûlul-T'ien

Bu da ne demek?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı "Öldürecekseniz benim adıma öldürün, gazi olun" diyorsa, kendisi için ölüm isteyen yaratıcı cani'dir. Oysa Yaratıcı şöyle dememeli miydi: "Bana inanmasa da, benim için affedin".

 

rica ediyorum Allah sözünü ayetlerini yazarken tam olarak yazın ve sure adını ayet numarasını yani kaynağını belirtin.böle yazarsanız kuru bir iddadan başka hiç birsey değildir benim için.

 

 

Ben Öç almak için Cehennem gibi tesisler kuran bir Yaratıcıya inanmıyorum. Ben dinleri umursamam, insanın tek ihtiyacı olan şey Erdem değil midir? İnancınız size, sizin inandığınız Yaratıcıya inanmıyor diye anne ve babanızı düşman bellemenizi emrediyorsa, onu emreden Yaratıcı nasıl bağışlayıcı olabilir? Bu din nasıl erdem verebilir?

 

sizin yaşadığınız devlet nasıl yönetiliyor???

yaşadığımız kanunlara göre uyulması gerekenler belli.Adam öldürmek erdem dışı bir davranış ve suçtur örneğin.

peki bunlara uymayanlar, yani adam öldüren biri için hazırlanan hapishaneleri cehennem tabirinin dünya için tasarlanmış bir şekli olarak düşünmemiz abes kaçmaz herhalde.

o zaman siz hukuk devleti kavramınada inanmıyorsunuz.

diğer bir bakışla hapishaneler devletin insandan öç alması içinmi yoksa insanın yaptığının cezasını cekmesi içinmi vardır.heralde sizin erdemli bakış açınız kanunlara göre büyük bir suç işleyen insanın cezasız kalmasını öngörmüyordur..

 

"Bana inan, inanmazsan yanarsın. İnanırsan şu ibadetleri yapmak zorundasın" diyen bir Yaratıcı ne kadar özgürlük vermiştir yarattıklarına? Yarattıklarına Erdemli olmayı öğütlemeyen bir Yaratıcı, ne kadar adil olabilir?

 

 

bakınız Allah'ın sözlerini böle gelişigüzel kendi ifadelerinizle yazarsanız kendinizide buna inanan diğer insanlarıda büyük bir yanılgıya sürüklersiniz.

Allahu teala kuranı kerimde kendisine neden inanılması ve neden ibadet edilmesi gerektiğini çok net bir şekilde açıklamış ve doğru yolu insanlara göstermiştir.

 

Yaptıklarından sorumluysa insan, ona ibadeti yükleyen Yaratıcı da kim oluyor? Yaşamda kalmak, karanlıkta bir ateşi canlı tutmak ve aydınlatmak gibidir ama o ateşi ormana yaymak utanılacak şeydir. Oysa kişi Yaratıcıyı hatırlatacak ibadeti kendisi gibi bilir.

 

evet her insan yaptıklarından sorumludur.Allah insanlara doğru yolu göstermiş ancak inanıp inanmayı insanlara bırakmıştır.bu noktada insan ne yaparsa ondan sorumludur.

 

yaşamda kalmak karanlıkta bir ateşi canlı tutmak Allahın varlığını ve birliğini idrak etmek ve son dini islama inanmaktır benim için.karanlığı aydınlatmak için yakılmış bir ateşi ormana dağıtıp ona zarar vermek elbetteki utanç vericidir.ancak o ateşi karanlıkta yaymak ise onur verici bir davranıştır.

 

Doğa'nın muhteşemliğini, hiç var olamamış bir hayale ait bilmek haksızlık değil midir?

 

doğanın muhteşemliğini rastlantılar zincirine indirgemek haksızlık değilmidir.

 

Allahın varlığını ve birliğini idrak etmek için sadece kuran ayetlerine bakmaya gerek yok. gören bir gözle duyan bir kalple algılayabilen bir beyinle cevresine bakan bir insan Allahın varlığını ve birliğini çok net anlayabilir.

zira eşsiz kainatın yaratılması ve varlığı Allah'ın varlığına ,kainattaki aksamayan düzen ise onun birliğine en somut delildir.

 

 

K'ung-fu-tzu dedi ki: "Büyük ve Üstün insan dünyada bir şeye karşı ne düşkünlük gösterir, ne de onu küçümser. O, doğru olan şeyi izler."

 

doğru soylemiş vesselam

 

doğru olan seyde islamdır.büyük ve üstün olan insan islamı izler(yaşar).

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabi tabi. Yeryüzünde benim dinim hakim oluncaya kadar savaşın, bana inanmazlarsa ananızla, babanızla bile savaşın, ellerini çapraz çupraz kesin diyen bendim sanki. Sen insan olarak Allahın halifesi değil misin kardeşim. Allaha inanmayanlarla cihat etmek zorundasın. Bundan ala görev mi olur?

 

 

evet bunları sen soyluyorsun Allah değil.Allah böyle söylemedi.

 

bu ayetin indiği dönemde müşrikler inananlara akıl almaz işkenceler yapıyorlardı.

düşünün bir kere elleriniz ve kollarınız direklere bağlanıyor. vucudunuza da ayrı bir ip bağlanıp bir ucu bir deveye diğer ucu başka bir deveye bağlanıyor ve develer aksi yönlerde yürütülüyor.derileriniz sıyrılıyor yaşanan acıyı sahsen benim aklım almamakta böle bir avıya ne yaşayan ne gören dayanamaz ve en sonunda kalbinize bir mızrak batırılarak sehit oluyorsunuz.işte hz sümeyye müşrikler tarafından böyle sehit edildi.ve ammar bin yasir annesinin bu iskencesine tanıklık ettirildi.müşrikler yaptı bunu hemde neden inanıyorlar die.

 

hasırlara sarılıp ateş dumanına tutuldu inanlardan biri,kabede iman ettiğini açıklayınca bir diğer inanan öldürülünceye kadar dövüldü,hz bilal habeşi kızgın çöl kumlarına yatırıp vucudu kanlar içinde kalıncaya kadar kırbaçlandı ve üzerine koca koca kayalar konuldu müşrikler tarafından.ve yine o müşrikler başka bir iman etmişe demirden bir gömlek giydirip o kızgın güneşin altına yatırdı.güneş demire vurdu demir yandı yandıkça içerisindeki vucududa yaktı...bu akıl almaz işkenceler neden yapıldı inandıkları için.neden Allah bir dedikleri için.

o zaman ki müşrikler için putları o kadar önemliydiki iman eden putları inkar eden oğlu kızı anası babası bile olsa işkencelerinden geri kalmadılar.

 

işte o ayetler de kastedilen müşrikler bunlar.bunları yapanlar.yüreğinde merhamet zerrecikleri dahi kalmamış olan insanlar.

merhamet etmeyene merhamet edilmez.

 

sanmayın ki bu ayetler onlar öldürdü sizde öldürün demek için indirildi hayır.

zorunlu olmadıkça hiç bir müslüman cihad yapamaz kimse kafasına göre keyfi insan canına kıyamaz bu en azılı müşrik olsa bile.

bunun bir çok örneği peygamber efendimizin hayatında yaşanmıştır..i

 

çok sevdiği amcası Hz. Hamzayı öldüren vahsiyi ve hatta onu azmettiren hindi bile affetmiştir peygamber efendimiz.

 

taife taif halkını islama davet için gittiğinde hz peygamber taşlanmıştı.yüzü gözü kanlar içinde kalmıştı o iki dünya serverinin.

yüzündeki kanları temizlerken o kendisini taşlayan insanlar için şu duayı etmişti Rabbi Rahimine

 

"Allah'ım bilmiyorlar bilselerdi yapmazlardı sen onları affet"

 

 

 

işte böyle bir dini böyle bir inancı insan öldürmeye meraklı cani bir din olarak göstermeye çalışıyosunuz.halbuki bir bilseniz nasıl yanılıyorsunuz.

 

bilmiyorsunuz bilseydiniz yapmazdınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu ayetin indiği dönemde müşrikler inananlara akıl almaz işkenceler yapıyorlardı.

Bak işte, o dönem için geçerli. Bugün için değil. Evrensel değil yani.

hasırlara sarılıp ateş dumanına tutuldu inanlardan biri,kabede iman ettiğini açıklayınca bir diğer inanan öldürülünceye kadar dövüldü,hz bilal habeşi kızgın çöl kumlarına yatırıp vucudu kanlar içinde kalıncaya kadar kırbaçlandı ve üzerine koca koca kayalar konuldu müşrikler tarafından.ve yine o müşrikler başka bir iman etmişe demirden bir gömlek giydirip o kızgın güneşin altına yatırdı.güneş demire vurdu demir yandı yandıkça içerisindeki vucududa yaktı...bu akıl almaz işkenceler neden yapıldı inandıkları için.neden Allah bir dedikleri için.

Vah vah vah!

o zaman ki müşrikler için putları o kadar önemliydiki iman eden putları inkar eden oğlu kızı anası babası bile olsa işkencelerinden geri kalmadılar.

Ah ah ah!

işte o ayetler de kastedilen müşrikler bunlar.bunları yapanlar.yüreğinde merhamet zerrecikleri dahi kalmamış olan insanlar.

merhamet etmeyene merhamet edilmez.

Oh oh oh!

sanmayın ki bu ayetler onlar öldürdü sizde öldürün demek için indirildi hayır.

zorunlu olmadıkça hiç bir müslüman cihad yapamaz kimse kafasına göre keyfi insan canına kıyamaz bu en azılı müşrik olsa bile.

bunun bir çok örneği peygamber efendimizin hayatında yaşanmıştır..

Bak bak bak!

çok sevdiği amcası Hz. Hamzayı öldüren vahsiyi ve hatta onu azmettiren hindi bile affetmiştir peygamber efendimiz.

Çünkü Hind çok güçlü bir ailedendi. Birden müslüman olmasının nedeni de öcünü alıp aile şerefini kurtarmış olması ve artık çıkarlarının daha fazla zarar görmemesiydi. Putları yıkıp müslüman olduktan sonra, put satan bu aile hac'la birlikte dini satmaya başladılar. Muhammed bu kadar güçlü bir aileye daha fazla düşmanlık besleyemezdi.

taife taif halkını islama davet için gittiğinde hz peygamber taşlanmıştı.yüzü gözü kanlar içinde kalmıştı o iki dünya serverinin.

yüzündeki kanları temizlerken o kendisini taşlayan insanlar için şu duayı etmişti Rabbi Rahimine

 

"Allah'ım bilmiyorlar bilselerdi yapmazlardı sen onları affet"

"Aman yaleppimm. Gör bunları yaleppim gör, gör. Affet yaleppim affet ama şimdilik. Ben arkamı biraz sağlama alayım, nasılsa savaştayız diye ellerini çapraz çapraz kesin diye emir de veririm, telaş yapma, relaxxx."

işte böyle bir dini böyle bir inancı insan öldürmeye meraklı cani bir din olarak göstermeye çalışıyosunuz.halbuki bir bilseniz nasıl yanılıyorsunuz.

 

bilmiyorsunuz bilseydiniz yapmazdınız.

Aşkolsun, hiç öyle birşey yapar mıyım ben? Bilmez miyim dininizin ne kadar müşfik, ne kadar insancıl olduğunu. Yapıyorsam eğer vah bana vahlar bana, dar gelir dünya bana oyyyy!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak işte, o dönem için geçerli. Bugün için değil. Evrensel değil yani.

 

Vah vah vah!

Ah ah ah!

 

Oh oh oh!

 

Bak bak bak!

 

Çünkü Hind çok güçlü bir ailedendi. Birden müslüman olmasının nedeni de öcünü alıp aile şerefini kurtarmış olması ve artık çıkarlarının daha fazla zarar görmemesiydi. Putları yıkıp müslüman olduktan sonra, put satan bu aile hac'la birlikte dini satmaya başladılar. Muhammed bu kadar güçlü bir aileye daha fazla düşmanlık besleyemezdi.

 

"Aman yaleppimm. Gör bunları yaleppim gör, gör. Affet yaleppim affet ama şimdilik. Ben arkamı biraz sağlama alayım, nasılsa savaştayız diye ellerini çapraz çapraz kesin diye emir de veririm, telaş yapma, relaxxx."

 

Aşkolsun, hiç öyle birşey yapar mıyım ben? Bilmez miyim dininizin ne kadar müşfik, ne kadar insancıl olduğunu. Yapıyorsam eğer vah bana vahlar bana, dar gelir dünya bana oyyyy!

sayin,Xenomorph'

Inandigimiz Allahla boyle alay etme yetkisini sana Hangi Inancsizlik veriyor,?

**

saygilar.

Evren.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.