Güncel Olaylardan Kısa Başlıklar

[Φ sardunyam]

ABD'li askerden müslümanlara inanılmaz tahrik

 

Amerikan askerleri Irak’ta bir skandala daha imza attı. Bağdat’ın Rıdvaniye köyünde görev yapan bir Amerikan askeri 9 Mayıs günü Kuran’ı hedef tahtası olarak kullandı. CNN daha sonradan gördüğü Kuran’ın üzerinde birçok kurşun deliği olduğunu ve bazı sayfaların karalandığını söyledi. Köylüler delik deşik olan Kuran’ı bulduğunda yüzlerce kişi sokağa döküldü. Aşiret liderleri “Bu bütün islam dünyasına karşı saygısızlıktır” dedi. İslam Hocaları Derneği ise “Allah’ın kitabına karşı işlenen bu suçu ve buna sessiz kalanları kınıyoruz” açıklamasını yaptı.

 

Özür için Kuran’ı öptüler

 

Olayların büyümesinin ardından Pentagon harekete geçerek Bağdat’taki Amerikan güçlerinin komutanı Tümgeneral Jeffrey Hammond’u köye gönderdi. Hammond, aşiret reisleri için resmi bir tören düzenleyerek “Gözlerimin içine bakın ve lütfen beni ve askerlerimi affedin. Ben bu ülkeye sizi korumaya geldim, size zarar vermeye değil. Yaşananlar kabul edilemez” dedi. Bir başka askeri görevli de yeni bir Kuran’ı öpüp aşiret reislerine hediye etti. Törende ismi açıklanmayan askerin özür mektubu da okundu. Mektupta “Hareketlerimini iki ülke arasındaki işbirliğini bozmayacağını umuyorum. Sorumsuz davrandım ama kalbimde kötülük yoktu” ifadeleri yer aldı. Askerin başka bir görev için ABD’ye gönderildiği öğrenildi.

[Φ politika]

Irakta dökülen kanin sorumlulari olarak sadece Amerika'yi veya hristiyanlari görmek biraz saflik veya gercek disi olmuyormu,Irakta kim Amerika ile isbirligi halindedir? Siiler ve Kuzey Iraktaki ayrilikci Kürtler.Kime karsi isbirligi etmislerdir?Sünnilere karsi.Bahaneleri neydi?Saddam'in diktatörlügüne son vermek.

Saddam'in diktatörlügüne eger isteseydi Irak halki son veremezmiydi,tabiiki verirdi,nasilki Romanyada,Macaristanda bunlar gerceklesti Iraktada gerceklesebilirdi,ama olmadi Saddam bahane edilerek zaten o bölgede gözü olan Amerika ile isbirligine gidildi,ve Amerikada size DEMOKRASI getirecegiz diyerek Irak'a girdi ve girdigi günden buyanada kan dökülüyor Irak'ta.Kadinlara tecavüz ediliyor,Camilere ahlak disi saldirilar yapiliyor,evlere Amerikan conileri kapilari tekmeleyerek giriyor,icerde cocukmu var hastami var umursamadan giriyor yani demokrasi getirmek icin Iraka gelenler kan ve ölüm getirdiler kimlerin sayesinde?Siilerin ve Kürtlerin.Cünkü Sunni yönetime son verilmeliydi,Kuzey Irakta Kürt devleti kurulmaliydi,bu nedenle Amerikayi davet ettiler,Amerikada demokrasi diye 32 disini göstererek geldi.Simdi Kuran kursunlanmis,ayaklar altina ali nmis.efendim hristiyanlar tüm müslümanlara hakaret ediyorlar!Hadi canim sende,Amerikayi cagirirken bunlarin olacaginida biliyordun,simdi neden masum ayaklarina yatip müslümanliktan söz ediyorsun,müslüman ülkesini satmaz,satarsa Iraktaki gibi olur iste.

 

saygilarla

[Φ haveran]

Hadi canim sende,Amerikayi cagirirken bunlarin olacaginida biliyordun,simdi neden masum ayaklarina yatip müslümanliktan söz ediyorsun

 

Aynen katılıyorum arkadaşım.

[Φ Artropod]

Amerikan askerleri Irak?ta bir skandala daha imza attı. Bağdat?ın Rıdvaniye köyünde görev yapan bir Amerikan askeri 9 Mayıs günü Kuran?ı hedef tahtası olarak kullandı. CNN daha sonradan gördüğü Kuran?ın üzerinde birçok kurşun deliği olduğunu ve bazı sayfaların karalandığını söyledi.

...

Özür için Kuran?ı öptüler

 

Olayların büyümesinin ardından Pentagon harekete geçerek Bağdat?taki Amerikan güçlerinin komutanı Tümgeneral Jeffrey Hammond?u köye gönderdi. Hammond, aşiret reisleri için resmi bir tören düzenleyerek ?Gözlerimin içine bakın ve lütfen beni ve askerlerimi affedin. Ben bu ülkeye sizi korumaya geldim, size zarar vermeye değil. Yaşananlar kabul edilemez? dedi. Bir başka askeri görevli de yeni bir Kuran?ı öpüp aşiret reislerine hediye etti. Törende ismi açıklanmayan askerin özür mektubu da okundu. Mektupta ?Hareketlerimini iki ülke arasındaki işbirliğini bozmayacağını umuyorum. Sorumsuz davrandım ama kalbimde kötülük yoktu? ifadeleri yer aldı. Askerin başka bir görev için ABD?ye gönderildiği öğrenildi.

 

 

Biz televizyonlarda,sinemalarda hergün patlak mısır değerindeki Amerikan filmlerini izleyip duruyoruz,yetmiyor gerçek hayatta da sürekli film çeviriyorlar.O halkın dininin kitabıyla atış talimi yapacaksın,sonra da ''İçimde kötülük yoktu,öyleydi de,böyledi de,vah ben sizi çok sevirem.'' ile hepten karakter yoksunu olduğunu kanıtlayacaksın.Ama ne önemi var,arkasında dünyanın imparatoru ABD var,çok mu umrundaydı Irakmış,halka tahrikmiş...Bir de 'iki ülke arasındaki işbirliği' diye bozulmaması gereken birşey varsayılmış mektupta.Bu ne biçim bir işmiş böyle,Barzani gibi o biçim mi?

 

Bunların zeki(!) suratlı başkanları da Irak'a girmeden önce Tanrı'nın ona fısıldadığını,görev verdiğini falan anlatmıştı büyük bir ciddiyetle.Olayın inanılması zor kısmı da bu işin ABD'nin zora giren ekonomisini düzeltip petrole konma savaşı olduğunun körler sağırlar tarafından bile bilinmesine rağmen televizyonlarda sıkılmadan demokrasi getirmekten bahsedilmesi,bu yönde yorumların yapılmasıydı.Irak'ın hemen kuzeyinde bulunan ülke hangisiyse artık,onun da ABD'ye karşı gelmeyecek şekilde solcuları susturacak,islami ağızlardan vazgeçmeyecek ama bir yandan da küreselleşmeye ibadetini aksatmayacak,çok da zeki olması gerekmeyen bir kitle tarafından yönetilmesi,devletin bunlarca ele geçirilmesi gerekiyordu.

 

Irak'ın son senelerde düştüğü durumu düşünelim ve ABD'ye göre bu iki ülke arasında işbirliği varmış.Irak ile değil de içindeki hainlerle olmuş olmasın bu işbirliği?

 

Bir de bizim ülkemizde AKP'ye karşı duruşun tamamen bastırılıp yok edildiği bir durumu düşünelim ve ABD ile işbirliği içindeki bir hükümeti.

 

Evet,sınırdan bir adım öteye bastığınızda Irak'dasınız...

[Φ sardunyam]

İki aydır izlenip dinlendiğini ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt sıradan biri değil.

 

Paksüt çok iyi bir diplomat.

 

Bağdat’ta görev yaptı. Bazıları bilmez, diplomatlar takip edilme ve dinlenme konularında özel eğitimlidirler.

 

Osman Bey diyor ki, “beni iki aydır izliyorlar”. Bu, şu demek.

 

Kapatılma davası ile beraber Anayasa Mahkemesi Üyeleri aldıkları nefese kadar izleniyorlar.

 

Peki, niye mi?

 

Deniz Baykal bu soruya “şantaj için olabilir” cevabını veriyor.

 

CHP önderinin ne demek istediğini biraz açalım; AKP’yi kapatma davasında üyelerin kararını etkilemek için onlar hakkında açık arama, bilgi stoklama... Örneğin, üyelerin özel bir ilişkisi ya da açığı mı var? Dava öncesinde, bu bilgiler açığı olanların önüne konacak ve kapatma davasındaki tutumu değiştirilecek... Şantajdan kasıt bu...

 

Efendim, bu kadar da olamaz mı dediniz!

 

Bakın, konuya muhatap Başkanvekili Paksüt takip ve dinlemeden yüzde yüz emin.

 

Efendim, Osman Bey’in paranoyası diyenler de olabilir, ki AKP’liler öyle diyor!...

 

O zaman soralım, Paksüt’ü evinden itibaren takip neyin nesidir?

 

Sivil bir araçla takip yapan polis Osman Bey’e neden kimliğini açıklamaz ve telaşa kapılmak yerine biz narkotik bir takibi yapıyoruz demez?

 

Kimliği ve makamı bilinen isme, yani Osman Paksüt’e arabayı neden aratmaz? Söz konusu araç aranma ihtimaline karşı niçin aniden yok edilir?

 

Öyle ya, ortada ciddi bir isimden, ciddi bir iddia var ve bunu çürütmek, yani arabayı göstermek ve aratmak mümkün iken araç apar topar neden kaçırılıyor?

 

Ankara Emniyet Müdürü oraya gelmesine rağmen araç niçin kaçırıldı ve aranmasına izin verilmedi?

 

Dahası Osman Paksüt iki aydır izlendiği araçların plakalarını bildirdiğini söylemesine rağmen bu araçlar için Emniyet’ten neden bir açıklama yapılmadı?

 

Mızrak çuvala sığmaz beyler, bu fotoğraf suçüstü halidir.

 

Evet, derin bir mihrak Anayasa Üyelerini dinliyor.

 

Sadece Anayasa Üyelerini değil, AKP’ye karşı ya da milli olan herkesi dinliyor.

 

Yok yok, buna şaşırmayın!

 

Benzer dinlemelerin pek çok örneklerini Youtube’da görmedik mi?

 

Bu fotoğraf polis devleti çizgilerini taşımaktadır.

 

Dahası, bu hal faşist sistemlere özgü bir davranıştır.

 

Vahim olan hükümetin tutarsızlığıdır?

 

İçişleri Bakanı daha olayı sormadan “yok böyle bir şey” diyor.

 

Devlet umuru görmüş Cemil Çiçek de Fikret Bila’ya yaptığı peçeli açıklamaların tahribatını önlemek için ilk gün hemen şövalyevari bir üslupla “asla ve kat’a” diye haykırıyor.

 

Bereket aralarından sağduyulu biri yani Mehmet Ali Şahin çıkıyor ve “iddia ile iddia sahibi önemli, araştıracağız” diyor.

 

Gelelim bu çirkinliğe bazı medya çevrelerinin takındığı tutuma?

 

Dün AKP medyasını taradım, tek bir yorum yok.

 

Nazlı Ilıcak’tan Fehmi Koru’ya, Mehmet Altan’dan Mustafa Karaalioğlu’na, Şamil Tayyar’dan Eser Karakaş’a, Hasan Cemal’dan Taha Akyol’a, Ali Bayramoğlu’ndan Hasan Karakaya’ya, Ergun Babahan’dan Mehmet Barlas’a, Emre Aköz’den Ahmet Altan’a, Ahmet Kekeç’den Abdurrahman Dilipak’a konu ile alakalı olarak tek bir soru, eleştiri ya da açıklama talebi yok, iyi mi?

 

Sorarım size, bu yazarlar aynı şey, yani dinleme Ergenekon soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz için yapılsa yeri göğü inletmez miydi?

 

Efendim, Ergenekon soruşturması savcısı elbette daha önemli demeyin, dinlendiğini ispatla haykıran kişi Anayasa Mahkemesi Başkanvekilidir ve mahkeme iktidardaki partiyi yargılamaktadır, yani iki isim arasında Paksüt lehinde konum olarak ciddi bir fark söz konusudur...

 

Hal böyle iken, sözde özgürlükçü, sözde çete düşmanı, sözde demokrat, sözde anti-darbeci bu yazarlar güruhu hadiseyi sus pus seyrediyor... Seyredenlerin içinde adını yazmayı unuttum “Ben AKP’li değilim, ilkelerin adamıyım” diyen Tankçı Hasan da var iyi mi!...Sorarım Güzel Hasan’a, nerede var dediğin o ilkelerin?

 

Yoksa senin ilkelerine göre Anayasa Mahkemesi Başkan Vekilini dinlemek kutsal bir görev midir?

 

Sabahattin ÖNKİBAR

[Φ politika]

Emniyetin icinde cöreklenmis olan ve gercek anlamda organize olan Fetullahci istihbarat ve yüksek düzeydeki polis kadrosu,Türkiyede bircok masum insan hakkinda sirf dinci olmadiklari icin sahte raporlar düzenleyip suc duyurusunda bulunarak hem görevlerinden uzaklastirilmis hemde kamunun gözünde suclu ve saibeli bir duruma düsürülmüslerdir.

Müthis bir kadro is basindadir,Abdülhamid metodu ile insanlar korkutulup sindirilmektedir.Benden degilsen seni görevden alirim hesabina dönmüstür durum.Bakin Türkiyede bugüne kadar hic kimseye 750 milyon Dolar kredi verilmis degilken Calik davasinda bankalardan 750 milyon kredi verilmis bu kredilere imza atmayan iki kamu bankasinin Genel müdürü görevden alinmis yerine getirinler imza atmistir.AKP hakkinda CHP nin verdigi Gensoru AKP lilerin oylariyla reddedilmistir.Yani yolsuzluga evet denmistir.Benzer bir yolsuzluk davasi icin Mesut Yilmaz'i yüce divana sevkeden AKP kendi yolsuzluguna evet demistir.

Osman Paksüt'ün 2 aydir takip edilmesi tam bir skandaldir,takip edilen kisi herhangi birisi degildir,bu nedenle skandaldir.Ve bu konuda basbakanda icisleri bakanida sorumludur Emniyet müdürüde,bunlarin aslinda görevden istifa etmeleri gerekirken piskin piskin yerlerinde oturmaktadirlar.Ergenekon davasinda bukadar susulmasinin ve beklenmesinin tek nedeni,isnat ettikleri sucun olusmamis olmasi ve isnat ettikleri sucun delillerinin olmamasidir simdi bunlarin raporlarini hazirlamakla mesguller yani sahte raporlarini.

 

saygilarla

[Misafir birce]

ABD'li askerden müslümanlara inanılmaz tahrik

.

.

Özür için Kuran’ı öptüler

.

.

 

Askerin başka bir görev için ABD’ye gönderildiği öğrenildi.

 

Selam Sardunyam

 

benimkisi pek güncel degil artik sanirim...fakat güncel oldugu daha o vakitler isterdim bi baslik ta yer alsin... almadi. Dün

 

ise bu haberi ekledigin de, gayri ihtiyari aklima yine geliver di...neden söz ediyor bu diyeceksiniz belki simdi, söyleyim...

 

....Her an idam edilebilir !

 

Cumhurbaşkanı Gül, Türk berber için bir kez daha araya girdi. Ama idam an meselesi..

 

Suudi Arabistan'da 'Allah'a hakaret ettiği' gerekçesiyle hakkında idam kararı alınan Türk berber Sabri Boğday için geri

 

sayım başladı. Boğday hakkında alınan idam kararı üzerine Suudi Arabistan Kralı'na mektup yollayan Cumhurbaşkanı Gül

bir kez daha devreye girdi.

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Suudi Arabistan'da idam cezasına mahkum edilen Türk vatandaşı Sabri Boğday ile ilgili

 

olarak Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz Al Suud ile telefon görüşmesi yaptığı bildirildi.

 

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, daha önce bir mektup gönderen Gül'ün, dün de Kral Abdullah'ı

telefonla aradığı belirtildi.

 

Açıklamada, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın görüşmede, mektubu aldığı andan itibaren konuyla yakından ilgilendiğini

 

ifade ettiği kaydedildi.

 

03.05.2008

 

 

Simdi umarim bana gelip de, birisi sadece Kuran digeri Allah demez

Sonuc ta birisi agzi ile yapti digeri eli ile...

ki agzi ile söyle di denilen de ispat yok......delil yok.. sadece söylentiler

eli ile yapani ise hepimiz sanirim media dan takip etti

Bir okuyucunun sözleri vardi : Amerika li mi olmasi gerekiyor du asilmamasi icin

 

ki o kadar duyarli bir mediamiz var ki....haberlerin baslari olur.......sonunu bulamazsin

yaniliyormuyum bilmiyorum fakat bu olay nasil sonuclan di, haberi olan varmidir acaba...benim yok ta o yüzden

 

soruyorum

 

bir özür ile bulungundu is yerinden baska bir yere gecebilen..... Asker

 

diger tarafta ise onca cagirilara karsi..asilmasin diye yalvaranlar.....Sabri Boday olayi

 

bu arada bu olay Türkiye de olmus olsay di eger, 1 yil hapis cezasi olacak ti diye yazilar okudum.

 

Burada adalet nerede diye kendi kendime sorar oluyorum kimi zaman iste bu gibi haberleri takip etigim vakitler, ne kadar

 

da cabuk idam karari verilir oldu bu son zamanlar..sizler nasil düsünüyorsunuz bu konu da tabi ki bilemem.

 

Saygilar

[Φ haveran]

Bir okuyucunun sözleri vardi : Amerika li mi olmasi gerekiyor du asilmamasi icin[/font]

 

[saygilar[/font]

 

 

Sanırım biraz da güçlü devlet olmak gerekiyor. Biri demokrasi getireceğim diyerek, ayaklarına gidip ülkeleri bölen bir devlet. Diğeri tüm protokolü ayaklar altına alarak, suud kralının ayağına giden bir devletin başkanı. Güç kimde acaba? Bırakın kurşunlamayı bunlar tuvalet kağıtlarının üstlerine kuran ayetleri basıp kullansalar. Aman ne iyi etmişsiniz derler.

[Misafir CYRANO]

Bende askerin "sorumsuz davrandım ama kalbimde kötülük yoktu" cümlesine takıldım.

 

İnsanları aşağılamak için kutsal kitaplarına ateş ettim ama kalbimde kötülük yoktu.

 

ne vardı ?

[Φ sardunyam]

 

Flash Tv'de "Gerçek Gelecek" programına katılan Erhan Göksel:'Paksüt'ü Başbakan dinletti'

 

Erhan Göksel, Flash Tv'de Yılmaz Tunca'nın hazırlayıp sunduğu "Gerçek Gelecek" de gündemi değerlendirdi. Göksel'in programda söyledikleri satırbaşlarıyla şunlar:

 

"Başbakan Erdoğan ekonomik krizi gördü. Kaçmak için "Kapatın bizi" der gibi hali var..."

 

"Gül'ün eşi sayın RTE nin eşinin omzuna elini atmış fotosu tüm gazetelere servis edildi. 15 yaş küçük olan Emine Hanım'ın omzuna elini atmış omzunda da apoletleri var..."

 

"1200 kişi salgından hasta. Sayın Bakan Recep Akdağ meydanda yok. İki saatlik yola gitmiyor. Van' daki PKK uzantısı DTP toplantısında Barzani'nin marşı söyleniyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor!

 

Başbakan kendini Ahmet Davutoğlunun sekreteri durumuna düşürdü. "

 

PAKSÜT'Ü BAŞBAKAN DİNLETTİ

 

Şimdi bana gelen bir iddiayı sizinle paylaşacağım. Bunlar iddia ama devletin belgelerinde kayıtlı. Teyid ettirdim. Bazı kayıtların devlette olduğunu biliyorum. Türk toplumunu ilgilendiren bir olay bu. Türkiye yerinden hoplayacak.

 

Başrol oyuncusu da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Anayasa Mahkemesi Üyesi Osman Paksüt'un eşi Ferda Paksüt. Bunlar devlette belgelidir. Melih Gökçek, Ferda Paksüt'ten gaz ihalesi için bir istekte bulunuyor. Anayasa Mahkemesi gaz ihalesini kapatıyor.

 

Ferda Paksüt ile Gökçek arasındaki bilgi alışvcerişi bazı kişilerin dikkatini çekiyor. Gökçek, kapatma davasında (güç bende) diyerek mesaj yolluyor. Davada ağırlık kazanmak için, Paksüt'le olan ilişkisini kullanmak istiyor. Çünkü; Gökçek'i aday göstermeyecekler. Gökçek de bu yüzden kendini önemli hissettirmek istiyor.

 

Başbakan, Gökçek'in Ferda Paksüt'le olan ilişkisinin araştırılmasını istiyor. Bu yüzden de 'dinlenilmesi' emrini veriyor. Ancak YASAL BİR DİNLEME İZNİ YOK. Çünkü bu izni kimse alamaz. Ortaya somut bir şey koymanız gerekir. Hiçbir savcı bu dinleme iznini vermez. Somut bir belge lazım.

 

Bu dinlemeler kayıt altına alınır. Silinmez. Ama burada böyle bir şey yok. Başbakan Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi'ne emir veriyor. Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'ın bile haberi yok. O da olay yerine gelince biri telefon açıyor. (Sen bu işe karışma, Başbakan'ın emri) deniliyor.

 

Ercümen Yılmaz da o yüzden çıkıp gidiyor. Burada dinleme Ferda Paksüt'e yönelik. Paksüt'ün zor zaptedilen bir kadın olduğunu herkes biliyor. Bu dinlemeyi emir veren Başbakan, zor duruma düşmüştür. Bunu herkesin araştırması gerekir. BU DİNLEME YASADIŞIDIR.

 

Dinleme yapan araçlardan 17 tane var. İkisi poliste. 15 tanesi de askerde. Acaba asker kimleri dinliyor. Yakında bunların bantları da çıkar bir haber ajansından.

 

Bu araçlar alınırken, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e bile haber verilmedi. Bu araçların alındığını Başbakan Erdoğan da bilmiyordu. Bunlar örtülü ödrenekten alındı."

 

[Φ sardunyam]

Halı.

 

Koltuk.

 

Avize.

 

Sehpa.

 

Vazo.

 

Biblo

 

Tablo.

 

Gümüş.

 

Porselen.

 

*

 

Nedir bunlar?

 

"Hayrünnisa Gül'ün Dolmabahçe Sarayı'ndan istediği eşyalar" diyenler, yanıldı... Semra Sezer'e "hediye edilen" ve Semra Sezer'in evine götürmektense, Çankaya Köşkü'ne bıraktığı eşyalar...

 

1.243 parça.

 

*

 

Halı.

 

Koltuk.

 

Avize.

 

Sehpa.

 

Vazo.

 

Biblo.

 

Tablo.

 

Gümüş.

 

Porselen.

 

İşte bunlar, Hayrünnisa Gül'e "hediye edilmeyen" ama, Hayrünnisa Gül'ün Dolmabahçe Sarayı'ndan istediği eşyalar...

 

35 parça.

 

*

 

Aslına bakarsanız, Kaşıkçı Elması'nı istemediğine şükredin... Çünkü, prensip olarak, Topkapı Sarayı'ndaki Kaşıkçı Elması ile Dolmabahçe Sarayı'ndaki ibrik arasında bir fark yok... İkisi de müze eseri olduğuna göre, ikisi de satılamaz, dolayısıyla fiyatı yok, farkı da yok.

 

*

 

Bakın "fark" dedim, aklıma geldi.

 

*

 

46 trilyon lira nedir?

 

Ahmet Necdet Sezer'in 7 yıllık görev süresi boyunca harcamak yerine, tasarruf edip, Maliye Bakanlığı'na iade ettiği para.

 

*

 

30 trilyon lira nedir?

 

Abdullah Gül'ün, henüz 1 yılını bile doldurmadan, Çankaya Köşkü'nde tadilat için Maliye Bakanlığı'ndan aldığı para.

 

 

yılmaz özdil

[Φ napoli]

Kız çocuklara striptiz rezaleti

Fethiye'de inanılmaz bir rezalete imza atıldı. 12 yaşındaki ilköğretim 6. sınıf öğrencisi kız çocuklarına utanç içinde söylüyoruz ki 'striptiz' yaptırıldı.15 / 06 / 2008

Muğla'nın Fethiye ilçesi, ahlaksız gösterilere sahne oldu. "Bu ne razelet" dedirten olay, şöyle gelişti. Fethiye'de düzenlenen bir eğlence gecesinde ilköğretim öğrencileri, dansöz ve striptizci gibi sahneye çıkartıldı. İlköğretim 6. Sınıf öğrencisi dansöz olarak, başka bir ilköğretim öğrencisi de striptizci olarak sahneye çıkınca vatandaşlar tepki gösterdi.

Fethiye Salı Pazarı Meydanı'nda dün akşam düzenlenen eğlence gecesinde yerel sanatçılar ve müzik grupları sahne aldı. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise gösterilerin şekli değişti ve sahneye dansçı kızlar çıkmaya başladı.

Saatler ilerledikçe yaş sınırının düştüğü gecede sahneye son olarak iki küçük kız çıktı. İzleyicilerin alkışlarını bıçak gibi kesen ve moralleri bozan olay sonrası sahnede dans etmeye başlayan 12 yaşındaki B.N., profesyonel dansöz kıyafetleri içerisinde alkış almaya çalıştı.

Fethiye Akıncı İlköğretim Okulu 6. Sınıf öğrencisi olduğunu belirten B.N. sahne sonrası kendisine sorulan soruları, "İlk defa dans ediyorum. Yaptığım oryantal dans bence güzel oldu ve izleyenler beğendi" şeklinde yanıtladı.

Daha sonra sahneye çıkan Fethiye Vali Recai Güreli İlköğretim Okulu öğrencisi E.K. ise tabure üzerinde yaptığı striptiz şovuyla herkesi şok etti. Geceye katılanların anlam veremedikleri ikinci dans şov da yaklaşık 5 dakika sürdü. Gösterisi sonrası yaptığı dansı değerlendiren E.K. 'İlköğretim okulu öğrencisiyim ve yaptığım modern dans. Yaşıma göre bu dansa uygun değilim ama annem ve babamdan izin aldım" dedi.

Olayın duyulmasının ardından Fethiye Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı doğrultusunda soruşturma başlatıldı.