Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Bu tanrı kavramı olmasaydı...Siz ne olurdunuz... Asıl ben on merak ediyorm... DİPNOT... Tanri kavrami olmasaydi , ateist avrami da havada kalirdi ... Dahasi Tanri olmasaydi burda da tartisip durmazdik ... Sen neye inaniyorsun dipnot? Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Kendi silahları kendi ellerinde patlıyo Bilim bilim diyen insanlar mesela bu deneyi yayınlamamak icin herseyi yapıyorlar cok kişi bilmez mesela bu deneyi...... Onlar icin fark etmez ... Bulurlar kafalarina göre bir kilif ... Zaten cevap veremiyorlar ... Doga nedir , evrim nedir aciklayamiyorlar ... Maddeye inanmislar ... Ama madde düsünür mü sorusuna yine cevab yok ... Öyle ya beyin dedigin sey madde yiginindan ibaret ise , düsünen de madde olmasi lazim ... Ruh yoksa geriye maddeden baska bir sey kalmaz ... Madde düsünüyor yani ateistlerin inancina göre ... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Onlar icin fark etmez ... Bulurlar kafalarina göre bir kilif ... Zaten cevap veremiyorlar ... Doga nedir , evrim nedir aciklayamiyorlar ... Maddeye inanmislar ... Ama madde düsünür mü sorusuna yine cevab yok ... Öyle ya beyin dedigin sey madde yiginindan ibaret ise , düsünen de madde olmasi lazim ... Ruh yoksa geriye maddeden baska bir sey kalmaz ... Madde düsünüyor yani ateistlerin inancina göre ... Hahha ha ha... Aradaki cevapları okumazsanız, cevap verilemediğini sanmanız normal tabii ki... Bu sitede zamanında Beynin nasıl düşündüğünü ve Ruh'un düşünemediğini bal gibi de ispatladım zamanında... Arayıp bulun bu yazıları, "Beyin mi düşünür, Ruh mu?" konusunda var yeterli açıklamalar... Oraya bir göz atın bakalım, cevap veremeyip kaçan kimlermiş... Ya da gidin bakın bakalım, siz bir cevap verebilecek misiniz!? Alıntı
Φ adısaklıadam Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2008 Hahha ha ha... Aradaki cevapları okumazsanız, cevap verilemediğini sanmanız normal tabii ki... onlar cevap degil arkadaşım eger cevap olmuş olsaydı zaten sorunda kalmazdı cevap dediginiz sadece sizin inandıklarınız olabilir ama başkası buna inanmayacaktır onun için kendinize ait cevaplara herkesin inanmasını beklemek abes olur olmaz mı? olur olur bütün sorunların cevapları olsaydı yaşamında bir degeri kalmazdı. ************** selamlar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 onlar cevap degil arkadaşım eger cevap olmuş olsaydı zaten sorunda kalmazdı cevap dediginiz sadece sizin inandıklarınız olabilir ama başkası buna inanmayacaktır onun için kendinize ait cevaplara herkesin inanmasını beklemek abes olur olmaz mı? olur olur bütün sorunların cevapları olsaydı yaşamında bir degeri kalmazdı. ************** selamlar Puuuhahha ha haaaa... Komediye bakar mısınız? Yazdığım yazının üzerimden iki gün geçti ve birşeyler yazma çabasında olanlar bir cevap vermek yerine laf laf laf... Bir önceki sayfadaki 48 Numaralı iletime cevap verebilecek kadarsan ne ala... Ha eğer veremiyorsan, bu gibi cerbezelere girmeyelim rica ederim... Olur mu? Zira sadece komik olur... Haaa ama durun ben tekrar alıntılayayım da, cevap mıdır, değil midir, okuyun öyle karar verin... Belli ki tek bir kelimesini bile okumamışsınız, cevap olmadığını söyleyebilecek ciğere sahip olduğunuza göre... ALINTI(Senyour @ 13-08-2008, 20:41) Kendi silahları kendi ellerinde patlıyo Bilim bilim diyen insanlar mesela bu deneyi yayınlamamak icin herseyi yapıyorlar cok kişi bilmez mesela bu deneyi...... Bak şimdi, iyi izle... Ben neyin nerede patladığını çok güzel göstereceğim... ALINTI(Senyour @ 13-08-2008, 20:41) Eklemek gerekirse Ruhun varlıgıda ispat edildi nasıl inkar edilecek... Not:insanlar öldüklerinde Kilolarında ekislme meydana geliyor deney yapılmış ve kanıtlamış : Duncan McDougal yaptıgı bi deney : ölüm döşeğindeki hastaları için özel bir yatak yaptırıyor. Yatak 1 ons’un (=28 gr) 1/5 ine kadar duyarlı. Yani 5,6 gr’lık bir değişimde bile cik cik öten bir yatak. ölmekte olan 6 hastasını ölümden önce, ölüm anı ve ölüm sonrası bu “baskül” fonksiyonlu yatak sayesinde tartıyor.Allah’ın işine bakın. Bütün cenazelerde 1 ons’un ¾ ü kadar kayıp var. Yani 21 gram. Vay vay vay… gelde inanma Aslında sizin pek bilmediğiniz şey, "Ruh"un ne olup olmadığıdır... Siz İncil'i ve Tevrat'ı, Kur'an öyle olduğunu iddia etmediği ve bu iki kitabı her defasında referans gösterdiği halde "Değiştirilmiş" olarak kabul edebilirsiniz... Fakat ne yazık ki Tevrat ya da İncil, Kur'an-a göre bile değiştirilmiş değildir... Öyle ise "Ruh" kavramının neliğini, hem Kur'an-a ve hem de o iki kitabı referans alarak onlara göre de ele alacağız... Önce Kur'an-la başlayalım: NİSA SURESİ : 171 Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. MAİDE SURESİ : 110 Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." HİCR SURESI : 29 "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." MERYEM SURESI : 19 Ruh (Cebrail) dedi: "Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım." SAD SURESİ : 72 "Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!" TAHRİM SURESİ : 12 Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu. "Ruh" kelimesinin geçtiği tüm ayetleri alıntılamaya gerek yok... Ama isteyen için hepsini getirebilirim. "Ruh", ister Tanrı'nın Nefesi olsun, ister Tanrı'nın kendi Ruhu olsun, ister herhangi bir Melek olsun... Neyse, sonuca bağlamadan önce şu ayetleri ve bu ayetlere göre Ruh'un ne olduğunu, Senyour'a göre Ruh'un ne olduğunu (ölçülebilir bir madde) düşünün, sindirin... Ve biz İncil'de Ruh'un tanımına bakalım: MATTA: Mat.1: 18 İsa Mesih'in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf'la nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem'in Kutsal Ruh'tan gebe olduğu anlaşıldı. MATTA: Mat.1: 20 Ama böyle düşünmesi üzerine Rab'bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: "Davut oğlu Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır. MATTA: Mat.3: 16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa,Tanrı'nın Ruhu'nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. MATTA: Mat.4: 1 Bundan sonra İsa, İblis tarafından denenmek üzere Ruh aracılığıyla çöle götürüldü. MARKOS: Mar.1: 12 O an Ruh, İsa'yı çöle gönderdi. MATTA: Mat.8: 16 Akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi. MARKOS: İsa Kötü Ruhları Kovuyor, Hastaları İyileştiriyor LUKA: İsa Kötü Bir Ruhu Kovuyor İncil'de bulunan, "Ruh" ile ilgili diğer ayetleri de getirebilirim ama gerek yok... Dikkat ederseniz, İncil'de "Cinler" içinde "Ruh" deniliyor... Aynen Kur'an-daki gibi, Tanrı'nın bir Ruhunun olduğundan bahsediliyor... Bunları da aklınızda tutun ve Tevrat'a geçelim: YARATILIŞ KİTABI : Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. YARATILIŞ KİTABI : Yar.6: 3 RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak." ÇÖLDE SAYIM : Say.16: 22 Musa'yla Harun yüzüstü yere kapanarak, "Ey Tanrı, bütün insan ruhlarının Tanrısı!" dediler, "Bir kişi günah işledi diye bütün topluluğa mı öfkeleneceksin?" ÇÖLDE SAYIM : Say.27: 18 Bunun üzerine RAB, "Kendisinde RAB'bin Ruhu bulunan Nunoğlu Yeşu'yu yanına al, üzerine elini koy" dedi, HAKİMLER : Hak.6: 34 RAB'bin Ruhu Gidyon'u yönlendirmeye başladı. Gidyonborusunu çalınca Aviezerliler onun çevresinde toplandı. Tevrat'ta geçen Ruh'ta bu şekilde... Kur'an-ın ve İncil'in mantığına paralel bir şekilde, Tanrı'nın insana kendi ruhundan üflediği bir şey... Şimdi okuyucular, öncelikle bir hata olmadığını ve hatta bu yazdıklarımın onları destekler nitelikte olduğunu iddia edeceklerdir... Ve bende kendilerine katılacağım... Fakat gülmekten katılacağım... Öncelikle "Ruh" madem ki ölçülebilir bir şey... Biz biliyoruz ki "Ölçülebilen" herşey, bir Maddi değere sahiptir... Bunu öncelikle Bilim böyle kabul eder... Mesela Elektirik enerjisinin bir kütlesi yok ama biz onu ölçebiliyoruz ve bir maddi değere sahip... Süt'ün ağırlığını ölçebiliyoruz, çünkü maddi bir değere sahip... Şimdi peki "Ruh" belirli bir ağırlığa sahip ise, Bu, Ruhun belirli bir maddi değer olduğunun Yani "Ruh"un "Madde" olduğunun ispatı değil midir? Elbette öyledir... Zaten Madde olmasaydı, ölçülebilir bir değer olmasaydı, ölçülemezdi öyle değil mi? Öyleyse vardığımız kesin mantıksal sonuç şudur ki: "Ruh" Maddi bir varlıktır... İkinci adıma gelelim... İnsan Ruh'u, Tanrı'nın Ruhunun bir türevidir... Eşidir, ondan türemiştir... Tanrı insana, kendi ruhundan, kendi ruhunun aynısından, özünden üflemiştir. Yani okyanustan bir bardak su aldığınızda, okyanustaki su'da su'dur... Bardaktaki su'da su'dur... Öyleyse "Tanrı'nın Ruhu" "Cebrail" "Ruh'ül Kudüs" "Cinler" vs... Hepsi aynı zamanda "Madde"dirler... Çünkü hepsinin kaynağı, menbaı aynıdır... Yaratılışlarındaki öz ile aynıdırlar... Ve kendileri nasıl ölçülebilir ise, o kadar maddedirler... Onlar ne kadar madde iseler, Tanrı'nın Ruhu da o kadar maddidir... Şimdi, Ruh'un ölçülebildiğini iddia eden arkadaş... Acaba kendisinin bunu savunmakla "Tanrı"yı "Madde ile eşdeğer" tutup, Şirke düştüğünü görebilecek kadar da anlıyor mu İslam Felsefesinden, çok merak ediyorum... İnsan öldüğünde, vücudundaki işleyen fonksiyonların büyük kısmı durur... Kalp atmaz, nefes alınmaz, kan dolaşımı büyük oranda durur... Çok hassas bir tartı, sizin nefesinizin ağırlığını ölçebildiği gibi Vücudunuzun salınımından da etkilenebilir. Bunu bir teraziye çıkıp sallanarak ta deneyebilirsiniz... Öncelikle söyledikleriniz, İslam Felsefesinde "Vahdet-i Vücut"u yani "Ene'l Hakk"ı da destekler niteliktedir. Ancak ayrıntısına girmeyeceğim... Fakat sorularım şunlardır: İnsan Ruhu ölçülebilir bir şey ise, İnsan ruhunun parçası olduğu Tanrı'nın Ruhu'da ölçülebilir mi? Ölçülebilen herşey, Maddi bir değere ve karşılığa sahip değil midir? 21gram gelen birşey, 21gramlık bir kütleye, maddi bir varlığa, karşılığa sahip demek değil midir? Tanrı'nın Ruhu ölçülebilen bir değer ise, Tanrının Kendisi nedir, ölçülebilir mi, değeri nedir, Tanrı'nun ruhu ile Tanrının kendisi ayrı şeyler midir? Lütfen lafı kıvırmadan, allayıp pullamadan, öz ve mantıklı bir çerçevede yanıt veriniz... Ha bu arada, birisi birilerinin elinde patlayan birşeyden mi söz etmişti? Yoksa bana mı öyle geldi? Şimdi bu kadar çelişki içersinde, gelde inan... O yüzden ben diyorum ki; Gelin Panteist olun, sizde kurtulun, bende artık kurtulayım Senin yazdıklarımı anlamlandıramıyor olman, cevabımın tam bir cevap olduğu gerçeğini değiştirmez... Senyour "Ruh" hakkında bir iddiada bulunmuş, Bende bunun öyle olmadığını ispatlamışım... Olay budur... Boş laf yerine ipe sapa gelir iletiler yazın, zira yazdıklarımız burada kayıtlı duruyor ve okuyucular kimin ne olduğu konusunda yargıya varabilecek kadar akıllılar... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 onlar cevap degil arkadaşım eger cevap olmuş olsaydı zaten sorunda kalmazdı cevap dediginiz sadece sizin inandıklarınız olabilir ama başkası buna inanmayacaktır onun için kendinize ait cevaplara herkesin inanmasını beklemek abes olur olmaz mı? olur olur bütün sorunların cevapları olsaydı yaşamında bir degeri kalmazdı. ************** selamlar bütün soruların cevaplarının olmadığını söylemek bence cevap verilemeyen, açıklanamayan sorulardan kaçmaktır. sevgili tengeriin boşig, cevap verilemedikleri zaman sinirleri bozulduğu için saldırmakta bulurlar çareyi. bazı konuları tartışmanın insanı "inançsızlığa götüreceği"ni söyledikleri gibi. o yüzden boşuna sormayalım, cevap olarak hakareti alacağızdır zira... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Sn Hakanayytac Bu forumda hakaret edemezler , Hakaretler ıslamıforumda oluyor. Ozellıkle ıslama ınanmıyorsanız.. Burası hakikaten seviyeli... Saygılar. Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Hahha ha ha... Aradaki cevapları okumazsanız, cevap verilemediğini sanmanız normal tabii ki... Bu sitede zamanında Beynin nasıl düşündüğünü ve Ruh'un düşünemediğini bal gibi de ispatladım zamanında... Arayıp bulun bu yazıları, "Beyin mi düşünür, Ruh mu?" konusunda var yeterli açıklamalar... Oraya bir göz atın bakalım, cevap veremeyip kaçan kimlermiş... Ya da gidin bakın bakalım, siz bir cevap verebilecek misiniz!? Yasar Nuri gibi bir cevap oldu ... Sordugun cevablar falanca kitablarimda yazili der ya , sen de öyle ... Tartisma beni ilgilendirmiyor , neye inandiginizi sordum ... Ay pardon , neyi bildiginizi sordum ... Malum ateistler bildiklerine inanirlar ... Inancla alakasi olmadigina göre ... netice nedir? Kisaca ... yani. Bu kadar cok yazi yazan , iki,üc cümleyi nasil esirger ... Bence, ateistler ilk canlinin, madde olusan agir depreson neticesinde "canlanayim bari",biraz "oyalanayim, vakit gecsin" dediginden olusmustur diye düsünmeleri gerekir ... Evet ... konumya geri dönmek icin , "doga" insanin icine "inanma istegini" acaba neden koymus diye sordum ... Kim bu "Doga" ... Kimden izin almis bu "inanma istegini" insanin icine koymus ... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2008 Yasar Nuri gibi bir cevap oldu ... Sordugun cevablar falanca kitablarimda yazili der ya , sen de öyle ... Tartisma beni ilgilendirmiyor , neye inandiginizi sordum ... Ay pardon , neyi bildiginizi sordum ... Malum ateistler bildiklerine inanirlar ... Inancla alakasi olmadigina göre ... netice nedir? Kisaca ... yani. Bu kadar cok yazi yazan , iki,üc cümleyi nasil esirger ... Bence, ateistler ilk canlinin, madde olusan agir depreson neticesinde "canlanayim bari",biraz "oyalanayim, vakit gecsin" dediginden olusmustur diye düsünmeleri gerekir ... Evet ... konumya geri dönmek icin , "doga" insanin icine "inanma istegini" acaba neden koymus diye sordum ... Kim bu "Doga" ... Kimden izin almis bu "inanma istegini" insanin icine koymus ... Hahha ha... Arkadaşım, sanırım senin için burada aynı şeyleri tekrar tekrar yazmamı beklemiyorsun değil mi? Hani biliyorsundur, Türkiye'de Aristokrasi yok... O yüzden herhangi bir Aristokrat'ın emri ile tekrar tekrar aynı şeyleri yazmıyoruz ve kişilerin biraz tembellikten sıyrılıp araştırmaya yönelmesini sağlamaya çalışıyoruz... Bu bir... İkincisi; Ben Ateist değilim... Yine size bunu uzun uzadıya anlatma gereği hissetmiyorum... Eski iletilerime ulaşmanız mümkün, 3000küsur iletiyi sizin için özetleyemem... "Canlılık", Ateistlere göre bile söylediğiniz şekilde oluşmadığı gibi İbrani kökenli dinlerin tarif ettiği gibi insanın balçığa bilmem birisinin üfürüklemesiyle canlanması şeklinde de olmamıştır... Ya da "Okus pokus" der gibi, canlılar birden bire yaratılmamışlardır... Mesela size göre bir Goril ya da Fil nasıl yaratılmıştır, söyler misiniz? Kur'an-da buna dair nasıl bir bilgi var, merak ediyorum... Buna da üç diyelim... "Doğa insanın içine inanma ihtiyacını nasıl koymuş" gibi bir soruyu sormanızdan da anlaşılacağı gibi, Siz illa ki ne olursa olsun mutlaka bir "Üstün Akıl" düşüncesine koşullanmışsınız. Yani Ateistler "Tanrı Yok" dediğinde, sizin aklınıza "Doğa'nın iradesi mi var?" sorusu geliyor... Oysa "Tanrı yok" demek, doğanın da bir iradesi olması gerektiği anlamına gelmez... Bu sizin kendi öz koşullanmanızdan kaynaklanan bir sanrıdır. Bu da dört olsun... Ayrıca "İnanma ihtiyacı" diye birşey yoktur... Ne bilim ne de bilimsel bir alan olan Psikoloji ya da herhangi bir otorite "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç tipini tanımlamaz, çünkü böyle bir ihtiyaç türü yoktur, bu uydurmadır. İnsanın en temel ihtiyacı, gerek nesnel/bedensel olarak ve buna bağlı olarak gerek psikolojik olarak "Güvende olma/Güvende olduğunu hissetme" ihtiyacı vardır. Şöyle örnekleyeyim: Mağarada yaşayan iki adam düşünün. Bunlar dışarı çıkmaya korkuyorlar, çünkü dışarıda kendilerini güvende hissedememektedirler. Yırtıcı hayvanlar, karanlık, savunmasızlık vs... Ama bir süre sonra birisi açlığına dayanamaz ve kendisini yeterli şekilde güdüleyerek dışarı çıkar ve bir hayvan avlar gelir... Karınlarını doyururlar... Sonra ertesi günü aynı adam tekrar çıkar, çünkü kendisine güveni gelmiştir... Tekrar avlanır gelir ve beslenirler... Fakat öteki birey artık ilkinin sahip olduğu cesarete sahip olamayacaktır, çünkü o ilki dışarıya çıkarken, karşısında dışarıya çıkmış bir insan örneği yoktu. Kendisinden cesaret alara dışarı çıkmıştı ve avlanmıştı. İkinci adamın dışarı çıkması, bu ilk adamın dışarı çıkmasından farklı olacaktır, çünkü karşısında bir örnek vardır ve ve o örnekteki adamın dışarıdaki deneyiminin farkındadır. İkinci adamda bir süre sonra dışarı çıkar ama ne olursa olsun kendisini öteki adamın deneyimine muhtaç hisseder... Ortama alışması için ilk adam onu uzaktan gözetler, onun tek başına kalabilmesi için deneyim kazandırmaya çalışır, çünkü kendisi tek başına öğrenmişti avlanmayı. Bir süre sonra ilk adam durup dururken ortadan kaybolur; ölmüş olabilir, bir hayvana yem olmuş olabilir ya da başka bir yerde yaşamaya karar vermiş olabilir. İlk adam mağarada yalnız kalmıştır ama bir taraftanda avlanmaya ihtiyacı vardır... Dışarı çıkmaya korkar, avlanmayı öğrendiği halde, onu izlediğini bildiği ilk adam yoktur... Ama bir süre sonra dışarı çıkar ve anlamlandıramadığı bir yalnızlık korkusu kaplar içini... Bu sefer o ilk adamın onu izlediğinin hayalini kurar. Nasıl biz bugün karanlıktan korktuğumuzda "birşey olmayacak" diye kendi kendimize söylenirsek, O da öyle yaptı belki de, buna benzer... Araan zaman geçer ve ikinci adam, ilk adamın yokluğuna alışmıştır ama yine de alıştığı üzere onun izlediği düşüncesine kapılır... Sonra bir dişi ile karşılaşır ve o dişiden daha deneyimli olduğu için avlanmayı öğretirken birisinin onu izlediğini düşünmesini, kendisini iyi hissedeceğini söyler... Sonra çocukları olur ve onlara da öyle öğütler... Sonra torunları olur ve onlara da öyle öğütler... Sonra bu öğreti nesillere yayılır... İslam Tarihine göre "Put"ların nasıl ortaya çıktığını biliyorsunuzdur sanırım... İşte "Tanrı/Allah/Çalap" düşüncesi de aynı nedenden dolayı çıkmıştır ortaya... Hz. Hamza çölde yalnız kaldığı zaman Tanrı'nın var olduğuna inanmak istemiştir, çünkü gökyüzüne baktığında korkmuş ve ıssız çölde sığınacak başka bir idea/düşünce bulamamıştır... Yani insanlarda "İnanma İhtiyacı" yoktur... "Korkak-Aciz İnsan" vardır ya da "Cesur-Yetkin İnsan" vardır... Şimdi kaynatmaya çalıştığınız asıl konuya gelelim: Fakat sorularım şunlardır:İnsan Ruhu ölçülebilir bir şey ise, İnsan ruhunun parçası olduğu Tanrı'nın Ruhu'da ölçülebilir mi? Ölçülebilen herşey, Maddi bir değere ve karşılığa sahip değil midir? 21gram gelen birşey, 21gramlık bir kütleye, maddi bir varlığa, karşılığa sahip demek değil midir? Tanrı'nın Ruhu ölçülebilen bir değer ise, Tanrının Kendisi nedir, ölçülebilir mi, değeri nedir, Tanrı'nun ruhu ile Tanrının kendisi ayrı şeyler midir? Lütfen 48 numaralı iletimi okuyunuz ve açılmış olan şu "Ruh"un ne olduğu konusuna bir açıklık getiriniz ya da çelişkinizi kabul etme cesareti gösteriniz... Konuyu geçiştirmeyiniz... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Eklemek gerekirse Ruhun varlıgıda ispat edildi nasıl inkar edilecek... Not:insanlar öldüklerinde Kilolarında ekislme meydana geliyor deney yapılmış ve kanıtlamış : Duncan McDougal yaptıgı bi deney : ölüm döşeğindeki hastaları için özel bir yatak yaptırıyor. Yatak 1 ons’un (=28 gr) 1/5 ine kadar duyarlı. Yani 5,6 gr’lık bir değişimde bile cik cik öten bir yatak. ölmekte olan 6 hastasını ölümden önce, ölüm anı ve ölüm sonrası bu “baskül” fonksiyonlu yatak sayesinde tartıyor.Allah’ın işine bakın. Bütün cenazelerde 1 ons’un ¾ ü kadar kayıp var. Yani 21 gram. Vay vay vay… gelde inanma bu kacçıcı düzeltme bilmiyorum ama bunuda eklemeden duramicam Kendi silahları kendi ellerinde patlıyo Bilim bilim diyen insanlar mesela bu deneyi yayınlamamak icin herseyi yapıyorlar cok kişi bilmez mesela bu deneyi...... Sn Sneyour, Böyle bir deney var da yayınlatılmıyor ise , bilinki bunu BİR SEMAVİ DİNE İNANAN kişiler engelliyordur. Siz RUH un ölçülebilen maddi bir varlık olduğunu , deneye dayanarak iddia ediyorsunuz. Bu durumda Sn Tengeriin Boşig in açıkladığı gibi TANRI nın da bir madde olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz. Aslında , böyle bir fikir kulağa hoş gelmiyor değil. Maddi tanrıdan yaptıklarının hesabını sorabiliriz..!!! Saygılar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Sn Sneyour, Böyle bir deney var da yayınlatılmıyor ise , bilinki bunu BİR SEMAVİ DİNE İNANAN kişiler engelliyordur. Siz RUH un ölçülebilen maddi bir varlık olduğunu , deneye dayanarak iddia ediyorsunuz. Bu durumda Sn Tengeriin Boşig in açıkladığı gibi TANRI nın da bir madde olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz. Aslında , böyle bir fikir kulağa hoş gelmiyor değil. Maddi tanrıdan yaptıklarının hesabını sorabiliriz..!!! Saygılar. Taklamakan, arkadaş bu düşüncesine verdiğim cevabı geçiştirmeyi ve görmezden gelmeyi daha uygun! buldu sanırım. "Ruh"un ölçülebilir olması demek, "Tanrı"nın da ölçülebilir maddi bir değer olması demektir... Bu da bilinen İslam Düşüncesine göre "Şirk"tir. Yani bilgi sunarken, neyin nerede patlayacağına dikkat etmekte lazım bazen... Ama düşünsene, ele geçirip sorguladığımız bir Tanrı'yı? Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Hahha ha...Arkadaşım, sanırım senin için burada aynı şeyleri tekrar tekrar yazmamı beklemiyorsun değil mi? Hani biliyorsundur, Türkiye'de Aristokrasi yok... O yüzden herhangi bir Aristokrat'ın emri ile tekrar tekrar aynı şeyleri yazmıyoruz ve kişilerin biraz tembellikten sıyrılıp araştırmaya yönelmesini sağlamaya çalışıyoruz... Bu bir... Yine de baya bir seyler yazmissin , öyle degil mi? İkincisi;Ben Ateist değilim... Yine size bunu uzun uzadıya anlatma gereği hissetmiyorum... Eski iletilerime ulaşmanız mümkün, 3000küsur iletiyi sizin için özetleyemem... Insan neye inandigini bilirse , bunu ifade etmek icin en fazla üc cümle yeterli ... Bu kadar yazi yazan , yazilari da hacimli tutan birinin , bu cevabi kacamak oldugu asikar ... Kaldi ki , söylediginizi nasil anlayim? Inancin nedir dieye 3000 ileti mi okumam gerek? "Canlılık", Ateistlere göre bile söylediğiniz şekilde oluşmadığı gibiİbrani kökenli dinlerin tarif ettiği gibi insanın balçığa bilmem birisinin üfürüklemesiyle canlanması şeklinde de olmamıştır... Ya da "Okus pokus" der gibi, canlılar birden bire yaratılmamışlardır... Mesela size göre bir Goril ya da Fil nasıl yaratılmıştır, söyler misiniz? Kur'an-da buna dair nasıl bir bilgi var, merak ediyorum... Buna da üç diyelim... Konuyu saptirmak icin yine bir sürü seyler yazdiniz bakiyorum ... "Doğa insanın içine inanma ihtiyacını nasıl koymuş" gibi bir soruyu sormanızdan da anlaşılacağı gibi,Siz illa ki ne olursa olsun mutlaka bir "Üstün Akıl" düşüncesine koşullanmışsınız. Evet ... Siz akil olmaksizin mi bunlar hepsi olustu diyorsunuz? Yani Ateistler "Tanrı Yok" dediğinde, sizin aklınıza "Doğa'nın iradesi mi var?" sorusu geliyor...Oysa "Tanrı yok" demek, doğanın da bir iradesi olması gerektiği anlamına gelmez... Bu sizin kendi öz koşullanmanızdan kaynaklanan bir sanrıdır. Bu da dört olsun... Irade gerekmedigi ispatlandi mi , yoksa bu da sallama mi? Irade olmadan nasil herhangi bir sey olabilir ki? Ayrıca "İnanma ihtiyacı" diye birşey yoktur...Ne bilim ne de bilimsel bir alan olan Psikoloji ya da herhangi bir otorite "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç tipini tanımlamaz, çünkü böyle bir ihtiyaç türü yoktur, bu uydurmadır. Senin inandirma ihtiyacin cok acik görülüyor ... Bu nerden kaynaklaniyor ki? İnsanın en temel ihtiyacı, gerek nesnel/bedensel olarak ve buna bağlı olarak gerek psikolojik olarak "Güvende olma/Güvende olduğunu hissetme" ihtiyacı vardır. Güzel ... ama bu ihtiyaclar görüldügü gibi tedrici ve yalniz insanlari tarif etmez ... Insandan anladigim biolojik bir nesneden ziyade bir toplumun bir ferdi ... Haliyle insani insan yapan ailesi ve toplumu ... Inanma ihtiyaci elbette var ... Mesela senin inandirma ihtiyacin kaynagi tam da bu ... Bizi bir seye inandirmaya calismiyormusun? Şöyle örnekleyeyim:Mağarada yaşayan iki adam düşünün. Bunlar dışarı çıkmaya korkuyorlar, çünkü dışarıda kendilerini güvende hissedememektedirler. Yırtıcı hayvanlar, karanlık, savunmasızlık vs... Ama bir süre sonra birisi açlığına dayanamaz ve kendisini yeterli şekilde güdüleyerek dışarı çıkar ve bir hayvan avlar gelir... Karınlarını doyururlar... Sonra ertesi günü aynı adam tekrar çıkar, çünkü kendisine güveni gelmiştir... Tesbihte hata var , yani örneklemeniz yanlis. Duygularin öncülükleri var ... Aclik ve susuzluk ihtiyacini giderme temel duygudur ... Bu saglandiktan sonra güvenlik duygusu hakim olur .... Yani örnek su sekilde olmasi lazim. Bir adam magarada ,disarisi güvenli degil. Aclik baskin gelirse , güvenli yerini terk edip , aclik ihtiyacini giderimek icin kendini tehlikeye atar. Ya da aclik ile karsi karsiya kalan insan , suc da isleyebilir ... Baska temel duygular da var ama ... İslam Tarihine göre "Put"ların nasıl ortaya çıktığını biliyorsunuzdur sanırım...İşte "Tanrı/Allah/Çalap" düşüncesi de aynı nedenden dolayı çıkmıştır ortaya... Hz. Hamza çölde yalnız kaldığı zaman Tanrı'nın var olduğuna inanmak istemiştir, çünkü gökyüzüne baktığında korkmuş ve ıssız çölde sığınacak başka bir idea/düşünce bulamamıştır... Yani insanlarda "İnanma İhtiyacı" yoktur... "Korkak-Aciz İnsan" vardır ya da "Cesur-Yetkin İnsan" vardır... Inanma ihtiyaci elbette var ... Mesela senin inandirma ihtiyacin kaynagi tam da bu degil mi? ... Bizi bir seye inandirmaya calismiyormusun? Birde geciyorsun insanin karsisina böbürlenip duruyorsun mesnedsiz ,mesnedsiz ... Şimdi kaynatmaya çalıştığınız asıl konuya gelelim:[/b][/size][/font] Lütfen 48 numaralı iletimi okuyunuz ve açılmış olan şu "Ruh"un ne olduğu konusuna bir açıklık getiriniz ya da çelişkinizi kabul etme cesareti gösteriniz... Konuyu geçiştirmeyiniz... Simdi emir verme sirasi kendinde yani ... Kac cümle yazdiz acaba bu cevabinizda ? Ama neye inandiginizi yazmadin , yazamadin ... Müslümanlar asil nasil inandiklarini bu kadar heycanla dile getiren,kendi inanci hk. pek acik vermemesini samimi bulmak mümkün degil ... Bana öyle geliyor ki , neye inandiginizi bilmedigin icin basit bir soruyu cevaplayamiyorsun ... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Inanma ihtiyaci elbette var ... Mesela senin inandirma ihtiyacin kaynagi tam da bu degil mi? ... Bizi bir seye inandirmaya calismiyormusun? Birde geciyorsun insanin karsisina böbürlenip duruyorsun mesnedsiz ,mesnedsiz ... Puuhhaaahahahhahaahohoohoohhoooo... İnandırma İhtiyacı'da var yani öyle mi? Hehhe hehe... İlahi İstanbullu... ("Al Yazmalım" filminde "İlahi İstanbullu" demez) Hah ha ha... Sen beni güldürdün ya, Allah'ta seni güldürsün e mi!?. Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Merak ediyorum , Şu ruhları tartan akıllı adamdan soracam... Herkesin ruhu aynı kilo mu çekiyor... Yoksam... Araplarınki farklı kilodamı , Türklerinki farklı kiloda olmasın. Günahı az olan adamla çok olan damın farkı , ruhta ortaya çıkar mı. Obez ruh varmıdır. Yada alkolik... Ruhu ölçebildiğinize göre... Vardır biraz cevap.. Ne dersiniz. Sn Senyour. Saygılar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Merak ediyorum , Şu ruhları tartan akıllı adamdan soracam... Herkesin ruhu aynı kilo mu çekiyor... Yoksam... Araplarınki farklı kilodamı , Türklerinki farklı kiloda olmasın. Günahı az olan adamla çok olan damın farkı , ruhta ortaya çıkar mı. Obez ruh varmıdır. Yada alkolik... Ruhu ölçebildiğinize göre... Vardır biraz cevap.. Ne dersiniz. Sn Senyour. Saygılar İmanlıysa daha ağır çekiyor Taklamakan... İmansızsa hafifçek oluyor... O değilde, arkadaş hala bu konuda bir cevap vermedi! Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Puuhhaaahahahhahaahohoohoohhoooo... İnandırma İhtiyacı'da var yani öyle mi? Hehhe hehe... İlahi İstanbullu... ("Al Yazmalım" filminde "İlahi İstanbullu" demez) Hah ha ha... Sen beni güldürdün ya, Allah'ta seni güldürsün e mi!?.[/b] Insan bir seyi anlamadigi zaman , kendi kücük dünya algilayisi ile celisen bir sey duydugunda , gülmek de bir savunma psikolojisinden baska bir sey degil ... Inanma ihtiyac degilse neden dinler,inanlar olsun ki? Kaldi ki , alisagelmis dinlerin haricinde,tanri ve din mefhumundan arinmis bati toplumlarinda bile esoterik,diyanetik,nlp gibi "bilimselci hurafeler" milyarlar seviyesinde ciro yapiyor. Tabi ki , dinlerin aksine bu tür din ya da "kültler" , Tanri yerine kendine inanmayi vaaz eder ... Islam ögretisi bunlara "kendi nefslerini Rab edinenler" olarak tarif eder ... Aynen de öyle , baksana neye inandigini bile net olarak söyleyemiyor ... Sen neye inaniyorsun tengeri? Neyi savunuyorsun? Neden senin gibi düsünmemizi,bunun icin zaman ayirip tartisiyorsun ? Söyle bakiim ... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Eeeee Cevap veremez tabi....Sn Tengeriin Boşig. Bu başlıkta yer alan 48 nolu iletide patlatmışsın bombayı... Mükemmel bir yazı yazmışsın.... Nasıl cevap verecek ki. Saygılar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Insan bir seyi anlamadigi zaman , kendi kücük dünya algilayisi ile celisen bir sey duydugunda , gülmek de bir savunma psikolojisinden baska bir sey degil ... Inanma ihtiyac degilse neden dinler,inanlar olsun ki? Kaldi ki , alisagelmis dinlerin haricinde,tanri ve din mefhumundan arinmis bati toplumlarinda bile esoterik,diyanetik,nlp gibi "bilimselci hurafeler" milyarlar seviyesinde ciro yapiyor. Ya İstanbulian... Sen gerçeten "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç kategorisinin olduğuna inanıyor musun? Çok ciddi soruyorum bunu... Zira iletin gülünüp geçilecek bir cinsten... "Savunma Psikolojisi" diye birşey yoktur, "Savunma Mekanizması" vardır... Psikolojiden bu kadar haberdarsan, Maslov'un İhtiyaçlar Hiyerarşisini de biliyorsundur... Bak bakalım "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç var mı? Bu bir yana şu "Ruh" konusunda hala bir cevap veremediğini görüyorum! Eeeee Cevap veremez tabi....Sn Tengeriin Boşig. Bu başlıkta yer alan 48 nolu iletide patlatmışsın bombayı... Mükemmel bir yazı yazmışsın.... Nasıl cevap verecek ki. Saygılar. Baksana cevap vermiyor zaten bir türlü... Alıntı
Φ Istanbulian Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Ya İstanbulian... Sen gerçeten "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç kategorisinin olduğuna inanıyor musun? Çok ciddi soruyorum bunu... Zira iletin gülünüp geçilecek bir cinsten... "Savunma Psikolojisi" diye birşey yoktur, "Savunma Mekanizması" vardır... Psikolojiden bu kadar haberdarsan, Maslov'un İhtiyaçlar Hiyerarşisini de biliyorsundur... Bak bakalım "İnanma İhtiyacı" diye bir ihtiyaç var mı? Ölcü yalniz Maslov mu? Ölcü tek senin kabul gördügünler mi? Maslov dedikleri "ayet" mi , senin icin? Maslovun piramidi eksik , o bir tarafa,Maslov bizi baglamaz ... Bizce inanma ihtiyaci var tabi,sana göre olmamasi gercegi degistirmez .. Lenin,Stalin ve bizde hala bir Atakültün devam etmesi , laikligin dinsizlik algilanmasinin dayatmasi ile din toplum hayatindan tedric edilirken onun yerini bir baska kült/inanc getirilip bosluk doldurulmaya calisildi. Yeri gelmisken Nazim Hikmet konulu zemanin bir haberi : Moskova Radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve hava alanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, kızıl şair, Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:" Gözlerimin ışığını Staline borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor." (Cumhuriyet, 30 Haziran 1951) Bu bir yana şu "Ruh" konusunda hala bir cevap veremediğini görüyorum! Sen bunu aslinda Nur Sertere sorman lazim ... O sizin takimdan degilmi? Benden ne cevap bekliyorsun? Ruh hk. biligimiz cok kisitli ... Kara madde gibi ... varligi kesin,agirligi var ama ölcülemiyor ,görülemiyor ... Ruh bir agirlik arzettigini sanmiyorum , olmaz da demiyorum ... Ölümden sonraki agirligin eksilmesinin farkli nedenleri olabilir. Bunu ruha baglamak tamamen spekulatif ve suistimale acik ... Öldükten sonra bizi kaplayan enerjiagin cildin gecirgenligini düsürep gaz cikmasina sebeb olabilir ... Bence yararsiz bir tartisma ... Onun icin girmedim ,girmiyecektim ... Israrli sorulariniza cevap olsun ... Baksana cevap vermiyor zaten bir türlü... Demi? Belki verir ya ... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Ölcü yalniz Maslov mu? Ölcü tek senin kabul gördügünler mi? Maslov dedikleri "ayet" mi , senin icin? Maslovun piramidi eksik , o bir tarafa,Maslov bizi baglamaz ... Ahha ha haa... Peki bağlayan nedir? Sen işine gelince Psikolojideki Savunma Mekanizmasından bahsedeceksin, İşine gelmedi mi Psikoloji Biliminde genel geçer bir bilgi olarak Maslov'un İhtiyaçlar Hiyerarşisini reddeceksin... Hahha ha ha... Komedi yaa... Bizce inanma ihtiyaci var tabi,sana göre olmamasi gercegi degistirmez .. Lenin,Stalin ve bizde hala bir Atakültün devam etmesi , laikligin dinsizlik algilanmasinin dayatmasi ile din toplum hayatindan tedric edilirken onun yerini bir baska kült/inanc getirilip bosluk doldurulmaya calisildi. Bunlar "İnanma İhtiyacı" değildir... "İnanma İhtiyacı" denilen şey bir uydurmacadır, böyle bir ihtiyaç yoktur. Bu söylediklerin ise İnsanın "Sosyal İhtiyaçları" arasında yer alan "Ait Olma İhtiyacı" içersinde değerlendirilir... Cemaat ya da Dinler "Ait Olma İhtiyacı"nın bir ürünüdür, toplumsallaşmanın bir ürünüdür... "İnanma İhtiyacı" adıyla uydurulmuş ve gerçekliği olmayan birşeyin değil... Biraz Bilime yönelin... Yeri gelmisken Nazim Hikmet konulu zemanin bir haberi : Moskova Radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve hava alanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, kızıl şair, Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:" Gözlerimin ışığını Staline borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor." (Cumhuriyet, 30 Haziran 1951) Dediğim gibi, Bu "Ait olma ihtiyacı"nın bir sonucudur... Sizin uydurduğunuz "İnanma İhtiyacı"nın değil... Sen bunu aslinda Nur Sertere sorman lazim ... O sizin takimdan degilmi? Benden ne cevap bekliyorsun? Ruh hk. biligimiz cok kisitli ... Kara madde gibi ... varligi kesin,agirligi var ama ölcülemiyor ,görülemiyor ... Ya hu Kara Madde (ya da Karşı Madde demek istedin sanırım) ile Ruh'u nasıl bir tutabiliyorsun sen? Karşı Madde dediğimiz şey gerçek mi değil mi bilemem ama Bilimsel Teoriler var olduğu yönünde bilgi veriyor... Matematiksel olarak ta bir gerçekliği var... Ruh'un böyle bir gerçekliği yok... Eğer varsa, dediğim gibi Tanrı'nın da Maddi bir gerçekliği, ölçülebilirliği olmaz zorunda... Ruh bir agirlik arzettigini sanmiyorum , olmaz da demiyorum ... Ölümden sonraki agirligin eksilmesinin farkli nedenleri olabilir. Bunu ruha baglamak tamamen spekulatif ve suistimale acik ... Öldükten sonra bizi kaplayan enerjiagin cildin gecirgenligini düsürep gaz cikmasina sebeb olabilir ... Bence yararsiz bir tartisma ... Onun icin girmedim ,girmiyecektim ... Israrli sorulariniza cevap olsun ... Bak böyle de canımı ye işte... Böyle tartışmaya can kurban vallahi... Ben böyle dürüst bir ileti istiyorum işte ama çoğunluk bunu yapamıyor ne yazık ki... Bu cevabınız için gerçekten teşekkür ederim, en azından samimi idi... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Sn Tengeriin Boşig. Verilen cevapların , cevap olmadığını , kenarından bile geçmediğini söylediğimiz zaman. AMA SİZ SADECE DUYMAK İSTEDİKLERİNİZİ SÖYLEMEMİZİ İSTİYORSUNUZ. Diyorlar. Böyle bir savunma geliştimişler. Saygılar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.