Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

hikmet, mantıki olarak anlaşılamayan şeylere mantıki çözüm yolu bulmanın bbir başka adıdır bence. ayrıca, kuranda işime yaramayan yer varsa niye ona bağlı kalayım ki? nasıl olsa işime yaramıyor!

  • Cevaplar 133
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Defalarca okudugumdan emin olabilirsin. "Kur'an'da tekrarlar listesi" diye konu açmisim. Alinti olmadiginida ifade etmisim.. Oradaki ayetleri kafamdan uydurdugumu mu saniyorsun? Keske sende en az benim kadar okusaydin...

 

 

Yam Yam Kur'an-ı Kerimi defalarca okuduğunu söylüyor. İşte sana tokat gibi bir cevap hemde kıymetli bir Profesör tarafından kaleme alınmış bir inceleme. Yüreğin varsa oku biraz uzun ama sen okumayı seviyorsun hadi bakalım. Ben bu konuda şüphesi olan herkese adresi verecegim linke girerek okumanızı tavsiye ediyorum. Uzun oldugu için buraya yazamıyorum kabul etmiyor buyrun....

 

-http://www.nursistudies.com/turkish/sempozyum/ghanimkadduril98.htm-

 

yukarda yazdıgım adresi adres çubuğuna kopyalayın ve enter'a basın. Makale karşınıza çıkacaktır.

 

Makelenin son kısmını buraya aktarıyorum.

 

 

1- Selef âlimleri tekrarın hikmetini beyan etmek, onun Arap dilinde yaygın bir kullanıma sahip fasih bir üslûp olduğunu ortaya koymak ve buradan hareketle bu olgu etrafında mülhidlerin kopardığı şüpheleri (yam yam gibi::))) bertaraf etmek için Kur'ân-ı Kerim'deki tekrar üslûbunu tetkik etmiş ve araştırmışlardır.

 

 

2- Onlar lafzî tekrarı, muttasıl ve munfasıl çeşitleriyle lafzî tekrarı ve manevî tekrarı yorum ve tahlile tabi tutmuşlardır; muttasıl lafzî tekrarı tekid veya siyakın belirlediği yeni bir manaya delalet şeklinde talil ederken, munfasıl tekrarı müteallakların taaddüdü ile ta'lil etmişlerdir, manevi tekrarı ise birinci bağlamda yer almayan yeni bir manaya delalet şeklinde yorumlamışlardır.

 

 

3- Bediüzzaman Said Nursî hayatında bir çok problemle karşılaşmasına ve imanî hakikatleri gönüllere zerketme uğrunda verdiği uzun bir cihad sürecinde birçok sıkıntı çekmesine rağmen, Kur'ân'daki tekrar olgusunu tahlil ve tetkike tabi tutmuş ve konuyu genel çerçevede seviyeli ve kapsamlı nitelenebilecek türde ele almıştır.

 

 

4- Üstad Said Nursî Kur'ân'daki tekrar olgusuna, hem de ibadet ve zikir lafızlarıyla, genel bir yorum getirmiş, bu yorumu da, tekrarın yeni bir mana tesisine ve Kur'ân-ı Kerim'de tekrar edilen her mana ve kıssanın yeni bir mana ve yeni bir ders içerdiği temeline oturtmuştur.

 

 

5- Üstad Nursî Kur'ân mevzularının tabiatı, gayesi ve kalp ve gönüllerde yerleştirmeye çalıştığı temel mekâsıd, bunların iadesini ve defalarca tekrar edilmesini gerektirdiğini beyan etmiştir. O'na göre bunlar binlerce, milyonlarca hatta milyarlarca defa tekrar edilse, israf olmadığı gibi, belagat açısından da bir ayıp değildir!

 

 

6- Bediüzzaman Said Nursî, muhatapların içinde bulunduğu halin ve istidatlarının farklı farklı oluşunun, Kur'ân sûrelerinin tevhid, nübüvvet, ahiret gibi ana maksatları içermesini gerektirdiğine işaret etmiştir Tâ ki sadece birkaç sûreyi okuma imkânı olan kimseler de Kur'ân'dan nasiplerini alabilsinler.

 

 

7- Said Nursî'ye göre Kur'ân-ı Kerim'deki tekrarların ana sebeplerinden birisi de, insanların manevî ihtiyaçlarının yenilenmesidir. İnsanın maddî ihtiyaçları belirli vakitlerde yenilendiği gibi, onun manevî hayatının gerektirdiği ihtiyaçlar da yenilenmektedir. İşte Kur'ân-ı Kerim bu ihtiyaca cevap vermiş ve bu ihtiyaca binaen birtakım tekrarlar etmiştir.

 

 

8- Üstad Said Nursî Kur'ân-ı Kerim'deki peygamber kıssalarının tekrar edilişini, kıssanın tekrar edildiği her yerde ayrı bir manaya delalet etmekle yorumlamıştır. Böylece kıssa bir yerde belli bir manayı zikrederken, bir başka yerde daha başka vecihlere değinmektedir. Bir sûrede belli bir maksadı dile getirirken bir başka sûrede başka bir maksadı arzetmektedir.

 

 

9- Risale-i Nur'un değişik yerlerinde Kur'ân-ı Kerim'deki tekrarın hikmeti açıklanmış, hüccetleri beyan edilmiş ve tekrarın belâgat ile ne denli insicam içinde olduğu, ne kadar güzel ve mükemmel bir şekilde oturtulduğu ispat edilmiştir... Zira tekrar edilen Kur'ân hakikatleri böylesine üstün bir kıymete sahip olup birden çok hikmetleri ihtiva etmektedir. Dolayısıyla selim fıtrat, Kur'ân'daki tekrarların güçlü bir manevî mucize olduklarına şehadet etmektedir. Ancak ne yazık ki, kalpleri hasta, vicdanları materyalizmin taûnu ile mübtelâ olmuş kimseler hakkında şu kural geçerlidir:

 

Göz üzerine düşen çapaktan dolayı güneşin ışığını inkar etmeye kalkar/

 

Damak da hastalıktan dolayı suyun tatsız olduğunu iddia etmeye kalkar

 

 

10- Son olarak Bediüzzaman Said Nursî'nin Kur'ân-ı Kerim'deki tekrar olgusunu ele alış metodu, insanı, tekrarın hikmetini anlama noktasında tereddüt ve kararsız bir tavır sergilemekten kurtarmakta, onu, dua ve zikir lafızlarını içine alacak şekilde genel ve kapsayıcı bir düşünce ile başbaşa bırakmakta ve insanı şu ifadeleri terennüm etmeye sevketmektedir: Bu âyet veya bu ibare binlerce defa tekrar edilse, bu tekrar belâgat noktasında bir eksiklik olmadığı gibi, fesahati de ihlal etmez. Aynı şekilde Kur'ân'ı devamlı tilavet etmek insanda herhangi bir bıkkınlığa ve usanmaya meydan vermez, zîrâ Kur'ân tekrar edildikçe parıldar, tatlılaşır ve her tarafından hak ve hakikat şuâları ışıldamaya başlar, çünkü O sadece vahyedilen bir vahiydir.

 

 

Son duamız, "Elhamdü lillahi rabbi'l alemin"dir. Allahım, Efendimiz Muhammed(s.a.v.) 'e, O'nun âl ve ashabına salât ve selam eyle!.

 

 

 

Yam Yam senin gibiler ne ilk nede son. Sizin gibilere cevaben yazılmış sayısız makaleler mevcut. İslamiyet güneş gibidir. Üflemekle sönmez... Güneşe gözünü kapayan senin gibiler anca kendi dünyalarını karartırlar. Gözünü açık tutanlara ise güneşin rahmet saçan ışıkları hep yol gösterir ve ışığını ona ulaştırır.........

 

 

Sanırım artık susarsınn.......................... insafın varsa aşağıdaki siteye gir ve mertçe oku......

 

www.nursistudies.com

Gönderi tarihi:

değişen birşey değişmeye devam eder mantık olarak bakarsanız.önermenızı lutfen dıkkatlı sunun.

Kuran deişseydı,sürekli değişiyor olacaktı,şu an bile bınlerce çeşidi olacaktı

hurafe dediğiniz şeye dıkkat edın,bizler inancımıza körukörune saplanan ınsanlar değiliz

ve benım inancımın bana neyı engellediğini söyler mısınız?

inancımın hangi kısmı hurafedir?ve bana yaşamayı hangi ölçüde engellıyor

komşusu açken tok yatan bızden değildir bıyen bır inancın ne zararını gördünüz

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar;

 

Kuran'ın kıyamete kadar değişmeden kalacağı garantisini bize Allah veriyor ve bizde buna iman ediyoruz.Erdoğan arkadaşımız anladığım kadarıyla hristiyan.Olabilir,sonuçta aynı Allah'a inanıyoruz.Ama ateist olan Yamyam'ı savunmasına bir anlam veremedim doğrusu.Bana kaç tane incil olduğunu söyleyebilirmi acaba sevgili Erdoğan.Aynı soruyu o bana sorarsa ben bir tane Kuran vardır derim.Peki isyanı niye Erdoğan'ın.Bak bende o korodayım ve Davet arkadaşımın her yazısının altına imzamı koyarım.Hep oldu hep olacak dinimize,değerlerimize saldıranlar.Ateist arkadaşlar bu dünyada ömür kısa.Allah hepinize gecinden versin öldüğünüzde,beğenmediğiniz imam namazınızı kıldıracak,beğenmediğiniz cemaatte saf tutacak.Tabi nasibiniz varsa.İşte o zaman doğru neymiş(hepimiz için geçerli)göreceğiz,sevgiler..

Gönderi tarihi:

Kuran'ın Allah kelamı olduğu kesindir.Kuran da 1400 yıl önce bildirilen bazı gerçeklerin bugünkü çağda ve bugünkü teknoloji ile yeni yeni ortaya çıktığını bazı arkadaşlar göremiyormu?.

 

Bu siteyi incelemenizi tavsiye ederim...

-http://www.kuranmucizeleri.com/index2.html-

Gönderi tarihi:

Kuran'ın Allah kelamı olduğu kesindir.Kuran da 1400 yıl önce bildirilen bazı gerçeklerin bugünkü çağda ve bugünkü teknoloji ile yeni yeni ortaya çıktığını bazı arkadaşlar göremiyormu?.

 

Bu siteyi incelemenizi tavsiye ederim...

-http://www.kuranmucizeleri.com/index2.html-

 

 

Mucize diye gösterilmeye çalışılan şeyleri, "Kur'an Mucizeleri" başlığı altında delilleriyle gösterdik. Bir de oraya bir göz atın..

Gönderi tarihi:

anlayamadığım,tekrarların bulunması bır kitabı saçma mı yapar?

 

Bu kadar çok tekrarın olması, Kur'an'ı Muhammed'in yazdığının göstergelerinden biridir. Musa ile ilgili ayetlere dikkat edin... Aynı olay için 3 ayrı ayet,3 ayrı anlatım ve 3 ayrı ifade... Tanrı tarafından geldiği iddia edilen bir kitabın içinde bu kadar tekrar olması beklenemez.

Gönderi tarihi:

Bu kadar çok tekrarın olması, Kur'an'ı Muhammed'in yazdığının göstergelerinden biridir. Musa ile ilgili ayetlere dikkat edin... Aynı olay için 3 ayrı ayet,3 ayrı anlatım ve 3 ayrı ifade... Tanrı tarafından geldiği iddia edilen bir kitabın içinde bu kadar tekrar olması beklenemez.

 

 

Ayrıca;

6/104. Size Rabbiniz tarafından basiretler verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.

 

27/91. Ben ancak, bu şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam " emredildi.

 

Ayetler de kanıtlıyor...

Gönderi tarihi:

Benim yazdiklarima neden cevap gelmiyor?? YAMYAM ve BILIMSELCI eger cevap bulamadiysaniz üzülmeyin normaldir.Gerci ben üzülüyorum sizin icin ama elden ne gelir. böyle sacma sapan düsünceler sizde olduktan sonra daha coook üzülürsünüz.

 

Muhammed (sav) yazmis ha kurani kerimi. Yapma yaa hayret. Nasil olmus bu is? Bu adam büyücümüymüs ebu cehilin dedigi gibi. Mesela dünyanin yuvarlak oldugunu nerden biliyormus bu adam yada ondan önceki peygamberlerin hayatini. yada ayette belirtildigi gibi --onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)-- Bunuda mi o biliyormus biz ne geri kafaliymisiz yahu. Sizin bu sacmaliklariniza gülüp gecmekten baska yapacak biseyimiz yok allah akil fikir versin. Siz Allahi kabul etmesenizde.

Gönderi tarihi:

bunlar neyi kanıtlıyor bir anlayabilsem.mesela şeytanın secde etmemesi olayı da sanırım 7 farklı yerde anlatılıyor ama değışik kısımlarını anlatıyor bunları insan kafasında birleştirmesi gerekir.kuran bir hikaye kitabı değildir.dolayısıyla birşeyi tamamen anlatıp sırayla bi sonrakine geçsin.kuran öğüt ve zikr kitabıdır.daha önemli konular adha çok daha az önemli konular daha az geçer çünkü bir insan kuranı okuduğu zaman hepsini bir anda okumaz bir kısmını okur böylece daha önemli kısımlarını daha çok okumuş olur.herşey sadece bir kere söylenmiş olsa böyle olmazdı.

Gönderi tarihi:

Benim yazdiklarima neden cevap gelmiyor?? YAMYAM ve BILIMSELCI eger cevap bulamadiysaniz üzülmeyin normaldir.Gerci ben üzülüyorum sizin icin ama elden ne gelir. böyle sacma sapan düsünceler sizde olduktan sonra daha coook üzülürsünüz.

 

Muhammed (sav) yazmis ha kurani kerimi. Yapma yaa hayret. Nasil olmus bu is? Bu adam büyücümüymüs ebu cehilin dedigi gibi. Mesela dünyanin yuvarlak oldugunu nerden biliyormus bu adam yada ondan önceki peygamberlerin hayatini. yada ayette belirtildigi gibi --onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)-- Bunuda mi o biliyormus biz ne geri kafaliymisiz yahu. Sizin bu sacmaliklariniza gülüp gecmekten baska yapacak biseyimiz yok allah akil fikir versin. Siz Allahi kabul etmesenizde.

 

Dünya'nın yuvarlak olduğunu bilmiyormuş...

 

18/86- Güneşin battığı yere varınca , onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.

 

18/90- Güneşin dogdugu yere ulaşinca onu, kendileriyle güneş arasina örtü koymadigimiz bir halk üzerine dogar buldu.

 

Hangi peygamberlerin hayatı ? Sağdan soldan duydukları ve kendi uydurdukları...

 

Parmak uçları konusunu Kur'an Mucizesi diye yazdıysanız, o iddiayı çürütmüştük...

Gönderi tarihi:

bunlar neyi kanıtlıyor bir anlayabilsem.mesela şeytanın secde etmemesi olayı da sanırım 7 farklı yerde anlatılıyor ama değışik kısımlarını anlatıyor bunları insan kafasında birleştirmesi gerekir.kuran bir hikaye kitabı değildir.dolayısıyla birşeyi tamamen anlatıp sırayla bi sonrakine geçsin.kuran öğüt ve zikr kitabıdır.daha önemli konular adha çok daha az önemli konular daha az geçer çünkü bir insan kuranı okuduğu zaman hepsini bir anda okumaz bir kısmını okur böylece daha önemli kısımlarını daha çok okumuş olur.herşey sadece bir kere söylenmiş olsa böyle olmazdı.

 

Daha önemli konuların daha çok geçtiğini neye dayanarak söylüyorsunuz? Bunun için kıstasınız, ya da istatistiki verileriniz var mı?

 

Muhammed'in cinsel hayatı önem bakımından üst sıralarda mıdır?

Gönderi tarihi:

bir insan yolculuk yaparken güneş batmaya başlarsa veya batarsa o insan için güneşin battığı yer orasıdır.

dolayısıyla orda bahsedilen Zülkarneyn için güneşin battığı yerdir.aynı şekilde gece yolculuk ederken güneş doğduğunda da o insan için orası güneşin doğduğu yerdir.

peygamberin cinsel hayatı nerelerde nasıl geçiyor örnek verin ben de önemi hakkında bişey söyliyebileyim şimdi bunu araştıramıyacağım.

Gönderi tarihi:

slm arkadaşlar.

 

bence kuranın değiştiği veya değişmediği o kadar önemli değildir.

 

ona her harfinden bin anlam çıkaran bir inanan gözüyle değil, okunup yaşamsal ve ahlaki anlamda dersler ve faydalar çıkarılması gereken ve bu anlamda göz önüne alınıp okunması gereken bir kitaptır.

 

kuran her fırsatta kendisine başvurulan bir kaynak kitap değil, önerileri de dikkate alınan bir tavsiye edici olarak alınmalı bence.

 

yaşamımızı tamamıyla değğiştiren değil, zor durumlarımızda kendimiz için okuduğumuz bir kitap olmalı, ve eğer o insan kendi adına bir fayda elde edemiyorsa okunmaması gereken bir kitaptır.

 

çamura düşmüş bir elma gibi düşünün. işinize yarayan larını alırsınız, yaramayanları da göz ardı edersiniz, şunu söylüyorum, hayatta kalmak istiyorsanız bi elma hiç bir zaman yeterli olmayacaktır. o sadece bir parça olmalıdır bence..

 

saygılarımla...

 

Bakara, 85; Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz?İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka birşey değildir.Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir.allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.

 

yani Kuran istediğini alıp istemediğin görmezden geleceğin alalade bir kitap değil..

Gönderi tarihi:

Yam Yam sen neyi çürüttüğünü sanıyorsun yahu? Sen ancak kendi gerçekliğini inkar ediyorsun ve kendini çürütüyorsun. Firavunda senin gibi meydan okuyordu. Tarih boyu senin gibiler hiç eksik olmadı olmayacakta. Bak vakit henüz geçmemişken aklını başına al. Neye güveniyorsun??? Ve aşağıdaki yazdıklarımı dikkatlice oku bakalım yazılanları yüreğin ve vicdanın yalanlayabilecek mi?

 

"Sen ve Son"

 

UNUTMAK NE DERİN ŞEYDİR Kİ, unutanlara unutuşlarını bile unutturur. Unutulmak ne acı şeydir ki, unutulanın unutuluşuna ağlayışını kimse hatırlamaz.

‘Nisyan’dan, yani unutuştan çıkarıldık her birimiz. Yüzümüz gün yüzüne değeli, tenimiz güneşe erişeli beri unutulmaktan alındık, unutmaktan sakındık. Hatırı sayılır olduk. İsmimizin orada burada anılması bizi memnun etti. Ne var ki, unutmak yaşamak kadar elimizin altında ve unutulmak ölüm kadar yanıbaşımızda. Ölüm bizi geldiğimiz yere, ‘nisyan’a götürüyor tekrar. Ölüm unutuşlara gömüyor yüzümüzü; tenimizi tanıdıklarımıza yabancılaştırıyor. Yaşarken ölümü anmıyoruz o yüzden. Yaşarken ölümle aramıza sahte mesafeler döşüyoruz. Unutulmak korkusu bu... Galiba, en çok, unutulacağımızı unutuyoruz.

Hatırla ki, toprak ayağının altından kayıyor. Ellerin son bir defa dokunuyor güle ve güne. Gözlerinin karası son kareyi alıyor ışıktan; ve karanlığa hazırlanıyorsun. Gözkapaklarının kapanışı seni bir dağın arkasına götürecek. Unutmaya ve unutulmaya hazırlanıyorsun. Varlığın incecik dudaklarda bir çift kuru söze inecek; o dudaklardan insan sıcağını tadamayacaksın. Hatıran bir taştan ve hüzün renkli topraktan ibaret olacak. Kahkahalar seni yalnız bırakacak, mutluluklar seni hesaba katmadan ikmâl edilecek. Sana arkalarını dönecekler, dönüp yüzüne bakmayacaklar. Senin kokun uzakların kokusu olacak. Tenin toprağın soğuğunu tadacak. "Gelecek ölüm; gözleri gözlerin olacak."

Hatırla ki, sarışın kız çocuğunun lüle saçlarına son kez bakıyorsun, seninkinden uzun ve derin bakışlarına son kez değiyorsun. Sen bu ânın eşiğinde son nefesin hesabını yapıyorsun; o yarınların uzayıp giden kanatlarına tutunmuş derin, taze soluklarla yineliyor varlığını. İllâ da göz göze geliyorsunuz. Ellerin onun ellerine erişemeyecek; gamzeli yanaklardan sızıp gelen tebessüm sana uzak düşecek. Şimdiden, ölümü bilmeyen oğlunun gözlerinin seni köşe bucak arayışını görüyorsun. Havada asılı kalacak "Baba!" çığlığına şimdi hep bir ağızdan cevap vermek istiyorsun. Nefesin sesine yetmiyor.

Hatırla ki, yarınki gün seni taze bir toprak yığının altında bulacak. Bir gün saatinin akrebi, yelkovanı senin uzanamadığın ânlara doğru dönecek. Sen olmayacaksın ve kolundaki saat sensiz zamanları tırmanıyor olacak. Sulamayı unuttuğun çiçeğin bile senden sonra solacak. Yüzüne günışığı vurmayacak. Hayatının ebedî rengini dar ve sessiz bir boşlukta bulacaksın. Ya küle dönecek ya güle dönüşeceksin. Yarınsız ve sonsuz bir günün yanağında incecik bir gamze olup kristalleşeceksin. Yüzün solacak, ellerin hiçbir yere varmayacak, parmakların hiçbir şey göstermeyecek ve ayaklarının altında hep boşluk olacak.

Unutma ki, toprak şimdi ayağının altından kayıyor. Yürüdükçe ince bir hesap çizgisine çekiliyorsun. Unutma ki, elinle ölüme dokunuyorsun. Elinle ölümü dokuyorsun. Hatırla ki, gözlerin ölüme bakıyor. Gözlerin bir cesedi alacakaranlığa taşıyor. Hatırla o zamanı ki, sen boz topraklar altında derin unutuşlarda eriyorsun. En son, kaleminin karanlık izi kalıyor soluk sayfalarda. Ve sözlerin kırık-dökük hatıralara dönüşüyor, paylaşılıyor, solgun bir gül gibi dolaşıyor. Hatırla ki, sen sözleri genç kalbleri taze aşklara taşıyan ölü bir şairsin ya da masum ve sonsuz bakışlı gözlerin kapı aralarında beklediği bir babasın. Elinin sıcağı özlenen sevgilisin. Hatırla ki, seni sımsıcak sarıp kucaklamak isteyenler bir tabutun katı, soğuk dokunuşuna çarpıyorlar. Hatırla ki, bir mezar taşında iki rakam arasına çizilmiş eğreti bir çizgiye indirgenmişsin. Hatırla ki, duvarda soluk siyah beyaz bir fotoğrafta hüzünlü bir gülüşten ibaretsin, belki de camekânın tozunu almayı unuttular. Mezar taşın unutuldu ve hatta mezar taşın da seni unuttu diyelim. Ve hep başkaları var dışarıda, hep yabancılar geziyor yıkık mezar taşları arasında. Kimsenin tanıdığı değilsin artık. Kimsenin ‘ölü’sü de değilsin; tıpkı şimdi olduğu gibi.

Oysa, sen ve son, ne kadar da uzak görünüyordunuz birbirinize. Unutuş ne kadar çok unutuluyor.

Ey beni herkes unuttuğunda anan Rabbim! Yüzümü, elimi, gözümü, bakışımı, dokunuşumu veren Rabbim! Beni Seni unutanlar arasından çıkar al! Beni bensiz bıraksan da, Sensiz bırakma!

N’olur Rabbim! Şu biricik ânımı ebedin rüzgârlarına kat ve beni Sana daim yakın eyle! Yalnız Seninle kalmakla kalabalıklaştır beni! Bir secdede biriktir varlığımı! Beni Sana açılan ellerimde çoğalt! Beni Sana karşı fakir olmakla zenginleştir! Kendimi Sende unutayım ve öylece kapansın gözlerim ve öylece çözülsün ellerim. Dilim öylece sussun ve tenim öylece çamura katışsın ve bu mürekkep lekeleri kısacık vuslatımın hatırası olsun. Unutulmasın sözlerim; unutkanlar unutulacaklarını hatırlasınlar diye...

 

Biz inananların Mevlası (c.c.) vardır. O ne güzel bir Sahip ve Koruyucudur. Ya sizin kiminiz var ????

Gönderi tarihi:

bir insan yolculuk yaparken güneş batmaya başlarsa veya batarsa o insan için güneşin battığı yer orasıdır.

dolayısıyla orda bahsedilen Zülkarneyn için güneşin battığı yerdir.aynı şekilde gece yolculuk ederken güneş doğduğunda da o insan için orası güneşin doğduğu yerdir.

peygamberin cinsel hayatı nerelerde nasıl geçiyor örnek verin ben de önemi hakkında bişey söyliyebileyim şimdi bunu araştıramıyacağım.

 

 

Ne zamandır güneş batarken olduğun yeri ifade etmek için "Güneş batarken varınca" ifadesi yerine "Güneşin battığı yere varınca" ifadesi kullanılmaya başlandı.

 

"Güneşin dogdugu yere ulaşinca onu, kendileriyle güneş arasina örtü koymadigimiz bir halk üzerine dogar buldu."

 

Kalın yazılı kelimeler size ne ifade ediyor ?

 

Ya da ;

 

43/38- Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda dogu ile bati arasi kadar uzaklik olsaydi! Ne kötü arkadaşmişsin!" der.

 

Doğu ile batı arasındaki uzaklık ne kadardır acaba? Ben bilmiyorum... Bana bu uzaklığın ne kadar olduğunu söyleyebilir misiniz? Yoksa iki tarafa da gidersen aynı noktada mı buluşursun?

 

Muhammed'in cinsel hayatı ile ilgili ayetleri yeteri kadar yazdık... Ama yine de "ben bilmiyorum" dersen, zaman ayırır yazarım...

Gönderi tarihi:

86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."

 

eğer denize bakarken güneşin batışını izlerseniz güneş denize batmış olur görünüş olarak.burda da balçıklı göze veya başka tercümelere göre kara balçıkta batarken görmüş böyle söylenmiş.bana göre güneşin battığı yer veya doğduğu yer tabirinde bir hata yok.bu arapca bir tabir de olabilir bilemiyorum.

dünya üzerinde güneş nerde batıyorsa orası batı nerde doğuyorsa orası doğu olur.daha doğrusu doğunun başlangıcı ve batının başlangıcı.

güneş arasında örtü tabiri de buluttur tahminim.burası çöl falansa hep güneş vuruyorsa böyle denmiştir.

diğer bahsettiğin ayetleri ve ne kadar sık geçtiğini yazarsan sevinirim araştırma yapacak halim yok şu an.sen nasıl olsa hangileri olduğunu biliyorsundur.

Gönderi tarihi:

86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."

 

eğer denize bakarken güneşin batışını izlerseniz güneş denize batmış olur görünüş olarak.burda da balçıklı göze veya başka tercümelere göre kara balçıkta batarken görmüş böyle söylenmiş.bana göre güneşin battığı yer veya doğduğu yer tabirinde bir hata yok.bu arapca bir tabir de olabilir bilemiyorum.

dünya üzerinde güneş nerde batıyorsa orası batı nerde doğuyorsa orası doğu olur.daha doğrusu doğunun başlangıcı ve batının başlangıcı.

güneş arasında örtü tabiri de buluttur tahminim.burası çöl falansa hep güneş vuruyorsa böyle denmiştir.

diğer bahsettiğin ayetleri ve ne kadar sık geçtiğini yazarsan sevinirim araştırma yapacak halim yok şu an.sen nasıl olsa hangileri olduğunu biliyorsundur.

 

Hayır... Yalnızca kabullenmemek için kendi kendinize bahaneler üretiyorsunuz... Batının ve doğunun başlangıcı neresidir?

 

Örtü meselesi ise bulut için değil, gece içindir... Bknz ;

 

25/47- O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.

 

39/5- Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor......

 

78/10- Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

 

Yani gecenin hiç yaşanmadığı bir yer anlatılmak isteniyor... Ama maalesef öyle bir yer yok.

 

(Bazı akıllı arkadaşlar kutuplar diye atlamasınlar... 1- Orada da gece ve gündüz yaşanır 2- Doğuya giderek kutuplara ulaşamazsınız... :D )

 

İşte size Muhammed'in, dünyanın yuvarlak olduğunu bilmediğinin kanıtı...

Gönderi tarihi:

bak seviyemi düşürmek istemiyorum acayip yorumlarını veya ispatlarını kendine sakla.

örtü bilebileceğin gibi örten herhangi bişey için kullanılabilir.orda da diyor ki

sizin için bir yani biçeşit örtü.

bulut da güneşi örttüğü zaman bir örtüdür.örten herşey bir örtüdür.gecenin bir örtü olması başka şeylerin örtü olamıyacağı anlamına gelmez.

bir anda güneş nerde doğuyorsa orası doğunun başlangıcıdır aynı şekilde batı da öyle.güneşin doğduğu ve battığı yerler devamlı değişir ve başlangıçları da değişir.ama aradaki mesafe aynıdır.dolayısıyla keşke aramızda doğu ve batı kadar mesafe olsa denildiğinde bunun mesafesi bellidir.

Gönderi tarihi:

 

Hayır... Yalnızca kabullenmemek için kendi kendinize bahaneler üretiyorsunuz... Batının ve doğunun başlangıcı neresidir?

 

Örtü meselesi ise bulut için değil, gece içindir... Bknz ;

 

25/47- O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.

 

39/5- Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor......

 

78/10- Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

 

Yani gecenin hiç yaşanmadığı bir yer anlatılmak isteniyor... Ama maalesef öyle bir yer yok.

 

(Bazı akıllı arkadaşlar kutuplar diye atlamasınlar... 1- Orada da gece ve gündüz yaşanır 2- Doğuya giderek kutuplara ulaşamazsınız... :D )

 

İşte size Muhammed'in, dünyanın yuvarlak olduğunu bilmediğinin kanıtı...

 

 

 

Allah tan dilerim ki sende birgün iman eder ve senin gibilerle uğraşmak zorunda kalırsın

sağol bızı aydınlatıyorsun,nereye varmak ıstediğini anlıyorum ben

psıkolojide buna bilinçaltını temizleme çabası derler..inanmamana bahaneler bulup,kendını rahatlatmaya uğraşıyorsun

yada bizi aydınlatma çabası mı bu?bırak insanlar ınancıyla mutlu olsunlar,ispatla ne kazanıcaksın

Gönderi tarihi:
Allah tan dilerim ki sende birgün iman eder ve senin gibilerle uğraşmak zorunda kalırsın. sağol bızı aydınlatıyorsun,nereye varmak ıstediğini anlıyorum ben. psıkolojide buna bilinçaltını temizleme çabası derler. inanmamana bahaneler bulup,kendını rahatlatmaya uğraşıyorsun. yada bizi aydınlatma çabası mı bu?bırak insanlar ınancıyla mutlu olsunlar,ispatla ne kazanıcaksın

 

Ya sen..

Senin kazançların nedir?...

Sadece inanılan birşeylere inanmak zorundalığının kalıpları içerisinde kalan...

doğmatik bir büründürülme çaresizliği olabilirmisin?...

Psikolojide buna tepkisel koşullanma denir...

Bizler bu koşullanmanın neresinde yer alabilmektediz...

Hiç düşünüldümü...

Sevgi ve saygılar... :clover:

Gönderi tarihi:

"Yam yam" büyük bir dikkatle bana cevap vermekten kaçıyorsun neden sorduklarıma karşı sessiz kalıyorsun. Sen habire inananların sahasında maç etmeye çalışıyorsun??

 

Yam yam sana meydan okuyorum. Alternatif olarak neyi savunuyorsun???? nedir iddian? Mertsen bize anlat bizde senin iddialarına biraz bakalım inceleyelim ?? Alternatifin nedir???

 

Alternatif olarak ortaya attıgın teorilerin yaptırımları mükafatları ve cezaları nelerdir????

 

Şeriatı nedir?

 

İSlamın çözüm getirdiği konulara karşı ürettiği alternatifler nelerdir???

 

İnsanoğlunun sıkıntı ve problemlerine karşı çözüm önerileri nelerdir?????

.

.

.

.

.

.

.

Yüzlerce cümle yazabilirim......

 

Habire laf üretmeyi bırak uygulama ve somut örnekler ver............

 

Bizim inancımızla ilgili sorunumuz YOK!!!!

 

Senin alternatifin nedir İSLAM'ın karşısında ??? hadi anlat bakalım? hatta ciltler dolusuda kitap yaz da inceleyelim he ne dersin??? bu kadar okumayı ve yazmayı ve incelemeyi seviyorsun hadiiiiiiii hodri meydan.....

Gönderi tarihi:

"Yam Yam" a ilk sorumuda sormuş olayım hep o soruyor ya?

 

Sana gelip seni bulacak ölümü, haydi elinde imkan varsa, ilim varsa , kudret ve güç varsa geri çevirsene? Allah'a meydan okusana ölümü geri çevirsene ? Ölüme bir çare bulsana? Ölme ?? Yaşlanmasana ? Acıkmasana? Aya ve Güneşe hüküm geçirsene? Madem alternatif birşeylerin var güneşi her gün doğup battığı istikametin tersinden doğurtsana .......................vs . vs haydiiiiiii ?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.