Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

İnsanoğlu bilim konusunda,örneğin doğa olayları,uzay,genetik gibi ilgi çekici konularda ve sosyal ilişkilerde yaşadıkları iyilik-kötülük ya da adalet sorunlarında belirsizliklerle karşılaştıklarında ''Bilmiyorum,ama sonuna kadar araştıracağım ve sanrının değil,olgunun peşinden gideceğim.'' dürüstlüğünü tarih boyunca pek de fazla gösterememiş gibi görünüyor.

Ülkemizde de ''bilim-ne bilim'' karmaşası artık iyice ''babasız çocuklar''a isim koyma yarışına ve dinci mi bilimci mi ne halt olduğu belirsiz kişilerin bir ''cahil avlama'' sanatına çevrilmiş bir duruma getirilme aşamasında.Herşey o kadar kolay ispatlanıyor ki,değmeyin gitsin.

Kasım 2007'de yayınlanmış,kendi deyimleriyle bir ''Aylık İlim-Kültür Dergisi'' olan bir derginin ağzından lanet olasıca evrimi çürütüp Allah'ı yediyüzbininci kez ispatlamak için,koalalarla ilgili bir yazının fazlaca ilimsel kısımlarını buraya taşımak istedim.Yalnız bu bir ilim dergisi,çocuk dergisi değil,ona göre! :

 

''Biz koalalar her ne kadar görünüşümüzle ayılara benzesek de onlardan oldukça farklı hususiyetlere sahip yaratılmışız.Doğum,beslenme,barınma ve gelişmemizin ayılarla en küçük bir benzerliği yoktur.Beni sakın yanlış anlamayın!Bu farklılığı öne sürmem onları beğenmediğimden değil; sadece Allah'ın farklı isimlerinin tecellisine mazhar olduğumuzu belirtmek içindir.Türümüzü bazı kabiliyetlerimiz zaviyesinden sıradışı olarak tarif etsem bile,bu sıradışılığın daha kolay ve rahat yaşamamız için Rabb'imizin bahşettiği bir nimet olduğunun da idrakindeyim.

Hücrelerimizdeki faaliyetlerden bile her an haberdar olan sonsuz kudret ve ilim sahibi Yaratıcı,tabiata koyduğu ekolojik denge ve uyum prensipleri içinde yaşamamız için,beslenme ve üreme özelliklerimize göre bize de enteresan hususiyetler vermiştir.Dilimin döndüğü kadarıyla bunlardan bazılarını anlatarak Yaratıcı'mızı nazara vermeye çalışacağım...

Doğum kanalından çıktıktan hemen sonra annemizin karnının ön tarafında bizim için hazırlanan bir keseye sevk-i ilahi ile yerleşiriz...Rabb'imiz oldukça aciz olduğumuz bu dönemi atlatabilmemiz için merhametinin bir eseri olarak bu sıcak ve karanlık keseyi bizim için hazırlamış...İlk beş aydan sonra Rabb'imizin bizim için yarattığı diğer besinlere de alışmamız gerektiğinden,yavaş yavaş keseden kafamızı çıkarmaya başlarız...Balki inanmayacaksınız ama biz koalalar neredeyse hiç su içmeyiz.Bu hususiyetimiz tek besin kaynağımız okaliptüs yapraklarının mahiyetiyle de alakalıdır.Rezzak-ı Mutlak,okaliptüs yapraklarının su nispetini %40-65 arasında ayarlayarak su ihtiyacımızı gidermiştir...

Günün ortalama 20 saatini uyuyarak geçirmemiz sebebiyle ''tembel'' olarak niteleyenler maalesef bizi tam olarak tanımamaktadır.Bu,fizyolojik yapımızın bir gereğidir.Oldukça lifli olan okaliptüs yaprakları çok az protein ihtiva eder.Protein ve diğer gıdalar bakımından fakir olan okaliptüs yapraklarıyla beslenmemiz,düşük miktarda enerji almamıza yol açar.Bu enerjiyi iktisatlı kullanmak mecburiyetinde kalırız.Bu sebeple Rabb'imiz,günde 18-20 saat uyutarak bize enerji tasarrufu yaptırır.Bundan dolayı bizleri çalışması mümkün olduğu halde,kendine bahşedilen ömür sermayesini tembellik veya boş şeylerle harcayanlarla bir tutmayın...

Karaciğerimizin,zehirlerin dahi zararsız hale getirildiği özel bir laboratuvar şeklinde yaratılışını evrimciler oldukça komik bir şekilde ''tesadüf'' veya ''şuursuz mutasyonlar''a havale etmeye kalkıştılar...

Kainatı en küçük ayrıntısına kadar kusursuz bir şekilde yaratmış olan Halık-ı Zülcelal,vücudumuzu da ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek şekilde yaratmıştır.Müdebbir-i Hakiki ve Musavvir Rabb'imiz,kol ve pençelerimizi,ev olarak kullandığımız okaliptüs ağaçlarına kolayca tırmanabilecek şekilde yaratmıştır...Arka pençedeki 2. ve 3. parmaklar ise,yine kuvvetli bir kavrama için birbiriyle kaynaştırılmıştır...

Zaman zaman biz koalalar da insanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen hırs ve isteklerinin kurbanı olduk.Avustralya'da yaşayan dingolar,iguanalar,bazı kartal ve baykuşlar da bize zarar vermekte...

Bize bahşedilen organlar ve sevk-i ilahi neticesi gerçekleşen davranışlarımız sizlere birşeyler anlatmış olmalıdır.Zehirli bir bitkinin yapraklarını bize gıda yapan,ona uygun karaciğer veren,yavrularımızı hususi keseler içinde besleyip büyüten,kainattaki herşeyi birbiriyle teavün ve tesanüd sırrı içerisinde yaratan Hallaku'l-Alim'in selamı sizlerin üzerine olsun.''

 

 

 

İşte bu ilimsel bilimsel apaçık gerçeklerden sonra benim içimi Kusursuz Yaratıcı'nın yarattığı bu mükemmel düzenin kırlarında ormanlarında koşmak ve O'nun muhteşem senaryosunu yaşamak tutkusu doldurdu.Ama karşıma bir ayı çıkarsa ona diyeceğim ki: ''Dur sevgili ayı!Halık-ı Zülcelal beni senin besinlerin arasında yaratmadı.Sen de biliyorsun bunu,değil mi?''

Ve sonra Rabb'imin bana bahşettiği iki adet bacağım ile öyle bir koşacağım ki,Rabb'im kafamın arkasında göz yaratmadığı için arkama bile bakmayacağım.

Gönderi tarihi:
İşte bu ilimsel bilimsel apaçık gerçeklerden sonra benim içimi Kusursuz Yaratıcı'nın yarattığı bu mükemmel düzenin kırlarında ormanlarında koşmak ve O'nun muhteşem senaryosunu yaşamak tutkusu doldurdu.Ama karşıma bir ayı çıkarsa ona diyeceğim ki: ''Dur sevgili ayı!Halık-ı Zülcelal beni senin besinlerin arasında yaratmadı.Sen de biliyorsun bunu,değil mi?''

Ve sonra Rabb'imin bana bahşettiği iki adet bacağım ile öyle bir koşacağım ki,Rabb'im kafamın arkasında göz yaratmadığı için arkama bile bakmayacağım.

 

Sen beni güldürdün, umarım hep sen de gülersin hayatın boyunca.

Şeriat düzeninde bilimin nasıl bir komedi haline getirileceğini gösteren makaleyi bize aktardığın için teşekkür ederim.

 

Saygılar, sevgiler.

Gönderi tarihi:

Ne yalan söyleyim,haklıya haklı demek lazım,bende çok güldüm...

 

"İşte bu ilimsel bilimsel apaçık gerçeklerden sonra benim içimi Kusursuz Yaratıcı'nın yarattığı bu mükemmel düzenin kırlarında ormanlarında koşmak ve O'nun muhteşem senaryosunu yaşamak tutkusu doldurdu.Ama karşıma bir ayı çıkarsa ona diyeceğim ki: ''Dur sevgili ayı!Halık-ı Zülcelal beni senin besinlerin arasında yaratmadı.Sen de biliyorsun bunu,değil mi?''

Ve sonra Rabb'imin bana bahşettiği iki adet bacağım ile öyle bir koşacağım ki,Rabb'im kafamın arkasında göz yaratmadığı için arkama bile bakmayacağım"

 

bu noktada ise artık olay beni aştı,koptum..

Elbette herşeyi kusursuz ya da kusurluluğunu bile kusursuzluktan yaratan yaratıcımız var,elbette bizde yarattığı nimetler söz konusu olduğunda ,saysak bitmez ve ne yapsak nankör kalırız.Gelgelelim,bir tür anlatımı,bir bilim,bir ilim yapılmaya çalışırken,inanmadan yapılan ve sadece belli bir amaç için hazırlanan yazılar her zaman alay konusu olup yok olmaya mahkumdur

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.