Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Dayı,

 

Ben merak ettim yüzüncü ismini, kulağıma üfle.

 

Söz, kimseye söylemem. :D

 

Bir sorum daha var Doğan Bey'e:

 

Allah'ın adaleti var mıdır?

Mesela, tek bir hayat yaşıyoruz ya, çok kısa sürede ölen insanlar var. Ya da "tek bir hayatı" olduğu halde, kör veya sakat olarak dünyaya gelenler var. Bunlar için adalet sözkunusu olabilir mi sizce?

Arkadaş lar ben bunun bizzat bana atfedilen, bir soru olduğunu anlamadım.

 

Bu soru bana sorulmuş demek ki ; ve belki de cevap veremeyeceğim düşünülerek sorulmuş bile olabilir.

 

Şimdi bize, (yani böyle bir kibir sahibine) yakışır mı hiç umman lar dan geçip dere ler de boğulmak;

Tabii ki de Cevap Veriyoruz; (daha da uzamasın istiyoruz)

 

ALLAH ın 100. İSM İ ŞERİFİ ;

 

H U dur.

 

Evet tekrar ediyorum;

100. isim, H U dur.

 

şim di gelelim diğer soruya yani sayın halkalı yıldız kardeşime yanıt ıma;

 

Dünya da herkes için farklı ömür biçilmiş olması, aynen ve tam olarak ADALET tir HAK tır.

Aksi düşünülemez.

 

Saygılarımla.Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
sevgili Gülbudak,

 

açtığın başlığı ve yazılanları baştan sona okudum...

üstadım dediğin muhterem insanın hayatını okumuştum...

o da ''burada her soruya cevap verilir'' levhasını asmıştı...

ömrü sorularına cevap arayan insanlara yardım etmekle geçti, gitti...

 

sana yardımı olur mu bilmiyorum.. ama şunu unutma olur mu ; sen ancak cevabı bulmak isteyen insanlara yardımıcı olabilirsin... cevabını bulmak isteyen insanlar ne yapıp edip onu muhakkak bulurlar... hakikatin er geç ortaya çıkmak gibi bir özellii vardır... yeterki onu aramak niyetinde olsun insan...

 

sevgili Gülbüdak,

Allah insanları Adem ve Havvadan yaratmıştır derken, burada bir sembolik bir anlatım olduğunu düşününüz... iblisin şeytan kavramının bir sembolü olduğu gibi... Cebrailin Meleklerden olması gibi... Ademin de İnsanlardan olduğunu düşünürüz... Kardeşlerin evlenmesi diye bir husus olabileceğini düşünmek için sahih kaynaklarda muhkem bir bilgi yoktur...İsrailiyyattan ve iseviyattan bu konuda yeteri derecede atıf vardır sadece...

 

Sevgili Gülbudak,

Allah kainatı yarattı ve onu yaratmaya da devam ediyor elbette... burada ilk yaratanın da ve şimdi de yaratanın da o olduğunu biliyoruz demektir bu....

evreni ilk olarak yarattı demek, birdenbire, ''ol'' demekle yarattığına işarettir bu... inşanın devam ediyor olması ise, çekirdeğin toprakta filizlenmesi, fide olması, onra ağaç olması ve meyve vermesi gibi yaratılışın devam ediyor olmasıdır... insanı ilk olarak Allah yarattı.. şimdi de insan anne karnında önce bir damla su, sonra bir pıhtı, sonra cenin ve daha sonra insan suretiinde doğuyor ... yani Allah hem Nebadatı ve hem hayvanatı ve dahi bütün canlı alemi yaratmaya devam ediyor demektir bu...

cansız alemde ise ''sürekli genişlik vericidir..'' demektedir... kainatın sürekli genişlediği manasındadır bu...

Uzayın sonsuz olduğunu biliyoruz... ölçülemeyen yani... ölçülemediği için sonsuz ya zaten... sonsuza bir ekleseniz ne olacak... 2 metre ekleseniz ne olacak ?

matematiksel olarak hala sonsuz devam edip duracak.... öyle değil mi ?

sonsuza bir ekleyip çıkarmakla sonsuz değişmez... bu yüzden Kainatın inşaası sonsuzdur ve sonsuzda devam ediyor deriz... oysa yaratılışın devam edip durduğunu müşahade aleminden görebiliyoruz ... öyle değil mi ? sonsuzun inşaası sonsuzda devam edip durmaktadır....

 

Sevgili Gülbudak...

her sorunun bir cevabı muhakkak vardır... ama o cevabı kabul edip etmemek, kalbin işidir...

akıl muhakkak sorusunu da, cevabını da bulacaktır...

Ama kalp kabul eder mi onu ''kalplerdekini en iyi bilen bilir...''

sen ancak kendi aklına söz geirebilirsin, kalbine geçirebilir misin bunu bilemem işte ..

Üstat sanırım bu kalbe sahip olduğu içindir ki; hakikatin sınırında aleme meydan okuma mahiyetinde bu levhayı astı...

Allah kolaylık versin ...

selam ve dua ile...

 

 

Sevgili, Hürmetkar, Saygıdeğer, Mütevazi, Kamil, Akil, ve İnsaf ve Nezaket sahibi olan Dostum EVAPORİT ;

 

İnanınız ki başka hiç bir evaporit sizin kadar kristalize olamaz.

 

Görüyorum ki; hiçbir evaporit çözelme ve çökeltme ye uğramadan oluşamaz olsada,

siz şahsınız da ne çözelmeye, ne de çökeltmeye mecbur olamayacak kadar, Yüksek ve Kıymettar ve Nazenin bir şahsiyet si niz.

 

Sizi Saygı ve Muhabbet ile selamlıyorum.

 

Size Hürmet i kardeşiniz olarak borç biliyorum.

 

Saygılarımla... Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:

EY BENİ DAVA'M DA YALNIZ BIRAKMAYAN, UHUVVET TİMSALİ DOSTLARIM

 

Öncelikle biliniz ki;

Bu gösterdiğiniz Fedakarlık, bu kanıtladığınız Mertlik, ve bu buyurduğunuz Cömertlik ;

 

Benim değil, bilakis sizin Şerefinizdir, Sizin alkışlanası Takdir iniz dir.

 

Acizan e ve aciz liğine bakmadan Gurur lanan şahsıma, layık gördüğünüz bu teveccüh, ve bu dayanışma gösteriyor ki ;

 

Alem i İslam dahi sahipsiz değildir, başıboş değildir ve olamaz.

 

Sizin ; benim aciz ve kusurlu enaniyetime bakmaksızın, sergilediğiniz Civanmert fedakar lık,

aslında ispat ediyor ki.

 

***************

 

Sizleri binler ellerim olsa, hepsi ile alkışlıyor, ve Tebrik Ediyorum.

 

Saygılarımla. Aciz ve Fakir ve Size layık olamayan kardeşiniz,

Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Şu kader konusuna açıklık getirebilecek misiniz?

 

Eğer bana KADER i 2 kere 2 nin 4 ettiği kadar bilimsel matematiksel biçimde izah et diyorsan.

 

Bu ne benim, ne sizin, ne de yeryüzünde gelmiş geçmiş hiçbir insanoğlu nun yapabileceği bir şey değildir.

 

Lakin yine de sevinmeyin;

Bu kader ispat edilemez, yada, açıklanamaz, ya da anlaşılır hale getirilemez demek değildir.

Sadece bunun ( tamamen soyut ve inançsal bir olgu nun ) Bilim ve deneyler yolu ile izah edilemeyeceğini gösterir.

Herhalde, bunu da inkar etmezsiniz.

 

eğer, hala KADER i anlamak istiyor isen, izah edebilirim.

Onur duyarım...

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Eğer bana KADER i 2 kere 2 nin 4 ettiği kadar bilimsel matematiksel biçimde izah et diyorsan.

 

Bu ne benim, ne sizin, ne de yeryüzünde gelmiş geçmiş hiçbir insanoğlu nun yapabileceği bir şey değildir.

 

Boşver şidi bilimi :)

Önce bir dinleyelim, sonra bilimsel yorumuna gireriz...

Bakarsın bilimsel açıklamaya da gerek kalmaz ha? ;)

 

Lakin yine de sevinmeyin;

 

Niye sevineyim ki??? İspat etsen ne olur edemesen ne olur da sevineyim? Ben sadece fikrini öğrenmek istiyorum.

 

Bu kader ispat edilemez, yada, açıklanamaz, ya da anlaşılır hale getirilemez demek değildir.

Sadece bunun ( tamamen soyut ve inançsal bir olgu nun ) Bilim ve deneyler yolu ile izah edilemeyeceğini gösterir.

Herhalde, bunu da inkar etmezsiniz.

 

Boşverelim şimdi bilimsel deneyleri. Kaderi dinleyelim.

Ama bak bizim bir arkadaş vardı burada, kader anlatacam diye onu o cebine koy bunu bu cebine koy demişti. Birbirine karıştırma demişti. Umarım o tür kaçamaklara başvurmazsınız...

 

eğer, hala KADER i anlamak istiyor isen, izah edebilirim.

Onur duyarım...

 

Ben de dinlemekten onur duyarım efendim...

Dinliyorum!

Gönderi tarihi:

Sevgili Birvarmışhiçyokmuş,

Biliyorum işin zor ama bir zahmet, benim de bazı ufak tefek sorularım olacak.

1- Allah insanlardan defalarca kazma kürek, sille tokat dayak yerken kendisini neden koruyamadı? Haydi diyelim ki korktu. Peki neden kaçamadı?

2- Allah Hecer'de Karbati'lerin elinde 22 sene esir kalıp, gurbet acısı yaşadığı halde, neden bu anılarını Kuran'da anlatmadı?

 

Saygılar, sevgiler

Gönderi tarihi:
Arkadaş lar ben bunun bizzat bana atfedilen, bir soru olduğunu anlamadım.

 

Bu soru bana sorulmuş demek ki ; ve belki de cevap veremeyeceğim düşünülerek sorulmuş bile olabilir.

 

Şimdi bize, (yani böyle bir kibir sahibine) yakışır mı hiç umman lar dan geçip dere ler de boğulmak;

Tabii ki de Cevap Veriyoruz; (daha da uzamasın istiyoruz)

 

ALLAH ın 100. İSM İ ŞERİFİ ;

 

H U dur.

 

Evet tekrar ediyorum;

100. isim, H U dur.

 

şim di gelelim diğer soruya yani sayın halkalı yıldız kardeşime yanıt ıma;

 

Dünya da herkes için farklı ömür biçilmiş olması, aynen ve tam olarak ADALET tir HAK tır.

Aksi düşünülemez.

 

Saygılarımla.Doğan Gülbudak

 

 

99 sıfatının göründüğü yer neresiyse Yüzüncü adıda odur.. :) HU yada ''O''..üçüncü şahıs tekil zamiridir.. :)

 

Cevaplayamaman için değildi..ısrar ettin sor dayı diye..bizde muhabbet olsun diye sorduk bildiğimiz yerlerden..hiç kimsedende kopya çekmeden.. :D

Gönderi tarihi:

En geçerli tanrı paradoksu, "tanrının gücü sonsuzsa, aynı kendisi gibi gücü sonsuz ikinci bir tanrı daha yaratabilir mi?" şeklindedir.

Gönderi tarihi:
şim di gelelim diğer soruya yani sayın halkalı yıldız kardeşime yanıt ıma;

 

Dünya da herkes için farklı ömür biçilmiş olması, aynen ve tam olarak ADALET tir HAK tır.

Aksi düşünülemez.

Sebep???

Sebep nedir? Neden aksi düşünülemez?

 

Ayrıca:

"Allah herkese hür irade verdi" diyorsunuz. "İman etsin diye insanlara akıl verdi" diyorsunuz. "İnanmayanlar Hennom vadisinde yanacak" diyorsunuz. "Sonradan tövbe edip iman edenler affedilecek" diyorsunuz.

 

Peki; Hasan 70 yaşına kadar inanmadı, 75 yaşında inandı ve iman etti ve 77 yaşında ise öldü. Yani bu durumda Hasan'a kendi aklıyla ve hür iradesiyle 75 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

Öbür taraftan; Cemil iman etmedi ve 25 yaşında imansız olarak öldü. Bu durumda Cemil'e sadece 25 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

 

Şimdi adalet bunun neresinde? Neden bir diğerine ötekinden 50 yıl daha az düşünme süresi veriliyor? Madem ki hür irade ve akıl verilerek; onun aklına müdehale edilmeden iman edip etmemesine bakılıyorsa; Cemil'in ölmeseydi 27 yaşındayken iman edip etmeyeceği ne malumdu? Hür irade bu; ne yapacağına karışılır mı?

 

Böyle imtihan olur mu? Bütün öğrencilere aynı sınav soruları vereceksin. Ama birine 20 dakika süre vereceksin, bir diğerine 40 dakika vereceksin, bir başkasına ise 100 dakika vereceksin. Bu nasıl bir adalet?

 

 

Madem bu konulara girdik; buyrun size bir başka soru daha:

Ebru ve Mehmet cennette muhabbet ediyorlar.

Mehmet soruyor?: Ebru, sen cenneti nasıl hak ettin? Neler yaptın hayatında?

Ebru : Yalan söylemedim, kimseye zarar vermedim, oruç tuttum, namaz kıldım, hacca gittim, kurban kestim, zina yapmadım. Böylelikle de imtihanı geçtim. Ya sen nasıl cenneti hak ettin?

Mehmet: Ben hiçbir şey yapmadım. Doğduktan 1 yıl sonra bebekken öldüm.

 

Adalete bak şimdi!! Mehmet nasıl bedavadan cennete hak kazanıyor? Bu kadar millet enayi mi? 50 yıl yat kalk, oruç tut, her türlü zahmete katlan. Öbür taraftan birileri hoppadanak cenneti hak etsin. Bedavadan.

Ne malum o Mehmetin yaşasaydı kafirin en önde gideni olup olmayacağı? Neden o imtihana girmedi? Nerde hür iradeyi denemek?

Bu mantığa göre; çocukları büyümeden ölenlerin bırak üzülmeyi, davul çengi bayram yapması lazım. Keşke büyümeden ölse de bedavadan cennete kapağı atsa diye gözünün içine bakması lazım. Öksürdüğü zaman "aman ne güzel, hastalandı, ölecek galiba" demesi lazım.

 

Bir tane daha benzer soru:

Diyelim ki birisi 90 yaşına kadar nerdeyse en günahsız olarak yaşadı. 90 yaşına kadar da her türlü ibadeti fazlasıyla yaptı. 90 yaşından sonra ise aklına birşeyler geldi ve dinden imandan çıktı. Sonra da 91 yaşında öldü. Yani 90 sene her türlü ibadeti ve salih amelleri işledi ve sadece 1 yıl imansız kaldı. Şimdi bu adam kesin cehennemlik oluyor. Peki bu adamın 90 yıllık hakkı ne olacak? Bu bir gasp değil de nedir? Nasıl adalet bu böyle?

 

Yaymayın şu dini. Yaymayın ki; insanların adalet duygusu gelişsin biraz. Siz bu dini yaydıkça; Allah insanlara kötü örnek oluyor. Vicdanlara limon sıkıyor.

 

Saygılar, sevgiler

Gönderi tarihi:
Yaymayın şu dini. Yaymayın ki; insanların adalet duygusu gelişsin biraz. Siz bu dini yaydıkça; Allah insanlara kötü örnek oluyor. Vicdanlara limon sıkıyor.

 

:):clover:

Gönderi tarihi:

Her varlığın bir hududu ve onun varlığını ispat eden incelenebilirliği vardır...

 

Tanrı nedir?

Varlığını nasıl inceleyebiliriz?

Nerededir?

Maddeden ayrı mıdır yoksa madde ile içkin midir?

Maddeden aşkın mıdır yoksa madde midir?

 

Sen bunları öncelikle bana bir cevapla...

Vereceğin cevap!'ları tahmin edebiliyorum ama bence o cevapları hiç verme, çünkü çok tartıştık ve çıkmazlarda kalınıldı...

Başka cevaplar bul ya da yanıtsız bırak...

 

Neyse,

Bende diyorum ki,

Bu sorduğum sorulara vereceğin her cevabı çürütebilirim...

Bende bu kadar iddialıyım işte...

 

Eğer ciddiysek, lütfen başka arkadaşlar bu konuyu dağıtmasın...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
sevgili abraham,

sonsozluğu kavrayabildiniz mi ki; onun ötesini sorup duruyorsunuz ?

uzayın sonu var mı ? sonunun ne olduğunu bilemeyeceğiniz bir şeyin nasıl sonsuz +1 olabileceğini bilebilirsiniz ki ?

Sonsuzluğu kavramaya değilde kavratmaya çalışıyorum

başlangıcını bilemediğiniz ve ölçümleyemeceğiniz bir şeyin devamını da bilemezsiniz, ölçemezsünüz...

Ama uydurabilir ve uydurduklarımızı başkalarına diretebiliriz. Nede olsa şahit yok ve uydurulması gereken bir konu var...

burada sevgili Gülbudak'ın anlatmaya çalıştığı konu şu şekildedir...

Allahın yaratması iki türlüdür...

birincisi, evreni yaratmasıdır ki ; bu bir anda olmuştur...

Ama evren yaratım işinin sonu gelmemişki haala devam ediyor olsagerek. Sonu gelmeyen birşey nasıl bir anda biter? Ya işine gelmediği için anlamıyorsun yada sonsuz ne demek bilmiyorsun.

Şöyle anlatayım uzayın sonu yok dediğimize göre (bu konuda hemfikiriz) ve bizi dünyaya sınav için gönderdiğini iddaa ettiğinize göre ve allah heryerdedir dediğinize göre, dünyadan 9999999999999999999999999999999999999999999999999 ışıkyılı ötesinde şuan ne arıyor allahımız oraları niye yarattıki?

Neden kuranda uzayın sonu olduğunu fakat bir insanın oraya asla gidemeyeceğini yazmamışki benimde aklıma böyle fesat sorular gelmeseymiş.

Kainatın genişlemesi konusuise apayrı bir konudur...

kainat sonsuzdur ve genişliğinin arttığı bildirilmektedir... bilim adamları da bu konuda aynı fikri paylaşmaktadırlar...

selam ile...

Benim bir tezim var bu konuda valla belki gülenler olur ama ben uzayı büyük bir canlının içi olduğunu düşünüyorum karanlık olmasıda oyüzden genişlemesine sıra gelince canlılar büyüdükçe içerileride genişler dimi ama sadece düşünüyorum he diretmek yok bende tam olarak inanmamışım ama benzerlik hat safhada atom güneş sistemi, hücreler galaxi. Belkide bir hastanın vücudundaki verem mikrobuyuz dünya hücresini öldürüyoruz :)

Gönderi tarihi:
Sevgili Birvarmışhiçyokmuş,

Biliyorum işin zor ama bir zahmet, benim de bazı ufak tefek sorularım olacak.

1- Allah insanlardan defalarca kazma kürek, sille tokat dayak yerken kendisini neden koruyamadı? Haydi diyelim ki korktu. Peki neden kaçamadı?

2- Allah Hecer'de Karbati'lerin elinde 22 sene esir kalıp, gurbet acısı yaşadığı halde, neden bu anılarını Kuran'da anlatmadı?

 

Saygılar, sevgiler

 

Sevgili Notamatik ;

 

Üzülerek söylüyorum ki bu sorunuzu anlamamış bulunuyorum.

 

ALLAH ne zaman (HAŞA) kazma kürek, sille tokat dayak yedi. Siz ce ALLAH Firavun gibi, Nemrut gibi, aslında insan olan ve,

kendine Tanrı yım diyen bir kul mu dur.

 

Evet öyledir derseniz ben de değildir derim ve de ispat ederim.

İsterseniz önce bunu tartışalım, açıklık getirelim.

 

Sonra ; kim ile güreş tutmuş , hangi musabaka ya katılmış, ya da dövüş teknikleri yetersiz mi olmuş,

Bunları tartışabiliriz.

 

Saygılarımla.

Gönderi tarihi:
Sebep???

Sebep nedir? Neden aksi düşünülemez?

 

Ayrıca:

"Allah herkese hür irade verdi" diyorsunuz. "İman etsin diye insanlara akıl verdi" diyorsunuz. "İnanmayanlar Hennom vadisinde yanacak" diyorsunuz. "Sonradan tövbe edip iman edenler affedilecek" diyorsunuz.

 

Peki; Hasan 70 yaşına kadar inanmadı, 75 yaşında inandı ve iman etti ve 77 yaşında ise öldü. Yani bu durumda Hasan'a kendi aklıyla ve hür iradesiyle 75 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

Öbür taraftan; Cemil iman etmedi ve 25 yaşında imansız olarak öldü. Bu durumda Cemil'e sadece 25 yıl düşünme süresi verilmiş oluyor.

 

Şimdi adalet bunun neresinde? Neden bir diğerine ötekinden 50 yıl daha az düşünme süresi veriliyor? Madem ki hür irade ve akıl verilerek; onun aklına müdehale edilmeden iman edip etmemesine bakılıyorsa; Cemil'in ölmeseydi 27 yaşındayken iman edip etmeyeceği ne malumdu? Hür irade bu; ne yapacağına karışılır mı?

 

Böyle imtihan olur mu? Bütün öğrencilere aynı sınav soruları vereceksin. Ama birine 20 dakika süre vereceksin, bir diğerine 40 dakika vereceksin, bir başkasına ise 100 dakika vereceksin. Bu nasıl bir adalet?

 

 

Madem bu konulara girdik; buyrun size bir başka soru daha:

Ebru ve Mehmet cennette muhabbet ediyorlar.

Mehmet soruyor?: Ebru, sen cenneti nasıl hak ettin? Neler yaptın hayatında?

Ebru : Yalan söylemedim, kimseye zarar vermedim, oruç tuttum, namaz kıldım, hacca gittim, kurban kestim, zina yapmadım. Böylelikle de imtihanı geçtim. Ya sen nasıl cenneti hak ettin?

Mehmet: Ben hiçbir şey yapmadım. Doğduktan 1 yıl sonra bebekken öldüm.

 

Adalete bak şimdi!! Mehmet nasıl bedavadan cennete hak kazanıyor? Bu kadar millet enayi mi? 50 yıl yat kalk, oruç tut, her türlü zahmete katlan. Öbür taraftan birileri hoppadanak cenneti hak etsin. Bedavadan.

Ne malum o Mehmetin yaşasaydı kafirin en önde gideni olup olmayacağı? Neden o imtihana girmedi? Nerde hür iradeyi denemek?

Bu mantığa göre; çocukları büyümeden ölenlerin bırak üzülmeyi, davul çengi bayram yapması lazım. Keşke büyümeden ölse de bedavadan cennete kapağı atsa diye gözünün içine bakması lazım. Öksürdüğü zaman "aman ne güzel, hastalandı, ölecek galiba" demesi lazım.

 

Bir tane daha benzer soru:

Diyelim ki birisi 90 yaşına kadar nerdeyse en günahsız olarak yaşadı. 90 yaşına kadar da her türlü ibadeti fazlasıyla yaptı. 90 yaşından sonra ise aklına birşeyler geldi ve dinden imandan çıktı. Sonra da 91 yaşında öldü. Yani 90 sene her türlü ibadeti ve salih amelleri işledi ve sadece 1 yıl imansız kaldı. Şimdi bu adam kesin cehennemlik oluyor. Peki bu adamın 90 yıllık hakkı ne olacak? Bu bir gasp değil de nedir? Nasıl adalet bu böyle?

 

Yaymayın şu dini. Yaymayın ki; insanların adalet duygusu gelişsin biraz. Siz bu dini yaydıkça; Allah insanlara kötü örnek oluyor. Vicdanlara limon sıkıyor.

 

Saygılar, sevgiler

 

 

Sevgili, Notamatik

Bu uzun uzadıya yazmak nezaketinde bulunduğunuz,

Ve de anlaşılabilir bir şekilde açıklamak zahmetini gösterdiğiniz, sorunuzun yanıtı, oldukça basit ve yalın dır.

(Fakat ben de sizin gibi açıklayıcı olabilmek adına, uzun uzadıya izah edeceğim.)

 

Öncelikle ;

Adalet nedir, Adaletsiz lik nedir.

 

Adalet; Mevcut olan Hak ve Hukuk Sistemi ne uygunluk, Hakkı gözetmek, Doğruluk.

 

Adaletsizlik; Mevcut Hak ve Hukuk a (Kanun lara ve/veya Sistem Normlarına) uygunsuzluk.

 

Şimdi bu tanımları hepimiz biliyor ve kabul ediyoruz.

 

Öyle ise ;

 

ALLAH ın adalet uygulaması, tabiiki tartışılabilir, lakin bunu yapabilmek için herşeyden önce,

İçine ALLAH ı alacak kadar sınırları geniş olan bir HUKUK SİSTEMİ ne ihtiyaç vardır.

 

Yani ; davalı ve davacı durumunda olanları, insanı ve de ALLAH ı iki taraf olarak tartabilecek,

İddaa ve savunma makamında onları dinleyecek, ve hüküm verecek bir mahkeme ve mahkeme heyeti kurulması şarttır.

 

Yoksa ;

Ben ALLAH adaletine inanmıyorum , demek ki, aslen de ALLAH ADALETSİZ dir, demek,

Yani kendini tarafsız bir mahkemenin başında ki, yüce bir HAKİM gibi görmek, öyle zannetmek,

Ve de böylece ALLAH a, adaletsiz olarak hüküm vermek;

 

Aynen ve tam olarak aslında aslında bunu yapanın Adaletsizliğini gösterir.

 

Şimdi lütfen tekrar düşünün ,

ALLAH a tarafsız bir mahkeme kurulmadan, ve yargılanmadan, ADALETSİZLİK hükmü vermek, ALLAH ı buna mahkum etmek.

Bizzat adaletsizlik in ta kendisi değilmidir.

 

Adalet; yukarıda da zikrettiğmiz gibi, Mevcut Hukuk sistemine uygusuzluk demektir.

Şimdi soruyorum , yeryüzünde ki, insanlık tarihi boyunca, yasalaşmış, ve uygulanmış tüm Hukuk lar,

Ya bizzat ALLAH ın, Ya onları yorumlayan ların, Yada onu kaynak edinen lerin , yani insanların Hukuk Sistemleri değilmidir.

 

(Ben Tarih boyunca ateistlerin bir Hukuk Sistemi, Mahkemeleri, Hakim leri, Savcıları olduğunu hiç duymadım, zaten de yoktur ve olamaz)

 

Peki Bizzat ALLAH ın koyduğu, Ya da yine ALLAH ın gönderdiği, Kutsal Kaynak ların orjin kabul edildiği, bir hukuk sistemi,

Nasıl ve ne şekilde ALLAH ı muhakeme edebilir, yargılayabilir.

Ve sonuçta ALLAH ı ne şekilde mahkum edebilir.

 

Bir şeye HAK diyebilmemiz için önce , eşit ve herkes için geçerli olan bir sisteme ihtiyaç duyulmaz mı.

Peki bu Sistem kim yada kimler tarafından kurulmuş ise,

Ona tabi olanlarda (hukuk sistemi ni kabul edenlerde) Bu sistemi kuranlara kayıtsız şatsız inanmış ve güvenmiş olmazlarmı.

Sistemin içindeki herkes, Sistemi Oluşturan ın ADALETİ ne emin olduklarını göstermiş olmazlarmı.

 

Peki nasıl olur da, bu sistemin içinde ki insanlar, Bu sistemin kendisini, kanunlarını, yasalarını yargılamak sureti ile Sistem Sahibi ne adaletsiz derler.

En azından bunu yapmak için o Sistemi kabul etmeyip, dışına çıkmış olmak gerekmez mi.

 

Diyelim ki ; zaten ateist ler bizzat bunun için sistemin dışına çıkıp ateist oldular.

 

O halde ne diye sistemin sahibi olan ALLAH ı yine kendi sisteminin içinde yargılama gereği duyuyorlar.

Düşünsenize; bir mahkeme bir zanlı yı , nasıl olur da, yine o zanlı nın kendi mantık ve fikirlerinden yola çıkarak yargılayabilir.

Bu ADALET midir.

 

Nihai nokta ya geliyoruz;

 

ALLAH a ; ömür kısalığını ve faklılığını delil gösterek, adaletsiz diyebilmek için önce ;

ALLAH ın tüm insan ırkına hitap ederek,

Ben bir sistem yaratacağım, ve hepinize aynı süre içerisinde sistem de var olma hakkı vereceğim.

Tarzında bir beyan ve idda da bulunması gerekir ki;

Biri de ; O na karşı, Sen sözünde durmadın, Bize farklı muamele ettin, ADALET siz sin demek HAK kı na sahip olsun.

 

Yoksa, sanki böyle bir HAK kı ezelden elinde bulunduruyormuş ta, ya da böyle bir HAK ka sahipmiş te,

Bu HAK kı, kendisinin elinden cebren ve haksız biçimde alınmış gibi,

Feryad edip (haşa) ALLAH a hak dava etmek, ALLAH ı HAKSIZLIK ve ADALETSİZLİK e mahkum etmek ,

Ancak ve ancak ADALETSİZ liğin ta kendisidir.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:

99 sıfatının göründüğü yer neresiyse Yüzüncü adıda odur.. :) HU yada ''O''..üçüncü şahıs tekil zamiridir.. :)

 

Cevaplayamaman için değildi..ısrar ettin sor dayı diye..bizde muhabbet olsun diye sorduk bildiğimiz yerlerden..hiç kimsedende kopya çekmeden.. :D

 

Sevgili dayı en azından doğru olduğunu kabul etmiş olman,

Lakin buna rağmen beni kopyacılıkla suçlamana, hitaben derim ki;

 

Öncelikle teşekkür ederim;

 

Benim kopya çektiğimi iddaa etmen, (üzülerek söylüyorum ki ;)

Diğer tüm alternatifsizlik içinde ki arkadaşların düştüğü duruma seni de düşürür.

 

Kaldı ki; ben HER SORUYA CEVAP VERİLİR iddaa sındayım ve hiç kimse bunun aksini gösteremedi.

Lakin yine de ben baştan bir ÜSTAD ımın olduğunu , benim sadece onun tastikleyicisi olduğumu, zaten söylemişim.

 

Eğer ÜSTAD ım , bu sorunun cevabını hiç düşünmek sizin vermiş ve de açıklamış ise,

Benim de O nu tastiklemem,

Sizin zannınızca kopyacılık ise, AMENNA derim.

 

Fakat ben kendimi kopyacısı değilde talebesi olarak görüyorum.

Yine de size saygı duyuyorum. Siz öyle buyuruyor iseniz öyledir.

 

N O T: ÜSTAD ım tarafından, bu soruya cevap verildiğini, eserleri ve risalelerinde aramak yerine,

Hatıralarını konu alan kaynakları (mufassal tarihçe i hayatlar) araştırarak öğrenebilirsiniz.

Gönderi tarihi:

Üzgünüm, lakin bu konu, değerli ABRAHAM ın benzersiz mükemmellik te ki soruları ile şimdilik tıkanmış görünüyor,

Müdahale etmeyi bir vazife biliyorum; Ve yanıtlıyorum ;

 

Sevgili ABRAHAM diyorsunuz ki

 

Şöyle anlatayım uzayın sonu yok dediğimize göre (bu konuda hemfikiriz) ve bizi dünyaya sınav için gönderdiğini iddaa ettiğinize göre ve allah heryerdedir dediğinize göre, dünyadan 9999999999999999999999999999999999999999999999999 ışıkyılı ötesinde şuan ne arıyor allahımız oraları niye yarattıki?

Neden kuranda uzayın sonu olduğunu fakat bir insanın oraya asla gidemeyeceğini yazmamışki benimde aklıma böyle fesat sorular gelmeseymiş.

 

Sorunuzun yanıtı tam olarak şöyledir ;

 

ALLAH ; o gidilemesi mümkün olmayan, ancak varlığı ispat edilebilen, araştırılabilen, bilinebilen, boyutları, evrenleri şunun için yaratmıştır.

 

ALLAH ; Eşşiz ve Kudreti Sonsuz olandır.

 

Şimdi bu ALLAH ımız, sadece sınava tabi tuttuğu insanlar için bir gezegen,

Ve o gezegenin içinde bulunan tüm yaşam formları adına ve ihtiyaç duyabilecekleri nitelikte bir güneş ve bir de ay yaratmış olsa idi.

 

Biz ALLAH ın sonsuz kudretini anlayabilmek, zihnimize biraz olsun sığdırabilmek için,

Hangi soruları sorabilidik, Hangi araştırmaları yapabilirdik, Hangi merak ile yola çıkabilirdik.

 

Evet ; ALLAH bu sonsuz evren leri ;

yine Kendi Zat ı SONSUZ luğunu anlayabilmemiz için yarattı,

O bize sonsuz deliller ile Kendini tanıttırıyor, Sizi Ben Yarattım ve Yine Bana döndürülecek siniz diyor.

 

Ama herkes bunu kavramak durumunda değildir,

Ateistler ALLAH var ise ; gelsin bizimle konuşşun, kendini bana bizzat göstersin, biz de inanalım, derken ;

Yani ALLAH ı kendini ispat uğruna, yine kendisine inanmamak kaydı ile inkar eden ve tanımayan birine ,

Kendi Zat ı nı ispat edecek kadar aciz olduğunu sanmak sureti ile,

Aslında içinde bulundukları durumu gözler önüne sunuyorlar.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
En geçerli tanrı paradoksu, "tanrının gücü sonsuzsa, aynı kendisi gibi gücü sonsuz ikinci bir tanrı daha yaratabilir mi?" şeklindedir.

 

 

Sevgili Demirefe,

 

Bu müthiş sorunuzu ne yazık ki bizzat ben, henüz hiç kimse bana sormayı düşünmeden önce ;

Kendi konularımda sordum ve yanıtladım,

 

Lütfen geçmiş yazılarımızı, teveccüh gösterip, okuyunuz.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:

Benim bir tezim var bu konuda valla belki gülenler olur ama ben uzayı büyük bir canlının içi olduğunu düşünüyorum karanlık olmasıda oyüzden genişlemesine sıra gelince canlılar büyüdükçe içerileride genişler dimi ama sadece düşünüyorum he diretmek yok bende tam olarak inanmamışım ama benzerlik hat safhada atom güneş sistemi, hücreler galaxi. Belkide bir hastanın vücudundaki verem mikrobuyuz dünya hücresini öldürüyoruz smile.gif..alıntı..Abraham..

 

 

:D:D :D

 

Yanlız değilsin İbrahim..destekliyorum..neden olmasın,ki.. :D geçmişte Arif abiler demiyormu..Her ne varsa alemde o var ADEM,de..en minikten en büyüğe her şey bir hücre..hücreler topluluğu..iç içe girmeyen aralarında görünmez bir perde olan Hücreler topluluğu.. :D

 

Verem mikrobu.. İbrahim :D başka bir isim bul lütfen :D :D :D

Gönderi tarihi:
Lütfen geçmiş yazılarımızı, teveccüh gösterip, okuyunuz.

Bu tür bir yanıt için en azından konunun olduğu linkin verilmesi gerekir. ******.

 

Yanıt verilmemiş sayıyorum...

Gönderi tarihi:
Eğer ÜSTAD ım , bu sorunun cevabını hiç düşünmek sizin vermiş ve de açıklamış ise,

Benim de O nu tastiklemem,

Sizin zannınızca kopyacılık ise, AMENNA derim.

 

saygılar

sevgiler...

cevaplarınızın devamı dileğiyle

Gönderi tarihi:
Sevgili dayı en azından doğru olduğunu kabul etmiş olman,

Lakin buna rağmen beni kopyacılıkla suçlamana, hitaben derim ki;

 

Öncelikle teşekkür ederim;

 

Benim kopya çektiğimi iddaa etmen, (üzülerek söylüyorum ki ;)

Diğer tüm alternatifsizlik içinde ki arkadaşların düştüğü duruma seni de düşürür.

 

Kaldı ki; ben HER SORUYA CEVAP VERİLİR iddaa sındayım ve hiç kimse bunun aksini gösteremedi.

Lakin yine de ben baştan bir ÜSTAD ımın olduğunu , benim sadece onun tastikleyicisi olduğumu, zaten söylemişim.

 

Eğer ÜSTAD ım , bu sorunun cevabını hiç düşünmek sizin vermiş ve de açıklamış ise,

Benim de O nu tastiklemem,

Sizin zannınızca kopyacılık ise, AMENNA derim.

 

Fakat ben kendimi kopyacısı değilde talebesi olarak görüyorum.

Yine de size saygı duyuyorum. Siz öyle buyuruyor iseniz öyledir.

 

N O T: ÜSTAD ım tarafından, bu soruya cevap verildiğini, eserleri ve risalelerinde aramak yerine,

Hatıralarını konu alan kaynakları (mufassal tarihçe i hayatlar) araştırarak öğrenebilirsiniz.

 

 

Doğan abi.. :)

 

İNSAN merkezli olmayan tüm tanımlar ve anlatımlar EFSANE ve HİKAYE.. :)

 

Allahı Allahtan başkası bilemez..Allahı anlatanlarda hayallerindeki Allahı anlatırlar.. :D

 

İNSAN ise söz konusu anlatılan..dayıda İnsan..ilgiyle dinler ve dinlediklerini deneyimler.. :)

 

Sana kolay gelsin Doğan abi.. :)

 

Not:

Yüzüncü adı HU değildir.. :D ..özelden söyledik bazı kardeşlere..sanada söyleriz :)

Gönderi tarihi:
Kaldı ki; ben HER SORUYA CEVAP VERİLİR iddaa sındayım ve hiç kimse bunun aksini gösteremedi.

Lakin yine de ben baştan bir ÜSTAD ımın olduğunu , benim sadece onun tastikleyicisi olduğumu, zaten söylemişim.

 

Eğer ÜSTAD ım , bu sorunun cevabını hiç düşünmek sizin vermiş ve de açıklamış ise,

Benim de O nu tastiklemem,

Sizin zannınızca kopyacılık ise, AMENNA derim.

 

Fakat ben kendimi kopyacısı değilde talebesi olarak görüyorum.

Yine de size saygı duyuyorum. Siz öyle buyuruyor iseniz öyledir.

 

N O T: ÜSTAD ım tarafından, bu soruya cevap verildiğini, eserleri ve risalelerinde aramak yerine,

Hatıralarını konu alan kaynakları (mufassal tarihçe i hayatlar) araştırarak öğrenebilirsiniz.

Ya hu soruma bir cevap vermedin ki cevap veremediğini gösterebileyim?

Her varlığın bir hududu ve onun varlığını ispat eden incelenebilirliği vardır...

 

Tanrı nedir?

Varlığını nasıl inceleyebiliriz?

Nerededir?

Maddeden ayrı mıdır yoksa madde ile içkin midir?

Maddeden aşkın mıdır yoksa madde midir?

 

Sen bunları öncelikle bana bir cevapla...

Vereceğin cevap!'ları tahmin edebiliyorum ama bence o cevapları hiç verme, çünkü çok tartıştık ve çıkmazlarda kalınıldı...

Başka cevaplar bul ya da yanıtsız bırak...

 

Neyse,

Bende diyorum ki,

Bu sorduğum sorulara vereceğin her cevabı çürütebilirim...

Bende bu kadar iddialıyım işte...

 

Eğer ciddiysek, lütfen başka arkadaşlar bu konuyu dağıtmasın...

 

Saygılarımla...

Üstad dediğin adamı o kadar abartma,

***********...

 

Gönderi tarihi:

Sonsuz güç paradoksu çözümsüzdür. Çünkü adı üstünde, sonsuz güçlü, her şeye, kopyasını yaratmaya da gücü yetmesi gerekir, yetmezse sonsuz güçlü olmaz. Yarattığı zaman yok edemez, çünkü sonsuz bir güç yok edilemez. Yok edemeyince de sonsuz güç olamaz.

 

Bu paradoks fizikte şöyle ifade edilir: Sonsuz bir kuvvet, sonsuz bir kütle ile karşılaştığında onu hareket ettirebilir mi? Ettiremez, çünkü kütle sonsuz. Ettirebilir, çünkü kuvvet sonsuz. Bunu sonsuz kütleli bir otomobile sonsuz güçlü bir motor takmak olarak düşünebilirsiniz. Arabanın hareket edip etmeyeceği bir paradokstur.

Gönderi tarihi:

Sonsuz güç kendi kopyasını yaratamaz, yaratması gerekiyor olsaydı sonsuz güç olamazdı !

 

Sonsuz güç tek olmalıdır, bir kaç tane sonsuz güç zaten mantıken mümkün değil !

 

 

 

saygılar

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.