Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Elifle yine döktürmüşsün maşallah.Eline yüreğine sağlık. Az yazıyon ama öz yazıyon ben hala o kelebek şiirini çok seviyom )) Evet az yazıyorum da Busercan, bu şiir benim değil:))) Bak altında sahibinin adı var Alıntı
Φ bursercan Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Yaşlılık işte ya gözlerde görmüyo 11 saatlik dersten sonra yazmak Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2009 Merhaba Merhaba geçmişim Ve tüm izleri Çok mu aradınız? Beni, benli izleri... Bilseydim bırakırdım adresi Aramaz,yorulmazdınız Bu kadar..! Ne dediniz,efendim Duyamadım,Özür dilerim Haa... Çok mu özlediniz, Hüzünlerimi, siyahlaşan umutlarımı Üzgünüm,affedin Çok isterdim Bende özledim demek Hoşgeldiniz bekliyordum gözüm yollarda kaldı demek Dedimya affedin İlk caydan sonra ikincisi yok Hatta bakın kapı aralıklı Tutmayayım sizi Sakın beklemeyin "Yine beklerim" dememi 20.06.2009,ELİFCE Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 22 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 22 Ağustos , 2009 Yine gece ve ben başbaşayım anılarla Beyaz bir kuş öyle canlı yine düşlerimde Hey yıllar yenilmedim size Umutlarım yine aynı Sessizlik geceyi sarsa da Her gün bir yarın var ya Hey yıllar yenilmedim size Rüyalarım yine aynı Bir tutku yaşıyorum yine Aynı telaş içimde Bilmez kimse nasıl geldi geçti yalnızlıklar Kolay mıydı sanki silip atmak korkuları Hey yıllar yenilmedim size Benim için bahar aynı Aynı o ılık rüzgar Yine esiyor ellerimde Hey yıllar yenilmedim size Hatalarım bile aynı Hep aynı sevgiye hasretim Duygularım hep aynı Bilmez kimse nasıl zordu günler zaman zaman Uçup gitti hayat yavaş yavaş avuçlarımdan Hey yıllar yenilmedim size Benim için bahar aynı Aynı o ılık rüzgar Yine esiyor ellerimde Hey yıllar yenilmedim size Hatalarım bile aynı Hep aynı sevgiye hasretim Duygularım hep aynı Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ağustos , 2009 GÜZELDİR KARANLIĞIM... umutları, ağrılarına yenilmiş sürgün bir kavmin ağlayarak terk edilmiş avlularında eski taştan, yorgun bir kuyuyum ben, suyum yıldızlara sebil hüzünlerim, nihavend ve kıyımda, yaprakları yalnızlıkları gibi içime dökülen bir ağacın gölgesi susuyorum dudaklarımda ses olmayı bekleyen bir kelime … * umutları, kırıklarından sızmış yorgun bir sevinin ağlayarak terk edilmiş sokaklarında eski günden, yorgun bir anıyım ben sözüm yalnızlara şiir şahidim, toprağında kurumuş bir kiraz ağacı ki yokluğu, boşluğumun kardeşi şarkısıysa dudaklarımda yara duruyorum öyle, duruyorum kendimin çakıl taşı ülkesinde bakışlarımda herhangi bir teldeki herhangi bir kırlangıcın hazin duruşu kirpiklerinde, eylül sonbaharın gelişine bütün gücenikliğiyle … * ah ! akarsuyunu kendi denizini kendi dalgasını, çakılını, rüzgarını kendi çizip, boyayan bir çocuğun, yorgun nabzında belli belirsiz bir çizgiyim ben, çağrılmayı unutan ve hayat uzun, devrik bir cümle ezberimde yaşamaksa bir sıkıntılar geçidi bu yüzden sımsıkı kapalıyım bu yüzden sımsıkı sürgülü ruhum, paslı bir kilitle çünkü, kimi gezdirsem pişmanlıktı içimin avlusunu çünkü, hangi takvimi beklesem bir kalp kırıklığıydı zaman ve çünkü, çocukluğum mazi sokağının çoktan kuruyan çeşmelerinden biri ve ömür, tümü kucağımda akasya kokusuz bir demet gün sırasız başlayıp, noktasız bitiriyorum hayalsiz uyuyup alışkanlıktan uyandığım gibi sonra nasılsa akşam oluyor sonra neyse ki, akşam oluyor … usulca bir gecenin en dibine çöküyorum … * umutları, ağrılarına yenilmiş sürgün bir kavmin ağlayarak terk edilmiş avlularında eski taştan, yorgun bir kuyuyum ben suyum yıldızlara sebil hüzünlerim, nihavend ve kıyımda yaprakları yalnızlıkları gibi içime dökülen bir ağacın gölgesi bir göçün en eski tarihçesiyim ben bir figanın en eski lehçesi ve bir kalbin, suyu beklemeden boğuluşu bu kuraklık ve boşluğum bu yüzden hüznün ikinci adı ve bu yüzden solgun bir yürek resmidir çıkan birleştirince bütün çatlaklarımı ... şimdi sen içime bakmak için büyüyüp eğilen narin çiçek, hiç yorma umudunu olur mu hiç yorma, hiç yorulma ve hiç arama boşuna ışık arama … çünkü içim zifiri karanlık … içim, çok karanlık … gitmek istersin sanırım ki gitmek istersen anlarım ama yine de gitme, gitme, bekle ilkin gözlerin alışsın ilkin gözlerin … ve korkma korkma güzeldir karanlığım … belki, seversin … ____ ^^ 29.08.2009,ŞAFAK Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2009 Geçen gün tesadüfen profiline uğradım. Ama diğerleri gibi, başkalaşmak için yazmadığını anladım. Ingeborg Bachmann, Halil Cibran, Cesare Pavese, Pablo Neruda, Veronica A. Shoffstall, Friedrich Nietzsche, Cesare Pavese, C. Hakkı Zariç, Oğuzkan Bölükbaşı, A.Hamdi Tanpınar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Şükrü Erbaş'ı bir arada görmenin ayrıcalığını yaşadım. Okudum ve anlamaya çalıştım. Seni tanımak ne mümkün... Naçizane eklemek istedim. Keder Sana Yakışmıyor Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli Böyle mahsun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahsun kederli değildin eskiden Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karardı gözlerin Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin Şimdi neden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun neyin var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz. Victor Hugo Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2009 Geçen gün tesadüfen profiline uğradım. Ama diğerleri gibi, başkalaşmak için yazmadığını anladım. Ingeborg Bachmann, Halil Cibran, Cesare Pavese, Pablo Neruda, Veronica A. Shoffstall, Friedrich Nietzsche, Cesare Pavese, C. Hakkı Zariç, Oğuzkan Bölükbaşı, A.Hamdi Tanpınar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Şükrü Erbaş'ı bir arada görmenin ayrıcalığını yaşadım. Okudum ve anlamaya çalıştım. Seni tanımak ne mümkün... Naçizane eklemek istedim. Keder Sana Yakışmıyor Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli Böyle mahsun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahsun kederli değildin eskiden Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karardı gözlerin Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin Şimdi neden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun neyin var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz. Victor Hugo *********************** Sevgili Taylan bey, okumaktan haz aldığım ve kendimden bir şeyler bulduğum şiirleri paylaşmak amacım sadece... Ve böyle güzel sözlerle anlaşıldığını hissetmek ve taktir görmek beni onurlandırdı. Ve Viktor Hugo'ya ait çok güzel bir şiirle "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına hoşgeldiniz. Umarım Şiir sevginizin ve ilginizin hiç tükenmemesi dileğimle... Sevgiler,elifce. Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2009 ÇALIŞMAK YORAR Evden kaçmak için yolu geçmeyi yapsa yapsa bir çocuk yapar. çocuk değil ki artık bütün gün sokaklarda sürten bu adam üstelik evden de kaçmıyor. Hani yaz ikindileri vardır meydanlar bomboş uzanır batan güneş altında, geçip gereksiz bitkilerle bir bulvardan durur yalnız adam. Değer mi bunca yalnızlık, gittikçe daha yalnız olmak için? Boştur yollar meydanlar yalnız gezildiğinde. Oysa bir kadın durdurmalı konuşup da birlikte yaşamaya inandırmalı, yoksa hep kendisiyle konuşur insan. bunun için de kimi vakit körkütük olur geceleri ve anlatır durmadan, anlatır yapıp edeceklerini. Böyle ıssız meydanda bekleyerek rastlanmaz elbette kimseye, ama dolaşırken sokakları durduğu olur insanın şöyle bir. Olsalardı iki kişi, başka olurdu ev sokaklarda bile. Kadın olurdu, değerdi dolaşmaya. Gece kimsecikler kalmaz meydanda Oradan geçen bu adam görmez yararsız ışıklar içinden evleri kaldırmaz artık gözlerini. Kaldırımları dinler yalnızca kendininkiler gibi nasırlı ellerin döşediği. Doğru değil ıssız meydanlarda kalmak. Mutlaka yolda olmalı o kadın yalvarsan eve çeki düzen verecek. Cesare Pavese Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2009 Bu şiir yer aldı mı bu sayfada bilmiyorum ama tekrardan yer işgal ettiysem affola. Sevgileri Yarinlara Braktınız Sevgileri yarinlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakinlariniz Sizi yanlis tanidi. Bitmeyen işler yüzünden Siz böyle olsun istemezdiniz Bir bakis bile yeterken anlatmaya her seyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldi Siz genis zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yillarin telaslarda bu kadar çabuk Geçecegi akliniza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardi, Gecelerde ve yalniz. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadi Behçet Necatigil MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Ne Hasta Bekler Sabahı Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar Necip Fazıl KISAKÜREK MUHABBETLE... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Ne Hasta Bekler Sabahı Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar Necip Fazıl KISAKÜREK MUHABBETLE... ************************ Ne güzel, Necip Fazıl Kısakürek şiirleriyle "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına merhabanız... Ve hoşgeldiniz... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 HEP BU AYAK SESLERİ Hep bu ayak sesleri, hep bu ayak sesleri, Dolaşıyor dışarda, gün batışından beri, Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime, Bir eski çıban gibi işliyor içerime, Ey şimdi kara haber gibi bana yaklaşan, Sonra saadet olup yanımdan uzaklaşan, Sesler, ayak sesleri kesilmez çıtırdılar! Bana gelen müjdeyi galiba caydırdılar, Böyle adım atarlar, ayrılanlar eşinden, Böyle yürür, gidenler, bir tabutun peşinden, Kimsesiz gecelerim, bu kesik sesle doldu, Artık, atan kalbimde bir ayak sesi oldu Bir gün, sönük göğsüme düştüğü vakit başım Benden ayrılıyormuş gibi bir can yoldaşım, Gittikçe uzaklaşan bu sesi duya duya, Yavaşça dalacağım, o kalkılmaz uykuya NECİP FAZIL KISAKÜREK Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 ************************ Ne güzel, Necip Fazıl Kısakürek şiirleriyle "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına merhabanız... Ve hoşgeldiniz... Hoşbulduk Elifle şiir dilinde,şiir ilinde bir muhabbete. MUHABBETLE... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Mavi üstünde yagmurdan baska hiçbir sey yoktu anlam olmak için yeterince çiplaktin siirin nasil bir sey olmasi gerektigini hatirlatiyordu gözlerin, sana böyle inandim: ben inanmak için siir yaziyorum, gözlerin cihangir'i hatirlatiyordu, hayal içinde fakir üsküdar'dan o rüyaya baktim: maviydin bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini! usul usul inandim güzelligin hatirina yagan yagmurun üstümüzde hakki vardir, inandim uzak bir mavi kizin gözlerindeki bulut burada içimize yagacaktir, inandim, mavi bir yagmurlugun da olsa siirden islanirdin! gövdene de böyle inandim, duruydu, siirin nasil bir sey olmasi gerektigini hatirlatiyordu: öyle çiplaktin ki içinde siirden baska hiçbir sey yoktu, gövden neyi hatirlatiyorsa ona inaniyorum, beni hatirilamasa da, biliyorum bazi uzakliklarin hiç mektup beklemedigini... bazi siirler de bekleyemiyor yagmurun dinmesini! Haydar Ergülen Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2009 Çekil Git Çekil git artık düşlerimden, Bıkıp usanmadın mı benden artık? .. Gözlerimden, yüreğimden, içimden, ...ve varolan her şeyimden, git artık... Dokunma, kirletirsin beyazları, Konuşma, tüketirsin satırları, Mehtabı bırak, doğan ayrılık, Çekil git, şafak gelen aralık... Kanıyorum zaten, uzak dur benden, Sebebin olurum, yakanın olurum, Çekil git yolumdan, ölümün olurum, ...ve git artık, ne olursun git benden... Konuşma, nefesini al benliğimden, Ben soluğunu kesmeden, Sus demeden, sus ne olur, söylemeden, Git, bir daha Allah aşkına, hiç dönmeden... Yıkıl git artık hayallerimden, Kumdan evlerin, yıkıldı artık, Taşlarımdan, oyuncaklarımdan, beynimden, ...ve yaşayan, her şeyimden, git artık... Uzanma, karaya çalarsın günlerimi, Söylenme, devrik tümcelerim olursun, Ne öznesini, ne yüklemini kurtarabilirsin Çekil git, bırak, bütün düşüncelerimi... Yaralıyım zaten, şöyle dur gönlümden, Derdin olurum, korun olurum, Çekil git, harın değil, külün olurum, ...ve git artık, ne olursun git, git gözlerimden... Kal yerinde öylece, ses etme, Mevsimler solsun senelerce, Mümkünse çıkmasın, o iki hece, Öldü de, bitsin bu işkence... Ya da bir sonbahardı, sarardı de, Düşen her bir yaprakta, uzaklaştı de, De ki, gövdeden dal kırıldı, Kopan candı, yıkıldı de, de ki öldü, öldü de... Yaşamaz de, olsun de, de ki bitti, bitti de... Kardı yağdı, yağmurdu aktı, Sonra toprağa karıştı, kurudu de, soldu de... Ne bileyim işte, kısaca öldü de... ...Ve çekil git artık, gölge etme, Alın yazısı gibi görme, Değilim bir şeyin, olmadım hiçbir şeyin, Çekil git artık, ne olur çekil git, kötü söyletme... Yaşamaz de, olsun de, de ki bitti, bitti de... Kardı yağdı, yağmurdu aktı, kurudu de... Sonra toprağa karıştı, soldu de... Ne bileyim işte, kısaca öldü de... Ne dersen de... Duygu Adamı Murat İnce MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Bir Nevi Delilik Gündüzleri de ışıkları açık bırakıyorum Çünkü gündüzün de karanlığından korkuyorum Yalnızlığımı kimseyle paylaşmıyorum Çünkü yalnızlığımı kaybetmek istemiyorum Ama ekmeğimi paylaşıyorum Çünkü yalnız değilim Çocuğum, büyümek istiyorum Büyüdükçe küçülüyor gözümde ömrüm Bu küçüklükten kurtulamıyorum Şiir yazmak istiyorum paragraf paragraf Garip geliyorsa bu sana Sen yazma Rüyamda hasta olduğumu görüyorum Uyandığımda rüyamdaki halime üzülüp Hasta oluyorum Gözlerim kapalı hayata bakıyorum Karanlık görüyorum Odamın ışığını yakıyorum Nokta koyuyorum Bitmemiş cümlelerimin sonuna Sonra noktayı görüyorum Cümlem bitmiş diyorum. MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 AĞLAMAK Ağlamak Unutmak kadar kolaydır inan Sevin ağlayabiliyorsan Sevin ağlıyorsan Gül ağlayabiliyorum diye Gül ağlıyorum ağlıyorum diye Sana birşey yapamam Ağlayamıyorsan ÖZDEMİR ASAF MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 2=1 Kim o, deme boşuna... Benim, ben. Öyle bir ben ki gelen kapına; Baştan başa sen. ÖZDEMİR ASAF MUHABBETLE... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 sonbahar olur ... demiştim ; her serçe kendi ağacını tanır daha ilk görüşte … her serçe kendi ağacını tanır ilk görüşte … ve her ağaç bilir serçesini uçuşundan … ama yanılıp da ikisi de birbirinden vazgeçince sonbahar olur … biz, üzülürüz … ____ ^^ SAFAK Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Hazan gelmişse gönlümüze Dışarda açan çiçekten, Ötüşen kuşlardan ne fayda Ömrümüz döküyorsa hazan yaprakları Bilin ki Yaşarken ölmüşüz. MUHABBETLE... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2009 Ömür dediğin nedir ki Akreple yelkovanın Birle on iki arasında gidiş gelişi Bir gün bitecek Bu saatin pili Ve göremeyeceğiz artık Bu gidiş gelişi MUHABBETLE... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 BU SOKAK ... Bu sokakta daha önce de yürümüştüm ben bu sokak lambası, gölgemin şahidi kaldırımların taşları bir yalnızlık boyu yalnızlık ise gölgem gibi yanımda Kalabalık içinde hızlanıyor adımlarım kendimden bile koşar adım uzaklaşmak gitmek dileğim Umutlarımı iper serdim ip ise ince koptu,kopacak düğüm atmak yine aynı yerinden istemiyorum artık incelsin ve kopsun Kopacağı her yerinden... Bu sokakta daha öncede soluklandım ben ay ve yıldız şahit geceme gece ise çoktan vazgeçip bıraktı soluğumu solgun sabaha Bu sokakta daha öncede takıldı ayağım ve düşecekken kalktım yine tek başıma şahidim ise kalabalık gölgem kaldırım taşları... 12.09.2009,Elifce 1 Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Aşıksan ve bir de Dışarı karanlıksa Dışarı çıkma Bir kaldırım taşına çarpar Düşersin kaldırıma MUHABBETLE... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Aşıksan ve bir de Dışarı karanlıksa Dışarı çıkma Bir kaldırım taşına çarpar Düşersin kaldırıma MUHABBETLE... **************** Tamam dinlerim ben Büyük sözü Çıkmam karanlıkta dışarı Hele birde topuklu ise ayakkabı Korkarım ben Takılıp ayağımın Kaldırıma boylu boyunca Serilmekten... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2009 Yüreğim Bir Gemi Dümeni kırılmış bir gemiyim Bu acı denizinde Fırtınalı bir gecede Gidiyorum bilmediğim bir yere Ne yunuslar eşlik ediyor bana Ne de martıların sesini duyabiyorum Uğuldayan kulaklarımda Gidiyorum işte Bilmediğim bir yere. MUHABBETLE... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.