Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Bu engeli aşmak için küçük yoklamalar çekiyorlar. Önce bir film ısmarladılar. Bu sözde belgesel layık olduğu yanıtı aldı. Yeni paralara koydukları Atatürk resmine bir bakın! Atatürk olduğunu anlamak için epey bir hayal gücü gerekiyor. Bunlar belki ufak tefek önemsiz şeyler gibi gözüküyor ama bence hiç öyle değil... Sayın demirefe Bu gidişatı durdurmak ve Atatürkçü bir Türkiye'nin devamı için uygulanabilir acil bir çözümünüz var mı? Ben bu konuda biraz karamsarım. Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Bu engeli aşmak için küçük yoklamalar çekiyorlar. Önce bir film ısmarladılar. Bu sözde belgesel layık olduğu yanıtı aldı. Yeni paralara koydukları Atatürk resmine bir bakın! Atatürk olduğunu anlamak için epey bir hayal gücü gerekiyor. Bunlar belki ufak tefek önemsiz şeyler gibi gözüküyor ama bence hiç öyle değil... Milli şef İnönü dönemi paralarında ATATÜRK resmi yoktu o zamandamı ufak tefek yoklama çekiliyordu... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Paralardaki Aliye Hanım... FATMA Aliye Hanım'ı (1862-1936) tanımıyordum. Türk edebiyatının ilk kadın romancısıymış. Yeni Şafak Gazetesi okuyor olsaydım Fatma Aliye Hanım hakkında yeterli bilgiye sahip olurdum elbette. Fatma Aliye'yi bundan sonra artık herkes tanıyacak. Çünkü Fatma Aliye'nin fotoğrafı bundan böyle 50 TL'lik banknotlarda Atatürk'ün yerine yerleşecek. 50'liğin Bir yüzünde Fatma Aliye, diğer yüzünde Atatürk... Cumhuriyetin yetiştirdiği bunca başarılı Türk kadını varken, Fatma Aliye nereden çıktı demeyin. Fatma Aliye'yi Atatürk'ün yerine yerleştiren nedenin onun romancılığı olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Asıl neden onun İslamcılığı ve Atatürk Devrimlerine karşı olması. Çankaya'da, Atatürk'ün koltuğunda İslamcı bir Cumhurbaşkanının oturduğu Türkiye'de, paraların üzerine Fatma Aliye Hanım'ın resmi konmuş çok mu? Fatma Aliye'nin tesettüre olan tutkusu onun yazılarına da yansımış. Bir yazısında kadınların giyim tarzı konusunda şöyle diyor: "...İşte bu tuvaletin üzerine zinetten ari ve bolca bir şey giyilir ve saçlar da bir baş örtüsüyle örtülürse şeriata muvafık surette tesettür edilmiş olur." Fatma Aliye Hanım, Mustafa Kemal'in yaptığı devrimleri bir türlü benimseyememiş. Romanlar yazan, Batı edebiyatından çeviriler yapan ve dönemindeki erkek egemenliğine karşı çıkabilen bir kadın, nasıl olur da Mustafa Kemal aydınlığını göremez, anlamak olası değil. Kendisinin, bir Osmanlı paşasının (Ahmet Cevdet Paşa) kızı olmasının bunda rolü var elbette. Evinde çocuklarının ona yaşattığı sıkıntılar onu daha da İslam'a bağlamış olabilir. Evden kaçıp Katolik rahibe olan bir kızın annesinin yaşadığı travma herhalde azımsanacak gibi değildir. Fatma Aliye'yi en iyi inceleyenlerden olan Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, onu anlatan bir de kitap yazmış. Kitabın adı, 'Fatma Aliye: Uzak Ülke' Mustafa Kemal'in yaptığı yenilikler nedeniyle Fatma Aliye'nin ülkesine yabancılaştığı ve uzaklaştığı anlatılıyormuş bu kitapta. Saltanatın kaldırılmasını, alfabenin değiştirilmesini ve padişahın düşürülmesini, Fatma Aliye Hanım asla kabul edememiş, Mustafa Kemal'e hep karşı olmuş. Şimdi anladınız mı, bunca Cumhuriyet kadını dururken Fatma Aliye Hanım'ın neden Atatürk'ün yerine oturtulduğunu? Elde edemedikleri türban özgürlüğü nedeniyle kendilerini Türkiye'ye 'uzak' bulanlar elbette Fatma Aliye Hanım'ın fotoğrafının oraya konmasından mutlu olacaklardır. Hem Atatürk'ü paraların -hiç olmazsa- bir yüzünden çıkardılar. Hem de onun yerine İslamcı bir kadını koydular. Paralar basıldığında göreceksiniz, Fatma Aliye Hanımın başörtüsünün altından, hem önden ve hem de yanlardan saçları görünüyor. Bu durum, Fatma Aliye'yi oraya taşıyanlar için can sıkıcı olsa gerek. Küçük bir rötuşla o başörtüsünü türbana çevirebilirlerdi elbette. Anlaşılan buna cesaret edemediler.ybayer Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Milli şef İnönü dönemi paralarında ATATÜRK resmi yoktu o zamandamı ufak tefek yoklama çekiliyordu... Hayır, ufak tefek değil, hasosu çekiliyordu... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 acil bir çözümünüz var mı? Ben bu konuda biraz karamsarım. Acil çözüm önerim yok. Fakat karamsar olmayın. Geçen süre içinde kabul etmek gerekir ki Atatürkçüler yattı, karşıtları harıl harıl çalıştı. Atatürk'ün mirası yiye yiye bitti, hazıra dağ dayanmaz. Yatma dönemi bitti, nasılsa ordu var, höt deyiverdi mi dağılırlar dönemi bitti. Bu işlerin orduya güvenip yatmayla olmayacağını anlamak yeter... Orduya da gına geldi, ikide bir cafer yine yapacağını yaptı, koş yetiş, yeter artık... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Çankaya'da, Atatürk'ün koltuğunda İslamcı bir Cumhurbaşkanının oturduğu Türkiye'de, paraların üzerine Fatma Aliye Hanım'ın resmi konmuş çok mu? İmkanım olsa Atatürk'ün eşi Latife hanımın çarşaflı resmini koyardım kartel gazetecilerine inat. Sonrada bu yazıyı yazan gazetecinin patronunun kızını Cumhurbaşkanı veya Başbakan olması için çaba sarfederdim nede olsa çağdaş ve Atatürkçü... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Kangren antibiyotiklerin tümüne direnç geliştirdiğinde acı sonla yüzyüze gelinir ve hasta ameliyat masasına yatar. Bu çok nahoş ve isyan edilesi bir sonuçtur. Kabullenmek çok güçtür. Aynı kapıya çıkmaz. Kangren ölümcüldür. Kesmezseniz hastayı öyle çabuk kaybedersiniz ki ne olduğunu anlamazsınız... Kimsenin başına gelmesin dilerim. Kabul edilmesi zor bir durumdur. Tıpta "ampütasyon" denir. Kötü bir psikolojik yıkımla sonuçlanır. Antiparantez: Kulaklarını sağır eden bir patlamadan sonra kolsuz, bacaksız, görmüyor veya duymuyor olarak narkozdan çıkan, son hatırladığı bir "topuk koparan" tabir edilen yani askeri teknik terimle antipersonel mayına bastığını farketmesi olan veya bunu bile hatırlamayan yirmi yaşında bir delikanlı adamın yüzüne için ezilmeden bakabilmek bile çok zordur. O hastanın psikolojisi ise tam bir yıkımdır. Dayanabiliyorsa bravo! Kangrenli bir hastanın kolunu bacağını kesmek zorunda kalan bir doktor olmak istemezdim. Bu yüzden hayatımın hiç bir döneminde doktor olmaya hiç heves etmemişimdir. En zor mesleklerdendir. Cerrah olmasanız bile çok zordur. Kıssadan hisse, Kenan Evren olmayı da hiç mi hiç istemezdim. Eminim o da olmamayı, her genelkurmay başkanı gibi normal şekilde emekli olmayı dilerdi... Bakınız,değerli forumdaşım... Öncelikle hepimiz şunun farkında olmalıyız ki;tek çözüm kesinlikle darbe değildir. Darbe,hiçbir zaman çözüm olamaz da. Kangren olan kolu kestik,hemde defalarca...ne oldu,hala kolu kesmeye çalışmıyor muyuz? Evren veya diğer siyasetçiler...darbeyi yapanlar,darbeyi yaptıranlar ve buna seyirci kalanlar...hepsi suçlu. Masum bulmak değil arayışımızın adını,sadece şu; Askeri güç ile darbe yapabilenler,darbe yapmadan o ateşi söndüremezler miydi? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Hayır, ufak tefek değil, hasosu çekiliyordu... Bravo,bravo nihayet... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Paralar basıldığında göreceksiniz, Fatma Aliye Hanımın başörtüsü... Merkez bankasının sitesinden baktım, beş ve on lira hariç, diğer Atatürkler çok da kötü değil. Aliye hanımın da başı açık... Fakat beş ve on liralardaki Atatürkler bence kabul edilir gibi değil... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Bakınız,değerli forumdaşım... Öncelikle hepimiz şunun farkında olmalıyız ki;tek çözüm kesinlikle darbe değildir. Darbe,hiçbir zaman çözüm olamaz da. En son darbe 12.eylülde oldu peki Sayin mavi olmayan gökyüzü' O darbeyi kimler istiyordu ABD nin disinda ama samimi yanitlayacaksiniz? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 En son darbe 12.eylülde oldu peki Sayin mavi olmayan gökyüzü' O darbeyi kimler istiyordu ABD nin disinda ama samimi yanitlayacaksiniz? En son darbe 12 Eylülde olmuşmuş... Vah,vah... Zamanımızın e muhtırası,28 Şubatı, Ay ışığı vs vs Ergenokon bağlantılı tertipler demekki hepsi demokrasi mücadelesi imiş. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 bravo nihayet... Nihayeti filan yok, ben İsmet İnönü'yü eleştiririm... İnsanlar standart şablonlar içinde değillerdir... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 En son darbe 12.eylülde oldu peki Sayin mavi olmayan gökyüzü' O darbeyi kimler istiyordu ABD nin disinda ama samimi yanitlayacaksiniz? kimler mi istiyordu? mesela ordu,mesela siyasiler,mesela kendini anlamaktan yoksun ******. en son darbe 12 Eylül'de olmadı,yakın tarihte ki gece yarısı muhtıraları da var ayrıca ABD,o ayrı bir şarkının nakaratı...iyi çocuklardık,iyi çocuklardı. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Nihayeti filan yok, ben İsmet İnönü'yü eleştiririm... İnsanlar standart şablonlar içinde değillerdir... Tamam oldu, Menderes ve Celal Bayar hakkındaki düşünceniz nedir acaba onların iktidarına karşı İnönü muhalefeti vardı ve bu durumada karşı devrim diyorlardı ne dersiniz demirefe... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 İmkanım olsa Atatürk'ün eşi Latife hanımın çarşaflı resmini koyardım kartel gazetecilerine inat.Sonrada bu yazıyı yazan gazetecinin patronunun kızını Cumhurbaşkanı veya Başbakan olması için çaba sarfederdim nede olsa çağdaş ve Atatürkçü... Latife hanım yeri geldiginde çarşafsizda halkin karsisina cikmasini bilirdi onun icin üzülme sonra çarşaf belli dönem bazi yörelerde geleneksel giysi olmustur kullanma amaci kafayi çarşaf´i gömmek degil bir manto seklinde kullanilmistir. Cikarilmasi gerekli yerde osmanli döneminde olsun cumhuriyet döneminde olsun üzerinden cikarmistir.. kisacasi bir bayan kendisini saklamak icin kullanmamistir.. bugün saklayanlar varsa onlarin bizim cumhuriyetimizin kara çarşaf´iyla alakasi yoktur hem seklen hem kullanma anlayışıyla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Askeri güç ile darbe yapabilenler,darbe yapmadan o ateşi söndüremezler miydi? Kolu kesilen hasta da bir ilaç bulunup kolunun kurtarılmasının bir yolu olduğu düşüncesinden kurtulamaz. Kim bilir, belki de gerçekten yeterince uğraşılmamıştır... 12 Eylül öncesi çok kritik bir dönemdir. O dönemi buradan yargılamamız çok zor. Herkes değişik anlatıyor. Ancak bugün kesin olan, zırt pırt ikide bir darbeden medet umulamayacağı. Bu, ikide bir yüzünü gerdirmeden burnunu kaldırtmadan duramayan estetik hastası kişi sendromu gibi olur. Darbeden medet umma işine artık bir son verilmesi gerek. Bunun en iyi Orgeneral Başbuğ farkında. Tüm toplum kesimlerinin duyarlı olması, sorumluluğu birilerine yıkma döneminin, "Cafer yine yapacağını yaptı, koş çabuk" diye bağırma işinin bitmesi, fakat Cafer'in de artık büyüyüp bir şeyleri tutabilir hale gelmesi gereken kritik bir dönemeçteyiz... Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Acil çözüm önerim yok. Fakat karamsar olmayın. Geçen süre içinde kabul etmek gerekir ki Atatürkçüler yattı, karşıtları harıl harıl çalıştı. Atatürk'ün mirası yiye yiye bitti, hazıra dağ dayanmaz. Yatma dönemi bitti, nasılsa ordu var, höt deyiverdi mi dağılırlar dönemi bitti. Bu işlerin orduya güvenip yatmayla olmayacağını anlamak yeter... Orduya da gına geldi, ikide bir cafer yine yapacağını yaptı, koş yetiş, yeter artık... İyisi mi çember sakal uzatmaya başlayalım biz Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Latife hanım yeri geldiginde çarşafsizda halkin karsisina cikmasini bilirdi onun icin üzülme sonra çarşaf belli dönem geleneksel giysi olmustur kullanma amaci kafayi çarşaf´i gömmek degil bir manto seklinde kullanilmistir cikarilmasi gerekli yerde üzerinden cikarmistir kisacasi bir bayan kendisini saklamak icin kullanmamistir.. bugün saklayanlar varsa onlarin bizim cumhuriyetimizin kara çarşaf´iyla alakasi yoktur hem seklen hem kullanma anlayışıyla O düşünce senin sui zannın üstelik bu Cumhuriyet senin tapulu malın değil Türkiye Cumhurunun ortak değeri birde elbise üzerinden İnsanlara nizam vermeye kalkmak artık modası geçmiş bir düşünce şekli bak baykal Çarşaflılara rozet takıyor ve tek parti dönemi artık yok diyor ne dersin... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Kolu kesilen hasta da bir ilaç bulunup kolunun kurtarılmasının bir yolu olduğu düşüncesinden kurtulamaz. Kim bilir, belki de gerçekten yeterince uğraşılmamıştır... 12 Eylül öncesi çok kritik bir dönemdir. O dönemi buradan yargılamamız çok zor. Herkes değişik anlatıyor. Ancak bugün kesin olan, zırt pırt ikide bir darbeden medet umulamayacağı. Bu, ikide bir yüzünü gerdirmeden burnunu kaldırtmadan duramayan estetik hastası kişi sendromu gibi olur. Darbeden medet umma işine artık bir son verilmesi gerek. Bunun en iyi Orgeneral Başbuğ farkında. Tüm toplum kesimlerinin duyarlı olması, sorumluluğu birilerine yıkma döneminin, "Cafer yine yapacağını yaptı, koş çabuk" diye bağırma işinin bitmesi gereken kritik bir dönemeçteyiz... "demirefe" mesleğiniz ne 12 Eylül'ü tabi ki bu dönemin şartlarına göre değerlendiremeyiz.Tarih,esasında tarafsızlığı kendi döneminde yakalar.Yalnız burada şunu unutmamalıyız; -Tarih,yaşanacak yaşanmışlardır,yani tekrardır. -Tartıştığımız tarih de yakın tarih. Tekrardan ibaret olan tarih,bizde maalesef tam bir fiyasko.1960 darbesi...darbe öncesi hesaplar aynı,sonuç ortada...12 Eylül darbesi...yine aynı darbe öncesi hesaplar ve yine aynı sonuç...tek fark;1960 darbesi ile gelen Anayasada ki hak ve özgürlükler,12 Eylül ile daha bir kısıtlanmıştır...tarih,tekrar...bilindik sonuçlar. Yakın tarih,olaylar hala hafızalarda...Evren,eleştirilecek tek kişi değil muhakkak.Siyasi arenada ki çıkmazlarda işin diğer yönü. Yalnız,değerli forumdaşım... 12 Eylül öncesi kana bulanan bir ülke var,öncesinde güvenlik açısından büyük zaaflar var.Güvenlik şeridine takılı kalmışlar,darbe ile o şeridi nasıl aştı. Sizce,darbe yapmak mı basittir yoksa güvenliği sağlamak mı? Bu arada,Evren'in meclisteki konuşmalarını da unutmayalım...darbeye çağrı! Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 O düşünce senin sui zannın üstelik bu Cumhuriyet senin tapulu malın değil Türkiye Cumhurunun ortak değeri birde elbise üzerinden İnsanlara nizam vermeye kalkmak artık modası geçmiş bir düşünce şekli bak baykal Çarşaflılara rozet takıyor ve tek parti dönemi artık yok diyor ne dersin... Sayin sarıgöl' bakin ben neyi izahat etmeye calistim? bak Latife hanım yeri geldiginde çarşafsizda halkin karsisina cikmasini bilirdi onun icin üzülme sonra çarşaf belli dönem bazi yörelerde geleneksel giysi olmustur kullanma amaci kafayi çarşaf´i gömmek degil bir manto seklinde kullanilmistir. Cikarilmasi gerekli yerde osmanli döneminde olsun cumhuriyet döneminde olsun üzerinden cikarmistir.. kisacasi bir bayan kendisini saklamak icin kullanmamistir.. bugün saklayanlar varsa onlarin bizim cumhuriyetimizin kara çarşaf´iyla alakasi yoktur hem seklen hem kullanma anlayışıyla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Menderes ve Celal Bayar hakkındaki düşünceniz nedir acaba onların iktidarına karşı İnönü muhalefeti vardı ve bu durumada karşı devrim diyorlardı ne dersiniz demirefe... Karışık işler... Bunlara girersek çıkamayız. Celal Bayar vatansever, mert adamdı. Menderes de kibar, beyefendi bir adamdı. Niye o hatalara düştüler bilmem. Çok ama çok aşırı bir kutuplaşma dönemi, kayıp yıllar... Yazık... Ben okuduğumda üzülüyorum, o dönemi yaşamış yaşlılardan dinlediğimde yazık diyorum. İnsanlar mezarlıklarını bile ayırmışlar, CHP li ile DP li yan yana gömülmek istemiyormuş. Çok yazık... Muhalefet Garp tarruzu, Cenup taarruzuna kalkıyor, iktidar vatan cephesi açıyormuş. Bunlar duymaktan bile üzüntü duyulacak derin ayrımlar. Ne yazık yaşanmış... Bu yaralar hala kapanmış değil. İdamları Cumhuriyetin en vahim hatası olarak gördüğümü de söyledim daha önce... Bu ülke biraz da bu çelişkilere mahkum bir coğrafya... Bir ezanın Türkçe mi Arapça mı okunacağı dünyanın en büyük sorunu haline gelmiş, kıran kırana bir mücadeleye dönüşmüş bir mesele! Bugün tamam yani Arapça okunsun hadi, global bir şey olsun madem olmuşken diyoruz ama, bu bile "yok ya? Sulu yerinden tarla mı bağışlıyorsun?" diye algılanacak, biliyorum. Hele o dönem bu algılar çok daha şiddetliymiş. Bu coğrafya çelişkiler coğrafyası, ben onu bilir onu söylerim... Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne? Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine: Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; .......... Lafa bakma, adam doğru söylüyor aslında... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 kimler mi istiyordu? mesela ordu,mesela siyasiler,mesela kendini anlamaktan yoksun ******. en son darbe 12 Eylül'de olmadı,yakın tarihte ki gece yarısı muhtıraları da var ayrıca ABD,o ayrı bir şarkının nakaratı...iyi çocuklardık,iyi çocuklardı. Sinifta kaldiniz bilemediniz.. sonra muhtıraları ihtilallari gec onlar sana baris getirmistir! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Sinifta kaldiniz bilemediniz.. sonra muhtıraları ihtilallari gec onlar sana baris getirmistir! Doğru cevabı alabilir miyim?Barış mı getirmiş bana,benden habersiz şu muhtıralar....vay be ayrıca,ben çok çalışkan bir öğrenciyim.hehe buda işin esprisi Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 son gunlerde yasanan ve bulunan cephanelikler bana 1978 maras olaylarini hatirlatiyor, oradada ordudan calinan silahlarla alevi katliyami yapildi ve eger bugun belki o cephanelikler bulunmasaydi yeni bir maras olayi daha yasayacaktik unutmayin maras olaylarinin ardindanda darbe oldu.. Ama halen bazilari isim benzerligi yuzunden Neymis orgutun ismi Ergenekonmus degistirilsin ozaman sadece teror orgutu olsun ozaman tutumunuz degisecekmi haa birileri cikip yine yok TSKya karalama propogandasi yapiyormus kardesim TSKyi senin savunmana gerek yok cunku TSKnin senin savunmana ihtiyaci yok onlar kendileri zaten cok guzel savunuyorlar kendilerini ayrica.. Kimse bir kurumu yada kurulusa camur atmiyor sadece suclu breyler eger sucu var ise yargi onunde yargilaniyorlar bununda amaci nedir suclu sucsuz oldugunu ispat etmek icindir .. Ama malesef bazilari breylestiremedigi icin hemen olaylarin icine kurumlari katmakla hakli olduklarini savunmakta insanlar hata yaparlar ama hatalarinida odemek zorundalar.. saygilar Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2009 Doğru cevabı alabilir miyim?Barış mı getirmiş bana,benden habersiz şu muhtıralar....vay be Doğru cevabı kendime sakliyorum onu kimseye kullandirtmam Sevgiyle kal. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.