Misafir Evren. Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Selam. Dostlar. Hayat sizce sadece bu dünya hayatında yaşadıklarımızmıdır.? Bu dünyada yaşayacağız öleceğiz, ve bir daha diriltilmeyeceğiz diye düşünenlerimiz çoktur. Oysa yaşadığımız hayatta gözlemlemekteyizki, Ölen canlı tekrar yaşama dönmektedir, Bu rabbimizin bizlere misal olsun diye gösterdiği açık ayetlerinden başka bir şey değildir. Bir ağacı düşünün, ağaç yeşeriyor, olgunlaşıyor, meyve veriyor, ihtiyarlıyor, ama yinede görevi bitmiyor, Kuruyan ağacı kesiyoruz, çoğumuzun evinde, mobilya, masa sandelye, oluyor. kitab oluyor, Defter oluyor, kağıt oluyor. hiç işe yaramaz dediklerimiz bile, odun oluyor, sobada yakıyoruz bizi ısıtıyor. Bir ağaç için bu böyle, Diğer bitkiye örnek, buğday, toprakta yeşeriyor, boy salıyor olgulaşıyor, biçiyoruz, buğdayını alıp, değirmende öğütüp, un yapıyoruz, Ekmek olup önümüze, Baklava olup ağzımıza geliyor. Düşünen insanlar için bunda ibretler yokmu sizce.? Gelelim insana. Doğuyor,büyüyor, olgunlaşıyor,evleniyor, insanlığa faydalı işler yapıyor Ölüyor. Veya insanlığı felakete götürecek işler yapıp Ölüyor . Evet hayat sadece bundanmi ibaret.? Allaha ve Ahiret gününe iman edenler için hayat sadece bundan ibaret değil elbet, Dünya hayatıyla misallendirilerek bizlere sunulan birda ahiret hayatı var. Allah öğüt alsınlar, ibret alsınlar diye.tüm bunlarla yetinmemiş, bizlere, iyi ve yararlı işler yapalım diye kitab göndermiştir, Dünyada yapılan kötülüklere engel olalım diye, hayra ve iyiliğe çağıralım diye. Ama maalesef, kötülüğü yayanların çıkarlarına ters gelmiştir, bu çağrı bu uyarı. Ondan dolayı terör estirmişler, dünyayı kan gölüne çevirmişler, hayra yönelik eylemler yapanları, teröristlikle itham etmişledir,Dünyayı kana bulayan insanların çoğu bu tip insanlardır. Bunların çoğu ahiret hayatına inanmamaktadır, ahiret hayatı bunlar için bir kabustan başka bir şey değildir. Ama sanı yüce rabbimiz, son vahyinde, bunları bile göz ardı etmemiş, Gereken öğütleri vermiştir. Buyrun o verilmiş olan öğütleri birlikte okuyalım . [023.032] [E0] Onların içinde de kendilerinden bir Resul gönderdik şöyle ki: Allaha ıbadet edin ondan başka bir tanrınız yok, artık korunmaz mısınız? [023.033] [E1] Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip ahirete ulaşmayı yalanlayan kavminden o kodaman güruh ise şöyle dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor. [023.034] [E1] Şayet sizin gibi bir insana itaat ederseniz, muhakkak ki, siz o takdirde kesinlikle hüsrandasınızdır. [023.035] [E0] Siz öldüğünüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğunuz vakıt muhakkak çıkarılacaksınız diye mi va'dediyor? [023.036] [E0] Heyhât o va'dolunduğunuz şey ne kadar uzak [023.037] [E1] O, dünyadaki hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve yaşarız; fakat tekrar diriltilecek değiliz. Demelerine rağmen o toplum yinde Allah yoktur dememişler. [023.038] [E1] O, sadece Allah hakkında bir yalanı uyduran bir adamdır; biz ona inanacak değiliz.» Evet Allaha inanıyorlar, fakat Allahın kendileri gibi bir beşeri elçi göndereceğine inanmıyorlar, çünkü ancak kendileri gibi bir beşer ancak kendilerinden olana örnek olabilir. , Bir insan meleği örnek alamaz, mazereti hazırdır, o melek ben insanım nasıl örnek alabilirim der, Hattaa meleklerin dahi elçinin elçiliğine, şahitlik etmeleri durumunda bile, yine başka mazeretler beyan ederler. [017.089] [E1] Andolsun ki Biz bu Kur'an'da dillere destan olacak her manadan türlü türlü anlattık; ifadeler yaptık yine insanların çoğu gavurlukta ısrar ettiler; [017.090] [E1] Ve dediler: Biz sana asla inanmayız, ta ki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın, [017.091] [E1] veya hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçen olsun da aralarında şarıl şarıl çaylar akıtasın, [017.092] [E2] «Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin.» [017.093] [E1] veyahut altından bir evin olsun ya da gökyüzüne çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız; ta ki bize okuyacağımız bir mektup indiresin!» De ki: «Rabbimin şanı yücedir, ben sadece beşer olan bir peygamberim.» Ayetler böyle diyor, şimdikilerin çoğu ise, Ne Allaha inanıyor nede gönderdiği elçilere, nede, gönderdiği kitablara, pekiyi o inanmayanlar, daha neyi bekliyorlar. kıyametin kopmasınımı.? [047.018] [E1] Artık onlar, yalnızca o Kıyametin kendilerine ansızın gelivermesine bakıyorlar. Çünkü işte onun alametleri geldi. Fakat o başlarına geldiğinde anlamaları kendilerine ne fayda verir? selam ve dua ile. Evren. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Oysa yaşadığımız hayatta gözlemlemekteyizki,Ölen canlı tekrar yaşama dönmektedir, Bu rabbimizin bizlere misal olsun diye gösterdiği açık ayetlerinden başka bir şey değildir. Nerede gözlemledin? Nereden biliyorsun? Yoksa sadece bir inanç mı? Ölümden sonrasının olduğuna dair bir hayal? Kuruyan ağacı kesiyoruz, çoğumuzun evinde, mobilya, masa sandelye, oluyor.kitab oluyor, Defter oluyor, kağıt oluyor. hiç işe yaramaz dediklerimiz bile, odun oluyor, sobada yakıyoruz bizi ısıtıyor. Evet, en azından bir ağaç kadar işe yaramak lazım öldüğümüzde.... Peki bunu nasıl yapacağız? Geride bıraktıklarımızla, ürettiklerimizle... Ölümden korkmayın, hayal kurmayın derim... Bizden sonrakiler için bir şeyler yapalım derim... Alıntı
Φ Sinek Vale Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Sadece bu dünyada yaşadıklarımız mı? Pardon ama yaşayabilcemiz başka bi dünya daha mı vardı? Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Selam.Dostlar. Hayat sizce sadece bu dünya hayatında yaşadıklarımızmıdır.? Bu dünyada yaşayacağız öleceğiz, ve bir daha diriltilmeyeceğiz diye düşünenlerimiz çoktur. . . . selam ve dua ile. Evren. Hayat bir müslüman için diğer dünya korkusundan ibarettir. Bunun için ne yapar; Allah'ın "varlığına" ve "bir'liği"ne, Allah'ın meleklerine, Allah'ın kitaplarına, Allah'ın peygamberlerine iman eder. Diğer dünya işlerinin içinde en önemlisi iman etmesidir. İman etmezse kendisini eksik hisseder çünkü bu iman meselesi onun beynine kazınmıştır. İman eder yalan söyler, iman eder takiye yapar, iman eder hak yer, iman eder... eder de eder. Ha!, iman etmeyenler yalan söylemez mi, takiye yapmaz mı, hak yemez mi... onlar da bunları yapar, bal gibi yapar. Ancak arada bir fark var: İman edenler, iman ettikleri Allah'a ve kendilerine dürüst değildirler. Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Ölümden sonra bir yaşam varsa bile bu, Kuran'daki gibi değildir diye düşünüyorum. Allah öğüt alsınlar, ibret alsınlar diye.tüm bunlarla yetinmemiş, bizlere,iyi ve yararlı işler yapalım diye kitab göndermiştir, Hayır, sadece kendisine ve resulune inanalım diye kitap yollamış. (') Aslında kitap falan yollamamış, birileri çıkarları için öyleymiş gibi göstermiş. Bunların çoğu ahiret hayatına inanmamaktadır, ahiret hayatı bunlar için bir kabustan başka bir şey değildir. Hatırlarsanız canlı bombanın birisi, cennetteki hurileri düşünerek eylem yapmıştı. pekiyi o inanmayanlar,daha neyi bekliyorlar. kıyametin kopmasınımı.? Hayır, artık insanlarin uyanmasını, kutsal olduğu sanılan kitapların da tarihe gömülmelerini... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Ölümden sonra bir yaşam varsa bile bu, Kuran'daki gibi değildir diye düşünüyorum. Hayır, sadece kendisine ve resulune inanalım diye kitap yollamış. (') Aslında kitap falan yollamamış, birileri çıkarları için öyleymiş gibi göstermiş. Hatırlarsanız canlı bombanın birisi, cennetteki hurileri düşünerek eylem yapmıştı. Hayır, artık insanlarin uyanmasını, kutsal olduğu sanılan kitapların da tarihe gömülmelerini... [002.212] [E1] İnkarcılara dünya hayatı bezendi de iman edenlerle eğleniyorlar. Oysa korunan o müminler, kıyamet günü onların üstündedirler. Allah, dilediğine hesapsız nimetler verir. [012.107] [DI] Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramalarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmesinden güvende midirler? [016.025] [E1] Şunun için ki kıyamet gününde kendi günahlarım tamamen yüklendikten başka, bilgisizlikleri yüzünden saptırdıkları kimselerin günahlarından bir kısmım da yükleneceklerdir. Bak, ne fena yük yükleniyorlar! [018.105] [FK] Bunlar, Rabb'lerinin ayetlerini ve O'nun huzuruna çıkaracaklarını inkâr edenlerdir. Bu yüzden onların iyi işleri geçersiz olmuştur. Kıyamet günü onların yaptıkları işleri tartıya almayız, kendilerine değer vermeyiz. [019.075] [E1] De ki: «Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va'dolundukları şeyi, ya azabı yada Kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bitecekler. [019.076] [E1] Hidayeti kabul edenlere ise, Allah daha çok hidayet verir. Kalıcı olan iyi ve yararlı işler Rabbinin katında hem sevap bakımından hem de sonuç bakımından daha hayırlıdır. Alıntı
Φ Sinek Vale Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Ölümden sonra bir yaşam varsa bile bu, Kuran'daki gibi değildir diye düşünüyorum. Halkalıyıldız bu öyle bi işlenmiş ki bilincimize yinede ihtimal mi veriyoruz acaba bu yüzden? Çok klasik olcak ama öteki dünyaya gidipte dönenmi var? Öteki dünya inancı ölüm korkusunun ilkel bi tasviri sadece. İlah denilen şeyde bilinçaltımızdaki zayıf insanlığımızın korkularının, şefkatinin, umudunun bi uzantısı. Eğer çok küçükken babalarımızın ve annelerimizin otoritesini kıskanmasaydık, buna rağmende kabullenmek gibi bir şey yapmasaydık, alışmasaydık bu otoriteye, babamız ve annemiz kadar güçlü olduğumuzda bir ilaha ihtiyaç duymazdık. O zaman beynimize çakılan ilahı çok kolay reddedebilirdik. Belki aile bağları zayıf insanlar daha şanslıdır bu açıdan kim bilir. Otoriteye alışkanlık olmayınca, davranışlarınızı bir ilahın yönlendirmesinede ihtiyacınız olmuyor. Yeterince akıllıysanız, yeterince güçlüyseniz kendinizi idare edebiliyosunuz. Deneyin, görürsünüz. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Halkalıyıldız bu öyle bi işlenmiş ki bilincimize yinede ihtimal mi veriyoruz acaba bu yüzden? Çok klasik olcak ama öteki dünyaya gidipte dönenmi var? Öteki dünya inancı ölüm korkusunun ilkel bi tasviri sadece. İlah denilen şeyde bilinçaltımızdaki zayıf insanlığımızın korkularının, şefkatinin, umudunun bi uzantısı. Eğer çok küçükken babalarımızın ve annelerimizin otoritesini kıskanmasaydık, buna rağmende kabullenmek gibi bir şey yapmasaydık, alışmasaydık bu otoriteye, babamız ve annemiz kadar güçlü olduğumuzda bir ilaha ihtiyaç duymazdık. O zaman beynimize çakılan ilahı çok kolay reddedebilirdik. Belki aile bağları zayıf insanlar daha şanslıdır bu açıdan kim bilir. Otoriteye alışkanlık olmayınca, davranışlarınızı bir ilahın yönlendirmesinede ihtiyacınız olmuyor. Yeterince akıllıysanız, yeterince güçlüyseniz kendinizi idare edebiliyosunuz. Deneyin, görürsünüz. [002.133] [E1] Yoksa ölüm Yakub'a geldiği vakit siz de orada mıydınız. O oğullarına: «Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?» dediği vakit onlar: «Senin Allah'ına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan İlah'a ibadet ederiz, biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.» dediler. [002.170] [E1] Onlara: «Allah'ın indirdiğine uyun.» denildiğinde, «Hayır, atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.» dediler. Ya ataları birşeye akıl erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler? [005.104] [E1] Bunlara: «Gelin Allah'ın indirdiği hükümlere ve peygambere.» denildiği zaman: «Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter!» derler. Ya ataları birşey bilmeyen ve doğru yolda bulunmayan kimseler idiyseler de mi? [006.091] [E1] Allah insana hiçbir şey indirmemiştir. demekle, Allah'ı gereği gibi tanıyamadılar. De ki: «Musa'nın insanlara bir nur ve hidayet olmak üzere getirdiği Kitab'ı kim indirdi? -Ki siz onu parça parça kağıtlar haline getiriyor ve bunları ortaya atıyorsunuz ama bir çoğunu gizliyorsunuz.- Bununla beraber şimdi size -ne sizin, ne atalarınızın- bilmediği hakikatler öğretilmekte. (Onlara cevaben): «Allah.» de, sonra bırak onları daldıkları batakta oynayıp dursunlar. [006.148] [E0] Müşrik olanlar diyecekler ki: Allah dilese idi ne biz müşrik olurduk ne atalarımız, ne de bir şey haram kılabilirdik, bunlardan evvelkiler de böyle tekzib etmişlerdi, nihayet azâbımızı tattılar, hiç de, ilim denecek bir şey'iniz varmı ki bize çıkarasınız? Siz sırf bir zann ardından gidiyorsunuz ve siz ancak atıyorsunuz [007.028] [E1] Onlar bir edepsizlik yaptıkları zaman da: «Atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti.» derler. De ki: «Allah, edepsizliği emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?» [007.070] [E1] Sen bize yalnız Allah'a tapalım ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi korkuttuğun o azabı başımıza getir de görelim! dediler. [011.062] [DI] «Ey Salih! Sen bundan önce, aramızda kendisinden iyilik beklenir bir kimseydin; şimdi babalarımızın taptıklarına bizi tapmaktan men mi ediyorsun? Doğrusu bizi çağırdığın şeyden şüphe ve endişedeyiz» dediler. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 [011.062] [DI] «Ey Salih! Sen bundan önce, aramızda kendisinden iyilik beklenir bir kimseydin; şimdi babalarımızın taptıklarına bizi tapmaktan men mi ediyorsun? Doğrusu bizi çağırdığın şeyden şüphe ve endişedeyiz» dediler. Eee? İsteren hepsini yapıştır buraya ha? Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 [018.105] [FK] Bunlar, Rabb'lerinin ayetlerini ve O'nun huzuruna çıkaracaklarını inkâr edenlerdir. Bu yüzden onların iyi işleri geçersiz olmuştur. Kıyamet günü onların yaptıkları işleri tartıya almayız, kendilerine değer vermeyiz. Bakın, gördünüz mü? Ayetlere inanmayalar, "dünyanın en iyi insanı bile olsalar" yaptıkları iyilikler nasıl da boşa gidiyor! Demek ki amaç, iyiye yönlendirmek veya bizim iyi insan olmamız değil. Sadece bu kitaba inanmamız. Neden acaba? Bir de bunu düşünün! Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Selam.Dostlar. Hayat sizce sadece bu dünya hayatında yaşadıklarımızmıdır.? evet Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 evet Böyle şeyler "pat" diye de söylenmez ki, birz alıştırmak lazım Saygılar... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Bakın, gördünüz mü? Ayetlere inanmayalar, "dünyanın en iyi insanı bile olsalar" yaptıkları iyilikler nasıl da boşa gidiyor! Demek ki amaç, iyiye yönlendirmek veya bizim iyi insan olmamız değil. Sadece bu kitaba inanmamız. Neden acaba? Bir de bunu düşünün! Vallah artik bu mantikla, Usama Bin Ladin cennete gidecek ve Rahibe Teresa Cehenneme gidecek! Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Vallah artik bu mantikla, Usama Bin Ladin cennete gidecek ve Rahibe Teresa Cehenneme gidecek! selam. süheyla. Ne terasayı nede üsameyi tanıyorum, şahsen corcbushlada tanışmadım. Allahın ayetlerine bakıyorum, insanların ismi kullanılarak, ülkeler işgal ediliyor, kanlar dökülüyor. kan dökenler masum, kanı dökülenler, terörist olarak aadediliyor, ondan dolayı, ne usameyi, ne terasayı, nede busch u düşünecek durumdayım. kuranda ne yazıyor bak. [017.013] [DI] Her insanın boynuna işlediklerini dolarız ve kıyamet günü açılmış bulacağı Kitap'ı önüne çıkarırız. [017.014] [DI] «Kitabını oku, bugün, hesap görücü olarak sen kendine yetersin.» Herkes ahirette onunde dunyada iken islemis oldugu amelleri belirten kitabi bulacak. [083.001] [E2] Eksik ölçüp tartanların vay haline! [083.002] [E1] Onlar ki, insanlar üzerinden kendilerine ölçtüklerinde tam basarlar. [083.003] [E2] Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar. [083.004] [E1] Onlar, tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? [083.005] [E1] O büyük gün için. [083.006] [DI] O gün insanlar Alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar. [083.007] [iK] Doğrusu kötülerin kitabı, muhakkak Siccin'dedir. [083.008] [E0] Bildinmi siccîn nedir? [083.009] [DI] O, yazılmış bir kitaptır. [083.010] [DI] Yalanlayanların o gün vay haline! [083.011] [DI] Onlar, kıyamet gününü yalanlamış olanlardır. [083.012] [DV] Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar. [083.013] [E2] Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, «eskilerin masalları» der. [083.014] [E1] Hayır, hayır! Onların kazançları kalplerinin üzerine pas bağlamıştır! [083.015] [E1] Hayır, hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır. [083.016] [DI] Sonra onlar, şüphesiz, cehenneme gireceklerdir. [083.017] [E1] Sonra da onlara: «İşte bu, sizin yalanlayıp durduğunuz!» denilecek. [083.018] [DV] Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyûn'dadır. [083.019] [E1] Bildin mi nedir İlliyyun? [083.020] [sY] İlliyyûn: müminlerin yaptıkları işlerin kaydedildiği defterdir. [083.021] [E1] Yakın melekler ona şahit olurlar. [083.022] [E2] Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir. [083.023] [DV] Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. [083.024] [E2] Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. [083.025] [FK] Onlara mühür!ü saf bir içecekten içirilir. [083.026] [sY] Hitamı misktir, içildiğinde sonu mis gibi kokar. İşte yarışacaklarsa insanlar, bu cennet devletine konmak için yarışsınlar! Bu ayetleri neden yazdim, çünkü benim anlatmak istediklerimi, zaaten rabbim anlatıyor, Ayetler açık ve anlaşılır iken, tercümeside varken, neden insanların çoğu, inanmazda alay eder.? Çünkü ahiretteki geleceklerinden korkmaktadırlar. Bu dünyada her türlü zulmü işkenceyi insanlara reva görenler, ahirette, hiç bir hesap görülmeyeceğinimi sanıyorlar. her kim yaparsa yapsin, dünyada yapılmış olan hiç bir zulüm ahirette karşılıksız kalmayacak. Her zulüm yapan karşılığını görecek. Ondan dolayı zülmedenlerin çoğu ahirete inanmaz. zülmettiğinden ahireti düşünmek daahı istemez. ama onların ahireti düşünmek dahi istememeleri, gerçekten hiç bir şeyi eksiltmez, ahirette, azab başlarına gelince, yokmu bizi burdan çıkaracak diye, onların feryadını duyan melekler söyle diyecek. [074.042] [TK] «Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?» [074.043] [FK] Cehennemlikler derler ki; «Biz namaz kılanlardan değildik. [074.044] [sY] «Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik.» [074.045] [DI] «Batıla dalanlarla biz de dalardık.» [074.046] [E1] ve hesap gününe yalan derdik, [074.047] [DI] «Ölüm bize o haldeyken geldi.» [074.048] [DI] Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez. [074.049] [DI] Öyleyken, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çeviriyorlar? Evet herşey ortada, dileyen rabbine giden bir yol tutsun, fakat Allah dilemedikçe, bizim dilek ve temenniylerimiz hiç bir anlam ifade etmiyor, öyle işe, Allahın bizlere salih ameller işlememizi nasip etmesini dileyelim, ve Allahında dilemesi için yine Allaha yalvaralım. Bu dünyada, hayra, iylige, barışa öncülük edenlerden olalım. zülme sömürüye, insanlık onuruna, yapılan her türlü saldırıya, gelin birlikte karşı koyalım. Dil din, ırk ayırımı gözetmeksizin, tüm insanlık için hayırlarda yarışalım. Allaha inanmayanların inanmaması beni hicmi hiç ilgilendirmiyor. O kendi sorunları, yukarda saydığım ortak değerler için insanlık için gayret göstermeye, her halde ateist olduğunu söyleyenlerde bir şey diyecek değildir. en azından öyle ümit ve temenni ediyorum. selam ve dua ile. Evren. Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Selam. Dostlar. Hayat sizce sadece bu dünya hayatında yaşadıklarımızmıdır.? Duygu, his, düşünce, akıl ...vs deki sonsuzluk sonsuz bir hayatı yaşayacağımıza işaret ediyor. Sonlu bir dünyada sonsuzluğa sahip olan duygu, his, düşünce, akıl ...vs nin verilmesi sadece bu dünyada yaşayacağım halde bu kadar zengin donatılmam hem gereksiz hem ihtiyaç fazlası hem israf olurdu. Allah israf etmez. Hiç mümkünmüdür ki israfı yasaklayan israf etsin. Bir kişi hayatını hiç bir şey öğrenmeyerek geçirsin ve bir kişide tüm ilim dallarıyla ilgilensin ve istediği alanlarda da ihtisas yapsın.Sonra bu iki kişi de ölüp yok olsun. Sonuç aynı olacaksa bu kadar intizam içinde bir kainata gerek olmazdı. Birisi istediği gibi tahrip etsin. O tahrip edenin tahrip ettiklerini onlarca kişi tahribin bilmem kaç katı zamanda yeniden onarsın ve bu onun yanına kâr kalsın. Hiç adaletli değil. Madem dünyada adalet insanlara bırakılmış elbette insanda kusurludur. Öyle ise kusursuz her şeyden münezzeh yaratıcı elbette herkese hakkını verecektir. Haksızlıkta hak arayanın vay haline! Bu dünyada yaşayacağız öleceğiz, ve bir daha diriltilmeyeceğiz diye düşünenlerimiz çoktur. Hz. İsa'nın mucizeleri dahi yeterli bir nedendir. Tabiatı sonbahar da öldüren ve sonra ilkbaharda dirilten bunu her yıl yaparak hatırlatma yapan Allaha şükürler olsun. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Tabiatı sonbahar da öldüren ve sonra ilkbaharda dirilten bunu her yıl yaparak hatırlatma yapan Allaha şükürler olsun. Tabiat zaten sobaharda biter, sebebide havanın tabiat üzerinde baskı kurmasıdır, ama bunu her bitki için söyleyemeyiz, bazı bitkiler tabiata karşı kendini geliştirmiştir, örneğin karda açan kar çiçeği ! bunlar bilimsel olarak açıklanmış şeyler. Allah'la ilgili herhangi bir delili yoktur ! Duygu, his, düşünce, akıl ...vs deki sonsuzluk sonsuz bir hayatı yaşayacağımıza işaret ediyor. Ama gerçekler, sonsuz bir hayatı yaşayamayacığımızı işaret ediyor, hatta kanıtlıyor ! saygılar Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Bu dünyada, hayra, iylige, barışa öncülük edenlerden olalım.zülme sömürüye, insanlık onuruna, yapılan her türlü saldırıya, gelin birlikte karşı koyalım. Dil din, ırk ayırımı gözetmeksizin, tüm insanlık için hayırlarda yarışalım. Bu sözlere katılmamak mümkün mü? Zaten amacımız bu. Ama maalesef, ben bunların tümünü yapıyor olsam bile, amellerim boşa gidecek! Neden, çünkü kitaba inanmıyorum. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Duygu, his, düşünce, akıl ...vs deki sonsuzluk sonsuz bir hayatı yaşayacağımıza işaret ediyor. Öyle bir işaret yok, bu korkudan kaynaklanan bir psikoloji. Sonlu bir dünyada sonsuzluğa sahip olan duygu, his, düşünce, akıl ...vs nin verilmesi sadece bu dünyada yaşayacağım halde bu kadar zengin donatılmam hem gereksiz hem ihtiyaç fazlası hem israf olurdu. Seni bu şekilde donatan tabiatın kendisi. Kendiliğinden ve tesadüfen değil. Milyonlarca yılın birkimi. Allah israf etmez. Hiç mümkünmüdür ki israfı yasaklayan israf etsin. Bilemiyorum. Bu bir kabulün kabulünün kabulü. Bir kişi hayatını hiç bir şey öğrenmeyerek geçirsin ve bir kişide tüm ilim dallarıyla ilgilensin ve istediği alanlarda da ihtisas yapsın.Sonra bu iki kişi de ölüp yok olsun. Sonuç aynı olacaksa bu kadar intizam içinde bir kainata gerek olmazdı. Sonuç aynı olmaz. Bİrisi boş yaşamıoştır ve öyle hatırlanır. Diğerinin adı ise ölümsüzleşir. Birisi istediği gibi tahrip etsin. O tahrip edenin tahrip ettiklerini onlarca kişi tahribin bilmem kaç katı zamanda yeniden onarsın ve bu onun yanına kâr kalsın. Hiç adaletli değil. Adalet olsaydı Allah adaletini gösterirdi. Diğer dünyaya gerek yok.ç Hemen şimdi. Neden birileri eziyet çekerek dierleri huzur içinde iman ediyor? Neden birileri eziyet içinde diğerleri huzur içinde imansızlık yapıyor? Madem dünyada adalet insanlara bırakılmış elbette insanda kusurludur. Öyle ise kusursuz her şeyden münezzeh yaratıcı elbette herkese hakkını verecektir. Haksızlıkta hak arayanın vay haline! Bu da bir avuntudur. Korkuyla gelen hayaller üzerine kurulu bir avuntu. Hz. İsa'nın mucizeleri dahi yeterli bir nedendir. Doğru olduğunu nereden biliyorsun? Tabiatı sonbahar da öldüren ve sonra ilkbaharda dirilten bunu her yıl yaparak hatırlatma yapan Allaha şükürler olsun. Daha tabiatı anlamamışsınız ki... Bırakın bilimi. Tarafsıza katılıyorum... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Bu sözlere katılmamak mümkün mü? Zaten amacımız bu. Ama maalesef, ben bunların tümünü yapıyor olsam bile, amellerim boşa gidecek! Neden, çünkü kitaba inanmıyorum. Sanki kitaba inandığını söyleyenlerin ama gereğini yerine getirmeyenlerin işledileri boşa gitmeyecekmi.? insanlar saadece inandım demekle kurtula bileceklerinimi sanıyorlar, veya senin inandığın kitaba ben inanmıyorum demekle.? oysa kitaba inansın yada inanmasın, ahirette her insana hayata geçirdikleri kitab halinde sunulacak, oku kitabını denecek. Bizler ileride bir mazeretimiz olmasın diye rabbım şimdiden haber veriyor, ondan iyi ve doğru kim haber verebilir.? [007.168] [DI] Biz onları yeryüzünde iyiler ve aşağılıklar olarak bölük bölük ayırdık; iyiliğe dönerler diye onları güzellikler ve kötülüklerle sınadık. [007.169] [E1] Derken, arkalarından Kitab'ı (Tevrat'ı) miras alan bozuk bir nesil bunların yerine geçti. Onlar şu alçak dünya malını alırlar, bir de: «Biz nasıl olsa bağışlanacağız!» derler. Karşı taraftan da kendilerine öyle birşey gelse, onu da alırlar. Allah'a karşı yalnız hakkı söyleyeceklerine dair kendilerinden Kitapta söz alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri durmadan okumadılar mı? Halbuki ahiret yurdu Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır; hala akıllanmayacak mısınız? [007.170] [E0] Kitâba sarılanlar ve namazı ikame etmekte bulunanlar ise o muhsinlerin ecrini biz hiç bir zaman zayi' etmeyiz Demekki, sadece kitaba inandığını söylemek yeterli olmuyor,kitaba sarılmak, yani içerisindekileri hayatımızda uygulamak gerekiyor,ki ahirette, kitabını oku dendiği zaman, hayatımız da yaşadığımız kitab, ahirette okuyacağımız kitaba uygunluk göstersin. Öz bir ifade ile. inanmak ve yaşamak, neye inanmak. ahirette kitabımızı okuyacağımıza inanmak, iyide ben dünyada iken senin kitabına inanmıyordum, dolayısıyla, benim okuyacak bir kitabım yok diyemeyeceğiz. çünkü, bu dünyadaki yaşantımız kitab halinde bize sunulacak. Iyi gunler ve geceler. 'halkalıyıldız' Evren. Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Öyle bir işaret yok, bu korkudan kaynaklanan bir psikoloji. Korku damarı insanın hayatını devam ettirmesi için verilmiştir. Başına gelebilecek tehlikelere karşı tedbiri elden bırakmaması için. Yoksa korkunun fazlası islam dinince uygun değildir. İslama göre her şey dengede olmalı; islama göre insan korku ve ümit arasında dengede olmalı. Ne günah işledik diye merhametli Allah'a tevbe etmekten ümidi keseriz ne de sevap işledik diye onu ballandıra ballandıra anlata anlata yok olmasına sebep oluruz. Seni bu şekilde donatan tabiatın kendisi. Kendiliğinden ve tesadüfen değil. Milyonlarca yılın birkimi. Tabiatın aklı var yani olaya müdahele ediyor...Kendiliğinden olmuyor o bakımdan ... Tabiatı donatan kim / ne ? Tabiatı donatan yüce mevlaya şükürler olsun ki herşeyde onun imzası var çünkü aynı türün her birinin ayırt edilebilmesi için hepsinde bir farklılık var. Bu ince hesabı uygulayan Allaha şükürler olsun. Sonuç aynı olmaz. Bİrisi boş yaşamıoştır ve öyle hatırlanır. Diğerinin adı ise ölümsüzleşir. Adından ziyade yaptıklarına , düşüncelerine değer verilir. Adı; düşüncelerinin, yaptıklarının imzası olabilir ancak. Bu durum böyle gelir gider sonuç kısır döngü olur yani öyle mi ?... Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır, olacak ve olmalı. Adalet olsaydı Allah adaletini gösterirdi. Diğer dünyaya gerek yok.ç Hemen şimdi. Neden birileri eziyet çekerek dierleri huzur içinde iman ediyor? Neden birileri eziyet içinde diğerleri huzur içinde imansızlık yapıyor? Allah adaletini gösterdi bakanlar iyi görür. Kuranda yazıyor bak gör. (Kavimlerin helakı) Kavimlerin helak edilme sebepleri ve helak ediliş şekilleri kuranda yazıyor. Şimdi tüm o helak edilme sebepleri hepsi birden işleniyor. Bu demektir ki Kıyamet günün azabı tüm helak ediliş şekillerinden üstün olacak ve Kıyamet günü haktır. Tüm helak edilme sebeplerinin birleşimi elbet tüm helak ediliş şekillerinden üstün bir azabı gerektirir ve olacak ve olmalı ki adalet yerini bulsun. Kişinin imanı ne ölçüde büyükse başına gelen musibetler de o ölçüde büyüktür. Doğru orantı vardır. Allah; imanı yüksek olan kulunun günahlarına kefaret olsun diye başını bir musibetten diğerine daldıra daldıra kulunun hayatı musibetten kurtulmaz. Sadece imanı yüksek olan kuluna değil derecesini arttırmak istediği kulunu da buna tabi tutar. Çünkü sabır üç türlüdür : - Hastalık ve musibetlere karşı sabır, günahlara karşı direnmede sabır ve ibadet üzere ısrarda sabır. Bu da bir avuntudur. Korkuyla gelen hayaller üzerine kurulu bir avuntu. Korkuyla gelen hayal değil mükemmel düzeni sağlayan Allah'ın mükemmel bir şekilde herkese yaptıklarının karşılığını vereceği en büyük hesaplaşma yeri olan Mahkeme-i Kübradır. Doğru olduğunu nereden biliyorsun? İslamda derinleşmiş, derinlemesine analiz yeteneği yapabilecek düzeye gelmiş hayatında hiç yalan söylememiş ne olursa olsun daima doğru yoldan ayrılmamaya dikkat etmiş insanlar; ilk yalanı söyleyen ve yalan üzerine ihtisas yapan şeytana uyup yalan söylemezler. Daha tabiatı anlamamışsınız ki... Bırakın bilimi. Tarafsıza katılıyorum... Dışlamak farklıdır, işin doğrusunu anlatmak farklıdır. Hoşgorüden taraftar olup da müspet hareket etmek apayrıdır. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Demekki, sadece kitaba inandığını söylemek yeterli olmuyor,kitaba sarılmak, yani içerisindekileri hayatımızda uygulamak gerekiyor,ki ahirette, kitabını oku dendiği zaman, hayatımız da yaşadığımız kitab, ahirette okuyacağımız kitaba uygunluk göstersin. japonlar ne yapacak ? bir kitapları bile yok, Kur'anada inanmıyorlar ! Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2008 İslamda derinleşmiş, derinlemesine analiz yeteneği yapabilecek düzeye gelmiş hayatında hiç yalan söylememiş ne olursa olsun daima doğru yoldan ayrılmamaya dikkat etmiş insanlar; ilk yalanı söyleyen ve yalan üzerine ihtisas yapan şeytana uyup yalan söylemezler. Muallim-i Ali bu hiç kimse için kabul edilebilir bir cevap olamaz, "onlar yaptıklarından ve güvenilirliliklerinden dolayı yalancı olamazlar" demek sadece bir inançtır, gerçeği yansıtmaz. Hayatı boyunca doğru olan bir insan bir bakarsınız son anda yalan söylemiş, bunu nerden bilebilirizki ! Dışlamak farklıdır, işin doğrusunu anlatmak farklıdır. İşin doğrusunu anlamak bilimle olur, hayaller doğruyu anlatmaz. saygılar Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 japonlar ne yapacak ? bir kitapları bile yok, Kur'anada inanmıyorlar ! Yazının devamınıda alıntılasaydınız,bu soruyu sormanıza gerek kalmayacaktı, ama siz zahmet etmeyin, halkalı yıldıza verdiğim cevaptan, devamını ben alıntıladim. ==================== Öz bir ifade ile. inanmak ve yaşamak, neye inanmak. ahirette kitabımızı okuyacağımıza inanmak, iyide ben dünyada iken senin kitabına inanmıyordum, dolayısıyla, benim okuyacak bir kitabım yok diyemeyeceğiz. çünkü, bu dünyadaki yaşantımız kitab halinde bize sunulacak. Iyi gunler ve geceler. 'halkalıyıldız' Evren. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 Yazının devamınıda alıntılasaydınız,bu soruyu sormanıza gerek kalmayacaktı,ama siz zahmet etmeyin, halkalı yıldıza verdiğim cevaptan, devamını ben alıntıladim. ==================== Öz bir ifade ile. inanmak ve yaşamak, neye inanmak. ahirette kitabımızı okuyacağımıza inanmak, iyide ben dünyada iken senin kitabına inanmıyordum, dolayısıyla, benim okuyacak bir kitabım yok diyemeyeceğiz. çünkü, bu dünyadaki yaşantımız kitab halinde bize sunulacak. Iyi gunler ve geceler. 'halkalıyıldız' Evren. İyi de, diğer tarafa gittiğiniz zaman Allah size 'ben Kuran diye bir kitap göndermedim, ben insanlar arasında ayırım yapmam, sen ver hele şu senin kibabı da okuyalım' dese ne diyeceksiniz? Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2008 Korku damarı insanın hayatını devam ettirmesi için verilmiştir. Korku, yaşamını devam ettirme kaygısından yaşanır insanlarda. Benim kastettiğim bu korku. Ölüm korkusu, ölüm ile birlikte yok olma korkusu... Kimse kimseye bir şey vermemiştir. Bu bir kabuldür, inanıştır... Yoksa korkunun fazlası islam dinince uygun değildir. Çok korkak olan hayvanlar da islamda caiz değil mi? Tabiatın aklı var yani olaya müdahele ediyor...Kendiliğinden olmuyor o bakımdan ... Elektronlar bir atomun çevresinde akılları sayesinde mi dönüyor? Dünya aklıylamı karar veriyor yörüngesine? Yoksa tüm bunlar fiziğin (maddenin) kurallarına göre mi işler? Şimdi kalkıp bana bu kuralları kim moymuş demeyin. Açın kitabı öğrenin. Biraz da olsa fizik, kimya ve biyoloji okuyun, din kitaplarınızın yanı sıra. Tabiatı donatan kim / ne ? Bir donatanın, harici bir yönetici olduğunu düşünmüyorum. Her şey kendi kuralına göre hareket ediyor. Bir olayın iki sonucu olabilir. Olumlu ya da olumsuz. Arkasından gelişen olaylar da buna göre şekillenir. Tabiatı donatan yüce mevlaya şükürler olsun ki herşeyde onun imzası var Ne imzası? Ben göremedim bir imza ya da mühür... Siz her şeyi ona toruyorsunuz, başka bir şey değil. Hep siyorum ya bu bir inanç ve kabul meselesi. Paşa gönüller bilir... çünkü aynı türün her birinin ayırt edilebilmesi için hepsinde bir farklılık var. Bu ince hesabı uygulayan Allaha şükürler olsun. Bu ince hesabı uygulayan ortam şartları ve olayların olumulu/olumsuz gelişmesidir. Biraz yansız düşünürseniz görürsünüz. Göremiyorsanız somutlaştırırız ama ne fayda? Allah adaletini gösterdi bakanlar iyi görür. Kuranda yazıyor bak gör. (Kavimlerin helakı) Bunun kanıtı nerede? Sadece orada mı kaldı adalet? Sonrası? Kavimlerin helak edilme sebepleri ve helak ediliş şekilleri kuranda yazıyor. Bu hiç bir şeyi göstermez. Üzgünüm. Bu demektir ki Kıyamet günün azabı tüm helak ediliş şekillerinden üstün olacak ve Kıyamet günü haktır. Tüm helak edilme sebeplerinin birleşimi elbet tüm helak ediliş şekillerinden üstün bir azabı gerektirir ve olacak ve olmalı ki adalet yerini bulsun. Bu bir hayaldir, kabuldür ve inançtır. Kişinin imanı ne ölçüde büyükse başına gelen musibetler de o ölçüde büyüktür. Doğru orantı vardır. Valahi bu tam bir uydurmaca. Öyle örnekler gösteririm ki ters orantı uygulamak zorunda kalırsın. Hatta bazan limite başvurmak zorunda kalırsın... - Hastalık ve musibetlere karşı sabır, günahlara karşı direnmede sabır ve ibadet üzere ısrarda sabır. Sabır Allah sabır. Uyumaya devam... İslamda derinleşmiş, derinlemesine analiz yeteneği yapabilecek düzeye gelmiş hayatında hiç yalan söylememiş ne olursa olsun daima doğru yoldan ayrılmamaya dikkat etmiş insanlar; ilk yalanı söyleyen ve yalan üzerine ihtisas yapan şeytana uyup yalan söylemezler. Söyleyebilirler Dışlamak farklıdır, işin doğrusunu anlatmak farklıdır. Hoşgorüden taraftar olup da müspet hareket etmek apayrıdır. Doğruyu anlatmak için saatlerimi verirken bu internet başında, anlamak istemeyen, insanları olmadık hayallerle uyutmaya çalışan insanları her zaman dışlamak istemişimdir ama yine de ahlakım bunu yapmaya izin vermemiştir. Sabırla yazarım, yazarım, tartışırım... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.