Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Diyelim ki güçlü bir ülkesiniz.

 

İşler tıkırında, sistem oturmuş, paranız var silah üretiminiz süper.

Ama monoton giderse işler bozulabilir. Eh artık; geleceği garantiye almak lazım.

Gücünüzü kullanarak güç toplamanız lazım.

Bu arada gözünüze batan bir (x) ülke var. Coğrafyası iyi, yer altı kaynakları pek iyi.

Ama pek gelişmemiş, pek de kullanılmamış. O ülkenin etinden sütünden faydalanmak ve biraz da kesim yapmak lazım.

Ne yapmalı ne etmeli???

O ülkeyi bir çökertmeli???

 

Bir ülkeyi çökertmek için ne yapılır?

Örneğin, o ülkenin etnik topluluk hareketlerini bulursunuz. Sonra gerginlik yaratabilecek açıklarını ararsınız.

Sonra o toplulukların içinde paraya ihtiyacı olan birilerini bulup, onlara para verirsiniz ve tatlı tatlı stratejiler öğretip bozguncular yaratırsınız.

Ve hakikaten bozarlar. Çünkü meslekleri bu olmuştur artık.

Toplum gücü bölünmeye başlar.

 

İnançları üstüne yatırım yaparsınız ve garip fikirler yaratırsınız; Yani Din sömürüsü.

Yeniliklerin inançları bozduğunu kabul ettirirsiniz. Kapalı toplum olmanın sevap olduğunu işlersiniz.

Radikal cahiller inançları kendine doğru esnetmeye başlar. Çarpıklıklar başlar.

Sanatın şeytan işi olduğunu beyinlere kazırsınız. Kutuplaşmalar başlar.

Bozguncunun hoşuna gider çünkü mesleğinde başarılıdır. Güç odakları onu sevmektedir artık.

Eh bide tartışma ortamları yaratırsınız.

Tartışmalar çatışmalara dönüverir.

 

Yine para verip, savaşlarını ve liderlerini araştırırsınız. Azınlık haklarına oynamaya başlarsınız.

Azınlıklar artık garip şeyler istemeye başlarlar. Devletin iyi niyeti, artık suçu haline gelmeye başlar.

Güçlü ülkeler onu azarlamaya başlar.

Savaş liderleri ile Dini liderler karşılaştırılmaya başlanır. Saf tutmalar ve cepheler artar. Devlet mi Din mi, laik mi ?

Kaos burada da başlar

Güç bölünmeye devam edecektir.

 

Demokrasi adı altında bozguncuları ülke yönetimine sokarsınız, kanunların yönü değişmeye başlar.

Bir takım stratejik kurumları kontrol etmeye başlarsınız,

Medya kontrolü, finans kontrolü, haberleşme kontrolü..

Eh artık geriye fazla bişey kalmadı.

Her an başlangıcı yapıp istediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz.

Bunun için sadece bir kıvılcım beklersiniz ki haklı olasınız ve avucunuza alasınız.

Kıvılcım = Mesela 11eylül 2001 filan gibi.

 

Bunlar için 20-30 yıl süre ve bir miktar para yeterlidir.

Sadece oyunun kurallarını iyi bileceksiniz ve görev aktarımını iyi yapacaksınız.

O kadar kolay ki.

 

Sonuç olarak;

Boşta duran paranı kullandın..

İstihdamı kullandın..

Silahlarını eritmeye başladın..

Alemde forsunda artmaya başladı..

Güçlüler sınıfında daha güçlüsün artık..

 

Peki bu senaryo size ne anlatıyor?

Yararlı bilgi veren bir hikayeyi mi?

Yoksa içinde bulunduğumuz durumu mu?

 

Gündemimize bir bakın;

Ermeni soykırımı..

Yunan politikası, Kıbrıs Rum ve Türk sorunu...

Kürt - Türk çatışması ...

Meclisteki ve yerel yönetimdeki PKK lılar...

Asker - Hükümet çatışması...

Cumhurbaşkanlığı adayı kim?...

Yabancıların arsa alımı ve finans kontrolü...

Atatürkçü - İslamcı çatışması...

İrtica...

Din adamlarının cahilliği ve suskunluğu...

 

Kürtçüler...

Ermeniciler...

Milliyetçiler...

Cumhuriyetçiler...

Muhammedciler...

Atatürkçüler...

Demokratlar...

Ciler, cular, dernekler vs.

 

Aramızdaki bozguncuların başarıları yüzünden bu kadar kutuplaşma yaşıyoruz.

Herkes kendi tarafının iyi oldu-ğunu savunup sömürüsünü yapıyor

ve bir türlü dengeyi tutturamıyoruz.

 

5-6 asır önce Fatih'in orduları Konstantinopol'e girdiklerinde, Bizanslı din adamları melekler sağ omuz damı?, sol omuz damı? bulunur diye tartışıyorlarmış.

Şimdi bizim din adamlarımız* da kaşık sol ellemi sağ ellemi tutulur diye tartışıyorlar.

Din adamlarımız saçma sapan şeyleri tartışacaklarına ülke menfaatini gözeten, ahlaklı ve medeni bir dünya insanı nasıl olmalı diye tartışsalar ya.

Nerdeee. Hıristiyanlar Pazar günü kiliseye gittiğinde kutsal oluyorlar, biz cumaya gitmeyi espri konusu haline getiriyoruz.

Birde Cumaya gittiğimizde şu ayak kokusu olmasa.

Halbuki din adamlarımızın ne kadar büyük gücü var yüce insanımız üzerinde, ah bilseler.

Diyanete giden paralar, hep cebimizden çıkıyor. Keşke din adamlarımız, ahlaksız insanların birazcık akıllanmalarını sağlamak için çalışsalar ya.

 

Bu tartışmalar bu bölünmeler sadece bizi geriye götürüyor. Güçsüz bir ülkenin sonu nereye varabilir? Avrupa Birliğimi alacak sizi? Yok yaa!!

Avrupa, gücü dağılmış bir ülkeyi alırmı? O kadar salakmı?

Vize verirken bile dalga geçiyorlar artık!!! Amerikamı kollayacak?

Siz problemli bir komşu istermisiniz? Tabi ki tek bir istekleri var; önce bölmek, sonra sömürmek.

Şu anda bizi Irak haline getirmeye çalışıyorlar, bunu artık hepimiz biliyoruz..

Tek bir çaremiz var; GÜÇLÜ OLMAK.

Neyin ülke menfaatine yararlı olduğunu iyi hesaplamak zorundayız.

 

Arkadaşlar, Yaşadığınız toprağın, yediğiniz ekmeğin ve akıtılan kanlarımızın hakkını verin.

Aranızda ki bozguncuların işlerini yapmalarına fırsat vermeyin.

Birbirimizle çatışmamız sadece büyük güçlerin işine yarar.

Bozgunculuğunuz soyunuzu kırar.

Yolsuzluk ve rüşvet cebimizi kurutur.

Özellikle devlette çalışan yöneticiler; Elinizi vicdanınıza koyun; Aldığınız maaş cebimizden çıkan paradır. işinizi yapın ve doğru yapın.

Elinizi vicdanınıza koyun ve;

Bozgunculara izin vermeyin.

Rüşvete izin vermeyin.

Yolsuzluk yapılmasına izin vermeyin.

 

Yaklaşık 200 yıldır sürekli çalkantılı (Atatürk dönemi dışında) bir tarihimiz oldu.

Hep batıya döndük ama hep bizi kullandılar. Artık doğunun kuvveti de bastırıyor, doğuya mı dönücez.

Tek bir çaremiz var;

Gücü toplanmış, tek nefes bir ülke!...

Eğitimli medeni dünya insanları..

Sanatın ve sporun (televolesiz) geliştiği bir toplum....

 

Ben ülkeme inandığım için bunu yaptım size gönderdim.

Sizde ülkenizin en küçük gücü olarak bugün bir şey yapın ve bunu herkese gönderin.

Kendinizi iyi hissedeceksiniz.

Gönderi tarihi:
Diyelim ki güçlü bir ülkesiniz.

 

İşler tıkırında, sistem oturmuş, paranız var silah üretiminiz süper.

Ama monoton giderse işler bozulabilir. Eh artık; geleceği garantiye almak lazım.

Gücünüzü kullanarak güç toplamanız lazım.

Bu arada gözünüze batan bir (x) ülke var. Coğrafyası iyi, yer altı kaynakları pek iyi.

Ama pek gelişmemiş, pek de kullanılmamış. O ülkenin etinden sütünden faydalanmak ve biraz da kesim yapmak lazım.

Ne yapmalı ne etmeli???

O ülkeyi bir çökertmeli???

.

.

.

 

Arkadaşlar, Yaşadığınız toprağın, yediğiniz ekmeğin ve akıtılan kanlarımızın hakkını verin.

Aranızda ki bozguncuların işlerini yapmalarına fırsat vermeyin.

Birbirimizle çatışmamız sadece büyük güçlerin işine yarar.

Bozgunculuğunuz soyunuzu kırar.

Yolsuzluk ve rüşvet cebimizi kurutur.

Özellikle devlette çalışan yöneticiler; Elinizi vicdanınıza koyun; Aldığınız maaş cebimizden çıkan paradır. işinizi yapın ve doğru yapın.

Elinizi vicdanınıza koyun ve;

Bozgunculara izin vermeyin.

Rüşvete izin vermeyin.

Yolsuzluk yapılmasına izin vermeyin.

 

Yaklaşık 200 yıldır sürekli çalkantılı (Atatürk dönemi dışında) bir tarihimiz oldu.

Hep batıya döndük ama hep bizi kullandılar. Artık doğunun kuvveti de bastırıyor, doğuya mı dönücez.Tek bir çaremiz var;

Gücü toplanmış, tek nefes bir ülke!...

Eğitimli medeni dünya insanları..

Sanatın ve sporun (televolesiz) geliştiği bir toplum....

 

Ben ülkeme inandığım için bunu yaptım size gönderdim.

Sizde ülkenizin en küçük gücü olarak bugün bir şey yapın ve bunu herkese gönderin.

Kendinizi iyi hissedeceksiniz.

 

Koyuya aldığım yerlere dikkat lütfen...

 

Koyu yerleri üç bölüme ayırıyorum(altı çizili, italik ve normal):

 

Altı çizili/ koyu bölge:

 

Bunları herkes söyler durur; ben de çok rahat söyleyebilirim dış etkileri...

 

Amaa; o kendine bakma olayı var ya, işte o her babayiğidin harcı olmadığı gibi kolay da değildir...

 

Eğer siz bir grup insanı hatta iki üç grup insanı yasaklı konumuna sokar, onları fişler;değerlerini aşağı bulup kendinizde eritmek isterseniz ben de gitsem şu halimle ikna ederim onları bozgunculuğa...

 

Eğer siz "din"i tipik pozitivist bir anlayışla ele alır ve kendi hayali "ulusal ahlakınıza" çok köklü ve güçlü bir dini feda etmek isterseniz; ben bile şu halimle insanları "karşı-harekete" sevkedebilirim...

 

İtalik/ koyu bölge:

 

200 senelik çalkantıya sırf resmi anlayışa uymak için ancak "çok yüce" bir biçimde gerçekleşebilecek bir düzen biçerseniz ne sosyoloji kalır ne de tarih; o zaman biz nasıl bir zeminde yükseleceğiz ki hala sloganlarla yaşanıyor...

 

Normal/ koyu bölge:

 

Türkiye Cumhuriyeti batı modelinin yolunda kurulmuştur zaten; bu batıdan kasıt yön olarak batı değildir ki doğu dediklerimiz de bir şekilde batılılık ya da batıcılık taşımaktadır...

 

 

Genel:

 

Özünde iyi dilek taşıyan bir yazı, haklıdır da Türkiye'nin düzene kavuşması açısından. Ama her zamanki hatalar tekrarlandığından dolayı içi doldurulabilir olmaktan uzaklaşıyor...

 

Benim teklifim daha sade olacak:

 

Türkiye'de yaşıyorsak yaşadığımız yeri yaşanır hale getirmek için gerçeğin peşine düşelim artık...

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Koyuya aldığım yerlere dikkat lütfen...

 

Koyu yerleri üç bölüme ayırıyorum(altı çizili, italik ve normal):

 

.

.

.

Benim teklifim daha sade olacak:

 

Türkiye'de yaşıyorsak yaşadığımız yeri yaşanır hale getirmek için gerçeğin peşine düşelim artık...

 

Arkadasim yazdiklarinla tabiki icini biraz doldurmani beklerdim ,bakiyorum yazdiklarinin icini ben nasil biraz daha nasi doldurabilirim! o zaman degisik daha etkili yapmaya calisalim?

 

Tarihin hiçbir döneminde dışarıdan otoriter bir devletin gelipte başka bir devlete özgürlük getirdiği görülmemiştir.,, öyle degilmi

 

Bush'un Yardımcısı Dick Cheney'den Tarihi İtiraf: Savaşımız İslam'la ,,öyle degilmi

 

sonracima Bush: Irak'a saldırmayı Tanrı emretti,demedimi ,,insan düsünmeden edemiyor f.gülenle bush,un Tanrisi birmi! İkisinin de maksadı ülkelere özgürlük götürmekmi biri Irak a biri Türkiyeye?

 

sunu demek istiyorum ülkemizde bu kadar acik yani basimizda yasanan ve ayni seneryo ülkemizde vede komsularimizda uygulamaya konulmasi calisilan bu seneryoyu daha alkislayan ne oldugunu ne bittigini bilmeyen Halkimiz var yazarimiz var hocamiz var mafyamiz var ückagitcimiz var

 

 

Yıl 1923..İlk Meclis..

 

Atatürk Cumhuriyet'in ilkelerini uzun uzun anlatıyor.

Meclis' teki ulemadan, yani din bilginlerinden biri

oturduğu yerden "Laikliğin ne manaya geldiğini bir

türlü anlamadım" diye müdahale edince.

Gazi Mustafa Kemal yumruğunu kürsüye

vurarak yanıt verir.. "Adam olmak demektir,

hocam.. Adam olmak!..."...........birak icimizdekileri iste Adam olamayan Avrupa,dahi artik kendi aynasindan korkar olmustur bu aynaki onlarin cagdasliginin,da önündedir...

 

bugün bakiyoruz ,,ortacag karanligindan kurtulan ülkelere ,o karanligin etrafinda daha ölüm danslari yapiyorlar ,,korktuklari kemalistler kadar adam olamamislar! ülkemizde cagdasligin yolundan giden halkimiza takdiklari ad kemalizimde o korkaklarin ürünüdür..

 

Çağının daima ilerisinde olan Atatürk'ün düşünceleri bu korkaklarin en büyük korkusudur cünkü bu düsünce gün gelecek cezayirdeki katliamin hesabini soracak gün gelecek Irakdaki katliamin gün gelecek icimizdeki en ufak olayin hesabini dahi soracaktir!!!

iste bu nedenle kemalizim yani Atatürk'ün düşünceleri, Dünya ve Türk toplumunun sürekli güncel konusudur.... Atatürk'ün düşünceleri,onun yolundan gitmek militan düsünce yaratmaz.. o ülkenin birligini, halkin birligini ,ülke bütünlügünü disari karsi halk harekatini yaratir!

bugün bununda ispati dis güclerin kemalist diyerek bugün icimizde militan genclik yaratamamistir cünkü militanlar emperyalistler tarafindan yönlendirilen bir hazir güctür...

 

Atatürk'ün düşünceleri,onun yolundan gitmek militan düsünce yaratmaz.. o ülkenin birligini, halkin birligini ,ülke bütünlügünü disari karsi halk harekatini yaratir! bunu tekrarliyorum onun icin gün Atamizin düşünceleri etrafinda birlesme günüdür... Gücü toplanmış, tek nefes bir ülke!... böyle yaratilir böyle yaratilir diye düsünüyorum militanlikdan uzak!

 

 

Efendi Türkler

Gönderi tarihi:

En son Amerika ziyaretini yüksek düzeyde,1996 tarihinde Süleyman Demirel Cumhurbaskani olarak yapti,Morrison Süleyman denmesinin tabiiki bir hikmeti vardi,Simdi AKP nin Cumhurbaskani Amerika'ya bir ziyaret gerceklestirdi.Önce büyük sef Tayyib Erdogan simdi ise Abdullah Gül yeni icazetler almak icin Amerikadadir.Sayin EFendi Türkler'in yazisini okudum ve gercekten düsündüm,bizi 50 yildir Atatürk istedi yalanlari ile Batiya kullandiranlari hala taniyamamis olmamizin ne aci birse oldugunu.Hz.Isa'ya atfen söylenen bir söz vardir,"Bir yanaginiza vurana öbür yanaginizi cevirin"diye.Bize 50 yildir vura vura aklimizi basimiza getremedilerse artik sirada öbür yanagimiz kalmis demektir.Iste AKP nin Cumhurbaskanida sevgili Bush'una bunu söylemeye gitti.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Geçen iletimde alıntıdan dolayı biraz anaşılmazlık var bunun için özür dilerim okurlardan...

 

Tekrar özetleyecek olursam üç husus mevcuttu:

 

1) Önce kendini sorgulayabilmek...

 

2) Daha gerçekçi olabilmek...

 

3) Batının yolunda modernizasyonun Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde yatması...

 

Şimdi sayın Efendi Türkler; içini doldurmaktan kasıt somut çözümdür; ama gördüğüm üzere somut çözüm bir yana çözüm-sorun iç içe geçmiş burada...

 

Yanlış anlaşılmadan açayım hemen:

 

Bakınız;

 

Batı toplumu Cumhuriyet kadrosunca eleştirilebilir, batı devletleri eleştirilebilir ama batılı bir yolda modern toplum olmak kesinlikle bu insanlardan ayrılamaz...

 

Türkiye Cumhuriyeti kurucu kadrosu, kuruluş felsefesi, meydana getirdiği kurum ve değerler; hedeflediği toplum yapısı, kültürü bellidir...

 

Amerikayı yeniden keşfedecek değilim, değilsiniz...

 

Yüz batıya çevrilmiştir zaten temelde...

 

Bugün Türkiye'nin sorunu ise batıyı da geçmişten gelen medeniyetini de yaşayamaması ve doğal olarak kimlik bunalımında olmasıdır...

 

Saygılar...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Geçen iletimde alıntıdan dolayı biraz anaşılmazlık var bunun için özür dilerim okurlardan...

 

Tekrar özetleyecek olursam üç husus mevcuttu:

 

1) Önce kendini sorgulayabilmek...

 

2) Daha gerçekçi olabilmek...

 

3) Batının yolunda modernizasyonun Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde yatması...

 

Şimdi sayın Efendi Türkler; içini doldurmaktan kasıt somut çözümdür; ama gördüğüm üzere somut çözüm bir yana çözüm-sorun iç içe geçmiş burada...

 

Yanlış anlaşılmadan açayım hemen:

 

Bakınız;

 

Batı toplumu Cumhuriyet kadrosunca eleştirilebilir, batı devletleri eleştirilebilir ama batılı bir yolda modern toplum olmak kesinlikle bu insanlardan ayrılamaz...

 

Türkiye Cumhuriyeti kurucu kadrosu, kuruluş felsefesi, meydana getirdiği kurum ve değerler; hedeflediği toplum yapısı, kültürü bellidir...

 

Amerikayı yeniden keşfedecek değilim, değilsiniz...

 

Yüz batıya çevrilmiştir zaten temelde...

 

Bugün Türkiye'nin sorunu ise batıyı da geçmişten gelen medeniyetini de yaşayamaması ve doğal olarak kimlik bunalımında olmasıdır...

 

Saygılar...

 

:zorro:

 

Arkadasim anladigim kadariyla yüzümüz batida zaten dönmüsüz böyle kalmali diyorsun! kisaca cevaplarsak kalsin kalmasinda sakinca yok sonra bir ülkenin baska ülkelerle birlikteligi o ülkenin dogasini kaybedecek anlaminada gelmez ,,gelmesine gelmez...

 

yani aslinda Türkiye nin dünya üzerindeki belli baslı pakt lara üye olmasının aslında derin bir sakıncası yoktur. bu arada hic demiyorum! Mesele, ortak olmak ile ait olmak arasındaki ince cizgiyi iyi görmektir.. yani ortakligi illahin evlilige cevirmeye calismanin anlami yok? bu ortaklikdan cocuk beklemeye benzer

 

Fransa, İngiltere ve Almanya, AB nin kurucu ülkeleridir. Hatta temel kanunların kabülunce cok büyük etkileride olmustur. Ancak, hala AB nin ic ictiatlarını kabul etmeyip, ,,dış islerde AB üyesiyim,, tavrındadırlar.

 

Yani, temelde sorun bir gurubun üyesi olmakta degil, o gurubun yaptırımlarına ,,hayır,, diyebilecek basirette olmamasidir.

 

Doguya döndük! veya Batiya olmadi kendimize döndük Burada önemli olan, dış baskılara neden olamaycak kadar derin ve kararlı idare ve sosyal hukuk devleti olmaktır! iste bu önemli arkadasim... yoksa yüzün nereye dönmüs önemli degildir sonunda heryer ayni kabak tadini verir

ama bizler ne yapiyoruz bizler bunu basarmadan biz hala aksini yapıyor, öteki bagımlılıklarımıza yenilerini eklemege devam ederek, AB'ye üye olmaga çalışıyoruz... iste hatalarin büyügü!!! sirf bunlar cesaretle iceri dalmaya calismakla olmuyor

 

O halde asil cesaretle üzerinde durmamiz gereken vede sorunu halletmenin asıl temeli Kürtçüler...Ermeniciler...Milliyetçiler...mezepciler...Muhammedciler,Adnancilar,

Tarikatcilar,,,tekkeciler,Demokratlar...-Dinci-laik-Türk-kürt-Devşirme-milliyetçi-Dış sermaye-iç sermaye-Şehirli-Varoş, cular, dernekler vs... Dikkat edin hepside çizgide giden ve heran patlamaya hazır bombalar!!!! iste bu saplantilardan uzaklasip ,,gün Atamizin düşünceleri etrafinda birlesme günüdür gün tek nefes devletimizin degerli kurumlari etrafinda birlesme günüdür...

 

Hükümetin milli olması ve devlet içindeki devşirmelerin itlafı;...Bölgede söz sahibi bir ülke olma adına ciddi dış siyaset yapılması; yani sivil halk olarak Hükümetin bu topraklar icin daha fazla calismasini saglamak buda halkimizin devsirme derneklere üye olarak degil daha yapici bu ülkenin kurumlarin icinde yer almasiyla olur.. tabii ülkemizde yine diyorum yeterince bunlari göremiyoruz! artik bundan sonra yapalim tarikatlar,cuppalar,tekkelerden uzaklasalim...

 

iste bunlari yapamazsak AB nin bize vereceği tek şey, kölelik ve sömürüdür! ABD nin bize verecegi tek şeyde, bölünmüş ve ic savasa itilmiş bir ülkedir! iste son zamanlarda gelisen olaylar bu noktaya tirmanma gösterirken hatda o noktaya gelmisken Asker bu durumu görüp siyasi olarak karsi taaruza gecmistir...Allahtan saglam kalmis kurumumuz karsi tarafin pek dost davranmadigini görmüstür.. iste birlik icinde bizlerde bunu Askerler kadar bizlerin yani sivillerinde görebilme cesaretimiz önemlidir!! bunlari gören halklarin hakkida zor gaspetilir..

 

Bütün Sosyal ve Ekonomik durumumuz Avrupa standartlarına getirmek hükümetin oldugu kadar sivillerin elindedir sivillerin ülkenin kurumlarin icinde aktif olarak yer almasiyla olur.. sonracima bu kurumlardan biri olan sendikalar,,bu sendikacilari döverekde böyle degerli kurumlar yasatilamaz! yasatamazsan ülke olarak halklarini gaspeterler?bugün ringde perisan olan Akp hükümetinide Asker kurtarmistir askere kelle diyenlerinde kulaklari cinlasin?bu arada

 

 

Efendi Türkler

Gönderi tarihi:

Ne yapalım içine kapalı bir toplum mu olalım başka ülkelerle iletişimi keselim kendi yağımızla mı kavrulalım dünya küreselleşiyorken biz yerimizde mi sayalım. Neden amerika sorusu geliyor ilk akla Amerika her şeyden önce ister istemez sınır komşumuz oldu ıraq sonra dünyada etkin bir güç konumunda hal böyle olunca bakıldığında sadece bizim ülkemiz değil dünyanın bir çok ülkesi amerikayla iletişim kuruyor. hatta amerikayla iletişimi olmayan ülke yok.

 

Amerikayla olan ilişkimiz sankı akp döneminde oluşmuş gibi gösteriyorsunuz. Şu konuda katılıyorum sizlere son dönemde ilişkilerimizde büyük bir artış oldu bunan nedeni yurarıda da belirttiğim gibi komşumuz olması PKK sorunu vb. nedenler....

 

İçine kapanık bir ülke olmaktan her zaman karşı çıktım. Değer ülkelerle ilişkilerimizi güçlendirmek için kendimiz için onlarla görüşmeliyiz.

Gönderi tarihi:

Türkiye'yi yönetenler 1950 itibariyle,degisik nedenler altinda Amerika'nin boyundurugu altina girdiler,Amerika hep bizim aleyhimizde siyaset yapti,bizi hep kullandi,Nato'ya alinisimizin ilk nedeni SSCB ne karsi ileri karakol görevinin yüklenmesiydi,yani bir savas aninda ilk ve en agir darbeyi yiyecek olan bizdik.SSCB dagildiktan sonra Türkiye'nin stratejik konumu artik önemli olmaktan cikmisti.Amerika tek güc olarak dünyaya jandarmalik yapma hevesine düserken ayni zamanda kendine bagli koloniler yaratma hevesine kapildi.Bu anlamda önce Yugoslavya parcalandi.Türkiye'ye atanan Turgut Özal'la baslayan Kürtcü kipirdanislar,AB-ABD güdümünde teröre dönüstü.Amac ikinci bir Yugoslavya yaratmakti.Ama buna Türkiye Cumhuriyetinin ordusu izin vermemekle kalmadi ayni zamanda Kuzey Irak'ta Amerika'nin Celik gücü korumasi altinda bir Kürdistan kurulmasinida engelledi.Bu anlamda sadece 30.000 insanimizi kaybetmekle kalmadik degerli komutan ve subaylarimizada suikastler düzenlendi.Kürt devleti ve Irak'i bölmek icin mücadele eden iki terörist lider Barzani ve Talabani,Amerikanin güdümünde Türk devletinin iktidarlari tarafindan desteklendi.Türk ordusunun amansiz mücadelesi sonucu PKK terörü sifira inmis ve insanlarimiz artik rahat bir nefes almaya baslamisken AKP yönetimi Türkiye'nin basina musallat edildi.Dis güclerin Türkiye'deki uzantilari konumunda olan medya ve sanayi kesimi Amerikanin kendilerine verdigi görev icabi AKP nin basa gelmesine önayak olurken,Cumhuriyet ve Atatürk karsiti tarikat ve asiretler tarafindanda desteklenerek Türkiye'deki demontaji baslattilar.Cumhuriyet tarihinde görülmemis bir kadrolasma basladi Türkiye'de.Tüm Atatürk'cü kaleler teker teker ele gecirilmeye baslandi,Atatürk'cü kalelerin ele gecirilmesi Türkiye'deki sistemin ortadan kaldirilmasi icin bir´olmazsa olmazdi.Türkiye'nin üniter yapisi tartisilmaya acilmistiartik.Federal sistemden bahsediliyordu,bir zamanlar Özal'in federasyon fikri AKP de yeniden sekillenip federal sistem söylentileri baslatildi.Federal sistemle Türkiye Güneydogusunda bir Kürt yönetimin olusmasi düsünülmekteydi.Iste tam bu sirada AKP nin basbakani Erdogan,birkac yil önce söyledigi *Türkiye'de Kürt sorunu yoktur*sözünü unutmus gibi bu sözü*Türkiyede Kürt sorunu vardir*diye degistirdi.Erdogan ben degistim demisti iktidar olurken onun degistigini sözlerinden anlamak cok kolaydi.Türkiyeli kimliginden bhsetmeye basladi,Alt kimlik üst kimlik demeye basladi.iki günde bir ya Amerikada ya Avrupada görüsmelere gidiyor ve her dönüsünde yeni birsey söylüyordu,bunlar normaldi ,cünkü gittigi heryerden icazet alarak dönüyordu Türkiye'ye.

ABD ile BOP anlasmasini yapti.BOP diger adiyla BIP yani büyük Israil projesinin baskanligini Amerika esbaskanliginida Erdogan yüklendi.Irak isgal edildi.Irakta bugüne kadar 3,5 milyon Irakli hayatini kaybetti,10 milyonu askin cocuk yetim kaldi,60-70 bin müslüman kadinin namusu kirletildi.

Afganistan ortada,Pakistan ortada,Amerika'nin BOP-BIP eksenli Iran ve Suriye politikasi ortada.Bunlarin hepsi BOP kapsaminda gelismiyormu?

Erdogan,BOP'un esbaskaniyim demiyormu?

Irak'ta olup bitenler Erdogan Gül ikilisi icin önem tasimiyormu.

Peki Irakta onca kanin dökülmesinde,AKP suclu degilmi.

Kuzey Irakta bize karsi olusan havadan AKP sorumlu degilmi.

Biz teröristte olsa görüsürüz diyenler AKP li degilmi.

2002-2006 yillari arasinda sözde Ermeni soykirimini taniyan ülke sayisinin 1950-2002 arasinda taniyan ülkeler sayisindan hemen hemen üc kat fazla degilmi.

PKK nin silahsiz kolu DTP nin meclise girmesi kimin sayesinde gerceklesti.

Yargiya baski yapilarak terör sucundan yargilanan kadinin milletvekili olabilmesine önyayak olanlar AKP liler degilmi.Hapisteki DEP lileri affettiren AKP degilmi.

Ege politikasi degistirilmelidir diyerek Türk devletinin Ege politikasini tartismaya acan AKP li degilmiydi.

Türk askeri Kibrista isgalcidir diyen, AKP nin ilk disisleri bakani degilmiydi.

Askerimizin basina cuval gecirten iktidar AKP iktidari degilmiydi.

Daha cok yazilacak seyler var ama,anlayana bukadarida yeter diyerek,sunu ilave etmek istiyorum:Türkiye son 5 yilda Türk ulusunun haysiyeti hice sayilarak

Batiya ve Amerikaya kullandirilmistir,Cumhuriyet tarihinde bu ölcüde onursuzlugu AKP disinda hicbir iktidar Türkiye'ye yasatmamistir.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Arkadasim anladigim kadariyla yüzümüz batida zaten dönmüsüz böyle kalmali diyorsun!

..........................................

 

Hayır...

 

Bu ülkenin temelinde yatan bir gerrçeklik vardır ona göre düşünelim ve konuşalım diyorum...

 

Eğer siz geçmişten gelen mirası fazlaca dışlar üstüne yenisini de tam anlamıyla yapamazsanız; kimliğinizi değiştirmek isteyip yeni kimliğiniz olduğunu iddia ettiğinize de bir türlü uyum sağlayamazsanız bunalımdan kurtulmak için önce kimlik edinmek şart olur...

 

Ama bu kimliği edinme yolunda önce gerçekçi olmak gerekir; yoksa sorun olarak görülenle çözüm olarak önerilen biraz fazla bulanık bir tabloda yerini almış olur...

Gönderi tarihi:

şimdi bir kere şu saltanat belasından kurtulmuşuz iyi olmuş, bu saltanat belası üstü kapalı olarak hala sürüyor, birileri koltuklara kuruluyorlar, buna doktorlar da dahil, hastaları hastaneden büyük bir rahatlıkla geri çevirir hale geldiler,

 

başka mesele, insan olmanın memleketi olmaz, amerikayla avrupanın parası var, ama insanlıkları ne seviyede acaba?

 

o kadar zenginler, fakir ülkelerin borçlarını silip yardım etseler ya,

 

hayat yalan dolan, siz kendinize bakın, avrupa mavrupa hikaye, avrupalıların asık yüzlerini mi göreceğiz?

 

bovşer gitsin

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

100 bin nitelikli işsize Norveç umudu doğdu

4988908.jpg

100 bin nitelikli işsize Norveç umudu doğdu

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Norveç ile Türkiye arasında çalışma ve sosyal güvenlik konularındaki ilişkilerin devam etmesi halinde Türkiye’den önemli oranda iş gücünün Norveç’e gitme imkanı olabileceğini bildirdi.

 

Norveç’li bakan, "100 bin nitelikli işçiye ihtiyacımız var" dedi. Bakan Çelik de, "6 ay içinde 100 bin nitelikli işgücünü hazırlayabiliriz" karşılığını verdi.

 

Norveç Çalışma ve Sosyal Kapsama Bakanı Bjarne Hakon Hanssen, ülkesinde birçok işletme sahibinin kendisine, "İhtiyacımız olan işgücünü nereden bulabiliriz" diye sorduklarını belirterek, "Türkiye’de nitelikli işsizler var" diye ekledi. Çelik, konuğuyla bakanlık makamında yaptığı görüşmenin ardından özetle şu açıklamayı yaptı: "Norveç ile Türkiye’deki çalışma hayatı ve sosyal güvenlik konularında değerlendirmelerde bulunduk. İki ülke arasında sosyal güvenlik anlaşması var. Bu anlaşmayla ilgili taleplerimizi ilettik, Sayın Bakan da, konuya sıcak yaklaştı. Fert başına milli geliri 50 bin doların üzerinde ve işsizlik sorunu yaşanmıyor. Buna karşılık nüfusu yaşlanıyor ve iş gücü piyasalarının genç işgücüne ihtiyacı var. Türkiye’de ise yoğun bir iş talebi var. Norveç’in bu iş gücü talebine Türkiye’nin ne şekilde cevap vereceği konusunu konuğumla değerlendirdik."

 

...................................

Gönderi tarihi:

Ülkesinde ise yaramayan yönetimler insanini yurt disina göndererek kendince büyük bir is yapmis gibi,halkin huzuruna cikip*Bakin biz filan ülkeyle anlasma yaptik,size calisma firsati yarattik* derler.Aynen bir zamanlar Demirel'in hadi gidin Almanyada cok is var demesi gibi.Ne kadar acidir ki televizyonlarda yillik gelir bilmem ne kadar dolara cikti bunu biz yaptik diyenler, insanina Norvecte ekmek kapisi müjdesini vermektedir.Türbanla ugrasacaginiza bu insanlara is ve ekmek vermenin yollarini arastirin,yurt disina isci göndermek marifet degildir.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.