Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Melih Cevdet demiştir; "Düşünmek, düşündüğünü söylemekle başlar" diye.

Düşünmekten, yazmaktan korkan özgür olmaz...

Özgür düşünmenin ve yaratmanın ne demek olduğunu anlamak için önce bilgeliğe yelken açmak gerek.

 

Orhan Kemal okumayan biri insanını tanıyamaz, sevemez...

Sabahattin Ali'ye yolu düşmediyse bilgeleşemez...

Anadolu toprağına basıp Nazım okumadıysa kişi ne aydın olur, ne demokrat, ne de tam anlamıyla insan...

Can Yücel gibi ağız dolusu küfür edemiyorsa yaşama direnemez...

 

Nazım Hikmet, Sabahattin Ali,

Cemal Süreya, Can Yücel,

Hasan Hüseyin, Aziz Nesin,

Metin Altıok, Melih Cevdet...

Bunları okumadan olmaz...

 

Sosyalizm; emek demek, alınteri, insan sevgisi, sanat, yaratma, yaşam sevinci... Peki ya diğeri?.

 

Güç odaklarına, iktidarlara yakın olan yazar, baştan yazar olmanın temel ilkesinde vazgeçmiş olur.

Hal böyle olunca soytarıya döner.

 

Soruyorlar sağcıdan yazar, sanatçı olur mu, diye?

Üzgünüm ama olmaz. Olamaz...

Kimi örnekler verilebilir ama o kadar işte...

  • Cevaplar 135
  • Görüntü 28,3b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • ***   Mesajında Asteğmen Kubilay'ın, Menemen'de "menfur bir hadise" sonucu şehit edildiğini belirten Gül, "Asteğmen Kubilay, milletimizin Cumhuriyet'e sahip çıkma kararlılığının müstesna bir s

  • 2000 yılı nüfus tahminlerine göre Irak, 22.7 milyon kişilik bir nüfusa sahiptir. Şimdiki sayı net bilinememekle birlikte 26,7 milyon olarak telaffuz ediliyor.   2000 yılında Türkiye kaç kişidir? 67,

  • *** Geçen günlerde bir okulda kız öğrencilerin servise alınmaması ve yemek verilmemesi olayıyla sarsılan Adana'da bir başka olay Çukurova Elektrik Anonim Şirketi (ÇEAŞ) Anadolu Lis

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Zenne'yi 'Sapıkların Filmi' olarak nitelendiren gazeteye yönetmenleri cevap verdi:

''Asıl sapıklık, yaşam hakkına saygı duymayan, toplumdaki insanları kin ve nefrete sevk eden düşüncelerdir. ''

Gönderi tarihi:
  • Yazar

İYİ HÜKÜMDARLAR HALKIN KARNINI DOYURUR, AKLINI BOŞALTIRLAR...

______________________________________________

Ne var ki Lao Tzu’nun bu öğüdü 2500 yıl önce yazılmıştır.

 

***

BUGÜN...

Dünyanın zenginleri milyonlarla, fakirleri milyarlarla ölçülüyor. Birleşmiş Milletler bir milyar insanın aç olduğunu söylüyor. Bu dünyada, fakirlerden binlerce kat fazla kazanan zengin sınıflar fedakârlık yapmaktan kaçınıyorlarsa, bu ahlak tartışılmalıdır.

 

Düşüncede, bilimde, sanatta, sanayide çağdaş uygarlık düzeyini temsil ettikleri söylenen Batılı toplumlar var. Fakat bu uygar toplumlar baskıcı, hatta yok edici olabiliyor. Bir milyar insanın açlığı onları çok rahatsız etmiyor. En uç teknoloji en uç soygun aracı olabiliyor.

 

Kapitalist sistemin gelişmesi ve bugünkü düzeye ulaşması ile teknolojinin ve özellikle iletişim teknolojisinin akıl almaz hızı, haberleşme, ticari ve finansal işlem etkinliğini olağanüstü arttırmış ve parayı en büyük spekülatif ekonomik araç haline sokmuştur. Elektronik hızlarla uçuşan paralar binlerce insanı elektronik hızlarla soyabiliyor.

 

Öte yandan dünya nüfusu artıyor. Dünyanın fiziksel dengesini bozabilen tek yaratık olan insan için tehlike çanları çalan iklimsel değişiklikler, günün en sıcak konusu. Fakat tüketim robotu olmuş insanlar uyanmıyor.

 

Anlaşılan tüm Dünya hala 2500 yıl önce yazılmış yukarıdaki öğüde uygun idare ediliyor...

 

Saygıyla...

 

Ata Fecob

Gönderi tarihi:
  • Yazar

“Başbakan ortaya bir laf atıyor, ülke sorunları unutuluyor.

Türkiye şimdi de dindar gençliği tartışıyor.

Başbakan da bundan besleniyor. İnsanları bir nevi uyutma projesi olarak bunu kullanıyor”

 

Bugün baktığımızda görüyoruzki; Ülkeler arasında da dindarlık farklı.

"Suudi Arabistan kendi dışındaki ülkeleri dindar kabul etmez.

İran sadece kendini dindar bilir.

Türkiye’ye gelindiği zaman da mezhepler, tarikatlar birbirini dindar kabul etmez.

Hepsi en dindar kendini görür”

 

O halde ne demektir “Dindar geçlik yetiştirmek istiyoruz?”

Başbakan daha önce de “Hem laik hem dindar olunmaz” derken ne demek istemişti?

 

Dindar gençliği neye göre yetiştirilecek?

“Nedir dindarlık?.. MHP’li, BBP’li gençlik dindar değil mi?”

Bu gençlik, hangi okullarda yetişirilip hangi kurslardan geçerse dindar olacak?”

 

Başbakanın “dindar gençlik” derken tam olarak neyi kastediyor?..

Acaba? “Dindar gençlik yetiştirmek demek, AKP’li gençlik yetiştirmek demek mi?”

Gönderi tarihi:
  • Yazar

AKP’nin kronik rahatsızlığı haline gelen “Ergenekon” söylemi tekrar baş gösterdi.

Yazar Paul Auster daha önce Türkiye’de ifade özgürlüğü olmadığını dile getirerek, “O ülkeye gitmem” demişti.

Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, Paul Auster’e “Sen gelsen ne olur gelmesen ne olur” şeklinde cevap verdi.

 

Bu açıklamalardan sonra Taraf gazetesinden Demiray Oral;

“PAUL AUSTER DE ERGENEKON’DAN TUTUKLANACAK MI?..” diye yazdı...

.

Çok geçmeden beklenen oldu.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, Paul Auster’i de ’Ergenekoncu’ ilan etti!

 

İşte gördünüz gibi…

AKP eleştirmeye kalkmak, bırakın Ergenekon’a, sizi ABD’li Neocon’lara kadar götürebilir...

 

Yorumu sizin!..

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Türkiye son 1 haftadır Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin ders kitaplarından kaldırılıp kaldırılmayacağını tartışıyor.

 

 

esh_46047.jpg

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Mitçilerin savcı tarafından sorguya çağrılması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç;

"Şüpheli sıfatıyla KCK içerisinde bu 3 kişi nasıl yer alır, aklımla izah edemiyorum.

Olsa olsa tanıklıklarına başvurulabilecek bir nokta olur diye aklıma geliyor" demiş.

 

Nasrettin Hoca yaşıyor olsaydı Bülent Arınç’a şöyle bir soru sorardı herhalde:

“Genel Kurmay Başkanı’nın terör örgütü kurmak ve yönetmekten içeri tıkılmasını aklınız alıyor da,

üç MİT’çinin şüpheli olarak KCK’dan sorgulanmasını mı aklınız almıyor?”

 

Yakın geçmişte yaşananları göz ardı etmeseydi eğer sayın Arınç; MİT Müşteşarı’nın bile sorgulanabiliyor olmasını ileri demokrasi yolunda atılmış büyük bir adım olarak nitelendirmesi gerekmez miydi?

Hatta bu adımdan ülkesi adına gurur duyması gerekmez miydi?

Yoksa artık yargıya eskisi kadar güvenmiyor mu Sayın Arınç?

 

Bu yaşananlardan, her aklı başında insanının olduğu gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da çıkarması gereken bir ders olmalı herhalde..

"Size bağlı çalışan Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı terörle suçlanıyorsa,

yardımcınız Bülent Arınç’ın aklı alsa da almasa da,

sizin de terörle suçlanmanıza ve tutuklu olarak yargılanmanıza ramak kalmış demektir.(?)

Malumunuz, söz konusu terörse...

Özel yetkili Cemaatçi polislerin ve Savcıların sahip oldukları yetkilerle yapabileceklerinin sınırı yoktur."

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Ortalık toz duman...

 

AKP- Cemaat kavgası gazete manşetlerinde.

Böyle bir günde Zaman gazetesinde Pazar günü bir karikatür çıktı. (12.02.2012)

kral.jpg

 

Yorumu size bırakalım; Zaman gazetesi Başbakan Erdoğan’a ne demek istedi acaba?

Gönderi tarihi:

402660_10150610843118630_596028629_8984514_764401568_n.jpg

 

Biz dindar nesil yetiştireceğiz diyordu Başbakan...

 

Mezun olduğu okulda kendisi gibi yetişen nesillerin neler yaptığını görse ne derdi sizce?

Gönderi tarihi:
  • Yazar

AKP ve yandaş yazarlara bakarsak Türkiye hızla sivilleşen bir ülke!

 

Ama gelin görün ki sivilleşme dediğimiz şey sadece askerin kışlasına dönmesinden ibaret değildir.

Kamu yönetiminin, devletin görevlilerinin de hesap verebilmeleri ile de ilgilidir.

Üniformalı devlet görevlilerinin yerini, üniformasızlar alıyorsa vesayet rejimi de sürüyor demektir.

 

Sivilleşmeyi sadece “rejim üstündeki asker gölgesinin kalkmasından ibaret zannedenler için

Türkiye’nin sivilleştiğini söylemek kolay ve yeterli tabii...

 

Devlet görevlileri işledikleri suçlar ya da kamu hizmetini görürken yaptıkları hatalar nedeniyle,

Hesap vermiyorlarsa, Hesap sorulamıyorsa...

Orada “otoriter bir yönetim var demektir."

Ve "sivil bir demokrasiden de söz edilemez."

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

fft5_mf949889.Jpeg

 

Tokat Milletvekili Orhan Düzgün,

30 Mart 1972 yılında öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlarını, katledişlerinin 40. yılında bir önergeyle gündeme taşıyıp.

 

"Mahir Çayan,

Sinan Kazım Özüdoğru,

Hüdai Arıkan,

Ertan Saruhan,

Saffet Alp,

Sabahattin Kurt,

Nihat Yılmaz,

Ahmet Atasoy,

Cihan Alptekin,

Ömer Ayna"

 

İsimlerinin Bakanlar Kurulunun uygun göreceği bazı kamusal alanlara verilmesi için kanun teklifi vermiş...

 

***

Boşuna kanun teklifi vermiş adı geçen millet vekili...

 

Onların ismini kamusal alana vermeye hiçbir AKP'linin yüreği yetmez!

 

AKP iktidarı, onlar için sadece seçim öncesi sahte gözyaşı döker!

 

Ateist, komünist veya anarşist ve anti emperyalist insanların adını kamusal alanlara verirler mi hiç?

Onların bu duruşu kendi gençlerine kötü örnek oluyor diye isimlerini bile anmak istemezler.

 

Sorun bakalım AKP'ye oy veren % 50'liye,

Mahir ve arkadaşları hakkında Recep Bey'in söylediklerinin haricinde zerre kadar bilgileri var mı?

Arkadaşlarının asılmasını engellemek için İsrail Konsolosunu kaçırdıklarından bir tanesinin ile haberi var mı?

 

AKP oydaşları, İsrail Devleti'ne "one munit" dersen, İsrail'e karşı zafer elde etmiş sayıyorlar.

Oysa Mahir'ler İsrail devletinin konsolosunu öldürdükleri için top yekün katledildiler.

Bunu asla bilmezler.

Onların ismini kamusal alana vermeye hiçbir AKP'linin yüreği yetmez!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.