Misafir YARASA Gönderi tarihi: 17 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2008 Bunları bir seferde anlatmam ve diyalektiğini yapmam mümkün değildir...Hele elektronik posta ile hiç olmaz Mehdi abi, Peki neden burada nefesini tüketip durursun? elektirik ve atmosfer gerek ki; sizi hakikate hikmete ve hüccete nail kılayım... Hangi hakikat? Ve şimdi sıra azabımıza gelmiştir... Bu hakikat mı? Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Pîr Gerçek Velî Bay, 35, İstanbul (18.03.2008 12:45) Sayın emine ŞENLİKOĞLU...Ben sizin hayranınızım fakat şu çarşafı bıraksanızda daha modern bir kıyafet giyseniz diyorum...Bakın bize cin ve insan şeytanlarının aleminden haber geldi onların ahir-i zaman modası giysileri ve sembolleri yahudi,hıristiyan ve müslüman giysileri ve sembolleri olduğu duyuruldu...Öyle ki; bunların erkekleri takke,kippa,cübbe,sarık,sakal,perçem sakal,keçi sakal,tesbih,mest,vesaire ile giyinirlermiş...Dişileride çarşaf (karakefen) başörtüsü enva-i renkten,pardösü,paşmak,iç pijama,vesaire giyinir ve takınırlarmış...Ama biz diyoruz ki; şeytan ne kadar külahını değiştirirse değiştirsin biz onu sesinden,hareketlerinden ve yazılarından? tanırız... Bu mesaja cevap yazmak için tıklayın Bu mesaja yazılan cevaplar: Pîr Gerçek Velî (18.03.2008 12:50) Cevap yaz | Bu mesajımı sil Yahu kardeşim sen ha kız çocuğunu diri diri kefensiz toprağa gömmüşsün ha diri diri kadını kara çarşafın (karakefenin) içine koymuş hapsetmişsin ne fark ediyor... Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 20 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 20 Mart , 2008 Kimden: Pîr Gerçek Velî (Bay, 35) Kime: Grup: Türk Sol İslâm Hareketi Tarih: 20.03.2008 10:46 (GMT +2:00) Konu: ALİ ŞERİATİ'YE İTHAFEN YAZILMIŞTIR... Mehdi diyor ki; *İnançlı,cesur,basiretli ve dirayetli genç yazarlar halkı devrime götürebilirler...* O bir genç yazardı,henüz 44 yaşında idi; zalimler kasdettiler ve onu 1977'de şehit ettiler... Dine Karşı Din adlı kitabından alıntıdır...Çevirmen Hüseyin HATEMİ...Sahife 34,35...Baskı Yılı 1987... Bugün çoğunlukla kaza ve kaderden an- ladığımız da Muaviye'nin düzüp koştuğu bir yadigârdır.Tarih tamamen apaçık bir şekilde gösteriyor ki,[[kader]]i bir [[cebr]] şeklinde an- lamak,Beni Ümeyye'nin ortaya attığı bir inançtır.Onlar [[cebr]] inancını ortaya sürmek- le,müslümanları her türlü sorumluluktan,gi- rişimden,eleştiriden alıkoydular.Cebr,ola- nı ve olacağı kabul anlamına geliyordu.Oysa Peygamber (S.A.) 'in ashabı,her lahzada ken- dilerini toplumsal sorumluluk altında görürler- di.Emr bil-ma'ruf ve nehy anil-münker,bu- gün zihnimizde ancak harc-ı âlem bir anlamda yer tutmaktadır ve [[aydınlar]] çevresinde bu terimler ağza alınamazlar.Oysa bugün Batılı aydın buna insanın sorumluluğu,sanatçının sorumluluğu, aydının sorumluluğu adını ver- mektedir. Bugünün Dünyasında,felsefede,sanatta, edebiyatta, sorumluluktan bunca söz edilişinin anlamı nedir? İşte bu [[emr bil-ma'ruf ve nehy anil-münker]] demektir.Fakat biz bu ödevleri öyle bir biçime sokmuş ve onları öyle bir bi- çimde yerine getirmekteyiz ki,gerçekte bu ödevleri yadsıyoruz demeye gelmektedir. Zikr-i hakikatimizdir... ______________________ Bakî Gerçekler Demine Hû,Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hû Mü'mine Yâ Alî Yâ Mehdî Sahib-î zaman... Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 20 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2008 Ali Şeriati ile liseye giderken tanışmıştım; İnsanın dört zindanı ile. Kitabı okuduğum gün yağışlıydı hava, ama ben bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında elimde kitabımla boş boş seyretmiştim kaçışan insanları. Kitabın ışığınından bir süre dünyayı seçemedim. O kitaptan sonra düşüncelerim öyle hızlı yörünge değiştirdi ki ne ben ne de çevremdeki kimse beni tanıyamadı. Hala onun konuşma metinleriyle hayatın sanallığından kurtulup, aslolana dönerim. Yüzyılın en sağlam dehası ve devrimcisi olarak tehlike arz edince, cia'e bağlı savak faşistleri tarfından katledildiğinde henüz yapabileceklernin yarısındaydı. Mücadelesinde her zaman samimi ve sağlam bir kültür gerillasıydı. Kürsüsü hala biz öğrencilerine yol göstermeye devam etmektedir. Saygılar Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Kimden : Pîr Gerçek Velî (Bay, 35) Kime : Grup: Türk Sol İslâm Hareketi Tarih : 21.3.2008 11:12 (GMT +2:00) Konu : Aydınlar! ..Neredesiniz? ..((Ali Şeriati)) Batı'dan aktarma yargı verilebilir mi bu konuda? Batılı kendi dini hakkında kolayca mı bir yargıya vardı? Üçyüz yıl boyunca savaştı,uğraştı,okudu,inceledi,ancak bu uğraşmalardan sonra (şirk dini haline sokulmuş - H.H.) hıristiyanlığın Batı'nın başına nasıl bir bela kesildiğini anladı. Biz ise *tecrübe* ile değil, sadece *tercüme* ile (deneye değil, başkalarının başka şartlar altında yaptıkları deneyin sonuçlarını aktararak -H.H.) hemen bir yargıya varıyoruz.Aydın oluş demek, elbette bu demek değildir. İleride, İslâm toplumlarında *aydınların* nasıl oluştuğunu inceleyecek ve anlatacağım? Açı aç bıraksında, başka birisi onun ekmeğini yağma edebilsin diye uğraşan, yoksulluğun sürdürücüsü ve bizzat bir tür uyuşturucu hükmünde olan, Tarih'te sürekli bu görevi üstlenmiş bulunan, yoksullluğa sebep olan ve yoksulluk olgusunun sürekli var olması için çalışan din için verilen yargı, nasıl olur da Ebuzeri'i eğiten din için de doğru olur? Ebuzer İslâm'ın o pak ve kamil siması, Resul-i Ekrem (S.A.) 'in bizzat eğitti bu insan! O Ebuzer ki, ne ırka, ne sermayeye, ne *kültür*e, hiçbir şeye dayanmıyordu.*Tercüme* bir tip de değildi. Her şeyden arı bir insanlık ruhuna sahip olan Ebuzer, bu tezgahın, bu kitabın, bu okulun ürünü idi.Ebuzer: *Evinde ekmek bulamayanın toplumdan zorla almaya kalkışmayışına şaşarım* der. Ben bu sözün_kimin söylediğini bildirmeksizin_ Batı'da naklettiğimde, bazıları bunun Proudhon'un sözü olduğunu sanıyorlardı.*Bu ağırlıkta ve kesinlikte bir söz Proudhon'un ne haddine? * diyordum.Bazıları da *Dostoyewski söylemiştir* diyorlardı. Dostoyewski: *Bir yerde bir adam öldürülmüşse, suça katılmayanların da eline kan bulaşmıştır* der. Bu da bir bakıma doğrudur. Fakat Ebuzer'in bu sözü, bir *din*in sözüdür, din adına konuştuğunu iddia eden bir din adamının değil! Fransız İhtilalinden sonra söylenmiş, çeşitli etkilerin ürünü bir söz de değildir.Fransız İhtilali'nden çok önce,Gıfar kabilesinin çevre şartları içinde söylenen bir sözdür. Yoksulluğu doğuran, yoksulluğun doğmasına sebep olan kişilere karşı ayaklanılması, aç olan kişinin kendisini sömüren kişiye karşı ayaklanması değil, toplumdan hakkını zorla istemesi belirtiliyor. Niçin topluma, herkese karşı? Çünkü herkes bu toplumda yaşamaktadır. Herkes sömürücü olmasa bile, bu toplumda yaşayan herkes, benim yoksul ve aç olmam dolayısı ile sorumludur...Sömürücünün eylemine katılmış demektir... Bu sözün temsil ettiği dini, insanlığa ve halka karşı bu açıdan bakan bir dini, Tarih boyunca yoksulluğu statüko haline getirmeye ve korumaya çalışan din ile aynı saymak ve aynı yargıyı vermek; insafsızlık, cehl-i mutlak, hem gülünecek, hem de ağlanacak bir durum değil midir? Ve Mehdi ekliyor; Şirk'in ilahı Şeytan'dır... Şirk dini Şeytanın'dır... Şirk davası Şeytanın'dır... Şirk kulluğu Şeytana'dır... ŞİRK ŞEYTANA KULLUKTUR... Ve Allah dedi ki; Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol? Zikr-i hakikatimizdir... ______________________ Bakî Gerçekler Demine Hû,Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hû Mü'mine Yâ Alî Yâ Mehdî Sahib-î zaman... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.