Φ bluewolfh Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2005 kiz arkadaşım var ve 5 aydir beraberdik ve şuan üniverste 3. sınıftayım 2 sene sonra evlenicektik ve birlikteydik dedimde yanlış anlamayın sadece 1 kez görüştük onunla oda sadece 2 dakika sürdü birbirimizi gördük yanlızca dokunma sarılma kesinlikle olmadı eline bile değmedim hatta telefonla bile konuşmuyoruz yani sesimii bile duymuyoruz, mesajlaşıyoruz sadece 5 aydır o beni çok seviyodu ve bende onu ama kizin bazi arkadaslari onu oylebi etkilemiski yaptiginiz zinadir kesinlikle konusmamalisin filan demisler ve inanilmaz etkilemisler kizi baski yaparak ve suan konusmama karari aldi benimle ama ben zina yaptigimizi dusunmuyorum sizce yanlismi yapiyorduk biz hic bi kotu niyetimiz amacimiz yoktu ama artik konusamiyorum bile o arkadaslarinin yuzunden ben arastirdim ama heryerde yazan "Dilin zinasi fuhus ile ilgili konusmaktir" sizlerin yorumlarini ve bu konu hakkinda bildiklerinizi yazarsaniz sevinirim .. Alıntı
Φ ercan1980 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2005 Bu, indirerek yasa olarak yayımladığımız bir sure olup öğüt alasınız diye içine apaçık ayetler yerleştirdik. (24/1) Zina kısa ve öz tabiriyle; "evlilik dışı girilen cinsel ilişkidir". Kuran´a göre bunun bir başlangıcı veya sınırı yoktur. Yani her kim, hangi inanışa sahip olursa olsun, evlilik sözleşmesi yapılmadan kurulan ilişkilere zina denir. Çağımızın bazı aydın görüşlü-görünüşlü gençleri(!), zina hükmüne girmemesi için değişik yöntemler keşfetmeye koyulmuşlardır. Örneğin, gebeliği önleyici araçlar kullanarak(!) ve kimileri de parasına güvenerek, kendi çapında Allah´ın kurallarını değiştirmeye çalışmaktadır. Yusuf Peygamber´in ahlakından habersiz olan bu toplumun, farkında olmadan yol açtığı olumsuzlukları görmezlikten gelemezsiniz. Sadece ülkemiz genelinde, hemen hemen her ilde, bir çocuk yuvası ve buralarda anası-babası belirsiz onlarca-binlerce çocuk bulunmaktadır. Sonuç; "tinerci-tecavüzcü-uyuşturucu vb. kurbanı gençlik". İnsanlık tarihi boyunca, onlarca kavim ve bunları uyaran peygamberler geçmiş olmasına rağmen, bazı peygamber-kavim ilişkilerinin özellikle anlatılması, neyi gösterir sizce? Kuran´ın bir ayetinde der ki; "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler gibisi sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? ...2/214" Diyebilir miyiz ki; "Yusuf ahlakına sahip olanlar ile olmayan Şeytan orduları birbirinden ayrılacak!" ve Allah, dünyada zinaya karışmayan mümin kullarına (cennet için) şu müjdeyi veriyor; "Dizilmiş koltuklara yaslanmışlardır ve onları güzel eşlerle eşlendirmişizdir. 52/20" ve "Oralarda, daha önce ne bir insan ne de bir cin tarafından dokunulmamış, bakışlarını dikmiş eşler vardır.55/56" Allah, bir şeyin yapılmasını uygun görmüyorsa, bunun mutlaka geçerli bir sebebi vardır. Zinanın da öyle. Ölümcül hastalıklar(aids,frengi vb.)-şiddetli geçimsizlikler vs. zinanın başlıca sebep olduğu yıkımlardır. Geçmiş yıllarınızda bir şekilde zinaya karışmış olsanız dahi bunun sonucu, siz evlendikten sonra da çıkabiliyor (çocuklarınızdaki psikolojik, soyaçekim/gensel özellikleri vb.). ZİNAYI ÖNLEMEK Allah kitabında zina edenleri "halkın önüne çıkarıp yüz celde vurun!" der (24/2). Bu hükmü çağdaş cahiliyeciler, "Yobazlık-gericilik" olarak nitelendirilirler. Fakat her nedense kendi aile bağlarını koruyamazlar, evlatlarına sahip olamazlar. Adları çıkınca da "asacağım-keseceğim!" diye nara atmaya başlarlar. Sonuç "kan ve gözyaşı". Cahil ve zevke düşkün insan, "ne yapsam da Allah´ın hükümlerini yumuşatsam" gibisinden birtakım telkinlere kaptırır kendini. Daha küçük yaşlarda, kız ise erkeği-erkek ise kızları tavlama yöntemleri (!) keşfetmeye başlar. "Gençlikte çapkınlık mübahmış!". Boşuna yırtınmayın Şeytan elçileri, sizin ve insanlığın durumu ortada! Oysa bir caydırma yöntemi olan yüz celde, zina edenlere uygulanmış olsa, olumsuzluklar yaşanmaz ve herkes namus güvencesi altında, mutlu bir hayat sürdürür. ZİNANIN CEZASI Eğer eşinizin başka biriyle zina ettiğini duymuş iseniz, Allah iddia sahibinden dört şahit getirmesini ister. Bunun bilimsel bazı açıklamaları da olabilir. Yada ortada bir iftiranın dönüp-dönmediği diğer insanlar tarafından da anlaşılsın babında değerlendirilebilir (24/4). Her iki duruma göre, dört kat daha ince düşünmeli ve çabuk karar vermelisiniz! (24/6-9, 2/226). Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. Sizden zina işleyen çifti cezalandırın. Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim'dir. (4/15-16) Yorum: Ayette geçen "cezalandırın" ifadesinin açılımı Nisa suresi 2.ayette anlatılmaktadır. Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH'ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. İnananlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun. (24/2) Eğer siz zina ederken yakalamış olsanız, hiçbir şekilde onları öldüremezsiniz (25/68, 4/19). Böyle bir durumda meclise karşı nasıl savunma yapmanız gerektiğini de şu ayetler açıklamaktadır: Eşlerini suçlayıp kendilerinden başka tanıkları olmayan erkeklerden birinin tanıklığı, doğru konuştuğuna dair dört kez ALLAH'a yemin etmesiyle geçerli olabilir. Beşinci yeminde de, yalancı olduğu taktirde ALLAH'ın lanetinin kendisi üzerine olmasını diler. Dört kez ALLAH'a yemin ederek kocasının yalan söylediğine tanıklıkta bulunduğu taktirde kadın cezayı savar. Beşinci yeminde de, kocasının doğru olması halinde kendisinin ALLAH'ın gazabına uğramasını diler. (24/6-9) Çıkmaza gireceğinizi düşünüyorsanız Kuran´ın yöntemi; "güzellikle salıverirsiniz!" ama "affederseniz de, Allah affedicidir!". (bkz.65.sure, 2/226-233) Resmi dini Müslüman kabul edilen ülkeler dahil "yüz celde ile caydırma yöntemi", bildiğim kadarıyla dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmıyor. Dünyanın asıl sahibi Şeytan, kendisine sadık öğrenciler yetiştirmesini bilmiş!. (24/21) Yahudi uydurması olan "taşlama usulü" ise, Kuran´da yer almayan bir uygulamadır. Hem hiçbir şekilde insanın öldürülmesini istemeyen Allah, bu hükmü vermiş olamaz. Bu olsa olsa, kendisi zina ettiği halde, kendisi dışında kalanların bu işe bulaşmamasını sağlamak amacıyla(!), uydurduğu bir önlem(!) olabilir. EVLİLİK Kuran der ki; "Bekarlarınızı, erdemli kadın ve erkek hizmetçilerinizi evlendiriniz; eğer yoksul iseler, ALLAH onları kendi lütfundan zengin edecektir. ALLAH Cömerttir, Bilendir.24/32" Eğer zinaya karışmaktan korkuluyorsa, ebeveynler, çocuklarını biran önce evlendirmelidir. Ayette geçtiği üzere eğer yoksul iseler, biraz daha sabretmeleri gerekir ki sabır, müminin bir vasfıdır. Evlilik bir sözleşmedir. Bir bağdır. Ahlaki değerlere sahip çıkmak ve bunu korumak için gereklidir. Allah bunu helal, zinayı haram kılmıştır. Öte yandan ebeveynler, daha evlenememiş olan çocuklarına, ahlaki eğitimi Kuran´daki şekli ile kendileri vermelidirler. Bu eğitime özen göstermeleri gereklidir. Yoksa, alınlarına vurulacak arsızlık/namussuzluk damgası söz konusu (-ki bu, hiçbir toplumda hoş karşılanan bir durum değildir). Müminler iftira atmaz. Bu büyük bir günahtır (24/23). Fakat bazı cahiller ki onlar, vaktiyle Hz. Meryem´e dahi iftirada bulundular (19/27-30), kendileri şu an kadınları sex kölesi olarak kullanmaktadırlar. Bu kişiler evlenseler dahi bu, pek uzun sürmüyor. Çocuk ise, pesimist/mütecaviz toplumların arasına giriveriyor. Çocuğunuza, (kendi kontrolünüz/bilginiz dahilinde bile olsa) cinsellik unsuru içeren filmler izlemesini şiddetle yasaklarsanız veya kendiniz (Kuran ahlakına dayalı) cinsellik eğitimi vermezseniz, ilk eline geçen harçlıkla randevuevine/geneleve gider! Zina fiilini yapmak - bakmaktan daha kötüdür. Hem izleyip - hem o fiili yapıyorsa zaten bu kişi mümin değildir! Kontrolü elinize alın ve sınırı aşmamasını öğütleyin! "Ağaç yaşken eğilir" sözünü hatırlayıp çocuklarınıza, ufak yaşlarında "Hz.Yusuf ve Hz.Meryem'in" karakterlerini aşılayın ve kendisine zinanın yasak olduğunu ısrarla anlatın, inanmıyorsa da zorlamayın! Allah, ona hakettiği bir yaşayış tarzı sunacaktır. Çocuklarınızın (görsel/eğitsel yollarla) cinsel bilgi edinimlerini engeller ve bu şekilde evlendirirseniz, hem kızda - hem erkekte kalıcı rahatsızlıklar/arızalıklar meydana gelebilir. İşin bu yönü doktorlarla ilgili olduğu için fazla detaya girmeyeceğim! Evlenebileceğiniz kişiler hakkında ise Kuran, açıklayıcı bilgiler verir. Mezhepçi öğretilere kurban gitmeyin! (bkz. 4/22-25 ve 24/23) Yabancılarla evlilik durumu ise; "Ey inananlar, inanan göçmen kadınlar size sığındığında onları sorgulayın. ALLAH onların inançlarını çok iyi bilir. İnançlı olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Ne bunlar o inkarcılara helaldir, ne de onlar bunlara helaldir. İnkarcıların harcadığı mehirlerini onlara geri verin. Mehirlerini ödediğiniz taktirde bunlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. İnkarcı kadınları sorumluluğunuzda tutmayın. Onlara harcadığınız mehirlerinizi isteyebilirsiniz, onlar da verdikleri mehirlerini isteyebilirler. Bu, ALLAH´ın hükmüdür. O, aranızda yargıda bulunur. ALLAH Bilendir, Bilgedir. 60/10" FLÖRT - NİŞAN Çocuklarınıza Kuran ahlakını aşılayabildiğinizi düşünüyorsanız, karşı cinsle arkadaşlık kurmalarını yasaklamayın! Evlenecek bireylerin (aile kontrolünde) birbirilerini iyi tanımaları gereklidir. Bazı yörelerde uygulanan görücü usulü ile evlenen bireyler, ancak zamanla birbirilerini tanıyabiliyorlar. Fikren aynı şeylere inanmadıkları/savunmadıkları ortaya çıktıktan sonra şiddetli geçimsizlikler/sen - ben kavgası başlıyor. Evlilik, karşılıklı anlayış ve sadakata dayalı olmalıdır. Nitekim resmi nikah yapanlar bu şekilde söz veriyorlar. Ebeveynlerin gözetimi altında/bilgisi dahilinde olmayan flörtlerin "kötü sonla" sonuçlanacağı malumdur. Bu yüzden çocuklarınızı evlendirinceye kadar gözetmeli/bilgilendirmelisiniz ve baskı altında tutmamalısınız! Eğer baskı altında tutarsanız, çocuğunuzun çok kısa bir süre içinde "kötü arkadaşlar edindiğine - sigara içmeye başladığına - alkol/uyuşturucu kullanmaya başladığına - kumar vb. oynadığına ve fuhuş sektörüne girdiğine" şahit olursunuz! Çocuğunuza iyiyi/güzeli öğretmelisiniz! Ama önce kendiniz doğruyu öğrenmelisiniz! Nişan: Geçici sözleşmedir. Evlilik gibi resmiyet taşımaz. Bu yüzden nişanlı olan kişiler, kendilerini evlenmiş gibi görmemelidirler. Bana sorarsanız 3-6 ay kadar nişanlı kalınabilir. Tarafların birbirilerini iyi tanıyabilmeleri için yeterli bir zaman. İMAM NİKAHI - DEVLET NİKAHI Evlilik bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyi halkın önünde imzalarsınız. Evlilik, hem hukuki kurallara hem de dini kurallara uygun bir biçimde yaptırılmalıdır. Her ikisinin de çoğunluk önünde yapılması gerekmektedir. Sevgililer ve sadece imam arasında yada sadece nikah memuru arasında yapılan nikahlar (kısmen) geçersiz sayılırlar. Bilindiği gibi zinanın cezası halk önünde uygulanacak olan yüz celdedir. Niçin halk önünde? Eğer öyle olmasaydı sapık/iftiracıların ekmeğine yağ sürülmüş olurdu! İmam nikahı ve devlet nikahı ikisi birden ve halkın huzurunda yapılmalıdır. Bu şekilde ileride, size atılan iftiraları batıl kılmış olursunuz! Sadece imam nikahının veya sadece devlet nikahının halk önünde yapılması, nikahın geçerli olduğu anlamına gelmez. Nitekim halk önünde yapılan imam nikahı ile 5-10 kadınla birlikte olanlar bulunmaktadır. Oysa Kuran'da önerilen evliliğin tekeşlilik olduğunu daha sonra göreceksiniz! İki sevgilinin, bir imama yada nikah memuruna giderek evlenmeleri de geçersiz sayılmaktadır! SINIRI AŞANLAR Allah, kendi saltanatı altındakilere hep iyiyi-güzeli öğretmektedir. Şeytan ise bunun tam tersini telkin eder. Öyle ki insan artık kendi hemcinsleri ile zina etmeye başlar (geçmişte olduğu gibi). Hangi inanışa sahip olursanız olun, kendi cinslerinizle ilişkiye girmeniz affedilemez! Bütün ilahi kitaplarda bu mesaj vardır. Onların başlarına neler geldiği de bu kitaplarda kayıtlıdır. Ayrıca bunların canlı tanık-kanıtları da yeryüzünde-gözlerinizin önünde durmaktadır. Benim bir teorim var: "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler gibisi sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? ...2/214 " ayeti gereğince, geçmişte bu tür ters-sapkın ilişkilere girmiş kavimlerin hortlayacağını-çoğalacağını ve akabinde Allah´ın boşuna yaratmadığı volkanik dağların, hepsinin, aynı anda faliyete geçip "suçlu günahkarların başına ateş yağdıracağını" tahmin ediyorum (51/32-34). Ama bu tezime katılırsınız yada katılmazsınız, o sizin bileceğiniz bir iş!. GÖZ ZİNASI (!) Bu kavram da sapıklardan nasibini almış/çarpıtılmıştır. Ayetteki "gözlerini sakınsınlar" dan maksat (kadınlar için) "tahrik edici bakmasınlar" -ki böylece zinaya sebebiyet vermesinler demektir. Her nedense şeriatçılar "yüze bakmasınlar - gözler ve eller dışında heryeri namahremdir" diye çevirerek kadınlarını zorla çuvala sokmaya çalışmışlardır. İnanan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız. 24/31 Ayette geçen ifade şu şekildedir, kadınlar "gözlerini sakınsınlar - iffetlerini korusunlar - alımlı yerlerini göstermesinler". Bilindiği gibi kadınlar erkeklerden daha arzuludur (12/24). Kadınların kırıtarak yürümeleri, açılıp saçılmaları ve erkekleri cezbedici biçimde bakmaları, kendilerini zinaya götüren nedenlerdendir. Oysa fazla açılıp saçılmayan, vakarlı/iffetli davranan ve gözlerini sakınan hanımlar hakkında, ahlaksız iddialarda bulunamayız. Fakat arsızlar, iffetli bir yaşayış tarzı benimseyen hanımlarımıza, kafirlerin Meryem'e yaptığı gibi çirkin iftiralar atmaktan geri durmazlar! Ama bilmezler ki Allah, bu iftiracıları/iftirayı sevmez. Moda uğruna çıplaklığı ilke edinen kadınların evliliklerinin yürümediği ve güvenilir bir aile bağı kuramadıkları da bir gerçek! Meşru olan evlilik sözleşmesini hiçe sayıp metres eşler edinerek ilişkiye girenlerin, zina etmiş sayılacağı da bir gerçek. Tek eşle evliliği öngören Kuran, iki veya daha fazla eşle evlenmek zorunda kalan bireyler için şu hükmü benimser: Ne kadar isteseniz de eşlerinize adaletle davranmak elinizde değildir. Dolayısıyla diğerlerini dışlayarak ve onları kocası hem var hem de yokmuş gibi bir durumda bırakarak (içlerinden sadece) birine yönelmeyin. Ancak her şeyi yoluna koyar ve O’na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. (4:129) Cinsel hayata gerekli/yeterli ölçüler getiren İslam'ı, kişisel hükümleriyle dejenere eden mezhepliler, böyle bir hassas konuda yeterli eğitimi çocuklarına verememektedirler. Fiili zinayı - göz zinası(!)ndan daha büyük bir günah olarak öğreten mezhep mukallitleri, her nedense kendileri fiili zina etmekten geri kalmıyorlar. Yeter ki ellerine bir fırsat geçsin! ZİNA HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER Gebeliği önleyici etmenler (evlilik dışı ise) zinaya sebep olmaz Keyfi üç-beş eşle evlilik zina sayılmaz Gençlikte çapkınlık mübahtır Zina edenler taşla öldürülmelidir Çocukların/gençlerin yaptığı zina sayılmaz Parasıyla kurulan cinsel ilişki mübahtır Çıplaklık zina sayılmaz (ama filmlerdeki hariç ki, gerçeği yansıtmıyor ve fiili bir ilişkiye girilmiyor) El-ele tutuşmak, öpmek vb. zina sayılır. Nişanlı iken ilişkiye girmek yasak değildir. Mastürbasyon haramdır. SONUÇ Evlilik ve cinsel yaşam konularında, Kuran hükümleri dışında kişisel hükümlere dalıp gidenler, cinsel hayatın olumsuzlukları karşısında bir çözüm bulamamaktadırlar. Yeterli bir bilgiye sahip olmamaları, onları fuhşa götürmeye veya bunalıma girerek intihar etmelerine neden olmaktadır. Baskı altında tutulan ve (Kuran'daki) hiç bir ahlaki hükümlerden kendisine bahsedilmeyen çocukların, ilerde "fahişe veya zampara" olmamalarını bekleyemezsiniz! Çocuklarınıza "Meryem ve Yusuf" ahlakını yerleştirmelisiniz! Yoksa sonucu, sizin için bir sürpriz olmamalı! İnananların arasından hayasızlığın yaygınlaşmasını arzulayanlar, dünya ve ahirette acı verici bir cezayı hakketmişlerdir. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz. (24/19) Alıntı
Φ bluewolfh Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Allah razi olsun senden ancak sizlerin yorumlarinida bekliyorum ben sizce yaptigimiz yanlismiydi bunu soruyorum Alıntı
Φ ercan1980 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2005 Allah razi olsun senden ancak sizlerin yorumlarinida bekliyorum ben sizce yaptigimiz yanlismiydi bunu soruyorum Dostum bunlar zaten benim (Kuran'dan anladıklarıma göre yaptığım) yorumlarım ve (bu yazının da) soruna yanıt verebildiğini düşünüyorum! Dikkatle okumanı istirham ederim! Yada daha ayrıntılı bilgi edinmek için bkz. Kuran! Selametle!!! Alıntı
Φ bluewolfh Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2005 yani konuşmamalıyız mı diyosun sonuç olarak anlamadım allah razı olsun uğraşmışsın ama benim mesele farklı biraz Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.