Φ bezgin Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 SPK'ya muhalefet ve izinsiz halka arz suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezaevine girmesi, hastalığı yüzünden 2 kez ertelenen Yimpaş'ın patronu Dursun Uyar şimdi de "Takayasu" hastalığından tedavi görüyor. Yarın cezaevine girmesi gereken Uyar rapor alabilirse yine kurtulacak. CEZAEVİNE girmesi daha önce sağlık raporuyla iki kez ertelenen YİMPAŞ Holding'in sahibi Dursun Uyar, bu kez "Japon hastalığı"na tutuldu. Yarın cezaevine girmesi gereken Uyar'ın, İbni Sina Hastanesi'nde, "Takayasu" rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü ortaya çıktı. Yimpaş Holding'e bağlı Yimpaş Yozgat İhtiyaç Maddeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, SPK'ya muhalefet ve izinsiz halka arz suçundan 2 yıl hapis, 10'ar bin YTL para cezasına çarptırılmıştı. Uyar'ın cezası, Yargıtay tarafından da onandı. Haziran ayında cezaevine girmesi gereken Uyar, aldığı üçer aylık sağlık raporlarıyla iki kez infaz ertelemesinden yararlandı. Raporunun süresi yarın sona erecek olan Uyar'ın, cezaevine girmesi gerekiyordu. Ancak Uyar, 17 Aralık'ta, kalp yetmezliği nedeniyle Ankara İbni Sina Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Daha önce "Takayasu" teşhisi konulmuş olan Uyar, hastanenin "İmmünoloji" bölümüne yatırıldı. Görsel ve yazılı basından alınanlara göre Zavallı Uyar "Kalp yetersizliği oluştu, onunla ilgili yatıyorum. Eskiden beri bir rahatsızlığım vardı. 'Takayasu' diye bilinen bir Japon hastalığı. Pek bilen yok, kanla ilgili bir hastalık, kan yetersizliği var. Onun için yatıyorum, ne olup olmayacağıma veya ameliyat olup olmayacağıma doktorlar karar verecek. Cezaevi olayını, hukuki durumumu ise bilmiyorum. Onu avukatlarıma sorun."dedi... SON KARAR DOKTORLARIN Savcılık, mevcut raporun süresi dolduğunda Uyar'ın yakalanması için harekete geçecek ve hastanede bulunan Uyar'ı gözetim altına alacak. Doktorların vereceği karara göre Uyar ile ilgili hukuki süreç işletilecek. Buna göre Uyar'ın tutuklanması hastanede gerçekleştirilebilecek ve infazı başlatılabilecek. Uyar, tedavisi sona erdiğinde de cezaevine gönderilebilecek. Ancak hukukçular, tam teşekküllü hastaneden, "Sağlık koşulları nedeniyle cezaevinde yatamayacağına" ilişkin heyet raporu alması durumunda Uyar'ın, cezaevine girmekten kurtulacağını bildirdiler . Bu raporun süresi dolduğunda Uyar'ın yeniden heyete girmesi gerekecek. Genç kadın hastalığı NADİR rastlanan ve sadece aort ile aort dallarını tutan bir hastalık. En çok 20-40 yaş arasında kadınlarda görülen rahatsızlık bu damarların cidarlarında enflamatuar (yangısal) reaksiyonlarla seyreder. İlk kez 1908 yılında Dr. Mikoto Takayasu tarafından tanımlanan klinik tablo, "Nabızsız Hastalık" adıyla da anılır. Baş dönmesi, bayılma, uzun süren hafif ateş, adale ağrıları, görme kusurları, kollarda güçsüzlük, çabuk yorulma gibi belirtileri olan hastalığı tanımak oldukça zordur. Tek başıma rapor veremem DURSUN Uyar'ın doktoru Prof. Dr. Murat Turgay, basına şunları söyledi: "İki ünite kan verdik. Birkaç gün daha hastanede tutar, hafta sonuna doğru taburcu ederiz. Hastalığı ciddi, yaklaşık 7 yıldır sürüyor. İlk tanıyı da ben koymuştum. Kan değeri çok düşük. İlaçlarını düzenledik, durumu iyiye gidiyor. Tedavisi mümkün olan bir hastalık. İlaç raporu vereceğiz. Ben tek başıma bir rapor veremem. Başka kalp uzmanları da kendisini görecek. 15 gün ya da bir ay sonra yeniden muayene etmemiz gerekiyor." Minareyi çalan kılıfını uydurur diye bir atasözü var. ..Eskiler işi biliyor tam yerine göre bir atasözü neşe ile kalın Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Bu Dursun Uyar yakında doğum iznine de çıkarsa hiç şaşırmam... Doğuramazsa da kürtaj için rapor alır. Memleketimde kendisini koruyan bir dünya AKEPEli var nasıl olsa. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Ne güzel memleket degilmi,birde bu memlekette özgürlük yok diyorlar. Birini yaslidir diye hapse sokmadilar,sonra bir yasa cikinca yirtti hapisten,birini basbakan yapabilmek icin yasalar degistirilerek sabikasi silindi,birini AB istedi diye yargidan yirtip milletvekili yaptilar.Biris hapise girmemek icin kadin raporlari düzenletti.Birileri yargidan kacabilmek icin milletvekili olup *BABALAR GIBI SATTIK*diyerek halka küfreder gibi konustu.Daha buna benzer nelerde neler.Demekki bu ülkede birsey olmak istiyorsan ya ückagitci olmak,ya bölücü olmak,ya Türk düsmani olmak,ya Atatürk karsiti olmak ya din sömürüsü yapmak gerekiyormus,gerisi hikaye. saygilarla Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Ne güzel memleket degilmi,birde bu memlekette özgürlük yok diyorlar.Birini yaslidir diye hapse sokmadilar,sonra bir yasa cikinca yirtti hapisten,birini basbakan yapabilmek icin yasalar degistirilerek sabikasi silindi,birini AB istedi diye yargidan yirtip milletvekili yaptilar.Biris hapise girmemek icin kadin raporlari düzenletti.Birileri yargidan kacabilmek icin milletvekili olup *BABALAR GIBI SATTIK*diyerek halka küfreder gibi konustu.Daha buna benzer nelerde neler.Demekki bu ülkede birsey olmak istiyorsan ya ückagitci olmak,ya bölücü olmak,ya Türk düsmani olmak,ya Atatürk karsiti olmak ya din sömürüsü yapmak gerekiyormus,gerisi hikaye. saygilarla Cumhurbaşkanına dokunulmazlık hakkı vermek için anayasa üzerinde çalışıyorlar biliyorsunuz. Nedir sebebi? Makama duydukları saygıdan, mahremiyetten vs sebep mi? Bırak dostum allahını seversen, bu kayıp trilyon davasında o yaşlı adam ile yargılanan 75 kişiden biri de şimdiki cumhurbaşkanı ABDullah Gül. İşteee, işini bilen çavuşlar herşeyin tezgahını ince ince hazırlıyorlar. Vah memleketim, vah vatandaşım, vah size. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Cumhurbaşkanına dokunulmazlık hakkı vermek için anayasa üzerinde çalışıyorlar biliyorsunuz. Nedir sebebi? Makama duydukları saygıdan, mahremiyetten vs sebep mi? Bırak dostum allahını seversen, bu kayıp trilyon davasında o yaşlı adam ile yargılanan 75 kişiden biri de şimdiki cumhurbaşkanı ABDullah Gül. İşteee, işini bilen çavuşlar herşeyin tezgahını ince ince hazırlıyorlar. Vah memleketim, vah vatandaşım, vah size. Ne yapsınlar? Cumhurbaşkanı yargılansın da ekonomik kriz mi çıksın? Borsa dayanır mı buna? Sıcak para ne oluyor bu ülkede deyip kaçmaz mı? Saadet zinciri bozulmaz mı? Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 Ne güzel memleket degilmi,birde bu memlekette özgürlük yok diyorlar. Birini yaslidir diye hapse sokmadilar,sonra bir yasa cikinca yirtti hapisten,birini basbakan yapabilmek icin yasalar degistirilerek sabikasi silindi,birini AB istedi diye yargidan yirtip milletvekili yaptilar.Biris hapise girmemek icin kadin raporlari düzenletti.Birileri yargidan kacabilmek icin milletvekili olup *BABALAR GIBI SATTIK*diyerek halka küfreder gibi konustu.Daha buna benzer nelerde neler.Demekki bu ülkede birsey olmak istiyorsan ya ückagitci olmak,ya bölücü olmak,ya Türk düsmani olmak,ya Atatürk karsiti olmak ya din sömürüsü yapmak gerekiyormus,gerisi hikaye. saygilarla İnanmıyorum partizanlık bu ülkede hep vardı ama ben böyle partizanlık hiç görmedim ....:unsure:bakın okuyun...bir de hatırlıyorum bu adam zamanında DSP ANAP MHP hükümeti zamanında Başbabakan rahmetli Bülent Ecevit aleyhine dava açmıştı (*) Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, amcasının torunu Veysi Şimşek?i danışmanı olarak atadı Amca torununu danışmanı yaptı Hürriyet gazetesinden ÇİĞDEM TOKER'in haberi şöyle: Veysi Şimşek, üzerinde Türk bayrağı ile "TC Başbakanlık Devlet Bakanı Mehmet Şimşek" ibaresi bulunan, arkalı önlü Türkçe-İngilizce "danışman" kartviziti bastırdı. Bakan Şimşek?in siyasi iş ve ilişkileriyle ilgilenen Veysi Şimşek, babasının vefatının ardından Bakan Mehmet Şimşek?in ağabeyleriyle birlikte eğitimini sürdürmesine yardımcı olan amcaoğlu Hamit Şimşek?in oğlu. KÖYLÜSÜYÜM: Veysi Şimşek, "Mehmet Şimşek akrabanız mı sorumuza", "Hayır köylüm" yanıtını verdi. Babası Hamit Şimşek ile Bakan Şimşek arasında akrabalık olup olmadığı sorusuna ise "Küçük yerlerde herkes birbiriyle hısımdır. Akrabalıklar da bir yerlerde çakışır. Önemli olan sayın bakanın başarılı olması. Biz mutfaktayız" diyerek açık bir yanıt vermedi. Arıca Köyü Muhtarı Mehmet Emin Turan Hürriyet?e, "Veysi Şimşek, Mehmet?in amcasının torunudur" dedi. Veysi Şimşek?in "köylüm" dediği Mehmet Şimşek ile akrabalık ilişkisi, Mehmet Şimşek?in bakanlığa getirilmesini ardından amcaoğlu Hamit Şimşek?in 30 Ağustos 2007?de Cihan Haber Ajansı?na verdiği röportajda ortaya çıkıyor. Mehmet Şimşek?in amcaoğlu Hamit Şimşek, "Allah?a çok şükür bu günleri de gördüm. Şimdi oğlumu onun danışmanı olarak Meclis?e gönderdim. İkisine tavsiyem, ülkemiz için hayırlı işler :)yapmaları" demişti. AĞABEY DE TERFİ ETTİ: Bakan Şimşek?in ilköğretim müfettişi olan ve eğitiminde büyük payı olan ağabeylerinden Selahattin Şimşek ise Mehmet Şimşek?in bakan olmasından kısa bir süre sonra Iğdır Milli Eğitim Müdürlüğü?ne atandı. (*)ECEVİT ALEYHİNE DAVA: Daha önce Batman?da bilgisayar satış bayiliği yapan Veysi Şimşek, 2001 krizinde esnaf olarak zarara uğradığı gerekçesiyle, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan aleyhine tazminat davası açmıştı. Altı yıl önce açılan bu davada mahkeme yetkisizlik kararı vermişti. Bir dönem Batman Doğa ve Kültür Derneği Başkanlığı da yapan Veysi Şimşek, Hasankeyf?e dikkat çeken etkinliklerde yer aldı. Veysi Şimşek, Merril Lynch?de çalıştığı dönemde Mehmet Şimşek?in yanına Londra?ya da gitti. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 İnanmıyorum partizanlık bu ülkede hep vardı ama ben böyle partizanlık hiç görmedim ....: Bak ben sana başka birşey daha göstereyim; Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü'ne bir veterinerin öğretim üyesi olarak atanması kriz yarattı. Veteriner öğretim üyesi Doç. Dr. Türkmenoğlu, "İnsan, hayvan fark etmez. İki ya da dört ayak ne fark eder" dedi Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, doktorasını "Akkaraman Koyunu ve Ankara Keçisinin Karın Boşluğu Arterleri Üzerine Karşılaştırmalı Makroanatomik Araştırmalar" üzerine yapan ve hayatında insan anatomisiyle ilgili hiçbir akademik çalışması olmayan veteriner Doç. Dr. İsmail Türkmenoğlu'nu, tıp fakültesi anatomi bölümüne öğretim üyesi olarak görevlendirdi. Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği, atamayı tepkiyle karşıladı. İNSAN HAYVANDAN EVRİLDİ Görevlendirmenin üniversitenin takdiri olduğunu söyleyen Altuntaş, "Türkmenoğlu anatomi bölümünde laboratuvar kuracaktı. Karaciğeri, bağırsağı anlatsın demedik ki. Sonuç olarak kas kastır. Görevlendirmeyi doğru buluyorum" diyerek atamayı savundu. (Milliyet) Heeeeeyyy maaaşalllaaaahhhh diyesin geldi ve dedim de nitekim. Ama duuuuuur, sana bişey daha göstereyim; “Elazığ'daki en büyük sorunumuz işsizliktir, bütün Türkiye'de olduğu gibi. İşsizliği kısmen de olsa aşağıya çekmemize rağmen her yıl soframıza yeni yavrularımız geliyor. Nüfusumuz hızla artıyor. Doğu ve Güneydoğu"da işsizlik biraz daha bizi sıkıntıya sokmaktadır. Bize gelen taleplerden de bunu görüyoruz. Biraz daha sabırlı olmanızı istiyoruz. Bize gelen taleplerinizi biliyoruz. Teşkilatlarımızdan bize talepler geliyor. Tabiki sağlıkta eğitimde mağdur olan bir takım tayin ve atamalarda yardımcı oluyoruz. Teşkilatlarımızdan ricamız, biraz daha süre tanısınlar bize, çünkü tek tek sorunu çözmek bu şehrin sorununu çözmek anlamına gelmiyor. " Vay babam vay, bunu kim söylemiş? AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran. Montaj mıdır? Kesinnnnnnnnn! Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2007 Bak ben sana başka birşey daha göstereyim; Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü'ne bir veterinerin öğretim üyesi olarak atanması kriz yarattı. Veteriner öğretim üyesi Doç. Dr. Türkmenoğlu, "İnsan, hayvan fark etmez. İki ya da dört ayak ne fark eder" dedi Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, doktorasını "Akkaraman Koyunu ve Ankara Keçisinin Karın Boşluğu Arterleri Üzerine Karşılaştırmalı Makroanatomik Araştırmalar" üzerine yapan ve hayatında insan anatomisiyle ilgili hiçbir akademik çalışması olmayan veteriner Doç. Dr. İsmail Türkmenoğlu'nu, tıp fakültesi anatomi bölümüne öğretim üyesi olarak görevlendirdi. Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği, atamayı tepkiyle karşıladı. İNSAN HAYVANDAN EVRİLDİ Görevlendirmenin üniversitenin takdiri olduğunu söyleyen Altuntaş, "Türkmenoğlu anatomi bölümünde laboratuvar kuracaktı. Karaciğeri, bağırsağı anlatsın demedik ki. Sonuç olarak kas kastır. Görevlendirmeyi doğru buluyorum" diyerek atamayı savundu. (Milliyet) Heeeeeyyy maaaşalllaaaahhhh diyesin geldi ve dedim de nitekim. Ama duuuuuur, sana bişey daha göstereyim; “Elazığ'daki en büyük sorunumuz işsizliktir, bütün Türkiye'de olduğu gibi. İşsizliği kısmen de olsa aşağıya çekmemize rağmen her yıl soframıza yeni yavrularımız geliyor. Nüfusumuz hızla artıyor. Doğu ve Güneydoğu"da işsizlik biraz daha bizi sıkıntıya sokmaktadır. Bize gelen taleplerden de bunu görüyoruz. Biraz daha sabırlı olmanızı istiyoruz. Bize gelen taleplerinizi biliyoruz. Teşkilatlarımızdan bize talepler geliyor. Tabiki sağlıkta eğitimde mağdur olan bir takım tayin ve atamalarda yardımcı oluyoruz. Teşkilatlarımızdan ricamız, biraz daha süre tanısınlar bize, çünkü tek tek sorunu çözmek bu şehrin sorununu çözmek anlamına gelmiyor. " Vay babam vay, bunu kim söylemiş? AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran. Montaj mıdır? Kesinnnnnnnnn! klavyene sağlık neşe ile kal ******************************************* Dursun Uyar yakalandı Öğle saatlerinde Karabük'te bulundu... 27.12.2007 13:05Aldığı hapis cezası iki kez ertelenen YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, teslim olmak üzere gelirken yolda polis ekipleri tarafından alındı Dursun Uyar, bugün saat 12.30 sıralarında Karabük'ün Eskipazar ilçesi Emniyet Müdürülğü'ne teslim olmaya giderken Karabük Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Dursun Uyar'ın, Ankara'da tedavi gördüğü hastaneden teslim olmak üzere gece saatlerinde Karabük'ün Eskipazar ilçesine geldiği, ancak yakalama emri çıkmaması nedeniyle gözaltına alınamadığı belirtildi. Hapis cezası iki kez ertelenen Uyar'ın adli makamlara çıkartılması bekleniyor. Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2007 Çarptırıldığı cezanın infazını sağlık sorunlarını gerekçe göstererek iki kez üçer aylık süreyle erteleten ve yasal olarak bir daha erteletme olanağı bulunmayan Uyar'ın, son ertelemede süresi önceki gece doldu. Savcılığa teslim olması gereken Uyar, hastaneden çıkarak izini kaybettirdi. Avukatlarının, Karabük Cezaevi'nde cezasını çekmesi için çalışmaları tamamlamasının ardından Uyar, teslim olmak üzere dün öğlen saatlerinde gizli bulunduğu yerden Karabük'e gitmek üzere yola çıktı; Karabük'ün Eskipazar İlçesi'nde ekipler tarafından durduruldu. Uyar, Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. Kelepçe takılmadı Uyar, kelepçesiz olarak bindirildiği sivil polis otosuyla Eskipazar Cumhuriyet Savcılığı'na götürüldü. Savcılıkta işlemlerin tamamlanmasının ardından Dursun Uyar, Karabük'e götürülmek üzere tekrar sivil polis otosuna bindirildi. Karabük'e doğru gidilirken Eskipazar çıkışındaki Memmer Mevkii'nde duran sivil polis aracından inen Dursun Uyar, yanındaki Eskipazar İlçe Emniyet Amiri Murat Doğan ile birlikte kendilerini takip eden YİMPAŞ'a ait Volkswagen Passat marka otomobile geçti. Dursun Uyar ve Emniyet Amiri Doğan'ın içinde bulunduğu otomobil, saat 15.00 sıralarında Karabük Adliyesi'ne geldi. Uyar, Cumhuriyet Savcılığı'ndaki işlemlerin tamamlanmasından sonra Karabük Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Uyar, Ceza İnfaz Yasası'na göre yargılandığını belirterek, 9 ay 23 gün cezaevinde yatacak. neşe ile kalın Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2007 TAKAYASU hastası. Bakanların kankası Dursun Uyar hapse girdi... Bana sorarsanız, haksızlık edildi. * Bakın, iki örnek vereyim size. * Biri, rahmetli Ecevit. Hayali, Köykent Projesi’ydi. 30 yıl kafa yordu, en son başbakan oldu, "bu son fırsatım" dedi, pilot bölge seçti. Neresi? Ordu’nun 9 köyü. Ne yaptı oralarda? Eşek bile yürüyemiyordu, 160 kilometre yol yaptı, uçak indirirsin, 4’er şeritli. İki bardak yağmur yağınca çoluk çocuk boğuluyorlardı, köprüler yaptı. Zehirleniyorlardı, derelere akıtılan foseptikleri kapattı, kanalizasyon yaptı. Karda kışta tulumba basıyorlardı, içme suyu şebekesi yaptı, her eve bağladı. Telefon yoktu, bağladı. Park yoktu, yaptı, 13 tane. Yani? Yani... Türkiye’de hiç kimseye faydası olmadıysa bile, bu 9 köye oldu. Kaderlerini değiştirdi. Sonra? Sonra, seçim oldu. 1.200 seçmen vardı. Kaç oy aldı biliyor musunuz? 4. Rüyalarında bile göremeyeceklerini aldılar, günahlarını bile vermediler! * Öbür örnek... "Davul tozu minare gölgesi holding"in sahibi, dini bütün bir arkadaş. Zihin okuyan cihaz icat etti! Topladı ahaliyi camiye, anlattı... "Bu cihaz, beyinlerden geçen düşünceleri okuyor, yazıya döküyor, ama henüz tam geliştiremedik, şimdilik 72 saatlik okuyor." Tam geliştirince ne olacakmış? Onu da anlattı... "Bu cihazı geliştirirsek, kainatta mevcut bulunan, uzaydaki Hazreti İsa’nın, Hazreti Muhammed’in hayatta yaşadığı ses dalgalarını alacağız, süzeceğiz, televizyonlarda canlı olarak yayınlayacağız." Netice? Bu projeye, 2 milyar Euro verdi ahali. 2 milyar Euro! * Şimdi ağlıyorlar... Faizden vazgeçtiler, ödedikleri ana paranın uzaydan geri gelmesini bekliyorlar. * Lütfen bir daha okuyun... Dursun’un suçu var mı? Y.Özdil Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2007 TAKAYASU hastası. Bakanların kankası Dursun Uyar hapse girdi... Bana sorarsanız, haksızlık edildi. * Bakın, iki örnek vereyim size. * . . . Lütfen bir daha okuyun... Dursun?un suçu var mı? Y.Özdil klavyene kuvvet üstad tam anlamıyla muhteşem bir alıntı yakalamışsın... iyi seneler neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2008 Erdoğan?ın talimatıyla bizzat kömür dağıttı Başbakan'ın, kömür dağıtılması talimatına ilk uyan Elazığ Valisi Muammer Muşmal oldu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın, valiler ve kaymakamların kamyonlara binip dar gelirlilere kömür dağıtması tlimatına ilk uyan Elazığ Valisi Muammer Muşmal oldu. Vali Muşmal, kentte Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından verilen kömür yardımı dağıtımına katıldı. Kentin Üniversite Mahallesi?nde kömür dağıtımı sırasında, kamyondan kömür torbalarını kendisi de indiren Muşmal, dağıtımdak görevlilere yardımcı oldu. Vali Muşmal, bu yıl il merkezindeki fakir ve muhtaç ailelere hane başına 625 kilo olmak üzere, toplam 10 bin ton kömür dağıtımı yapılacağını söyledi. Kömür dağıtımının ekim ayı sonunda bitirilmesi gerektiğini ancak ellerinde olmayan nedenlerle dağıtımın uzadığını belirten Muşmal, bugüne kadar 6 bin ton kömür dağıtımı yaptıklarını kaydetti. Ocak ayı sonuna kadar dağıtımı tamamlayacaklarını anlatan Vali Muammer Muşmal, yardımların düzenli olarak vatandaşların evlerine bırakıldığını söyledi. Muşmal, ?Yakılamayacak derecede kötü, tozlu olan kömür olursa, vatandaşlarımız bize bildirsinler. Çünkü devletimiz bu kömürlerin parasını ödemektedir. Kalitesiz kömürler iade edilecek. Vatandaşlarımız kömürlerini huzur içinde yaksınlar. Mahalle muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Biz dağıttıktan sonra, kömür alamayan çok fakir fukara varsa bize haber versinler. Biz onların her türlü ihtiyaçlarını gidermeye çalışacağız, bu bizim görevimiz? dedi. 2 tane sorum var...! 1.Alınan kömürler satılıyor mu? Bu kömürü alanlar torbasını 3 milyona satıyor.Bırakın artık bunları iş aş yaratın gençlik işsiz 2. Yoksula yardım edilecek... evet doğru ama çözüm yanlış değil mi iş vererek, eğiterek,bakamayacağın çocuğu doğurma diyerek... Bırakın bu yerel seçim yatırımlarını artık amacınız yerel seçimlerde %60 oy almak ise taktiği değiştirin ..bu sefer tutmaz..(umarım ) neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 ÖNEMLİ ÇOK ÖNEMLİ.. ülkemin sarsılmaz bütünlüğü açısından Cumhuriyet Savcılarına ülkemin Valilerine,Öğretim Üyelerine,gazetecilere çok büyük işler düşüyor ...çok... harcamayalım onları harcatmayalım önce *Dursun Uyar'la ilgili yapılan presüdür dışı işlemler *Afyon Kocatepe Ün.versitesinde olanlar *Elazığ'da dağıtılan Kömür ... bunların arkasından şimdi de bu olay tüylerim Diken diken oldu..Bundan sonra konuşmalarıma çok ama çok dikkat edeceğim siz de dikkat edin ... Sen misin F. Gülen'e ?Fetullah Gülen? diyen! Adıyaman?ın Gerger ilçesi Cumhuriyet Savcısı Sadullah Ovacıklı?nın, Fethullah Gülen?in cemaatine de değinen bir yazısı nedeniyle Gerger Fırat Gazetesi sahibi Hacı Boğatekin?e, ?Sen milyonların saygı duyduğu Fethullah Gülen'e Fetullah Gülen diyemezsin. İkinci sayında özür dile, yoksa seni fena yaparım? dediği ileri sürüldü. Gazetenin 4 Ocak 2008 tarihli sayısında yayımlanan ?Fetullah Gülen ile Apo? başlıklı başyazı nedeniyle dört gün sonra Gerger Cumhuriyet Başsavcılığı?nca göz altına alınan gazeteci, savcı Ovacıklı?nın tutuklama talebine rağmen gönderildiği Gerger Sulh Ceza Mahkemesi?nce tutuksuz yargılanmasına karar verilerek serbest bırakıldı. Hacı Boğatekin'in dosyası Adıyaman Savcılığı'na gönderildi. alıntı 8 sutun.com Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 Iste onlarin demokrasisi bu kadardir sayin Bezgin,Atatürk'e *Beton Mustafa*deme hakkini demokrasi olarak görürler ama Fetulah Gülen'e *Fetullah Gülen *dedirtmezler.Inanki o adamin eline bir satir verseler gider Fetullah Gülen diyeni parcalar.Iste aradaki zihniyet farki. saygilarla Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Baba Çalık’tan Erdoğan’a mektup: "2 bin işçimi ücretsiz izne çıkardım. 500 personelle çalışıyoruz. İşletmelerimi kapatmak zorunda kalacağım" SABAH-ATV’yi 1.1 milyar dolara satın alma adımıyla öne çıkan Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın babası, Malatya’da kurulu Anateks’in Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, "2 bin işçimi ücretsiz izne çıkardım. 500 personelle çalışıyoruz. Ayda 2 milyon dolar zararımız var, işletmelerimi kapatmak zorunda kalacağım" mektubu gönderdi. Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre önce Türkmenistan’daki yatırımlarıyla adını duyuran, sonra enerji yatırımlarında öne çıkan, son dönemde de Sabah-ATV’ye 1.1 milyar dolarlık teklif verip, devralmayı bekleyen Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın babası, Anateks Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a "Sıkıntıdayım, işletmelerimi kapatmak zorunda kalabilirim" mektubu gönderdi. İşletmeleri Malatya’da bulunan Mahmut Çalık, aynı mektubu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı’ya da iletti. KAPATMAK ZORUNDA KALIRIM Tekstil sektörünün duayenlerinden olan Mahmut Çalık, mektubunda yaşadığı sıkıntıyı şöyle dile getirdi: "Tekstil sektöründeki sıkıntılar bu şekilde devam ederse, içimiz sızlayarak son elemanlarımızı da izine gönderip, tüm işletmelerimizi kapatmak zorunda kalacağız. Kapatmadan devam edersek, her ay 2 milyon dolar zarar ederiz. Gerek faiz oranlarının yüksekliği gerek döviz kurlarının düşük seyretmesi ve buna bağlı olarak kontrolsüz ithal iplik girişi bizleri çözümsüzlüğe itiyor." AVRUPA’NIN TEKSTİL ÜSSÜ Türkiye’nin 15 yıllık tekstil projesi düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Mahmut Çalık, böylece Türkiye’nin Avrupa’nın tekstil üssü olacağını savundu. Mahmut Çalık, bunun gerçekleşmesi halinde bugünkü ihracat rakamının 5 katına çıkacağını anlatarak mektubunda "Hatta bu üretim için Türk insanının sayısı yetmez, belki Mısır, Fas, Tunus gibi ülkelere de istihdam sağlarız" dedi. KEFEN BEZİ BULAMIYORDUK Doğru projelerle sektörün elinden tutulmaması durumunda tekstilin söneceğini bildiren Mahmut Çalık, şunları aktardı: "O zaman Türkiye kendi ihtiyacı olan tekstil ürünlerini iki üç kat pahalıya dışarıdan almak zorunda kalır. Geçmişte 5 metre kefen bezi bile üretemeyip, Amerika’dan getirmek zorunda kalıyorduk. O günlerden bugünlere gelebilmek için çok gayret gösterdik ve çok büyük yatırımlar yaptık. Maddi ve manevi bunca yatırımın bir çırpıda yok olmaması ve o eski zor günlere dönülmemesi için ilginizi bekliyoruz. Ben 68 senedir piyasanın içindeyim." Ağlamak için değil Türkiye için yazdım ANATEKS Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan ve ilgili bakanlara gönderdiği "sıkıntıdayım" mektubunun sonuna küçük bir not ekledi. Mahmut Çalık, 68 yıllık sanayici olduğuna dikkat çekerek, "Bunları ağlamak için değil, Türkiye için yazıyorum" dedi. ÇARESİ VAR İŞTE ALTERNATİFLER: 1-Türkiye topraklarından bir parça satar veya işletmelerden birinin ihalesini sana bedava verir seni düzlüğe çıkarır,merak etme! 2-Merak etmesin, örtülü ödenekten bir çorba parası çıkacaktır mutlaka da niye mektup yazdığı anlaşılmadı hergün beraber değiller mi? Yoksa başka bir tezgah mı var? neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 İran ve Malezya Türkiye ile 'İslami araç' geliştirecek Iran Sanayi ve Maden Bakanı Ali Ekber Mehrabian, Türkiye'de satışına başlanan 'Samand' marka otomobili üreten İran Khodro Company (IKCO) firmasının daveti üzerine gelen 20 Türk gazeteciyi makamında kabul etti. İran Sanayi Bakanı Ali Ekber Mehrabian, İslam ülkeleri için geliştirilecek ve İslami özelliklere sahip araç projesine Türkiye'nin de sıcak baktığını söyledi. İslami araç, namaz vakitlerini bildiriyor, kıbleyi gösteriyor.. Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 29 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 29 Şubat , 2008 Milletvekillerine sürpriz zam tartışması nedeniyle kilitlenen Sosyal Güvenlik Reformu'na ince ayar çekildi.Emekli milletvekillerine maaş artışı tasarıdan çıktı. Bu kez de vekillerin sağlık harcamaları adetabedavayagetirildi.Meclis'te görüşülen düzenleme ile milletvekilleri, eş ve çocuklarıyla birlikte sadece gazilere tanınan bir haktan yararlanacak ve hastanelerde tedavi masrafı veya ilaç parası ödemeyecek. Hesap devlete yıkılacak.Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyinde sürdürdüğü sınır ötesi harekâtta çok sayıda şehit ve gazi verilirken TBMM'de görüşülen Sosyal Güvenlik Reformu'na sürpriz bir madde eklendi. Bu maddeyle milletvekillerine, sağlık masrafları açısından operasyonlarda yaralanan gazilere sağlanan haklar tanındı. Valla bravo... bence hepsi gazi zaten gündemi kara harakatına odakladılar kendileri istedikleri herşeyi yapıyorlar ülkenin öz sermayesi olan TEKELİ sattılar şu anda parasını afiyetçe yiyecekler bizde hala uyuyalım helal olsun iktidara, ALLAH diyorki; kul hakkıyla gelme,komşun aç ken tok yatılmaz nerde bunlar,Hz,ÖMER hlifeliği döneminde devletin işini yaparken devletin mumunu yakarmış, kendi özel işini yaparken kendi özel mumunu yakarmış,işte budur yöneticilik.. Bence gazilik sıfatı tam milletvekillerine yakışır bir sıfat olurdu. Olurdusu bile fazla, çünki bu yasal düzenleme ile sağlık anlamında gazilerimizle aynı mertebeye erişmiş oldular. Hakettilermi? Tabiki ettiler. Milletvekillerimiz her türlü kıyağı hakediyor. Onlar olmasa biz ne yapardık.Onlar gazilik fırsatlarından yararlanmıcaklarda kim yararlanacak. Hem bi düşünsenize, mecliste çıkardıkları kanunların ve yaptıkları nice düzenlemelerin ardından ulaştıkları sonuca bakacak olursak miletvekillerimiz gazi olmuş sayılmazmı sizcede. Yaptıkları birçok şey hezimetle sonuçlanıyor, mecliste sürekli yara almaya başladılar, habire kan kaybediyorlar, aldıkları bu yaralar ve kan kaybı yüzündende iyilikler adına mücadele edecek güçleri kalmadı ve o kadar zayıfladılarki fiziksel anlamda tamamen çökmeye başladılar. Eee haliylede gazi olmaları gerekir dimi. Hatta milletvekillerimize bir kıyak daha geçmek lazım. Aldıkları maaşlar kadar , gazilik maaşıda bağlanması gerekir. neşe ile kalın Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 HAVADAKİ BULUTDAN NEM KAPAR OLDUM... Dünya Bankası'nın stratejik işbirliği çerçevesinde, Türkiye'ye 6.2 milyar dolar kredi vermesinin, TSK'nın Irak'ın kuzeyinden çekilmesiyle aynı güne gelmesinin “tesadüf” müdür dostlar..TSK'nın Kuzey Irak'tan çekildiği 29 Şubat'ta, "Dünya Bankasının, stratejik işbirliği çerçevesinde, Türkiye'ye 6.2 milyar dolar kredi verdi bundan haberiniz var mı? Dünya Bankasının, Stratejik İşbirliği Çerçevesinde, Türkiye'ye 6,2 milyar dolar kredi verilmesini, 29 Şubat 2008 tarihinde onayladığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu kredi hangi tarihte talep edilmiştir? Yoksa gizli bir gündemin sonucu mudur?Hem de Dünyada ekonomik krizlerin yaşandığı bir dönemde, miktarı oldukça yüksek olan bu kredi, Türkiye'ye hangi şartlarda verilmiştir? Bu kredinin onaylanmasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Iraktan çekilmesi garantisi de var mıdır?Böyle düşünsem kontrada kalıyorum Silahlı kuvvetler açısından yok diğer türlü düşünsem Söz konusu kredinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'tan çekildiği güne rastlaması bir tesadüf müdür?KAFAYI SIYIRACAĞIM YAKINDA .. Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Bakanlar Kurulunca alınan kararlar doğrultusunda yoksul ailelere Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) koordinatörlüğünde yapılan kömür yardımından son 5 yılda toplam 8,1 milyon ailenin yararlandığı öğrenildi. Bu ailelere 5 yılda 5,9 milyon ton kömür dağıtımı yapıldı. YILLARA GÖRE KÖMÜR DAĞITIMI -Yoksul ailelere yapılacak yardım ile ilgili ilk karar 2003 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınmış ve aynı yıl 1 milyon 98 bin aileye 687 bin 764 ton kömür dağıtılmıştı. -2004 yılında ise 1 milyon 503 bin aileye toplam 1 milyon 56 bin 97 bin ton kömür dağıtımı yapılırken, 2005 yılında 1 milyon 875 bin aileye, 1milyon 319 bin 330 ton, 2006 yılında ise 1 milyon 769 bin aileye 1milyon 273 bin 265 bin ton dağıtılmıştı. -2007 yılında ise, 1 milyon 884 bin aileye toplam 1 milyon 521 bin 696 ton kömür dağıtımını gerçekleştirmiş oldu. BU YIL HEDEF 2 MİLYON AİLE 81 il ve 933 ilçeyi kapsayacak bedelsiz kömür dağıtım programı kapsamında bu yıl 2 milyon aileye toplam 1 milyon 600 bin ton kömürün dağıtımı hedefleniyor. Kömür yardımının bir önceki yıllarda olduğu gibi yine ilgili valiliklerle, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla yürütülecek. 2008 yılına ilişkin taleplerin mart veya nisan ayı içinde sonuçlandırılması planlanıyor. Cumhuriyetsiz olabilir,Demokrasi de olmayabilir,ama kömür olmazsa olmaz,vatansız kalabiliriz ama aman soğukda kalmayalım neşe ile kalın.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2008 Bu ülkede baklava çalan çocukları hapis cezası ile cezalandırırlar trilyonları götürenlerin, sahtecilerin, dolandırıcıların, hele dini alet edip milleti soyanların hesabını görmek mümkün olmaz, ya yaşından dolayı ev hapsi verirler, ya aldığı oy oranına bakıp kenara çekilirler, ya kadın hastalığına yakalanırlar Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2008 İmam: Atatürk rozetiyle camiye gelmeyin, günah Trabzon'da Atatürk rozeti ile camiye gelen vatandaşa imam tepki gösterdi Trabzon'un Beşikdüzü ilçesindeki Merkez Camii İmamı Sezai Yaşar, yakasında Atatürk rozeti ile gelen Ömer Atalar (80)'a, "Bunu takıp camiye gelmeyin, günah işliyorsunuz" dedi. İmam Yaşar, rozetle namaz kılmanın caiz olmadığını öne sürerken, Trabzon Müftüsü Ahmet Bulut, "Rozetle namaz kılmanın dinen sakıncası yok" diye konuştu. alıntı vatan Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2008 DURSUN UYAR TAHLİYE OLDU... Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı, 9 ay 19 gün sonra serbest bırakıldı 15.10.2008 11:09Karabük'ün Eskipazar ilçesindeki açık cezaevinde tutuklu bulunun Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, cezaevinden 9 ay 19 gün sonra tahliye edildi. Hakkında 2 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar'ın tutuklanarak konulduğu Eskipazar Açık Cezaevi İnfaz Kurumu'ndan bugün tahliye olacağının bildirilmesi üzerine yakınları çeşitli illerin plakalarından oluşan 15 otomobille cezaevinin önüne geldi. Cezaevi gardiyanlarının sabah 08.00'da vardiya değiştirmesi ve müdürün cezaevine 08.25'te giriş yapmasının ardından Uyar, 08.45'te giriş kapasındaki danışma bürosuna getirilerek tahliye evraını imzaladı. Uyar, 27 Aralık 2007'de cezaevine konulmuştu. Neşe ile kalın .... Not:uzun zamandan sağlık sebeblerimle giremediğim forumumu özlemişim neşe ile kalın Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2008 DURSUN UYAR TAHLİYE OLDU...Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı, 9 ay 19 gün sonra serbest bırakıldı Dursun Hanım'ın yeni işi hazır. Dava süreci tamamlandıktan sonra Fener Denizi adındaki yeni derneğin başkanı olur; veya Zahid Bey'den boşalacak olan koltuğa kendisi oturur. Zahid Bey de Dursun Hanım'ın ranzasında nöbeti devralır. Bir 9 ay 10 gün sonra da Dursun Hanım'ın doğumuna Zahid Bey tahliye olmuş olur zaten. Millet olarak bu filmi izlemeye doyamıyoruz. Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 NADİR rastlanan ve sadece aort ile aort dallarını tutan bir hastalık. En çok 20-40 yaş arasında kadınlarda görülen rahatsızlık bu damarların cidarlarında enflamatuar (yangısal) reaksiyonlarla seyreder. İlk kez 1908 yılında Dr. Mikoto Takayasu tarafından tanımlanan klinik tablo, "Nabızsız Hastalık" adıyla da anılır. Baş dönmesi, bayılma, uzun süren hafif ateş, adale ağrıları, görme kusurları, kollarda güçsüzlük, çabuk yorulma gibi belirtileri olan hastalığı tanımak oldukça zordur. Şimdi Takayasu kadın hastalığıdır, yalnız kadında görülür diye birşey yoktur. Bu haber, tamamen eksik ve yanlı yazılmış. Bu hastalığa, Dr. Takayasu doğulu kadınlarda rastlayıp keşfettiği için, Doğulu Kadınların Hastalığı ismi verilmiştir. Ama daha sonraki çalışmalar göstermiştir ki, doğulu kadınlarda biraz daha çok görülmekle beraber, her yaştaki ve her ırktan kadın ve erkeklerde görülen bir hastalıktır. Yani Takayasu hastalığı, erkeklerde de oldukça sık görülür. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Şimdi Takayasu kadın hastalığıdır, yalnız kadında görülür diye birşey yoktur.Bu haber, tamamen eksik ve yanlı yazılmış. Bu hastalığa, Dr. Takayasu doğulu kadınlarda rastlayıp keşfettiği için, Doğulu Kadınların Hastalığı ismi verilmiştir. Ama daha sonraki çalışmalar göstermiştir ki, doğulu kadınlarda biraz daha çok görülmekle beraber, her yaştaki ve her ırktan kadın ve erkeklerde görülen bir hastalıktır. Yani Takayasu hastalığı, erkeklerde de oldukça sık görülür. Birşeyler bildiğinizden mi söylüyorsunuz yoksa bir koruma iç güdüsü ile hareketin neticesi midir bilemedim esasen. Size konuyu anlatan 3 kaynaktan alıntı yapacağım ve eğer hala varsa itirazınızı yine böyle belgesiyle isteyeceğim. Ailemizin ansiklopedisi Vikipedi Takayasu hakkında şöyle der; Takayasu arteriti, genellikle 40 yaş altı bayan hastalarda görülen,aort ve ana dallarını (Subclavian Arter-Kollara giden) tutan inflamasyon(yangı) sonucu oluşan vaskülit tablosudur. Ama buna inanmayabilirsiniz, neticede internetten herhangi bir alıntıdır ve hangi doktorun eli değmiştir pek bilinmemektedir. Bu durumda size Türkiye Klinikleri isimli dergiden alıntı yapacağım. Burada da; Takayasu arteriti aorta ve dallarını, bazen de pulmoner arteri tutan, sebebi bilinmeyen kronik inflamatuvar bir arterittir. Sıklıkla Asya ülkelerinde ve genç kadınlarda görülür. şeklinde izah edilmiştir. Ancak bu sefer bu yazıya birçok doktor eli değmiştir. Buyrun yayın kuruluna bakın isterseniz. Ha bu da yetmedi ise Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki bir sunuma göz atabilirsiniz. Takayasu Arteriti'ne bağlı Subklavian Çalma Sendromu başlıklı bir makale. Üşenmeyin okuyun. Anladığınız kadarı ile tekrar dönüp bize cevap yazın. Neden bu hastalık erkeklerde de "oldukça sık" görülürmüş, hepbirlikte görelim öğrenelim. Son soru: Siz bu hastalığın erkeklerde de görüldüğünü Vakit Gazetesi'nde filan mı okudunuz? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.