Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bir sorum olacak


kaoss

Önerilen İletiler

bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor. ahirette zaman kavramı yok da deniliyor. bu çelişkiyi açıklarsanız çok sevinirim.

 

Boşver arkadaşım bizim kafamız almaz o zaman kavramını filan... Boyut işi bu bildiğin bileceğin gibi değil...

Gözün korktu mu? korkmadı mı? mühim olan bu...

 

Zaman konusunda inananların kafası öyle karışık ki... Matematiksel hesaplarla, bizim aklımızın almayacağı şeklinde nitelendirdikleri zamanı dünya saatine bile çeviriyorlar. Ama diğer taraftan o boyut farklı kafanız almaz da derler. Booşveeerrr...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor. ahirette zaman kavramı yok da deniliyor. bu çelişkiyi açıklarsanız çok sevinirim.

 

Sonsuza dek yanmanın nedenini şimdi buldum işte!!! :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Sen gül bakalım.

 

Varsa öte tarafta ben kendimi savunurum.

Yoksa, tanrı hiç savunma almayacak kadar gaddar mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen gül bakalım.

 

başlığı açan arkadaş bir soru sormuş...bir cevabınız varsa onu yazsaydınız..

bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor.

 

bunu kim diyorsa.. sanırım cehennemin daimi üyesi kendisi olucaktır..

 

kulaktan dolma hurafelerle dininizi yaşamaya çalışmayın..elinizde bir kitap..kafanızdada bir beyin var..okuyun ve düşünün lütfen..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 hafta sonra...
başlığı açan arkadaş bir soru sormuş...bir cevabınız varsa onu yazsaydınız..

bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor.

 

bunu kim diyorsa.. sanırım cehennemin daimi üyesi kendisi olucaktır..

 

kulaktan dolma hurafelerle dininizi yaşamaya çalışmayın..elinizde bir kitap..kafanızdada bir beyin var..okuyun ve düşünün lütfen..

Elde bir kitap, kafada bir beyin, okunuyor ama, düşünmeye gerek bırakmıyor bu kitap bu beyine.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor. ahirette zaman kavramı yok da deniliyor. bu çelişkiyi açıklarsanız çok sevinirim.

 

Sorunuz için öncelikle teşekkür ediyorum;

 

Her ne kadar farklı kişiler, diğer arkadaşlar, gerekli cevabı vermiş iseler de, acizane görüşlerimi paylaşmak isterim;

 

Daha önce ki yazılarımda ''Zaman ın da ALLAH ın mevcudatı olduğu'' nu bütün delilleri ile açıklamış ve ispat etmiş olduğum için geçiyorum.

 

Şimdi öncelikle edebiyat ta, literatür de;

 

Örnekleme,

Teşbih;

Benzetme,

Kıyas yolu ile anlatım,

Orantı kurarak sonuca varmak.

''

gibi kavramların varlığından haberdar olduğunuzu kabul edecek olursak,

(eğer, bu konuda kültürünüz yok ise; yinede okuyunuz ki, en azından öğrenmiş olursunuz)

 

insanoğlunun bizzat ölçü birimleri kullanarak, açıklamak ta zorlandığı ama, inandığı olgu, kavram yada varlıkları, tanımlamak için;

 

kendi sahip oldukları boyutlar ile O nu açıklamak yolunu ''en az yazının icadı'' kadar eski çağlarından, bu güne dek kulanmış ve kullanıyor olduklarını,

internet te çok kısa bir araştırma yaparak yada,

bana bu konuda merak ettiğiniz herşey için özel mesaj yolu ile ulaşarak öğrenebilirsiniz.

 

Evet; dolayısı ile (insanlığın büyük yekününü teşkil eden) inanan ların;

Cennet veya Cehennem tasviri yapmak için dünya da hayat ları boyunca kullandıkları ve (hiçbir ölümlü nün dışında kalamadığı),

Zaman kavramını kullanıyor olmaları hiç bir abesiyet teşkil etmez.

 

bu açıdan bakıldığında ''Cennet te zaman var mı'' sorusuna;

 

''şu anda bizi sınırlıyan ve kronometre ile ölçülebilir yapıda olmayan bir Zaman Kavram ı tabiki var''

 

diye cevap verecek olmam, anlayabilmeniz açısından umarım bir sorun teşkil etmez.

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Elde bir kitap, kafada bir beyin, okunuyor ama, düşünmeye gerek bırakmıyor bu kitap bu beyine.

 

Kitabı okudun ki yorum yapıyorsun Sayın Muki!Kitabı okuduktan sonra düşünce yetini mi kaybettin, kitabı okumadan öncemi düşünmeye gerek görmüyordun affına sığınarak yanlış anlama diyerek küçük bir soru sorabilir miyim?

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Bir namaz vaktini boş geçirmek 180000 yıl cehennemdir deniliyor. ahirette zaman kavramı yok da deniliyor. bu çelişkiyi açıklarsanız çok sevinirim.

 

Öncelikle bu bir ayet değildir. İşin ilginç yanı bu bir hadis de değildir. Peki bunu hangi akla hizmet buraya yazdınız. Ve kaynağınız nedir?

 

Vakti boş geçirme üzerine hadisler şunlardır :

(Malayani ile meşgul olanın hatası, günahı çok olur.) [El-Askeri]

(Kıyamet günü günahı en çok olan malayani konuşandır.) [Ebu Nasr]

(Ne biliyorsun, belki malayani konuşurdu.) [Tirmizi]

Hazret-i Kab, hastalanınca, Resulullah efendimiz ziyaretine gitti. Hazret-i Kab’ın annesi, (Oğlum Cennet sana hazırdır) dedi. Peygamber efendimiz aleyhisselam da buyurdu ki:

(Ey Kab’ın annesi! Ne biliyorsun, Kab belki malayani konuşurdu.) [İbni Ebiddünya]

Not : Malayin, boş ve faydasız demektir.

 

Tavla ve satranç oyunu

Peygamber efendimiz, tavla oynayan bir grup insana buyurdu ki:

(Oyunla meşgul olan el ve kalblere, boş ve bâtıl sözlere yazıklar olsun!) [beyheki]

 

Oyun oynamanın fıkhi hükmü ise şöyle:

(Tavla, satranç, 14 taş gibi oyunları oynamak tahrimen mekruhtur. Devamlı oynanırsa ve farzı yapmaya mani olursa yahut para için oynanırsa yine haram olur.) [Redd-ül Muhtar c.5, s.253]

 

İmam-ı Gazali hazretleri ve imam-ı Şafii hazretleri, ara sıra satranç oynamanın mubah, devamlı oynamanın ise tenzihi mekruh olduğunu bildirdi. İmam-ı Şafii hazretleri, (Satranç oynamak, din ve mürüvvet sahiplerinin âdeti değildir) buyurdu. (İhya)

 

Not : Olayın özü şudur : Boş işlerle ve boş hayat tarzıyla yaşamak, insanların ahiret hayatlarını kötü yönde etkiler. Aslında oynanması caiz görülse de para ile oynanması veya ibadetleri engellemesi halinde mekruh ve haram olur. Haram ve mekruh işleri çok işleyen de cenenneme gider. Herkesin de bildiği gibi cennet ve cehennemin sonsuza dek misafirleri vardır. Ama cehennemde bir süre kaldıktan sonra cennete geçenler de vardır. Allah o kadar adaletlidir ki. Cehennemin kalıcı misafirlerine bir kıyap yapmış ve Kafirlerin, günahları kadar acıyı hissedeceğini ve bir süre sonra yapılan tüm haharetli cezaların hiç hissedilmeyeceğini ama sonsuz cennet'i kaybetmenin burukluğunun hepsinden kötü olduğunu bildirmiştir.

--------------------------------------------------------------------------

Cehenneme Giden Yollar

 

Cenâb-ı Allah, imansız olanlara ebedî, mü'min olduğu halde günah işleyerek tevbesiz ölenlere 'af ümid edilmesine rağmen- muvakkat yani, geçici bir azab tayin etmiştir. Bu husus, imanın en önemli meselesidir ve elhamdülillah buna imanımız vardır. Cennet'in varlığına ve nîmetlerine, Cehennem'in de varlığına ve azabına inanmak farzdır. Cehennem, kâfirler için ebedî, mü'minlerden af veya şefaate nail olamayanlar içinse geçicidir. Hadîslerden yola çıkarak hazırlanmış olan, Cehennem'e sevk edebilecek vesîleler şunlardır:

 

1. Ehlullahla münakaşa etmek, onlara inanmamak veya tevhîde hizmet edenleri sevmemek, müslümanları kötü görmek.

 

2. Nefsini mükemmel ve kusursuz görerek, buna inanmak, yani benlik gütmek ve kibirlenmek.

 

3. Hak sözleri dinlememek, kendini nasihate ihtiyaçsız görmek, öğrenmek ve öğretmekten kaçınmak; sakınmak.

 

4. Mü'minlerin ayıplarını çıkarmayı istemek, çıkarınca buna ferahlanmak. Bu, en kötü haslettir. İslâmda tecessüs ve tehassüs yoktur!

 

5. Mü'minlerin ayıbına vakıf olunca bunu ifşâ etmek, alay konusu yapıp gülmek ve başkalarını güldürmek.

 

6. Günahları anlatmak ve açıktan işlemekle eziyet vermek, yahut günahlarını hafif görerek, alay konusu yapmak..

 

7. Bâtıl (islâma aykırı) yerlere (ve işlere) yardım etmek.

 

8. Kendi nefsi için intikam almak.

 

9. Milletin istemediği, özellikle şer'î devletin sırlarını veya hayırlı insanların meclislerindeki konuşmaları ifşâ etmek. Meselâ, nurcular falan yerde hû çekiyor diye şikâyet etmek.

 

10. Herhangi bir mü'mine tuzak kurmak; onu hiyle ve fitneye sevk etmek.

 

11. Şeytanın hiylesine kapılarak küçük günahlara devam ettiği halde, Cenâb-ı Hakk'tan esirgenmeyi ümid etmek. Yani, şer karşılığında hayır beklemek. Bu, o kadar mühimdir ki, küfre kadar götürür!

 

12. Verdiği şeyi çok büyük görmek.

 

13. Yeterli rızkı olmasına rağmen dilenmek.

 

14. Azgınlık ve iftira etmek.

 

15. Hırslı ve cimri olmak.

 

16. Milleti tecesüsle uğraşıp, boş yere vakit geçirmek.

 

17. Malını aşırı derecede hesapsız harcamak ve israf. Harama veya haram işlemeğe harcanan tek kuruş bile israftır!

 

18. Zenginlere dalkavukluk yapıp, zenginliklerinden dolayı kendini alçak göstermek. Müslüman zengini Allah için sevmekte bir beis yoktur.

 

19. Müslümanlara küfür damgası vurmak.

 

20. Müslümanlardan birini tahkir etmek veya ayıplamak.

 

21. Nefsini övmek ve kendini temiz göstererek, kendi hakkında iyi şahitlik yapmak. En çirkin ahlak budur! Bu ahlak, çoğunlukla kalplerinde nifak olanlarda bulunur. Ashâb-ı kirâm en çok bundan korkmuşlardır.

 

22. Yapmadığı bir şeyle övülmekten hoşlanmak.

 

23. Başkalarının övmesiyle kendini beğenmek.

 

24. Kendini büyük ya da alim göstererek muhataplarının aklını bozmak. Meclisinde hata yapanı halkın gözünden düşürmek. Kısacası, köşeli sözler söylemekle benliğini ortaya koymak (öne çıkarmak). Buna enâniyet denir!

 

25. Sefihliği nedeniyle, yalandan başkasına lakap takmak, boş yere ve anlamsız olarak milleti ayıplamak; din ve dünya hususunda faydası olmayan şeylerle vaktini harcamak. Meselâ, büyük günah işleyen birini veya bir zalimi övmek, yahut da zulme yardımcı olmak.

 

26. Borcunu ödemede gevşek davranarak geciktirmek.

 

27. Çirkinliği temennî etmek.

 

28. Yalandan âlim ve salihlerin kıyafetine bürünerek, halka karşı onların davranışları gibi davranışlar sergilemek. Şayet içtenlikle büyüklerin ahlakıyla ahlaklanıyorsa bu elbette güzeldir ve hem de ibadettir. Çirkin olan, samimiyetsizlik ve sahteliktir.

 

29. Ruhsat ve zayıf fetvalara sarılıp, te'vilâta kapılmak.

 

30. Halden hale girmek için, şeriati kolaylaştırmak.

 

31. Herhangi bir işte, neticesini düşünmeksizin aceleci davranmak.

 

32. Nefsanî ve şeytanî tedbirler aramak ve mel'anetlik yapmak.

 

33. Cehalet ve bilgisizliğe kanaat etmek. Bu da çok önemlidir! Meselâ, Elemtere'den aşağısını bilenin fazlasını öğrenmeye gayret etmemesi; farz ve vaciplere ait bilgileri araştırmaması da buna dahildir!

 

34. Hak olan bir şeyi inkâr etmek. Bu, çok tehlikelidir! Meselâ, birine kızdığı için onun hak olan sözünü reddetmek, küfre kadar götürebilecek korkunç bir hatadır!.

 

35. Yersiz ve gereği yokken mücadele etmek.

 

36. İnsanlara, hayvanlara yok yere eziyet vermek.

 

37. Zulmetmek ya da zalime yardım etmek. Bu da çok mühimdir! İçki içeceğini bildiği halde bir adamın oğluna içki içmeğe yetecek kadar para vermesi haramdır! Aynı zamanda, işlenen o günaha da ortaktır! Particilerin de bundan hareketle dikkatli olmaları lazımdır!

 

38. Korkaklık nedeniyle dininden taviz vermek. Meselâ, namaz kılmayan işvereninin yanında kendini beynamaz göstermek, yahut da bu yüzden namazı terk etmek.

 

39. Dînî vazifelerinde ve özellikle mâlî ibadetlerde tamahkârlık yapmak.

 

40. Müslümana kin gütmek. Yaramazlık ve tefrikaya düşmek (bölücülük yapmak).

 

41. Allah Teâlânın kuluna bahşettiği nîmetlere razı olmayıp, onu çekemeyip kıskanmak; yani hased.

 

42. Yalandan kendini bilgisiz veya bilgili göstermek; yani ahmaklık.

 

43. Şehveti veya Allah'ın yasak ettiği dünyayı sevmek. Dikkat edilsin ki: Helalde şehvet yoktur. Dünyadan kasıt haram olan şey ve işlerdir.

 

44. Riyaseti (baş olmayı) ve yüksekliği sevmek.

 

45. Kendi ayıplarını yahut başkalarının ayıplarını anlatmak.

 

46. Sürekli mahzûn olmak.

 

47. Milleti aldatmak.

 

48. Ümidsizliğe düşmek.

 

49. Hıyânette bulunmak (ihânet etmek).

 

50. Sözüne muhalif olmak (verdiği söze uygun davranmamak, sözünü tutmamak).

 

51. Kendinde büyüklüğü tasarlamak.

 

52. Sebepbiz olarak kendini zelil edip, kötülük ve rezalete düşmek. Meselâ, yetimin tevazu göstermesi zillettir. Fakirin alçak gönüllü olması âcizliktir. Amma, kendisinde bir maharet (meziyet) olduğu halde, kendinden aşağı olana boyun eğmek, tevazudur. Kendinden büyük veya yukarıda olana boyun eğmek saygıdır. Bunları birbirinden ayırt etmek veya birbirine karıştırmamak gerek!

 

53. Halkın içinde kendini iyi göstermek, gizlide yapmadığı bir ibadeti halk içindeyken yapmak, bir illete dayalı olarak yaptığı ibadeti halk nazarında güzel göstermek; yani gösteriş. Ancak, gizlide yaptığı bir ibadeti , açıkta da yapmak gösteriş olmaz. Riyayı terk etmek de riyadır!

 

54. Fâsıklara ve nâmeşrû meclislere kalben de olsa meyletmek veya bilfiil bu meclislerde bulunmak.

 

55. Kendini emsâlinden üstün görmek.

 

56. İyi müslümanlar hakkında su-i zanda bulunmak.

 

57. Hükümdara dalkavukluk yapmak.

 

58. Masumları şikâyet etmek.

 

59. Adâletle hükmeden âmirlere karşı gelmek; yani anarşistlik. Özellikle kâfirlerle bir olup, böyleleri hakkında onlara casusluk yapmak!

 

60. Sövmek veya söven kimsenin sözünü dolaştırmak.

 

61. Oburluk ve boğaza aşırı düşkünlük. Yani yeme içmede fazla gözü olmak.

 

62. Şerlileri sevmek. 'Kişi, sevdiği ile beraberdir!'

 

63. Sık sık öfkelenmek.

 

64. Tul-i emel sahibi olmak; yani dünyalık uzun emeller peşinde olmak.

 

65. Kadınların emri altına girmek.

 

66. İbadet ve taatlerine karşılık ücret almak.

 

67. Başkasının ırzına, şerefine ve malına tecavüz etmek.

 

68. Zulmetmek ve sûikast yapmak.

 

69. Soyu sopuyla gururlanmak, enâniyet.

 

70. Dîni gayeler dışında gazaplanmak.

 

71. Tehevvür, yani ikide bir başkalarına hakaretlerde bulunmak.

 

72. Vaktini gaflet ve tembellikle geçirmek, yani vakti değerlendirmemek.

 

73. Vefâsızlık.

 

74. Fâsık olmak; yani Allah'ın emirlerini hafife almak veya namazın terki gibi fiilen itaatten çıkmak.

 

75. Yaptığı günahtan dolayı ferahlanmak (sevinmek); daha doğrusu günah işlemeği ehven görmek ve işlediğinde bundan hoşnut olmak. Bu dahi çok tehlikelidir!

 

76. Aslında katı kalpli olduğu halde, merhametli gibi görünmek. Bu da nifak alâmetidir! Hiç bir müslüman, başka bir müslümana böyle muamele yapamaz! Hayret ki, buna sempatizm demişler ve bunu meşrû saymışlar! Oysa bu davranış insanı nifaka sokar!

 

77. Nankörlük, yani velinimetini inkâr etmek. Büyükler der ki: Müslümanın sana yaptığı iyiliği unutman, kötülük yapman gibidir. Bunu yapmak insanı Allah'ın nîmetlerini de inkâra sevk eder!

 

78. Zayıfa ağır yük yüklemek veya gücü nisbetinde yüklendiği vazifede gevşeklik yapmak, ya da yapamıyacağı bir şeyi yüklenmek.

 

79. İfratla uyumak. Az uyku zararlı olduğu gibi, aşırı uyku da zararlıdır; daha doğrusu düşmandır. Hatta, ölümdür!

 

80. Nifak. Bunun alâmetleri: Ahde vefasızlık, emanete ihanet, davalaşmalarda iftira atmak ve yalandır! Bu, imanda olursa, küfürle birleşir! Amelde olursa riyayla birleşir; yani sevabı iptal eder! Müslümana içten kin besleyip, dıştan hoş görünmek; yani sempatizm de bu konuya dahildir!

 

81. Müslümana eziyet vermek için fırsat kollamak, başka bir ifadeyle bozuk niyet beslemek.

 

82. Başkasını gözden düşürmek. Bu, çok önemlidir! Meselâ, bir insanı öldüren, onu bir defa öldürmüştür. Gözden düşürünce, her düşürmede bir kere öldürmüştür. Bunun için bu iş, manevî cinayettir! Özellikle takvâ sahiplerini gözden düşürmek, korkunç bir fitnedir! Aynı biçimde, fâsık ve âsî olan birini halkın nazarında iyi göstermek de fitnedir!

 

83. Tevbeyi ertelemek (geciktirmek, tehir etmek).

 

84. Ödeme gücünün üstünde borç altına girmek.

 

85. Allah'ın rahmetinden ümid kesmek.

 

86. Allah'tan başkasına tevekkül etmek, yani dayanmak, itimad etmek. Meselâ, tesiri sebeplerden bilip Müsebbib'i unutmak, vesîlelere maksat gibi inanmak şirke kadar götürür.

 

87. Sihir, tiyret, arâfet gibi ilimleri öğretmek ve yapmak, ya da bunlara inanmak. Bunlar, kâhinlerin yapacağı şeylerdir!

 

88. Dört mezhebden çıkıp, başka bir yol tutturmak veya meşâyıhı inkâr etmek.

 

89. Utanmamak (hayasızlık). Hem Hâlık'a ve hem de mahlûka karşı kalbî şûbelerin en önemlilerinden biri de utançtır. Halktan utanmayan kimse, Hâlık'tan da utanmaz!

 

90. Namazı veya herhangi bir farzı terk etmek. Ancak, farzların çoğu Allah hakkı olduğu halde, zekât aynı zamanda kul hakkıdır. Böyle olduğu için de affedilmesi güçtür! Cenâb-ı Allah farzların ikincisi olarak namazı sayarken, ilgili bütün âyetlerde zekâtı da üçüncü olarak bildirmektedir! Ancak farzlar, ehl-i sünnete göre imanın cüzünden değil de, imanın tamamlayıcıları olarak kabul edilmişlerdir. Meselâ, farziyetini inkâr etmeksizin zekâtı vermeyen kişi bizce mü'min ve müslimdir; amma âsîdir! Havariciye göre kâfirdir. Mu'tezileye göre de ne mü'min, ne de kâfirdir!

Sayılan bu hususlar tek tek Cehennem'lik olmaya vesile olabilir!

Mü'mine düşen ve yakışan mümkünse bunların tamamından sakınma ve kaçınma azim ve gayreti içinde olması ve büyük olsun, küçük olsun her günahın ardından derhal pişman olup, tevbe-istiğfar etmesidir. Çünkü, bunu yapmayı geciktirmek de haramdır. Başka bir ifade ile her hatanın ardından tevbe etmek farzdır!

 

Allah Teâlâ cümlemizi Cehennem'e düşürecek şeyler söylemekten ve

bu tür işleri yapmaktan muhafaza buyursun! Âmîn! Ve selâmün alel mürselîn

velhamdü lillâhi Rabbil âlemîn!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
Öncelikle bu bir ayet değildir. İşin ilginç yanı bu bir hadis de değildir. Peki bunu hangi akla hizmet buraya yazdınız. Ve kaynağınız nedir?

resminizdeki adama benzer bi adam söylemişti

ayrıca tüm islam tarihini özetlemenizin bana bi faydası olmaz cünkü böyle uzun yazıları kimse okumaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
  • 1 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.