Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

dinin insan ürünü olduğu tezini bir yana bırakırsak...

 

doğrusu dini insanın özbilinci ya da öz duyguları olarak tanımlanması üzerine hiç düşünmemiştim..

insan özü realite değildir ama ortaya konanlar realitedir...dolayısıyla ortaya ne konulduğu önemlidir...özü biçimlendiren bilgi ve inanışlardır...davranış bunların öz tarafından içselleştirilip yansıtılmasından meydana gelir...

dinin ya da özün realiteye sahip olmaması hayata yön vermediği anlamına gelmez...

selamlar..

dinin maksadı...

bu sorunun cevabını aramaya devam edeceğim...

 

Soru şu; neden "dinin insan ürünü olduğu " ifadesini bir yana bırakıyoruz...

 

***

 

Bir insanı algılamaya,kavramaya,gözlemlemeye çalıştığınızda...

Onun kafasını, kolunu, gözünü kulağını bir yana bırakamazsınız...

Eğer göz ardı ederek tanımlamaya,anlamaya,anlatmaya kalkarsanız...

Eksik kalır bütünü kavrayamaz yada ifade edemezsiniz...

 

***

Bir anlatımın,yazılı ifadenin bütünüde böyledir...

Paragraflar kendini oluşturan harflerle, kelimelerle bir bütünlük oluşturur,anlam kazanır...

Eğer bir harf, kelime yada cümle bütünlüğünü yok kabul ederseniz bütünün anlamını ortadan kadırırsınız...

sonuç olarak kendi kabulleriniz doğrultusunda revize eder,revizyonist olursunuz...

Revize edilmiş şeyler her ne kadar hoşa gitsede aslını ve gerçeğini değişime uğrattığı için...

İfade edilen değil, orjinalin değiştirilmiş halidir...

 

***

o nedenle beğininizi ifade ettiğiniz cümlenin tamamını tekrar ele alarak değerlendirlmesi gerekmektedir.

[ (Din) insanı üretmez insan dini üretir.

Başka bir deyişle din, hem daha kendini bulamamış,

veya bulmuşken yeniden kaybetmiş,

insanın öz bilinci ve öz duygularıdır. ]

Ancak anlatılmak istenen için sadece bu cümle yeterli olmuyor...

o nedenle paragrafın geri kalanını da ele alıp bütünün tamamını değerlendirmek gerekir...

 

[Fakat insan dünyanın dışından ansızın birden bire gelip yerleşmiş soyut bir varlık değildir.

İnsan bir insan dünyasıdır, bir devlettir, bir toplumdur...

(Din) ise insan özünün hayali bir gerçekleşimidir.

Çünkü insan özü gerçek bir realiteye sahip değildir.]

 

***

Bence bütünlüğün içinde anlatılmak istenen insan özünü değerlendirip...

insan özünün neden gerçek bir realiteye sahip olamıyacağı üzerine yanıtları aramamız gerekir...

 

"insan özü realite değildir ama ortaya konanlar realitedir" ifadesi bize...

"Realite olmayan bir özün, nasıl olupta realiteleri ortaya koyabilir" sorusunu sordurur...

  • Cevaplar 100
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Polemik devam etmiş. Ben ise polemikten uzak, mümkün olduğu kadar çözüm üretmeğe, anlaşmaya çalışmaya devam edeceğim. Sağlıklı tartışma yerine polemik yapıldığının anlaşılması için de vurgu yapacağım.

 

Gerçekten duymak istedikleri şeyi duyamadıkları sürece rahatlayamayan insanlar tartışmak anlamsız.

Sana göre anlamsız olan birşeye devam etmende anlamsız değilmi?. Bu bir polemiktir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Size sana göre toplumsal ahlakın kaynağı ne diye bir soru sorulur. Toplum ve toplum baskısı cevabı verirsiniz. Bu sizin kişisel fikriniz midir hayır. ilgili bilim dalının görüşüdür.
Cidden komik ya :)

"Peki Cyrano sana göre iyi güzel ahlakın kaynağı nedir" sorusuna. Toplum ve toplumsal ahlaktır cevabını vermişim. Senin bu cevabı anlayamıyor oluşun benim cevap vermediğim anlamına mı gelir ?

Sağlıklı tartışmalarda, ne söylediğinin anlaşılabilmesi için dilbilgisi kuarallarına uygun, anlaşılacak şekilde açık ve net ifadeler kullanılmalı.

Bilimin değil kişisel fikrin soruldu. Kaldıki söylediklerin birbirini tutmuyor, hem evet, hem hayır cevabı alıyoruz. Anlaşılmaması komiklik diyorsun. Bu bir polemiktir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dünyanın en basit şeyidir. Bir soru sorulmuştur. Ve cevap vermişsinizdir.

 

Birisi çıkar cevabı dahi anlıyacak kadar konuya fransızdır. Ama itiraz edecek karşı fikir üretecek kadar emindir. karşı fikir üretirken kavramları dahi doğru düzgün kullanamaz.

 

Bizlerin "fransız" ve kavramları bilmediğimiz, senin ise "emin" oluşun sadece sana ait, içi boş bir polemiktir. Çözüm ise; ya tartışmayı bırakmak, yada anlaşılır hale getirmektir. Bu bir polemiktir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Öbür çıkar halen bireyin ahlakına referans olarak toplumsal ahlaktan başka kaynak arar. Buna itiraz eder.

 

Soruyu anladığın halde çevirerek polemik yapıyorsun. Ahlaka referans değil, "güzel ahlak"a referans soruluyor. Kaldıki toplumlarda göreceli yanlışlıklar olacağınıda sen söylüyorsun. Bir kaç kez vurgulandığı halde, bilerek yaptığın için bu bir polemiktir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

peki ne tepki alırsınız.

 

"cyrano sana kişisel fikrin soruluyor, niye cevap vermiyorsun, niye topu sosyolojiye atıyorsun, niye lafı dolandırıyorsun"

 

Tepkide haklılık var. Hem benim, hem benim fikrim değil diyorsun. Bu bir polemiktir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ha şimdi bu yaklaşım akılla mantıkla bağdaşır mı ? yok. Ama sadece ben tanrıyıı reddediyorum, bir şey bildiğim falanda yok. Ama madem tanrıyı reddediyorum o halde şahane bilimselim modunda düşünen insan üretebilir bunu. İtiraz etmeye programlanmış duruş getirir bunu.

 

Sonra mutlaka bilgisiz insanların ağzında şu kavramı duyarsınız "kitabi bilgiler". Kitabi bilgiler ? Alternatifi ne kulaktan dolma şeyler. Yada akıl yürütme.

Bilgiliyim, bilgisizsin diyerek tartışma olmaz. Konudan uzaklaşman bir polemiktir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ya niye uğraşıyoruzki. En güzeli bırakacaksın karşılıklı üçer dörder tane slogan atıp rahatlayacaklar. İkiyüz yıl önce yazılmış ideolojik görüşlerin sloganlarıyla tüm dünyayı ve toplumu çözdüğünü sanıp olayı kapatacaklar.

 

Hata bizdeki sloganların altında fikir olduğunu sanıp tartışıyoruz.

En güzel tahrik örnekleri ile polemik devam ediyor.

 

Polemik nedir: Tartışmanın özüne yönelik olmayan her türlü çarpıtma, kişiselleştirme, laf kalabalığı ile konudan uzaklaştırma.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Tartışma konusunda benim fikrim: Dinlerin de etken olduğu tüm lokal ahlaki değerler, "güzel ahlak" için referans olamaz. Güzel ahlaka referans olacak olan, evrensel, genel kabul görmüş ahlaki değerlerdir. Zira evrensel ahlak diyalektiğin olumlu yönü ile elenmiş, tüm lokal ahlakların üzerinde olan bir ahlaki ölçüdür. Toplumsal ahlaklar yöreye, üretim/paylaşım şekillerine göre görecelilik kazanmışlardır. Güzel ahlak için baz alınacak olan "insan değeri"dir. Evrensel ahlakta ise tüm insani haklar korunmaktadır. Tartışmayı, din ahlakımı, lokal toplumsal ahlakmı, yoksa evrensel ahlakmı şeklinde polemiğe kaçmadan devam ettirebiliriz.

Gönderi tarihi:

"Güzel ahlak" ın kaynağı nedir sorusuna verilen şu cevabı ;

 

 

Güzel ahlak, kötü ahlak göreceli kavramlardır. İçinde yaşanılan toplumun "güzel" olarak gördükleri ahlak kuralları güzel ahlak kuralları olduğuna göre. İçinde yaşanılan toplumun "kötü" olarak kabul ettikleride kötü ahlak olduğuna göre bulacağı yerde bellidir kişinin; İçinde yaşadığı toplum ve onun değer yargıları.

 

"Yalnızca inançlılar, Allah korkusuna sahip olanlar ahlaklı olabilir, diğerleri olamaz." Yada "yalnızca inanmayanlar ve Allah korkusuna sahip olmayanlar gerçekten ahlaklı olabilir, inananlarınki korkuya dayalı frenlemedir" gibi tanımlar yanlıştır. Kişi ister tanrı inancına sahip olsun ister olmasın bir toplumun parçası olarak doğar ve yaşar.

 

Allah'tan korkan insanda korkmayanda içinde yaşadığı toplumun ahlak kurallarına sahip olur. Biz burada dinlerdende, devlettende önce varolan bir sosyolojik kurumdan bahsediyoruz yani ahlaktan.

 

Not: Bu benim "doğru"m değildir. Sosyolojinin "doğru" sudur.

 

Kısacası ister tanrı inancına sahip olsun ister olmasın bireyin ahlak kurallarıyla olan ilişkisini belirleyen "toplum baskısı" dır. buradaki "baskı" yı mutlak olumsuz bir şey olarak almıyorum. Her insan içinde yaşadığı toplum tarafından kabul edilmek, dışlanmamak, ayıplanmamak ister.

 

Dilbiligisi kurallarına aykırı ve anlaşılmaz bulanlara. Cyrano'nun yapabileceği bir adet sözlük yollamak. Daha pratiği www.tdk.gov.tr linkini vermektir.

 

Tartışmanın özünden bahsetmek için tartışma konusu hakkında malumat sahibi olmanın zaruriyetinden bahsetmiştim.

 

"Güzel Ahlak" yada "Kötü Ahlak" diye evrensel ölçütler yoktur. Bir lokal ahlakın iyi ve güzel olarak sunduğu davranışları gösterenler o lokal ahlakın sahibi topluma göre ahlaklıdır. O lokal ahlakın kötü olarak sunduğu davranışları gösterenler o topluma göre ahlaksızdır. Yani "güzel ahlakın kaynağı ne olmalıdır" gibi bir soru olamaz. Çünkü o toplum hangi davranışları güzel olarak görüyorsa güzel olan odur.

 

Artı "evrensel iyi ahlak, güzel ahlak, kötü ahlak" gibi tanımlar dinsel felsefenin tanımlarıdır. İslamın ahlak anlayışına sahip olanlar "güzel ahlaklı" olarak tanımlanır islam felsefesinde. Bunun dışında genel felsefe veya etik veya sosyolojide iyi ahlak, kötü ahlak diye ayrımlar yoktur. Ahlak vardır.

 

A insan topluluğuna göre "güzel ahlak" diyebilirsiniz. Yani A insan topluluğunun olumlu gördüğü davranışları ifade eder bu.

 

Bir başka konu ;

 

"Evrensel Ahlak" tezi dinlerin etken olduğu en temel ahlak tezidir. Yani "Güzel Ahlak" olarak dinler tarafından sunulan Ahlak'ın felsefesini bu tez oluşturur. dinsel öğretilerin "tanrının ahlakı" adını verdikleri bir ahlak çeşididir. İnsanların doğuştan kimi ahlak anlayışlarına sahip olarak doğduklarını. Yani her insanın "iyi" ve "kötü" kavramlarına sahip olarak doğduğunu iddia eder.

 

Tasavvuf, tek tanrılı dinler, panteistler, ve bazı metafizikçi filozoflar tarafından savunulur.

 

Tasavvuf ve panteizm her insanın tanrı tarafından belli ahlaki bilgiler, iyi ve kötü kavramlarına sahip olarak yaratıldığını savunur.

 

Bunların dışında kalan metafizikçi filozoflar, her insanın iyi ve kötü kavramlarını doğuştan itibaren taşıdığını savunur. Bu ahlaki değerler onların ruhsal zenginliğidir. Ruhu oluşturan değerlerdir.

Oysa biz biliyoruzki. İyi ve Kötü kavramları doğuştan gelmez. Bireye toplum tarafından öğretilir. Evrensel Ahlak tezi geçersizdir. Geçersizliği yüzyıllar önce ispatlanmıştır.

 

Evrenselleşen ahlak kuralları vardır. Genel kabul görmüş evrenselleşen ahlak kuralları birer ahlak kuralı değildir artık. YASA dır. Yaptırımları manevi değil maddidir. Cinayet, hırsızlık vs gibi. Bir toplumda yasalar zaten yaptırım gücü ve bağlayıcılığı kesin olan kurallardır. Adam öldürmenin cezası 24 yıldır. Burada adam öldüren kişi için toplumsal ahlakın manevi yaptırımı değil, Adalet bakanlığının gayet maddi yaptırımı önemli olur. Cinayeti işleyip işlememeyi düşünürken, ahlak kurallarının yaptırımını değil. TCK'nın ilgili maddesinin yaptırımını düşünür.

 

Ahlak kuralları ise genel olarak bunların kapsayıcılığı dışında kalan ve birey üzerinde manevi (içsel veya dışsal) yaptırımı olan kurallardır.

 

Ahlak ve yasa ilişkisi. Ahlakın yapma deyipte yasaların yap dediği hiçbir şey yoktur. Ancak Yasaların yap veya yapma demediği herhangi bir hüküm bildirmediği konularda baskındır ahlaki kurallar.

 

 

Defalarca tekrarladığım ancak meseleye anlamak için bakılmadığı için anlaşılamayan. "Ahlakın kaynağı ne olmalıdır" veyahutta "Güzel Ahlak ın kaynağı ne olmalıdır ?" gibi sorular olamaz. "Ahlak'ın kaynağı nedir" ve "Güzel Ahlak (her ne demekse) ın kaynağı nedir?" soruları olabilir.

 

Zira aksi halde. "Hukuk kurumunun kaynağı Ahlak kurumudur, Töredir" cümlesini duyunca. Hukuk'un kaynağı töre kuralları olmalıdır sananlar çıkar.

Gönderi tarihi:

İşte şimdi tartışma normal akışına girdi. Keşke o yukardaki malumat sahibi olup olmamak'a da değinilmese iyi olacaktı. Zira malumat sahibi olmanın sonu yoktur. Her insanın bir konuda belli bir miktarda malumatı olacağı gibi, her konuda da tam anlamıyla malumatı olacağını düşünmek yanlıştır. Yaşamı süreci içerisinde herkes var olan malumatı ile tartışmalara katılır. Katılmaması anormalliktir, eleştirilmelidir. O insanı, "senin bu konuda malumatın yok" diye çeşitli şekillerde aşağılamak (kelimeleri tekrar almak istemiyorum) ta yanlıştır. Ancak konulacak örnek tavır; karşıdakinin bilgisi bu konuda azsa eğer, polemiğe girmeden kendi fikirlerini açıklayıp tartışmayı alçak gönüllülükle, sağ duyu, ve sabırla devam ettirmektir. İşte bu, güzel, bilimsel, evrensel ahlak değeridir.

 

İşte Bu aşamadan sonra, sağlıklı olarak Toplum Ahlakı, Din ahlakı, Evrensel/bilimsel ahlak, vicdan ve güzel ahlak nedir, güzel ahlaka referans olabilecek değerler nedir tartışılabilir. Tartışmayı başlatan Sn. Muki başta olmak üzere yoğun olarak katılan Sn. 4mevsim, Sn.Cyrano, Sn.Yersoy, Sn. Gecekuşu, Sn. Demirefe ve ben tartışmayı sürdürebiliriz. Ben bu konuda araştırma yapıyor, kaynak hazırlıyorum. Kaynaklı tartışmayı seviyorum.

 

Umarım bu tartışmanın geldiği nokta hepimize bir örnek olur.

 

Mütevazi tartışmalar dileğimle.

Gönderi tarihi:

bende konuya dahil olayim dedim ucundan kiyisindan konuya giris yapmak istedim! fakat olmadi neyse sizin yazdiklarinizi takip etmekde güzel...

 

Allah'ta korkan bir insan nasıl bir ahlaka sahiptir?konusu benimde ilgime cekdi cekmedi degil.. inaniyorum arasira yazacaklarim analizlerinize tez olur..

 

Ahlak taraflimidir?

 

Ahlak duygusal davranabilirmi?

 

Ahlak Irkcimidir?

 

Ahlak i kim yetistirir?

 

Ahlakin kendisi korkarmi?

 

Ahlakin derecesi varmidir?kültür seviyesi Ahlakin derecesini etkilermi?

 

hani diyorum bu sorduklarimi garip bulmayan arkadaslarimin fikirlerini ögrenmek isterdim...

 

 

Efendi Türkler

Gönderi tarihi:

Gözden kaçmaması gereken bir konu var: "Evrensel kabuller" görecelidir. Dolayısıyla "güzel ahlak" görecelidir. "Güzel" ona sonradan izafe edilen bir artı değerdir. Ama "Ahmet senin bu konuda izafen nedir? Ya Mehmet, senin nedir?" diye fikir de sorulabilirdir yani. Tutup bilim konferansında akademisyene bilimsel dekleresini sormamışsak, Ahmet ve Mehmet olarak bir yanıt verirler.

 

Hukuk ayrı bir konu. Hukuk "güzel" olanı yasalaştırmaz. "Komşunuz açken tok yatmayın" hukuk hükmü haline getirilemez. Hukuk yapılması gerekenlerden çok, yapılmaması gerekenleri yasalaştırır. Bu şer'i hukukta bile vardır. "Haram"ların kapsamı belirlenir, "helal"lerin değil. Haram kapsamının gerisi zaten helal. Sakın şer'i bağlamları benimsediğim filan düşünülmesin. "Komşunuz açken tok yatmayın" tamam, itiraz yok. Ama "Komşusu açken tok yatan bizden değil" hukuki değildir. Bu dayatmadır, böyle bir ifade hukuk alanına haksız müdaheledir ve reddedilir. Vicdan özgürlüğü ihlalidir. "Adam çıkıp "bana ne, acından ölsün" dese yaptırımı yoktur, onun vicdanı veya vicdansızlığı... Sen vicdanlı olup yüzünü kızartacak, onun da zilini çalıp gözünün önünde aç komşuna bir tas çorba götüreceksin. Hâla yüzü kızarmıyorsa toplumsal dışlama mekanizmasını devreye sokup "senin gibi komşu lazım değil" diyeceksin. Ama hiç bir mahkeme bu gerekçeyle onu komşuluğunuzdan uzaklaştıramaz, dışlanmaya dayanamayıp çekip gitmezse eğer...

 

Tabii hukuk, görev ve sorumlulukları da belirler, tümüyle yasak belirlemesi demek değildir, o ayrı. İşte ne bileyim vergi, askerlik, eğitim... Bunlar da kısıtlı esasen. Kimseye bir "meslek edinme" zorunluluğu getiremez örneğin.

 

Konuyu dağıtmadan: Göreliliğin kapsamı çok geniştir. "Evrensel" denebilecek şeyin en kapsamlısı örneğin "evrensel kütleçekim" yasasıdır. Einstein bunun uzay-zaman bükülmesi olduğunu ve mutlak değil, göreceli olduğunu ortaya atmıştır. Uzay ve zaman nasıl bükülür anlayamasak da tüm deneylerden başarıyla çıkmış bir kuram görelilik... Çok heveslisi varsa da kimse bu deneyleri yadsıyamadı. Hepsi uzay-zamanda çok az da olsa bükülmeler belirledi...

Gönderi tarihi:

 

“AHLAK ve AHLAKSIZ” göreceliği toplumların Evrensel geleneklerine (kabulune) göre değişir tamam fakat “GÜZELLİĞİ” sonradan olmaz İnsan gibi sosyal bir varlığın “Eşrefi mahluk” fıtratı gereği güzel ve çirkini “AHLAK” yaradılış gereği baştan beri vardır bu itibarla bilim konferansının hangi konuda olduğunu tertipleyen akedemisyenlere bildirmemişse akedemisyen’de ali ve veli olarak yanıt verir buda izafi değil kaostur sebebide izafi gibi görünen (deklare edilmemiş bir konuda) kimin hangi konuda ne yanıt vereceği zaten birbirine uymaz çünkü konu belli değil bu itibarla “İZAFİ” değil olay tamamen kişinin “Ali ve Veli” insiyatifidir (kapasite ve bilgi derecesine göre)...

 

Vicdan özgürlüğü ihlali ve hukuk; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hukuki bir dayatma değil teşviktir “güzel ahlaka” yoksa kişi “İradi” olarak zaten “iyi ve kötü” dür “FITRAT” gereği hukuk burada yaptırım yapmaz tamam,tamamda “VİCDAN” nedir İNSANDAN BAŞKA HANGİ CANLIDA VARDIR Evrensel bir kuralmıdır yoksa sonradan olma bir “güzellikmidir” veyahut bir tas çorba verdim bak sen vermedin toplum olarak seni mahkemeye “hukuk” havale ettik demek zaten absürt sonra seküler hukuk’ta vicdan varmıdır ve “KANUN” nedir neyi vaz eder “İÇTİHAT” yaparmı “VİCDANİ OLARAK” buradan “ŞERİ” hukukta neyin var,neyin var olmadığını bilerek veya bilmeyerek araştıracağımıza “seküler medeni hukuk’un” gelipte “VİCDAN” muhasebesinde takılması (üstelik pozitisvist determinist kafa) galiba “MANİDARDIR” bu itibarla “AHLAKI GÜZEL OLAN İYİDİR AHLAKSIZLIK KÖTÜDÜR”...

 

Uzay’ın yaşı (zaman) tahmini 15 Milyar yıl kendi içinde genişliği (boyutu) nedir tahminide olsa bilinmiyor Einstein galiba haklı.

 

Zariyat.47.

Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.

 

 

Gönderi tarihi:

Ahlak ile ilgili kavramlar:

Ahlak: İnsana ve yaşamına değer verme adına, yine insanlar tarafından oluşturulmuş kurallar ve uygulamalarıdır.

Evrensel Ahlak; Yerkürede herkes için geçerli olan ahlak.

Göreceli Ahlak; Kişilere, toplumlara, bölgelere göre değişen ahlak.

Güzel ahlak: Olumlu, doğru, etik ahlak.

Hukuk: Hak, adalet ve doğruluğa saygıyı temel alan ahlak’ı koruma ilkeleridir.

 

Evrensel ahlak Felsefe de “ahlaki universalizm” olarak geçmektedir. Göreceli olduğu söylenen toplum ahlaklarındaki güzel ahlaki uygulamaların seçilmesi, ahlak bilimince kabulü ve tüm insanların benimsemesi “evrensel ahlak”ın oluşumunu sağlamıştır. Örnek olarak; Öldürmek, Tecavüz etmek, Hırsızlık, Aldatmak, Yalan Söylemek, Kişinin demokratik haklarına tecavüz. Normal bir insanın hürriyetini engellemek, laik olmak, insan sevgisi, vs. vs. tüm insanlık tarafından farklı değerlendirilmez. İşte bu ahlaki anlayış evrensel ahlaktır.

 

Dinsel ahlakta temel insan değil tanrıdır. Hâlbuki evrensel ahlak anlayışında insana ve yaşama değer verilir. Belirleyici olan tanrının mutluluğu değil insanın mutluluğudur.

 

Felsefede Ahlakın evrensel olmadığını savunanlar olsa da. Ahlak’ın objektifliğinin tesbiti ile evrensel ahlakı kabullenmek kaçınılmaz olmuştur. Ahlak felsefesinde evrensel ahlakı savunan fikir adamları ve filozoflar görüşlerini şu şekilde açıklamışlardır.

 

Konfüçyüs’ün evrensel ahlak kuralı:

“Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.”

 

İmmanuel kant’ın evrensel ahlak kuralı:

“Aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir kurala göre hareket et.”

 

Ralph Waldo Emerson’un evrensel ahlak kuralı:

"Evrensel kural olacak şekilde davranış ve eylemlerde bulunan birisi ahlaklıdır."

 

Jeremy Bentham’ın evrensel ahlak kuralı:

“Kendi özel çıkarlarını en iyi şekilde değerlendirecekleri için, bireyleri mümkün olduğu ölçüde kendilerini incitebilecekleri alan dışında davranışlarında tamamen serbest bırak. Bireyler yanılırlarsa ve hatalarını anlarlarsa bir daha aynı şeyi yapmayacaklardır. Bireyler başkalarını incitmedikleri takdirde yasanın gücünü kullanma. Bir kişinin herkesin güvenliğini bozması söz konusu olduğunda hukuk gereklidir ve cezanın tatbiki yararlıdır.”

 

Cesare Ceremonini’nin evrensel ahlak kuralı:

“İçinden dilediğin gibi, dışından herkes gibi davran.”

 

Ernest Hewingway’ın evrensel ahlak kuralı:

"Ahlak konusunda inandığım ahlak kuralı şudur; bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o davranışın ahlakidir. Eğer kendini iyi hissetmiyorsan o davranışın gayri ahlakidir."

 

Sözleşmeci ahlak felsefesi (contractarian moral philosophy) olarak adlandırılan doktrin de esasen bir tür rasyonalist evrensel ahlak oluşturma projesidir. Çağdaş sözleşmeci ahlak düşünürlerinden birisi olan David Gauthier ünlü “Anlaşmaya dayalı ahlak” (Moral by Agreement) kitabında şöyle demektedir.

 

“Ahlak temelden bir krizle karşı karşıyadır. Bu krize karşı sadece sözleşmecilik makul çözümler öneriyor.” Gauthier’e göre insan ilişkilerinde ve ayni zamanda insanlar ile devlet arasındaki ilişkilerde “doğru” kurallar ve normlar oluşturulması konusunda insanlar uzlaşabilirler. Bu uzlaşma neticesinde bir tür “ahlak sözleşmesi” ortaya çıkabilir.

 

Not: Çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.

Gönderi tarihi:

 

“AHLAK ve AHLAKSIZ” göreceliği toplumların Evrensel geleneklerine (kabulune) göre değişir tamam fakat “GÜZELLİĞİ” sonradan olmaz İnsan gibi sosyal bir varlığın “Eşrefi mahluk” fıtratı gereği güzel ve çirkini “AHLAK” yaradılış gereği baştan beri vardır bu itibarla bilim konferansının hangi konuda olduğunu tertipleyen akedemisyenlere bildirmemişse akedemisyen’de ali ve veli olarak yanıt verir buda izafi değil kaostur sebebide izafi gibi görünen (deklare edilmemiş bir konuda) kimin hangi konuda ne yanıt vereceği zaten birbirine uymaz çünkü konu belli değil bu itibarla “İZAFİ” değil olay tamamen kişinin “Ali ve Veli” insiyatifidir (kapasite ve bilgi derecesine göre)...

 

Vicdan özgürlüğü ihlali ve hukuk; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hukuki bir dayatma değil teşviktir “güzel ahlaka” yoksa kişi “İradi” olarak zaten “iyi ve kötü” dür “FITRAT” gereği hukuk burada yaptırım yapmaz tamam,tamamda “VİCDAN” nedir İNSANDAN BAŞKA HANGİ CANLIDA VARDIR Evrensel bir kuralmıdır yoksa sonradan olma bir “güzellikmidir” veyahut bir tas çorba verdim bak sen vermedin toplum olarak seni mahkemeye “hukuk” havale ettik demek zaten absürt sonra seküler hukuk’ta vicdan varmıdır ve “KANUN” nedir neyi vaz eder “İÇTİHAT” yaparmı “VİCDANİ OLARAK” buradan “ŞERİ” hukukta neyin var,neyin var olmadığını bilerek veya bilmeyerek araştıracağımıza “seküler medeni hukuk’un” gelipte “VİCDAN” muhasebesinde takılması (üstelik pozitisvist determinist kafa) galiba “MANİDARDIR” bu itibarla “AHLAKI GÜZEL OLAN İYİDİR AHLAKSIZLIK KÖTÜDÜR”...

 

Uzay’ın yaşı (zaman) tahmini 15 Milyar yıl kendi içinde genişliği (boyutu) nedir tahminide olsa bilinmiyor Einstein galiba haklı.

 

Zariyat.47.

Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.

 

 

Simdi burada Ali veli örnegi? Osman Muhammet diye olsa ne kadar taraflidir ne kadar Ahlaklidir?

Gönderi tarihi:

sayın maraba emeğinize teşekkürler..

ancak anladığım kadarıyla örnek verdiğiniz tüm evrensel ahlak kurallarında vicdan esas alınmıştır...vicdan nedir...

Gönderi tarihi:
Dinsel ahlakta temel insan değil tanrıdır. Hâlbuki evrensel ahlak anlayışında insana ve yaşama değer verilir. Belirleyici olan tanrının mutluluğu değil insanın mutluluğudur.

 

Olay burada koptu şimdi öğrenmek için soruyorum "İNSAN" yok farzedelim "ALLAH" için ne farkeder hiç zaten "ALLAH c.c. her şeyin yaratıcısı ve sahibi (Mutluluk ve yaşam) sonra "DİN" hayvanatın veya nebatatın mutluluğu içinmi var İnsanın olmadığı bir Dünyada zaten "AHLAK" olmaz İnsanda tesadüf olmadığına göre demekki "ALLAH" her şeyi İnsan için yaratmıştır (emrine vermiştir) dolayısı ile "GÜZEL AHLAK VE MUTLULUK" İnsan içindir.

Gönderi tarihi:
sayın maraba emeğinize teşekkürler..

ancak anladığım kadarıyla örnek verdiğiniz tüm evrensel ahlak kurallarında vicdan esas alınmıştır...vicdan nedir...

vicdan! yakalanan bir maymun Avcisina hangi duygularla siginir .. ne umut eder ellerinle konusarak yaptigi hareketlerle Avcisinin neyine siginmaya calisir?ben diyorumki vicdan heryerde aramaya gerek yok..

 

Allah'ta korkan bir insan nasıl bir ahlaka sahiptir? maymunla avcisi insan arasindaki cizgisi Ahlak!

 

sorularimdan birisi Ahlak duygusal davranabilirmi?

Gönderi tarihi:
sayın maraba emeğinize teşekkürler..

ancak anladığım kadarıyla örnek verdiğiniz tüm evrensel ahlak kurallarında vicdan esas alınmıştır...vicdan nedir...

 

Vicdanı, ahlak'ın kişide oluşturduğu karar mekanizması olarak tanımlıyorum Sn. 4mevsim.

Gönderi tarihi:
vicdan! yakalanan bir maymun Avcisina hangi duygularla siginir .. ne umut eder ellerinle konusarak yaptigi hareketlerle Avcisinin neyine siginmaya calisir?ben diyorumki vicdan heryerde aramaya gerek yok..

 

ceylan da çok yalvarır gözlerle bakar...ama aslanın nedense vicdanı harekete geçmez..ama kimbilir belki yedikten sonra vicdan azabı çekiyordur....pişman olup bi daha ceylan yemiycem deyip geyik tercih ediyordur...ben bilmiyorum şahsen...

Gönderi tarihi:
Sayın efendi türkler sizi demir efenin yazısına havale ediyorum o yazıyı okuyup ondan sonra benim yazdığıma kafa yorun.

 

havaleye lüzüm yok..

 

ozaman söyle sorayim Ahlak Irkcimidir? cevaplamak zorunda degilsiniz tabikii

Gönderi tarihi:
ceylan da çok yalvarır gözlerle bakar...ama aslanın nedense vicdanı harekete geçmez..ama kimbilir belki yedikten sonra vicdan azabı çekiyordur....pişman olup bi daha ceylan yemiycem deyip geyik tercih ediyordur...ben bilmiyorum şahsen...

 

sapka cikartiyorum.. insan oglu,, hayvanlar arasindaki iiskileri ne kadar güzel gözlemliyebiliyor.

 

sorularimdan biriside! Ahlakin derecesi varmidir?kültür seviyesi Ahlakin derecesini etkilermi?

Gönderi tarihi:
bende konuya dahil olayim dedim ucundan kiyisindan konuya giris yapmak istedim! fakat olmadi neyse sizin yazdiklarinizi takip etmekde güzel...

 

Allah'ta korkan bir insan nasıl bir ahlaka sahiptir?konusu benimde ilgime cekdi cekmedi degil.. inaniyorum arasira yazacaklarim analizlerinize tez olur..

 

Ahlak taraflimidir?

 

Ahlak duygusal davranabilirmi?

 

Ahlak Irkcimidir?

 

Ahlak i kim yetistirir?

 

Ahlakin kendisi korkarmi?

 

Ahlakin derecesi varmidir?kültür seviyesi Ahlakin derecesini etkilermi?

 

hani diyorum bu sorduklarimi garip bulmayan arkadaslarimin fikirlerini ögrenmek isterdim...

 

 

Efendi Türkler

 

yanlis anlasilma olmasin konuya aktif olarak böyle katilmistim?

Gönderi tarihi:

 

 

 

Duygu.

 

Duyularla algılama, his:

"Bitkilerde duygu var mı

Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim

 

Önsezi (maymunda varmı)

 

Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği.

 

(maymunu avlayana sormalı)

 

Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik

 

Birleşik Sözler;

 

suçluluk duygusu, utanç duygusu, aşağılık duygusu, üstünlük duygusu vs vs ...

 

Duygulu “İNSAN” “VİCDAN” alakası varmıdır veyahut şöyle soralım pozitivizimde “DUYGU,AHLAK,VİCDAN” tanımı varmıdır varsa kim açıklayacak.

;)

 

Gönderi tarihi:
sapka cikartiyorum.. insan oglu,, hayvanlar arasindaki iiskileri ne kadar güzel gözlemliyebiliyor.

 

sorularimdan biriside! Ahlakin derecesi varmidir?kültür seviyesi Ahlakin derecesini etkilermi?

 

Kültür, toplumun üretim yogunluğundan gelen bilgi birikimidir. Bilginin fazla olduğu bir toplumda, elbette ahlak sevyeside yükseklerde olacaktır.

Gönderi tarihi:
Ahlak ile ilgili kavramlar:

Ahlak: İnsana ve yaşamına değer verme adına, yine insanlar tarafından oluşturulmuş kurallar ve uygulamalarıdır.

Evrensel Ahlak; Yerkürede herkes için geçerli olan ahlak.

Göreceli Ahlak; Kişilere, toplumlara, bölgelere göre değişen ahlak.

Güzel ahlak: Olumlu, doğru, etik ahlak.

Hukuk: Hak, adalet ve doğruluğa saygıyı temel alan ahlak’ı koruma ilkeleridir.

 

Tartışmaların çıkış noktası ile ilgili çok önemli bir dönemeç bence.

Öncelikle açığa kavuşturulması gereken şeyler şunlar:

 

1. Toplum baskısının, kişinin (toplumsal) ahlakı üzerindeki etkisi nedir ve nereye kadardır?

2. Evrensel ahlak ve toplumsal ahlakın farkı nedir

3. Toplumsal ahlak zamanla evrenselleşebilirmi?

4. Evrensel ahlak evrensel midir? yoksa göreceli midir? Bilimsel yanı nedir?

5. Eğer evrensel ahlak ve toplumsal ahlak farklı ise kişinin davranışında hangisi daha etkindir?

6. Allah inancı ile bunlar karşılaştırıldığında hangisi referans olmalıdır?

 

Gördüğüm kadarıyla bazı arkadaşlarımız (toplumsal baskı) temelinde toplumsal ahlakı referans almakta, bazı arkadaşlarımız ise evrensel ahlakı... Bir de, bazı arkadaşlarımız evrensel ahlakın bile göreceli olduğundan bahsetmekte. Bunlar soru işareti olarak durmaktadır.

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
pişman olup bi daha ceylan yemiycem deyip...

Aslanı bilmem ama timsahın gözyaşları meşhurdur. Deyişlere konu edilmiştir. Bir de köpekbalığının saldırırken gerçek anlamda, mecaz değil, "gözü döner"

 

Hâla doğadan oldukça esinlenebiliyoruz...

Gönderi tarihi:
bende konuya dahil olayim dedim ucundan kiyisindan konuya giris yapmak istedim! fakat olmadi neyse sizin yazdiklarinizi takip etmekde güzel...

 

Allah'ta korkan bir insan nasıl bir ahlaka sahiptir?konusu benimde ilgime cekdi cekmedi degil.. inaniyorum arasira yazacaklarim analizlerinize tez olur..

 

Ahlak taraflimidir?

 

Ahlak duygusal davranabilirmi?

 

Ahlak Irkcimidir?

 

Ahlak i kim yetistirir?

 

Ahlakin kendisi korkarmi?

 

Ahlakin derecesi varmidir?kültür seviyesi Ahlakin derecesini etkilermi?

 

hani diyorum bu sorduklarimi garip bulmayan arkadaslarimin fikirlerini ögrenmek isterdim...

 

 

Efendi Türkler

 

Efendi şimdi bu sorularının cevabı şu olabilir. Yukarıda saydığın özelliklere o toplum sahipse o toplumun ahlakı bu söylediklerini barındırır. Değilse barındırmaz.

 

Kültür seviyesi tabiki etkiler. Çünkü Ahlak toplumların kültürüyle oluşur. Toplumların kültürü yani yaşayış biçimleri ileri veya geri doğru değiştikçe zamanla ahlak kurallarıda değişir. Mesela Türkiye, yoğun köy yaşamından şehir yaşamına geçtikçe kimi ahlak kuralları değişmiş, kaybolmuş yenileri oluşmuştur. Kent kültürüdür mesela bu durumda faktör.

 

Ahlak taraflı mıdır ? Her birey toplumsal ahlakın oluşmasında aynı etkiye sahiptir. Yani her birey ahlakın hem mimarı, hem savunucusu, hem mağduru, hem ödüllendirdiği olabilir. Ahlak toplumdan yana taraflıdır. İnsanların toplum olarak yaşamasını sağlayan informel kurallardır. Şüphesizki bir insan topluluğunu sadece yasalarla bir arada tutmak mümkün değildir.

Gönderi tarihi:
öğrenmek için soruyorum "İNSAN" yok farzedelim "ALLAH" için ne farkeder hiç

Hah işte ben de bunu merak ediyorum hakkaten ne farkeder, hiç! Ya da ateistler soruyu çevirip "ALLAH" yok farzedelim "İNSAN" için ne farkeder hiç diyorlar...

 

Hani Gora'da mavi suratlı bir adam vardı, Cem Yılmaz soruyordu:

-"Abi senin suratına ne olmuş böyle?" Adam:

-"Ne olmuş?"

-"İşte ben de onu soruyorum, ne olmuş?" Devam etmiyor ama ben ekleyeyim:

-"Tamam söyle işte, ne olmuş?"

-"Ben de onu soruyorum ne olmuş?"

-"Hasta etme adamı, söyle ne olmuş"

-"Abi işte ben de onu soruyorum ya, ne olmuş?"

-"....."

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.