Misafir maraba Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 sayın marabaayetlerde meydana gelen sonuçla ilgili anlamlar var... yani siz bu ayetlerde ganimet elde etmek için savaşın diye emredildiğini anlamamız gerektiğini mi söylüyorsunuz... Sonuç nedirki sayın 4 mevsim, Amaç ganimet için savaş, ve de paylaşım. Aslan payı Allah ve Muhammed'e diğeride savaşçılara (güya). Bir diğer ayette sadece Allah ve Muhammed'e. Yani sizin görüşünüzü doğrulamıyor ayetler. Üzgünüm. Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 sayın maraba...sonuç şu...mekkeliler savaş için her geldiğinde savaşıldı...sonuç şu.. bu savaşlardan ganimet elde edildi...ganimetlerle ilgili düzenleme ve uyarılar geldi.... şimdi siz bana bu ayetlerden yola çıkarak kuranda ganimet için savaşın emri var dediğinizde ben gerçekten üzülerek mantığımın burada sizin mantık işleyişinizle senkronize olamadığını söyleyeceğim... selamlar.. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 sayın maraba...sonuç şu...mekkeliler savaş için her geldiğinde savaşıldı...sonuç şu.. bu savaşlardan ganimet elde edildi...ganimetlerle ilgili düzenleme ve uyarılar geldi....şimdi siz bana bu ayetlerden yola çıkarak kuranda ganimet için savaşın emri var dediğinizde ben gerçekten üzülerek mantığımın burada sizin mantık işleyişinizle senkronize olamadığını söyleyeceğim... selamlar.. Mantıklarımızın sekronize olmadığına üzülme dostum. Gayet doğal. Zira sen kabulcüsün ben değilim. Ayrıca buradaki cümle de bal gibi ganimet için ağız sulandırıyor. "Haşr/7 Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler," ... "mekkeliler savaş için her geldiğinde savaşıldı","bu savaşlardan ganimet elde edildi","ganimetlerle ilgili düzenleme ve uyarılar geldi" bu cümleler ise arap kültürüne gönül verenlerin kabulleri. Üzgünüm. Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 siz hala ganimet için savaşın emrini göstermediniz ama olsun...benim tarzım asla birbirimizi itham etmek zor durumda bırakmak kelime oyunlarıyla köşeye sıkıştırmak değil...anlama çabası....cevaplarınız için teşekkürler yine de.... senkronize olamaması üzücü bir durum bence...dünyanın sonu değildir ama... selamlar...dostum.. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 siz hala ganimet için savaşın emrini göstermediniz ama olsun...benim tarzım asla birbirimizi itham etmek zor durumda bırakmak kelime oyunlarıyla köşeye sıkıştırmak değil...anlama çabası....cevaplarınız için teşekkürler yine de....senkronize olamaması üzücü bir durum bence...dünyanın sonu değildir ama... selamlar...dostum.. Bunu da nereden çıkardın? Bak üzüldüm şimdi. Somut birşeyler (bence) bulup ortaya koymayı "köşeye sıkıştırmak" olarakmı addediyorsun sayın 4mevsim? Doğrusu tebrik ederim seni. Bu kadar iyi niyetli yazışmadan sonra.... selamlar Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 kastım köşeye sıkıştırma değildi.. kimse köşeye sıkışmadı.. söylediklerim tartışma üslubumda genel çerçevedir..ama neden bunu çizme gereği duyduğuma gelince ..mantıklarımız senkronize olamaz asla ..bunun nedeni sizi kabulcu olmanız demenizdi... genel anlamda devletlerin savaşma nedenlerinin asla din olamayacağı konusu çok kez forumda dile getirildi....bir dine ya da ideolojye inananların savaş yapıyor olmasının nedenleri vardır....ama bir ideoloji çıkar açık açık derse ki hiç bir kural tanımayız..hiç bir amacımız yoktur..tek amacımız kan dökmek savaş yapmak ..var olma nedenimiz budur derse o zaman haklı oluruz iddiamızda... Nisa Suresi (75) Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? kuranda barış için savaş emri var..ganimet için savaş emri yok... selamlar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 sadece ganimet sağlama toprak kazanma amacıyla savaş yapmış mıdır...evet...kuranda mı emredildi ..hayır...dönüp dönüp aynı noktalara mı geliyoruz... Aynen öyle oluyoruz sayın 4mevsim. Bakın şimdi Kur'an ayetlerinde yazılanlar kimseyi bağlamaya bağlamaya, herkes Kur'anı ihlal ede ede, Kur'anla yapılanlar arasında hiç ilgi olmaya olmaya iş nereye gelecek: Peygamberin yaptıkları da Kur'an ayetlerinden bağımsızdır. Peygamber ne dedi? "Lailahe... deyinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunu söylemedikçe kanları, malları...." Bunu demesi Kur'anda mı emredildi? Hayır... Oldu olacak bunu da söyleyin de bu işin içinden temizinden sıyrılalım. Çağrı filmini de izlediyseniz orda bari görün. Haberciler atlara atlayıp İslam'a davet mektuplarını Bizans'a, İran'a, Suriye'ye taşımadılar ve bu mektuplarda "Ya İslam olun ya ordularla gelirim" yazdığını da ya kabul etmeyin, ya da edin de "böyle yap diye Kur'anda mı yazıyordu, hayır. Kafasından uydurdu, yaptı" deyin... Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 kastım köşeye sıkıştırma değildi.. kimse köşeye sıkışmadı.. söylediklerim tartışma üslubumda genel çerçevedir..ama neden bunu çizme gereği duyduğuma gelince ..mantıklarımız senkronize olamaz asla ..bunun nedeni sizi kabulcu olmanız demenizdi... genel anlamda devletlerin savaşma nedenlerinin asla din olamayacağı konusu çok kez forumda dile getirildi....bir dine ya da ideolojye inananların savaş yapıyor olmasının nedenleri vardır....ama bir ideoloji çıkar açık açık derse ki hiç bir kural tanımayız..hiç bir amacımız yoktur..tek amacımız kan dökmek savaş yapmak ..var olma nedenimiz budur derse o zaman haklı oluruz iddiamızda... selamlar... Sorun yok sayın 4 mevsim. O kadar hassas olmayalım. Kimse kimseyi köşeye sıkıştırmıyor. Bunu böyle kapatalım. Ancak savaşların nedenine gelince ben hep baş nedeni ekonomidir demişimdir. Ancak yardımcı ve kışkırtıcı etmenler sürekli bahane olmuşlardır çıkar amaçlı savaşlara. Kadın'ın bile bahane olduğu savaşlar vardır bildiğim kadarıyla. Ancak bu sebeplerin (bahane) önde gelenleri de dinler ve etnik anlayışlardır. Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Aynen öyle oluyoruz sayın 4mevsim. Bakın şimdi Kur'an ayetlerinde yazılanlar kimseyi bağlamaya bağlamaya, herkes Kur'anı ihlal ede ede, Kur'anla yapılanlar arasında hiç ilgi olmaya olmaya iş nereye gelecek: Peygamberin yaptıkları da Kur'an ayetlerinden bağımsızdır. Peygamber ne dedi? "Lailahe... deyinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunu söylemedikçe kanları, malları...." Bunu demesi Kur'anda mı emredildi? Hayır... Oldu olacak bunu da söyleyin de bu işin içinden temizinden sıyrılalım. Çağrı filmini de izlediyseniz orda bari görün. Haberciler atlara atlayıp İslam'a davet mektuplarını Bizans'a, İran'a, Suriye'ye taşımadılar ve bu mektuplarda "Ya İslam olun ya ordularla gelirim" yazdığını da ya kabul etmeyin, ya da edin de "böyle yap diye Kur'anda mı yazıyordu, hayır. Kafasından uydurdu, yaptı" deyin... sayın demirefe..yani bazen öyle yapıyorsunuz ki ..hani eleştirirsiniz ya kararlı kendinden emin bir ses tonuyla konuşunca haklı olunmaz diye...bunu hatırlatmak isterim...bu tarzda sununca peygamberi savaş tutkunu olduğunu ispatlamış olmayız...ne yaptığına bakmak lazım.. hz muhammed mektup göndermiş davet mektubu ..patroit füzesi değil..davet mektuplarını alan idareciler de elçileri hediyelerle uğurlamışlar..bazıları da farklı davanmış tabi..mektubu yırtmalar ya da peygamberi yakalatmak üzere adam yollamalar falan... islam tarihinde islama davet mektupları diye geçer..sizin dediğiniz ultimatomdur... islamda savaş emri vardır..ama savunma için..adalet için..ezilenler sömürülenler mustazaflar için.. sizi öldürmeye gelene hoşgeldin sefa geldin demezsiniz herhalde...zayıflar için savaşmazsanız o sizin erdeminize kalmış ama en azından nefsi müdafa için savaşırsınız .. ben diyorum ki dinde ordular hedefiniz ganimettir savaşın ileri..gibi bir ayet var mı...yok...ama din bunu emreder diyorsunuz siz de israrla... selamlar... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 O gün için uygunluklarını da zaman zaman tartışıyoruz. Bütün forum bu tartışmalarla dolu. Hayır Sayın DemirEfe... Ben o yasaların, ortaya çıktıkları zamana uygun olup olmadıkları ile ilgili öyle yapıcı ve dikkati çeken bir tartışmaya, bu forumda pek rastlamadım. Hatta o şekilde tartışmaların yapılması için çaba da harcadım ama olmadı... Bu iddia üç beş kişinin iddiası olsa, daha sakin tartışabilirdik. Ama bu kadar büyük çaplı bir iddia kapsamlı bir şekilde ortaya atılıyorsa tepki de ona göre olur. Kişilerin ne savunduğunun önemi azalır. Sayın DemirEfe... Üç-Beş kişiden ziyade, diğer Müslümanların, Kur'an-ın o hükümlerinin bugün uygulanabilir olduğunu savunmalarını bana kanıt olarak getiriyorsunuz değil mi? "Savunuyorlar, demek ki böyle bir inanış gerçekten var" diyorsunuz... Bende diyorum ki Hz. Muhammed'in Vahiy Katibi, Ona ilk inananlar ve ilk inanan arkadaşları, Halifeler ve Sahabiler mi daha iyi bilir Kur'an-ı, o bugünün çoğunluktaki Müslümanları mı? O insanların uyguladıkları mı daha tanımlayıcı olur Kur'an-ı, yoksa bugün o çoğunluk Müslüman kesim mi? Alın size çok açık ve net bir soru... Sayın Boşig, siz "başkalarını boşverin, bakın ben ne diyorum" söylemini sık kullanıyorsunuz ama, kişilerin bağlamlarından çok geneli kapsayan bağlamları ele almak zorundayız. "Kelebek etkisi" uyarınca her küçük etki, bütün içinde yerini alır ve bütünün oluşumunda öngörümü zor bir katkıya sahiptir. "Beni Dinleyin" demek istemiyorum aslında ama ötekileri boşvermenizi ciddiyetle söylüyorum. Hele ki Kur'an-ı gerçekten eleştirmek kaygısında iseniz... Nedenini bir iki soru ile önceki paragrafta örnekledim... Ayrıca "Beni Dinleyin" dediğim kaygılarım, Bilim'in kabulleridir. Söyler misiniz, "Beni Dinleyin" dediğim şu bilgi kesin ve evrensel bir doğrulukta mıdır, değil midir? "Her ne ihtiva ederse etsin ve ne özellikte olursa olsun, ortaya çıkmış bir Toplumsal Yasa, ortaya çıktığı dönemin koşullarından doğmuştur ve bu özellikler çerçevesinde o döneme hitap eder..." Bilimsel Kabulleri sunduğum sürece, elbette ki "Beni Dinleyin" izlenimi uyandıracağım ister istemez... Ben her zaman söylüyorum: Din toplumsal alanlara hükmetmeye çalıştıkça tartışılıp yıpratılacak, daha ısrar edilirse daha büyük saldırılara hedef olacak bir konudur. Bu iddiada olmayıp vicdanlarda kaldıkça tartışmadan ve yıpranmaktan uzak kalır. Çok önce de söylemiştim: Bugün için bir toplumsal iddia yapılmasa, Tevbe suresinde ne emrettiğini zaten tartışmayacaktık. Bu söylediklerinizi savunduğum zaten bellidir... Ayrıca Tevbe 29'u da Tarih Bilimsel veriler açısından açıkladığım halde, o da kabul edilmemişti. Bu da tuhaftı doğrusu... Ayrıca "Tarih Tartışması"na dönüşmesinden ya da dönüşecek olmasından sanırım yakınmışsınız. Bakın şu özelliklerinden dolayı, Kur'an-ın ayetleri ilgili açılardan tartışılmaya mahkumdur: -İçeriğinde ortaya çıktığı topluma yönelik Toplumsal düzenlemeler içerdiği için Sosyoloji, -İçeriğinde o döneme ait hukuki kurallar ve uygulamalar içerdiği için Hukuk, -İçeriğinde bir takım Felsefi öğretiler barındırdığı için Felsefe, -İçeriğindeki ayetlerin ortaya çıkış tarihlerini, yerlerini ve ortaya çıkmalarına kaynaklık eden olayları bildiğimiz için Tarih, -İçeriğindeki ayetler o dönemdeki Müşrik ve Müslüman, Ehl-i Kitap (Hıristiyan ve Yahudi) yapılanmalar arasındaki prensipleri ortaya koyduğundan Siyaset, ve saire gibi Bilimlerin inceleme konusu olmaktadır Kur'an... Ayrıca bir de şu var, Tartışma denen uygulamanın "Bilimsellik" çerçevesinde yapıldığı zaman tam anlamı ile "Tartışma" olacağını, Aksi halde olayın Körler Savaşına ya da Kavgaya dönüşeceğini düşünüyorum. Burada ise yaptığımız şey bilimsel olmak zorundadır ve bu yüzden tartışma elbette ki Tarih ya da Sosyoloji, Hukuk, Felsefe, Siyaset tartışmasına dönecektir. Bunun nesi yanlıştır? Ya da siz hangi açıdan tartışmamızı istiyorsunuz, bunu açıkça söyleyin... Tartışmalar Bilimsel olmak zorunda değil midir? Kur'an bir inceleme konusu değil midir? Ya da bakın şöyle diyeyim: Das Kapital'de Karl Marks "Komünizme inanmayanları inanmaya davet edin, kabul etmeyenleri öldürün ya da sürün, komünizm kalsın ama sosyalizme razıyız derlerse vergiye bağlayın" demiş olsa, "tarihi süreç içinde kendini bağlar, mahkum edemeyiz, bugün geçersiz der çıkarız" der miydiniz? Sanıyorum Marks dünyanın en kötü adamı ilan edilir ve Das Kapital okuyanlar satanistlerden beter kabul edilirdi... Sayın DemirEfe, zaten öyledir... Karl Marks o dönemin Ekonomik koşullarını değerlendirmiş, Tarihsel Süreç içersinde ele alıp Das Kapital'i yazmıştır. Gelecek için ortaya koyduğu düşünceler şu an için pek geçerlidir denilemez... Hatta kimi öngörüleri de yanlış çıkmıştır bugün için... Yani söylediğiniz ifadeyi içermediği halde, Das Kapital için diyorum ki: Das Kapital'de ortaya konulan düşünceleri de eleştirmeden önce, o eserin ele alındığı koşulları ve o eseri ortaya koymaya götüren süreci iyi bilmek gerekir. Bu çerçevede, Das Kapitalin, Tarihsel Materyalizm açısından çok değerli bir kaynak olduğunu, önemli ve gerçek analizler ortaya koyduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Sosyalizm'in gerçekleşMEyeceğini de düşünMÜyorum... Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Ha anladım. Bütün o devletlerin birden akıllarına gelmiş. "Durun bakayım ya, şurada Mekke mi ne bir şehir vardı, canım sıkıldı, hadi gidip alalım" deyip Mekke'yi fethetmek için ordular göndermişler, peygamber de ne yapsın Mekke'yi savunmuş. Onlar da "Aa? Bu ne ya? burda yeni bir din çıkmış? Aman ya, bunlarla baş olmaz şimdi..." deyip ganimetleri bırakıp dönüp gitmişler. Müslümanlar da elle gelen düğün bayram deyip onca ganimeti bırakmayalım ortada, günah olur israf haramdır deyip toplamışlar... Yoksa yayılmak, fetih yapmak bilmem ne... Tövbe... Hiç öyle şey mi var... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Ha anladım. Bütün o devletlerin birden akıllarına gelmiş. "Durun bakayım ya, şurada Mekke mi ne bir şehir vardı, canım sıkıldı, hadi gidip alalım" deyip Mekke'yi fethetmek için ordular göndermişler, peygamber de ne yapsın Mekke'yi savunmuş. Onlar da "Aa? Bu ne ya? burda yeni bir din çıkmış? Aman ya, bunlarla baş olmaz şimdi..." deyip ganimetleri bırakıp dönüp gitmişler. Müslümanlar da elle gelen düğün bayram deyip onca ganimeti bırakmayalım ortada, günah olur israf haramdır deyip toplamışlar... Yoksa yayılmak, fetih yapmak bilmem ne... Tövbe... Hiç öyle şey mi var... beni bir tek sen anladın.... . . . . ama yanlış anladın... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Muhammed "anlama" konusunuda anlatmis, Kur'anda. "Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. Inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar." (41/44) Islam savuncularin tartismalarinda, yukardaki dusunceler aşina geliyor. Ayni zamanda, Islam savuncularin dikkatine, "inanilmaz" derecede olan mantik disi sozler , gelmiyor. "Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu?" demis. Ama, bu SON kitabi butun insanlara gondermis. Diger toplumlara yabanci dil olurda, araplara kitap "yabanci dil"de olmaz demis. "Inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır " ifadesi ilkogretim gormemis bir insan soylemis gibi geliyor. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Ha anladım. Bütün o devletlerin birden akıllarına gelmiş. "Durun bakayım ya, şurada Mekke mi ne bir şehir vardı, canım sıkıldı, hadi gidip alalım" deyip Mekke'yi fethetmek için ordular göndermişler, peygamber de ne yapsın Mekke'yi savunmuş. Onlar da "Aa? Bu ne ya? burda yeni bir din çıkmış? Aman ya, bunlarla baş olmaz şimdi..." deyip ganimetleri bırakıp dönüp gitmişler. Müslümanlar da elle gelen düğün bayram deyip onca ganimeti bırakmayalım ortada, günah olur israf haramdır deyip toplamışlar... Yoksa yayılmak, fetih yapmak bilmem ne... Tövbe... Hiç öyle şey mi var... Bu mudur yani? Yazık yaa, hakikaten yazık... Bunu mu kastettim ben? Hz. Muhammed için ya da karşısındakiler için herhangi bir ifade kullandım mı? Şu iletinize neden olabilecek bir tespitim var mı? Bunu söyletecek bir iddiam var mı? Ya da açık açık sorayım: Bu iletinizi niçin yazdınız Sayın DemirEfe? Amacınız nedir? Sadece buna cevap verin yeter... Zira iletiniz, iletime karşılık değildir... Sadece kurnazlık abidesidir... Söyledikleriniz kaale alınmayacak kadar basit aslında, kusura bakmayın... Çünkü sadece tutarsızlığınızı örtmek istiyorsunuz. Bir deyim vardır: "Vur deyince öldürmek..." Yazınız buna örneklemdir. Abartıyorsunuz... O kadar emek veriyorum anlatmaya, çaba harcıyorum... Hala iyi niyetle, adam gibi açıklamaya çalışıyorum, Her şeye rağmen kırmamaya, bir anlaşmazlığı açıklığa kavuşturmaya çalışıyorum, Ama hala büyük bir inatla lafazanlık yapıyorsunuz, kafanıza göre kurguluyorsunuz... Tartışma sayenizde fasid daireden başka bir şeye dönüşmüyor... Sayın Tarafsız'ın onadığı görüşü güya onayıp, diğer taraftan yine de hala benimseyemiyorsunuz... Yiğidi öldürseniz bile hakkını verebilmek lazım Sayın DemirEfe... Bazen bunu yapabilin... Yukarıda açık açık söyledim: Çürütebiliyorsanız gelin Bilimsel olarak çürütün işte... Bundan iyi iddia mı var? Bunu yapabildiğiniz takdirde tüm bildiklerimden vazgeçeceğim diyorum, hala yapamıyorsunuz!!! Ya hu yapın işte? Yapamadığınız gibi hala şu iletinizdeki alakasız ve çarpıtıcı argümanlarla geliyorsunuz. Ha tamam, böyle bir iddia da bulundunuz, bari bunu da bazı temellere dayandırarak yapın ki muhatabımı bileyim. Hangi açıdan alıyorsunuz bileyim değil mi? Neye karşılık yazdığınız bileyim... Eğer çürütemiyorsanız ne siz Sayın DemirEfe, ne de siz Sayın Suheyla Temelsiz ve sadece lafazanlığa dayalı şeyler yazmayın... Kirlilikten başka bir şey olmuyor. Böyle kafadan uydurma kurgularla tartışma yapılmaz. İşinize gelince Bilimsel olup, işinize gelmeyince Bilimdışı davranıyorsunuz. Yazıktır, ayıptır. Yukarıdaki iletilerimde bunu nasıl yaptığınızın açıklamaları yeterince vardır. Tartışmanın niçin Bilimsel olması gerektiğinin açıklamalarıda vardır aynı iletide. Sizin hala bu kavrayıştan fersah fersah uzak olduğunuz da vakidir. Hala hiç bir iletime aynı netlikte cevap veremiyorsunuz. Bu kurnazlıktan başka bir şey değildir. Yazık, gerçekten yazık... Bir insan ancak bu kadar zoraki anlamazlıktan gelebilir... Bakın açıkça söylüyorum: Ortaya bir iddia attığınızda bunun temelleri olsun ve ispatlanabilsin... Çürütüldüğünde de bunu hazmedebilecek yüreğe sahip olun... Ben açıkça söylüyorum: Gereğince çürüttüğünüz takdirde (ki şu iletiniz bunu yapmanızı artık zorunlu kılıyor) konuyu gerçekten hiç bilmediğimi açık açık kabul edip özür dileyeceğim... Ha eğer yine bunu yapamayıp hala alakasız iletiler yazacaksanız, Sonunda tartışmaya ve birbirimize saygımız kalmayacak anlaşılan... Sayın Süheyla size de hala teklifim geçerlidir... Haydi bakalım... Buyurun... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayin Tengeriin boşig, sizin yazilarinizi genellikle (eger kelimeyi dogru kullaniyorsam--- ara sira ben diger dilden tercume ediyorum kendimi) soyut ve abstre buluyorum. Mesala anlamiyorum bir kac seyi sizin yazilarinizi okuyunca. Tabii ki bu benim problemim olmasi ihtimali var.. Ama bu problemim olmuyor diger kisilerin yazilarini okuyunca.: Tanri hakkindaki goruslerinizi anladim. Bunu aciklamaya gerek yok. Kuran'in yazildigi caga uygun oldugunu yaziyorsunuz. Benim anlamadigim; #1 - Kuranda ki sozlerin Allahin sozlerimi? Degil mi? #2 - Allahin sozleri bugun gecerli degilmi? #3 - Muhammedin Allah ile konustuguna inaniyormusunuz? #4 - Islam dininin (ve Kuranin) butun Insanlara gonderildigi bir dinmidir? Neye inaniyorsunuz? Bu sorularda goruldugu gibi ben bu konular hakkinda yazilarinizda, cevaplarin ne oldugunu bilmiyorum. Eger bunu aciklarsaniz kisaca (1001 kelime kullanmadan) belki bana yardimi olur ve sizin sorulariniza uygun sekilde cevap verebilirim. Lutfen konuyu baska yerlere kacirmayin yalniz 1,2,3,4 de sorulara cevap verin. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 islamda savaş emri vardır..ama savunma için..adalet için..ezilenler sömürülenler mustazaflar için..sizi öldürmeye gelene hoşgeldin sefa geldin demezsiniz herhalde...zayıflar için savaşmazsanız o sizin erdeminize kalmış ama en azından nefsi müdafa için savaşırsınız .. Benim de anlamadığım, nasıl oluyor da savunma amaçlı bir öğreti böyle yayılıyor? Nasıl oluyor da bugünün müslüman insanları hala dünyaya islamı kabul ettirmek için her türlü yola başvuruyor? Sakın bana şimdi, zamanında insanların kendi tercihleriyle müslüman olduklarını, islamı zorla değil güzellikle ve kendilerileri isteyerek kabul ettiklerini söylemeyin... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayin Tengeriin boşig, sizin yazilarinizi genellikle (eger kelimeyi dogru kullaniyorsam--- ara sira ben diger dilden tercume ediyorum kendimi) soyut ve abstrebuluyorum. Mesala anlamiyorum bir kac seyi sizin yazilarinizi okuyunca. Tabii ki bu benim problemim olmasi ihtimali var.. Ama bu problemim olmuyor diger kisilerin yazilarini okuyunca.: Tanri hakkindaki goruslerinizi anladim. Bunu aciklamaya gerek yok. Kuran'in yazildigi caga uygun oldugunu yaziyorsunuz. Benim anlamadigim; #1 - Kuranda ki sozlerin Allahin sozlerimi? Degil mi? #2 - Allahin sozleri bugun gecerli degilmi? #3 - Muhammedin Allah ile konustuguna inaniyormusunuz? #4 - Islam dininin (ve Kuranin) butun Insanlara gonderildigi bir dinmidir? Neye inaniyorsunuz? Bu sorularda goruldugu gibi ben bu konular hakkinda yazilarinizda, cevaplarin ne oldugunu bilmiyorum. Eger bunu aciklarsaniz kisaca (1001 kelime kullanmadan) belki bana yardimi olur ve sizin sorulariniza uygun sekilde cevap verebilirim. Lutfen konuyu baska yerlere kacirmayin yalniz 1,2,3,4 de sorulara cevap verin. Sayın Suheyla... Şu yazımda özet olarak nasıl bir görüşe sahip olduğumu yazdım. Hadi siz neyse, daha önceden beni pek tanımıyorsunuz da bu yüzden bir yanlış anlaşılma oluyor diyelim (ki bunu da pek inandırıcı bulmamama rağmen)... Peki diğer arkadaşların anlamazları düşündürüyor aslında beni... Eğer hala anlamamış iseniz, Ö.M.den bildiriniz ve daha arıntılı ama sadece bir şekilde anlatayım. Zira burada bir yere varamayacağımız kesin gibi görünüyor... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayın Boşig, sizi sinirlendiren yanıt size değildi. İyi bakın, onu yazdığım arkadaşım kendisine olduğunu bilmiş ve yanıt vermiş. Sayın 4mevsim, sizi üzmek istemezdim. Sırf siz üzülmeyin diye beni mazur görün, boşverin diyorum. Sizin katılmadığınız süre içinde ortam biraz gergin gitti, geçmiş iletileri okursanız görürsünüz. Bu gerginliğe verin, siz üzülmeyin... Bakış açınızı bir anda tersine çevirmek gibi bir iddiam yok, kesinlikle sizinle iddialaşmaya girmem. Ne düşünüyorsanız iyi niyetle düşündüğünüze inanıyorum ve saygım var. Sayın Boşig, size olan yanıtıma gelirsem, o yanıtın kime olduğunu belirtsem daha iyi olurdu ama aynı anda sizin yazdığınızı ve hemen arkasına denk geleceğini tahmin edemezdim. O yüzden iletinizin sonuna yanıt vereceğim: Kur'an - Das Kapital kıyaslamasını sadece kutsal korumalı - kutsal korumasız kıyasını yapabilmek için verdim. Kur'an kutsal kabul edildiği için nasıl hoşgörüyle bakıldığını, ama aynı şeyler yazsa Das Kapital'in nasıl sert eleştirileceğini ve kitap yerine bile konmayacağını göstermek istedim. Bu gerginliği atıp soğukkanlı değerlendirelim iletileri artık. Dikkatli bakarsanız Das Kapital hakkındaki değerlendirmeleriniz benim söylediklerime yanıt oluşturmuyor... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayın Suheyla... Şu yazımda özet olarak nasıl bir görüşe sahip olduğumu yazdım. Hadi siz neyse, daha önceden beni pek tanımıyorsunuz da bu yüzden bir yanlış anlaşılma oluyor diyelim (ki bunu da pek inandırıcı bulmamama rağmen)... Peki diğer arkadaşların anlamazları düşündürüyor aslında beni... Eğer hala anlamamış iseniz, Ö.M.den bildiriniz ve daha arıntılı ama sadece bir şekilde anlatayım. Zira burada bir yere varamayacağımız kesin gibi görünüyor... Sayin Tengeriin boşig, Size 4 tane soru sordum. Butun sorulara (evet veya hayir diye cevap vererek), toplam 4 kelime ile cevap verebilirdiniz. Bunun yerine bana "64" kelimelik bir ileti yazip beni baska bir yazilarinizi okumami tavsiye ettiniz. Sordugum sorulardan vazgectim. Muhim degil o kadar. Hosca Kalin. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayın Boşig, sizi sinirlendiren yanıt size değildi. İyi bakın, onu yazdığım arkadaşım kendisine olduğunu bilmiş ve yanıt vermiş. Sayın 4mevsim, sizi üzmek istemezdim. Sırf siz üzülmeyin diye beni mazur görün, boşverin diyorum. Sizin katılmadığınız süre içinde ortam biraz gergin gitti, geçmiş iletileri okursanız görürsünüz. Bu gerginliğe verin, siz üzülmeyin... Bakış açınızı bir anda tersine çevirmek gibi bir iddiam yok, kesinlikle sizinle iddialaşmaya girmem. Ne düşünüyorsanız iyi niyetle düşündüğünüze inanıyorum ve saygım var. Sayın Boşig, size olan yanıtıma gelirsem, o yanıtın kime olduğunu belirtsem daha iyi olurdu ama aynı anda sizin yazdığınızı ve hemen arkasına denk geleceğini tahmin edemezdim. O yüzden iletinizin sonuna yanıt vereceğim: Kur'an - Das Kapital kıyaslamasını sadece kutsal korumalı - kutsal korumasız kıyasını yapabilmek için verdim. Kur'an kutsal kabul edildiği için nasıl hoşgörüyle bakıldığını, ama aynı şeyler yazsa Das Kapital'in nasıl sert eleştirileceğini ve kitap yerine bile konmayacağını göstermek istedim. Bu gerginliği atıp soğukkanlı değerlendirelim iletileri artık. Dikkatli bakarsanız Das Kapital hakkındaki değerlendirmeleriniz benim söylediklerime yanıt oluşturmuyor... Sayın DemirEfe... Mavilediğim ifadenize rağmen mahcup oldum, Özür Dilerim... Hakikaten halt etmişim. Bu sefer ayıp oldu sanırım... Kusura bakmayın ve o yüzden şu halde iletimin muhatabı olmadığınızı anladığımı belirtmek isterim... Tekrar kusura bakmayın, gerçekten de gerginlikten sanırım. Sayin Tengeriin boşig, Size 4 tane soru sordum. Butun sorulara (evet veya hayir diye cevap vererek), toplam 4 kelime ile cevap verebilirdiniz. Sayın Suheyla... Yani tüm anlayışımı 4 kelime ile nasıl özetleyebilirim ki? Evet ya da Hayır demek kolay ancak bunların birde "Ama..."ları ve "Fakat..."ları var... Yine de size özel olarak açıklayayım: *** #1 - Kuranda ki sozlerin Allahin sozlerimi? Degil mi? 1a- Tek gerçeklik olarak "Varlık"ı kabul ediyorum. 1b- Metafizik ya da Materyalist, her türlü bilginin kaynağının Varlık'ın kendisi olduğunu düşünyorum. 1c- Varlığı "Tanrı" olarak benimsiyorum, yani; Varlık=Tanrı 1d- Dolayısı ile Kur'an ya da başka herhangi bir kitap olsun her bilginin kaynağının Tanrı-Varlık olduğunu düşünüyorum. (Umarım yeterince nettir.) *** #2 - Allahin sozleri bugun gecerli degilmi? 2a- "Tanrı'nın Sözleri"nden kastınız, Kur'an-daki Toplumsal Hükümler ise eğer, bugün için uygulanamaz olduklarını zaten defalarca ifade ettim. 2b- Tüm Varlık içersine "Toplumsal Devinimler ve Olgular"da dahil olduğu için, bugünkü Toplumsal Sözleşmelerin kaynağı da aynıdır... (Umarım yeterince nettir.) *** #3 - Muhammedin Allah ile konustuguna inaniyormusunuz? 3a- Yanız Hz. Muhammed değil, siz bile Varlığın (Tanrı) bir parçası olmakla, zaten Varlık-Tanrı ile iletişim içersindesiniz. 3b- Varlığı kavramak isteğinde olan her birey Varlık-Tanrı ile iletişim içersindedir. Bir Pozitif Bilim Adamı formüller ile, Sosyal Bilim Adamı ise Toplumsal Kuramlar ile bunu açıklama niyetindedirler değil mi? 3c- Hz. Muhammed çok zeki bir insandır ve çağının elit kimselerindendir. Dolayısı ile Tarihteki tüm Filozoflar [belki de Filozoflar (Bilgi Dostu) için Peygamber (Farsça: Öğretmen) desek daha yerinde olabilir.] gibi Varlığı-Tanrıyı ve devinimini anlamak amacına koyulmuş ve keşfettiği bilgiler ile ortaya (Bence güzel) bir öğreti koymuştur. 3d- Bunun ışığında şunu diyebiliriz: Hz. Muhammed Tanrı-Varlık ile iletişim kurmuştur... (Umarım yeterince nettir.) *** #4 - Islam dininin (ve Kuranin) butun Insanlara gonderildigi bir dinmidir? Neye inaniyorsunuz? 4a- Her öğreti bütün insanlığa hitap etme kaygısındadır. 4b- İslam dini de pek doğaldır ki bu amaçla, kabullerinin tüm insanlığa hitap ettiğini öngörür. 4c- Kur'an-ın Toplumsal Hükümlerinin, ortaya çıktığı döneme ait olduğuna ve bugün için uygulanabilir olmadığına inanmakla birlikte, "İnanç" ile ortaya koyduğu "Öğreti"nin benim için sempatik olduğunu düşünüyorum. 4d- Nitekim bunu söylerken de diğer bir referansım; Mevlana, Yunus Emre, Hallac-ı Mansur, Nesimi, Farabi gibi benim için değerli kimselerin de bu açıdan değerlendirmiş olmalarıdır... O yüzden kabul ettiğim düşünceleri anlamak için, biraz bu kimselerin bilgilerinin farkında olmanızda gerekir. (Umarım yeterince nettir.), Ek olarak: - "İnanç" olarak ortaya konulan kabullerin tartışılabilir olsa da bir sonuca bağlanabilir olduklarını hiç sanmıyorum. - Ayrıca bir kimsenin Soyut olarak benimsediği bir İlah'ı, niçin öyle benimsediğini, bir başkasının anlayabileceğine de inanmıyorum, inanan kimsenin de tam anlamı ile anlatbileceğine de inanmıyorum. Ki ben Soyut bir İlah'ın varlığına inanmıyorum. - Bu yüzden hiç bir zaman Soyut kavramların varlığını ya da yokluğunu ispatlamak ya da çürütmek konusunda uzun uzadıya tartışmalarım olmamıştır. - Bu notu düşmemin nedeni şudur: Forumdaki tartışmalarımda doğruluğundan emin olarak ortaya koyduğum veriler "Bilimsel" olduğunu düşündüğüm ya da bildiğim verilerdir. - Zaten Varlık'a "Tanrı" demem tamamen göreceli ve vicdani bir benimseyiştir. Bu yüzden bu ve buna bağlı diğer İnanç kabullerim(iz) pek tartışılmamıştır. Evet-Hayır cevapları verecek kadar kısa değil ama sanırım tam anlamı ile ancak bu kadar özetleyebilirim... Daha fazlası mümkün değil... Umarım yeterince anlatabilmişimdir. Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2007 Sayın Boşig, gerçekten ama gerçekten önemi yok, ben de olsam bana yanıt sanırdım, sadece bir raslantı, kesinlikle insanlık hali ve asıl kendinizi suçlarsanız ben mahcup olurum. Ben hemen şu an unuttum gitti... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Sayin Tengeriin boşig, Verdiginiz iletiye (ve cevaplara) tesekkurler! Beni biraz oldukca bilgilendirdiniz sizin gorusleriniz hakkinda. Ozet olarak yanlış anlaşılma olmustur diyebilirim onceki konularda... Neyse, tekrar tesekkurler! Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Ha şimdi konu o değil, burada tehditler tartışılıyor derseniz, böyle akıl ve mantık dışı öğretiler çerçevesinde anlamsız ve içinde ziyan olup gideceğimiz, zerre kadar güvenilemeyecek ittifaklara girelim, NATOdan çıkalım, ABD ile onlarla birlikte savaşalım gibi aklını kaçırmakla eşdeğer önerilerle zerre kadar işim olmaz. Tehdidin en büyüğü bu önerilerdir. Bunlara aklı başında bir kişi de kulak asmaz. Bunlar ancak "o karmaşa arasında biz de işlerimizi kotarırız, küçük olur, bizim olur" zihniyetine ait öneriler olabilir, başka olasılık düşünemiyorum. İçinde ziyan olup gittiğimiz bir ittifaka dahiliz zaten. Üye olduğumuz tarihten itibaren bize hiçbir konuda destek olmadığı gibi komşularımıza yönelik ambargolara iştirak etmemizle milyarlarca dolar zarara uğratan. 50 yıl boyunca bölgede komşularımıza yönelik düşmanca hareketlere üs vazifesi görerek onlarında bize yönelik düşmanca hareketlere üs vazifesi görmesini sağlayan. Kontrgerilla örgütü Gladio ile ülkemizde 20 yıl sürecek gayri resmi bir iç savaşta provakatör eylemleri organize eden. Yaşadığımız tüm askeri krizlerde yanımızda olmayıp bizahiti karşımızda olan bu savaş örgütüne dahil olmamız ve böyle kalmamız elzem midir ? Türkiye Nato'ya üye olduğu tarihe kadar bağlantısız bir ülkeydi. Abdulhamit'in dengeci dış politika mirasına sahipti. Kendi toprakları üzerinde edilgen değil etken bir ülkeydi. Dünyayı kasıp kavuran bir savaşın dışında kalmış. Savaş sırasında ve savaş sonunda topraklarını sınırlarını korumuştu. Şu denilebilir. Türkiye'nin NATO üyeliğinin ona şöyle faydaları olmuştur. Şu açıdan onu güçlü kılmıştır. Ve şu konuda NATO Türkiye'nin yanındadır. Böyle diyebileceğimiz bir başlık var mı ? Biz nasıl iyi bir ittifakın içindeyizki şu an sorun yaşadığımız, toprak güvenliği, dış politikada uygulanan baskı konusunda NATO üyesi ülkelerle karşı karşıyayız. Almanya Amerika Birleşik Devletleri Belçika Birleşik Krallık Bulgaristan Çek Cumhuriyeti Danimarka Estonya Fransa Hollanda İspanya İzlanda İtalya Kanada Letonya Litvanya Luksemburg Macaristan Norveç Polonya Portekiz Romanya Slovakya Slovenya Türkiye Yunanistan son haliyle Nato üyesi ülkeler. Kalın yazılanlarda NATO üzerinde söz sahibi olan ülkeler. Hangisiyle bölgesel politikalar anlamında ortak çıkarlarımız var ? Bu nasıl bir ittifaktır ki, ittifaka üye ülkelerden birisine karşı savaşan terör örgütü O ittifakın en güçlü ülkeleri tarafından desteklenmekte. Aşağı yukarı tüm ittifak üyesi ülkelerde siyasi ve lojistik anlamda faaliyet göstermektedir. Türkiye'ye karşı tehdit derecesinde savaşan iki örgüt görülmüştür. Birisi ASALA, diğeri PKK. Ve ikiside NATO'nun lider ülkeleri tarafından desteklenmiş kollanmıştır. Türkiye son 50 yılınının 20 yılını anarşi, kaos askeri cuntalarla geçirmiştir. Bu süreçte NATO'nun gayri resmi savaş örgütü GLADIO'nun ülkemizde yaptıkları Uğur Mumcu gibi cesur gazeteciler tarafından belgeleriyle ortaya çıkartılmıştır. 55yıldır NATO'ya üyeyiz. 55 Yıldır ABD ile "Müttefikiz" tırnak içine alıyorum çünkü tek yönlü müttefikiz. Tablo ortadadır. Geldiğimiz nokta ortadadır. Bizim NATO üyeliğimiz Amerikalı General'in özetlediği gibidir. "En ucuzu Türk askeri 23 Cent'e mal oluyor herbiri" NATO Varşova paktına karşı kurulmuş bir örgüttür. Varşova paktı dağılalı 17 yılı geçti. Ama NATO hala büyüyor. Dünya'da yeni hedefler arıyor. Bizim bu savaş örgütüne dahil olmamız geçmişte bize bir şey kazandırdı mı ve kazandıracak mı ? Biz güvenilir bir ittifakın içindemiyiz ? Mutlaka bir ittifakın içinde olmak zorunluluğumuz mu var? Yoksa Tam bağımsız olmak gibi bir seçeneğimiz yok mu ? Soru budur. Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 4mevsim @ Dec 15 2007, 03:49 PM) sayın maraba ayetlerde meydana gelen sonuçla ilgili anlamlar var... yani siz bu ayetlerde ganimet elde etmek için savaşın diye emredildiğini anlamamız gerektiğini mi söylüyorsunuz... Ben iddia ediyorum. Kuranda ki savaş ile ilgili ayetlerin tamamı bir kaçı hariç ganimet elde etmek içindir İslamda müslüman olmayanları katletmenin legal olduğu kurandaki ayetlerle de sabittir.: Ahzâb/27: Allah sizi onların TOPRAKLARIna, YURTLARIna, MALLARIna ve HENÜZ AYAK BASMADIĞINIZ topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. Yukarıdaki büyük harflerle yazılmış kelimeler islamdaki katliamların savunma ile ilgisi olmadığını, tam tersine saldırı, yağma ve talan ile ilgili olduğunun açık bir göstergesidir. Ayrıca savunma amaçlı savaşan insanlar barış için savaşırlar. Oysaki kuran; eğer ezebilecek güçteysen, barışa karşıdır. Yani ?güçlüysen katletmekten asla geri kalma? emri verir. bakınız: Muhammed/35: Sakın za?f göstermeyin. ÜSTÜN OLDUĞUNUZ HALDE BARIŞA ÇAĞIRMAYIN. Allah sizinle beraberdir. Sizin amellerinizi asla eksiltmeyecektir. Bu ayetler islamdaki katliamların delilidir. Hadislerde anlatılan katliamlarda bu ayetlerin delilidir, günümüzde yapılan Hizbullah, El kaide vs gibi örgütlerin müslümanlara dahi yaptığı katliamlarda bu ayetlerin ve birçok hadislerin delilidir. Kimse gerçekleri saptıramaz: 1- Bu dinin Peygamberi adam kesmişmi? Kesmiş. 2- Ondan sonraki halifeleri adam kesmişmi? Onlar da kesmiş. 3- Hadislerde adam kesme varmı? Var. 4- Kuranda bunları destekleyen ayetler varmı? Orda da var. 5- Peki günümüzde katliam varmı? Günümüzde de var. 6- Sadece müslüman olmayanlarımı katlediyorlar? Hayır, mezhep çatışması yüzünden birbirlerini de katlediyorlar. Daha hala islamda katliam yokmuş, islam barış diniymiş, yok bilmem ne. Kim inanır buna? Ancak müslüman inanır, başkada kimse inanmaz. ****** İslam dediğin zaman; İngilizi, Yahudisi, Japonu, Hindu?su; dünyada kim varsa nefret ediyor. Herkez ?en güzel din benim dinim der ama? normal olarak diğer dinlerden de nefret etmez; ama islam öyle bir din değil; tüm dünyada müslümanlar hariç hemen hemen bütün insanlar tarafından nefret edilen bir dindir. Bunu yabancı kaynaklı internet sitelerinde ve forumlarda görmek çok kolay. *********************** Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2007 Bu ayetler islamdaki katliamların delilidir. Hadislerde anlatılan katliamlarda bu ayetlerin delilidir, günümüzde yapılan Hizbullah, El kaide vs gibi örgütlerin müslümanlara dahi yaptığı katliamlarda bu ayetlerin ve birçok hadislerin delilidir.Kimse gerçekleri saptıramaz: 1- Bu dinin Peygamberi adam kesmişmi? Kesmiş. 2- Ondan sonraki halifeleri adam kesmişmi? Onlar da kesmiş. 3- Hadislerde adam kesme varmı? Var. 4- Kuranda bunları destekleyen ayetler varmı? Orda da var. 5- Peki günümüzde katliam varmı? Günümüzde de var. 6- Sadece müslüman olmayanlarımı katlediyorlar? Hayır, mezhep çatışması yüzünden birbirlerini de katlediyorlar. E olsun, İslamın yine de barış, sevgi ve güzellik dini olduğunu değiştirmez bunlar... İstisnalar kaideyi bozmaz arkadaşım... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.