Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 82. kuruluş yıl dönümü törenine gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Dağlıca'daki terörist saldırı sonrası kaçırılan 8 askerin Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili sorular üzerine şunları söyledi: "Öncelikle askerlerimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının herhangi birinin ya da bir bölümünün bölücü terör örgütünün eline geçmiş olmasından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum. Bu benim kişisel değerlendirmemdir." Bakan Şahin, törenden ayrılırken bir gazetecinin, "8 askerle ilgili sözlerinizi biraz açabilir misiniz" sorusu üzerine, "Ben bu askerlerimizin operasyonla ilgili o gece bu teröristlerle birlikte gitmiş olmasını bir Türk vatandaşı olarak içime sindiremedim" ifadelerini kullandı Mehmet Ali Şahin'e bu soruyu soracak bir gazeteci var mı acab bu ülkede. Sizin kafanıza kaç kere silah dayadılar sayın Şahin. Oturduğunuz yerden "niye ölmediler ki" diye askerleri yargılıyorsunuz. Siz olsanız ne yapacaktınız. Ölecekmiydiniz. Öyle ya siz bu dünyaya balını sütünü emmek için gönderildiniz. O askerlerse ölmek için ? Öyle ya asker teslim olmaz ölür dimi. O kadar kolaydırki canından vazgeçmek. Bu adam gibi binlerce vardır internet ortamlarındada. Sıcacık evlerinde bilgisayarın başında oturup ahkam keseler. Hepsi birer Ulubatlı Hasan'dır çünkü. Hepsi doğuştan intihar komandosudur. Sokakta yanı başında adam kesseler bırak yardım etmeyi şahit mahit yazarlar diye koşa koşa kaçan adamlar. Eve gidip bilgisayarın başına oturunca, forumlarda, youtube yorumlarında aslan kesilirler "Nasıl ele geçmiş askerlerimiz, niye şerefli bir şekilde ölmemiş?" diye. Sayın Şahin iktidara geldiğiniz günden beri. Terörün tırmanışı karşısında hiçbir şey yapmadınız. Müttefikimiz, dostumuz dediğiniz devletler açık açık terör örgütüne destek verirken hükümet olarak "ayıp oluyor, yakışmıyor, dostluğa sığmaz" diye ağlamak dışında kılınızı kıpırdatmadınız. Ülkenizde kan döken terör örgütüne karşı harekete geçmek için lideriniz Washington'dan icazet almadan yerinizden kıpırdayamıyorsunuz. Ağzınızı açamıyorsunuz. Ve şimdi, teröristlerin eline düşen askerlerimizi "niye ele geçmişler, niye ölmemişler" diye yargılıyorsunuz. Onlarmı bu ülkeyi küçük duruma düşürüyor? Yoksa vatandaşların canını alan teröre karşı harekete geçmek için Washington'dan izin bekleyen sizmi ? Sizsiniz bu ülkeyi küçük düşüren o askerlerimiz değil. Çıkıyorsunuz hükümet olarak. Askerlerimizin terör örgütü kampında fotoğraflanıp. Apo posterleri önünde teslim edilip aşağılanırken onları suçluyorsunuz. Onlarmı Suçlu? Yoksa kaçırılan askerleri için parmağını kımıldatmayan sizlermi? Elin oğlu, üç askeri kaçırıldı diye, dünyayı kaçıranların başına yıkar. Siz kaçırılan askerleri suçlu bulup kendinizi temize çıkarmak için dünya tarihine geçecek laflar edersiniz. Hiç utanmıyorsunuz dimi. Kendi çocuklarınız bırakın teröristle çarpışmayı, doğuda askerlik yapmayı. Amerikalarda, avrupalarda nasıl edinildiği hakkında hiçbir fikrimiz olmayan servetlerle krallar gibi yaşarken. Çocukları teröristler tarafından kaçırılan anne babaların gözünün içine baka baka bu devletin bakanı sıfatıyla bunları söylüyorsunuz. Vay asker kardeşlerimiz. Ölmediğiniz için suçlu oldunuz. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 23 CENTLİK ASKER Mister Dalles, sizden saklamak olmaz, hayat pahalı biraz bizim memlekette. Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, Ankara da 23 sente, yahut iki kilo kuru soğan, yahut bir kilodan biraz fazla mercimek, elli santim kefen bezi yahut, yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan. erkek, ağzı burnu, eli ayağı yerinde, üniforması, otomatiği üzerinde, yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır, belki tavşan gibi korkak, belki toprak gibi akıllı belki gençlik gibi cesur, belki su gibi kurnaz (her kaba uymak meselesi) , belki ömründe ilk defa denizi görecek, belki ava meraklı, belki sevdalıdır. Yahut da aynı hesapla Mister Dalles (tanesi 23 sentten yani) satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden İstanbul da bir tek odanın aylık kirasına, seksen beş onda altısını yahut bir çift iskarpin parasına. Yalnız bir mesele var Mister Dalles, herhalde bunu sizden gizlediler: Size tanesini 23 sente sattıkları asker mevcuttu üniformanızı giymeden önce de, mevcuttu otomatiksiz filan, mevcuttu sadece insan olarak mevcuttu, tuhafınıza gidecek, mevcuttu hem de çoktan mı çoktan, daha sizin devletinizin adı bile konmadan. Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu, mesela, Mister Dalles, yeller eserken yerinde sizin New-York un, kurşun kubbeler kurdu o gökkubbe gibi yüksek, haşmetli, derin. Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek. Halı dokur gibi yonttu mermeri, ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri. Dahası var Mister Dalles, sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz, zulüm gibi, hürriyet gibi, kardeşlik gibi sözlerin, dövüştü zulme karşı o, ve istiklal ve hürriyet uğruna ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek, ve yarin yanağından gayrı her yerde, her şeyde, hep beraber, diyebilmek için, yürüdü peşince Bedreddin in O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali dir. kaya gibi yumruğunun son ustalığı: 922 yılı 9 eylülüdür. Dedim ya Mister Dalles, , Herhalde bütün bunları sizden gizlediler. ucuzdur vardır illeti. Hani şaşmayın, yarın çok pahalıya mal olursa size, bu 23 sentlik asker, yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim, her millet gibi büyük Türk milleti. NAZIM HİKMET (1953) Kore Savaşıgünlerinde bir Amerikalı yetkili (Mr. Dulles) Türk askerini, "Çok masrafsız, günlük masrafı 23 Cent i aşmıyor" diye övmüştü. Mr. Dulles ın bu sözleriyle ilgili tek yorum "23 Centlik Asker" adlı şiiriyle Nazım Hikmet ten gelmişti.Gerçi 53 yıl sonra bay George Soros "En önemli ihraç malzemeniz, askeri gücünüz" demişti. Aynı bakış açısını hissettim Şahin'in sözlerinde. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Bir bakanlık mertebesinde,hemde bir ülkenin en önemli bakanı (adalet bakanlığından daha değerli bir bakanlığı şahsen tanımıyorum) böyle bir serzenişte bulunuyor ise,buradaki ifadenin ağırlığını dikkate almakta fayda var. 1-Askerlerimizin bu esaretten kurtulmalarının bu şekilde değilde daha tavizsiz ve kararlı bir şekilde nokta operasyonu yapılarak cigerlerini söker gibi kurtarılarak alınması duygusallığı ile bakmış ise,neticede bu tip bir operasyonu onaylayamayan bir iktidarın bakanıdır. "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum. Bu benim kişisel değerlendirmemdir." Bu ifade de anlaşıldığı üzere TSK'nın hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi derken,askerlerimizin bu kadar sahipsiz kalmalarına mı bir gönderme yapıyor acaba?İnce bir eleştiri yada özeleştri mi var? 2-Yukarıda sıraladığım sebepler dışında böyle bir ifadede bulunmak çok ciddi bir insanlık ayıbıdır.Kaldı ki belirli makamlara ulaşmış olan kişilerin ifadelerini dostları arasındaki muhabbet ölçüleri ile değilde temsil ettikleri makama yakışacak uslupta kullanmaları çok daha isabetlidir. Yaşam hakkı bütün hakların en kutsalıdır. sevgilerimle, Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2007 Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, PKK tarafından kaçırılan ve sonra bazı girişimlerle serbest bırakılan askerlerin kurtulduklarına sevinemediğini söylemiş, ölselerdi de rehin düşmeselerdi demeye getirmiştir. Şahin Bakan’ın son derece münasebetsiz sözleri karşısında dili tutulan Genç Siviller olarak bilgi edinme hakkımızı kullanıyor, Adalet Bakanlığı’na aşağıdaki sorularımızı yöneltiyoruz."Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Uzun ve mutlu bir yaşam sürmek isteyen sağlıklı bir yurttaş olarak Sayın Adalet Bakanı'nın patolojik bir sorun olan nekrofilya (ölüsevici) eğilimleri olup olmadığı bilgisini tarafıma iletmenizi bilgilerinize arz ederim." "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Sayın Bakanın ŞAHİN soyadını alma sebebini ve kaç nesildir soyadının şahin olduğu bilgisini bakanlığınızdan talep ediyorum." "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Daha önceki bakan Cemil Çiçek'in de benzer açıklamaları olmaktaydı. Ödediğim vergilerle çalışmalarını sürdüren bu bakanlığın makam koltuğuna oturanlarda şoven eğilimler görülmesine neden olan bir manyetik alan ya da büyü olup olmadığı bilgisini sizden rica ediyorum" "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Türk askeri etten kemikten değil midir? Türkler esir alınamaz, ancak ölü ele geçirilebilirler mi demek istemektedir.” "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Kendisi böyle bir durumda kalsa intihar mı ederdi, eğer bunu beceremezse kurtulduktan sonra intihar etmeyi tekrar düşünür müydü?” "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Kendisi sevinememiş ama, 8 askerin aileleri "ne yazık ki" oğullarına kavuşmanın sevincini yaşıyorlar. Bu durumda, ailelere de vatana ihanetten soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?” "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. PKK ile çarpışan askerlerimize esir düştükleri taktirde harakiriyi nasıl yapacakları konusunda eğitim veriliyor mu? Eğer etrafları çevrilmiş durumda iken mermileri de bitmiş ise ne şekilde intihar edebilirler. Bunun için yanlarında kama, zehir, ip gibi intihar araçları mevcut mudur?” “Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Bu açıklamayla annelerin gözyaşlarına bakmayan bir bakan olduğunu gösterdi. Sayın bakan etrafına buz gibi bakarken ‘adalet’ e nasıl bakar? İstifa etmezse en azından eskisi gibi spordan sorumlu ‘devlete bakan’ olmak ister mi? gerekli bilgiyi tarafınızdan rica ediyorum.” “Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Evlatlarına kavuşan insanların gözünün içine baka baka ölümü bu kadar fütursuzca savunabilen bir adalet bakanının dağıtacağı adaletten KORUNABİLMEK için hangi makama baş vurmamız gerekmektedir?” Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Acaba adalet sistemimizin PKK’dan daha acımasız olacağını düşündüğü için mi keşke ölselerdi demeye getirdi. Bilgilerinize arz ederim.” "Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in kayıp askerlerle ilgili açıklamasını okudum. Sayın bakan, kaçırılan askerler eve dönüş yasasından faydalanabilecek midir?" www.gencsiviller.com dan alıntıdır........ Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Bir bakanlık mertebesinde,hemde bir ülkenin en önemli bakanı (adalet bakanlığından daha değerli bir bakanlığı şahsen tanımıyorum) böyle bir serzenişte bulunuyor ise,buradaki ifadenin ağırlığını dikkate almakta fayda var.1-Askerlerimizin bu esaretten kurtulmalarının bu şekilde değilde daha tavizsiz ve kararlı bir şekilde nokta operasyonu yapılarak cigerlerini söker gibi kurtarılarak alınması duygusallığı ile bakmış ise,neticede bu tip bir operasyonu onaylayamayan bir iktidarın bakanıdır. Bu ifade de anlaşıldığı üzere TSK'nın hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi derken,askerlerimizin bu kadar sahipsiz kalmalarına mı bir gönderme yapıyor acaba?İnce bir eleştiri yada özeleştri mi var? 2-Yukarıda sıraladığım sebepler dışında böyle bir ifadede bulunmak çok ciddi bir insanlık ayıbıdır.Kaldı ki belirli makamlara ulaşmış olan kişilerin ifadelerini dostları arasındaki muhabbet ölçüleri ile değilde temsil ettikleri makama yakışacak uslupta kullanmaları çok daha isabetlidir. Yaşam hakkı bütün hakların en kutsalıdır. sevgilerimle, bakan açıklamasında "Niye kaçırılmışlar, niye ölmemişler" serzenişini gözümüzün içine sokmaktadır. Böylesine düz bir açıklamadan. "Duygusal serzeniş, gönderme, ince bir eleştiri" gibi noktalar aramak demirel'in "bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz" lafıyla aynı minvaldedir. John Bourman filmi seyretmiyoruz, göndermeler, ince eleştiriler bilmemneler arayalım. "Öncelikle askerlerimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının herhangi birinin ya da bir bölümünün bölücü terör örgütünün eline geçmiş olmasından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum. Bu benim kişisel değerlendirmemdir." Bakan sanırım oturmuş. Dur bir açıklama hazırlayayım. İçinde göndermeler, duygusal serzenişler, ince eleştiriler barındırsın. Sonra bunu açıklayayım. İnsanlarda benim bu edebiyat şaheserimi analiz etsinler demiş. Yada çıkıp "niye teslim olmuşlar, niye kendilerini bu duruma düşürüp başımıza ağrıtmışlar, niye ölmemişler" demiş. Ama bunu söyleyen bir AKP li bakan olduğu için. Cici AKP li bir bakanda böyle bir şey söyliyemiyeceği için mutlaka açıklamanın altında, kripteks şifreleri gibi başka manalar vardır dimi. Bakan sözlerim çarpıtıldı diyor ve tekrar açıklama yapıyor : "O gece o teröristlerle birlikte gitmiş olmalarını içime sindiremedim. Kurtulmuş olmalarından fazla sevinç duymadım" AKP destekçisi medya, bunu bir CHP li, MHP li yada allah muhafaza bir asker söylese. Yeri göğü inletirdi. Ama kaçırılan askerleri için Başbakanı gidip Washington'dan icazet almak dışında parmağını bile kımıldatmayan bir hükümetin sözcüsü, "ölselerdi kardeşim, suçlu onlar, kaçırılmasalardı biz ne yapalım" manasına gelen açıklamalarla kendi suçlarını, kaçırılan askerlerin üstüne atmaya çalışınca. Çıt yok tabi. Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Pekiiiii, kaçırılan(!) askerlerin teslim alınmasından sonra ****** çekilmiş görüntülerde pkk lı teröristlerle samimi bir şekilde ayrılmalarına, vedalaşmalarına (neredeyse sizleri çok özliycez der gibi ) ne diyorsunuz? Bu hareketlerde mi zorla yaptırıldı acaba? Dün akşam aile sohbetimizde yine bu konu vardı ve babamın ağzından şu sözler döküldü: ''Ben olsaydım onların yerinde teslim olacağıma kendimi vururdum'' dedi Ben olsaydım bende vururdum... Canından vazgeçmek derken sevgilisinden ayrılmış ya da ailesi dağılmış olmaktan dolayı cinnet geçirip canından vazgeçmek değil bu, vatanı uğruna binlerce ŞEHİT vermişken bir candan daha vazgeçmek... Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Şeytan ayrıntıda gizlidir. sevgili Cyrano Elbette aynı duyguları paylaşıyoruz.insan hayatı bir malzeme değildir ve asla da olamaz.O kadar çok haber kirliliği var ki tutarlı bir yorum yapmak günden güne zorlaşıyor.O halde bize kalan tek şey,kurulan cümlelerin içindeki imajları yakalamak değil midir? Olayın kendisi baştan sona bir gariplikler silsilesi gibi görünmedi mi? Birçok soruyu gündeme getirmedi mi? Belki şu konuda haklı olabilirsiniz.Bu konuşma benim tahmin ettiğim gibi bir inceliği yoktur ve o manada da değildir. Bu şekildeki bir fikirlere sahip kişilerin Adalet bakanlığı mertebesine ulaşabilmelerinin mantığını anlamakta zorluk çekiyorum. Bu tip düz bir cevabın arkasından insanın yeniden sorgulanması gelir ki,bu yüzlerce yılın silinmesi demektir. Belki de açıklamanın bu şekilde olmasını arzuladım.Zira sizin düşündüğünüz şekilde olması halinde sindirebileceğimi de pek tahmin etmiyorum.Zaten böyle bir şeyi sindirebilecek kişinin de insani bir çizgide olacağına da inanmıyorum. sevgilerimle, Alıntı
Φ verdinaz Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 güzel oynuyorlar ama bir şeyi unutuyorlarki Türk milletini gözleri kör deil herseyin farkında Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 "ASKERLERİN KURTULMASINA SEVİNEMEDİM" Bu söz bana göre öylesine söylenmiş bir söz değildir,altında yatan başka nedenler vardır.... Düşünsenize bir devlet bakanı kaçırılmış askerler için toplumda infial yaratacağını bildiği böyle bir ifadeyi neden kullanmıştır.Bana göre sözün söyleniş şeklinden ziyade önemli olan neden söylendiğidir... Bir sürü teori atıldı ortaya neye kime inanacağımızı şaşırmış bir durumdayız....Ve insanın aklına bir sürü soru geliyor ama sormakmı susmakmı daha hayırlı onu bile kestiremiyorum.. Alıntı
Φ verdinaz Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 "ASKERLERİN KURTULMASINA SEVİNEMEDİM" Bu söz bana göre öylesine söylenmiş bir söz değildir,altında yatan başka nedenler vardır.... Düşünsenize bir devlet bakanı kaçırılmış askerler için toplumda infial yaratacağını bildiği böyle bir ifadeyi neden kullanmıştır.Bana göre sözün söyleniş şeklinden ziyade önemli olan neden söylendiğidir... Bir sürü teori atıldı ortaya neye kime inanacağımızı şaşırmış bir durumdayız....Ve insanın aklına bir sürü soru geliyor ama sormakmı susmakmı daha hayırlı onu bile kestiremiyorum.. evet bu sorulardan biri askerlerimizi kim kacırdı AB bizi ne olarak görüyor eger soylenenler dogrulanırsa askerlerimizi gercekten AB kacırmıs ve geriyede onlar getirmişse bunu altındaki sonucu bi düşünürmüsünüz AB Türkiye'yi karıstırıyor.... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2007 Devamli mail geliyor ve bu mailllerde inanilmaz iddialar var.Eger bunlar gercekse bu cok feci bir durumdur.Umarizki iddialar yanlis cikar.Bakanin söyledigi sözlerdeki gercek payi yüzde kactir bu cok önemli,bir bakan bence bos keseden atip konusmaz.Eger bir bakan bize agirda gelse birsey söylemisse o zaman bunun altinda evet bencede cok önemli nedenler vardir. saygilarla Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Pekiiiii, kaçırılan(!) askerlerin teslim alınmasından sonra ****** çekilmiş görüntülerde pkk lı teröristlerle samimi bir şekilde ayrılmalarına, vedalaşmalarına (neredeyse sizleri çok özliycez der gibi ) ne diyorsunuz? Bu hareketlerde mi zorla yaptırıldı acaba? Dün akşam aile sohbetimizde yine bu konu vardı ve babamın ağzından şu sözler döküldü: ''Ben olsaydım onların yerinde teslim olacağıma kendimi vururdum'' dedi Ben olsaydım bende vururdum... Canından vazgeçmek derken sevgilisinden ayrılmış ya da ailesi dağılmış olmaktan dolayı cinnet geçirip canından vazgeçmek değil bu, vatanı uğruna binlerce ŞEHİT vermişken bir candan daha vazgeçmek... Mineu, bir gün sende o pozisyonda olursan ondan sonra fikir sahibi olabilirsin. Ama daha önce söylediğim gibi, ölüm genelde masa başında çok kolay bir iştir. Herkes oturduğu yerden kolayca ölebilir. O askerlere ne yapıldığı, kampta nasıl psikolojik işkencelerden geçirildikleri, neyle tehdit edildiklerini dahi bilmiyoruz. Ama herkes emin ben olsam ölürdüm, kendi kafama sıkardım şunu yapardım bunu yapardım. Aynı şey "niye ölmediniz" askerlerimizin yargılandıkları, eleştirildikleri nokta bu. Ama bu oturduğu yerden ne kadar kolay insanın. O askerlerden bir tanesi mesela eşin yada oğlun olsaydı. Yine aynı şeyimi söylerdin. Keşke kaçırılacağına ölseydi mi derdin ? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 "ASKERLERİN KURTULMASINA SEVİNEMEDİM" Bu söz bana göre öylesine söylenmiş bir söz değildir,altında yatan başka nedenler vardır.... Düşünsenize bir devlet bakanı kaçırılmış askerler için toplumda infial yaratacağını bildiği böyle bir ifadeyi neden kullanmıştır.Bana göre sözün söyleniş şeklinden ziyade önemli olan neden söylendiğidir... Bir sürü teori atıldı ortaya neye kime inanacağımızı şaşırmış bir durumdayız....Ve insanın aklına bir sürü soru geliyor ama sormakmı susmakmı daha hayırlı onu bile kestiremiyorum.. Kaçırılan askerleri kurtarmak için. Kendisine "güçlü" diyen tüm devletlerin yaptığı gibi anında askeri operasyon düzenlemek, askerlerin kaçırıldığı ülke veya bölgeyi anında kuşatmak, askerlerin esir tutulduğu ülke veya bölgeye karşı bütün diplomatik amborga, baskı, tehditleri uygulamak yerine. Sesini dahi çıkarmayan, parmağını dahi kıpırdatmayna bir hükümetin. Sonunda askerleri gidip DTP lilerin teslim almasının yaratacağı infialin kendilerine kesilecek faturasından kurtulmak için suçu kaçırılan askerlere atıyor olamaz dimi. Devletler nasıl davranıyor bazında örnek veriyorum.Hamas İsrail askerlerini kaçırmıştır. İsrail aynı gün Hamaslı bakan ve milletvekillerini tutukalmıştır. Hizbullah İsrail askerlerini kaçırmıştır. İsrail Lübnan'ı yerle bir etmiştir. İran İngilz Askerleri rehin almış, İngiltere üç uçak gemisini basra körfezine sokmuş, askerleri serbest bırakılmazsa saldıracağını ilan etmiş. ve İran'la ticaret yapan ülkelere ait hiçbir şirketin İngiltere'de faaliyet gösteremeyeceğinden, hava sahalarını, deniz sahalarını kullanamıyacağına kadar korkunç bir diplomatik baskı uygulamıştır. Bu hükümet ne yapmıştır ? Askerleri kaçırılıp Kuzey Irak'a götürüldükten sonra ? Hiçbir şey. "ABD dışişleri bakanıyla konuştum bize bir kaç gün müsaade edin " dedi. "5 Kasım'da Bush'la görüşecem o zaman karar vericez" yaptıkları ve söyledikleri bunlardır. Ondan sonra at suçu kaçırılan askerlere. Sadece bu mu çıkıyor Cemil Çiçek "bizim bilgimiz vardı, bizim kontrolumuzde ve insiyatifimizde serbest bırakıldılar" diyor. O zaman demekki senin haberin vardı, gidip kimin teslim alacağından, nasıl teslim edileceğinden. O halde niye DTP lileri teröristlerle tutanak imzalıyorlar diye suçluyorsun. Madem senin bilginde kontrolunde insiyatifinde gelişti. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Aslında seyrettiğimiz bazı filmleri,okuduğumuz kitapların yanına koymama zaafını kabul ediyorum.Öyle filimler var ki bazı şeylerden sonra raftan çıkarılıp yeniden seyredilmeli. ABD nin Irak işgalinin satıraralarına baktığımda aklıma hemen bir film geldi. "kara şahin düştü" Son kareye kadar aynı senaryoyu izledik ancak bu gerçek senaryonun neticesi farklı idi.Bu sefer ABD kazanmıştı. "Er Ryan'ı kurtarmak" filmi ise kendi başına bir ironi idi. 8 Erimizin kurtulması ise ülkemizde,hiç bilmediğimiz ayrıntıların,çelişkilerin ve çıkarların temellerini sarsan bir şekle büründü. Suç,askerlerimizin kurtulması mıydı?Yoksa askerlerimizin kaçırılması mıydı? Geçmişte danimarkalı bir genç,muzipliğin en üst seviyesinden başlangıç yaparak küçük bir uçakla sanırım Moskova'ya kadar uçmuş ve Rusların ulusal güvenliğinin hiçte görüldüğü gibi olmadığını bir güzel ispat etmişti. Son zamanlarda tv lerde yapılan oturumlarda bu evlatlarımız yargılanıyor. İlahların istediği kurbanlar bunlar olamaz. Olmamalı da. Mesele,öyle bir konumda duruyor ki ister iktidar yanından bakın ,ister askeri yandan bakın isterse sivil yandan bakın,sorumluluğu diğer kesimlere çok kolay yükleyebiliyorsunuz.Anlaşılan sorun kesimlerde değil,kesimlerin toplamındadır. sevgilerimle, Alıntı
Φ siyaset Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Olayyara bide şehit ailelerinden dinlemek gerekiyor kanısındayım: Hakkari Dağlıca'da 12 askerin şehit olduğu saldırıda kaçırılan 8 askerin salıverilmesinin yankıları sürüyor. Esir askerlerin bırakılması ailelerini sevince boğdu. Ancak Adalet Bakan Şahin, esir düşen askerleri, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Kurtulmuş olmalarından fazla sevinç duymadım" sözleri ile eleştirdi. Bu durum bazı esir askerlerin aileleri tarafından tepki ile karşılandı. Fakat, Bakan Şahin'in bu sözlerine aynı gün Dağlıca da şehit düşen Astsubay Çavuş Soner Özübek'in ailesi tarafından destek gördü. Bakanı Mehmet Ali Şahin'in PKK tarafından kaçırılan askerlerin kurtulmasıyla ilgili söylediği sözlere Dağlıca'da şehit düşen Astsubay Soner Özübek'in ailesinden destek geldi. "Askerlerin kurtulmalarına fazla sevinemedim" diyen Bakan Şahin'e destek gösteren şehit Özübek'in Eskişehir'deki babası Tuncer Özübek, "Oğlum şehit olduğunda üzerinde hiç mermisi çıkmamış. Tek kurşun isabet etmiş... Oysa esir alınan 8 askerlerimiz son mermisine kadar savaşabilirdi. Niye savaşmamışlar. 8 asker bir tabur adam yapar her biri 100 kurşun sıksa 800 kurşun yapar. Şehit babası olarak bu askerlerin esir düşmesine sevinemiyorum, kabullenemiyorum." dedi. Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Oturdugumuz yerden senaryolar yazmak nekadar kolay degilmi, su soyle olsaydi boyle olurdu veya sunu boyle yapsaydik boyle olurdu.. Bellliki sehit babasi uzuntusunden ne soyledigini bilmiyor ama esir dusen kendi evladida olabilirdi peki ozaman o sehit babasi yine boylemi dusunecekti.. Bir sehit babasi olarak ilk basta onun sahip cikmasi gerekirdi esir dusen askerlere demekki ulkede insanlar kurtulan askerlere sevinmiyor artik.. kimileri bulunduklari sicak odadan ve koltuktan yaziyor ben olsaydim esir dusmez kendimi vururdum diye yaziyor bukadar komik olmayin arkadaslar onlarin gozlerindeki o korku sizde olsaydi belkide hic tereddut etmeden silah birakirdiniz senin yani basinda arkadasin oluyor veya kani senin yuzune fiskiriyor o an sen neyaparsinki aklina ne gelebilir yazik gercekten askerlere sahip cikacagimiza onlara birer terorist damgasi vuruyorsunuz olmadi getirin o 8 esir dusen askeri istanbulun gobeginde carmaga gerin herhalde hic birinizin giki cikmaz Alıntı
Φ siyaset Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2007 Oturdugumuz yerden senaryolar yazmak nekadar kolay degilmi, su soyle olsaydi boyle olurdu veya sunu boyle yapsaydik boyle olurdu.. Bellliki sehit babasi uzuntusunden ne soyledigini bilmiyor ama esir dusen kendi evladida olabilirdi peki ozaman o sehit babasi yine boylemi dusunecekti.. Bir sehit babasi olarak ilk basta onun sahip cikmasi gerekirdi esir dusen askerlere demekki ulkede insanlar kurtulan askerlere sevinmiyor artik.. kimileri bulunduklari sicak odadan ve koltuktan yaziyor ben olsaydim esir dusmez kendimi vururdum diye yaziyor bukadar komik olmayin arkadaslar onlarin gozlerindeki o korku sizde olsaydi belkide hic tereddut etmeden silah birakirdiniz senin yani basinda arkadasin oluyor veya kani senin yuzune fiskiriyor o an sen neyaparsinki aklina ne gelebilir yazik gercekten askerlere sahip cikacagimiza onlara birer terorist damgasi vuruyorsunuz olmadi getirin o 8 esir dusen askeri istanbulun gobeginde carmaga gerin herhalde hic birinizin giki cikmaz ******** ve abartıyorsun. ben askerlerin salbest bırakıldığına sevinmediğimi söylemedim. Ancak " askerlerin selbast bırakılmasına sevinemedim" diyenlerin bu gerekceden dolayı sevinemedim diyebilirler. konuya yazı yazan herkez sıcak odalarında oturmuşlar bu sözleri söyleyenleri eleştirmekten başka yaptıkları yok. Acaba " askerlerin selbast bırakılmasına sevinemedim" diyenler hangi gerekçeyle bunları söylüyor demiyorsunuz.... (ki kaçırılan askerlerden birini tanıyorum) benden çok ailesi sevinmiştir bir tek... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 Sayin siyasetci ben hic bir sekilde sizin yazdiklarinizdan dolayi sizi sorgulamiyorum sadece bu konu hakkinda sayfada genel olarak fikrimi beyan ettim. Bugun herkes medyadan olaylari takip ediyoruz ve hepimiz iyi kotu birseyler duyuyor sen yazinda fikrini beyan etmissin saygi duyuyorum ve bende genel olarak butun yazilarin hepsini okuyarak dusundugumu yazdim ozelliklede sizi elestirmek gibi bir niyet icersinede girmedim genelleme yaptim sen neden uzerine alinmissin onu anlamis degilim... Halen soylediklerimin arkasindayim nasilki sen dusuncelerinin arkasindaysan bende dusuncelerimin sonuna kadar arkasindayim.. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 Olayyara bide şehit ailelerinden dinlemek gerekiyor kanısındayım: Hakkari Dağlıca'da 12 askerin şehit olduğu saldırıda kaçırılan 8 askerin salıverilmesinin yankıları sürüyor. Esir askerlerin bırakılması ailelerini sevince boğdu. Ancak Adalet Bakan Şahin, esir düşen askerleri, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Kurtulmuş olmalarından fazla sevinç duymadım" sözleri ile eleştirdi. Bu durum bazı esir askerlerin aileleri tarafından tepki ile karşılandı. Fakat, Bakan Şahin'in bu sözlerine aynı gün Dağlıca da şehit düşen Astsubay Çavuş Soner Özübek'in ailesi tarafından destek gördü. Bakanı Mehmet Ali Şahin'in PKK tarafından kaçırılan askerlerin kurtulmasıyla ilgili söylediği sözlere Dağlıca'da şehit düşen Astsubay Soner Özübek'in ailesinden destek geldi. "Askerlerin kurtulmalarına fazla sevinemedim" diyen Bakan Şahin'e destek gösteren şehit Özübek'in Eskişehir'deki babası Tuncer Özübek, "Oğlum şehit olduğunda üzerinde hiç mermisi çıkmamış. Tek kurşun isabet etmiş... Oysa esir alınan 8 askerlerimiz son mermisine kadar savaşabilirdi. Niye savaşmamışlar. 8 asker bir tabur adam yapar her biri 100 kurşun sıksa 800 kurşun yapar. Şehit babası olarak bu askerlerin esir düşmesine sevinemiyorum, kabullenemiyorum." dedi. Evet bakanın mensubu olduğu siyasi partiye en yakın gazetede böyle haberler çıkacak tabiki. Aynı gazete daha bir kaç ay önce "niye askerlerimiz ölüyor", "analar babalar onları ölsün diyemi gönderiyor" diye başlıklar atıyordu. Zaman gazetesi yani. Bakan koltuğunda oturan bir adamın ağzından çıkan ve "keşke ölselerdide , hükümetin bağını ağrıtmasalardı" tarzında serzenişine alt yapı sağlamaksa sahibinin sesi medyasına düşüyor. Niye şöyle yapmamışlar, niye şöyle davranmamışlar, niye kafalarına sıkmamışlar vs. Sanırızki herkes o gece onlarla beraber çatışıyordu orada. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2007 "Orgenaral Yaşar Büyükanıt : "DAĞLICA'DA KÖSTEBEK YOK" Org. Büyükanıt, PKK tarafından kaçırılan 8 asker arasında köstebek olduğu ve PKK'ya bilgi verildiğine ilişkin iddialara şu karşılığı verdi: Bana ulaşan böyle bir bilgi yok. Mehmetçiklerin yaşadıkları veya bulundukları yer itibarıyla onlara şüphe ile bakmak, son derece tehlikeli ve yanlış olur. Biz, etnik kökene bakmayız. O güvene sahibiz. Böyle bir yaklaşım bizi rahatsız eder. Öyle bir şey olsa, tekrar Türkiye'ye teslim ederler miydi? Etnik kökenleri ne olursa olsun Türkiye'ye vatandaşlık bağı ile bağlı herkes bizim kardeşimizdir." "Nasıl bir coğrafyada mücadele ettiğimizi sizler biliyorsunuz. Oraya gitmeyenlere Dağlıca'yı tarif etmek olanaksızdır. Örnek, Gabar Dağı 40 km. genişlikte, 30 km. derinlikte, 1200 kilometrekare yüzölçümü olan bir coğrafyadır. Bunun içinde 100 tane terörist arıyorsunuz. Kumluğun içinde toplu iğne aramak gibi bir şeydir" "BASIN ŞAHİN'İ DOĞRU YORUMLADI Org. Büyükanıt, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in "Kurtulduklarına pek sevinemedim" şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine, "Benim yorumlamam doğru olmaz. Basın sanıyorum doğru yorumladı" dedi" Milliyet. kaçırılan askerlerimizi internet başında yargılayıp, suçlu bulan sivil "genelkurmay başkanlarımız"a ithaf ediyorum bu haberi. Alıntı
Φ siyaset Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Kaçırılan 8 askere tutuklama Dağlıca saldırısında teröristler tarafındanh kaçırılan ve daha sonra serbest bırakılan 8 asker 'emre itaatsizlik'ten tutuklanarak askeri cezaevine konuldu Hakkari Dağlıca'dan 21 Ekim'de düzenlenen ve 12 askerin şehit olduğu saldırıda teröristler tarafından kaçırılan 8 asker "emre itaatsizlik"ten tutuklandı. Kaçırıldıktan sonra götürüldükleri Kuzey Irak'ta 4 Kasım günü PKK'lı teröristler tarafından, aralarında DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk, Osman Özçelik ve Fatma Kurtulan'ın da bulunduğu 5 kişilik heyetin aldığı 8 asker, Erbil Havaalanı'nda ABD'li yetkililere teslim edildi. Bir ABD uçağıyla Süleymaniye Havaalanı'na götürülen 8 asker, buradan da helikopterle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 1996'dan bu yana Irak topraklarında konuşlu bulunduğu Bamerni Havaalanı'na getirildi. 8 asker, helikopterle Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı'na götürüldükten sonra uçakla Ankara'ya gönderildi. Emre itaatsizlik Ancak Genelkurmay'da yürütülen soruşturmadan sonra 8 asker önceki gün Van'a getirildi. Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'nda askeri savcılıkta ifade veren askerler, daha sonra mahkemeye çıkarıldı. Tutuklanan 8 asker, Hacıbekir Kışlası içindeki Askeri Cezaevi'ne konuldu. Askerlere tutuklama kararından sonra aileleriyle kısa telefon görüşmesi yapma izni verildi. Uzman Çavuş Halis Çağan, çavuş Mehmet Şenkul, erler Ramazan Yüce, İrfan Beyaz, Fuat Başoda, İlhami Demir, Özhan Şabanoğlu ve Fatih Atakul'un, "Suçun vasıf ve mahiyetinin askeri disiplini aşırı derecede sarsmış olması, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar suçunun işlendiğini gösteren kuvvetli delillerin bulunması ve izinsiz olarak başka ülkenin topraklarına geçmek" gerekçeleriyle tutuklu yargılanacağı öğrenildi. İddiayı reddettiler Van Barosu tarafından görevlendirilen avukat Ramazan Korkmaz ise sanık askerlerin ifadelerinde söz konusu suçlamaları reddettiğini ve emre itaatsizlik yapmadıklarını belirttiklerini söyledi. Tutuklanan askerlerden İlhami Demir'in Ağrı'da oturan babası Rabih Demir, oğluyla önceki akşam kısa bir konuşma yaptıklarını söyledi. Demir "Oğlum beni 14.30 sıralarında aradı ve 'Biz tutuklandık’ dedi. Cezaevinde pazartesi günü (bugün) görüşebileceğimiz söylendi. Van'a giderek oğlumla görüşeceğim'' dedi. Alıntı
Φ isyanci Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Burasi Türkiye, herkesi kendimize düsman gördügümüz icin, zavalli askerleride aynen öyle görüyoruz. Insallah bu kötü aliskanligimizdan en kisa dönem icerisinde kurtuluruz da, olaylara daha dogru bakariz. Esir alinan Askerler, nasil verilen talimati uygulasinlar anlamis degilim. Bu mehmetcikler yakin zaman icerisinde ajan olarak damgalanilirsa hicte yadirgamam. Bu durumumuza cok üzülüyorum vallahi. Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Mineu, bir gün sende o pozisyonda olursan ondan sonra fikir sahibi olabilirsin. Ama daha önce söylediğim gibi, ölüm genelde masa başında çok kolay bir iştir. Herkes oturduğu yerden kolayca ölebilir. O askerlere ne yapıldığı, kampta nasıl psikolojik işkencelerden geçirildikleri, neyle tehdit edildiklerini dahi bilmiyoruz. Ama herkes emin ben olsam ölürdüm, kendi kafama sıkardım şunu yapardım bunu yapardım. Aynı şey "niye ölmediniz" askerlerimizin yargılandıkları, eleştirildikleri nokta bu. Ama bu oturduğu yerden ne kadar kolay insanın. O askerlerden bir tanesi mesela eşin yada oğlun olsaydı. Yine aynı şeyimi söylerdin. Keşke kaçırılacağına ölseydi mi derdin ? şimdi burda yorum yazan herkes o pozisyonda bulundukları için mi yazıyo acaba? yani sadece onların pozisyonunda olduğumuz zaman mı fikir sahibi olabilcez... O 8 asker kaçırıldığında ne kadar üzüldüğümü, belki onların anaları, babaları kadar yanmadı içimiz ama nasıl ciğerimiz parçalandı anlatamam... Ama teslim olmadan önce çekilen ve teslim alınırken çekilen görüntüleri görünce de aynı şekilde içim parçalandı... Ellerinde çayları, yüzlerinde gülümseyen bir ifade; insanın öyle bir durumda boğazından bir yudum su geçmez... Hele hele o pkk lı teröristlerle vedalaşma sahnesi Düşünmedim değil, o askerlerden biri benim oğlum ya da kardeşim, eşim olsaydı diye, kaçırıldığını duyduğumda çok üzülürdüm, perişan olurdum tabi ama benim eşim, kardeşim ya da oğlum bir pkk lı ile o şekilde vedalaşmazdı Zaten TSK tutuklanmalarına gerek gördüyse vardır bu işin içinde bir bit yeniği... Bakanı Mehmet Ali Şahin'in PKK tarafından kaçırılan askerlerin kurtulmasıyla ilgili söylediği sözlere Dağlıca'da şehit düşen Astsubay Soner Özübek'in ailesinden destek geldi. "Askerlerin kurtulmalarına fazla sevinemedim" diyen Bakan Şahin'e destek gösteren şehit Özübek'in Eskişehir'deki babası Tuncer Özübek, "Oğlum şehit olduğunda üzerinde hiç mermisi çıkmamış. Tek kurşun isabet etmiş... Oysa esir alınan 8 askerlerimiz son mermisine kadar savaşabilirdi. Niye savaşmamışlar. 8 asker bir tabur adam yapar her biri 100 kurşun sıksa 800 kurşun yapar. Şehit babası olarak bu askerlerin esir düşmesine sevinemiyorum, kabullenemiyorum." dedi. Oturdugumuz yerden senaryolar yazmak nekadar kolay degilmi, su soyle olsaydi boyle olurdu veya sunu boyle yapsaydik boyle olurdu.. Bellliki sehit babasi uzuntusunden ne soyledigini bilmiyor ama esir dusen kendi evladida olabilirdi peki ozaman o sehit babasi yine boylemi dusunecekti.. Bir sehit babasi olarak ilk basta onun sahip cikmasi gerekirdi esir dusen askerlere demekki ulkede insanlar kurtulan askerlere sevinmiyor artik.. kimileri bulunduklari sicak odadan ve koltuktan yaziyor ben olsaydim esir dusmez kendimi vururdum diye yaziyor bukadar komik olmayin arkadaslar onlarin gozlerindeki o korku sizde olsaydi belkide hic tereddut etmeden silah birakirdiniz senin yani basinda arkadasin oluyor veya kani senin yuzune fiskiriyor o an sen neyaparsinki aklina ne gelebilir yazik gercekten askerlere sahip cikacagimiza onlara birer terorist damgasi vuruyorsunuz olmadi getirin o 8 esir dusen askeri istanbulun gobeginde carmaga gerin herhalde hic birinizin giki cikmaz kimsenin oturduğu yerden senaryo yazdığı falan yok, senin gibi ve herkes gibi yorumlarını yazıyo insanlar... Esir düşen askerler terörist başının emirleri ile hareket eden bir partiye üye ise hiçbir şehit babası sahip çıkmaz o askere...ayrıca burda komik olacak hiçbir şey yok, durumun ne kadar vahim olduğunu anlatmaya çalışıyoruz... Ayrıca çarmağa gerelim, öldürelim diyen olmadı, şeriat kanunlarıyla yönetilen bir ülkede yaşamıyoruz, gayet demokratik bir ülkede yaşıyoruz, gerekli ceza neyse TSK verecektir zaten... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Illaki onlarin pozisyonunda olman gerekmiyor ama egerki onlarin pozisyonlarinda olmus olsaydin belkide bukadar rahatlikla demezdin "Düşünmedim değil, o askerlerden biri benim oğlum ya da kardeşim, eşim olsaydı diye, kaçırıldığını duyduğumda çok üzülürdüm, perişan olurdum tabi ama benim eşim, kardeşim ya da oğlum bir pkk lı ile o şekilde vedalaşmazdı" cunku ortada acik ve net bir durum vardir oda sen kacirilmissin ve oyunu onlarin kurallarina gore oynamak durumundasin.. Ortada bir bit yenigi yok sadece bit yenigi olmasini istedigimiz icin ortada bit yenigi var. Ayrica Esir düşen askerler terörist başının emirleri ile hareket eden bir partiye üye ise hiçbir şehit babası sahip çıkmaz o askere Bugun kacirilan askerlerden birileri pekala MHPgencler koluna uye olabilirdi bu durumu degistirmezki onemli olan hangi partiye uye olmasi degil. Peki tamam diyelimki Askerler kendi istekleriyle kacirildilar.. Peki Hukumet veya TSK nin bu olaylardan bir sorumlulugu yokmu yani 200 tane terorist elini kolunu sallaya sallaya sinirdan nasil gecipte karakol basabiliyorlar bunun aciklamasini nasil yapacaksin veya DTPnin askerleri almasini istemiyordunuzda neden TSK kuzey iraka havadan saldirmadi bugun DTPnin yerine MHPde alabuluculuk yapabilirdi.. Ayrica Askeri mahkemenin gerekceside cok sacma "emre itaatsizlik ve izinsiz baska ulkenin topraklarina girmek " boyle bir sacmalik turkiyeden baska hic bir ulkede gorulmemis gorulmezde kacirilan askerler herhalde kuzey iraka gezmeye gitmiyorlar izin belgesi alsinlar... Bu esir alinma olaylari daha onceleride oldu halende oluyor ve zamaninda refah partisinin bir vekilide ayni sekilde gidip kacirilan askerleri teslim almislardi yine ayni bu polimik yine yasanmisti bunlar sadece basina sizmis olaylar birde basina sizmayan ve halen kacirilipta pkknin elinde olan onlarca insan var ama ne hukumet ne muhalefet nede tsk kilini kipirtatmiyor kormuydu kacirilmasaydi der gibisinden sehit olmak var ama askerin kitapinda kacirilmak yok bundan sonra askerlerin kulaklarina kupe olsun eger vatanhaini ilan edilmek istemiyorsaniz kacirilmadan once beyninize bir ********* belki degeriniz ozaman daha fazla olur Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2007 Arkadaslar,birakalim hakim ve savci olmayi ve hemen ülkeyi kötülemeyi.Birakinda onlarin suclu olduguna karar verebilmesi gerekenler karar versinler.Duygusal olmayalim,bizim basimiza gelen ne varsa duygusalligimizdandir.Bu duygusallikla bazen gerceklerin vahametini göremiyor ve hemen birilerini savunmaya aliyor ve karsi tarafi sucluyoruz,askeri savci veya hakimlerde bu milletin evladidir,suc ve cezada ne gerekiyorsa karari onlar verir,bu bize dokunsada dokunmasada böyledir.Onlarin yerine biz karar vereceksek onlar daha ne icin vardir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.