Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Sayın bezgin, benim dışımda bir konu ama, resimler ile ilgili eleştiriye bence takılmayın. Bu tartışmaya açık ve konunun özünden çok uzak, tarzla ilgili bir sorun. Tarzlar her zaman eleştiri konusu yapılabilir, çok da önemli değil. Yani bu "işte medeni dediğiniz Almanya, evleri kundaklıyorlar" türü bir şey. Bunun üzerinde tartışma bitmez. Bu tür ayrıntılarda takılmayalım derim, saygılar... Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Sayın bezgin, benim dışımda bir konu ama, resimler ile ilgili eleştiriye bence takılmayın. Bu tartışmaya açık ve konunun özünden çok uzak, tarzla ilgili bir sorun. Tarzlar her zaman eleştiri konusu yapılabilir, çok da önemli değil. Yani bu "işte medeni dediğiniz Almanya, evleri kundaklıyorlar" türü bir şey. Bunun üzerinde tartışma bitmez. Bu tür ayrıntılarda takılmayalım derim, saygılar... NEŞE İLE KALIN Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 ben herzaman atasözlerinin verdiği mesajlara bayılırım ama en çekindiğim bir atasözü var ki AMAÇ İÇİN YAPILAN HERŞEY MÜBAHDIR" bu beni çok korkutuyor.. Neşe ile kalın Amaca giden her yol mübahtır...Güzel ve bir o kadar tehlikeli bir söz ama bu Atasözü değil ortam yumuşasın biraz.. Neyse ben sizi anladım.. sizde neşe ile kalın Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Türkiye'de "milliyetçilik" ; sonunda Türk ulusunu kendi yurdunda dinsel bir topluluğa dönüştürme amacı güden "ümmetçilik" tuzağına düştü!.. Milliyetçi olduklarını söyleyenler öngörüsüz değerlendirmelerle son dönemde Türkiye'yi üç kez zora soktular!.. 57'nci hükümeti sonlandıran ve Türkiye'yi "siyasal İslam" iktidarına mahkûm eden bu dar görüşlülük; 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de egemen oldu!.. Son adımda ise Türk ulusunu ortaçağ karanlığına götüren toplumsal bir ayrışmanın zeminini oluşturdu!.. Tarihin gerçekleri unutuldu!.. Türban nedir?: Dini vecibenin uygulanış şekli mi? Yalannnn. Türbanı ile okula gidememek haksızlık mı, peki yoksulluk yüzünden okuyamayan % 29'a ne diyorlar? Hiççç... Ekonomi bir zamanlar şahaneydi öyle demiyorlar mıydı, istikrar falan vardı hani hiç görememeştik ama anlatıyorlardı, ne oldu Maliye Bakanı para yok ödeyemeyiz dedi? evet ödeyemezler çünkü paralarla başka şeylere yatırım yapıyorlar... Bu ekonomi batar ve batacak, türbanda onları kurtaracak son çare... Ekonomik yatırım dedikleri şey temelsiz bir yapıydı, yıkılır dendi inadına kat çıktılar, şimdi bir gökdelen gibi ama durduğu yer tek ayak üstü... Türkiye'de başörtüsü meselesi tamamen paravan insanları önce muhafazakarlaştır, onların madevi duygularını sömür, kutsallaştır giyim kuşamlarını ama ahlakı yozlaştır, sonra deki biz ahlaksızlığı batıdan aldık... yok bee... Batı'nın sosyal yapısını, eğitim sistemini, güvenliğini, ceza hukukunu, insan hayatına ve yaşamına verdiği değeri, kültürel seviyeyi niye almadın derler adama? Bu başbakanın kızları başı örtülü diye Amerika'da okuyordu da oğulları neden orada okudu yoksa onlarda mı türbanlı? Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Karabekir türbanın bir idol veya simge olmadığına dair açıklama yapıyor ise de Bilakis, ben böyle bir açıklama yapmıyorum. Veya koymadım. Türban bir idol olamaz dedim. İdol'un tanımına baktığınızda göreceksiniz. Saygılarımı sunuyorum. CYRANO, Aynı metinler üzerinden seninle defaatle tartıştık kardeşim. Bugün, Sivası veya başkaca hadiseleri tartışmanın bir mahiyeti yok. Diyelim ki; Türkiye'de dini kullanan veya şeriat isteyen 10.000 kişi var, bunların yaptığı eylemlerden dolayı; samimi, gerçek müslümanların ne günahı var. Veya böyle demeyelim de; üniversiteye başıörtülü girmek için çaba sarfeden öğrencinin ne günahı var. Tarihimizde dinin üzerine gidildiği zamanlar olmuştur. Müslümanları en fazla ilgilendiren konular; Diyelim ki, ezan türkçe yapılırken bir ayaklanma veya birilerini doğrama hadisesi yaşanmamıştır. -İskilipli Atıf Hoca asılırken bir ayaklanma çıkmamıştır -Said Nursi hadisesi vaki. Binlerce öğrencisi varken bir ayaklanma çıkmamıştır. -Devletin dini islamdır ibaresi kaldırılırken bir ayaklanma çıkmamıştır -Laiklikle ilgili madde 1937'de Anayasaya girdiğinde bir ayaklanma çıkmamıştır. -İmam-Hatiplerin orta kısmını kapatacak düzenleme yapılırken bir ayaklanma çıkmamıştır. -Şapka devrimi, bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair yasa çıkartılırken bir ayaklanma çıkmamıştır. -Ana muhalefet partisi iktidarın kararıyla kapatılırken ayaklanma çıkmamıştır. Ancak rutin zamanlarda alakasız ve fevri konularda acayip ayaklanmalar çıkmıştır. Tamam ayaklanma diye yazıp duruyorum, bağırma çağırmadan bahsetmiyorum ayaklanma derken...Kan çıkmasından, çok kan çıkmasından bahsediyorum. Bu konu bana acayip manidar geliyor. Oruç tutmayanlara bir takım alicenaplıklar gösterilmiş olamaz mı? Olabilir. Bizim cenahtan bazı arkadaşlar (o zamanlar koyu milliyetçiydim-bıyık milliyetçisi yani) oruç tutmayanlara diş biliyorduk ama kimseye de birşeyler yapmadık. Bazı üniversitelerde bazı milliyetçi kardeşlerimiz yapıyorlardı...Bu anlayış, dini yanlış algılayanların yapacağı kötülükleri gösterebilir. Ancak geçmişimizde sağ'da yanlış yapmış sol da yanlış yapmıştır. Sadece din bölücülük yapmaz. İnsan faktörüne ayak attığımızda her düşüncede atraksiyon, kontrpiyet, saçmalama, rutinin dışına çıkma, terörizm, uçlar olabilir. Onların olması diğerlerine bir borç, bir ağırlık, bir dert yüklememeli. Cumhurbaşkanının bekletmesi meselesi bugün benim de gündemimdeydi. Anayasa maddesi kendisine gelmeden evvel içeriğinden haberdardı. İncelemeye matuftu. Bu kadar bekletmesi garip. AKP'nin Noteri denmesin diye bu kadar bekletmiş olabilir eğer ki iade etmeyip de onaylarsa. Bu kez de, niye bu kadar saçma bir yaklaşımda bulunduğu sorulur. CYRANO, senin de söylediğin gibi Cumhurbaşkanı'nın bu konuda kafası bu kadar karışık mı acaba. Sanmıyorum ama sanki biraz ortalığın yumuşamasını bekliyor gibi. Tabii, bütün bu söylediklerim Cumhurbaşkanının şu anda bu konuda birşey yapmaması gerçeğine dayanıyor. Bir iki gün içerisinde öğreneceğiz. Onaylarsa iyice saçmalamış olacak bu kadar bekleterek. Onaylamazsa, konuyu iyice kangren hale getirecek AKP cephesinde. Siyasi simge ile ilgili ben de el insaf diyorum. Dinsel simge kısmına da el insaf diyorum lakin...Türban dinsel bir simgeyse ve Üniversite de yasaklama gereği hissediliyorsa, bir baskı unsuruysa sokakta da yasak olmasına dair niye bir hüküm koymak mecburiyetinde hissetmiyorsunuz kendinizi. Bu kısma yemekten sonra bir bakalım, malum mesai 8-12...yemeğe gitmem gerekiyor. Herkese afiyet olsun... NOT: Bazı kelimelerin uygun yerlerde ve uygun manalarda olmadığını düşünen arkadaşlar. Kafamda bin tilki dolaşıyor o kelimeleri orlara serpiştirirken...Bir alaka kurmuşumdur elbette. SELAM VE SAYGILARLA... Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Amaca giden her yol mübahtır...Güzel ve bir o kadar tehlikeli bir söz ama bu Atasözü değil ortam yumuşasın biraz..Neyse ben sizi anladım.. sizde neşe ile kalın Karabekir türbanın bir idol veya simge olmadığına dair açıklama yapıyor ise de Bilakis, ben böyle bir açıklama yapmıyorum. Veya koymadım. Türban bir idol olamaz dedim. İdol'un tanımına baktığınızda göreceksiniz. Saygılarımı sunuyorum. SELAM VE SAYGILARLA... sayın suheda kendimden emin olduğum kadar eminim "beni anlamadınız" ama anlamanızı da beklemem yersiz olur bu anlamadınız veya anladınız olayı bu yazıları okuyanları belki sıkar ama zannımca beni avutmak ve konuyu yumuşatmak istiyor olabilirsiniz gene de iyiniyetiniz konusunda tereddütlerim var ; açıklar veriyorsunuz mesela yazdığım yazılardan küçük anektodlar yakalayarak çökertme politikası...gibi *Amaca giden yol sözü ünlü Düşünür N.Machiavelli nin bir sözüdür ve İtalya 'da uzun bir süre bulunduğumdan bilirim oldukca fazla kullandıkları bir atasözü (Siyasal amaca ulaşmak için, her türlü ahlaksızlığı yasal sayan tutumdur. Bu tutumu savunan İtalyan düşünürü Niccola Machiavelli'nin adından türetilmiştir. Günümüzde her türlü girişimde amaca ulaşmak için bütün davranışları meşru sayan davranışlar bu adla anılmaktadır.) *syn. Karabekir; Tabi ki Türban bir put değil ama amaç olarak eski çağlarda (idol eski çağ medeniyetlerinde dini törenlerde kullanılan deforme edilmiş güç simgeleridir...kötü ruhları kovduğuna ve idolü taşıyan kişiyi koruduğuna inanılır...idoller genelde insan tasvirinde şekillendirilir )nasıl kişiler idol tarafından korunulduğuna inanılıyor ve kullanan kişiye geçici bir güven veriyorsa günümüzde de bu örtünün altına girilerek veya kullanılarak veya takılarak kişiler amaçlarına uygun hareket etmek için toplumsal ve manevi destek alıyor demek açısından idol yaklaşımında bulundum sizin gibi "bunlar konu mankeni değil insan üzerlerinde yorum yapmak yakışmaz"diyen hümanist paylaşımcıların eksiklikleri belirtmeyip tamamlayıcı olması lazım diye düşünüyorum Ne de olsa bunu da yazan o resimlerdeki gibi bir insan.. neşe ile kalın Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 sayın suheda kendimden emin olduğum kadar eminim "beni anlamadınız" ama anlamanızı da beklemem yersiz olur bu anlamadınız veya anladınız olayı bu yazıları okuyanları belki sıkar ama zannımca beni avutmak ve konuyu yumuşatmak istiyor olabilirsiniz gene de iyiniyetiniz konusunda tereddütlerim var ; açıklar veriyorsunuz mesela yazdığım yazılardan küçük anektodlar yakalayarak çökertme politikası...gibi*Amaca giden yol sözü ünlü Düşünür N.Machiavelli nin bir sözüdür ve İtalya 'da uzun bir süre bulunduğumdan bilirim oldukca fazla kullandıkları bir atasözü (Siyasal amaca ulaşmak için, her türlü ahlaksızlığı yasal sayan tutumdur. Bu tutumu savunan İtalyan düşünürü Niccola Machiavelli'nin adından türetilmiştir. Günümüzde her türlü girişimde amaca ulaşmak için bütün davranışları meşru sayan davranışlar bu adla anılmaktadır.) *syn. Karabekir; Tabi ki Türban bir put değil ama amaç olarak eski çağlarda (idol eski çağ medeniyetlerinde dini törenlerde kullanılan deforme edilmiş güç simgeleridir...kötü ruhları kovduğuna ve idolü taşıyan kişiyi koruduğuna inanılır...idoller genelde insan tasvirinde şekillendirilir )nasıl kişiler idol tarafından korunulduğuna inanılıyor ve kullanan kişiye geçici bir güven veriyorsa günümüzde de bu örtünün altına girilerek veya kullanılarak veya takılarak kişiler amaçlarına uygun hareket etmek için toplumsal ve manevi destek alıyor demek açısından idol yaklaşımında bulundum sizin gibi "bunlar konu mankeni değil insan üzerlerinde yorum yapmak yakışmaz"diyen hümanist paylaşımcıların eksiklikleri belirtmeyip tamamlayıcı olması lazım diye düşünüyorum Ne de olsa bunu da yazan o resimlerdeki gibi bir insan.. neşe ile kalın İDOL 1-Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne. 2-mecaz Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse: İdol derken ben bu yukardaki tanımları esas alıyordum. Sizin tanım biraz daha farklıymış. Ekşi sözlükte de sizinkine benzer bir tanım var. Gözümden ve ilgimden kaçmış. Sizin gibi "...." diyerek bir cümle kurmuşsunuz. Böyle bir cümle kurmadığıma göre beni birileriyle benzer bulduğunuzu sanıyorum. Hele de başına hümanist'i ekleyince çekilmez olmuş. Hümanizmi ben biraz farklı algılayıp, farklı bir tanım içerisinde değerlendirdiğim için kendime uygun görmüyorum. Konu dışına çıkıyor gibiyiz ama konu zaten fazla bıktırıcı, arada bir değişiklik iyi olur. Machiavelli; Prens adlı kitabına değinmişsiniz biraz. Amaç aracı meşru kılar yaklaşımı. Okulda incelerken de sevmezdim. Avukatlığı da bu yüzden sevmedim. Dillerine pelesenk olmuştu davayı kazanmak. Hasılı; meşru amaçlara meşru araçlarla ulaşılmalı. Yoksa gayrimeşru yollardan bir amacı gerçekleştirmeye çalıştığınızda amacın meşru olup olmadığı bilinmez bir hale gelebilir. Bugünlerde saygıyla yad ettiğim Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in amaç=araç ve meşruluk paralelinde bir aforizması vardı. Bilindiği gibi Bosna savaşı esnasında bütün camiler delik deşik olmuştu. Mukaddeslerine saldırılmış olmasının kızgınlığıyla Bosnalılar, bilge kralları Aliya İzzetbegoviç'ten biz de onların kiliselerine ateş açalım diye izin isterler. Bilge kralın cevabı, Ahmet Özel'in kitabında ayrıntısıyla ele aldığı İslam'ın savaş ahlakının özeti gibidir: 'Bizim onlardan bir farkımız var. Onlar gibi yapamayız. Biz Müslümanız.' Keşke, BİZ BUNU YAPAMAYIZ, ÇÜNKÜ BİZ MÜSLÜMANIZ diyebilsek. Selam ve saygılarla... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Hala cikarci olmadiklarini iddia ediyorsaniz kusura bakmayin da nerede kaldiniz hala bilemiyorum.400 elin yarisinin sahibi daha düne kadar hesap sormazsam namerdim diyordu ip atiyordu,hangi dagda kus öldüde dost oluverdiler.Türkiye Cumhuriyetinin aleyhinde olan her konuda birlesenleri siz Türkiyenin cogulu olarak gösteremezsiniz.o anketlere degil canlilara bakin siz,bugün her 3 kisiden ikisi alinan karara karsi konusuyor siz hala anketlerde kalmissiniz. saygilarla Canlılara da bakıyoruz siz merak etmeyin; verdiğiniz oransa belirli bölgeler için geçerlidir, doğrudur ama unutmayınız: "Türkiye İstanbul'un lüx kokan çevrelerinden ibaret değildir!!!" Rica ediyorum bu kadarını yapmayın bari; "halk işine geleni seviyor" falan deyin ama şu çelişkiye de düşmeyin: Partiler çıkarlarını düşünerek oy veriyor; ama halkın 3 te ikisi buna karşı Lütfen, lütfen; okur anladı anlayacağını artık bu konuyu uzatmayalım... Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Canlılara da bakıyoruz siz merak etmeyin; verdiğiniz oransa belirli bölgeler için geçerlidir, doğrudur ama unutmayınız: "Türkiye İstanbul'un lüx kokan çevrelerinden ibaret değildir!!!" Rica ediyorum bu kadarını yapmayın bari; "halk işine geleni seviyor" falan deyin ama şu çelişkiye de düşmeyin: Partiler çıkarlarını düşünerek oy veriyor; ama halkın 3 te ikisi buna karşı Lütfen, lütfen; okur anladı anlayacağını artık bu konuyu uzatmayalım... neyi anladı...%22 ile %45 i temsil eden bir sistemi kim anlar nasıl anlar...evet dediğiniz "okur anladı ..."Sonarın en son anketinde en büyük kayıp %7 ile şu an ki hükümet ... O İstanbul'un lüx kokan cevreleri dediğiniz yerlere Sivas'daki gibi Vali eliyle kömür gitmediği halde oy verip umutlarını sokağa atan insanlar merak etmeyin Liberaller de gerçekleri görmeye başladı.. neşe ile kalın Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 neyi anladı...%22 ile %45 i temsil eden bir sistemi kim anlar nasıl anlar...evet dediğiniz "okur anladı ..."Sonarın en son anketinde en büyük kayıp %7 ile şu an ki hükümet ...O İstanbul'un lüx kokan cevreleri dediğiniz yerlere Sivas'daki gibi Vali eliyle kömür gitmediği halde oy verip umutlarını sokağa atan insanlar merak etmeyin Liberaller de gerçekleri görmeye başladı.. neşe ile kalın %22 ile %45 in toplamını kastediyorsunuz herhalde; en az %67 nin desteğini kabul ediyorsanız siz de sayın politikanın 3 de iki karşı sözüne karşısınız; o zaman dediğimi neden başka yöne çekerek ifade etmeye çalışıyorsunuz ki; bana ne desteğin azalmasından ya da kimin ne için oy verdiğinden şu konuda, varsa somut verileriniz geliniz ama mantık hatası çok basit: Çıkarlarını düşündüğü ilan edilenler var ve buna rağmen çıkarlarını düşünenlerin 3te1 e hitap ettiği söyleniyor; böyle bir şey yok, sokaktaki çocuk bile güler; toplumun çoğunluğunun başörtüsüyle eğitime karşı olmadığı çok uzun zamandır bilinen bir şey zaten bu seferki meydan toplantıları da o kadar parlak olmadı ve parlamento da uzlaşıyı sağladı, kusura bakmayın ama genel kabul gören bir durum bugüne kadar ortaya konan veriler ışığında bu destek, zaten ondan din siyasete alet ediliyor deniliyor; bu sözdeki mantık gereği de pragmatist siyasetçi toplumun geneline arzu ettiğini vererek oy toplar, somutça ortaya konmadığı sürece şu an kimse çıkıp da halkın çoğunluğu başörtüsü ile eğitime karşı diyemez bu komiktir en başta... Bizlerin neşesi pek uzun sürmüyor maalesef ama yine de teşekkürler bu dileğiniz için; ilginç bir tarz... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Nekadarda carpitmaya merakliyiz,yüzde 22 ile yüzde 45 i topluyoruz ve Einsteina bile tas cikartacak kadar matematik esprisi yapiyoruz.Yüzde 22, Türkiye nüfüsunun AKP ye oy veren kesimidir,bu yüzde 22 ile AKP yüzde 45 e sahip olmustur,hesap bu kadar basit,bu hesap icin insanin Einstein olmasina da gerek yok aslinda.Allah insanlara akil vermis düsünsünler diye ama kulaklari ile düsünenler cagini yasiyor Türkiye. Diger yanda Istanbul'un lüx kokan semtlerinden bahsediliyor,demekki lüx kokan semtler müslümanlara karsi olan semtler olmaktadir,yazinin iceriginden bunu anliyoruz.Halbuki o lüx kokan semtlerde müslümanlik türbanla degil inancla yasaniyor, müslüman inanci geregi türban takar saptirmalari ile gercekten inananlarin arasindaki fark buradadir,bir kesim sekilci müslümanligin savunmasini yaparken diger kesim ise temiz duygularla inanmaktadir. Daha simdiden birbirine düstü AKP ve MHP yasa cikmadan AKP MHP ye gol atti diyor medya,gercekten komik bir duruma düstüler. saygilarla Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Bu meydanlarda türban diye çığlıklar atan kadınlar evlerinde babalarına, kocalarına, abilerine, erkek kardeşlerine karşı türban dışı diğer hakları için mücadele verebiliyorlar mı acaba? Yoksa Emine Erdoğan örneğindeki gibi 15 yaşındayken abisi tarafından örtünmesi gerektiği baskısına dayanamayıp - intiharı bile düşünüp- sonradan erkeğin bedensel ve fikirsel gücüne karşı gelemeyip paşa paşa örtünüyorlar mı? Emine Erdoğan'a soruyorlar: İmkân elinize geçtiğinde kadınların örtünmesini mecburi mi edeceksiniz? Açık kadınları manevi bir baskı altında mı tutacaksınız? - Herhangi bir kimsenin, başkası hakkında böyle bir karar alma yetkisi yoktur. Bir kadın hangi şartlar altında örtündüğünü unutup, böyle bir cevap verebiliyor! Evet, başkasının hakkı yoktur belki ama, aile erkeklerinin vardır ve buna itiraz edilemez. İtiraz edildiği zaman da neler olabileceğini tahayyül etmek zor değildir. Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 İmkân elinize geçtiğinde kadınların örtünmesini mecburi mi edeceksiniz? Açık kadınları manevi bir baskı altında mı tutacaksınız? - Herhangi bir kimsenin, başkası hakkında böyle bir karar alma yetkisi yoktur. Bir kadın hangi şartlar altında örtündüğünü unutup, böyle bir cevap verebiliyor! Evet, başkasının hakkı yoktur belki ama, aile erkeklerinin vardır ve buna itiraz edilemez. İtiraz edildiği zaman da neler olabileceğini tahayyül etmek zor değildir. Bir kadının başının zortla örttürülmesinin önüne başörtüsünü toptan yasaklayarak geçilebilir mi? Şu anki durum toptan değil diyenler olabilir, ehemmiyeti yok. Soru yukarda bir daha tekrarlayım... Birini örtünmeye zorlayan insanın önüne; örtünmek yasaktır diye bir norm mu koymak gerekir. Bu onu durdurur mu? Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Şaşkın Bakışlar! Türban tartışmaları, AKP'nin gerçek özelliklerinin görülmesine yardımcı oluyor. Bu partinin hiç de özgürlükçü bir öze sahip olmadığı açıklık kazanıyor. Tartışmalar bağlamında ortaya çıkan çok önemli bir gerçek var: Üniversitelerde ders veren bilim insanlarının çok büyük çoğunluğu, türbanla ilgili anayasa değişiklikleri karşısında tam bir "bilimsel şaşkınlık" yaşıyor. "Şaşıran" bilim insanlarının ortak özelliği, şimdiye kadar AKP'yi, "özgürlükçü" görmeleridir. Bunlar AKP'nin türban dayatmasını, "yöntem" ya da "zamanlama" açısından doğru bulmuyor. Kimileri daha gerçekçi; bunlar, "meğer" diyorlar, "AKP kapalı bir kutuymuş; cemaat tarafı belirleyiciymiş, kararlar bir merkezde ya da kişide toplanıyormuş vb." sonucuna varıyor. Üçüncü bir grup da türban konusunda kutuplaşmaya karşı çıkarak, "Demokrasi ve özgürlükleri genişletelim" çağrısı yapıyor. AKP'den siyasal ve ekonomik çıkar sağlamayan ve iyi niyetli olduklarından kuşku duyulmayacak bu bilim insanları, türban konusunu neden-sonuç ilişkilerinden "soyutlayarak" bilimsel yöntem yanlışı yapıyorlar. Türban kullanılmasının açıklık kazanması için "üç aşamanın" da doğru değerlendirilmesi gerekir. Birincisi, türbanın üniversitede kullanılmasının "öncesidir". Ortaöğretimde türban kullanılmaması nasıl sağlanacaktır? Ayrıca, türbanın kullanılmasına yol açan "nedenler nelerdir" sorusu yanıtsızdır. Türbanı zorlayan "erkek çevresi" , aileden cemaate kadar, tüm özellikleriyle, açıklık kazanmalıdır. İkincisi, üniversitede türban kullanımı "sırasında" yaşanabileceklerin doğru saptanmasıdır. Türban ve diğer dinsel simgelerin giyilmesinin, üniversitelerin işleyişini, özellikle de laboratuvar çalışmalarını aksatması büyük bir olasılıktır. Kaldı ki, türban serbestisi talebi, yasağı gerekçe göstererek, aile ve çevre baskısından kurtulan ve başını açık tutarak özgürleşenlerin durumunu dikkate almamaktadır. Bunlara başlarını kapatmaları için baskı yapılması nasıl engellenecektir? Üçüncüsü, türban kullanımının üniversite "sonrasıdır" . Türban giyenlerin eğitimleri sonrasında kamu kesiminde çalışmaları hangi gerekçeyle engellenebilir? Buna nasıl ve neden karşı çıkılacaktır? Türbanı savunan bilim insanlarının bu sorulara bilimsel yanıt vermeleri gerekiyor. Bu yapılmadıkça, "hem türban hem de özgürlük" savunması da anlamsızlaşıyor. *** AKP'nin kadına bakışındaki "şaşılığın" , daha doğrusu çağdışılığın yeni bir göstergesi geçen hafta yaşandı. Hükümetin isteği üzerine ilgili devlet birimlerinin aylardır üzerinde çalıştığı "istihdam paketi" hafta başında Başbakan'a sunuldu. Pakette kadınların işe alınmasını teşvik eden, kadın çalıştıracak işletmelere parasal destek sağlayan düzenleme de yer alıyordu. Başbakan, kendi bakan ve teknisyenlerinin "şaşkın" bakışları arasında, pakette yer alan "kadın istihdamının arttırılması" önerisine karşı çıktı. Bu karşı çıkışa kimse direnmedi ve.. kadınların iş bulmalarını kolaylaştıran düzenleme paketten çıkarıldı. Erdoğan 'ın kadın istihdamının arttırılmasına karşı çıkmasının gerekçesi neydi, biliyor musunuz? Kendi sözleriyle: -"Ayrımcılık". Evet yanlış okumadınız! Başbakan, iş bulmada kadınlara öncelik verilmesini, ayrımcılık yaratacağı gerekçesiyle engelliyor. Öneriyi, kendince kadın-erkek eşitliğine aykırı buluyor! Daha çok sayıda kadının iş bulmasına engel olan bir başbakanın, kadının özgürleşmesini istediği düşünülebilir mi? Bu köşede çok kez yazıldığı gibi, kentlerde çalışma yaşındaki kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 20'nin altındadır. Bir başka anlatımla, çalışabilecek her beş kadından yalnızca biri, mal ve hizmet üretiminde çalışıyor ya da iş arıyor. Bu ülkede, kadını eve hapseden, onu "ekonomik" olarak bağımlı kılan ve aile yaşamını da, toplumsal yaşamı da çok olumsuz yönde etkileyen bir süreç yaşanıyor. Ekonomik bağımlılık, kadının ikincil tutulmasının; sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda da bağımlı kalmasının asıl nedenidir. Başbakan'ın anlamadığı ya da düşünce yapısı nedeniyle anlamak istemediği acı gerçek budur. Asıl ayrımcılık, Başbakan'ın kadın karşıtı tutumudur. Türban dayatmasıyla bu anlayış derinleştiriliyor ve kalıcı kılınıyor. AKP'yi hâlâ özgürlükçü bulan bilim insanlarının bilgisine sunulur. Yakup Kepenek Cumhuriyet, 18.02.08 Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Nekadarda carpitmaya merakliyiz,yüzde 22 ile yüzde 45 i topluyoruz ve Einsteina bile tas cikartacak kadar matematik esprisi yapiyoruz.Yüzde 22, Türkiye nüfüsunun AKP ye oy veren kesimidir,bu yüzde 22 ile AKP yüzde 45 e sahip olmustur,hesap bu kadar basit,bu hesap icin insanin Einstein olmasina da gerek yok aslinda.Allah insanlara akil vermis düsünsünler diye ama kulaklari ile düsünenler cagini yasiyor Türkiye.Diger yanda Istanbul'un lüx kokan semtlerinden bahsediliyor,demekki lüx kokan semtler müslümanlara karsi olan semtler olmaktadir,yazinin iceriginden bunu anliyoruz.Halbuki o lüx kokan semtlerde müslümanlik türbanla degil inancla yasaniyor, müslüman inanci geregi türban takar saptirmalari ile gercekten inananlarin arasindaki fark buradadir,bir kesim sekilci müslümanligin savunmasini yaparken diger kesim ise temiz duygularla inanmaktadir. Daha simdiden birbirine düstü AKP ve MHP yasa cikmadan AKP MHP ye gol atti diyor medya,gercekten komik bir duruma düstüler. saygilarla Hay klavyene sağlık ben de daha nasıl basit şekilde anlatırım diyerek + - hesabı yapmak için oğlanın ilkokul 2.sınıfdaki uygulamalı matematik kitabından örnek verecektim.. neşe ile kal Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Nekadarda carpitmaya merakliyiz,yüzde 22 ile yüzde 45 i topluyoruz ve Einsteina bile tas cikartacak kadar matematik esprisi yapiyoruz.Yüzde 22, Türkiye nüfüsunun AKP ye oy veren kesimidir,bu yüzde 22 ile AKP yüzde 45 e sahip olmustur,hesap bu kadar basit,bu hesap icin insanin Einstein olmasina da gerek yok aslinda.Allah insanlara akil vermis düsünsünler diye ama kulaklari ile düsünenler cagini yasiyor Türkiye. Diger yanda Istanbul'un lüx kokan semtlerinden bahsediliyor,demekki lüx kokan semtler müslümanlara karsi olan semtler olmaktadir,yazinin iceriginden bunu anliyoruz.Halbuki o lüx kokan semtlerde müslümanlik türbanla degil inancla yasaniyor, müslüman inanci geregi türban takar saptirmalari ile gercekten inananlarin arasindaki fark buradadir,bir kesim sekilci müslümanligin savunmasini yaparken diger kesim ise temiz duygularla inanmaktadir. Daha simdiden birbirine düstü AKP ve MHP yasa cikmadan AKP MHP ye gol atti diyor medya,gercekten komik bir duruma düstüler. saygilarla AKP yoktu sadece orada, ben vatandaşın bunu da hesaba kattığını varsaydım iyiniyetle;nerden bileyim kendisinin olayı AKP ye indirgeyeceğini; çarpıtan ben miyim sizler misiniz??? Onca insanı bir kenara bırakarak bu işi AKP davası haline getirmeyiniz; Bezgin isimli üye ilkokul kitabına sarılacağına kendi düşüncesini belirtse zaten sorun kalmayacaktı, önce bir karar verin burada laf atışması mı yapıyoruz yoksa tartışıyor muyuz!!! Müslümanların durumundan bahsetmedim; Türkiye'de herkesçe bilinen ve belki de ilk kez sizden bu kadar gülünçce bir itiraz duyduğum konudan bahsettim; kendinizle çelişiyorsunuz bir kere, sadece çıkarını düşünen dedikleriniz nasıl olur da çoğunluğa uymaz hem de tam 411 i, siyasi stratejiler altüst oldu şu son iletilerinizde... Demogoji yaparak lafı başka yerlere çekmeye hiç lüzum yok; açıkça ortadadır ki halkın çoğunluğu başörtüsü serbestisi istiyor; ama AKP-MHP çalışmasıyla ama daha farklı bir yöntemle, Türkiye'nin "abc"sini bilmek lazım önce bu konuları konuşabilmek için... Varsa elinizde somut bazı çalışmalar kaynakla sununuz... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Nekadarda carpitmaya merakliyiz,yüzde 22 ile yüzde 45 i topluyoruz ve Einsteina bile tas cikartacak kadar matematik esprisi yapiyoruz.Yüzde 22, Türkiye nüfüsunun AKP ye oy veren kesimidir,bu yüzde 22 ile AKP yüzde 45 e sahip olmustur,hesap bu kadar basit,bu hesap icin insanin Einstein olmasina da gerek yok aslinda.Allah insanlara akil vermis düsünsünler diye ama kulaklari ile düsünenler cagini yasiyor Türkiye. Diger yanda Istanbul'un lüx kokan semtlerinden bahsediliyor,demekki lüx kokan semtler müslümanlara karsi olan semtler olmaktadir,yazinin iceriginden bunu anliyoruz.Halbuki o lüx kokan semtlerde müslümanlik türbanla degil inancla yasaniyor, müslüman inanci geregi türban takar saptirmalari ile gercekten inananlarin arasindaki fark buradadir,bir kesim sekilci müslümanligin savunmasini yaparken diger kesim ise temiz duygularla inanmaktadir. Daha simdiden birbirine düstü AKP ve MHP yasa cikmadan AKP MHP ye gol atti diyor medya,gercekten komik bir duruma düstüler. saygilarla sayin politika sekilci müslümanlik kelimesi tam isabet ,,her sekile giriyorlar Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 yasağı gerekçe göstererek, aile ve çevre baskısından kurtulan ve başını açık tutarak özgürleşenlerin durumunu dikkate almamaktadır. Bunlara başlarını kapatmaları için baskı yapılması nasıl engellenecektir? Üniversite eğitim bir öğrenim yılında 8 ayı aşmaz. Yaz okuluna gitmiyorsanız eğer. Diyelim ki, 8 ay kesintisiz bir yasağa muhatapsınız ve bunu gerekçe göstererek ve hatta gerekçe dahi göstermeyerek başınızı açtınız. Birçok insan kendi ikamet alanı dışındaki üniversitelerde eğitim görmektedir ve oralarda baskı yapacak ağabeyleri bulunmamaktadır. Geriye kalan 4 ay ne olacak. Baskı ha... Yani ki, üniversite'de başörtüsünün yasak olması nedenine dayanarak özgürleşen kızlar tam özgürleşemiyorlar. Garip bir özgürlük anlayışı ama diyelim ki, ailenin bu konudaki baskısından kurtuluyorlar. Bu neden=sonuç ilişkisi sadece bir iddiayı kuvvetlendirmeye çalışmağa matuftur. Sosyolojik geçerliliği mümkün değildir. Aile baskısından bir kızı kurtarmanın yolu üniversite'de başörtüsünü yasaklamak değildir. Böyle bir baskı olmasın istiyorsanız dini yok etmek zorundasınız. Veya doğru dini öğretmek zorundasınız. İkisi de mümkün olmadığına göre; insanların iradesine kimse tarafından baskı yapılmamasını sağlamak zorundasınız. Ne ailesi ne de devlet. Evde aile baskısı, okulda devlet baskısı. Bu nasıl bir özgürlüktür. Ortada kime olan oluyor. Kahtalı Mıçı'nın bıyıklarına değil. Şu %22 %45 hadisesi de gayet hoş olmuş. Önceki seçimlerde de aldığı %34 oyla %67 miydi neydi onu temsil etmesi mesele olmuştu. Kimisi de halkın %5 (tam sayıyı bilmiyorum) inden oy alıp da %70'ini temsil ettiğini vehmediyor. Oy veremeyenleri bu orantılamaya niye tabii tuttuğumuzu biri anlatsa harika olacak. 18 yaşın altında olan ve oy kullanmayan kaç kişi var bilmiyorum ama bu partinin oy kullanan insanların %47'sinin oyunu aldığını da küçümsemeyelim. 10 gün kadar forumdan uzak olacağım. Benden cevap bekleyen bir arkadaşım olursa gecikmeden dolayı şimdiden özür diliyorum... Kendinize iyi bakın... Alıntı
Φ bezgin Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 HARAM OLAN ŞEYLER.... 1. Domuz eti 2. Allah’tan başkası adına kesilen hayvan 3. Canı çıktıktan sonra kesilen hayvan 4. Boğazlanan hayvan 5. Sarhoşluk veren her türlü içki 6. İçki üretmek, satmak, taşımak 7. İçki içinle aynı sofrayı paylaşmak 8. Uyuşturucu 9. Sigara, nargile, enfiye 10. Altın ve halis ipek giymek 11. Süslenmek ve makyaj yapmak 12. Dövme yaptırmak 13. Estetik amaçlı diş şeklini değiştirmek 14. Estetik ameliyat 15. Kaş aldırmak 16. Peruk 17. Altın ve gümüş ev eşyası 18. Heykel 19. Çıplak insan resmi yapmak 20. Uygunsuz nesne fotoğrafı çekmek 21. Köpek beslemek 22. Cinsel tahrik amaçlı fotomodellik 23. Zinaya çanak tutan yerlerde çalışmak 24. Dans, bale ve bazı tiyatro oyunları 25. Faiz almak vermek 26. Faiz ödemek, mukavalesini yapmak, şahitlik etmek 27. Göbek ve diz kapağı arasında kalan yerleri (avret yerleri) karı-koca dışında birine göstermek.. 28. Karşı cinse şehvetle bakmak 29. Zina 30. Bir kadın bir erkeğin yalnız kalması 31. Usulune uygun örtünmemek 32. Şehvetin olduğu yerde el sıkışmak 33. Homoseksüel ve lezbiyen ilişki 34. Alışkanlık haline gelen mastürbasyon 35. Hayvanlarla ilişki 36. Akraba evlilikleri 37. Fahişe ile evlenmek 38. Regl ve lohusalıkta birleşme 39. Şartlara uymayan boşanma 40. Taşıyıcı annelik 41. Falcıyı, kahini dinleme 42. Sihir 43. Yetim malı yemek 44. Muska yazmak, yazdırmak 45. Kuruşun dökmek döktürmek 46. Tütsü 47. Çok eğlenmek 48. Hayvan döğüşü 49. Tavla oynamak 50. Şehvete, harama güdüleyen müzik dinlemek 51. Kumar 52. Piyango, spor-toto, iddia 53. Küsmek 54. Alay etmek 55. Ayıplamak, ad takmak, alay etmek, söz taşımak 56. Arkadan çekiştirmek 57. Rüşvet almak,vermek 58. İslami inaçlara aykırı film ve yayın izlemek, okumak 59. Aracılık etmek 60. Hırsızlık malını edinme 61. Eksik ölçme ve tartma 62. Tahvil almak, vermek, çıkarmak.. BUNLARIN HEPSİ HARAM .. şimdi neden biz 31.maddeye takıldık ben onu anlamıyorum yani ben dinimi 1 bütün olarak yaşamak istiyorum diyen şahıs bu yukarıdaki maddelerin tamamına uymak zorunda.2008 yılında yaşıyoruz kesinlikle yukarıda saydığım objelerin günlük hayatımızdaki uyumluluğu veya uyumsuzluğuna girmeyeceğim (Ben bu 62 maddeyi tam olarak uygulayamıyorum ama Ramazan Cuma Oruç..vb..yani günlük sosyal yaşantım içinde bazı vecibelerimi yerine getirmeye çalışıyorum..)Bu türban olmazsa olmaz takıntısı niye ?Ben onu anlamıyorum!Ha tamam Hepsini yaparım diyen varsa ozaman bu 62 madde= ŞERİAT DÜZENİ İLE YÖNETİLEN BİR YAŞAM DÜZENİNE GİRMEK DEĞİLMİDİR ..lütfen ben yanlış düşünüyor isem düzeltin.. neşe ile kalın Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 CYRANO, Aynı metinler üzerinden seninle defaatle tartıştık kardeşim. Bugün, Sivası veya başkaca hadiseleri tartışmanın bir mahiyeti yok. . . . NOT: Bazı kelimelerin uygun yerlerde ve uygun manalarda olmadığını düşünen arkadaşlar. Kafamda bin tilki dolaşıyor o kelimeleri orlara serpiştirirken...Bir alaka kurmuşumdur elbette. SELAM VE SAYGILARLA... Şimdi en büyük hatan "kişiler ve sayılar" üstünde durman. Bu ülkede şu kadar öyle düşünen kişi vardır gibi. Konuya bence bakış açındaki yanlışlık bu. Mesele şudur. Din belli amaçlar çerçevesinde silah olarak kullanıldığında neler olabilir ? Yani zihniyetin üstünde durulmalı. Sivas 15 yıl öncedir. Malatya daha dündür. 18-19 yaşında gençler. İnsanların boğazını kesen canavara dönüştürülebiliyorsa bu yönde bir propagandayla mesele budur. Türkiye, şeriatçı radikalizmin kontrolden çıktığı bir coğrafyanın ülkesi. Bu radikalizmin ülkemizde hiçbir yansıması olmadığını söylemek büyük bir rahatlık olur. Hizbullahın eylemleri ve hitap ettiği ciddi kitle, el kaide operasyonları. Çocuklara içeride ne anlatıldığından kimsenin haberinin olmadığı yasadışı tarikat evleri. Mesele potansiyel meselesidir. "Bizde olmaz, şu an yok" tarzı yaklaşımlar hatalıdır. Çünkü biliyoruzki buna uygun bir ortama izin verildiğinde neler olduğunu. Kendin söylüyorsun "diş biliyorduk". Mesele budur "diş bilenmesi" bilenen dişin ete geçip geçmemesi (benzetmemi yanlış anlamayacağına eminim) anlık olaydır. Bir kıvılcım yeter bazen. Yada bir emir. Ayaklanmalarla ilgili söylediklerin. Şu oldu ardından hemen ayaklanma çıkmadı, o halde bunla alakalı değildir gibi bir fikir yürütüyorsan çok hatalı olur. İsikilipli Atıf Hoca'nın idam edilmesi ne kadar hatalı ve yanlışsa.O zatın "Şapka giymek dinen yasaktır, haramdır, günahtır" diye propaganda yapmasıda o kadar suçtur. Zat belliki şapka inkilabına karşıdır. Ama bunun için dini emir icad edip. Dini çarpıtarak ve kullanarak bu inkilaba karşı propaganda yapmasıda manidardır. "Ana muhalefet partisi iktidarın kararıyla kapatılırken" bu tanımdan bir şey anlamadım. Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası'nı kastediyorsan "ana muhalefet partisi" ne ? Başka muhalefet partisi mi vardı? O partide Şeyh Said Ayaklanmasından sonra kapatılmıştır. Atatürk'ün çok partili rejime geçiş denemesi ve bu amaçla Fethi Okyar'a kurdurduğu parti, kısa zamanda rejim düşmanlarının sığınağı haline gelmiş. Ardından şeyh sait ayaklanması patlamıştır. Bizzat Partinin başkanı Okyar, defalarca Atatürk'ün huzuruna gelip kendisinin partiyi kapatmasını, yada parti başkanlığından ayrılmasına izin vermesini rica etmiştir. bir anı. Fethi Okyar parti mitinginde konuşur kürsüden. - Biz eğitim reformu konusundaki eleştirilerimizi hergün iletiyoruz iktidara neden geciktiriyorlar. meydandaki kalabalık ; Yuuh, kahrolsun eğitim reformu, yuhh Okyar- Arkadaşlar biz bu reforma karşı değiliz, aksine neden hala gerçekleşmediğini eleştiriyoruz Kalabalık, yuuhh, kahrolsun reform Okyar- yanındakilere; "dinlemiyorlar bile beni" Dediğim gibi bunlar bunlar olmuş, ayaklanma çıkmamış. Böyle bakış olur mu? o saydığın maddelerle ilgili ne propagandalar, yapılmış. Ne düşmanlık fikirleri aşılanmış bunun nasıl meyveleri olmuş. Menemen, şeyh sait ayaklanması, kalan isyanı vs. Konuya dönersek. Mazlum, mezalim edebiyatı yerine mantıklı olmak gerekir. Olan ortadadır. Üniversiteler 10 yıl aradan sonra tekrar kutuplaşmaktadır. Hükümet ise, içeriği çarpık bir yasa çıkarıp topu rektörlere atmaktadır. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Demogoji yaparak lafı başka yerlere çekmeye hiç lüzum yok; açıkça ortadadır ki halkın çoğunluğu başörtüsü serbestisi istiyor; ama AKP-MHP çalışmasıyla ama daha farklı bir yöntemle, Türkiye'nin "abc"sini bilmek lazım önce bu konuları konuşabilmek için... Varsa elinizde somut bazı çalışmalar kaynakla sununuz... Sayın Ali, Türkiye'nin abcsi ve halkın büyük çoğunluğunun istekleri ışığında: "Ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm." sözünü de açıklayabilir misiniz acaba? Olay küresel bir olay. Türkiye'deki jakobenler falan değil mesele. Başörtüsü serbestleşecek zaten bu anlaşıldı. Şimdi bizim anlamamız gereken şu. Emekçilerin ellerinden sosyal güvenlikleri alınıyor. Cemaatlerin yardımsever kucağına bırakılıyor insanlar. Son GATS'ı inceleyiniz. "E efendim ne alakası var şimdi başörtüsüyle." Var efendim herşey birbirne bağlıdır. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 şimdi neden biz 31.maddeye takıldık ben onu anlamıyorum yani ben dinimi 1 bütün olarak yaşamak istiyorum diyen şahıs bu yukarıdaki maddelerin tamamına uymak zorunda.2008 yılında yaşıyoruz kesinlikle yukarıda saydığım objelerin günlük hayatımızdaki uyumluluğu veya uyumsuzluğuna girmeyeceğim (Ben bu 62 maddeyi tam olarak uygulayamıyorum ama Ramazan Cuma Oruç..vb..yani günlük sosyal yaşantım içinde bazı vecibelerimi yerine getirmeye çalışıyorum..)Bu türban olmazsa olmaz takıntısı niye ?Ben onu anlamıyorum!Ha tamam Hepsini yaparım diyen varsa ozaman bu 62 madde= ŞERİAT DÜZENİ İLE YÖNETİLEN BİR YAŞAM DÜZENİNE GİRMEK DEĞİLMİDİR ..lütfen ben yanlış düşünüyor isem düzeltin..neşe ile kalın Olsun sayın bezgin, kadını kapattın mı bütün sorunlar çözülür.Aksine eşin kızın örtülü ise istediğin gibi yukarıda saymış olduğunuz şeyleri yapabilirsiniz.Bu da türban gibi bir özgürlük sorunudur.ÖYLE YA HERKES İSTEDİĞİNİ YAPMAKTA ÖZGÜRDÜR. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Islamda hersey kadinin bacagina ve sacina göre oldugundan diger haramlar ikinci sinif kalmaktadir.Önce kadinin bacagi ve saci kapatilmali sonrada diger haramlara sira gelir,diger haramlar icin yasa cikartacak cogunluk olmadigindan cogunluk nerdeyse o yönde yasa yapilir,dinci siyaset budur iste.Faizi al midene indir haram olmuyor ama kadinin saci icin neredeyse Türkiyede ic isyan cikartacaklar,iste dincilerin siyaseti budur.Dinci , dini kullanip dolap cevirenlere verilen addir.Ayni sekilde dün sapkaya dinde yeri yoktur diyen kafalar bugünde dinde mektep yoktur demektedirler.Dün sapkayi dinsizlik olarak adlandiranlar bugün türbansizligi dinsizlik olarak adlandirmaktadirlar.Yani degisen hicbirsey olmamistir 84 yil icersinde nesiller disinda.Egitim düzenimize ve dünyadaki yerimize bir bakin ve anlayin Türkiye'nin 84 yilda kac adim ilerlemis oldugunu,ama bu 84 yil icinde tarikatlar yolunda cok büyük ilerlemeler kaydedilmistir.84 yil önce savasanlar bu ülkenin düsman istilasindan kurtulmasi icin *ALLAH ALLAH* diye düsmana saldirmistilar,bugünküler ise bu ülkeyi yikmak icin ALLAH'in adini agizlarina aliyorlar. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Seriat resmen kabul edildi ve türban Islam Cumhuriyetinin anayasasina resmen alindi.Kara Operasyonunu firsat bilen Cankaya'nin Gül'ü 9 gündür beklettigi yasa degisikligini herseyi göze alarak imzaladi,bu demekki Türkiyede Laiklik resmen igdis edilmistir.Edenlerde tarikat- AB-ABD güdümlü parti AKP ve yaveri MHP olmustur.Üniversitelerde bundan sonra cikacak her olaydan da bu partiler sorumludurlar artik.Üniversitelerde PKK yuvalanmasinin yanisira sindide yasa ile korunmus halde seriatcilar yuvalanacaktir.Bu yasanin devam etmesi ancak AKP yönetiminin secilebilme olasiligi ile mümkündür,AKP nin devrildigi bir secim yili bence türbanin tekrar Arabistana gönderilmesininde yili olacaktir.Ha bu nezaman olur bilinmez ama olacaktir.Bugün ne olursa olsun türban serbest olacak diyenlerin karsisina yarin ne olursa olsun türban kalkacaktir diyenler dikilecektir.Burada bir noktaya deginmek istiyorum,bu türban yasasinin imzalanmasida göstermistirki AKP firsatci bir iktidardir ve daha bircok yasa gibi türban yasasisinida Türk milletinin bütün dikkatinin baska bir yönde oldugu anda imzalanmasida bunu ispat etmistir.Yani AKP ve Gül ne Türkiyenin güvenligini nede Türkiyenin bölünmesini sorun yapmamaktadir kendisine,eger böyle bir sirunu olsaydi gala PKK yi mecliste barindirmazdilar.AKP nin tek sorunu Laiklik ve Atatürk devrimleriyledir. saygilarla Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2008 Sayın Ali, Türkiye'nin abcsi ve halkın büyük çoğunluğunun istekleri ışığında: "Ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm." sözünü de açıklayabilir misiniz acaba? Olay küresel bir olay. Türkiye'deki jakobenler falan değil mesele. Başörtüsü serbestleşecek zaten bu anlaşıldı. Şimdi bizim anlamamız gereken şu. Emekçilerin ellerinden sosyal güvenlikleri alınıyor. Cemaatlerin yardımsever kucağına bırakılıyor insanlar. Son GATS'ı inceleyiniz. "E efendim ne alakası var şimdi başörtüsüyle." Var efendim herşey birbirne bağlıdır. Sayın Hüseyin burada çok somutça bilinen bir şeye temelsiz bir karşı çıkış oldu ondan bahsettim çoğunluktan ve "abc" den; zaten bu değişiklik halkoylamasına dahi götürülemeyecek bir değişiklik bildiğiniz üzere... Diğer konular ayrıca konuşulur; burada vatandaşların bir bölümünü samimi olmayan gerekçelerle dışarda bırakmaya çalışan bir anlayışa karşı duruş var ama yapılan düzenleme ne kadar çözüm getirir orası da apayrı bir meseledir... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.