Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl Halil Turgut Özal (13 Ekim 1927, Malatya - 17 Nisan 1993, Ankara), Türkiye Cumhuriyeti'nin 45. ve 46. dönem hükümetlerinde başbakanlık yapmış ve ardından 8. Cumhurbaşkanı seçilerek, görevi başında hayatını kaybetmiş olan siyasetçi ve devlet adamıdır. Babası Malatya/Çırmıktı'lı Ünlüoğulları'ndan Mehmed Sıddık banka memuru, annesi aslen Tunceli/Çemişkezek yerlilerinden Hafize Hanım ilkokul öğretmeniydi. Eğitimi [değiştir]4 yaşındayken Bilecik'in Söğüt ilçesine taşınan Özal, ilköğrenim hayatına burada başladı. Babasının görevi nedeniyle sık sık il değiştiren Özal, ortaokulu Mardin'de bitirir. Mardin'de lise olmaması nedeniyle, Konya Lisesi'nde eğitimine devam eden Turgut Özal bu dönem içerisinde kardeşi Korkut Özal da ona eşlik etmiştir. Son olarak Kayseri Lisesi'nde lise eğitimini bitiren Özal, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ni burslu olarak okur. 1950 yılında mezun olur. Mühendislik yapar ve sonra siyasete girer. Aile Hayatı ;Turgut Özal, 1952 yılına kadar kısa süreli bir evlilik yaşar. Bu evlilikten sonra çalıştığı kurum Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nde daktilocu olarak görev yapan Semra Özal ile evlenerek Ahmet, Zeynep ve Efe adlı üç çocuk sahibi olurlar. Kariyeri ;Evlendikten sonra, Amerika'da ihtisas yapmaya giden Özal ekonomi branşında eğitim alır. Geri döndüğünde EİEİ Genel Müdür Yardımcısı (ya da Genel Direktör Teknik Müşaviri; kayıtlar arasında ikilem mevcut) olur ve Türkiye'de elektrifikasyon üzerine projelerde çalışır. 1958 yılında Planlama Komisyonu'nda sekreterya görevini yaptıktan sonra 1959 yılında Ankara Ordanat Okulu'nda yedek subay olur. Dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdürü 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de, bu dönem içerisinde yedek subay öğrencisi olarak aynı kurumda çalışır. ANAP kayıtlarına göz gezdirecek olursak, Özal'ın ona komutanlık ve öğretmenlik yaptığını görebiliriz. Askerliği sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluşunda çalışan Özal, 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel'in danışmanı olarak görev yapar. 1967 yılında DPT Müsteşarı olan, 12 Mart 1971 darbesinden sonra 1973 yılına kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesi'nde danışman olarak çalışan Özal yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere birçok sektördeki, birçok şirket için yönetici olarak çalışır. (Sabancı Holding'deki görevinin Genel Koordinatörlük olduğu ileri sürülmektedir) 43. Hükümet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar vekilliği görevlerine getirildi. 24 Ocak Kararları'nın mimarı olarak görev yaptı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, bu politikaları devam ettirmek amacıyla Bülend Ulusu Hükümeti'nde ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcılığı görevine getirilir. Bu göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa etti. Siyasi Hayatı ; 7 Kasım 1983 20 Mayıs 1983'de Anavatan Partisi'ni kuran Özal 6 Kasım 1983'deki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak iktidar ve 45. Hükümet'in Başbakanı oldu. 1984 yerel seçimlerinden de başarıyla çıkan Özal, 13 Nisan 1985'de yapılan ilk kongrede tekrar genel başkanlığa seçildi. 1987 yılında yapılan genel seçimlerde, 292 milletvekili çıkartarak tekrar çoğunluğu sağladı ve 46. Hükümet'in Başbakanı oldu. 18 Haziran 1988'de Anavatan Partisi 2. Olağan Kongresi sırasında Kartal Demirağ, kendisine suikast girişiminde bulunmuştur. Önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ'ı cumhurbaşkanlığı döneminde affetmiştir. Cumhurbaşkanlığı ; Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçimine benzer durum yaşanmış ve SHP ve DYP seçimlere katılmamıştır. İlk turda Turgut Özal 247, ANAP Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş 18 oy aldı. 17 oy boş çıkarken 3 oy geçersiz sayıldı. İkinci turunda 284 milletvekilinin katıldığı oylamada adaylardan Başbakan Turgut Özal 256 oy alırken, Fethi Çelikbaş 17 oy aldı. 2 oy geçersiz sayılırken 9 oy boş çıktı. 31 Ekim 1989 tarihinde gene muhalefetin katılmadığı 3'üncü tur oylamasında Turgut Özal 263 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 8'inci Cumhurbaşkanı oldu. 9 Kasım 1989 tarihinde resmi olarak görevine başladı. Bu seçimden akılda kalan ise alışamadık diyenlere, alışırsınız, alışırsınız demesidir. Ölümü ve Cenazesi;Turgut Özal'ın ölüm tarihi, ( 17 nisan 1993) 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Orta Asya gezisinden sonra ölümü gerçekleşmiştir. Turgut Özal'ın cenazesine Türkiye'nin dört bir yanından yüzbinlerce kişi akın etmiş, televizyonlardan canlı yayımlanmış; ülkede bayraklar yarıya indirilmiştir. Dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Turgut Özal ile de yakın dost olan George H. W. Bush da, mevlidine katılmış ve gözyaşlarını tutamamıştır. İstanbul'da Adnan Menderes anıtının karşısında özel bir anıtta toprağa verilmiştir. ölümünün üzerinden yıllar geçti.öldüğünde yaşadığım bölgede devamlı her fırsatta bölücülük yapan bir grup insanın yaşadığı mahallede günlerce yas ilan edilip günlerce ağlamışlardı..ve her yıl ölüm yıl dönümünde unutmazlar yas tutarlar. öldüğü zaman hep söylenen bişey vardı. <<çok ileri görüşlü bir politikacıydı >>.ekonomi alanında gerçekten çok yararlı bir politika uygulamıştı, son günlerde eceli gelen barzaniyi saddama karşı korumuş ve peşmergelere çok yardımda bulunup Türkiye'ye yerleştirip imkanlar sağlamıştır.. sayın arkadaşlar siz ne dersiniz bu konuda . özal acaba bu günlerimi düşünmüştü..?
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl Turgut Özal ile de yakın dost olan George H. W. Bush da, mevlidine katılmış ve gözyaşlarını tutamamıştır. Hiç şaşırmadım, neden acaba...
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl Özal... Bugünlerin tohumlarını dünden atan.. Amerikan hayranı ve aynı zamanda nakşi hayranı biri... Tam da emperyalizmin istediği kalıp ve standartlarda büyütülümüş, serpiştirilmiş, yetiştirilmiş, ABD ve CIA'NIN başından sonuna kadar arkasında olan ülkemiz için talihsiz bir sürece imza atan biridir...
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl Artık nakşi hayranlığının ötesinde bir mürit olduğu biliniyor. son mürit değil ama ne yazık ki
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl "Benim memurum işini bilir" sözü ile memura rüşvet ve hileyi öğrenen bir siyasi liderdi. Sanki şimdikiler çokmu iyi. Al birini vur diğerine.
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2007 17 yıl Tartışılan Süleymaniye Eski devlet bakanlarından Yusuf Bozkurt Özal’ın ölümü sonrası, Süleymaniye Camii haziresinin (cami bünyesindeki mezarlık) özel konumu yeniden gündeme geldi Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan ve Hürrem Sultan’ın türbelerinin bulunduğu, 1980 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Nakşibendi tarikatı şeyhi Bursalı Mehmed Zait Kotku’nun, 1988 yılında ise Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın annesi Hafize Özal’ın defnedildiği Süleymaniye Camii mezarlığı, eski devlet bakanlarından Yusuf Bozkurt Özal’ın ölümü ve onun da aynı yere gömülme kararı ile yeniden gündeme geldi. Süleymaniye Camii bahçesinde bulunan mezarlık ve türbelerin tarihi önemi neydi? Özal ailesi bireyleri neden bu mezarlığa defnedilmeyi vasiyet ediyordu? Süleymaniye Camii Süleymaniye Camii’nin temeli, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından 13 Haziran 1550 yılında atıldı. Yaklaşık 3500 metrekarelik alana sahip olan cami, üç bin 523 ustayla, yedi yıl gibi bu tip bir yapı için çok kısa bir sürede tamamlandı. 7 Haziran 1557’de Mimar Sinan tarafından açılarak hizmet vermeye başladı. Kanuni Sultan Süleyman yapının kusursuz olması için 59 milyon 760 bin 180 akçe harcadı. İç avlusu Birinci Dünya Savaşı’nda saraçhane olarak kullanılan ve ardından bir yangın atlatan cami, son olarak 1956 yılında başta minareleri, kubbe ve kemerleri olmak üzere onarıldı. Caminin kendi haşmetine uygun tarzda yapılan dört minaresi ve on şerefesi bulunmaktadır. Minarenin ikisi üçer, diğer ikisi ise ikişer şerefelidir. "Cami minareleri" ve "Harem Minareleri" diye adlandırılan minareler, Kanuni Sultan Süleyman’ın, İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah; on şerefe de, Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. padişahı olduğunu işaret etmektedir. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğrayan Süleymaniye Camii’nin Türk turizmi için önemi büyüktür. Hanedan türbeleri Mihrabın önündeki türbe, kendi parasıyla cami inşaa ettiren Kanuni Sultan Süleyman’a, yanındaki türbe de karısı Hürrem Sultan’a aittir. Mimar Sinan ise, cami bahçesinin dışında İstanbul Müftülüğü’nün yanında bulunan türbede yatmakta, türbenin üzerinde ise Osmanlıca bir kitabe bulunmaktadır. Statü itibariyle camiden sonra gelen Kanuni Türbesi’nde ortada Kanuni’ninki olmak üzere yedi sanduka vardır. Solundaki sandukalarda Sultan II. Süleyman, II. Ahmed’in hasekisi Rabia Sultan, sağdakilerde ise Mihriman Sultan, Sultan II. Süleyman’ın annesi Saliha Dilaşub Sultan ve Sultan II. Ahmed’in kızı Asiye Sultan yatmaktadır. Sekizgen plandaki kubbe ile örtülü Hürrem Sultan Türbesi’nde, Hürrem Sultan’ın, Sultan II. Selim’in oğlu Şehzade Mehmed’in ve Sultan II. Ahmed’in bir kızının sandukaları vardır. Kanuni Türbesi’nin yanında hanedana ait mezarların bulunduğu bir kabristan da vardır. Hafize Özal da tarikat mensubuydu Kotku’dan sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Camii mezarlığına defnedilen ikinci kişi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın annesi Hafize Özal oldu. Büyük tartışma yaratan bu definden sonra, SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Hafize Özal’ın hangi sıfat ve gerekçeyle bu mezarlığa gömüldüğüne ilişkin TBMM’ye soru önergesi verdi. SHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Bakanlar Kurulu kararnamesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. Dava usul yönünden reddedildi. ANAP’lı Eyüp Aşık, Hafize Özal’ın Nakşibendi tarikatına mensup olduğunu, bu nedenle daha önce o mezarlığa defnedilen şeyhi Kotku’nun yanına defnedilmeyi vasiyet ettiğini açıkladı. Mehmed Zahit Kotku kimdir? KANSERDEN vefat eden Nakşibendi tarikatı şeyhi Bursalı Mehmed Zahit Kotku, 1980 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Osmanlı Hanedanı’nın yattığı mezara defnedilen ilk kişi ünvanını almıştır. 1897 yılında Bursa’da doğan Mehmed Zahit Kotku, Bursa Sanat Mektebi’nde okurken, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine askere alınır. Ordunun Suriye Cephesi’ni terketmesinden sonra İstanbul’a gelen Mehmed Zahit Efendi, ardından Gümüşhaneli Tekkesi’ne giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin’e bağlanır. Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin yanında manevi tahsilini tamamlar ve icazet alır. Bir müddet Fatih ve Ayasofya camilerinde derslere devam ettikten sonra Bursa’ya döner. Tekkeler kapatıldıktan sonra, İzvat köyü imamlığını devralan Mehmed Zahit Efendi, 16 yıl bu görevde kaldıktan sonra Üftade Camii’ne nakledilir ve tekrar Bursa’ya yerleşir. 1952’de İstanbul’a gelir ve İskender Paşa Camii’nde göreve başlar. 13 Kasım 1980’de vefat eden Kotku, Süleymaniye’de, hocalarının yanında yatmaktadır.
Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 17 yıl Recep Tayyib Erdogan,Abdullah Gül,Bülent Arinc kim ise Turgut Özalda oydu.Sanirimki bukadar benzerlik rastlanti olamaz.Federasyon fikrini ortaya atan Özaldi,Türk kimligini tartisip baskanlik sistemi icin ugrasan ve eyelet sistemine odaklanmis bir Tayyib Erdogan sizce Özalla ayni degilmidir.Tarkikatlarin devlet kademelerine bu kadar yogun olarak girdikleri dönemler Özal ve Erdogan dönemleridir.Sanirim bu kadar yeterli.. saygilarla
Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 17 yıl Yazar Recep Tayyib Erdogan,Abdullah Gül,Bülent Arinc kim ise Turgut Özalda oydu.Sanirimki bukadar benzerlik rastlanti olamaz.Federasyon fikrini ortaya atan Özaldi,Türk kimligini tartisip baskanlik sistemi icin ugrasan ve eyelet sistemine odaklanmis bir Tayyib Erdogan sizce Özalla ayni degilmidir.Tarkikatlarin devlet kademelerine bu kadar yogun olarak girdikleri dönemler Özal ve Erdogan dönemleridir.Sanirim bu kadar yeterli..saygilarla özal pkk ile devlet nezdinde görüşmeler başlatan ilk kişi .bu hükümetin planıda aynı... ama bu kez halk farklı daha fazla zorlamasınlar. hepimizin bir tahammül sınırı var
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.