Φ Zülal Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 BIR KARA FATMA'NIN GÜNLÜĞÜNDEN Dün gece yine ölümle burun buruna geldim. Kendime bir zarar geleceginden degil ama karim Cemile ne yapar sonra. Biz aksam yemegimizi genelde saat 11-12 gibi yerdik, ama ev sahiplerimizin misafiri geldiginden geç vakitlere kadar oturup yatmadilar. Neyse ki konuklarin gitmesiyle birlikte uykuya daldilar. Bir süre ortaligin sakinlesmesini bekleyip, yiyecek toplamaya basladim. Bugün misafirler geldigi için menü çok zengindi. Pasta ve börek kirintilarina bayiliriz. Her neyse ben nevaleyi toplarken birden mutfagin isigi yandi ve "Aaaaaa! Karafatma" diye bir ses duydum. Salak adam, ben bir erkegim Fatma da nereden çikti. Benim adim Ismail. Böyle seyler delikanliyi bozar. Hadi beni karimla karistirdin diyelim. Sen ne kadar korkak bir adamsin. Benim kaç katim büyüklügünde olmana ragmen bu bagiris da ne böyle? O korkunç sesin kesilmesiyle birlikte, sanki ben ona bir ... yapmisim gibi beni kovalamaya basladi. Inanin o kadar da dikkat ediyorum, tabak, çanak, bardak üzerinde dolasmamaya çünkü bu dingilin karisi çok titiz. Bazen diyorum ki bu giciklarin misafiri geldiginde git ortalarda dolas böylelikle utanilacak duruma düssünler. Ama yapamiyorum iste. Ne olursa olsun, ekmek yedigin tekneye kötü gözle bakmamak gerekir. Ben eve geldigim ilk yillari hatirliyorum da ne güzeldi o günler. Rahmetli kayinbabam ve kayinvalidem beni evlerine kabul etmislerdi. O zamanlar rahattik, çünkü ev sahibimiz Riza amca kördü. Bu sebeple evin her yerinde serbestçe dolasabiliyorduk. Hatta Riza amcayla ayni sofrada yemek yedigimiz günlerde oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasil davranirdi bilmem ama o hep yüregimizde yasayacak. Riza amcanin durumu pek iyi sayilmazdi, memur emeklisiydi. Bu evde rahmetli karisininmis, bu yüzden yiyecek konusunda bu kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve huzurluyduk. Riza amca bir gün görünmez kazaya kurban gitti. Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi. Riza amcanin topraga verildigi gün biz de oradaydik. Karsi komsusu Osman Zeki bey bize geldiginde ceketini asmisti. Biz de bunu firsat bilip ceketin cebine girdik. Ardindan Osman Zeki beyle birlikte mezarliga dogru yola koyulduk. Riza amcanin üç tane oglu vardi ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardi. Hayirsizlar daha ilk günden evi satisa çikardilar. Evi su anda oturan adam ve karisi satin aldi. Eve ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum. Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sikip duruyor. Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi. Bugüne kadar rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk, artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz hayat bu belli mi olur? Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 anafikir: iri böcüğümüz içgüveysi yapmayın yahu,zaten Bitirim Karınca'yı izlediğimden beri karıncalarla dost,kardeş filan oldum,yakında evde bana yaşam alanı kalmayacak güzeldi,teşekkürler zülal Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Bunu ilk okuduğpum zaman çok ama çok gülmüştüm, maille bütün arkadaşlarıma da yollamıştım. Çok hoş bir hikaye... Burada olması da iyi oldu, teşekkürler arkadaşım... Leylacım, bitirim karıncayı ben de izledim, izledim izledim de yetinmedim üstüne 3 defa daha izledim... Hatta yeğenime de izlettim, 7 yaşında ama yavrucummm hiç gerçek karınca görmemiş filmi izlediğimizden beri canlı karınca arıyorum ki göstereyim, ama nafile... artık karınca bile kalmamış memleketimde yawww Alıntı
Φ Zülal Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 HER SEYİ DAHA İYİ ANLATILABİLMENİN BİR YOLU VARDIR NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilencide sekiz dolar kadar olduğunu söyler.Bunun üzerine şair,dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar; 'Şimdi buraya senin kazancını arttıracak birşeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır. Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca...Dilenci; 'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız? Bunun üzerine şair gülümser ve: Tabelada " Doğustan körüm, yardım edin " yazıyordu. Bense " Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim diye yazdım "der. Önemli olan, anlatılmak istenen seyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; Her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım... *Birşeyin sunumu çok önemli değilmi arkadaşlar... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 BIR KARA FATMA'NIN GÜNLÜĞÜNDEN Eve ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum. Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sikip duruyor. Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi. Bugüne kadar rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk, artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz hayat bu belli mi olur? Alıntı
Φ bodrumlu Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2007 HER SEYİ DAHA İYİ ANLATILABİLMENİN BİR YOLU VARDIR NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilencide sekiz dolar kadar olduğunu söyler.Bunun üzerine şair,dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar; 'Şimdi buraya senin kazancını arttıracak birşeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır. Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca...Dilenci; 'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız? Bunun üzerine şair gülümser ve: Tabelada " Doğustan körüm, yardım edin " yazıyordu. Bense " Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim diye yazdım "der. Önemli olan, anlatılmak istenen seyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; Her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım... *Birşeyin sunumu çok önemli değilmi arkadaşlar... çok doğru mevcut gerçekleri sıradan cümlelerle anlatmak insanların o konuda bilgilenmesini sağlar ama çarpıcı kelimeler hem bilgilenmesini ve aynı zamanda da konuyla ilgilenmesini sağlar.(reklamlarda da aynısını yapmıyorlarmı?) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.