Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 17 yıl musa tanrıya sordu :senı benden soracaklar kım dıyecegım tanrı dedıkı : ben,benim yeni konunun ozeti ve devamı olarak seçtiğim noktayla umarım kaldıramayanlar için fazla ileri gitmiş olmam..herkese şimdiden saygılar... ben nasıl var olurum?veya beni var eden şey nedir? islamda bu nefs adıyla acıklanan genel bir hakikat kavramıdır. allah musaya neden ben, benim dedi? arkadaslar burda cok acık bir nokta olarak direk söylemek istiyorum allah varlıkların arasında olusan bağ potansiyelidir. o var edilmiş degildir,o yarattıgı hiç bir seye benzemez.o zamandan ve mekandan münezzehtir,o her yerdedir,o hiç bir yerde degildir,o arandımı bulunamaz,onu sanamazsınız,onu hesaba cekemezsiniz,o hakimdir,oazizdir,o isterse ol demesi yeterlidir vs.vs.işte bag kavramı bir cok seyle acıklanmıstır. her seyden gecerek sunu söylüyorum allah içimizdedir, yani kalbimizde (gönlümüz),sadece hakikati sanılarla aramak allahı putlastırır ve bunun allah ile bir ilgi ve alakası yoktur! bu sadece apacık bir şirk ve küfr dür. yani allah oralarda ceza kesen sen cehenneme sen cennete diyen biri degildir.veya cennetlerde de degildir.allah sadece ben ve benimdir! bu yazdıklarımı bir ayetle acıklamak istiyorum: Elmalılı Sade. 1 Tane ve çekirdekleri Allah pörtletir. Ölüden diri, diriden ölü çıkarır. İşte size söylüyorum Allah O'dur. Şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz? ayettede acıkladıgı gibi allah cisimler sanılan, var oldukları sanılan esyanın arasında bir bağ olarak tek varlık peki bu bağ olmasa yani allah butun yaradılmısa kendi ruhundan vermemiş olsa insan neye göre hareket ederdi?bu enerjinin kaynagı ne olurdu?sap gibi, saga sola bakamaz ,baksada göremez ve algılayamazmıydı? arkadaslar mantıklı düşünürseniz kutup + ve - seklınde yaradılan butun canlılar veya cansızlar bir bag seklinde kendisini bir digerine baglıyor ve benim(varolanım) sıfatını tasıyor bu benliği ise allah bize kazandırıyor.yani bizi var eden ve bize hayat veren sey siz herne diyorsanız, işte allah o dur! ama suna inanıyorum bu kadar yorumdan öte bu enerji bilinçlenebilir ve bilinçlidir?veya şöyle söyleyeyim , insan kaderini bu baga göre kendisi (geçmiş olarak)yazar sahte veya gercek!... bu enerji bilinci yakar cünkü , bilinçte bu enerji içinde bilinçlenir ve yasar! yani anlatımıma göre bizi bilinclendiren bu enerji öz enerjimizdir,öz enerjimize sadık ve samimi kaldıgımız ve sanılarımızdan kurtuldugumuz zaman, cennet bizi kucaklayacak, allah ise içimize dolacaktır(enel hakk).özünü anlayıp kendisine samimi olanlara , göklerin kapısı aralanacaktır. bizi olusturan bu zihin ,aynı zamanda bizi bilinçlendirmiş ve yönlendirmiştir! ve bizi uyandırmıstır,kendimizi farketmemiz ne kadar sürdü kim bilir(ademi hatırlayın , havvayla yasak agacın meyvesi olayını).ama herseyden gecerek gene sunu soyluyorum bizi olusturan bu zihin ,bilinç ,enerji her neyse işte o bize bir hayat verdi, bir anı verdi ,işte o allahtır!.....ve anılarımız bizi her yerde ve olayda yakalayacak ve kurtuluş imkanımız olmayacak!....bundan bu bag dan kacamayacak ve bır baska seye sıgınamayacagız!.....buna kurandan bir kaca örnek vermek gerekirse (Elmalılı Sade. 1 Sizin ilahınız ancak o Allah'tır ki, O'ndar başka ilah yoktur. O, ilmi ile herşeyi kuşatmıştır!» dedi.) (Elmalılı Sade. 1 Uyan! Onlar Rablerinin karşısına çıkacaklarından şüphe içindedirler; uyan ki, O herşeyi kuşatmıştır.) çünkü alah insanı çepe çevre kuşatmıştır!...... anılarınız için kuran şöyle der: Elmalılı Sade. 1 Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır. kuran bir kainat kitabıdır ve bir rehber kitaptır bunda şüphe bile yok! enel hakk..........ben allahım;ama edinilmez ve tapınılmaz sadece özümü allah ile birleştirebilirim.allaha döndürülecegim!........ saygılar
Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 17 yıl musa tanrıya sordu :senı benden soracaklar kım dıyecegım tanrı dedıkı : ben,benim Selam hayhak bastan beri bu basligi izliyorum da.. şu iki kelime de takildim ben.. devamli " ben, benim" yaziliyor... bazen ben anlayamiyorum az yardim etseniz anlayabilmeme... anladigim şu, alıntı yaptıgim kisim da... musa tanrıya sordu :senı benden soracaklar kım dıyecegım yani her kim sorar ise.... verilen cevabi söyliyecek.......buraya kadar dogrumu ? cevap ise: tanrı dedıkı : ben,benim diye yazmissiniz. yani cevap verecek kisi............" ben, benim"...diyecek........ buraya kadar da dogrumu? Peki simdi asil durakladigim yere geleyim ben Tek bir kisi bu soruyu sormaz ki...... merak eden oncasi var diyelimki bu soru ve cevap meselesi dilden dile dolasiyor.... sonuc ne oluyor? Her kim ise cevap veren bir digerine......." ben, benim" diyen yani....simdi buraya birsey yazicam ben ama inanki korka korka yaziyorum... benim anladigim bu Her kim ise cevap veren bu durum da... ben benim diyen Allah olmuyormu yani kendisini Allah saniyor ben en iyisi burada bitireyim sorularimi degilmi... fakat gercten ben bu sekilde yazilmis olmasindan ve bu iki kelimeden bunlari anlayabiliyorum Saygilar
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl yani cevap verecek kisi............" ben, benim"...diyecek........ buraya kadar da dogrumu? Peki simdi asil durakladigim yere geleyim ben Tek bir kisi bu soruyu sormaz ki...... merak eden oncasi var diyelimki bu soru ve cevap meselesi dilden dile dolasiyor.... sonuc ne oluyor? Her kim ise cevap veren bir digerine......." ben, benim" diyen yani....simdi buraya birsey yazicam ben ama inanki korka korka yaziyorum... benim anladigim bu Her kim ise cevap veren bu durum da... ben benim diyen Allah olmuyormu yani kendisini Allah saniyor ben en iyisi burada bitireyim sorularimi degilmi... fakat gercten ben bu sekilde yazilmis olmasindan ve bu iki kelimeden bunlari anlayabiliyorum Saygilar [/color][/size][/font] [/size][/color] Birce bu tasavvuf felsefesinin özüdür. Tanrı ve evren iki ayrı şey değildir. Bir bütündür. Tek bir varlık vardır yani, tanrı. Evrende onun bir parçasıdır bir bütünlüğüdür. Tanrı ve evren diye iki ayrı varlık yoktur yani. İnsanda evrenin bir parçasıdır. tanrının bir parçasıdır. Özünde tanrıyı barındırır. ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm Yunus Emre. o'nu hristiyanlarin hacinda bulmaya calistim , ama orada degildi.hintlilerin mabedine , eski pagodalara gittim , hicbirinde en ufak izine rastlayamadim.daglari , vadileri gezdim , ne doruklarda ne de derinde bulabildim o'nu.mekke'ye , kabe'ye gittim orada da degildi.alimlere , filozoflara sordum , idraklerinin otesindeydi. derken kalbimin icine baktim. orada , oylece durmaktaydi...o bulunabilecek baska hicbir yerde degildi. Mevlana eti ve kemiği çıkart. Kalan tanrıdır. Enel hak buna dayanır. Kelime anlamıda, "Ben Allah'ım" demektir zaten.
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl ilk cevabiniz icin tesekkür ederim CYRANO Birce bu tasavvuf felsefesinin özüdür. Tanrı ve evren iki ayrı şey değildir. Bir bütündür. Tek bir varlık vardır yani, tanrı. Evrende onun bir parçasıdır bir bütünlüğüdür. Tanrı ve evren diye iki ayrı varlık yoktur yani. İnsanda evrenin bir parçasıdır. tanrının bir parçasıdır. Özünde tanrıyı barındırır. ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm Yunus Emre. o'nu hristiyanlarin hacinda bulmaya calistim , ama orada degildi.hintlilerin mabedine , eski pagodalara gittim , hicbirinde en ufak izine rastlayamadim.daglari , vadileri gezdim , ne doruklarda ne de derinde bulabildim o'nu.mekke'ye , kabe'ye gittim orada da degildi.alimlere , filozoflara sordum , idraklerinin otesindeydi. derken kalbimin icine baktim. orada , oylece durmaktaydi...o bulunabilecek baska hicbir yerde degildi. Mevlana eti ve kemiği çıkart. Kalan tanrıdır. Enel hak buna dayanır. Kelime anlamıda, "Ben Allah'ım" demektir zaten. anladigim kadari ile bu cümleler o zaman hayhak' in dediklerini dogruluyor Peki bir soru daha sorayim ben musa tanrıya sordu :senı benden soracaklar kım dıyecegım ... diye yazmis hayhak eyer ki gercekten ( "Tanri" "Allah" bu iki kelime de ben ayirt etmiyorum.. nasil derseniz kabuldur ) biz isek........tanriya sordu... demis. kime sordu ? kendi kedinemi iyi peki kendi kendine sordu desem....cevabi veren kim bu defa o zaman? kendi kendine sordu..... kendi kendine cevap verdi olmuyormu iyice karişık oldu degilmi, umarim anlatabilmisimdir. Saygilar
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Enel Hakk kişinin kendisini tanrı bilmesi değil Allah'tan bilmesidir yani O'ndan ayrı olmadığını O yukarıda kendisi aşağıda diye düşünerek BİR'i, İKİ'letmemesidir... Herkes Allah'ı arar kimi yerde kimi gökte bulmuştur oysa O bizzat kendisi ifade etmektedir BEN HERYERDEYİM ve SİZE ŞAH DAMARINIZDAN DAHA YAKINIM... Şah damarından daha yakınında nasıl olabilir... ÖZ'dedir işte ondan ALLAH hepimizi ve herşeyi kuşatmıştır ve O'nun Kürsüsü (yönetim merkezi) gökler üzerindedir... Ve Brain'ın dediği gibi bu gerçek İslamla asla çelişmez bizzat İslamın kendisidir... Bütün anlatılmak istenen budur... Kuran'a baktığında orada Bizden ayrı olarak anlatılan Bir Allah vardır... Yani görünen madde alemini var etmiş ve nihayetinde asla tam manasıyla kavrayamayacağımız çok yüce bir BİRLİK vardır... Yani ALLAH'ın bize bildirdiğinden fazlasını kavramak kapasitemiz üzerindedir... Her can ölümü tadacaktır ve dönüşünüz Allah'a olacaktır... yada Allah'a döndürüleceksiniz... Her yeri kuşatan ve var ettiği alemleri heran OLduran O'dur... Vahdedul Vucüt Allah'tandır ama tek başına Allah değildir... Yani gördüğün ve bildiğin alemlerin dışında şuan ki bilincinle akıl edemeyeceğin alemleri kuşatan ve onlarıda idare eden O'dur... Ve O'nun yaratması devam etmektedir... Yani aslında özetle Allah'ın sıfatlarını özümseyerek okuduğunuzda O kendisini gayet net ifade ediyor aslında...
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl anladigim dilde kisaca söyleyim.. evet icimiz de ama biz degiliz kendi düsüncem böyle... ayrintili bilgileriniz icin CYRANO & sardunyam cok tesekkürler
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl eti ve kemiği çıkart. Kalan tanrıdır.Enel hak buna dayanır. Kelime anlamıda, "Ben Allah'ım" demektir zaten. kime sordu ? kendi kedinemi iyi peki kendi kendine sordu desem....cevabi veren kim bu defa o zaman? kendi kendine sordu..... kendi kendine cevap verdi olmuyormu? BEN HERYERDEYİM ve SİZE ŞAH DAMARINIZDAN DAHA YAKINIM... Şah damarından daha yakınında nasıl olabilir... ÖZ'dedir işte ondan ALLAH Şimdi Enel Hak tamam, bunun ne anlama geldiğini az biraz biliyorum… …. Hepimiz ondanız, ondan bir parçayız… Burada sorun yok… Peki ama ben onun bir parçasıysam, bana şah damarlarımdan bile daha yakınsa, özümdeyse o benim, o halde bu ne demek; Her can ölümü tadacaktır ve dönüşünüz Allah'a olacaktır... yada Allah'a döndürüleceksiniz... Nereye dönüyor veya döndürülüyorum, zaten bende değil miydi? Nerede de ona dönüyorum???? Zaten ben o değil miydim, neden ona dönüyorum ki Anlamsız, birbiriyle çelişen bir mantık bu... özüm oysa ona dönmem, zaten o'yumdur... Ayrıca ben kendime “ben tanrıyım/allahım” yani “enel hak” diyebiliyorsam neden bir başkasına da “sen tanrısın/Allahsın” denilemiyor, bunun farkı ne? Bu neden kabul edilmeyen bir cümledir? Sen tanrısın/Allahsın diyemiyorsam enel hak mantığı nasıl bir mantıktır? _______________________ Bu bir rivayet, ne kadar doğrudur bilmem, eminim sizler benden daha iyi bilirsiniz, yine de paylaşmak istedim.. Çünkü biraz daha farklı bir boyut var işin içinde, Enel hak tabirini kullanmayla ilgili olarak… Hallac-ı Mansur (hepiniz bilirsiniz Enel hak dediği için idam edildiğini) idam edileceği zaman şeytan yanına gelir: -ben de seninle ayni şeyi söyledim, ancak sen Allah'ın rahmetine mazhar oldun, ben ise lanetine. Bu nasil oluyor? Hallac'ın cevabı -Sen enel hak dediğinde kendini düşündün, kendini söyledin; ben ise bunu kendimden çıkarak söyledim. , O halde enel hak derken dikkatli olmak lazım demek ki… Allahın lanetine de rahmetine de mazhar olabilirsiniz yaniii
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Şimdi Enel Hak tamam, bunun ne anlama geldiğini az biraz biliyorum… …. Hepimiz ondanız, ondan bir parçayız… Burada sorun yok… Peki ama ben onun bir parçasıysam, bana şah damarlarımdan bile daha yakınsa, özümdeyse o benim, o halde bu ne demek; Nereye dönüyor veya döndürülüyorum, zaten bende değil miydi? Nerede de ona dönüyorum???? Zaten ben o değilm iydim, neden ona donuyorum ki Ayrıca ben kendime “ben tanrıyım/allahım” yani “enel hak” diyebiliyorsam neden bir başkasına da “sen tanrısın/Allahsın” denilemiyor, bunun farkı ne? Bu neden kabul edilmeyen bir cümledir? Sen tanrısın/Allahsın diyemiyorsam enel hak mantığı nasıl bir mantıktır? _______________________ Bu bir rivayet, ne kadar doğrudur bilmem, eminim sizler benden daha iyi bilirsiniz, yine de paylaşmak istedim.. Çünkü biraz daha farklı bir boyut var işin içinde, Enel hak tabirini kullanmayla ilgili olarak… Hallac-ı Mansur (hepiniz bilirsiniz Enel hak dediği için idam edildiğini) idam edileceği zaman şeytan yanına gelir: -ben de seninle ayni şeyi söyledim, ancak sen Allah'ın rahmetine mazhar oldun, ben ise lanetine. Bu nasil oluyor? Hallac'ın cevabı -Sen enel hak dediğinde kendini düşündün, kendini söyledin; ben ise bunu kendimden çıkarak söyledim. , O halde enel hak derken dikkatli olmak lazım demek ki… Allahın lanetine de rahmetine de mazhar olabilirsiniz yaniii Hz. İsa'nın tanrılaştırılması gibi değil mi? Yani bir mantıkla İsa tanrıdır demek günah olmamalı... Ama Enel Hakk'ta anlatılan kişinin tanrılaşması değil ALLAH'a ait olmasıdır... O'ndan olmak O olmak olmadığı gibi, kendisine çocuk isnat etmek olayı manadan uzaklaştırmaktır... Yani kişi kendisini yada karşısındakini ben yada sen tanrısın dediğinde aslında manayı kendine yüklemeye çalıştığından ve o ince çizgiyi ayırt edemediğinden şirke sapmaktadır... Oysa sen ve ben anlayışı tasavvufta yoktur BİZ vardır... Birde şöyle bir söz var beni çarpmıştır... Şeytan İLAHI tanıdı, İLAHİYİ tanıyamadı... Ölüm ise bedenin O'nun dilemesiyle başka bir hale dönüştürülmesidir... Öz zaten O'ndan ayrı değil ama madde sınırlıdır...
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl ilk cevabiniz icin tesekkür ederim CYRANO anladigim kadari ile bu cümleler o zaman hayhak' in dediklerini dogruluyor Şimdi konu hayhak'ın dedikleri ve fikri değilki. Bu tasavvuf ve bunlar hayhakın dediklerinden öte tasavvufun genel doğruları ve kabulleri. Peki bir soru daha sorayim ben musa tanrıya sordu :senı benden soracaklar kım dıyecegım ... diye yazmis hayhak eyer ki gercekten ( "Tanri" "Allah" bu iki kelime de ben ayirt etmiyorum.. nasil derseniz kabuldur ) Allah müslümanların tanrısıdır. Ama musevilik ve hristiyanlığın tanrı anlayışıyla islamın Allah anlayışı aynı değildir. Öncelikle bunu gözden kaçırmamalısın. O yüzden yanlış bir noktadan bakıyorsun. Yani tasavvufu museviliğin tanrı anlayışıyla açıklamaya çalışmak doğru olmaz. Nihayetinde islam dininin bir yorumudur. Bir ikincisi tartıştığımız enel hak doğrumudur yanlışmıdır değil. Enel halk nedir. Tasavvuf neyi anlatır burada. Ve bunu söyleyen filozoflar, erenler vs ne anlatmaktadır.
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Ayrıca ben kendime “ben tanrıyım/allahım” yani “enel hak” diyebiliyorsam neden bir başkasına da “sen tanrısın/Allahsın” denilemiyor, bunun farkı ne? Bu neden kabul edilmeyen bir cümledir? Sen tanrısın/Allahsın diyemiyorsam enel hak mantığı nasıl bir mantıktır? Gloria. Bu soruya tasavvufun temeli yanıttır. "Sen" yokki tasavvufta. İki ayrı varlık yok. Yani "sen" zaten "ben"e dahilsin. Seven ben, o sevilen de benim Bir bedene girmişiz iki ruhuz biz O diye gördüğün benim bedenim Bana bak, onu gör; hep ayni şeyiz
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Ben Allahım diyorsam, ben tanrıyım dememiş oluyorum, kendimi tanrılaştırmamış oluyorum... Ben Allah'tanım demiş oluyorum... Öyle de olması gerekiyor zaten Allah'ın rahmetine kavuşmak için doğru mu? Sen allahsın diyorsam da; sen tanrısın demiş ve seni tanrılaştırmış oluyorum öyle mi? Tıpkı İsa örneği gibi... Ama iyi de bu tamamen kişinin kendisiyle ilgili değil midir? Ben tanrıyım derken kendimi tanrılaştırabilirim, sen tanrısın derken de, sana sen Allahtansın diyebilirim yanii Tekrar alıyorum o cümleyi çünkü ben onun üzerinden biraz daha gitmek istiyorum... Şeytan; ben de seninle ayni şeyi söyledim, ancak sen Allah'ın rahmetine mazhar oldun, ben ise lanetine. Bu nasil oluyor? Hallac-ı Mansur; Sen enel hak dediğinde kendini düşündün, kendini söyledin; ben ise bunu kendimden çıkarak söyledim. Yani Şeytan "ben Allahım" derken kendini ona eş (şirk) koşmuş oluyor; Hallac ise kendisinin Allahtan olduğunu ifade etmiş... Bütün konu bu yani? Hz Muhammed Peygamberin söylediği "''Beni gören Hakk´i görmüstür'' sözüyle ilgili ne düşünüyoruz, ne düşünmeliyiz peki... O da bir çeşit enel hak değil mi?... ama sanki farklı bir açıdan bakınca da başkalarına BANA BAKIN BEN TANRIYIM demez mi bu söz sevgili arkadaşlar? Yani her yol Paris... herşeye, heryere çekilir bu enel hak kavramı... Tıpkı İsa Peygamberde olduğu gibi “Ben ve Baba biriz” Buradaki baba kavramı ile kendisini Allahın oğlu olarak görmekte, tanrılaştırmakta bir yerde şirk koşmakta değil mi? ama şirk koşmuş olsaydı şeytandan ne farkı vardı? Allahın peygamberine şeytan diyemeyiz dimi? Bu durumda burada da enel hak var... Ama kimse de buna enel hak demiyor, buna kendini tanrının oğlu sanıyor deniyor... Hz Muhammedin dediğini enel hak diye yoruyorsak, Hz İsanın dediğini neden şirk koşmak olarak yorumlayabiliyoruz? "Aynaya baktım Ali'yi gördüm" Bu ne şimdi? Kendini Ali'mi sanıyor yoksa tanrı mı sanıyor, Ali mi tanrı, yoksa enel ali mi ne yani? Anlaşılan herkesin dediği enel hak kavramı herkesin kendisini bağlar, başka bir insan tarafından başkasının dediği enel hakkı irdelemek anlamı saptırır.
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Şimdi konu hayhak'ın dedikleri ve fikri değilki. Bu tasavvuf ve bunlar hayhakın dediklerinden öte tasavvufun genel doğruları ve kabulleri. biliyorum CYRANO dedikleri ve fikri olmadigini, sadece "ben, benim" kelimeleri üzerin de durmusdum ve Allah müslümanların tanrısıdır. Ama musevilik ve hristiyanlığın tanrı anlayışıyla islamın Allah anlayışı aynı değildir. Öncelikle bunu gözden kaçırmamalısın. O yüzden yanlış bir noktadan bakıyorsun. Yani tasavvufu museviliğin tanrı anlayışıyla açıklamaya çalışmak doğru olmaz. Nihayetinde islam dininin bir yorumudur. Bir ikincisi tartıştığımız enel hak doğrumudur yanlışmıdır değil. Enel halk nedir. Tasavvuf neyi anlatır burada. Ve bunu söyleyen filozoflar, erenler vs ne anlatmaktadır. ayrim yapildiginin da farkindayim fakat kim ne diyor.... Tanrimi Allah mi .... bilmedigim icin.. genel olarak yani, yazmis olan .. yada daha sonra yasacak olan...sorun olmasin istedim ben ayrim yapmiyorum, belki dediginiz gibi yanlis..ama iki kelime de bir benim icin Sizler tabiki daha derinden takip etiginiz bildiginiz icin...ayirt ediyorsunuz.. ben de sizlerin bilgisinden yararlanmaya calisiyorum ..hepsi bu Saygilar
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl "enel hak" arapça ben Allah'ım demek. Tabi buna bakıp. Vay adam kendini Allah'a eş görüyor, yada Allah'a rakip görüyor gibi bir mantık yürütülemez. Zira kendisini ve Allah'ı iki ayrı varlık olarak görmüyor. Artı tartışmada bir yanlış yöntem. Bu söz üzerinden tasavvufu çözmeye çalışmak yanlış. Doğrusu Tasavvuf üzerinden bu sözü anlamaya çalışmak. Rivayetler üzerinden yada. Yeni bir enel hak tanımı yaparak değil. Enel hak, onu söyleyenlerin felsefesi bilinerek, anlaşılacak bir söylem. Zaten bu yapılmadığı için idam edildiler, mansurlar, nesimiler.
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Gloria. Bu soruya tasavvufun temeli yanıttır. "Sen" yokki tasavvufta. İki ayrı varlık yok. Yani "sen" zaten "ben"e dahilsin. Seven ben, o sevilen de benim Bir bedene girmişiz iki ruhuz biz O diye gördüğün benim bedenim Bana bak, onu gör; hep ayni şeyiz tasavvuf felsefesini az biraz bilirim ama oyle uzerinde atacak tutacak kadar değil yani... O nedenle ok Cyrano, bu konuyu daha fazla oğrenmedigim müddetçe, benden iyisin, söylediklerini kabul ediyorum... sen yok ben var ok...
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Rica ederim. Yani yaklaşık 1200 yıllık bir felsefe mansuru sıfır noktası kabul etsek bile. Tassavuf dediğimiz felsefenin islamdaki çıkış noktası. Mevlana, yunus, nesimi, hayyam gibi düşünürleri yetiştiren bir okul. Elbette onu salt bir cümle üzerinden anlıyamayız. Mevlana mansur için : "Biz onun söylediklerinden daha ağırını söyledik. Ama sır tuttuk ve kurtulduk" demiştir. Mansur önce sözü söylemiş. Sonra açıklamaya çalışmıştır. Ama olmamış anlaşılamamıştır. Mevlana ise sözün felsefesini anlatmıştır. Tüm dünyanın sevgisine mazhar olmuştur. şeytan-mansur rivayetinden öte. Sözün kendisi Mansurun, Nesiminin derisine mal olmuş. Sözün felsefesi Mevlanayı dünyanın sevgilisi yapmıştır
Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 17 yıl Elbette herkes anlayabildiği kadar yorumlar ne kadar anlatmaya çalışsada karşıdakinin anladığı kadar anlatır aslında... Yani eksik şeyler ifade ediyor olabiliriz bu konu bir iki kelime ile ifade edilebilseydi 12. Yüzyıldan bu yana çok daha iyi anlamış olmamız gerekirdi... Ama Mevlana'ların, Yunus'ların o çağlarda anladıpını biz bugün anlamakta zorlanıyoruz... Bu bu mudur yoksa şu mudur dememiz bundan... Çünkü biz öğrenegeldiğimiz ve kabullendirildiğimiz öğretilerle birde başka türlüsü ile karşılaşınca ikisini birbiriyle uyuşturamıyoruz... Aklımızdaki kavramlar karışıyor... Hz. İsa'nın tanrı edinilmesi konusunda Kuran yorum yapmıyor Allah'a oğul isnat edildiği için yorum yapıyor... Ve Allah üçtür demeyin diyor... Bakara Suresi (253) İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah'ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryemoğlu İsa'ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dilediğini yapar. Nisa Suresi (171) Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryemoğlu İsa Mesih, ancak Allah'ın peygamberi, Meryem'e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve peygamberlerine iman edin, "(Allah) üçtür" demeyin.Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah ancak bir tek ilahtır. O çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. Vekil olarak Allah yeter. İnsanın ölümü tadarak Allah'a döndürülmesi ise insanın Yaratıcı Kudret tarafından halden hale döndürülmesidir... Yani Hakk'tan olduğu halde insan acizdir ölümlüdür oysa Allah ölümsüzdür... Ete kemiğe bürünmesi ve insan suretinde görünmesi tamamen Allah'ın dilemesidir... Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım... (halife/temsilci) Diliyor ve yaratıyor... Ve ona kelimeleri öğreteceğim... Yani hikmet sahibi ancak O... Ve ona nurumdan üfleyeceğim (kendimden bir enerji vereceğim) Bütün bunlar insanın Allah tarafından kendisinden bir nur taşıyacak şekilde yaratıldığını anlatan ayetler... Allah'tan olmak ile Allah olmak hem aynı hem değil... Tekliğin içinde düşündüğünde görünen herşey ve görmediklerimiz Hakk... Yaşam ve ölüm ise bir tecrübe ve deneyim vesilesi... Kendimizi tanıma ve Hakk'ı bulma yerindeyiz... Bu çok kutsal bir vazifedir... Ve Cyrano çok güzel ifade etmiş kendi adıma büyük faydalar çıkardım teşekkür ederim...
Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 17 yıl "enel hak" arapça ben Allah'ım demek. enel hak ifadesini ben allahım diye tercüme etmek bir hata olur ve algı yanılmasına sebep olur..ben allahım demek için ''ene allah ''demiş olmak gerekir ki hiçbir mutasavvıf böyle bir ifadeye cüret etmemiştir... kuranda allah hak kelimesini asla kendi yerine geçecek bir manada kullanmamıştır..kuranda hak kelimesinin karşılığı bazen adalet bazen gerçek bazen gerçeğin bilgisi bazen pay olarak kullanılmıştır..hak kelimesinin geçtiği yüzlerce ayet bu manalarda kullanılmıştır... ancak tasavvufun kullanmayı tercih ettiği bu kelime zikrin de temel taşlarından biri olmuştur... mehmet akifin muhteşem şiirinde istiklal marşımızda kullandığı hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal mısrasında çok net görebildiğimiz kelimenin iki farklı kullanımına bir misaldir... ben hakkım demek ilahlık iddiası anlamına gelmez bilakis kelimenin iki yönüne işaret eder...ben hakkım aşkın olanı kendimde gördüm..ben hakkım varlığım hakkın varlığıdır...ona ispattır... aynı şeyi söylüyoruz ama tercüme hatası var.. selamlar..
Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 17 yıl Arkadaşım bak yukarıda bahsettim. Önce yeni bir "enel hak" tanımı yapmak niye. Mansur'un ne söylediği açık. Ve ne söylediği için derisi yüzüldüğüde. Herhalde mansuru "ben adaletim" dediği için devrim ulemaları idam ettirmediler. Bir filozofun görüşlerine katılırsın katılmazsın. Sözü doğru bulursun bulmazsın. Bu farklı bir şey. Ama onun söylediğine yok kelime anlamı o değil gibi şeyler gereksiz. gelelim kelimeye. Türkçedeki "hak" kelimesinin çok anlamlılığı üzerinden arapça bir cümleyimi çözeceğiz. Artı bu cümlede kullanılan "hak" kelimesiyle türkçedeki adalet vs anlamına gelen "hak" kelimesinin alakası yoktur. Çünkü Cümlenin doğru yazlışı "ene el hakk" tır. Cümlenin orjinalinden latin alfabesiyle yazılışı şudur "ene el hakk" (hak değil hakk) yada "ene'l hakk" diyede yazılabilir. (i am, İ'm gibi yani) . "ene" arapçada ben demektir. "el hakk" ise Allah'ın isimlerinden birisidir (esma-ül hüsna). Onun sıfatlarından birisidir. Sufilerin en çok kullandığı ismi. Sufiler ve daha sonra tasavvufta Allah'ın isimlerinden "el hakk" kullanılır. O yüzden türkçedeki "hak" kelimesiyle arapçadaki "el hakk" kelimesinin ilgisi alakası bile yoktur. Ancak Allah anlamında türkçe yazılırken bu kelime ikinci k yazılmaz türkçede Cenab-ı Hakk, Cenab-ı hak olur. "ene el hakk" yani yani "Ben Allah'ım" Artı Kuran'da allah "hak" kelimesini kendi yerine geçicek şekilde asla kullanmamıştır ne demek. Esma-ül hüsna kuran dışındamı yani ? Yoksa esma-ül hüsna Allah'ın kuranda geçen isimlerimi. Nasıl şey o şimdi. Allah Kuran da "hak" kelimesini kendi yerine geçecek şekilde asla kullanmadıda. Nasıl oluyorda "el hak" Allah'ın isimlerinden birisi oluyor Kuranda ? Sanırım düşünülmeden yazılmış bir iletiydi o.
Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 17 yıl allah kelimesi kuranda allahın nevi şahsına mahsus kullandığı bir isimdir..hiçbir ilah yoktur ancak allah vardır...esmaül hüsna tek tek allahı kasteder..ama herbir yönüne ayrı delalet eder...tüm manaların toplamı allahtır....rahman dediğinizde bir mana halık dediğinizde başka bir mana kastolunur..rahman da halık ta rab da allaha delalet eder..ama hiçbiri allah kelimesi olarak tercüme edilemez...firavun kuranın anlatımında ben sizin en büyük ilahınızım der ya da ben sizin en büyük rabbinizim der...ama hiçbir zaman ben sizin yaratıcınızım demez...hadi yarat da görelim derler adama.... enelhak kavramında hak kelimesi bir mana taşır ve allaha delalet eder..ama allah demektir dediğimizde kastı aşar... mansur tüm sıfatlarıyla ben yaratıcıyım ben rızık vericiyim vs vs dememiştir....bir yönüyle hakkın tezahürüyüm hak bende tecelli etti demiştir... ben adaletim dediğini söylemiyorum ben...umarım doğru izah edebilmeyi başardım bu sefer... kuranda hak kelimesini mealden taratıp bakmak kolay...tüm ayetlerde sadece adalet değil pek çok manada kullanıldığını görürüz... ince bir ayrıntıdır ama önemlidir benim açımdan...
Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2007 17 yıl allah kelimesi kuranda allahın nevi şahsına mahsus kullandığı bir isimdir..hiçbir ilah yoktur ancak allah vardır...esmaül hüsna tek tek allahı kasteder..ama herbir yönüne ayrı delalet eder...tüm manaların toplamı allahtır....rahman dediğinizde bir mana halık dediğinizde başka bir mana kastolunur..rahman da halık ta rab da allaha delalet eder..ama hiçbiri allah kelimesi olarak tercüme edilemez...firavun kuranın anlatımında ben sizin en büyük ilahınızım der ya da ben sizin en büyük rabbinizim der...ama hiçbir zaman ben sizin yaratıcınızım demez...hadi yarat da görelim derler adama....enelhak kavramında hak kelimesi bir mana taşır ve allaha delalet eder..ama allah demektir dediğimizde kastı aşar... mansur tüm sıfatlarıyla ben yaratıcıyım ben rızık vericiyim vs vs dememiştir....bir yönüyle hakkın tezahürüyüm hak bende tecelli etti demiştir... ben adaletim dediğini söylemiyorum ben...umarım doğru izah edebilmeyi başardım bu sefer... kuranda hak kelimesini mealden taratıp bakmak kolay...tüm ayetlerde sadece adalet değil pek çok manada kullanıldığını görürüz... ince bir ayrıntıdır ama önemlidir benim açımdan... Keşke zamanında bu şekilde açıklanabilseydide Mansur katledilmeseydi?
Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2007 17 yıl Keşke zamanında bu şekilde açıklanabilseydide Mansur katledilmeseydi? bu forumun en güzel yanlarından biri insan yazarken aynı anda bir şeyler öğreniyor olması...düşünüyorum ben de ve sanırım o dönemde yöneticilere ve zihniyetlerine bakmak gerek...muhtemelen insanlara bakın dini en güzel biz anlıyoruz ve dinin bozanlara engel oluyoruz zihniyetiyle mansuru öldürdüler... ya da halka gözdağı verip bakın işte güç bizde mesajını etkinleştirmek tanrılığa kalkışmak....o dönemi siyasi yönden incelemek gerek ipuçları için....tarihçi arkadaşlar da yardımcı olurlar sanırım.... farkettiğim bir husus...esmaül hüsna da geçen hak isminin kuranda olmamasına rağmen sayılması....sayın cyrano dikkatimi çekti bu konuya...belki de bu isimleri 99a tamamlama çabası olabilir....kuranda sayı söylenmiyor..sadece en güzel isimler onundur deniyor ama biz 99 tanedir demişiz ve bazı farklılıklar var listelerde sanırım ...çalap ve hüda kelimelrini de kullanırız ama arapça olmadığı için listede yoklar onun yerine hak ismi var..bu kelime nasıl olmuş ta allahın isimlerinden olmuş bilemiyorum...çok önemli değil tabi ama en azından bildiğim allah kelimesini tam olarak kapsamayacağı... bazen ufak ayrıntılar bilinen ezberleri bozmaya yetiyor...selamlar.. HAYATIN ÖZÜ FARKETMEKTE GİZLİDİR...
Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2007 17 yıl Mansur'un ene el hakk derken ne söylediği açıktır. Onu idam edenlerinde ne söylediği için idam ettikleride açıktır Mansurda bu sözü söylerken "el hakk" u kullandığında ne anlatacağını bilmektedir herhalde. Yine bir kelime tartışması yaşamak istemiyorum ama. Kuran'da "el hakk" ın Allah'ın ismi olarak kullanılmadığı iddiasını tartışmak anlamsız. Enbiya suresi Ve Yunus Sure lerinde "El hakk" Allah'ın ismi olarak kullanılır. Enbiya 57 : "Andolsun Allah'a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım." Mesela bu ayetin orjinalinde Allah kelimesi yerine el-hakk geçer Artı Kuranda geçmeyen isimlerin Esma ül hüsna da sayılmış olabileceği gerçekçi olmaz dimi. Mansur'un felsefeside açıktır. Ne tasavvufta ne mansurun felsefesinde el-hakk başka bir anlamda kullanılmaz. Artı dediğim gibi ne mansura ne felsefesine ne tasavvufa bu cümle üzerinde bakıp anlam çıkarmak değil doğru olan yol. Önce bu akımın filozoflarının felsefelerine bakıp cümleyi anlarız. Böyle bakıncada cümlenin ne anlattığı ortadadır. Mansuru idam edenler; Herşeyden önce Mansur canlı canlı derisi yüzülüp. Tenine tuz dökülerek elleri ayakları kesilip bir eşşeğin sırtında dolaştırılarak, günlerce can çekişerek idam edilmiştir. Bunu yapanların müslümanlığını sorgularım ben herşeyden önce. Mansur'un anlaşılamamasını o zamanlar halk boyutunda düşünüyorum. Yoksa idam kararını verenlerin Mansur'un ne anlatmak istediğini anlamadığını düşünmüyorum böyle bir şeyde mümkün değil zaten. Mansur, orta asyadan hindistana kadar yolculuklar yapmış fikirlerini anlatmış bir adamdır. Hallac sözü söyler söylemez. İdam edilmemiştir. 11 yıl boyunca tutuklu kalmış. 11 yıl boyunca yargılanmış işkence görmüş sorgulanmıştır. Onu yargıalyanlar sadece onun bir cümlesine bakmamıştır. Onun yazdığı kitaplara, fikirlerine, bağlı olduğu tasavvuf okuluna bakmışlardır. Şimdi Abbasileri daha önce tartıştık. Bunları yeniden konuşmaya gerek yok. Abbasiler neticede İslam dininin en yüksek makamını yani halifeliği ellerinde bulunduran bir devlet. Bir devlette Mansuru yargılarken onun yazdıklarının dinle çelişip çelişmediğine değil. Önce kendi çıkarlarını tehdit edip etmediğine bakarlar. Her devlet için siyaset dinden önce gelir. Yoksa sadece din adına hareket etseler. Bırak Mansuru bir insanı, bir hayvana bile böye zulum din adına yapılabilirmi.
Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2007 17 yıl Mansur'un ene el hakk derken ne söylediği açıktır. Onu idam edenlerinde ne söylediği için idam ettikleride açıktır Mansurda bu sözü söylerken "el hakk" u kullandığında ne anlatacağını bilmektedir herhalde. Yine bir kelime tartışması yaşamak istemiyorum ama. Kuran'da "el hakk" ın Allah'ın ismi olarak kullanılmadığı iddiasını tartışmak anlamsız. Enbiya suresi Ve Yunus Sure lerinde "El hakk" Allah'ın ismi olarak kullanılır. Enbiya 57 : "Andolsun Allah'a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım." Mesela bu ayetin orjinalinde Allah kelimesi yerine el-hakk geçer Artı Kuranda geçmeyen isimlerin Esma ül hüsna da sayılmış olabileceği gerçekçi olmaz dimi. Mansur'un felsefeside açıktır. Ne tasavvufta ne mansurun felsefesinde el-hakk başka bir anlamda kullanılmaz. Artı dediğim gibi ne mansura ne felsefesine ne tasavvufa bu cümle üzerinde bakıp anlam çıkarmak değil doğru olan yol. Önce bu akımın filozoflarının felsefelerine bakıp cümleyi anlarız. Böyle bakıncada cümlenin ne anlattığı ortadadır. Mansuru idam edenler; Herşeyden önce Mansur canlı canlı derisi yüzülüp. Tenine tuz dökülerek elleri ayakları kesilip bir eşşeğin sırtında dolaştırılarak, günlerce can çekişerek idam edilmiştir. Bunu yapanların müslümanlığını sorgularım ben herşeyden önce. Mansur'un anlaşılamamasını o zamanlar halk boyutunda düşünüyorum. Yoksa idam kararını verenlerin Mansur'un ne anlatmak istediğini anlamadığını düşünmüyorum böyle bir şeyde mümkün değil zaten. Mansur, orta asyadan hindistana kadar yolculuklar yapmış fikirlerini anlatmış bir adamdır. Hallac sözü söyler söylemez. İdam edilmemiştir. 11 yıl boyunca tutuklu kalmış. 11 yıl boyunca yargılanmış işkence görmüş sorgulanmıştır. Onu yargıalyanlar sadece onun bir cümlesine bakmamıştır. Onun yazdığı kitaplara, fikirlerine, bağlı olduğu tasavvuf okuluna bakmışlardır. Şimdi Abbasileri daha önce tartıştık. Bunları yeniden konuşmaya gerek yok. Abbasiler neticede İslam dininin en yüksek makamını yani halifeliği ellerinde bulunduran bir devlet. Bir devlette Mansuru yargılarken onun yazdıklarının dinle çelişip çelişmediğine değil. Önce kendi çıkarlarını tehdit edip etmediğine bakarlar. Her devlet için siyaset dinden önce gelir. Yoksa sadece din adına hareket etseler. Bırak Mansuru bir insanı, bir hayvana bile böye zulum din adına yapılabilirmi. Yunus Suresi (94) Eğer sana indirdiğimiz şeyden şüphe içinde isen, senden önce Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmiştir. O halde sakın şüphe edenlerden olma! Yunus Suresi (93) Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir. Yunus Suresi (82) Suçluların hoşuna gitmese de, Allah hakkı sözleriyle gerçekleştirecektir." Yunus Suresi (77) Mûsâ: "Size hak gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!" dedi. Yunus Suresi (78) Dediler ki: "Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hakimiyet (devlet) ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz." Yunus Suresi (76) Katımızdan kendilerine hak (mucize) gelince, "Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir" dediler. Yunus Suresi (69) De ki: "Allah hakkında yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremezler." Yunus Suresi (65) Onların (inkarcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün güç Allah'ındır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Yunus Suresi (60) Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O'nun nimetlerine) şükretmezler. Yunus Suresi (59) De ki: "Allah'ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" Yunus Suresi (55) Bilesiniz ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. Yine bilesiniz ki, Allah'ın va'di haktır. Fakat onların çoğu bunu bilmez. Yunus Suresi (36) Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir. Yunus Suresi (35) De ki: "Allah'a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?" De ki: "Hakka Allah iletir." Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?" Yunus Suresi (33) Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar artık imana gelmezler" sözü, işte böylece gerçekleşmiştir. Yunus Suresi (32) İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tır. hak'tan sonra sadece sapıklık vardır. O halde nasıl oluyor da (Hak'tan) döndürülüyorsunuz? Yunus Suresi (31) De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O halde Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?" Yunus Suresi (23) Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz. Yunus Suresi (21) Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır. De ki: "Allah daha çabuk tuzak kurar." Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar. Yunus Suresi (97) Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar. Yunus Suresi (103) Sonra resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. (Ey Muhammed!) Aynı şekilde üzerimize bir hak olarak, inananları da kurtaracağız. enbiya 57 ''ve tallahi leekidenne esnameküm bağde entüvellü müdbirin'' sayın cyrano ayetin orijinali bu.. hak kelimesi geçmiyor... yunus suresinde de hak kelimeleri allah manasında değildir... tüm kainat allahtandir ve allah her yerdedir. ben de bu kainatin bir parçasiysam allah benim de içimdedir, bende de allahtan bir parça vardır. bu durumda ben allahin bir parçasıyım" fikridir enel hak düşüncesi...ama bunu ben allahım diye tercüme ederseniz siz de bugün dahi bu zatları tekfir eden insanların sığ anlayışlarına zemin hazırlamış olursunuz.... o dönem idarecilerin mansuru öldürmeden önce 11 yıl hapsetmiş olmaları onları haklı çıkarmaz...tam aksine demekki rahatsız oldukları kendi saltanatları için tehlike gördükleri yönler vardı bu yüzden bunlar oldu.....imamı azam ebu hanife dahi zindanlarda çürütülmüş ve yine de zalim idarecilere boyun eğmemişti... sebep her ne olursa olsun hiçbir canlı hallaca yapılanları hak etmiş olamaz...bu manada sizin söyledikleriniz benim düşüncelerimi doğruluyor...devlet kendine tehdit olarak algıladığı bir adamı ibreti alem için katletmiştir...yoksa hallacın felsefesinde şirk ya da ilahlık taslama yok...aksini iddia edenler iftira etmiş olurlar... amacım sizinle cedelleşmek değil...hakikat müsademe-i efkardan neşet ediyor..bu güzel... selamlar...
Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2007 17 yıl SAMİMİYET kendine yakın olmak durumu (SÂFFÂT suresi 128. ayet) Diyanet Çevirisi: Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. konumuza bir kac gun ıcınde samımıyet konusuyla devam edecegım..... konuyla ılgılenen arkadasların samımıyetle ılgılı acıklamalarını oncelıge sunuyorum............sımdıden saygılar... tangerı bosıng'e acıklaman olursa sımdıden merak edıyorum ve sabırsızlıkla beklıyorum kardesım.. saygılar
Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2007 17 yıl tangerı bosıng'e acıklaman olursa sımdıden merak edıyorum ve sabırsızlıkla beklıyorum kardesım.. saygılar Sanıyorum tangerı bosıng ben oluyorum Neyse, Bu sefer kızmıyorum adımın yanlış söylenmesine Çünkü sevdiğim konulardan birisi bu konu Ben aslında daha önce Ene'l Hakk ile ilgili bildiklerimi Diğer konularda parça parça ama uzun yazılarla anlatmaya çalıştım... Ama tabii ki her yönüyle ve tamamen bildiğimi iddia edemem... Öncelikle Ene'l Hakk görüşünü benimsemiş mutasavvıfların "Melami"likten yetiştiklerini düşünüyorum. Daha sonra kendi tariklerini yani yollarını kurmuşlardır. Nesimi'nin dediği gibi: "Ben Melamet hırkasını kendim giydim kendime, Ar ü namus şişesini taşa çaldım kime ne!?" Aslında Sayın HayHak, Şu an değilde, konunun ilerleyişine göre görüşlerimi söylesem daha yararlı... İyi geceler...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.