Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Amhedinejad iktidara geldiğinen beri batı ülekeleri iran arasında Nükleer Silah krizi var. Batı ülkeleri İran'ın nükleer programını silah üretimi amacıyla geliştirdiğini öne sürerken. İran böyle bir amacı olmadığını ama olursada kimsenin karışamıyacağını söylüyor. Fakat iki yıldır bu konuda Türkiye "sorunun barışçıl yollarla çözülmesini temenni ediyoruz " gibi diplomasinin "etliye sütlüye karışmam" taktiğini izliyor. Benim bildiğim bir ülkenin komşusu Nükleer Silah ediniyorsa o ülke iki şeyi yapar. Ya O'nun nükleer silah elde etmesini engeller. Ya da kendiside nükleer silah üretir veya satın alır. Nükleer silahların büyük yıkıcılığı ve ölümcüllüğünün yanında. Belkide ondan daha büyük bir caydırıcılık özelliği vardır. Kısada, siz Nükleer silahlara sahip bir ülkenin menzili içerisindeyseniz o ülkeye asla saldıramazsınız. Saldırmak içinde en azından bir kaç şehrinizin haritadan silinemesini göze almanız gerekir. Nükleer silahlar ateşlendikten sonra havada imhasının mümkün olmadığı silahlardır. Bu silahlar 50 yıl boyunca süper güç denilen ülkelerin birbiriyle sıcak savaşa girmesine engellediler. Karşılıklı caydırıcılıkları sayesinde, ABD, Rusya ve Çin arasında süren savaş "soğuk savaş" olarak kaldı. Çünkü üçü arasında başlayacak bir nükleer savaş mutlaka üçününde mahvını getirecekti. Şimdi İran nükleer silah elde etme yolunda. Türkiye buna karşı çıksa kendini, Büyük Ortadoğu projesi ekibinin yanında bulacak. Karşı çıkmasa, komşun nükleer silah elde ediyor elbette bunun senin içinde tehdit edici bir yönü vardır. İkisinide yapmazsa tek seçeneği Türkiye'nin de nükleer silah üretmesi oluyor. Acaba Türkiye "Bekle Gör" ü mü izliyor. Yani Batı İran'ın silah üretimini engellerse konu kapanacak. Engellemez ve İran silah üretirse. İran'ın silah üretimine sessiz kalan dünya Türkiye'nin üretiminede itiraz edemecek. Taktik bumu. Yada Türkiye'nin komşusunun nükleer silah kriziyle ilgili krizde pasif olmasının başka bir açıklaması daha var mı ? Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 ben iran'ın nükleer silahlarını türkiyeye karşı kullanacağını hiç sanmıyorum. bunun için gerekli bir neden yok. var diyen çıkarsa bu konudaki görüşleri de merakla beklerim. ama türkiye neden durduk yerde yakın komşusuyla nükleer silah tartışmasına girsin ki; bu çok riskli olmaz mı? iran'ın tehdit unsuru olarak algıladığı güç batı ve abd. türkiye ile nükleer silah bulundurmayı gerektirecek kadar derin bir davası yok (en azından ben öyle biliyorum). onun için bence türkiye bu işe çok sert bir çıkışla itiraz etmemeli; ab ve abd zaten bu konuda yeterince rahatsız. çekişme bu iki taraf arasında geçmeli. şimdilik izleyici olmak daha mantıklı yani. ama burada şuna katılmak mümkün: tabiki komşu bir ülkede nükleer silah varsa bu bizim için de endişe verici bir durumdur. fakat mevcut şartlarda iran türkiye ye saldırmayı ya da bunu dillendirmeyi göze alacak pozisyonda değil gibi geliyor bana. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Rua, "mevcut şartlarda" dediklerin doğru ama diplomaside, dünya siyasetinde yarın kim kimle dost olacak. Kim kimle düşman olacak bu bellimi. 1987'de ABD ve Irak , İran'a karşı müttefikti. 1990 da Amerika ordusuyla Irak'a girdi. 5-6 yıl öncesine kadar, İran'da PKK kampları vardı. Şimdi İran Iraktaki PKK kamplarını bombalıyor. İran'la Türkiye ilişkileri 15 yıl öncesiyle aynımı şu an. Yada en ufak bir anlaşmazlıkta doğalgazı kesmekle tehdit eden İran acaba Nükleer Silah edindikten sonra bölgede nasıl bir dış politika izler. Dünyanın en karışık ve bir kıvılcımın bile çatışma yarattığı bir coğrafyadayız. Ortadoğu'da. Nükleer Silah konusunda, bugün o devletle ilişkilerimiz nasıl. Bugün ortak çıkarlarımız varmı değilki önemi olan. Yanı başımızda Nükleer Silah sahibi bir ülke olacak. Mesele Bu. Ve ileride yine 10 yıl öncesine kadar büyük sorunlar yaşadığımız (Devrim ihracı, PKK meselesi) ülke ile yine sorunlar yaşarsak. Gerçekten nükleer silahları olan bir ülkeye karşı yaptırım gücümüz ne olur ? Yada 1999'da Suriye Nükleer Silahlara sahip bir ülke olsaydı. Yine sınırına ordumuzu yığıp. "Öcalan'ı ya teslim et, ya ülkeden çıkar, PKK kamplarını kapat yoksa saldıracağız" diyebilirmiydik ? O zaman ya onunla zoraki uzlaşma ararız. Yada kendimize "abi" ararız. "İzleyici olarak kalmak" benim bu güne kadar okuduklarıma göre. Kendilerinide ilgilendiren konularda izleyici olarak kalan ülkeler sonunda hep en büyük zararı görüyor. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Amhedinejad iktidara geldiğinen beri batı ülekeleri iran arasında Nükleer Silah krizi var. Batı ülkeleri İran'ın nükleer programını silah üretimi amacıyla geliştirdiğini öne sürerken. İran böyle bir amacı olmadığını ama olursada kimsenin karışamıyacağını söylüyor. Fakat iki yıldır bu konuda Türkiye "sorunun barışçıl yollarla çözülmesini temenni ediyoruz " gibi diplomasinin "etliye sütlüye karışmam" taktiğini izliyor. Benim bildiğim bir ülkenin komşusu Nükleer Silah ediniyorsa o ülke iki şeyi yapar. Ya O'nun nükleer silah elde etmesini engeller. Ya da kendiside nükleer silah üretir veya satın alır. Nükleer silahların büyük yıkıcılığı ve ölümcüllüğünün yanında. Belkide ondan daha büyük bir caydırıcılık özelliği vardır. Kısada, siz Nükleer silahlara sahip bir ülkenin menzili içerisindeyseniz o ülkeye asla saldıramazsınız. Saldırmak içinde en azından bir kaç şehrinizin haritadan silinemesini göze almanız gerekir. Nükleer silahlar ateşlendikten sonra havada imhasının mümkün olmadığı silahlardır. Bu silahlar 50 yıl boyunca süper güç denilen ülkelerin birbiriyle sıcak savaşa girmesine engellediler. Karşılıklı caydırıcılıkları sayesinde, ABD, Rusya ve Çin arasında süren savaş "soğuk savaş" olarak kaldı. Çünkü üçü arasında başlayacak bir nükleer savaş mutlaka üçününde mahvını getirecekti. Şimdi İran nükleer silah elde etme yolunda. Türkiye buna karşı çıksa kendini, Büyük Ortadoğu projesi ekibinin yanında bulacak. Karşı çıkmasa, komşun nükleer silah elde ediyor elbette bunun senin içinde tehdit edici bir yönü vardır. İkisinide yapmazsa tek seçeneği Türkiye'nin de nükleer silah üretmesi oluyor. Acaba Türkiye "Bekle Gör" ü mü izliyor. Yani Batı İran'ın silah üretimini engellerse konu kapanacak. Engellemez ve İran silah üretirse. İran'ın silah üretimine sessiz kalan dünya Türkiye'nin üretiminede itiraz edemecek. Taktik bumu. Yada Türkiye'nin komşusunun nükleer silah kriziyle ilgili krizde pasif olmasının başka bir açıklaması daha var mı ? Görüldüğü gibi irandaki nükler silahların yapımından rahatsız olanlar kıvanıp duruyor(ABD,İSRAİL)iranın ürettiği silahlar türkiye için 3.5. dercede tehlikedir. ASIL TEHLİKE kıvır,kıvır KIVARNIYOR....Bugün ABD-rusya-çinde eğer bu silah varsa diğerlerininde'de olmasında fazla sakınca görmüyorum. Eğer olmayacaksa anlaşma yapmalı hiç bir devlette olmamalı... ABD efendi kendisi nükler yaparken tehlike olmuyor ama diğer devletler tehlike oluyor.....:=) Alıntı
Φ hasan17 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 İranın nükler silahlarını Türkiye ye kullanacağı söylentileri saçmalık diye düşünüyorum. nükleer silahlar kullanıldığı zaman büyük bir alana etki ediyor eğer bize karşı kullandığını düşünelim yani irana hiç mi etki etmiyecek tabiki edecek az bi etki değil bu iranı haritadan silecek bir etki bu sadece bizi ve iranı değil tüm komşuları etkileyecektir. Bugün İran dışında ABD,RUSYA,ÇİN,İSRAİL nükleer silahlara milyar dolarlar harcıyorlar. bırakın medyayı kimse ağzına bile almıyor.. İranın nükleer silahlarında fazla korkan ülke sanırım ABD oda okyanus ötesi olduğu için herhalde Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 NAto anlaşmalarında Türkiyeyi Natoya silah üretmemek şartı ile kabuL ettiler.. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 İranın nükler silahlarını Türkiye ye kullanacağı söylentileri saçmalık diye düşünüyorum. nükleer silahlar kullanıldığı zaman büyük bir alana etki ediyor eğer bize karşı kullandığını düşünelim yani irana hiç mi etki etmiyecek tabiki edecek az bi etki değil bu iranı haritadan silecek bir etki bu sadece bizi ve iranı değil tüm komşuları etkileyecektir. Bugün İran dışında ABD,RUSYA,ÇİN,İSRAİL nükleer silahlara milyar dolarlar harcıyorlar. bırakın medyayı kimse ağzına bile almıyor.. İranın nükleer silahlarında fazla korkan ülke sanırım ABD oda okyanus ötesi olduğu için herhalde İran nükleer füze elde etse bile ABD yi vuramaz İran'dan ABD ye uçaklar bile yakıt ikmali yaparak gidiyor. Hindistan ve Pakistan her sene nükleer füzelerini deniyorlar haritadan silindilermi? Amerika Nükleer Füzelerini arizona çölünde patlatıyor denemek için. Amerika haritadan silindimi ? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Görüldüğü gibi irandaki nükler silahların yapımından rahatsız olanlar kıvanıp duruyor(ABD,İSRAİL)iranın ürettiği silahlar türkiye için 3.5. dercede tehlikedir.ASIL TEHLİKE kıvır,kıvır KIVARNIYOR....Bugün ABD-rusya-çinde eğer bu silah varsa diğerlerininde'de olmasında fazla sakınca görmüyorum. Eğer olmayacaksa anlaşma yapmalı hiç bir devlette olmamalı... ABD efendi kendisi nükler yaparken tehlike olmuyor ama diğer devletler tehlike oluyor.....:=) Böyle sloganvari söylemleri bir kenara bırakıp gerçekçi olmak lazım. Türkiye ortadoğuda İsrail'den sonra teknik donanım ve silah anlamında en güçlü orduya sahiptir. Ancak Türkiye'nin bir komşusu nükleer füzeler üretirse artık bölgenin en güçlü ordusu olmaz. Çünkü hiçbir silah nükleer füzeyle boy ölçüşemez. Bu ateşlenir ateşlenmez başka bir konudur. Ama caydırıcılığı ve ülkenin ordusuna vereceği güç bambaşkadır. Türkiye henüz ağır silahlarını ithal ederken. Yanı başındaki komşusunun Nükleer Füze üretmesi? Bu sevinilecek bir şeymi? ABD'nin kaygısı, İran'ın nükleer füze üretip ABD yi vurması değildir. Ki bu mümkünde değildir. İsteyen bir harita alıp ABD nereden İran nerede bakabilir. ABD'nin korkusu İran'ın nükleer bir güç olup bölgenin lider ülkesi olmasıdır. Bu ABD nin korkusudur. Peki bizim açımızdan İran'ın bölgenin Lider ülkesi olması sevinilecek bir şeymidir ? Çin Nükleer silah sahibidir, ve asyanın lider ülkesidir. Rusya Nükleer Silah sahibidir ve şimdi 20 küsür bağımsız devleti idare etmektedir. İsrail Nükleer silah sahibidir, 10 tane arap ülkesi İsrail karşısında sesini yükseltememektedir. Bölgesinin lider ülkesidir. ABD ye değinmeye bile gerek yok. Bunumu temenni edelim. İran'ın bizde olmayan nükleer füzelere sahip olup bölgenin lideri olmasınımı ? Türkiye'nin yanıbaşında bir ülkenin nükleer silah üretmeye başlaması, "amaan bize ne , ABD ve İsrail düşünsün" denilecek bir konu değildir. Bir devlet ya komşularının sahip olduğu silahlara sahip olmak zorundadır. Yada onun sahip olmasını engellemek zorundadır. Pakistan yarı aç bir ülkedir. Ama komşusu Hindistan nükleer füze üretince Pakistan zaten kıt olan bütçesinin önemli bir bölümünü ayırıp iki yılda nükleer silah üretti. Niye acaba ? Bugünün dünyasında yaşıyoruz. Kimin ordusu daha güçlüyse onun borusu ötüyor. Biraz dünya gerçeklerine bakalım. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Nükleer tartışmalara salt ABD gözlüğü ile bakmak bence yanlış.ABD sadece sözcülüğünü yaptığı vitrinsel bir liderdir. Santrafüjlerin konumlandırılmasını,teknoloji transferlerini,teknik donanımın tedarikini hangi ülkeler üstlenmiştir?Bu ülkelerin ABD'nin çıkışlarına olan herhangi bir tepkisi ya da muhalefeti varmıdır? İyi polis kötü polis oyununun politik bir versiyonunu seyrediyoruz sanırım. ABD,İran depresyonunda kesinlikle yanlız değildir.Ortada tavşana kaç tazıya tut oyunu oynanıyor. Birileri santrafüj ve teknolojik donanımı satıyor ve ciddi paralar kazanıyor.Kapılar kapandıktan sonra ABD'nin müdaheleci olması için gerekli kaşımalar yapılıyor destekler sunuluyor.Elbette müdahele sonrası paylaşmalarıda hesap etmek lazım.Belki de oranlar çok hareketli? Mükemmel bir oyun oynanıyor ama biz hep ebeyi görüyoruz nedense? Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Rua, "mevcut şartlarda" dediklerin doğru ama diplomaside, dünya siyasetinde yarın kim kimle dost olacak. Kim kimle düşman olacak bu bellimi. 1987'de ABD ve Irak , İran'a karşı müttefikti. 1990 da Amerika ordusuyla Irak'a girdi. 5-6 yıl öncesine kadar, İran'da PKK kampları vardı. Şimdi İran Iraktaki PKK kamplarını bombalıyor. İran'la Türkiye ilişkileri 15 yıl öncesiyle aynımı şu an. Yada en ufak bir anlaşmazlıkta doğalgazı kesmekle tehdit eden İran acaba Nükleer Silah edindikten sonra bölgede nasıl bir dış politika izler. Dünyanın en karışık ve bir kıvılcımın bile çatışma yarattığı bir coğrafyadayız. Ortadoğu'da. Nükleer Silah konusunda, bugün o devletle ilişkilerimiz nasıl. Bugün ortak çıkarlarımız varmı değilki önemi olan. Yanı başımızda Nükleer Silah sahibi bir ülke olacak. Mesele Bu. Ve ileride yine 10 yıl öncesine kadar büyük sorunlar yaşadığımız (Devrim ihracı, PKK meselesi) ülke ile yine sorunlar yaşarsak. Gerçekten nükleer silahları olan bir ülkeye karşı yaptırım gücümüz ne olur ? Yada 1999'da Suriye Nükleer Silahlara sahip bir ülke olsaydı. Yine sınırına ordumuzu yığıp. "Öcalan'ı ya teslim et, ya ülkeden çıkar, PKK kamplarını kapat yoksa saldıracağız" diyebilirmiydik ? O zaman ya onunla zoraki uzlaşma ararız. Yada kendimize "abi" ararız. "İzleyici olarak kalmak" benim bu güne kadar okuduklarıma göre. Kendilerinide ilgilendiren konularda izleyici olarak kalan ülkeler sonunda hep en büyük zararı görüyor. sevgili CYRANO, haklı olabilirsin. ben dış politika konusunda çok derin bilgi sahibi değilim. bilmeden atıp tutmayayım şimdi. ama her sıradan insan kadar olup bitenleri takip eden biri olarak, mevcut hükümetin dış politikada ki basiretsiz tutumunu görüyor ve büyük bir ülkenin bu denli zayıf ve etkisiz bir konuma getirilmesine üzülüyorum. Alıntı
Φ sacma Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 İran'ın da, Suriye'nin de Türkiye'nin de nükleer silah edinme hakkı vardır. Batı'da nükleer silahı olmayan ülke yok. Dün savaştığımız batı, bir tehdit olmaktan çıkmış anlaşılan. Biz batı'lı olunca, dünkü topraklarımız bize tehdit olmuş. Araplar İsrail'i 70'lerde sıkıştırınca, İsrail ellerindeki atom bombalarını müslüman ülkelerin başkentlerine çevirmişti. İçinde bizim Ankara da dahil. İsrail'de yıllar yılı nükleer silah var; ama bu nedense sorun olmuyor. Koçum İran! Devam et yoluna. Kadim tarihine sahip çıkmanı destekliyorum. Darısı bizim başımıza. Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Amhedinejad iktidara geldiğinen beri batı ülekeleri iran arasında Nükleer Silah krizi var. Batı ülkeleri İran'ın nükleer programını silah üretimi amacıyla geliştirdiğini öne sürerken. İran böyle bir amacı olmadığını ama olursada kimsenin karışamıyacağını söylüyor. Fakat iki yıldır bu konuda Türkiye "sorunun barışçıl yollarla çözülmesini temenni ediyoruz " gibi diplomasinin "etliye sütlüye karışmam" taktiğini izliyor. Benim bildiğim bir ülkenin komşusu Nükleer Silah ediniyorsa o ülke iki şeyi yapar. Ya O'nun nükleer silah elde etmesini engeller. Ya da kendiside nükleer silah üretir veya satın alır. Nükleer silahların büyük yıkıcılığı ve ölümcüllüğünün yanında. Belkide ondan daha büyük bir caydırıcılık özelliği vardır. Kısada, siz Nükleer silahlara sahip bir ülkenin menzili içerisindeyseniz o ülkeye asla saldıramazsınız. Saldırmak içinde en azından bir kaç şehrinizin haritadan silinemesini göze almanız gerekir. Nükleer silahlar ateşlendikten sonra havada imhasının mümkün olmadığı silahlardır. Bu silahlar 50 yıl boyunca süper güç denilen ülkelerin birbiriyle sıcak savaşa girmesine engellediler. Karşılıklı caydırıcılıkları sayesinde, ABD, Rusya ve Çin arasında süren savaş "soğuk savaş" olarak kaldı. Çünkü üçü arasında başlayacak bir nükleer savaş mutlaka üçününde mahvını getirecekti. Şimdi İran nükleer silah elde etme yolunda. Türkiye buna karşı çıksa kendini, Büyük Ortadoğu projesi ekibinin yanında bulacak. Karşı çıkmasa, komşun nükleer silah elde ediyor elbette bunun senin içinde tehdit edici bir yönü vardır. İkisinide yapmazsa tek seçeneği Türkiye'nin de nükleer silah üretmesi oluyor. Acaba Türkiye "Bekle Gör" ü mü izliyor. Yani Batı İran'ın silah üretimini engellerse konu kapanacak. Engellemez ve İran silah üretirse. İran'ın silah üretimine sessiz kalan dünya Türkiye'nin üretiminede itiraz edemecek. Taktik bumu. Yada Türkiye'nin komşusunun nükleer silah kriziyle ilgili krizde pasif olmasının başka bir açıklaması daha var mı ? Amerika Birleşik Devletleri; Nükleer silah sayısı: 10.640 Rusya; Nükleer silah sayısı: 8,600 Çin; Nükleer silah sayısı: 400 (tahmini) Fransa; Nükleer silah sayısı: 350 İngiltere; Nükleer silah sayısı: 200 Türkiye; valla bilemiyorum ya sağı solu pek belli olmayan bi ülke burası... Tablo böyleyken bence iranın nükleer silah edinmesinde sakınca yok. Türkiye'de bu listeye derhal girmeli diye düşünüyorum. Ne kadar kitle imha silahlerına karşı olsamda. Tetbir alınmasında yarar görüyorum... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Konu ne ? Türkiye'nin komşusu İran Türkiye'nin henüz kırıntı düzeyinde bile altyapıya sahip olamdığı Nükleer teknolojiyle silah üretimine gidiyor? Türkiye'nin yanı başında nükleer silahlarla donatılmış yeni bir ordu doğuyor. Bazı yaklaşımlar ne ? "Amerika'da da var, İsrail'de de var, Çin'de de var onlar niye sorun olmuyor " Bize ne şimdi Çin'den, ABD'den. Çok meraklısı varsa. ABD nükleer silahlara sahip olurken küçücük ülke Küba'da nükleer silahlar yerleştirdi ülkesine. Çin Nükleer silahlara sahip olurken, menzilindeki Hindistan'da nükleer silahlar geliştirdi. İran Ortadoğu'nun lider ülkesi olma gayerti içerisinde. Bundan çok memnun olanlar varsa onlara diyecek bir şeyim yok. Herhalde dünyada, yanı başındaki bir ülkenin bölgenin lideri olmasına bu kadar sevinen insanlar bulunamaz. Yada Ortadoğu gibi "ordun ne kadar güçlüyse o kadar söz sahibisin" yasasının geçerli olduğu bir coğrafyada böyle bir gelişmeye sevinen başka ülke vatandaşıda bulamazsın. Gelişmelere, İran, ABD gözünden değil. Türkiye gözünden bakmak gerekir. Bu gelişme Türkiye için ne anlama gelmektedir. Türkiye'nin sınır komşusunun Türkiye'nin sahip olmadığı kitle imha silahlarına sahip olmasını. Türkiye'nin yararına görenler varsa. Onlarada gerçekten diyecek bir şeyim yok. Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Küresel dengeler bu sayede sağlanabiliyor.Beğenmediğiniz iran,yada düşman iran bir gerçeği gösteriyor gözümüze soka soka. Ben korkmuyorum...Bu benim hakkım.İsrailde varsa bende niye olmasın.... Küresel dünyanın küçük ***** daha çok ekmek yemeniz gerekecek...Bu işler aşırma yazılarla olmuyor:) .....Ne yazık............ Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Nükleer silah konusu ABD-İran arasında sıcak çatışmayı doğurabilecek bir sorun da olabilir. Nükleer konusu ABD ve İsrail’i İran'a saldırmaya itebilir. Bölgedeki sıcak çatışma ve sonrasında oluşacak belirsizlik ortamı Türkiye'nin zararınadır. İran'ın nükleer macerası sorunu Türkiye'nin istemediği bir aşamaya taşınabilir. Türkiye bu bağlamda AB, Rusya ve Çin ile benzer kaygılara sahip olsa da onlardan çok daha fazla olumsuz etkilenme potansiyeline sahiptir. Nükleer güce sahip olan İran, Orta Asya ve Kafkasya'da etkinliğini ciddi şekilde artırabilir ve Rusya ile geliştireceği işbirliği Türkiye'nin çıkarlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca nükleer güce sahip bir İran, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin karşısında çok güçlü davranma şansına da sahip olur ve bu durum hem Azerbaycan ve hem Türkiye’nin enerji politikalarını ciddi şekilde etkileyebilir. İran'ın nükleer çalışmaları Orta Doğu bölgesindeki Arap devletlerini de bu çalışmalara itebilir. Söz konusu durum bölgedeki güvenlik sistemini daha da karmaşık hale getirir. Söz konusu karmaşık durum Türkiye'nin işine yaramayabilir. Tehdit ve fırsatın iç içe olduğu İran nükleer enerjisi sorunsalı bağlamında Türkiye, çok daha hassas ve titiz politikalar üretmelidir. Çünkü bu konu beklenmedik sonuçları barındıran bir siyasal süreçtir. Türkiye bu konuda sessiz politika üretmektedir. Türkiye'nin bu konudaki sessizliğini, bu sorunu çözmeyi ABD, AB ve İsrail'e bırakma isteği ve nükleer mesele için ilişkilerini İran ile zedelemek istememesi veya bu konuyu ABD ve İsrail ile pazarlık konusu yapma eğiliminden kaynaklanmış olabilir. Ancak Türkiye'nin bu sessizliği de uzun süre sürmeyebilir. Çünkü gelişmelerin hızı ve barındırdığı ağır tehdit yükü Türkiye’yi aktif olmaya itebilir. Türkiye'nin bu konudaki politikalarının bu sorunun sıcak bir çatışmaya dönüştürülmemesi, BM Güvenlik Konseyi'ne taşınmaması, İran ile ilişkilerin zedelenmemesi ve ABD ile pazarlık konusu yapılacak şekilde üretilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir Turksam. Türkiye bu konuda üç maymunu oynamakla doğruyu mu yapıyor ? İran ve Rusya arasında iki nükleer güç olarak kurulacak bir ittifak Türkiye'yi gerçekten ne derece zorlar ? Herşeyden önce Türkiye yine, bir tampon ülkeye dönüşür. Geçmişte, Batı'nın düşmanı Sovyetler Birliği ile, Humeyni İran'ı ile batı arasında tampon bir bölge olmanın Türkiye'ye getirdiği istikrarsızlık malum. En başta PKK demogojiyi bir yana bırakırsak: Türkiye ya İran'ın nükleer silah üretmesini engellemek, yada aynı nükleer güce sahip olmak zorundadır. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 bence Türkiye yapabilirse önceligi tüm nükleer silahlara ama hayati derecede abd ve israilin hatta hatta israilin silahlarını söz konusu etmelidir. geçmiş hiç bir zaman yalan söylemez. kendi üretmesi de mümkündür. ama siyasi iradesi olanın işidir buda.. diger ülkelerden yardım alabilir mesela, hangi ülkeleri kastettigimiz malumdur... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Türkiye her zaman İsrail ve ABD'nin kitle imha silahlarını söz konusu etmelidir. Bu ayrı bir şeydir. Bu tüm insanlığın dile getirmesi gereken flu bir konudur. Ancak var olan krizde. Türkiye İsrail ve Abd'nin silahlarını ancak kendiside Nükleer silah üretmeye karar verirse söz konusu etmesi anlamlı olur. Türkiye'nin "İsrail ve ABD'de var o zaman İran'da da olsun" demesi Türkiye'de nükleer silah üretmediği sürece mantıksız ve çıkarına aykırıdır. Türkiye'nin İran'ın haklarını savunmak gibi bir vazifeden öte. Bölgede kendi gücünü azaltacak bir gelişmeye önlem alması gerekir. Yani önce kendi hakkını savunması gerekir. Türkiye Ortadoğu'nun lider ülkesi olmaya oynamalıdır. İran'ın lider olması için çabalamasının mantıkla bağdaşır tarafı olmazki. Şunu diyebilir, "İsrail'de var. Abd'de var. İran'da üretti. O halde kimse benim üretmeme karşı çıkamaz." Tabi İran'a uygulanan yaptırımları göze alması gerekecek bu durumda. İran petrol ve doğalgaz sattığı için. Kendisine uygulanacak bir ekonomik ambargo durumda karşı ambargo uygulayabilecek bir avantaja sahip. Tabi Türkiye için bu pek geçerli değil. Türkiye'nin bir Birleşmiş Milletler ambargosu karşısında alacağı yara İran'ın alacağı yaradan kat kat fazla olur. Türkiye'nin içinde bulunduğu açmaz: Bir yanda İran'ın nükleer silah teknolojisine karşı çıkıp İsrail ve ABD'nın yanında açıktan durur gibi görünmek. Öbür yandan buna müsade edip. Kendisi için hem bir tehdit unsuru olan. Hemde Bölgesel gücünde azaltma yaratacak bir gelişmeye kayıtsız kalmış olmak. Gerçekten Türkiye'nin hazırlıksız yakalandığı bir kriz bu. Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Bir yanda İran'ın nükleer silah teknolojisine karşı çıkıp İsrail ve ABD'nın yanında açıktan durur gibi görünmek. Öbür yandan buna müsade edip. Kendisi için hem bir tehdit unsuru olan. Hemde Bölgesel gücünde azaltma yaratacak bir gelişmeye kayıtsız kalmış olmak. Tam isabet. Peki bu duruş nasıl olmalı ve en dogrusu da bu olmalı? Bence nükleer gelişimine uzak durmak en yerinde bir duruş olsa gerek.Zira israel'in bu konuda bizden çok daha hassas ve yıkıcı davranacağı malum.Neticede arkasında dayısı var. Mümkün olduğunca ordu'nun daha modernize ve yer değiştirme kaabiliyeti çok yüksek motorize ekiplerden kurulmasını sağlamak.Yüksek teknoloji ürünlerini kullanmak ve uzun menzilli uçaklara ağırlık vermek diye düşünüyorum. Bizim iran gibi akarlarımız olmadığından mali külfeti çok daha büyük olur. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 öncelikle kitle ölümlerine yol açan, dahası, belki bütün silahlara karşı olmak gerekir, temel bir ilke olarak. lakin gerçekler bazen insanın elini kolunu baglar, bu da bir vakıadır. insanlıgı tehdit eden, hiç bir masum olmayan girişim müslüman ahlakına sahip olanların kabul edebilecegi bir durum degildir, olmamalıdır. dünya ve özellikle bölgemiz, tamamen sömürü karakter arzeden müdahelelere daha bir teşne durumdadır. bunun tek sebebi, tabi ki kolay ulaşılabilir enerjinin bu bölgede yogunlaşmasıdır, bu kendim kadar gerçek olandır, bunun dışında kalan her şey ise masaldır. abd için bölgeye sahip olmak, sadece kendi ülkesinde kullanacagı enerji için degildir, bilakis dünya imparatorlugunun devamı için elzemdir. kaynagın başını kendi haline bırakamaz.. israil'in bölgedi ki varlıgı ise, her ne kadar dini bir kılıf altında yaşatılmak istensede, tamamen bu politikaya sıkı sıkı baglıdır. israil abd'nin ileri karakolu ve çok iyi üssü olarak, abd'nin bölgedeki tek ve güvenilir müttefikidir. diger bütün müttefikleri söz konusu polikanın ayarında oluşturulmuş ortaklıklardır. ne zaman ki çıkarlar çatışır o zaman ortaklıklar biter. ve abd, bölgede bulunan hiç bir ülkenin israil'den daha güçlü olmasını istemez, askeri açıdan. başına buyruk bir ülkeyede tahammül etmeyecegi çok açıkdır. İran'nın -her ne kadar aksini iddia etsede- caydırıcı silah gücüne sahip olmasını istemesini anlamak için, yukarıda söz konusu edinilen politikaların ışıgında düşünmemiz gerekmektedir. Türkiye ve İran her zaman bölgenin iki önemli ülkesi olmuşdur, zaman içinde ibre birinden birine kaymış olsada durum budur. kaçınılmaz olan yaşanacaksa -ki büyük ihtimal- Türkiye caydırıcılıgı kuvvetli silahlara sahip olmak zorundadır, ve gene caydırıcı ortaklıklarda kurmak zorundadır. Türkiye olarak eski halin devamını isteyemeyiz, belki agır agır ama sistematik olarak yeni ortaklıklar kurmak zorundayız. gelecek bunu bize dayatacakdır, geç olmaması dilegiyle... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2007 Şimdi İran'ın haklı olmaması değilki konumuz. İran kıtanın öbür ucunda olsaydı, veyahutta başka bir kıtada olsaydı tamam. Krize bakacağımız nokta bu olurdu. İran bizim sınır komşumuz. Ve Bölgenin liderliği konsunda Türkiye'nin rakibi. Gerektiğinde Türkiye'ye aba altından sopa gösterdiğide oluyor dimi. "Gazı keseriz, üslerinizi açarsanız füze atarız" gibi. Diplomasi bu. Şöyleki, Irak bizim sınır komşumuz olmasa Türkiye "Irak'In devlet bütünlüğü mutlaka korunmalıdır, aksini savaş sebebi sayarız" dermiydi ? En fazla kim haklı kim haksıza bakardık. Şimdi Irak'a Şiiler haklı Federasyon olsun, Sunniler haklı merkezi hükümet onlarda olsun diyemi bakıyoruz? Hayır. Irak'ın toprak bütünlüğü bozulursa ülkemize saldıran teröre yatak olurmu olmazmı diye bakıyoruz. Seçenekler net. Ya İran'da nükleer silahlara sahip olmayacak, yada bizde olmak zorunda kalıcaz. İkincisi makul dersek. İşte o zaman gerçekçi olmak gerekiyor. İran BM'nin ekonomik yaptırımını göze aldı. Askeri bir yaptırımdan çekiniyor. Zira enerji ihraç eden bir ülke olduğu için O'na uygulanacak bir ekonomik ambargo ciddi olamaz ( Amerika kıtadaki ikinci düşmanı Venezuella'ya ambargo uygulayabiliyormu?). Ki İran ekonomisi buna zaten alışık 30 yıldır. Peki ya biz. Biz BM ambargosunu kaldırabilirmiyiz ? Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 İran nükleer silaha sahip olmasın demek, reel olarak hiç bir şey ifade etmez. Türkiye ile İran, aralarında ki ihtilafları öncelemek yerine ortak noktalarını gündeme almak zorundadır. Bölgenin iki asli ülkesi olarak, bölge dışı ve bölgeye zorla sokulmuş emperyal güçlere karşı ortak zeminler yaratmak zorundadır. yaratmak zorundadır çünkü tarih bunu zorunlu kılıyor. Türkiye eger birşeylere karşı olacaksa, bunu en yakın ve faal olan tehlikelere karşı durmakla yapmalıdır. Bazı gerçekler artık bu ülkede kabul görmeye başladı, ya da siyasi olarak tavır konulmaya başladı. belli bir zamana yayılmış ilişkileri kimse birden kesip atamaz, lakin belli kimselerin de artık önceligi, bu ülkenin menfaatleri olmak zorundadır. abd nin bölgeye dönük çıkarlarını saglayan temel etken, bölge ülkeleri arasında durmaksızın çekişmeler yaratmasına dayalıdır. bu gün bölgede yaşayan degişik kültür ve ırktan insanları vuran silah hep abd yapımı olmuştur. bölgedeki israilin mevcut varlıgını tartışmak bizi direk abd nin varlıgını tartışmaya götürecekdir. Irak'ın istenilen anlamda bölünmesi demek amerikan siyasetinin başarısı ve devamı anlamına gelecekdir. ülkemizde koalisyon denilince aklımıza hep çarpık hükümet modelleri gelir, lakin gelecekde kimi ülkeler için bu kaçınılmaz olacakdır. istedigimiz kadar aramızdaki ayrılıkları gündeme alalım, bu sonuca olumlu etki yapmayacakdır. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2007 İran nükleer silaha sahip olmasın demek, reel olarak hiç bir şey ifade etmez.Türkiye ile İran, aralarında ki ihtilafları öncelemek yerine ortak noktalarını gündeme almak zorundadır. Bölgenin iki asli ülkesi olarak, bölge dışı ve bölgeye zorla sokulmuş emperyal güçlere karşı ortak zeminler yaratmak zorundadır. Emperyal güçlere karşı ortak zemini. Başka bir emperyal güç tarafından nükleer teknoloji konusunda desteklenen bir ülkeylemi yaratacağız ? Artı hangi ortak nokta ? İran AB ülkeleri tarafından açıkça tehdit ediliyor. Türk hükümetinin birincil hedefi AB ye üye olmak. İran ABD'nin bölgedeki birinci hedefi durumunda. Olası müdahelede İran'ı vuracak ana hava üssü Türkiye'de. Ve bölgede "ABD'ye rağmen" karar alamayan bir Hükümet var Türkiye'de. İran nükleer teknolojiyi kendi dinamikleriylemi geliştirmektedir ? Yoksa Rusya ve Çin tarafındanmı desteklenmektedir. Emperyalist devletler arasındaki rekabetin bir uzantısı olan İran krizine "İran'la emperyalistlere karşı ortak zemin arama" şeklinde nasıl bakılır. Türkiye'de bölgeyi vuran Amerikan üsleri dururken ? ABD'nin Irak'taki varlığına misilleme olarak Rusya ve Çin İran'ı silahlandırmaktadır. En güçlü silahla. Dolayısıyla İran zaten bir ittifakın içerisindedir. BM güvenlik konseyinin bu iki üyesi ona karşı öne sürülen yaptırımları geçiştirmektedir. Bu zeminde ortak zemin aranacak İran değil Rusya olur. İran'la ortak zeminde buluşup Emperyalistlere karşı durmak? Birincisi AB'ye girmeyi ülkenin birinci hedefi olarak gören ve bölgesel politikalarda ABD'nin icazetine mutlaka başvuran bir hükümete sahibiz. İkincisi İran Rusa ve Çin'e yaklaşarak nükleer teknolijiyi ithal ediyor. Herşey bir yana hangi ortak zemin? iran Rusya ile müttefikken ? Bir başka önemli nokta. İran ortak zemin arayan bir ülke değildir. İran'ın böyle bir dış politikası yoktur. İran'ın ittifak anlayışı, komşularında kendine bağlı örgütler veya etnik grupları destekleyip onları iktidara oynatmaktır. Yani İran Irak'la ortak zemin aramaz. Dini olarak kendine bağlı olan Şiileri iktidara getirmeye çalışır. Yada İran Suriye ile ortak zemin aramaz. Lübnan'da Hizbullah'ı iktidara getirmeye çalışır. İran nükleer silahlara sahip olduğunda ittifak kuracağı ülke Çin ve Rusya olur Türkiye değil. Emperyalizmi bölgeden kovmak için İran'ın aktörü olduğu emperyalist devletler arasındaki rekabetten heyecanlanmak yerine. Önce Kendi hükümetimizin AB ci ve Amerikancı politikalarına karşı olmak ve Türkiye'deki Amerikan üslerini kapatmak gerekir. Zira ABD ile konvansiyonel bir çatışmaya girecek İran ilk hedeflerinden birisi İncirlik olur. Ona en yakın Amerikan üssü yani. Türkiye iki Emperyalist bloğun (NATO ve Çin-Rusya) arasındaki rekabette saf seçmek gibi bakışa asla sahip olmaması gerekir. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 bize ülke olarak fayda nereden gelecekse, ya da tersinden, ülke olarak bize zarar kimden gelecekse, öncelik kendi çıkarlarımız dogrultusunda politikalar üretmek ve eylem sahasına koymak zorundayız. bir kuyruga takılmak zorunda da degiliz, gücümüz varsa biz kuyruk oluştururuz. dünyaya sunacak bir degerler manzumesine sahipsek neden olmasın. ortak nokta yakın tehlikedir, en yakın müttefikden durmaksızın kazık yemekdense yeni arayışlar evladır. israilin bölgede ki varlıgı bilinmeden ya da anlamlandırılmadan varacagımız hiç bir liman yokdur. tabi ki çıkarlarımızı savunmak demek adil olma ilkesini yok saymak anlamına gelmez.. gelecek bize "ABD'ye rağmen" siyasetinin bedelini acı bir şekilde ödetir. abd nin amacını anlamadan israilin bölgedeki varlıgını anlamamız mümkün degildir, ya da masallarla avunur dururuz. abd nin kafası içinde ki ortadogu/dünya tanımını anlamadan da bölgemize dönük siyaset etme biçimlerini anlamamız mümkün degildir. hükümetin ya da hükümetlerin tutumları son kertede bu anlamlandırmaya dayalı bakış açılarında gizlidir. buna göre, ister dogru kararlar alır ya da yanlış kararlar, buda Türkiyenin bölgeye dönük siyaseti demek olur... dünya üzerinde tek bir emperyal güç vardır: abd yıllık silah harcamaları bunu çok açık bir biçimde izah ediyor-en gelişmiş 10-15 ülkenin toplamından daha fazla-her kıtada savaş açan o - bunu ister kabul edelim ister kabul etmeyelim, vakıa budur. bu vakıaya uygun politikalar oluşturulmak zorundadır, hassaten bölge ülkeleri. Türkiye, eski halin devamından medet ummak yerine, eskiyi yavaş, yavaş ama geri dönüşsüz şekilde terk etmelidir. gönül ister ki kendisi başat olarak ortaya çıksın, lakin herşeyden önce iç kamuoyumuz buna müsait degildir.-temel siyasetlerinde bu kadar parçalı olmak kötü bir zafiyet- tarihi yapanlar vardır, birde yapılan tarihi yaşayanlar. tarihi yönlendiren güçler öyle alalade güçler degildir. eskiye sıgınmak bugünü kurtarmayabilir, gerçek budur... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.