Φ suheda Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Bütün toplumların ahlak kurallarını o toplumun inançları belirlemiştir... Dinler toplum yaşantısında ki etik kurallarda en büyük görevi üstlenmişler,daha doğrusu ahlak kurallarının sınırları çerçeveleyen belirleyen dinlerdir,hukuk olmadan önce bu dünyada dinler vardı ülkelerin anayasaları olmadan öncede dinler vardı yani inançlar... Günümüz hukuk kurallarına baktığınız zaman bile dini hükümlerle olan benzerliklere şahit olursunuz... Hiç bir din yaşandığı çağa ait değildir bu çağ dışı benzetmesini tavsip etmediğim gibi kınıyorumda inanç yeryüzünde toplumlar var olduğu müddetçe devam edecektir çünkü bu bir gereksinimdir... Toplumsal yaşamın gereksinimidir aynı ülkenin insanlarını bir birine bağlayan sebeblerden bir taneside ortak inançlarıdır.. Yeryüzünde yaşayan hangi toplulukları araştırırsanız araştırın mutlaka ama mutlaka yaşam şekillerini belirlerken inandıkları dininlerin etkilerini göreceksiniz.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Bütün toplumların ahlak kurallarını o toplumun inançları belirlemiştir...Dinler toplum yaşantısında ki etik kurallarda en büyük görevi üstlenmişler,daha doğrusu ahlak kurallarının sınırları çerçeveleyen belirleyen dinlerdir,hukuk olmadan önce bu dünyada dinler vardı ülkelerin anayasaları olmadan öncede dinler vardı yani inançlar... Dinler, yapıları gereği durağan ve değişmezdirler. Oysa ki yaşam öyle değil ; toplumsal olarak koşullanıyor. " İyi bir yemek tarifleri kitabı tadı tuzu yerinde bir yemek hazırlamak için gereken tüm durum ve koşulları belirt(e)mez. Yaşam da öyle... Sonlu sayıda bir takım kuralı bir araya getirip "işte ahlakın kesin temel taşları bunlar" demek bir yerde imkansız. Çünkü insan doğası sabit değil, toplumsal olarak koşullanıyor. " Değişken bir modeli durağan bir yapı ile belirleyemezsiniz... Ya Taliban gibi değişkenleri engelleyerek çağın gerisinde kalacak, ya da dini değişkenlere uyarlayacaksınız.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Yazınız bende sorular oluşturdu. Kişinin eylemini belirleyen sadece vicdan duygusumudur ? Vicdan sadece acıma, merhamet duygusumu yoksa öğrendikleri bilgilerlemi desteklidir ? İnsanlar inandığı kavramlar dahilindemi hareket ederler ? Dini hükümler ahlak kavramından tamamen soyutmudur ? Hangisi ? Eğer inanılan kavramlar insanın hareketlerini belirliyorsa, yukardaki cümle yanlış ? Ama eğer yanlış değilse allahın hükümleride bir öğreti ise, sosyal yanları varsa onlar da ahlak hükümleri olmuyormu ? Yoksa din hükümleri sadece ahlak için değilde, ibadet içinmi vardır ? Değerli arkadaşım Kişilerin eylemini elbette vicdan belirler... Vicdan sadece acıma duygusu değil, evet merhamet vicdani bir duygudur ama vicdanın en önemli özelliği adaleti emretmesidir... Adil olduğunuzda vicdanınız rahattır adil olmadığınızda huzursuz olursunuz... Ayrıca vicdan öğrenmeye engel değildir aksine insanlar açık yürek ve açık beyinle öğrenmeye devam ettiklerinde vicdani duygularıda (adalet+merhamet+doğruluk) duygularıda gelişir... Dini duygu inançsal tercihtir... Herhangi bir inancı benimseyebiliriz... Ama Ahlaki değerlerin (adalet, dürüstlük, paylaşım, iyi niyet, hoşgörü, yardımlaşma, sorumluluk taşıma ve merhamet) gibi duygular herhangi bir inanca mensup olanda varda olabilir yokta olabilir... Bazı ahlaki kavramlarsa gelenekseldir... Oysa burada anlatılmak istenen sanırım genel ahlak kuralları... Ahlaki değerlerin bir kısmına sahipken bir kısmınada sahip olmayabilir insan... Ancak dinin öncelikle etken olmadığı çok açık ve net ortada... Bir dine mensup olan herkes yukarıdaki bütün özellikleri taşıyor diyemeyiz... İnanılan kavramlar ve dini öğretilerde elbette ahlaki değerler var hem oldukça fazla ancak bir dine mensup olmakla bunlara sahip olmak arasında çok fark var... Çok ahlaklı dindarlar olduğu gibi (bundan dinlerininde muhakkak payı var) çok ahlaklı dinsizlerde olabilir... Yada tam tersi... Ancak dinler ahlaki kavramlardan soyutlanmış değildir... Bu bilmek ile anlamak arasındaki fark gibi... Semavi yada dünyevi olsun dini öğretiler ahlak öğeleri içerir... Amaç olgun kamil insan var etmektir... Vicdan terazisinde tartmak önemlidir... Bir insana inancından yada inançsızlığından ötürü haksızlık yapılmasıda ahlaki olmaz... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Dinler, yapıları gereği durağan ve değişmezdirler. Oysa ki yaşam öyle değil ; toplumsal olarak koşullanıyor. " İyi bir yemek tarifleri kitabı tadı tuzu yerinde bir yemek hazırlamak için gereken tüm durum ve koşulları belirt(e)mez. Yaşam da öyle... Sonlu sayıda bir takım kuralı bir araya getirip "işte ahlakın kesin temel taşları bunlar" demek bir yerde imkansız. Çünkü insan doğası sabit değil, toplumsal olarak koşullanıyor. " Değişken bir modeli durağan bir yapı ile belirleyemezsiniz... Ya Taliban gibi değişkenleri engelleyerek çağın gerisinde kalacak, ya da dini değişkenlere uyarlayacaksınız.. Sevgili Arkadaşım ne güzel ifade etmişsin... Evet yaşam değişimdir ve fakat din durağan ve değişmez birçok şey üzerinde fasit daire çizip durur ve dönüp dolaşıp aynı yere gelirsin. Oysa günümüz koşulları ve gelişmeleri karşısında ahlak kavramını bile durağan bir düşünceye atfetmek. Kolaycılığın, yeknesaklığın, öğretilmiş şartlanmadan başka birşey ifade etmemektedir... Oysa günümüzde ve dinsel tarihe de baktığımızda; Ahlak insan aklına ve vicdanına dayanırsa olanaklıdır. Oysa dine dayanan ahlaklar, çıkarcı ve ayırıcıdırlar... Oysa dina dayalı toplumsal düşünce ve kendilerince oluşturdukları Ahlak karşısında ne kadar acz içinde oldukları gayet açık görülebilmektedir... Ne ahlak ama dedirtecek türden... Mesela; Müslüman ülkeler, kendi ülkelerindeki zenginlikleri bile kullanamayacak bir ilkellik ve sefalet içinde yaşamakta; bombalanarak, hakarete uğrayarak yerle bir edilecek duruma düştüler ve de bunları yapanlara, ancak intihar saldırıları düzenlemek, insanlık dışı terör estirmek, hem de avuç açmak zorundalar? İkinci olarak, insan ahlakının bir Allah korkusu, çıkar hesabına, cehennem korkusu ve cennet umuduna dayanması mı, yoksa ahlakın insanın kişilik onuru ve vicdanına dayanması mı insanı değerli kılar? Yalnız, birinci soruya vereceğiniz yanıt, ''Bütün teknik yenilikler, bilgiler Kuran'da vardır'' gibi bir ..... saçması olmasın!... Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2007 Dinler, yapıları gereği durağan ve değişmezdirler. Oysa ki yaşam öyle değil ; toplumsal olarak koşullanıyor. " İyi bir yemek tarifleri kitabı tadı tuzu yerinde bir yemek hazırlamak için gereken tüm durum ve koşulları belirt(e)mez. Yaşam da öyle... Sonlu sayıda bir takım kuralı bir araya getirip "işte ahlakın kesin temel taşları bunlar" demek bir yerde imkansız. Çünkü insan doğası sabit değil, toplumsal olarak koşullanıyor. " Değişken bir modeli durağan bir yapı ile belirleyemezsiniz... Ya Taliban gibi değişkenleri engelleyerek çağın gerisinde kalacak, ya da dini değişkenlere uyarlayacaksınız.. ama bir ayrıntı var dini kurallarla yönetilmek isteyen toplumdaki ********* dinin eksik yaşanmasına bağlayan mini etekli bir kadını ahlaksızlıkla suçlayan kesim dini değişkenlere uydurmaz. onlar dini geldiği çağa göre algılamak ister bu aslında imkansızı başarmak gibi bişey. toplumların ahlaki değerleri bile farklılık gösteriyorken dini ahlaki değerlerde en önemli etken olarak görmek ancak kandırmacadır. taliban gibi islam düşmanlığına cihat ilan eden Almanyadaki kaplan cemaati gibi Kemalizme cihat ilan eden islam faşizanları ve islami teröristler hangi konularda ahlaklıdır onlar ahlakı ne olarak değerlendiriyor hepimiz biliyoruz. çok doğru ifade etmişsiniz tebrikler. Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Dinler, yapıları gereği durağan ve değişmezdirler. Oysa ki yaşam öyle değil ; toplumsal olarak koşullanıyor. " İyi bir yemek tarifleri kitabı tadı tuzu yerinde bir yemek hazırlamak için gereken tüm durum ve koşulları belirt(e)mez. Yaşam da öyle... Sonlu sayıda bir takım kuralı bir araya getirip "işte ahlakın kesin temel taşları bunlar" demek bir yerde imkansız. Çünkü insan doğası sabit değil, toplumsal olarak koşullanıyor. " Değişken bir modeli durağan bir yapı ile belirleyemezsiniz... Ya Taliban gibi değişkenleri engelleyerek çağın gerisinde kalacak, ya da dini değişkenlere uyarlayacaksınız.. Konumuz ahlak değilmi? Ahlakın değişkenliği nedir sevgili yamyam biraz açarmısın? Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Konumuz ahlak değilmi?Ahlakın değişkenliği nedir sevgili yamyam biraz açarmısın? Evet ahlak değişkendir suheda... Nedenmi... Toplumların ahlak düzenleri, içinde bulundukları üretim ilişkilerine göre biçimlenir. Örneğin din-tarım nitelikli feodal toplumlardaki ahlak düzeni feodal ahlaktır... Kentsel endüstri toplumlarındaki ahlaka, kentsel-endüstriyel ahlak diyoruz... Gerisinide bir zahmet siz getiriverin artık... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Evet ahlak değişkendir suheda...Nedenmi... Toplumların ahlak düzenleri, içinde bulundukları üretim ilişkilerine göre biçimlenir. Örneğin din-tarım nitelikli feodal toplumlardaki ahlak düzeni feodal ahlaktır... Kentsel endüstri toplumlarındaki ahlaka, kentsel-endüstriyel ahlak diyoruz... Gerisinide bir zahmet siz getiriverin artık... Yok yok, bunlar ahlakı tek tip görmek istiyorlar. Dinine bağlı ol ahlaklı görün, gerisi sana kalmış bir şey. Alıntı
Φ NıEtZsChE Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Bence bu soru için şurdan hareket etmemiz şart gibi görünüyor... Din mi davranışlarımıza yön verir ve biz onun gerektirdiği gibi 'ethik' davranışlar sergileriz yoksa bizler ahlaki düzenlemelerimize uygun olarak mı bir dine inanır ve onun peşimnden gideriz? Sanırım burdan yola çıkarsak daha realist ve net temellere oturtulmuş cevaplar geleceğine inanıyorum... Bu arada ailede olan inançları benimseyip de araştırmadan ve başka ihtimallere yer vermeden herhangi bir şeye inanan kişilerin bu konuya gereken biçimde cevap vereceklerini sanmıyorum.... Bu türden cevaplar bilimin felsefenin ve bilginin ışığında değil kör inanç peşinde koşan ve tek bir cevapta tıkanmış, gerçekliği olmayan cevaplar olacaktır.... Saygılar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Ahlak büyük ölçüde evrenseldir. Belli değer yargıları çok ciddi bir değişiklik göstermeden her insan için geçerlidir denebilir. Din ise böyle değildir. Asla bir global din olamaz. Üstelik bunların her biri diğerini yanlış olmakla suçlar. Bu yanlışın bedeli ise son derece vahimdir. Sonsuza kadar mutsuz olmak... Bu yüzden dini çok ciddiye alıp sağlıklı normal bir insan olmak son derece zordur. Hiç bir zaman dünya görüşümüze, ahlak ölçütlerimize uygun bir din seçip onu benimsemeye karar vermeyiz. Din; dil, milliyet, coğrafya, iklim gibi kendimizi içinde bulduğumuz, nedenselliğimizin bir parçasıdır. Ben dilimi, milliyetimi değiştirmedikçe dinimi değiştirmeyi hiç düşünmem. Dinimin bir mensubu olmadığımı ilan edip öldüğümde beni camiye götürmemelerini de vasiyet etmem. Bunlar bir zencinin derisini beyazlattırmak istemesi kadar gereksizdir. Gidip Amerika'da yaşasam da bu saatten sonra hristiyanım demeye de gerek duymam. Fakat isterlerse de crematoryuma götürüp yaksınlar öldüğümde, sakıncası yok... Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 insanlar hukuk ve vicdan arasında bir seçim yaptıgında, agırlık vicdani karardan yana kayıyormuş.. oluşturulan hukuk her zaman insanların vicdanına ulaşmakda yeterli olmuyor ve olmayacakdırda.. peki vicdanlara nasıl ulaşacaksınız? salt maddi kanunlar buna yetecek mi? kesinlikle hayır. ahlak maddenin eline bırakılamayacak kadar degerlidir. şöyle bir bakın maddeperest dünyaya da size söylesin... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 insanlar hukuk ve vicdan arasında bir seçim yaptıgında, agırlık vicdani karardan yana kayıyormuş..oluşturulan hukuk her zaman insanların vicdanına ulaşmakda yeterli olmuyor ve olmayacakdırda.. peki vicdanlara nasıl ulaşacaksınız? salt maddi kanunlar buna yetecek mi? kesinlikle hayır. ahlak maddenin eline bırakılamayacak kadar degerlidir. şöyle bir bakın maddeperest dünyaya da size söylesin... Maddeperestlik mi? Evet bakıyorum! Hac olayına bakıyorum... Onca paralar şeytan taşlamak (!) için harcanıyor. Gene bakıyorum! Cami yaptırmak için yarışan insanlara... Onca okul açığı varken. Siz hangi vicdandan, hangi maddeperestlikten bahsediyorsunuz? Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Maddeperestlik mi? Evet bakıyorum! Hac olayına bakıyorum... Onca paralar şeytan taşlamak (!) için harcanıyor. Gene bakıyorum! Cami yaptırmak için yarışan insanlara... Onca okul açığı varken. Siz hangi vicdandan, hangi maddeperestlikten bahsediyorsunuz? alışık olmadıgım bir tarz. okul açıgı falan yani.. ne demek istediginizi anlamış degilim. kusura kalmayın. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.