Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Din


Misafir mtmtk5

Önerilen İletiler

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

Burada suçlanacak olan İslam Dini değil

 

Onu yanlış uygulayan insanlardır

 

İnsanların İslam Dinini yanlış uygulamaları İslam Dininin kendisine zarar vermez

 

Ama yanlış uygulayan insanlara zarar verir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

Siz ne kadar doğru uyguluyorsunuz sayın mtmtk?

 

Ve mutlu musunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

Burada suçlanacak olan İslam Dini değil

 

Onu yanlış uygulayan insanlardır

 

İnsanların İslam Dinini yanlış uygulamaları İslam Dininin kendisine zarar vermez

 

Ama yanlış uygulayan insanlara zarar verir

tabiikide bu böyle aynen katılıyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

sayın mtmtk5

doğru tespit...

belki teferruat ama mutluluk yerine huzur kelimesini kulanmak nasıl olur sizce...

mutluluk bana daha çok ''bir şeyden dolayı''gibi ve şartlı bir duyguyu çağrıştırıyor...ama huzur devamlılığı olan bir iç dinginliğin ve kendiyle barışık olma halinin bir ifadesi gibi geliyor...

tok olmak ile tok gözlü olmak gibi....yanılıyor olabilirim....

islam dini insanları huzura götüren bir dindir...

selamlar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın mtmtk5

doğru tespit...

belki teferruat ama mutluluk yerine huzur kelimesini kulanmak nasıl olur sizce...

mutluluk bana daha çok ''bir şeyden dolayı''gibi ve şartlı bir duyguyu çağrıştırıyor...ama huzur devamlılığı olan bir iç dinginliğin ve kendiyle barışık olma halinin bir ifadesi gibi geliyor...

tok olmak ile tok gözlü olmak gibi....yanılıyor olabilirim....

islam dini insanları huzura götüren bir dindir...

selamlar....

 

huzur da bir mutluluktur, ama her mutluluk huzurdan çıkmaz

 

dolayısıyla mutluluk daha geniş, daha kucaklayıcı bir kavram

 

fakat burada başka bir kavram karşımıza çıkıyor; "Afiyet";

 

Yaşar Nuri Öztürk'ten alıntı yapıyorum;

 

"Tek başına hiçbir değer mutluluk getirmez. Mutluluk bir seri değerin vücut verdiği bir kompozisyondur."

"Afiyet, Hz.Muhammed tarafından bu kompozisyonun adı olarak kullanılıyor."

 

Yani mutluluk tek birşeyden gelmez, birçok şeyin makul miktarlarda insan hayatına girmesiyle gelir.

 

Afiyeti ayarlayacak tek güç Allah'tır; ve afiyeti yalnız Allah'tan niyaz etmek gerekir.

 

Ama sonuç olarak İslam Dininin getirdiği mutluluk, insanın hissettiğidir, huzur bunun sadece bir parçasıdır.

 

Ama siz buna mutluluk yerine huzur demek istiyorsanız o sizin bileceğiniz iş, sonuçta ben sizin yerinize hissedemem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

Burada suçlanacak olan İslam Dini değil

 

Onu yanlış uygulayan insanlardır

 

İnsanların İslam Dinini yanlış uygulamaları İslam Dininin kendisine zarar vermez

 

Ama yanlış uygulayan insanlara zarar verir

 

 

Ne yanlışı her yeri işgal edip ganimet alıp zengin olmalısınız. islamiyetin zenginleşme usulü budur.

 

Efendim yanlış uygulanıyor. Peki

 

Türkiyede yanlış Irakta , Sudide, İranda, Pakistanda, ............l. her yerde yanlıç mıki hiç bir ülkede bir ilerleme yok. Asşında yanlış olan İslamdır. 1500 yışşık doğmadan akıl dışı dinlerden bir şey beklemek.

 

Bu günki Dünyada

1- Hristiyanlar iyi

2- Musev,ler iyi

3-Puta tapanlar iyi

4 Dinsizler iyi

 

Bir kötü islamlar. İslamiyet kılınç dinidir.

 

İstersen zamanla ilk devirlerde bütün ulusları nasıl savaşla kılınçla zorla ganimetleyip zenginleştiklerini anlatabilirim.

 

İslamiyet ta baştan beri çalışarak degil ganimetle zenginleşme yolunu seçmiştir.

 

"8/41. Eğer Allah’a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız, bilin ki, ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah’ın Peygamberinin ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır. Allah her şeye Kadir’dir. "

 

"Enfâl Suresi

Bismillahirrahmanirrahim 8/1. Sana, ganimetlere dair soru sorarlar, de ki: “Ganimetler Allah’ın ve Peygamberindir."

 

"8/69. Elde ettiğiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yiyin;" Bence bu halal değil olsa olsa zıkkım olur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam Dini insanları mutluluğa götüren bir araçtır

 

Eğer İslam Dini insanları mutluluğa götürmüyorsa

 

Yanlış uygulanıyor demektir

 

Burada suçlanacak olan İslam Dini değil

 

Onu yanlış uygulayan insanlardır

 

İnsanların İslam Dinini yanlış uygulamaları İslam Dininin kendisine zarar vermez

 

Ama yanlış uygulayan insanlara zarar verir

 

Mutluluk ta göreli bir kavramdır. İnsanın özlemlediği bir şeye kavuşması, özlemlediği bir şeyi yapması onu mutlu eder. İşte bu özlem, onun edindiği kişisel ve toplumsal yargılarıdır. Misal olarak Doktor hastasını iyileştirdiğinde, sanatkar eserini sunup/yapıp beğenildiğinde, esnaf iyi bir kar elde ettiği bir gününde, hırsız iyi bir ganimet edindiği gün, yoga sporuyla, herhangi bir inançla mutlu olanlar vs vs...

 

Tüm toplumlarca kabullenilen genel geçer kabuller dışındaki alışılmışların, yanlışlıkları olduğundan zaten doğru uygulanmıyor demektir.

 

İnançlar her ne kadar mutluluk sağlasada yeterli değil eksiktir. Helede yanlış ögeleri olan bir inanç, insanlar bilinçlendikçe onlara mutsuzluk, huzursuzluk verir. Gerçek mutluluk, sağlıklı ve sıhatli bir bedenle, özgür bir ortamda toplum içerisinde, toplum için başarılı bir üretime (her tür) katkıyla mümkündür.

 

Dinlerin yapısında kendini kurtarıp diğer dünyada mutlu olabilmek kaygusu yattığından, "kendimi kurtarabildimmi acaba" endişesi insanda huzursuzluğa yol açar. Benci bir düşüncedir. Dinlerin, yaşamda karşılaşılan problemler için çözüm olamaması ayrıca bir mutsuzluktur.

 

Mutluluk için iki özdeyiş:

“Bütün mutsuz olanlar, yalnız kendi mutlulukları peşinde koşanlardır. Bütün mutlu olanlar ise başkalarının mutlu olması için çalışanlardır.”

 

“Engelleri aşmak, varoluşun en büyük hazzıdır; bunlar ticaret ve iş yaşamındaki maddi şeylerde de olabilir, öğrenme ve bilimsel araştırmadaki düşünsel şeylerde de olabilir; bu engellerle savaşmak ve onları yenmek mutluluk verir."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din insan mutluluk getirseydi 1400 senedir getirirdi .Her geçen gün kötüye gidiş, dinin bunda pek te başarılı olmadığını gösteriyor.Klasik söylemlerden biri olan yanlış uygulayanlardan ve uygulamalardan din sorumlu değildir yaklaşımına şöyle bir cevap vermek mümkün.

 

14OO SENEDİR HİÇ Mİ AKILLI BİRİ ÇIKIP TA DOĞRU UYGULAMALARI YAPAMADI.

 

Dine inananların, dinden kaynaklandığını söyledikleri mutluluk ve huzur saçmalıkları bana pek te samimi gelmiyor açıkçası.Dine inanmak beni mutluluğa götürmedi aksine,araştırmaya başlayınca senelerce nasıl bu masallara inandım diye de üzüldüm doğrusu.

 

Din yaşamdaki olumsuzluklara çözüm getirmez.Aksine tevekkülle sabretmeyi önerir.Bu da bir çözüm değildir.Sus ve sabret, elbet kötüler , öteki alem de cezalarını çekecektir .Çünkü onları büyük bir azap beklemektedir.Ben de öbür tarafta tevekkülle katlanmamın karşılığında ödüllendirilirim.Mutluluk masalları öteki aleme.

 

Yani;"ölme eşşeğim ölme yaz gelen de çayır çimen olur."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

40 bin kişi şeyhin ayak izlerini aradı

 

Diyarbakır'da Nakşibendi şeyhi Abdurrahman'ı anmak için gelen 40 bin kişi, şeyhin ayak izlerinin bulunduğunu iddia ettikleri tepede izleri aradı, şifalı diyerek yerlere ot sürdü

 

RAMAZAN YAVUZ Diyarbakır DHA

 

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 96 yıl önce 57 yaşındayken ölen Nakşibendi şeyhi Aktepeli Abdurrahman'ın türbesinde dün yapılan anma etkinliğine yaklaşık 40 bin kişi katıldı.

Türbenin karşısında yer alan ve müritlerinin "şeyhin ayak izinin bulunduğunu" söylediği tepeye binlerce kişi tırmandı ve buradan topladıkları otları yere sürüp hasta tedavisinde kullanmak üzere evlerine götürdü.

Diyarbakır'ın yanı sıra çevre illerden binlerce Nakşibendi tarikatı mensubu, erken saatlerden itibaren Aktepe köyüne geldi. Büyük bölümünü kadınların oluşturduğu tarikat mensupları, türbede Şeyh Abdurrahman'ın mezarına kapanarak dua etti, mezarın üzerinde bulunan yeşil örtüleri öperek, yüzlerine sürdü. Bazı kadınlar çocuklarına şeyhin mezarını öptürdü. Kapıdaki görevlilerin örtülerin öpülmemesi için uyarması da sonuç vermedi.

 

Dilek taşları yapıştırdılar

Türbenin içinde olduğu gibi dışında da izdiham yaşandı. İçeriye girebilmek için sıra bekleyen kadınlar ve genç kızlar, önünde dizilerek dua ettikten sonra öptükleri duvara kapanıp dileklerinin yerine gelmesi için taş yapıştırdı. "Günah, yanlış yapıyorsunuz" diyen görevliler, ziyaretçilerin yapıştırdığı taşları duvardan topladı.

Türbeyi ziyaret eden binlerce tarikat üyesi, daha sonra şeyhin ayak izinin bulunduğunu öne sürdükleri tepede ayak izi arayıp topladıkları otları yere sürerek dua ettiler. Daha sonra otları birbirlerinin sırtlarına sürdüler.

 

aklını terk bu insanlarla bir yere varmak mümkün değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

40 bin kişi şeyhin ayak izlerini aradı

 

Diyarbakır'da Nakşibendi şeyhi Abdurrahman'ı anmak için gelen 40 bin kişi, şeyhin ayak izlerinin bulunduğunu iddia ettikleri tepede izleri aradı, şifalı diyerek yerlere ot sürdü

 

RAMAZAN YAVUZ Diyarbakır DHA

 

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 96 yıl önce 57 yaşındayken ölen Nakşibendi şeyhi Aktepeli Abdurrahman'ın türbesinde dün yapılan anma etkinliğine yaklaşık 40 bin kişi katıldı.

Türbenin karşısında yer alan ve müritlerinin "şeyhin ayak izinin bulunduğunu" söylediği tepeye binlerce kişi tırmandı ve buradan topladıkları otları yere sürüp hasta tedavisinde kullanmak üzere evlerine götürdü.

Diyarbakır'ın yanı sıra çevre illerden binlerce Nakşibendi tarikatı mensubu, erken saatlerden itibaren Aktepe köyüne geldi. Büyük bölümünü kadınların oluşturduğu tarikat mensupları, türbede Şeyh Abdurrahman'ın mezarına kapanarak dua etti, mezarın üzerinde bulunan yeşil örtüleri öperek, yüzlerine sürdü. Bazı kadınlar çocuklarına şeyhin mezarını öptürdü. Kapıdaki görevlilerin örtülerin öpülmemesi için uyarması da sonuç vermedi.

 

Dilek taşları yapıştırdılar

Türbenin içinde olduğu gibi dışında da izdiham yaşandı. İçeriye girebilmek için sıra bekleyen kadınlar ve genç kızlar, önünde dizilerek dua ettikten sonra öptükleri duvara kapanıp dileklerinin yerine gelmesi için taş yapıştırdı. "Günah, yanlış yapıyorsunuz" diyen görevliler, ziyaretçilerin yapıştırdığı taşları duvardan topladı.

Türbeyi ziyaret eden binlerce tarikat üyesi, daha sonra şeyhin ayak izinin bulunduğunu öne sürdükleri tepede ayak izi arayıp topladıkları otları yere sürerek dua ettiler. Daha sonra otları birbirlerinin sırtlarına sürdüler.

 

aklını terk bu insanlarla bir yere varmak mümkün değil.

 

haklısınız bu konuda sayın latifsener...ne desek boş bi durum..ama konunun başlığını okumadınız sanırım...müslümanların her yaptığı din değildir...dine uyanlar müslümandır..müslümanlığı batıl görenlerde büyük kayıp içerisindedri ne yazıkki!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne yanlışı her yeri işgal edip ganimet alıp zengin olmalısınız. islamiyetin zenginleşme usulü budur.

 

Efendim yanlış uygulanıyor. Peki

 

Türkiyede yanlış Irakta , Sudide, İranda, Pakistanda, ............l. her yerde yanlıç mıki hiç bir ülkede bir ilerleme yok. Asşında yanlış olan İslamdır. 1500 yışşık doğmadan akıl dışı dinlerden bir şey beklemek.

 

Bu günki Dünyada

1- Hristiyanlar iyi

2- Musev,ler iyi

3-Puta tapanlar iyi

4 Dinsizler iyi

 

Bir kötü islamlar. İslamiyet kılınç dinidir.

 

İstersen zamanla ilk devirlerde bütün ulusları nasıl savaşla kılınçla zorla ganimetleyip zenginleştiklerini anlatabilirim.

 

İslamiyet ta baştan beri çalışarak degil ganimetle zenginleşme yolunu seçmiştir.

 

"8/41. Eğer Allah’a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız, bilin ki, ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah’ın Peygamberinin ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır. Allah her şeye Kadir’dir. "

 

"Enfâl Suresi

Bismillahirrahmanirrahim 8/1. Sana, ganimetlere dair soru sorarlar, de ki: “Ganimetler Allah’ın ve Peygamberindir."

 

"8/69. Elde ettiğiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yiyin;" Bence bu halal değil olsa olsa zıkkım olur.

 

Aslında savunuları yaparken birazcıkta olsa içine dürüstlük katmak gerekir diye düşünüyorum...

Ben bunu yapmaya çalışıyorum genelde...

Burada da yapayım...

 

İslamiyet Kılıç Dinidir denilmiş...

 

Her zaman "Dinlerin, iktidarlarca bir araç olarak kullanılmaktan öteye gidemediği"ni söylerim.

En masum inancı alın ve halkı yönlendirmek isteyen bir yönetimin eline verin...

Tek bir kitap ve tek bir dini önder ile size katliamlar yapsınlar, yaptırsınlar...

Çok basittir...

 

Tıpkı "İyi" diyebildiğiniz "Hıristiyanlık" gibi...

Hz. İsa "Sevgi"yi öğütlerken Hıristiyanlık adına "Endülüs"te;

Daha sonraları Haçlılar eliyle "Anadolu"da, "Kudüs"te;

Kilise eliyle Avrupa'da öldürülen insanların,

Aforoz edilip öldürülen "Bilim Adamları"nın,

"Cadı Avı" adıyla katledilen kadınların haddi hesabı yok...

Bugünkü Sosyal Refahı iyi olan Avrupa'ya bakıp

"O halde Hıristiyanlık iyidir" diyebilmek

Bir çocuğun, eline şeker tutuşturan herkesin peşinden gidebilmesine benzemektedir...

 

Musevilik mi iyi?

Amerika kıtasını ilk bulanlar İspanyol Yahudileri idi...

Ve her ne kadar hala bir iddiada olsa büyük ihtimalle doğruluk payı vardır ki

Onlar Endülüs Katliamlarından bezen ve yeni bir yurt arayışına giren İspanyol Yahudileri idi...

Amerika kıtasına gittiklerinde "Kızıl Derililer"in başına neler geldi altınları ve değerli madenleri için?

Toprakları için?

Acaba gerçekten Avrupa'dan Amerikaya sürülen "Suçlular/Mahkumlar"mıydı "Yeni Yurt" bulma sevdasında olan,

Yoksa "Yeni Yurt" edinmek için kıyımlara maruz kalan,

Ama buldukları Yeni Yurt'ta kıyım yapmaktan geri kalmayanlar mıydı?

Bugün Yahudilerin "Zenginliklerinden" olsa gerek "İyi" olduklarını söylemişsiniz!

Genel olarak Kızıl Derililerden aldıkları ganimetlerin parsasının bereketliliğinden olsa gerek?

 

Yine Yahudilerin, Filistinde yaptıkları vaki...

Bombaların üzerine "Günaydın" yazmalarını İslam dini emretmiyor elbette!

 

Puta tapanlar iyi...

Hindistanın binlerce yıldır kırılamayan "Kast" sisteminin en önemli nedenlerinden biriside

"Totem" kaynaklı inanç sistemleridir...

Her kast'ın ayrı ayrı ve aslında birbirlerinden çok farklı inançları vardır...

Kast sistemi övülmeli mi?

 

İnançlar hakkında yapılacak yorumlar

"Nereden Baktığınız" ile doğrudan ilişkilidir.

Ya görmek istediğinizi görüyor

Ve inanmak istediğinize

Gözünüzü kapatarak inanıyorsanız?

Ve üstelik burada "Bilim Savunuculuğu" yapıyorsanız buna rağmen?

"Nesnel" olamadığınız sürece "Bilimsel" olamazsınız...

Her inanca eşit mesafede olabilmelisiniz...

 

İslam İnancına sahip toplumlar kıyımlar yapmamıştırlar demiyorum,

Ancak yukarıdaki safsata sıfatındaki iddianız o kadar temelsiz ve laf-ı güzaf ki

Tepkisiz kalmak mümkün değil...

Yazılarınızı yazarken içersine birazcıkta "Adalet" duygusu serpiştirmenizi tavsiye ederim...

 

Ergen psikolojisinin en temel özelliğidir;

Ergen "Ait olma" duygusu ile nesnelliğini yitirir

Salr tepkisel ve sağduyusuz eylemlerde bulunur...

 

"Bugün müslümanlar kötü durumda, öyleyse dinleri berbattır" lafı

Sadece pek bir şey bilmeyen bir kimsenin dile getirebileceği bir önermedir.

Orta Çağ'da doğu toplumlarının Hıristiyan Avrupa ve diğer Milletlerden daha iyi bir durumda olmasını nasıl açıklayacaksınız?

 

Mevlana:

"Biz bu topraklara Sevgi'den başka bir tohum ekmedik" diyor...

 

Yunus'u kime nasıl anlatacaksınız?

 

Her inanç için kıyımlar yapılmıştır.

Buna İslamiyet'te dahil, Hıristiyanlıkta, Yahudilikte, Putperestlikte...

 

Belki "Dinsiz" kimseler "Öldürme" amaçlı birliktelikler kurmadılar,

Ve elbette ki "Ateistler" kıyımlar gerçekleştirmediler...

Lakin "İnançsız Toplum" niyetindeki Rusya'nın yaptıkları da ortadadır...

Bu "Özgürlük" idi değil mi?

 

"Irkçılık" temellerini nereden almıştır...

Nasıl gelişmiştir...

Sonuçları ne olmuştur...

Sadece "Bilim"e dayanmakta "İnsan" olmak için yeterli değil...

 

İnsanda öncelikle "İnsanlık" olmalı.

 

Yoksa tek başına "Bilim"de, "Din"de, "Totem"de, "Demokrasi"de bi canavar haline gelir...

Sırf tepki vermiş olmak için verilen tepkiler

Ve sırf karşı olmuş olmak için karşı olmakta bunun ilk adımıdır Sayın latifsener...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Aslında savunuları yaparken birazcıkta olsa içine dürüstlük katmak gerekir diye düşünüyorum...

Ben bunu yapmaya çalışıyorum genelde...

Burada da yapayım...

............................

 

Sadece "Bilim"e dayanmakta "İnsan" olmak için yeterli değil...

 

İnsanda öncelikle "İnsanlık" olmalı.

 

Yoksa tek başına "Bilim"de, "Din"de, "Totem"de, "Demokrasi"de bi canavar haline gelir...

Sırf tepki vermiş olmak için verilen tepkiler

Ve sırf karşı olmuş olmak için karşı olmakta bunun ilk adımıdır Sayın latifsener...

 

Ancak yukarıdaki safsata sıfatındaki iddianız o kadar temelsiz ve laf-ı güzaf ki

Tepkisiz kalmak mümkün değil...

 

 

 

Bende tepkisiz kalamadım Sayın boşig,

 

 

Yukardaki değindiğin "savunularda dürüst olma" gerekliliği, latifsener arkadaşımıza gerektiği kadar banada, sanada gerekli. Kişi için "Bunu ben hep yapıyorum" sözünün geçerli olabilmesinin ilk ölçüsü, düşüncesinin pratiğe yansımasıdır. Bir diğeri de "savunu"nun bilimle ve bilim kaynaklı genel kabullerle örtüşmesidir. Bunların olmadığı yerde dürüstlükten bahsedebilirmiyiz ?

 

Şunu çok iyi biliyorsun ki yaşam içerisinde somut ve soyut değerler, olgular vardır. Olguların somutluğunun pozitifliğini burada söz konusu etmeyeceğim çünkü doğa bilimleridir, söz etmeye gerekte yoktur. Ama senin "savunu" dediğin gündem konusu insanların, toplumların değerleri ise şayet, bunda dürüstlük aramak mantıklı olabilirimi ? Zira insanların manevi değerleri somut olgular değildirler. Soyutturlar, subjektiftirler, nesnelliğe dayanmadığı gibi yerel kültürlerdir ve genel kabuller değildirler. Hal böyle iken soyut düşünceler tartışmalarında sen nasıl dürüst olabiliyorsun, başkalarından nasıl dürüstlük bekliyorsun ? Hangi genel kabul ile "dürüstlük" ölçümlemesini yapıyorsun ? Kaldıki "insan olabilmenin yolu yalnızca bilim değildir" diyen bir insanın dürüst olabileceğinden nasıl emin olacağız ? Bu mümkünmü ? İnsan olabilmenin kuralları için, bilim ve bilim ahlakı dışında neyi öneriyorsun bana ?

 

Öyle anlaşılıyorki "tek başına bilimde canavar olur" sözüne insanlık kurallarının destek olmasını istiyorsun. Bence haklısın ama, yoksa sen "insan olma kuralları bilim değildir"i mi ddia edeceksin sayın boşig ?

 

Atatürk'ün "en hakiki kılavuz bilimdir" sözünün, senin görüşünün neresinde durmasını isterdin ?

 

İnsan olabilmek yalnızca bilimle ve bilimden (nesnellik) kaynaklı ahlakla mümkündür. Anlaşılması için çok kısa misal verip geçeceğim. Ama ayrıntılarını tartışmak istiyorsan konuyu açabiliriz.

 

Dürüst veya insan olabilmenin anahtarı olan "sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma sözü" bilimsel, nesnel, genel kabulü olan ahlaki ölçüdür. Bu değer, insan değerinden, üretim ilişkilerinden oluşmuştur. Kaynağı nesneldir. Ama bu genel geçer ölçüye alternatif olacak soyut kavramları, değerleri tartışırken nasıl dürüst olabileceğiz ? Yoksa insan olabilmenin ölçüsü kutsal kitaplarmı ? Kaynağımız, yönümüz ne olmalı ?

 

Burada tartışılan ve "eşit uzaklıkta olunması gereken değerler"in materyallerine bakmak gerekecekse eğer, ateistlerin referansları da dahil olmak üzere açacaksın kaynaklarını bakacaksın. Hangisinde daha çok öldürün, yağmalayın, kesin, dost olmayın emirleri var ? Hangisinde yok ? Pratikler ideolojilerin sonuçlarıdır. Öylemi sayın Boşig ?

 

Selamlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

40 bin kişi şeyhin ayak izlerini aradı

 

Diyarbakır'da Nakşibendi şeyhi Abdurrahman'ı anmak için gelen 40 bin kişi, şeyhin ayak izlerinin bulunduğunu iddia ettikleri tepede izleri aradı, şifalı diyerek yerlere ot sürdü

 

RAMAZAN YAVUZ Diyarbakır DHA

 

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 96 yıl önce 57 yaşındayken ölen Nakşibendi şeyhi Aktepeli Abdurrahman'ın türbesinde dün yapılan anma etkinliğine yaklaşık 40 bin kişi katıldı.

Türbenin karşısında yer alan ve müritlerinin "şeyhin ayak izinin bulunduğunu" söylediği tepeye binlerce kişi tırmandı ve buradan topladıkları otları yere sürüp hasta tedavisinde kullanmak üzere evlerine götürdü.

Diyarbakır'ın yanı sıra çevre illerden binlerce Nakşibendi tarikatı mensubu, erken saatlerden itibaren Aktepe köyüne geldi. Büyük bölümünü kadınların oluşturduğu tarikat mensupları, türbede Şeyh Abdurrahman'ın mezarına kapanarak dua etti, mezarın üzerinde bulunan yeşil örtüleri öperek, yüzlerine sürdü. Bazı kadınlar çocuklarına şeyhin mezarını öptürdü. Kapıdaki görevlilerin örtülerin öpülmemesi için uyarması da sonuç vermedi.

 

Dilek taşları yapıştırdılar

Türbenin içinde olduğu gibi dışında da izdiham yaşandı. İçeriye girebilmek için sıra bekleyen kadınlar ve genç kızlar, önünde dizilerek dua ettikten sonra öptükleri duvara kapanıp dileklerinin yerine gelmesi için taş yapıştırdı. "Günah, yanlış yapıyorsunuz" diyen görevliler, ziyaretçilerin yapıştırdığı taşları duvardan topladı.

Türbeyi ziyaret eden binlerce tarikat üyesi, daha sonra şeyhin ayak izinin bulunduğunu öne sürdükleri tepede ayak izi arayıp topladıkları otları yere sürerek dua ettiler. Daha sonra otları birbirlerinin sırtlarına sürdüler.

 

aklını terk bu insanlarla bir yere varmak mümkün değil.

 

Yanlış uygulamalar İslamiyeti bağlamaz, kişileri bağlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

haklısınız bu konuda sayın latifsener...ne desek boş bi durum..ama konunun başlığını okumadınız sanırım...müslümanların her yaptığı din değildir...dine uyanlar müslümandır..müslümanlığı batıl görenlerde büyük kayıp içerisindedri ne yazıkki!!!

 

evet, sanırım okunmamış.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende tepkisiz kalamadım Sayın boşig,

 

Yukardaki değindiğin "savunularda dürüst olma" gerekliliği, latifsener arkadaşımıza gerektiği kadar banada, sanada gerekli. Kişi için "Bunu ben hep yapıyorum" sözünün geçerli olabilmesinin ilk ölçüsü, düşüncesinin pratiğe yansımasıdır. Bir diğeri de "savunu"nun bilimle ve bilim kaynaklı genel kabullerle örtüşmesidir. Bunların olmadığı yerde dürüstlükten bahsedebilirmiyiz?

"Yapmaya Çalışıyorum" demiştim...

 

Sayın Maraba...

Ben görünen gerçeklerden hareket etmeye çalışıyorum.

"Sadece İslam Kötüdür" sözünün neyi ifade ettiği ve tarafsız bir yaklaşım olmadığı ortada.

Diğer inançlar nedir peki?

Onları bu kadar iyi yapan nedir?

 

Ya da o inançlar bahsedildiği gibi "İyi" ise

Arkadaşımız niçin bir Putperest, Hıristiyan ya da Yahudi değildir,

"İslam Kötü" diye İslam olmaktan çıkmışken?

 

Bakın ben yazımı "İslam Savunuculuğu" yapmış olmak için yazmadım.

Şimdiye kadar da hiç bir dini savunmadım;

Çünkü dinlerin savunulmaya ihtiyaçları yoktur.

Ortadadırlar pek bir...

Şunu çok iyi biliyorsun ki yaşam içerisinde somut ve soyut değerler, olgular vardır. Olguların somutluğunun pozitifliğini burada söz konusu etmeyeceğim çünkü doğa bilimleridir, söz etmeye gerekte yoktur. Ama senin "savunu" dediğin gündem konusu insanların, toplumların değerleri ise şayet, bunda dürüstlük aramak mantıklı olabilirimi ? Zira insanların manevi değerleri somut olgular değildirler. Soyutturlar, subjektiftirler, nesnelliğe dayanmadığı gibi yerel kültürlerdir ve genel kabuller değildirler. Hal böyle iken soyut düşünceler tartışmalarında sen nasıl dürüst olabiliyorsun, başkalarından nasıl dürüstlük bekliyorsun ? Hangi genel kabul ile "dürüstlük" ölçümlemesini yapıyorsun ?

Sayın Maraba...

Şimdiye kadar "Soyut Kavramların" var olup olmadıklarını ispatlama konusuna çok sık girmedim.

Hatta var olsalar bile ispatlanamayacaklarını söyledim.

Farklı ele aldığımı da söyledim.

Ancak dinlerin şu an ele aldığımız yönü "Toplumsal", yani görünen yönleridir.

"Haçlı/Hıristiyan Savaşları"

"Kızılderililerin Katliamları"

"Kast Sistemi"

"Cihat/Müslüman Savaşları"

vs...

Bunlar yerel kültürler ve soyut kavramlar değildir.

Medeniyetlerin bugünkü gelişimlerine etki etmiş somut gelişmelerdir.

İşte bunların ele alınmasında Dürüstlük bekliyorum...

 

Örnek verelim:

Çanakkale savaşları "Milli bir bilinç" ile verilmiştir tartışmasız...

Ancak Mustafa Kemal Atatürk birde der ki:

 

“Bombasırtı Olayı çok önemli... ... Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise, Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerinde ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”

 

Şimdi bu anlatıda "Kelime-i Şahadet" "Kur'an" "Ezan" gibi İslami terimler geçti diye,

Ve karşı taraf, arkadaşımızın pek bir övdüğü "İyi Hıristiyan" ve "İyi Totem (putperest) Anzak" olduğuna göre

Atatürk'ü ve Türk Askerini yadsımalı mıyız?

 

Ya da başka bir örnek vereyim:

Biliyorsunuz ki "Irak"a "Demokrasi Götüren" bir Abd var karşımızda...

İyi Hıristiyan bir Abd...

Öyle değil mi?

"İyi"

 

Ya da Afrika'da İyi Hıristiyanlıkla katliamlar yapan İyi Hıristiyan Abd.

Cezayir'de Katliamlar yapan İyi Hıristiyan Fransa.

Hindistan'ı acımasızca sömüren İyi Hıristiyan İngiltere.

 

Veyahut Filistinde "Kötü Müslüman Arapları Katleden"

"İyi Yahudi İsrail"

 

Hitler'i nereye koyacağız burada?

Henüz 60 yıl önce olmuş bir vaka

Ve "İyi Hıristiyan"...

 

Ya da Yavuz Selim'in "İslam" adına yaptığı katliamlardan da ben bahseyim!

Ya da Şah İsmail'inkilerden...

Bazı Oğuzların kılıç zoru ile Müslümanlaştırılmaya çalışılmasından!

Tabii ki onlarda "Kötü Müslüman"...

Ama elbette ki "Kötü"ler, bunu gerçek anlamında söylüyorum,

Kinaye yapmıyorum...

 

Taliban ve Saddam'da elbette "Kötü"ye örnektirler

Müslüman olarak...

 

İstediğim şey "Nesnel Tarafsızlık" Sayın Maraba...

Madem ki "Bilimsel" davranacağız,

Eminim ki siz yukarıdaki örnekler için "İyi Hıristiyan"

Ve "İyi Yahudi" gibi kavramları yadsıyacaksınızdır.

 

İşte burada bazı ahkamlar kesilirken arkadaşların

"Amanda daha sert yazayım, abartayım...

Belki daha çok hoşlarına giderim bizim tarafın" psikolojisi ile

Atıp tutmamalarını istiyorum açıkçası...

Kaldıki "insan olabilmenin yolu yalnızca bilim değildir" diyen bir insanın dürüst olabileceğinden nasıl emin olacağız ? Bu mümkünmü ? İnsan olabilmenin kuralları için, bilim ve bilim ahlakı dışında neyi öneriyorsun bana ?

 

Öyle anlaşılıyorki "tek başına bilimde canavar olur" sözüne insanlık kurallarının destek olmasını istiyorsun. Bence haklısın ama, yoksa sen "insan olma kuralları bilim değildir"i mi ddia edeceksin sayın boşig ?

Sayın Maraba...

Aslında size vereceğim cevabımı siz kendiniz vermişsiniz...

Atatürk'ün "en hakiki kılavuz bilimdir" sözünün, senin görüşünün neresinde durmasını isterdin ?

 

İnsan olabilmek yalnızca bilimle ve bilimden (nesnellik) kaynaklı ahlakla mümkündür. Anlaşılması için çok kısa misal verip geçeceğim. Ama ayrıntılarını tartışmak istiyorsan konuyu açabiliriz.

 

Dürüst veya insan olabilmenin anahtarı olan "sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma sözü" bilimsel, nesnel, genel kabulü olan ahlaki ölçüdür. Bu değer, insan değerinden, üretim ilişkilerinden oluşmuştur. Kaynağı nesneldir. Ama bu genel geçer ölçüye alternatif olacak soyut kavramları, değerleri tartışırken nasıl dürüst olabileceğiz ? Yoksa insan olabilmenin ölçüsü kutsal kitaplarmı ? Kaynağımız, yönümüz ne olmalı ?

 

Elbette ki "Evrensel Ahlak" anlayışı "Nesnel Doğrular"dan meydana gelecektir.

Ancak her Bilim Adamı edindiği "Bilimsel Bilgi"den

Kastettiğiniz "Ahlaki" anlayışı çıkarmayabilir öyle değil mi?

Mesela Nazi Almanyasını düşünün...

Nazi Bilim Adamlarını...

Burada çok örneği verildi bu konuda...

 

Mesela sanıyorum ki 1970 ya da 1980lere kadardı;

Abd'de falan "İnsanlar üzerinde deneyler" yapılıyordu.

Belki hala gizli kapılar arkasında da yapılıyordur, bilemeyiz...

Bakın, insana yönelik olarak o bilim adamları "Bilimsel Ahlakı" edinememiş...

 

Bakın öncelikle şunu söylemek isterim ki;

Hiç bir toplumsal kuralın gökten zembille indiğine inanmıyorum.

Dinlerde insani kabullerdir.

Ahlaki kurallarda...

Tabularda insani kabullerdir.

Burada tartışılan ve "eşit uzaklıkta olunması gereken değerler"in materyallerine bakmak gerekecekse eğer, ateistlerin referansları da dahil olmak üzere açacaksın kaynaklarını bakacaksın. Hangisinde daha çok öldürün, yağmalayın, kesin, dost olmayın emirleri var ? Hangisinde yok ? Pratikler ideolojilerin sonuçlarıdır. Öylemi sayın Boşig ?

 

Selamlar.

Ateistlerin bir kutsal kitapları yok tabii ki...

Dediğim gibi Ateistler şimdiye kadar böyle bir amaç içinde toplanmamışlardır.

O yüzden onlara dair referanslar nelerdir eylem olarak pek bilemiyorum.

Ancak "Yahudi" kökenli olduğu bilinen Stalin'i ne olarak ele alacağız?

Ahıska Türklerine yapılan katliamları!

Ya da Özbek ve Kazak Hanlıklarına yapılanları!

 

Yine de son yazdığımı kanıt olarak ele almayınız.

Çünkü dediğim gibi Ateizm'in bu yöndeki eylemlerinin kanıtları ne olabilir pek bilemiyorum.

Ancak tek tek her Ateist bu "Bilimsel Ahlaki Kabulleri"

Yani "Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapma" kabulünü sergilemeyebilir.

Son derece ve abartılıca "Pragmatist" ya da "Hedonist"te davranabilir...

 

Ancak "İyi" "Kötü" kıyaslamasının

"Hangisinde daha çok yazıyor, hangisinde daha az yazıyor"

Şeklindeki bir mantıkla yapılacağına inanmıyorum.

Eylemde var ise vardır, kötüdür o anlayış...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sizin dininiz size,

 

benim dinim bana.

 

Sayın mtmtk, diğer iletilerde arkadşımında söylediği gibi seninki tartışma değil önyargı. Ve de konudan uzaklaşma/uzaklaştırma çabası.

 

Biz burada dinsizliğin doğru olduğunu, dinlerin yanlış olduğunu tartışıyoruz. Bizim dinimizin olduğunu kim söyledi size. Senin sözkonusu ettiğin söz ortaçağdaki bir söz. Dinden başka görüşün (mesela bilim) olamayacağını sananların sözü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sizin dininiz size,

 

benim dinim bana.

Yok böyle bir şey.

Muhammet islamiyetin ilk yayılma yıllarında sözlemiştir bu sözü. İşleri sağlama alıp ardına yeterince adam toplayınca bu sözü unutmuştur.

 

Dinini değiştiren Afganlıya idam cezası

ABD'nin müdahalesiyle Taliban rejiminin devrildiği Afganistan'da bir kişi, Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçtiği gerekçesiyle ölüm cezasıyla yargılanıyor.

 

Hıristiyanlığı 16 yıl önce seçen Abdül Rahman adlı Afgan, İslamiyet'i reddetmekle suçlanıyor. Rahman'ın, geçen hafta başlayan mahkemesinde suçlu bulunması halinde idam edilmesi bekleniyor.

 

İslamiyet aslında başka dini kabul etmez. Bununla ilgili çok Hadis var. İnanmayana açıkça küfür eder.

 

"9/5. Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde *******; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin "

 

 

(NİSA suresi 89. ayet)

 

Elmalılı Orijinal Arzu ettiler ki kendilerinin küfre sapdıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız, onun için onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin, yok aldırmazlarsa o vakıt bulduğunuz yerde kendilerini tutun ve *******, ve onlardan ne bir dost ne de bir yardımcı edinmeyin

 

 

Olaylar hiçte öylö değil. yani senin sana değil.

 

Sayın Tengeriin boşig

 

Tıpkı "İyi" diyebildiğiniz "Hıristiyanlık" gibi...

1-Hz. İsa "Sevgi"yi öğütlerken Hıristiyanlık adına "Endülüs"te;

2-Daha sonraları Haçlılar eliyle "Anadolu"da, "Kudüs"te;

3-Kilise eliyle Avrupa'da öldürülen insanların,

4-Aforoz edilip öldürülen "Bilim Adamları"nın,

5-"Cadı Avı" adıyla katledilen kadınların haddi hesabı yok...

6-Bugünkü Sosyal Refahı iyi olan Avrupa'ya bakıp

"O halde Hıristiyanlık iyidir" diyebilmek

 

1- Endülüste olan nedir. Araplar gelip Endülüsü istila etmişlerdir. Her zaman yaptıkları gibi işleri hep talan. Yahudilele ortak devlet kurmuşlar sanat eknomi ilim irfan yahudiye emanet edilmiş koruma askerlik araba.

 

O toprakların sahibi işgalci arapları öldürerek topraklarından sürmüşlerdir. Vatanlarını kurtarmışlardır. yahudi,leride O devirde Osmanlının ılan selaniğe sürmüşler. Ne olmuş endülüste . Bir daha anlatırmısın.

 

2- Kuduste öyle . Taaa başından beri Kudüs İslam toprağı değildir. Oradaki yapıya bak kutsal kitaplara bak. Hepsi anlatır. Elbette islam işgal etiyse ki öyledir Anadolu da dahil kuvvet bulduklarında işgal edilen toprağı almak her işgal dilmiş ulusun hakkıdır. Şimdi biri eliote Mekkeyi işgal etse oratyı geri almak istemek her müslümanın hakkıdır.

 

3;4;5;- İşte onun için rönesans ve yaptılarya.

Dinler hepside saçmadır. İnsanlara özgürlük refah yerrine bahsettiğin gibi hep ölüm getirmiştir.

 

6- Bahettiğimiz hristiyanlık şimdiki hristiyanlık tır. Orta çağdaki refom görmemiş hristiyanlık değil. Ha iyidir derken kastımız da insanlara eziyeti kesmiştir. Artık hadım edilmitir de ondan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.