Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

30 AĞUSTOS Zafer Bayramı ve TSK Günü


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT'IN

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI

 

( 27 Ağustos 2007 )

Değerli Silah Arkadaşlarım,

 

Tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren bağımsızlığı ile tüm dünyaya örnek olmuş yüce Türk ulusunun, vatanının işgal edildiği bir dönemde bu güçlere karşı verdiği onurlu mücadeleyi zaferle taçlandırışının bugün 85'inci yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz.

 

Türk ulusunun bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir göstergesi olmakla kalmamış ulusal birlik ve beraberliğin ne kadar büyük ve zinde bir güç olduğunu da ortaya koymuştur. Türk ulusunun zayıf zannedildiği dönemde kazanılan bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanaklarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunun en açık ifadesidir.

 

Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığı gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün Bilgi Çağının gerekleri ile donanarak harp yeteneklerini üst düzeye ulaştırmış Türk Silahlı Kuvvetlerinin dokusu arasında en ufak bir fark yoktur. Bu doku, Türk ulusunun "doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret" ile şekillenen ve Ulu Önder Atatürk'ün İlke ve Devrimleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir.

 

Unutulmamalıdır ki, Atatürk Devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk Devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan almıştır. Türk Milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu'yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara, hem de bu düşmanlarla iş birliği yapan Padişahlık ve Halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır.

 

Bilime ve akla dayanan Atatürkçü Düşünce Sisteminin esaslarını kavrayamamış birtakım kötü niyetliler tarafından; Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen sinsi planlar ne yazık ki her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır.

 

Üzülerek ifade ediyorum ki,

yaşadığımız günlerde hem ülke içinden hem de ülke dışından Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılan saldırılar artmış bulunmaktadır.

Bu saldırıların amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları tarafından çok iyi bilinmektedir.

 

"Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını içine sindiremeyen bölücüler"ile

 

"laik yapısını sistematik bir yaklaşımla aşındırmaya çalışan şer odaklarının" yaklaşımlarını,tüm ulusumuz çok açık olarak izlemektedir.

 

Bu tehditler karşısında, hiçbir etnik temele dayanmayan ve Anayasamızda açıkça belirtilen, soydaşlık değil yurttaşlık esasına dayanan ve Ulu Önderimiz Atatürk'ün: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk ulusu denir." veciz ifadesinde yerini bulan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik, bilim ve aklın parlak ışığı ile bütün bu karanlık güçleri boğarak bizi aydınlık bir geleceğe ulaştıracaktır.

 

Bir hususu, Kurtuluş Savaşı'nın esas kahramanları olan yüce Türk ulusunun bilmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerini, tüm dünyaya örnek olan çelik gibi disiplinini, birlik ve beraberliği ve Atatürk'ün ideolojiden uzak, bilim ve akla dayanan dinamik ve çağdaş Düşünce Sisteminin takipçisi olan personelini, bu tür saldırılar ve ihanetler yıldıramayacaktır. Bu direnç, Türk Silahlı Kuvvetlerinin genlerinde mevcuttur.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup kollama görevini Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde gerçekleştirirken kararlı duruşundan asla taviz vermeyecektir.

 

Bu bilinçle hareket eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütü ile vermiş olduğu mücadelede başarılar diliyor, tüm kahraman evlatlarımızı ve onların komutanlarını sevgiyle kucaklıyorum. Unutmayın, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Cumhuriyeti kuranlar, onu korumaya da muktedir olmalıdırlar." özdeyişi daima rehberimiz olacak ve bize güç verecektir.

 

Bu duygu ve düşüncelerle; başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere yurdu ve ulusu uğruna seve seve canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her kademesinde görev yapan, general/amiral, subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erlerimiz ile sivil memur ve işçilerimizin Zafer Bayramı'nı ve TSK Günü'nü kutlar; aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.

 

Büyük Zafer'in 85'inci yılı kutlu olsun.

Gönderi tarihi:

kocatepe4.gif

 

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu .

Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki

Şayak kalpaklı adam

Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

Güzel , rahat günlere inanıyordu

Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında ,

Birden bire beş adım sağında O'nu gördü .

Paşalar onun arkasındaydılar .

O , saati sordu .

Paşalar ' üç ' dediler .

Sarışın bir kurda benziyordu .

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı .

Yürüdü uçurumun kenarına kadar ,

Eğildi durdu .

Bıraksalar

İnce uzun bacakları üstünde yaylanarak

Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı ...

 

Nazım Hikmet Ran

 

Hala daha güzel anlatan bir anlatım görmedim ben.

Gönderi tarihi:

Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan,

Uzanıp yatsak da çardak altında,

Boruyu çalınca yarın borazan,

Hemen toplanırız bayrak altında.

 

Bizi hiç tasalı görmez bu yerler;

Yiğitler, ölürken bile gülerler,

Yeter ki yaşayan er oğlu erler,

Bizi çiğnetmesin ayak altında.

 

Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça,

Gözlerde zaferin nuru yandıkça;

Üstünde bu bayrak dalgalandıkça,

Gönlümüz rahattır toprak altında.

 

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

 

BİR YOLCUYA

 

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sâkit yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

 

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda

Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda

İstiklâl uğrunda, namus yolunda.

Can veren Mehmed'in yattığı yetidir.

 

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan cüz'ü de geçerken ele

Mehmed'in düşmanı boğduğu sele

Mübarek kanını kattığı yerdir.

 

Düşün ki, haşr olan kan, kemik etin

Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin

Bir harbin sonunda bütün milletin

Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

 

 

 

Necmettin Halil ONAN

Gönderi tarihi:

Büyük Zafer daha önce benim için hiç bu kadar anlamlı olmamıştı...

Çünkü yapılması gereken yapılmış, düşman sınırlarımızdan kovulmuştu...

Olması gereken zaten buydu, işgalciler ne pahasına olursa olsun kovulmalıydı...

Ve büyük önderin üstün başarıları ile ve koca yürekli, bağımsızlığına düşkün, aç kalma pahasına hürriyet mücadesi veren onurlu Türk insanının gayretleri zafer getirmişti...

 

Zaten aksi olamazdı ki... Özgürlük, bağımsızlık, Hürriyet yaşam demekti benim için... Büyük önderin dediği gibi "ya istiklal ya ölüm" diyenlerdendim bende...

 

Derken öyle günlere geldik ki, artık insanlar iyi para verirseler neden olmasın diye, satılmadık yer bırakmaz oldular, tıpkı o günlerde olduğu gibi yine haçlılar; dün kanla kazandığımızı bugün parayla almayı başardılar... Dün neden savaştığımızı şimdi anlayamadım... Bağımsız Türkiye dedik, bizi anlamadılar zaten bağımsız değilmiydiler.(!) İyi para verirlerse onuda satabilirlerdi... Global dünyada böyle yapılıyordu, biz geri kafalı kaldık...

 

Artık özgürlük ve bağımsızlık ancak filmlerde anlatılacak kahramanlık destanlarıydı...

Ve bugün 30 Ağustos Zafer Bayramının koşullarını, orada can verenlerini, büyük kumandanını, açlıktan kundurasını yemek zorunda kalan kahraman askerlerini daha iyi anlıyorum... Orada şehit olanların neden şehit olduklarını unutmamalı...

 

Eğer onlar paraya, özgürlük ve bağımsızlığımızı değişselerdi belkide şehit olmayacaklardı...

Şimdi daha iyi anlıyorum da, global dünyanın çarkından nasıl kurtulacağız onu bilemiyorum... Emperyalizm yakamızı bırakmayacak bizimle oynamaya devam edecek, aynı zamanda kanımızı içerek...

 

Böyle bir ortamda insan çoşku ile bayramını kutlayamıyor... Ama herşeye rağmen...

 

Şehitlerimizin ruhu şad olsun, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının ruhu şad olsun... :clover:

 

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu ve anlamına yaraşır olsun... :clover:

Gönderi tarihi:
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur" denildi.

 

Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde bugün gece saat 23:10'da yayınladığı açıklamanın tam metni şöyle:

 

"Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

 

Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.

 

Bu bağlamda;

 

Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.

 

22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.

 

Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.

 

Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.

 

Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

 

Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.

 

Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.

 

Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.

 

Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.

 

Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

 

 

GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT'IN

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI

 

( 27 Ağustos 2007 )

Unutulmamalıdır ki, Atatürk Devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk Devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan almıştır. Türk Milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu'yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara, hem de bu düşmanlarla iş birliği yapan Padişahlık ve Halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır.

 

Bilime ve akla dayanan Atatürkçü Düşünce Sisteminin esaslarını kavrayamamış birtakım kötü niyetliler tarafından; Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen sinsi planlar ne yazık ki her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır.

 

Üzülerek ifade ediyorum ki,

yaşadığımız günlerde hem ülke içinden hem de ülke dışından Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılan saldırılar artmış bulunmaktadır.

Bu saldırıların amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları tarafından çok iyi bilinmektedir.

 

"Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını içine sindiremeyen bölücüler"ile

 

"laik yapısını sistematik bir yaklaşımla aşındırmaya çalışan şer odaklarının" yaklaşımlarını,tüm ulusumuz çok açık olarak izlemektedir.

 

Sevgili Gecekuşu,

 

Önceki yazdığımızı anlamak istemeyen, bu açıklamayı hiç anlayamaz. 28 Ağustos akşamı Kanal 7'nin TBMM'den canlı yayınında ABDullah Gül'ün seçilmesi ertesinde Bülent Arınç'ın "komutanların yemin törenine katılmaması konusunda görüşleri" soruldu. Cevap şu; "mutlaka bir nedenleri vardır açıklayacaklardır"

 

Eh gözüne dizine dursun Arınç!!! Bu kadar takiyye seni de aşar beni de.. Ayıptır.

Gönderi tarihi:
Sevgili Gecekuşu,

 

Önceki yazdığımızı anlamak istemeyen, bu açıklamayı hiç anlayamaz. 28 Ağustos akşamı Kanal 7'nin TBMM'den canlı yayınında ABDullah Gül'ün seçilmesi ertesinde Bülent Arınç'ın "komutanların yemin törenine katılmaması konusunda görüşleri" soruldu. Cevap şu; "mutlaka bir nedenleri vardır açıklayacaklardır"

 

Eh gözüne dizine dursun Arınç!!! Bu kadar takiyye seni de aşar beni de.. Ayıptır.

 

Sevgili Taylan,

 

Anlamayacaklar çünkü ayrı duygularla konuşuyoruz... Anlamayacaklar, ne biz onların baktığı yerden bakabiliriz, ne onlar bizim hassasiyetlerimizi anlarlar... Biz dünde aynı şeyleri savunuyorduk, bugünde aynı... Dünde Atatürk Devrimcisiydik bugünde ama laf arasında bizde Atatürkçüyüz diyenler lafın gelişi Atatürkçü olunmaz anlamazlar...

 

Atatürk bir sembol, bağımsızlığın, din ve vicdan özgürlüğünün, insan haklarının sembolü... Atatürkçü olmak için önce onu doğru anlamak gerekir... Onu anlamayan bizi anlar mı? -_-

 

TSK öyle açıklamalar yapıyor ki, normal şartlarda bu açıklamalar yapıldığında hiç birşey böyle devam etmez... Ama bu örümcekler heryeri istila etmişler... Nereye elimizi atsak altından bunlar çıkıyor...

 

TSK ile sorunu olanın Türkiye Cumhuriyeti ile sorunu vardır... 2+2=4 başka açıklaması yok... Kimse lagaluga yapmasın... "Türk Silahlı Kuvvetleri diyecek laik devlet yapısı ve üniter yapı hiç bu kadar tehlikede olmamıştı" buna rağmen ben düne kadar "laik ve kemalist düzeni yıkmaya ant içmiş"lerin bu yapıyı koruyacağına inanıcam... ha?

 

Dedim ya, ayrı duygularla konuşuyoruz anlamazlar, anlasınlar diye anlatmıyorum ya zaten en azından anlayanların olduğunu biliyorum...

 

Bütün Kemalistlere selam olsun... :clover:

Gönderi tarihi:

Formu okuyan ve takip eden "AKP-ABD-AB-KÜRTÇÜ-LİBERAL" görüşü benimseyerek yorum yapan, görüş belirten arkadaşlardan ...

 

Ulusumuzun en önemli tarihi ile ilgili görüş ve yorum belirtmemelerini şaşkınlıkla demiyeceğim...sessizce izliyorum...

 

 

Ama daha... 30 Ağustos yarın... vardır bir bildikleri o zaman ve sonrasında yazmayı da düşünüyor olabilirler...

 

 

Ne yapacaklarını ve ne düşündüklerini bilerek sessizce izliyorum...

 

"Durmak yola devam"- "Değişim başladı" diyerek ajitasyon çekenlerin...

 

Yorumsuz ve sessiz kalacaklarını da ( ! )

 

*tna

Gönderi tarihi:

arkadaşlar eger ki bir zafer varsa, bu milletin topyekün kazandıgı bir zaferdir.

30 Agustos zafer bayramı da topyekün bu milletin zaferidir.

bu zaferi kazanan komutan, asker ve arkasındaki her bir ferdine minnet borcumuz oldugu kesindir. her bir karış topragında, bu vatan için kan akıtmış, şehadet şerbeti içmiş aziz şehidlerimizin ruhları şad olsun. mekanları cennet olsun.

 

herkes kendi anlayışı çerçevesinde bu günü yad edecekdir.

 

lakin;

****** ******* anlaşılacak bir 'kutlama' yapmanız çok yanlış bir tavır.

 

bu millet, varoluşundan beri devletsiz ve başsız kalma karakterine sahip degildir.

bir devletinin yıkılmasını, ardından hemen diger devletini kurarak karakterine sahip çıkmışdır.

tarihin sayfaları buna şahittir, kimsenin bundan kuşkusu yok ve olmamalıdır.

öyle dünyanın sonu gelmiş, yok olacagız, mahvolacagız anlamına gelecek yorumlar yapmak, söz konusu karakter sahiplerine yakışmaz.

 

 

selamlar

Gönderi tarihi:

ATA'DAN SÖZLER

AHLAK

 

Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.

Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.

Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.

Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.

Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.

Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.

Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatın-dadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.

Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

 

BAĞIMSIZLIK

 

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

Türkiye'nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.

Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.

Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.

Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.

Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.

Ya istiklal, ya ölüm.

 

BİLİM

 

Bilim, gerçeği bilmektir.

Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.

Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.

 

BİRLİK - BERABERLİK

 

Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.

Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.

Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur.

Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.

 

CUMHURİYET

 

Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.

Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.

Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.

Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.

Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.

Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.

Cumhuriyet fazilettir.

******************

 

zafer bayramımız kutlu olsun -_-

Gönderi tarihi:

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, 30 Ağustos 1980 tarihinde Zafer Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Silahlı kuvvetler, güzel vatanımızı kan ve kin gölü haline getirerek parçalamayı amaçlayan anarşik eylemlerinin karşısına büyük bir heyecan ve hassas bir görev bilinci ile dikilmiş bulunmaktadır" dedi. Evren, "Meclislerin aylardır çalışamaz ve Cumhurbaşkanı seçimi gibi çok önemli bir görevini yapamaz duruma getirilmiş olmasından derin ıstırap duyulduğunu", "devlet otoritesinin zafiyet içinde bulunduğunu" bildirdi.

 

Genelkurmay Başkanı Evren, mesajında şunları kaydetti:

 

"Yurtta doğmasını düşledikleri kargaşa ile demokratik düzenin ve ülke bütünlüğünün yok edilmesini amaçlayan anarşinin idrakten yoksun vatan haini yaratıcıları, elbette layık oldukları cezayı bulacak, tarihimizde bir zamanlar türemeye yeltenen benzerleri gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahredici yumruğu altında ezilerek, akıttıkları kardeş kanlarının günahları içinde boğulup gidecekler ve yüce Türk ulusu, bağrından kopan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yarattığı güven ortamı içinde, sonsuza kadar daha birçok bayramları refah ve mutluluklarla kutlayacaktır."

 

Siyasi tarihçilere göre, Evren'in bu bayram mesajı, 12 Eylül'den önceki son uyarı niteliğindeydi.

 

 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in Silahlı Kuvvetler Haftası ve 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesaj şöyle:

 

Aziz yurttaşlarım, kahraman silah arkadaşlarım,

 

Yüce ulusumuzun yeniden doğuşunu müjdeleyen ve Türkiye Cumhuriyetine hayat veren büyük zaferimizin 58 inci yıldönümüne, ulu önderimiz Atatürk'ün aydınlattığı yolda ve ilkelerinden asla taviz vermemeye kararlı olarak ulaşmış bulunuyoruz.

 

Ulusumuza ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına kutlu olsun. Ebedi başkomutanımız Atatürk'ün 30 Ağustos 1922 büyük zafer destanının bir anısı olarak Türk ordusuna armağan ettiği bu mutlu bayram bu yıldan itibaren ayrı zamanda silahlı kuvvetlerimizin kuruluş günü olarak da kutlanacaktır.

 

Kara kuvvetleriyle 2189, deniz kuvvetleriyle 890, hava kuvvetleriyle 59 ve jandarma genel komutanlığı ile de 141 nci yılını idrak eden Türk Silahlı Kuvvetleri için, bu muhteşem zaferin yıldönümünden daha anlamlı ve daha güzel bir kuruluş günü düşünebilmek esasen mümkün değildir.

 

Ulusunun engin güven ve gurur kaynağı kahraman Türk Ordusu, kendisine bahşedilen bu kutsal güne layık olduğunu, gerektiğinde, daima en mükemmel şekilde gösterecek ve birçok yüzyılları aşarak büyük zaferin meşalesini, Ulu Atatürk'ün izinde, sonsuza kadar şan ve şerefle nesilden nesile taşıyacaktır.

 

Çünkü o, erişilmez gücünü, tarih sayfalarını menkibeleriyle süsleyen kahraman soyundan, üstün moral ve disiplin ruhundan almakta, çağdaş bilim ve tekniğe dayanan eğitimini, modern harp silah ve malzemesi ile de her geçen gün bir kat daha geliştirmektedir.

 

Son yıllarda ülke ekonomisinin uğradığı talihsiz bunalımların olumsuz etkilerine rağmen, onun Atatürk inancı ve sınırsız yurt sevgisiyle dolu çelik göğsü, en kötü emellerin tufanıyla dahi yıkılmaz bir kale ve aşılmaz bir dağ olarak kalacaktır.

 

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetlerini, dışa bağımlı ülkelerin daima zarar gördüğü bazı olumsuz etkilerden koruyabilmek veya bu zararı en düşük düzeye indirebilmek için, milli harp sanayiine öncelik vermek ve süratle gerçekleştirmek gerektiğini de ayrıca önemle vurgulamak isterim.

 

Ne yazık ki, Yüce Atatürk’ün uzağı gören üstün dehasıyla başlattığı yerli harp sanayii atılımının, ayni heyecanla devam ettirilememesi bir aralık tamamen terkedilmesine sebep olan hata ya ihmallerin bedelini Türk Silahlı Kuvvetleri bugün oldukça ağır bir bunalımla ödemektedir.

 

Dünyanın en güçlü ve kahraman ordusunun korkusuz savaşçıları, ihtiyaç duydukları ve çok iyi değerlendirecekleri muhakkak olan yeterli silah ve malzemeyi dış ülkelerden binbir güçlükle ve çok pahalı bir şekilde sağlayabilmek yerine, ulusunun eşsiz zekasından ve becerisinden beklemektedir. Çünkü onlar, güçlerinin de ötesinde, tüm çabalarını, ülkemize en iyiyi, en doğruyu ve en güzeli verebilme tutkusuna adamış, tarih boyunca fedakarlık ve kahramanlığın simgesi, uygarlık ve bilimin öncüsü, ahlakın ve halkın koruyucusu olarak, Türk ulusunun hayatına büyük değerler katmıştır. Toprağının ekilmesinde, yurdunun imarında, yurttaşının eğitilmesinde daima yardımcı olmuş, Türk'ün bağımsızlık ve onurunu kötü emellerden korumuş ve kurtarmıştır.

 

Nitekim bugün de aldatılarak iç ve dış ihanet odaklarının kuklaları haline getirilmiş bazı zavallı kişilerin, güzel vatanımızı kan ve kin gölü haline getirerek parçalamayı amaçlayan anarşik eylemlerinin karşısına büyük bir heyecan ve hassas bir görev bilinci ile dikilmiş bulunmaktadır.

 

Ulusumuzun mutluluk ve huzuru uğruna seve seve üstlendiği sıkıyönetim hizmetini, çeşitli yerlerde çalışarak esas görevinden ayrı kalma pahasına da olsa, gece ve gündüz ara vermeden sadakatle ve gayretle yürütmektedir. Bununla beraber, eğitimin ve savaş görevlerinin aksatılmaması için gösterilen bütün çabalara rağmen, birlikler üzerinde az da olsa yarattığı olumsuz etkileri ortadan kaldırabilmek için, iki yıla yaklaşan sıkıyönetim uygulamasına bir an önce son verilmesi gerektiğine inanmaktayız.

 

Uygun yasal tedbirler alınmak suretiyle, normal düzene dönülmesini birçok defalar talep etmiş olmamıza karşılık, halen yürürlükteki yasalarımızın buna imkan vermediğini ve bu konuda yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu görüşünü taşımaktayız.

 

Ancak sıkıyönetim komutanlarının hiç olmazsa bazı sorunlarına çözüm getirebilmek üzere, yetkilerinin arttırılması ile ilgili olarak sunulan yasa değişikliğinin meclislerimizden geçirilebilmesi için sarfedilen çabalarımız maalesef netice vermemiştir.

 

Son 20 yılda, yurdumuzda, ortalama her iki yıla karşılık bir yıl sıkıyönetim uygulaması zorunluluğu ortaya çıktığına göre, nedenlerinin çok iyi bir tahlilden geçirilerek bir çözüm yolu bulunması gerekli görülmekte ve bu görevin de meclislerimize düştüğüne inanılmaktadır.

 

Meclislerimizin aylardır çalışamaz ve Cumhurbaşkanı seçimi gibi çok önemli bir görevini yapamaz duruma getirilmiş olmasından derin ıstırap duyarken, ülkede huzur ve sükunun sadece sıkıyönetim komutanlarından beklenmesinin ve kısa sürede gerçekleşmemesi üzerine de, onların suçlanmasının insafla ve sağduyu ile bağdaştırılması elbette mümkün değildir.

 

Nitekim, yurdumuzda olduğu gibi, anarşinin hüküm sürdüğü tüm ülkelerde, mücadele, ulusça verilerek yapılmakta ve ancak bu suretle üstesinden gelinebilmektedir.

 

Tarihimizin, birlik ve beraberliğimize ait birçok güzel örneklerle dolu olmasına karşılık bugün böyle bir bütünleşmeyi sadece sözle istemekte, fakat ne yazık ki, asla gerçekleştirememekteyiz.

 

Bütün bunlara ilave olarak, devlet otoritesinin düştüğü zafiyet de, anarşi ve terörün üreyip gelişmesine elverişli ayrı bir ortam yaratmakta, önceleri, öğrenci öğretmeninden, suçlu emniyet görevlisinden, evlat babadan çekinmekte iken, bugün bu düzen tamamen tersine dönmüş bulunmaktadır.

 

Unutmamak gerekir ki, vatandaş devlet otoritesinin etkinliğini ve suçluların süratle cezalandırıldıklarını görmek ister. Ancak o zaman devletine güvenir, yardımcı olur ve beklenen bütünleşme de bu suretle sağlanabilir.

 

Değerli arkadaşlarım, yurt ekonomisinin içinde bulunduğu bunalımın ortadan kaldırılabilmesi için elbirliği ile sarfedilecek çabalar yerine, sapık ideolojilerin bilinçsiz köleleri tarafından sürdürülen bu azgın anarşi ve terör, hiçbir soruna çözüm getirmemekte ve sadece bütünlüğümüze göz diken kötü emellere hizmet etmektedir.

 

Yurtta doğmasını düşledikleri kargaşa ile demokratik düzenin ve ülke bütünlüğünün yok edilmesini amaçlayan anarşinin idrakten yoksun vatan haini yaratıcıları, elbette layık oldukları cezayı bulacak, tarihimizde bir zamanlar türemeye yeltenen benzerleri gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahredici yumruğu altında ezilerek, akıttıkları kardeş kanlarının günahları içinde boğulup gidecekler ve yüce Türk ulusu, bağrından kopan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yarattığı güven ortamı içinde, sonsuza kadar daha birçok bayramları refah ve mutluluklarla kutlayacaktır.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman evladı, sen bağımsızlığımızın tek ve en büyük güvencesi, Atatürk ilkelerinin sadık ve fedakar bekçisi, geleceğimizin gerçek sahibisin.

 

Atatürk ideali en güçlü rehberin, Cumhuriyetimiz en kutsal emanetindir.

 

Onlarla yaşa, onlarla sonsuza ulaş.

 

Cennet yurdun için mucizeler yarat; her köşesi iyilik, doğruluk ve güzellik çiçekleriyle dolsun.

 

Kahraman ulusunu mutlu ve hür yaşat ki, şehitlerinin ruhları şad olsun.

 

Atatürk ilkelerinden asla taviz verme, onları amacına götür.

 

Bu senin, Türk ulusuna ve yurduna karşı en kutsal görevin ve en yüce sorumluluğundur.

 

Ulusun sana güvenmekte, seninle gurur duymaktadır. Sen bu güvene layık olduğunu yüzyıllardan beri her zaman, en mükemmel şekilde gösterdin, gelecekte de, kudretle ve büyük bir görev anlayışı ile göstereceğine kesin inanç besliyorum.

 

Sayın yurttaşlarım, değerli arkadaşlarım,

 

Türk Silahlı Kuvvetleri, sorumluluklarının engin bilinci içerisinde, kendisine düşecek görevleri, yasaların verdiği yetkilerden güç alarak, şevk ve heyecanla yerine getirmeye hazır bulunmakta, aziz ve kahraman ulusunun daima emrinde ve hizmetinde olmanın sınırsız gururunu yaşamaktadır.

 

Sizleri, bu engin gurur ve heyecanla selamlıyor, Türk Silahlı Kuvvetler kuruluş gününü ve Zafer Bayramınızı en içten sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimle kutluyorum.

 

Bizlere bu eşsiz zaferi armağan eden büyük kurtarıcımız Atatürk'ü ve aziz şehitlerimizi tazimle anıyor, malül ve muharip gazilerimizle, şehitlerimizin dul ve yetimlerine, silahlı kuvvetlerimize uzun yıllar değerli hizmetler vermiş ve bugün saflarından şeklen ayrılmış tüm emeklilerine derin şükranlarımla, hepinize sevgiler sunuyorum.

 

 

12 Eylül Belgeleri

 

 

Tüm ulusumuzun zafer bayramı kutlu olsun (Marcus)

Gönderi tarihi:

30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanı’nın yazıldığı gündür.

 

Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Atatürk ve silah arkadaşları ile Şehitlerimize şükranlarımızı sunar,Allahtan rahmet dileriz ruhları şad olsun.

Ulusumuza da Zafer Bayramı kutlu olsun...

Gönderi tarihi:

Ordu düsmanligini Kenan Evren'in nezdinde sürdürmek bu ükenin icine düsmüs oldugu batakligi göstermektedir.Ordudan bu kadar sikayetci olanlar bari kendi ordularini kurup Tayyip Erdogan rejimini savunsunlar.Ne gerek varki Türkiye Cumhuriyetinin ordusuna,Türkiye Cumhuriyetinin ordusu ülkenin bagimsizligini korumaktadir,buna gerek varmidir?YOK!

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,ülkesini bölmeye calisanlara karsi mücadele etmektedir,buna gerek varmidir?YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu sahsi cikarlarini ülke cikarlarinin üstünde tutan kirli siyasete,ses cikaramayan ve aldatilan ulusun yerine tavir koymaktadir,buna gerek varmidir?YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,Atatürrkün izinde yürümeye and icmis ve onun ilke ve inkilablarini korumaya hazirdir,buna gerek varmidir???YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu teröristlerle isbirligi yapanlara karsi kimligi ne olursa olsun tavir koymaktadir,buna gerek varmidir???YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,Cumhuriyeti yikarak ILIMLI iSLAM DEVLETI hayalleri yasayanlara karsi uyarilarini yapmaktadir,buna gerek varmidir???YOK

Evet iste Türk ulusdunun ordusuna karsi cikanlar yukarda saydigim hususlara gerek olmadigini düsünenlerdir.Yani Ordu hicbirseye karismayacaktir,ülkeyikilsada satilsada,rejim birilerinin keyfine göre degistirilswe veya sulandirilsada karismayacaktir.Iste orduya demokrasi yalanlari ile saldirilmasinin ardinda yatan asil gercek budur.Türk ordusunu muz cumhuriyeti ordusuna benzetenlerin kimlikleri ne olursa olsun renkleri aynidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Ordu düsmanligini Kenan Evren'in nezdinde sürdürmek bu ükenin icine düsmüs oldugu batakligi göstermektedir.Ordudan bu kadar sikayetci olanlar bari kendi ordularini kurup Tayyip Erdogan rejimini savunsunlar.Ne gerek varki Türkiye Cumhuriyetinin ordusuna,Türkiye Cumhuriyetinin ordusu ülkenin bagimsizligini korumaktadir,buna gerek varmidir?YOK!

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,ülkesini bölmeye calisanlara karsi mücadele etmektedir,buna gerek varmidir?YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu sahsi cikarlarini ülke cikarlarinin üstünde tutan kirli siyasete,ses cikaramayan ve aldatilan ulusun yerine tavir koymaktadir,buna gerek varmidir?YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,Atatürrkün izinde yürümeye and icmis ve onun ilke ve inkilablarini korumaya hazirdir,buna gerek varmidir???YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu teröristlerle isbirligi yapanlara karsi kimligi ne olursa olsun tavir koymaktadir,buna gerek varmidir???YOK

Türkiye Cumhuriyetinin ordusu,Cumhuriyeti yikarak ILIMLI iSLAM DEVLETI hayalleri yasayanlara karsi uyarilarini yapmaktadir,buna gerek varmidir???YOK

Evet iste Türk ulusdunun ordusuna karsi cikanlar yukarda saydigim hususlara gerek olmadigini düsünenlerdir.Yani Ordu hicbirseye karismayacaktir,ülkeyikilsada satilsada,rejim birilerinin keyfine göre degistirilswe veya sulandirilsada karismayacaktir.Iste orduya demokrasi yalanlari ile saldirilmasinin ardinda yatan asil gercek budur.Türk ordusunu muz cumhuriyeti ordusuna benzetenlerin kimlikleri ne olursa olsun renkleri aynidir.

saygilarla

 

Sevgili Politika,

 

Emin ol, TSK'yı bu kadar yıpratmaya çalışmalarının nedeni başka bir ordu yaratmak... Sende benim gibi biliyorsun, bütün bunlar sistematik bir şekilde yapılıyor... Yaklaşık yirmi yıldır laiklik ilkesi hep gündemin en üstünde tutuldu insanlar bu kelimeyi duymaktan bıktırıldı, neredeyse bu ilkeden nefret yaratılmak istendi... Şimdi ülkenin bir kesimine laik, diğerkesimine dinci diyorlar...

 

Sıra Atatürk'ün diğer devrimlerine gelmişti, aşama aşama hepsi dejenere ediliyor... Milliyetçilik kavramı, devlete güvenmek kavramı, halkın bir bütün olduğu kavramı, tek tek ve planlı olarak yıpratılıyor...

 

Ve bütün bunların karşısında en güçlü kurum TSK bulunuyor... Yani Atatürk'ün ordusu... Bu ülkenin okullarında Atatürk tabloları, büstleri indirilmeye başlanmadı mı? Kimlerin kararıydı? Avrupa Birliğine uyum yasası adı altında ki saçmalığın...

 

Evet Atatürk'ün ordusu yıpratılıyor, laik, demokratik Cumhuriyetin son kalesi...

 

Halka rağmen TSK varmış gibi... TSK kendi halkına düşmanmış gibi, neden yapıldığını çok iyi biliyoruz... Kimlerin desteklediğinide iyi biliyoruz... Bu forum küçük bir örneği sokakların... birileri görev bilinciyle son derece kararlı TSK'ya olan kinlerini kusuyorlar... Ve halk günü gelecek kendi ordusuyla çatışmak zorunda bırakılacak...

 

Yani bu takiyecilerin hayalindeki ordu TSK değil, Yeniçeriler...

Gönderi tarihi:

Ne bitmek tükenmek bilmeyen bir kinmiş bu..Bune nefretmiş allahım...Nasıl bir kahrolası intikam ateşiymiş...

Bir arkadaş isim vermeden fikrimizi zikretmiş...Ve genel kurmay başkanının açıklamasının altınada merakla beklemiyorum çünkü biliyorum demiş.Bende eski bir genelkurmay başkanın 30 ağustos mesajının altına

tüm ulusun bayramını kutlarım demişim..Ve bir anda ordu düşmanı oluvermişiz.. :D

Arkadaşta öyle bir vatan millet sakarya mantığıyla yazmışki,okuyunca kanım dondu.Korkudan dilim damağıma yapıştı. :P

politika arkadaşım; gitgide tartışmanın ayarını kaçırıyorsunuz. Askerin ardına saklanarak yapılan ne siyasetten nede

düşünceden bu memlekete hayır gelmez.Hangi ülke cuntayla kalkınmışki biz kalkınalım...İspanyaya bak yunanistana bak.

Şiliye bak...En büyük ordu düşmanları askeri siyasetin içine çekmeye çalışanlardır.Dahası bunlar halkında düşmanlarıdır.

Biliyorum demokrasiden umduğunu bulamıyanlar elbet değişik alternatiflere angaje olacaklardır..Ancak bunun hıncını

başkalarından çıkarmaya hakkınız yok.27 mayısı 12 martı 12 eylülü iyice bir inceleyin.12 mart ve 12 eylül solun kafasına

balyoz gibi inmişti.Bu işlere fazla heveslenmeyin. Birde forumda ordu düşmanı,laiklik karşıtı,abd ci abci gibi sulu sepken

ithamlara maruz kalan insanların usluplarına bakın..Birde siz ve sizin gibilerin..Farkı anlıyacaksınız....

Gönderi tarihi:

Burada askeri siyasetin içine çekmeye çalışan hiç kimse yok sevgili Marcus,

 

Hükümetten kaynaklanan rahatsız edici durumlara karşı asker ile aynı duygu ile karşı duranlar var...

 

Cuntacılık ya da darbecilik istemekte değiliz... Askerine sahip çıkmak cuntacılıksa biz öyleyiz...

 

Bu topraklarda şehit düşen evlatların aşkına TSK'ya hiç kimse saygısızlık etmesin...

 

Ve asker birilerinin hoşuna gitsede, gitmesede Cumhuriyeti ve kazanımlarını herkese rağmen koruyacaktır... Ama ultimatomla, ama uyarı ile, ama mesafeli durarak...

 

Yani cunta gelmesin diye, siyasal islama göz yumulamaz...

 

daha doğru anlaşılmayı umarım...

Gönderi tarihi:
Burada askeri siyasetin içine çekmeye çalışan hiç kimse yok sevgili Marcus,

 

Hükümetten kaynaklanan rahatsız edici durumlara karşı asker ile aynı duygu ile karşı duranlar var...

 

Cuntacılık ya da darbecilik istemekte değiliz... Askerine sahip çıkmak cuntacılıksa biz öyleyiz...

 

Bu topraklarda şehit düşen evlatların aşkına TSK'ya hiç kimse saygısızlık etmesin...

 

Ve asker birilerinin hoşuna gitsede, gitmesede Cumhuriyeti ve kazanımlarını herkese rağmen koruyacaktır... Ama ultimatomla, ama uyarı ile, ama mesafeli durarak...

 

Yani cunta gelmesin diye, siyasal islama göz yumulamaz...

 

daha doğru anlaşılmayı umarım...

 

sevgili sardunyam,söylemler sizi destekler nitelikte değil..Eğer bir kişi cumhurbaşkanı hakkında olumlu görüş yazıyorsa

ona hemen bir yafta bulmak burada en kolay yapılan hadise.Birileri karşıt görüşte bir şey yazınca başkalarınıda ordu

düşmanı yapmakta bir beis görülmüyor.Yani herkezce kutsal olan ordu üzerinden başkalarını itham etmek ayıp bir

şeydir.Şehitler üzerinden başkalarına saldırmak dahada ayıptır...Yoksa biz kimsenin ne yazdığına karışacak kadar

haddimizi aşan insanlardan olmadık.

Gönderi tarihi:

Sevgili Marcus,

Ne Cumhurbaşkanını destekleyenlerin tamamı irticacıdır...

Ne de TSK'yı savunanlar darbeci...

Çok ince bir çizgideyiz, ben kişisel endişelerimi dile getiriyorum...

Ben bu hükümetin seçtiği Cumhurbaşkanından rahatsızım, birilerine göre ben darbeciyim...

Ben öyle olmadığımı ifade ediyorum, inanıp inanmamakta kişilere kalmış...

 

Türkiye Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı ile risk almıştır... Kendisinin siyasal söylemleri bu yöndedir... Bir kesime güven vermemektedir ve asıl can alıcı nokta şudur ki bana göre, alınan bu risk çok şeye mal olursa Türkiye çok şey kaybeder... Ve Türkiye Cumhuriyeti bekası kişilerden daha önemlidir... Abdullah Gül cumhurbaşkanı olmasaydı bişey kaybetmeyecekti ama oldu, bundan sonrasını zaman gösterecek...

 

Hoşlanmasalarda, dün söyledikleri bütün sözler şimdi onları mercek altında tutacak ve asker gözlerini onlardan ayırmayacak... Kalkıp askere laf atmasınlar bütün bu yaşananlardan bizzat kendileri sorumlu...

 

TSK bu adamlar daha rahat hareket etsin diye yıpratılamaz... Hiç bir şartla...

 

Benim düşüncem özetle budur...

Gönderi tarihi:
Sevgili Marcus,

Ne Cumhurbaşkanını destekleyenlerin tamamı irticacıdır...

Ne de TSK'yı savunanlar darbeci...

Çok ince bir çizgideyiz, ben kişisel endişelerimi dile getiriyorum...

Ben bu hükümetin seçtiği Cumhurbaşkanından rahatsızım, birilerine göre ben darbeciyim...

Ben öyle olmadığımı ifade ediyorum, inanıp inanmamakta kişilere kalmış...

 

Türkiye Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı ile risk almıştır... Kendisinin siyasal söylemleri bu yöndedir... Bir kesime güven vermemektedir ve asıl can alıcı nokta şudur ki bana göre, alınan bu risk çok şeye mal olursa Türkiye çok şey kaybeder... Ve Türkiye Cumhuriyeti bekası kişilerden daha önemlidir... Abdullah Gül cumhurbaşkanı olmasaydı bişey kaybetmeyecekti ama oldu, bundan sonrasını zaman gösterecek...

 

Hoşlanmasalarda, dün söyledikleri bütün sözler şimdi onları mercek altında tutacak ve asker gözlerini onlardan ayırmayacak... Kalkıp askere laf atmasınlar bütün bu yaşananlardan bizzat kendileri sorumlu...

 

TSK bu adamlar daha rahat hareket etsin diye yıpratılamaz... Hiç bir şartla...

 

Benim düşüncem özetle budur...

 

Evet son derece güzel yazmışsın sardunyam..Sanırım bu minvalde tartışmalar sürerse daha keyif verici,

daha öğretici paylaşımlarda bulunabiliriz.Böylece hepimiz birbirimizi daha iyi anlayabiliriz. :clover:

Gönderi tarihi:

30 Agustos bana ne diyor;

 

Cumhuriyetimizin kuruluşundaki zorlukları o dönemde ki bakış açılarını,30 Ağustos bana bu vatanı ne kadar hakkettiğimi diyor,Çanakkele direnişinin geçtiği toprakları görmeyen genç arkadaşları söylüyor (imkansızlık halini değil tatil planını plajlara göre yapanlar içindir bu sitem) ama aynı insanlar karşıma geçip bana vatanperverlik anlatmıyor mu bana onu diyor.Bana diyor ki 30 Agustos bizim 30 yamalı elbiselerimizle kazanıldı ey corabında delik olunca yenisini alan gen diyor sözlerine dikkat et diyor.Devrim derken inklaplardan bahsederken diyor ne kadar onlarla bütünleştiğini unutma diyor.Riyakar olma diyor.Sahip olduklarına şükret diyor,ceddini unutma diyor.

Gönderi tarihi:

Bu ordu benim ordumdur ve ben ordumu savunurum,bu ordu benim vatanimi korumakla mükelleftir ister icte ister dista düsman hangi yöndeyse ona karsi koruyacaktir,benim ordumu savunmami cuntacilkila bagdastiranlar ordunun korumakla mükellef oldugu degerleri önemsemiyor demektir.Bu degerler benim ve benim gib düsünenler icin cok degerlidir ve bunlardan ödün vermeme cabasindayiz,eger bu cabalarimiz size farkli geliyorsa buda sizi baglar beni degil.Siz önce kendi öz elestiriniziyapmayi deneyin ve sonrada benim uslubumu elestirin.Teröristbasina Sayin sehitlere kelle diyenleri savunacaksaniz buyurun savunun bu sizin probleminiz benim degil ben savunmam veelimden geldigincede bu ...........dile getiririm.Laiklik Cumhuriyet artik son demlerini yasiyor tek yol Islam diyenleri ben elestiririm bu sizin caninizida siksa bundan sasmam.Bunlari siz savunuyorsaniz buyurun savunun.beni baglamiyor ama benim elestirilerimi cuntaciliklada bagdastiramazsiniz. Bir ülkenin siyasetcisi kendi kisisel ideolojisi icin ülkemi kaosa sürüklemek istiyorsa buna birilerinin dur demesi gerekir,bu dünyanin her ülkesinde böyledir.Avrupa böyle konulari asmistir.Avrupada rejimi yikipta Hristiyanlik seriatini getirmek icin cabalayan odaklar yoktur,Almanyada Hitleri ögmek Hitler selamini kullanmak yasaktir,demokrasi yokmudur yoksa Almanyada?Hele bir siyasetciler Almanyanin siyasi rejimini yikmaya calissinlar bakalimki Alman ordusu siyasete karisiyormu yoksa karismiyormu.Kimse ülkesini düzde bulmadi.Halki dinle imanla türbanla demokrasi ile aldatip oy avciligi yapanlari desifre etmek ne zamandan beri seviyesiz olmaya basladi,asil bunlari desifre etmemek seviyesizliktir.

Burada hic kimse cuntacilik yapmadi ve yapmiyor,böyle kelime oyunlari ile ve konulari carpitarak bir yerlere varamazsiniz.Bu forumlarda kimlerin Ordu düsmanligi yaptigini cok iyi biliyoruz.Nedenyaptiklarinida cok iyi biliyoruz.*Yolumuzun üzerinde bir inek yatiyor,hedefe ulasmamizi engelliyor,yavas yavas hedefimize ulasacagiz*diyerek Atatürk ve ilkelerini ima eden bir adamin iktidarini savunmak bence Orduyu savunmaktan daha acidir.

Gönderi tarihi:

Ordunumuzu savun zaten buna bir itiraz yok.Onun üzerinden siyaset yapma...Bizim içinde bu acıdır.....

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.