Φ muki Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Toplum kendisi gibi olmayanı hoşgörmüyor! Eşcinsellerden, evlenmeden aynı evde oturan çiftlerden rahatsız olanların oranı yüzde 50'nin üstünde çıktı. Ramazanda oruç tutmayanlardan rahatsız olanların oranı ise yüzde 36... Türkiye genelinde yapılan bir araştırma, Türk toplumunun kendisinden farklı düşünen ve yaşayanlara ne kadar hoşgörüsüz olduğunu ortaya çıkardı. Eşcinsellerden, evlenmeden aynı evde oturan çiftlerden, bar, diskotek ve gece kulüplerine gidenlerden, küpe takmış erkeklerden ve açık giyinen kadınlardan rahatsız olanların oranı yüzde 50'nin üstünde. Ramazanda oruç tutmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 36, namaz kılmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 28, başını örtmeyen kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı ise yüzde 24 çıktı. Açık Toplum Enstitüsü ve Boğaziçi Üniversitesi'nin (B.Ü) proje desteğiyle, BÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz'ın yöneticiliğinde yapılan kamuoyu araştırması, 15 ilin kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinde, 18 yaş üstü 1644 kişiyle, hanelerde yüz yüze görüşme yöntemiyle yapıldı. Şalvarlı rahatsız ediyor "Türkiye'de Muhafazakârlık: Aile, Din, Devlet, Batı" başlıklı araştırmanın, "Hangi dinsellik görüntülerinden rahatsız olunuyor?" bölümünün sonuçları oldukça düşündürücü. Ramazanda oruç tutmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 36, namaz kılmayanlardan rahatsız olanların oranı ise yüzde 28. Başını örten kadınlardan rahatsız olanların oranı yüzde 7'yken, başını örtmeyen kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı yüzde 24. Sakallı, takkeli ve şalvarlı erkeklerin görüntüsünden rahatsız olanların oranı yüzde 39, çarşaflı kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı ise yüzde 38 oldu. Müslüman kadın kapanır "Kendisine 'Müslümanım' diyen her kadın başını örtmelidir" düşüncesine katılanların oranı yüzde 42. "Başını örtmeyen kadınlar Müslüman sayılmazlar" düşüncesine katılanların oranı ise yüzde 19. Kadının işi hizmet etmek Araştırmada, "Kadınlar ve erkekler siyasette, iş hayatında, toplum içinde ve aile hayatında her bakımdan eşit haklara sahip olmalıdır" diye düşünenlerin oranı yüzde 87 olsa da, "Kadının esas görevinin kocalarına evde hizmet etmek olduğu fikrine katılanların" oranı yüzde 71. Hatta, araştırmaya katılanların yüzde 67'si 'Hizmeti aksıyorsa, o zaman işi bırakmalı ve ev kadını olmalıdır' düşüncesini taşıyor. 'Bir erkek karısına gerekli görürse dayak atabilir' düşüncesine katılanlar ise yüzde 23 oranında. 'Erkeğin şerefinin karısının namusuna bağlı olduğunu' düşünenlerin oranı ise yüzde 73. Eşcinsellere hoşgörü yok Homoseksüellerden rahatsız olanların oranı yüzde 76, evlenmeden aynı evde oturan çiftlerden rahatsız olanların oranı ise yüzde 65. Bar, diskotek ve gece kulübüne gidenlerden rahatsız olanların oranı da yüzde 63. Küpe takmış erkeklerden rahatsız olanların oranı yüzde 56 olurken, açık giyinmeyi, gençlerin flört etmesini, tek başına yaşayan ve boşanmış kadınları rahatsız edici bulanların oranı da ciddi boyutta çıktı. Aykırı görüntülere tolerans gösterilmiyor Doç. Dr. Hakan Yılmaz: Araştırmanın başörtüsü üzerine yapılmış bir araştırma olmadığını söyleyen Doç. Dr. Hakan Yılmaz, genel görüntüler karşısındaki ilk tepkileri ölçmeyi amaçladıklarını söyledi. Yılmaz araştırmayı şöyle yorumladı: "İnsanların yüzde 7'si başını örten kadınlardan rahatsız olacağını söylerken, örtmeyen kadınlardan yüzde 24'ü rahatsız oluyor. Bu önemli bir rakam. Neredeyse üç katından fazlası. Başını örtmeyen kadınları Müslüman saymayan yüzde 19 oranında insanımız var. Bu da bence azınlıkta olsa bile toleranssızlık göstergesi. Yüzde 42'si, 'Bir kadın Müslümanım diyorsa başını örtmeli' diye düşünüyor. Bu ciddi bir rakam. Modern kentsel cinsellik görüntüleri karşısında çok muhafazakârız. Kendimize göre aykırı görüntülere karşı hoşgörülü değiliz. Ama bu konularda içe kapalı ve toleranssız olduğumuz anlamına gelmiyor. İyimser olmaya yol açacak veriler de çıkıyor. En başta kadın - erkek eşitliğine olan inanç." Din, hayatın her alanında... Araştırmaya göre dini inançlar hayatın her alanında etkili oluyor. Araştırmaya katılanlardan yüzde 65'i, seçimlerde oy vereceği siyasi parti liderini seçerken dinsel inançlarını dikkate alıyor. Dostlarını ve arkadaşlarını seçerken dinsel inançları dikkate alanların oranı yüzde 70. Dinsel inançların, evleneceği kişiyi seçerken etkili olacağını söyleyenlerin oranı ise yüzde 85. Katı din ve töre anlayışı yüzünden Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, bu çalışmayı şöyle yorumluyor: Bu çalışmada yüzde 30 oranındaki insanlar geleneksel değerleri ve katı dini anlayışları nedeniyle, başı açık kadına, yalnız oturan kadına, evlilik dışı ilişkilere, ayrı cinsler arasındaki ilişkiye, dini gerekçeyi yerine getirmeyenlere karşı toleranssız olma eğilimindeler. Niçin rahatsızlar, geleneksel değerlerinden, daha katı bir töre ve din anlayışlarından dolayı başı açık kadına, dini vecibelerini yerine getirmeyenlere toleranssızlar. Avrupa Birliği (AB) sürecinde Türkiye'de toleransın artırılması çok önemli. Daha fazla diyaloğa, dışa açılmaya ihtiyaçları var. Milliyet Gerçi eski bir haber ama dün ile bugün arasında fark göremiyorum, ya siz? Alıntı
Φ Xanthippe Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Çok şaşırtıcı bir tablo değil. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Sevgili muki sana verecekleri cevabı hemen söyleyeyim; "Bu anketi AKEPE'ye oy vermeyen o %53'lük kesim cevaplamıştır" diyecekler, "biz böyle değiliz" diyeceklerdir. Ben seni anlıyorum, ve hatta onları da "daha birşey söylemeden bile" anlıyorum. Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 bazilari inandiklari gibi yasarlar. bazilarida yasadiklari gibi inanirlar. bunlar mesreb farkindan dolayi birbirleriyle pek takilmazlar. bundan dogalda biseyde yok zaten. pekte sasiralacak bisey degil anlicaniz. ama bu iliski uzayip karsilikli zulme giderse oda o kisiyi baglar. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Sevgili muki sana verecekleri cevabı hemen söyleyeyim;"Bu anketi AKEPE'ye oy vermeyen o %53'lük kesim cevaplamıştır" diyecekler, "biz böyle değiliz" diyeceklerdir. Ben seni anlıyorum, ve hatta onları da "daha birşey söylemeden bile" anlıyorum. Evet sevgili taylan abi ,anladığım kadar gerçekleri biliyorsun... size hiç yabancı oladığınız bir anketi göstereyim O zaman bu seçimlerde arkadaşların yaptığı ankette chp 1. oluyordu ,ne oldu tam tersi oldu chp'ye çıkan oy akp ye çıktı... Su an Seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz, Seçim Seçenekler Konuyu takip et Seçim şu an Seçim olsa Hangi partiye oy verirsiniz Akp [ 36 ] [24.49%] Chp [ 69 ] [46.94%] Mhp [ 26 ] [17.69%] Dyp [ 5 ] [3.40%] Anap [ 5 ] [3.40%] Saadet [ 5 ] [3.40%] genç parti [ 1 ] [0.68%] bu seçimlerin anketi... Hani CHP 0/0 46.94 OY ALIYORDU birinci parti oluyordu ne oldu? Demekki O ÜNİVERSİTE'DE Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz'ın yöneticiliğinde yapılan kamuoyu araştırması da kendi adamlarına karşı yaptığı anket sonucudur. yine kim bilir hangi sinsi planlarının parçasıdır,onlar o sunucu görmek istediklerinden dolayı sonuçlar öyle olmuştır. eminin olunki çıkan sonuçlar verdiğim seçim anketi gibi tam tersidir... saygılar Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 bogazici universitesi boyle seylerle ugrasicagina bir iki makale yazsinda belki biyerlere gelir Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 bogazici universitesi boyle seylerle ugrasicaginabir iki makale yazsinda belki biyerlere gelir Verdiğiniz cevabın anlamsızlığının farkındasınız eminim. B.Ü. bu işlerle uğraşmıyor, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü bu ankete proje desteği veriyor. Tamamen kendi branşları ile ilgili teknik bir konu. Şimdi bunu alıp tüm Boğaziçi Üniversitesi'ne mal edip, "iki makale yazsın bir yerlere gelsin" şeklinde indirgerseniz komik olur. Haa "ben bu araştırmadan rahatsız oldum, işime gelmedi" derseniz, saygı duyarız. Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Verdiğiniz cevabın anlamsızlığının farkındasınız eminim. B.Ü. bu işlerle uğraşmıyor, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü bu ankete proje desteği veriyor. Tamamen kendi branşları ile ilgili teknik bir konu. Şimdi bunu alıp tüm Boğaziçi Üniversitesi'ne mal edip, "iki makale yazsın bir yerlere gelsin" şeklinde indirgerseniz komik olur.Haa "ben bu araştırmadan rahatsız oldum, işime gelmedi" derseniz, saygı duyarız. simdi siz ne demek istiyosunuz bogazici uni bu ise vesile olmusmu olmamismi? ben konu basligindanda, sizin yazdiklarindanda, bu ise universitenin vesile oldugunu anliyorum. yanlis anliyosam beni duzeltin arkadaslar elestirimde, bunu bilmek icin sokaktaki insana sormaya gerek yok diyorum. cunku bana gayet normal geliyor kimisi armut sever kimisi elma sever bunun yerine iki makale yazsa fena mi olur? haber haberdir ben rahatsiz olsam nolur olmasam nolur ayrica bunun cok normal bir durum oldugunu soyluyorum. bilmem cevabimin neresini anliyamiyosunuz. ayrica neden isime gelmicek bana onu bir soylermisiniz? Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 simdi siz ne demek istiyosunuz bogazici uni bu ise vesile olmusmu olmamismi?ben konu basligindanda, sizin yazdiklarindanda, bu ise universitenin vesile oldugunu anliyorum. yanlis anliyosam beni duzeltin arkadaslar elestirimde, bunu bilmek icin sokaktaki insana sormaya gerek yok diyorum. cunku bana gayet normal geliyor kimisi armut sever kimisi elma sever bunun yerine iki makale yazsa fena mi olur? haber haberdir ben rahatsiz olsam nolur olmasam nolur ayrica bunun cok normal bir durum oldugunu soyluyorum. bilmem cevabimin neresini anliyamiyosunuz. ayrica neden isime gelmicek bana onu bir soylermisiniz? Boğaziçi Üniversite'sinin vesile olup olmaması değildir konu. Boğaziçi Üniversitesi olmazsa başka bir üniversitemizin ilgili bölümü bu desteği verecektir, vermelidir de zaten, bilim ülkesi olmaya çalışan bir cumhuriyetiz biz. Hayatımızın her alanında bilimden, bilim insanların destek almalıyız. Boğaziçi Üniversitesi'nin vesile olup olmamasını tek kalemde geçmeyiniz, detayını ve özünü idrak ediniz. Hem bu sizin Boğaziçi Üniversitesi dediğiniz şey mahalle bakkalı gibi birşey değildir. Bölümleri vardır, bölümleri içerisinde anabilim dalları vardır, buralarda görev yapan enlerce bilim insanı vardır. Yani oturup herkes bu anketle ilgilenmez, herkes kendi bilimsel çalışmasının, eğitiminin uğraşındadır. Oturup iki makale yazsınlar, demiştiniz ya, bunu yapan o kadaaaaaar çok insan var ki.. Herhangi bir üniversiteye gidip bu çalışma şemasını görebilirsiniz. Öyle atıp tutmakla olmuyor ne yazık ki. İki makale yazsınlar sözünüzü duyan akademik kadrodan birisi olsa siz der ki "açsın iki satır kitap okusun, bilip bilmeden konuşmasın" der. Emin olun. Aslında üniversite mezunu iseniz bu söylediklerimi görmüş yaşamış olmanız lazım. Ya da üniversitede bulunmuş insanlardan da bilgi alabilirsiniz. İşinize gelmemesi kadar doğal bir şey yok, çünkü ilk verdiğiniz cevabın üslubu ile bu açık seçik anlaşılıyor. Davul zurna çalıp, kırmızı neon lambalarla anlatmanız gerekmiyor yoksa. Anlayan anlar. Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 tekrar yineliyorum, toplum kendisinden olmayani hosgormez bencede. bunu bilmek icin anket yapmaya gerek pek yok. kimi armut sever, kimi elma sever. eger armut seven elmayi, elma seven de armutu piyasadan kaldirmaya calisirsa buna ben zulum derim... size gore, isime neden gelmedigini anlamis degilim siz simdi bana bogazicinin dunyadaki yerini soylermisiniz? Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 tekrar yineliyorum,toplum kendisinden olmayani hosgormez bencede. bunu bilmek icin anket yapmaya gerek pek yok. kimi armut sever, kimi elma sever. eger armut seven elmayi, elma seven de armutu piyasadan kaldirmaya calisirsa buna ben zulum derim... size gore, isime neden gelmedigini anlamis degilim siz simdi bana bogazicinin dunyadaki yerini soylermisiniz? Toplumu oluşturan bireylerin insan olmalarından kaynaklı olarak bazı etik değerlere sahip olması beklenir. Yaratılanı hoşgörmek vardır benim kültürümde, yaratandan ötürü. Bunu size sözle anlatmaya çalışmak, develere hendek atlatmak kadar zor olur bunun da farkındayım. Şansımı deniyorum. Hümanizmden nasibinizi alamadığınızın resmidir bu. Üstelik başka bir boyutta ele alırsak, son hak din olan İslam hoşgörüyü esas kılmıştır. Toplumunuz kendi gibi olmayanı hoşgörmez ise, toplumunuzu, inandıklarınızı,doğru ve yanlış bildiklerinizi yeniden gözden geçiriniz derim. Zulüm lafını etmeden önce 40 fırın ekmek yemeniz gerekiyor. Boğaziçi'ni anlatmaya ise hiç gerek görmüyorum şu anda. Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 ne demek istiyosunuz yani halk kendisinden olmayani hos gorurmu diyosunuz. ben o bahsettiginiz hosgoruyu pek goremiyorum aslini sorarsaniz Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 ne demek istiyosunuz yani halk kendisinden olmayani hos gorurmu diyosunuz. ben o bahsettiginiz hosgoruyu pek goremiyorum aslini sorarsaniz Bakınız ben hoşgörüyü gördüğümü söylemedim. Aksine, hoşgörü olmadığını görüyoruz anketin sonucunda. Ancak "kimin kimi hoş görmediğini" de görüyoruz. Benim üzerinde durduğum bu tırnak içerisindeki ifade. Keşke hoşgörüyü hayatımıza katabilsek ve bu dünyayı daha da anlamlandırabilsek... Alıntı
Φ nokta34 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Bakınız ben hoşgörüyü gördüğümü söylemedim. Aksine, hoşgörü olmadığını görüyoruz anketin sonucunda. Ancak "kimin kimi hoş görmediğini" de görüyoruz. Benim üzerinde durduğum bu tırnak içerisindeki ifade.Keşke hoşgörüyü hayatımıza katabilsek ve bu dünyayı daha da anlamlandırabilsek... sizi yanlis anladigimi soyliyemicem kim kimi hosgormuyomus onuda bilemem ben burda kimi suclediginiz bile belli degil. ancak son yazdiginiza ben katiliyorum. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Bakınız ben hoşgörüyü gördüğümü söylemedim. Aksine, hoşgörü olmadığını görüyoruz anketin sonucunda. Ancak "kimin kimi hoş görmediğini" de görüyoruz. Benim üzerinde durduğum bu tırnak içerisindeki ifade.Keşke hoşgörüyü hayatımıza katabilsek ve bu dünyayı daha da anlamlandırabilsek... hoşgörüyü hayatımıza katamayacagiz bir düsünelim Akp secim zaferini kutlarken icimizden o tabloyu hic yadirgamadik.! ve o tablo hayatimizin herkösesinde zaten ,,, ozaman cumhurbaskanligi dayatmasi ne oluyor.? bu toplumun yarisindan cogunu vede bu ülkenin askerini yok saymasi ne oluyor,, herhalde hoşgörüsüzlügün daniskasi oluyor..!!! öylemi... sonra o 47.ler gercekten 47.lermi vede olsa ne olur .. hoşgörü bunun neresinde, ..bumudur hoşgörü.? unutulmamasi gereken bir olayda var , ülke sallaniyor.. zaten bu ülkeyi yönetecek olan meclis.. bu sallamak niye.. yüzde 53.leri zeytin dallarindan asagiya indirmekmidir vazifeleri. yamyam frankfurt Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2007 sizi yanlis anladigimi soyliyemicemkim kimi hosgormuyomus onuda bilemem ben burda kimi suclediginiz bile belli degil. Kimi suçladığımı anlayamadıysanız hala, biz neyin tartışmasındayız ki? Hem anlayamamanız için yazının başlığındaki ilk mesajı hiç okumamış olmanız gerekir. Ya da size fikirlerimizi davul zurna eşliğinde anlatalım. Okumanıza hiç gerek kalmaz. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.