-
İçerik Sayısı
701 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
TANİA HAYDE tarafından postalanan herşey
-
FAKİR BAYKURT Fakir Baykurt, yorulmaz bir öğretmen, örgütlenmeci, aydınlanmacı. Sanatı emek için, emekçiler için bir araç durumuna getirirken sanatın ilkelerinden ödün vermemenin, ona yeni kurallar katmanın da bir örnekleyicisi. Fakir Baykurt 1929’da Burdur'da doğdu. 1943’te Akçaköy İlkokulu’nuı, 1948’de Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra köy öğretmenliği yaptı. 1955’te Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi; Sivas, Hafik ve Şafşat’ta Türkçe öğretmeni olarak çalıştı. Demokrat Parti döneminde öğretmenlikten alınarak pasif bir göreve getirildi. 1958’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ilk romanı Yılanların Öcü nedeniyle hakkında kovuşturma açıldıysa da takipsizlik kararı verildi. 1960 İhtilali’nden sonra ilköğretim müfettişliğine getirildi. 1962-63 yıllarında ABD Bloomington ındiana Üniversitesi’nde ders araçları konusunda uzmanlık eğitimi gördü. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) kuruluş çalışmalarına katıldı ve başkanlığını yürüttü. Türkiye Öğretmenler Dernekleri Milli Federasyunu (TÖDMF) genel başkanlığına seçildi. Türkiye çapındaki ilk öğretmenler boykotunda (1969) bir kez daha açığa alındı. 1971’deki askeri müdahaleden sonran uzun süre tutuklu kaldı. Milli Folklor Enstitüsü uzmanlığı, ODTÜ halkla ilişkiler ve yayın müdürlüğü, Kültür Bakanlığı danuşmanlığı (1978) görevlerinde buluındu. 1979’da Duisburg’a gönderilerek Yabancı Çocuk ve Gençlerin Teşviki ve Bölgesel Çalışma Kurumu’nda eğitim uzmanı olarak çalıştı. 1996’da emekli oldu. Fakir Baykurt edebiyat yaşamına şiirle başladı (1945). Şiirlerini, toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla yazdığı kısa öyküler ve köy notları izledi. Yeditepe, Yücel, Varlık, Fikirler, Kaynak, İmece, Yazın, Sanat Olayı, Cumhuriyet, Evrensel, Yön yazılarını yayınladığı dergi ve gazetelerden bazılarıdır. Baykurt, 1955’te çıkan ilk kitabı Ç’de, Seçilmiş Hikâyeler ve Beraber dergilerinde yayınladığı öykülerini topladı. Sonraki öykü kitapları Efendilik Savaşı (1959), Cüce Muhammet (1964), Anadolu Garajı (1970), İçerdeki Oğul (1974), ile Yılanların Öcü (1959), Irazcanın Dirliği (1961), Tırpan (1970) gibi romanlarında köy yaşamını, köylünün bilincinde ve bilinçaltındaki isteklerini, tepkilerini ve çelişkilerini yansıttı. Bunu yaparken halka mal olmuş deyiş özelliklerine ve deyimlere de yer verdi. Bir dönem göç sorunun ele alarak Almanya’daki Anadolu insanının değişim süreci içinde yeniden biçimlenmesinin getirdiği sıkıntıları, farklı bir kültüre uyum sağlamak için gösterilen çabaları çok boyutlu bir şekilde Aktardı. Yapıtları edebi değerinin yanı sıra toplumbilim ve halkbilim yönünden zengin bir kaynak olarak da görülen Baykurt’un kullandığı dil doğal, yalın, şiirsel bir halk Türkçesi olarak değerlendirildi. Tırpan’la 1970 TRT ve 1971 TDK ödüierini, Can Parası (1973) ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, Kara Ahmet Destanı’yla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan yazarın Yılanların Öcü adlı yapıtı 1961’de Metin Erksan, 1985’te Şerif Gören tarafından filme çekildi.
-
Demir Ökçe Jack London Demir Ökçe, ilk yayınlandığı 1906 yılından bu yana elden düşmeyen bir edebiyat başyapıtıdır. Ezilenlerin sömürenlere karşı verdiği mücadeleyi büyük bir başarıyla işleyen bu öncü eser, yüz yıl boyunca ilerici kuşaklar için bir eğitim kitabı olmuş, ezilenleri konu alan yazarlara esin vermiştir. Demir Ökçe, ‘demokrasi’ gibi gösterilmek istenen Amerikan sisteminin adaletsizliğini, zalimliğini çarpıcı bir şekilde açığa çıkarır. Oligarşinin politikalarının nerelere varabileceğini büyük bir öngörüyle sergiler. Eserin, büyük edebiyatçılarımızdan Sabahattin Ali’nin başlayıp dil ustası Emin Türk Eliçin’in tamamladığı okumamız gereken bir kitap. Sarı İt Reşat Enis Sarı İt ülkemiz edebiyatçılarının yazdığı ilk işçi romanlarındandır. İşçi sınıfının toplumsal hayata ağırlığını koyduğu, grevlerin filizlenip serpildiği bir dönemi, 1960’lar Türkiyesini konu alır. İşçilerin çalışma koşulları, patronlarla girdikleri mücadeleler, işçi-sendika ilişkileri, işçilerin yaşadığı semtler, aile ilişkileri, günlük yaşayışları, aşkları… canlı, çarpıcı diyaloglarla örülü akıcı bir dille anlatılır. Sarı İt, işçi sınıfının hayat koşullarını belgelemekle kalmıyor,1960’ların genel ortamını, egemen sınıfların ve iktidarın politikalarını da gözler önüne seriyor. İşçi sınıfının içinde boy verip geliştiği ortamı, bu ortamın ürünü olarak, kanlı canlı özellikleriyle işçileri çok iyi anlatan bir eserdir. İnsanları Seveceksin Erich Marie Remarque Alman faşizminden kaçan ve yabancı ülkelere sığınan on binlerce insanın sınırlar arasında kovalanmasını gözler önüne seren bir kitap.Batı burjuvazisinin acı gerçeklerini ortaya koyuyor ve insanların insanlara ne denli kötülükler yapabileceğini de alaycı ve çarpıcı bir dille antıyor. Milliyetçilik yutturmacasıyla maskelenmiş Alman faşizminin içyüzü bütün çirkinliği ile gözler önüne seriliyor. İmran, Bir İsyan Andı Zeynep Özge Bu kitapta İmran Aydın adlı bir işçi anlatılıyor. Çocuk yaşta, bir sömürü cehennemi olan Mobilyacılar Sitesinde çalışmaya başlayan, emeğiyle yoğurduğu yaşamını dünyayı değiştirme amacına adayan ve mücadelesi sırasında gözaltına alınarak işkenceyle öldürülen Ankaralı işçi devrimcinin yaşamından kesitler sunuluyor. Ve bu kesitler, onun eğittiği, gelişimine katkıda bulunduğu gençlerin anlatımlarından oluşuyor. İmran Aydın, işçi sınıfı içinde, onun gibi yaşayan ve çalışan, bir dönemin yükünü cesaretle omuzlamış işçi kuşağının temsilcidir. "İmran, bir ölünün ardından yakılmış bir ağıt değildir; şu dünyada saygıdeğer ne varsa hepsini temsil eden, bize insanlığımızı öğreten ve insanca yaşanacak bir dünyayı ilmik ilmik ören bütün parti işçilerini anlatmaktadır. Bu yüzden, okuyup bitirdiğinizde kitabı, eğer içinizi bir hüzün kaplamışsa,hemen bundan kurtulun: Çünkü ya omuz başınızda ya içinizde bir yerde, bir İmran mutlaka vardır. netten
-
DOSTOM DOSTUM Bin cefalar etsen almam üstüme oy Gayet sirinn geldi dillerin dostum oy Varip yad ellere meyil verirsen oy Kış ola bağlana yollarin dostum dostum dostum Dostum dostum dostum Dostum gelsene caney İlahi onmaya yardan ayıran oy Bahçede bülbüller ötüyor uyar oy Kula gölge ise Allaha ayan oy Senden ayrılalı gülmedim dostum dostum dostum Dostum dostum dostum Dostum gelsene caney Pir Sultan Abdalım gülüm dermişler oy O şirin canına nasıl kıymışlar oy İsterisem dünya malın vermişler oy Sensiz dünya malı neylerim dostum dostum dostum Dostum dostum dostum Dostum gelsene caney
-
Seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman, çünkü iki yüzüyle karşına çıkar hayat. Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın, ateş de pay alır kendine soğuktan. Seni sevmeye başlamak için seviyorum seni, sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak bir yolculuğa yeniden başlamak için: bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni. Sanki ellerindeymiş gibi mutluluğun ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları hem seviyorum, hem de sevmiyorum seni. Sevgimin iki canı var seni sevmeye. Bu yüzden sevmezken seviyorum seni ve bu yüzden severken seviyorum seni. Pablo Neruda
-
Bir sevgi iletisi Kadın sevdiği adama sorar: ' Neden Ağlıyorsun? ' Adam cevap verir: ' Seni sevemediğim için.' İşte bu yüzden bir kez daha iyi ki varsın diyorum sana. Senin de beni sevmeni elbette çok isterim. Belki de inanmayacaksın ama, olmasa da olur. Çünkü yıllarca sevgimin öyle çok düşmanı, öyle çok muhafızı vardı ki, ben seninle onları aştım, inan varolman bile yeterli ve seni seviyor olmak bile büyük bir nimet benim için. Ve şunu bil ki bu sevgime asla çoklarının yaptığı gibi yeteneksizliklerimi, kusurlarımı, yalnızlık korkumu, başarısızlıklarımı yüklemiyorum. Eğer öyle olsaydı, yitirmekten ölesiye korkar, seni kör bir tutkuyla sahiplenirdim. Oysa seni bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum. Cezmi ERSÖZ
-
KELİMELER... Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde Denizlere açıldı içimizden biri Niçin gittiğini söylemeden. Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri. Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden. Bulacak sanıyordu yenilikleri. Her an bir yeni su vardı, Her yeni suda bir yeni an. Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı. Bitmiyordu köpüklerle renkler Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek. Yeni manzaralarla gelen yeni duygular Hani, eski kelimelerle olmasa İnsanın ömrünce devam edecek. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini. Anladı, bütün olmuşlarla olanların Ve bütün olacakların O kelimelerin içinde Kendisine varmadan eskidiğini. OZDEMİR ASAF
-
YALNIZLIK Şemsiye yapımcıları ıslanmaktan tek kişiyi koruyacak genişlikte kesince kumaşları yağmur değil yalnızlıktır yağan Daha da hüzünlendirir her gece kentin sokaklarını bekçinin nefesiyle düdüğün içinde dönen nohut taneciğinin yalnızlığı Ne çok sevinirim bilseniz bir yılan mezarıma girerde göğüs kafesimin kemikleri içinde kış uykusuna yatarsa Sunay AKIN
-
Bir Çiçek Bir cicek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yalnisi duzeltircesine acmis; Gelmis ta agzimin kenarinda Konusur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle aciklarda, Guverteleri uctan uca orman; Aldim cicegimi surama bastim, Bastim ki yalnizligimmis. Bir basina arsinliyor bir adam mavi treni Keske yalniz bunun icin sevseydim seni. Cemal Sureya
-
sen beni öldürceeeen mi çıldırtçaaaan mıııı canııım oooooooooo oooooooooo
-
arkadaşlar böyle demeyin meydanlara çıkın öyleyin adaleti sağlayalım gelin yoldaş olalım
-
SENİ SEVİYORUM -teoride mi? pratikte mi?
-
riyakar ( o kendini biliyo)
-
söylemek isteyipte söyleyemedikleriniz varsa buraya
TANİA HAYDE şurada cevap verdi: LaRsiE_ başlık Forum Oyunları
çok hoşlandığım birine asılan bi kız var uzak duurrrrr ondannnnnnnnn -
sevgili jonyycim günayyydıııın ya buraya bizde şiir yazabilcekmiyiz yoksa kendine özel mi yaptın hı
-
ESKİ SEVGİLİNİZDE NEYİNİZ KALDI
TANİA HAYDE şurada cevap verdi: karçiçeği_m başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
evet ya doğru diyosun EEYYY eski sevgililer duyun sesimizi -
BUNU KİM SÖYLÜYODU Mazlum Çimen - feryada isyanım Mem nelere gark olmadı zinin ateşi için Ferhat dağı delmedimi Şirinin düşü için Kusur ise her saniye her yerde seni anmak Mecnun azmı yemin etti Leylanın başı için Gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim Bakı verde uzamasın gurbetin esaretin Ahmet Arif hasretinden prangalar eskitmiş Beni böyle eskitense prangalı hasretin Sana yine sana yandım Nesimi ile dün gece Gözlerinle yüzüleyim bend olayım hallaca Öyle hüküm duyurmuşlar Tanrılar divanında Ha ben sana bağlanmışım ha Muhammet miraca cümle cihan güzellerin yüzlerine ben örsün gözlerin balyozu oldu içerimdeki örsün ruhumdaki fırtınalar merihi usandırır Nuh'a haber eyleyinde gelsinde tufan görsün
-
ESKİ SEVGİLİNİZDE NEYİNİZ KALDI
TANİA HAYDE şurada cevap verdi: karçiçeği_m başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
en sevdiğim tükü kaseti gıcık oldum isteyemedimde helali hoş olsun ne diyim şimdi -
ey sevgili alaturka ne güzel şeyler yazıyosunuz buraya arada bir bakıyorum sizleri kıskanıyorum
-
ARKADAŞLAR NE DİYELİM MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI İŞTE