Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

içimdeki deniz

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    522
  • Katılım

  • Son Ziyaret

içimdeki deniz tarafından postalanan herşey

  1. içimdeki deniz

    DUYARLI OLALIM

    Mutlaka hafızanıza kazınmıştır.Yerli malı haftası kutlamaları.İlkokuldayken uygulanan bir metoddu.ve çok şirin bir uygulamaydı.neden bunu sadece ilkokullarla sınırlandıralım?ciddi ciddi gençleri teşfik etmek için klasiklikten uzaklaşarak onlara hitap edicek şekilde bir hafta düzenlenmesi güzel olmaz mı? elimden geldiğince TÜRK markaları kullanıyorum.umarım tamamen olur bir gün
  2. sevgili hemşom nice yıllara sevdiklerinle beraber her şey gönlünce olsun.. demek dört bitti.daha nice dört yıllara o zaman
  3. SİZ HİÇ KUŞLARLA KONUŞTUNUZ MU? Akreple yelkovan arasında süren yarış artık ilgilendirmiyor beni. >Çoktandır duvarlarımda takvim de eskitmedim... Zaman, en çok sahip >olduğum; ancak, bir >o kadar da sahiplenmekten nefret ettiğim tek sermayem. >Dünyam, herkesin dünyası kadar geniş de değil. >Ben bu küçük odayı bilirim, bu küçük oda da >beni. Bir de, benimle birlikte bu garip mahkumiyeti paylaşan >muhabbet kuşum... > >Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? Ben ürkütmekten korkarak, pencereme >konan, >küçük serçelerle konuşurum. Uzak yerlere, içimdeki hasreti >gönderirim >onlarla. Aslında, bilirim uzak yerlere gidecek dermanları >olmadığını... Ama; >ya giderse diye de, içimdeki hasreti onlara anlatmadan edemem. > >Artık serçelerde konmaz oldu pencereme. Şimdileri muhabbet kuşumla >dertleşir oldum. Vakitsiz kaybedince eşini, aynı kaderi paylaşır >olduk. >Öyle mahzun boyun büküşü, öyle içli seslenişi var ki, bilirim beni >anladığını. > >Bir saksı begonyam vardı. >Yeşil yaprakları arasında pembe çiçekler açardı. Kuşlara >anlatamadıklarımı ona anlatırdım. >Bazen, pembe pembe gülümsediği, bazen de, >sarı sarı hüzünlendiği olurdu. >O da vefasız çıktı. >Belki de dayanamadı anlattıklarıma. > >Bir sabah, küçük saksısında kurumuş buldum. Gerçekten vefasızlık >begonyada mıydı, yoksa begonyayı kurutan kaderimde mi? > >Sabahın ilk ışıklarından, gecenin koyu karanlığına kadar, karşı >evlerin ruhsuz duvarlarını seyrederim. Bir de benim kadar yalnızlık >çeken komşu >bahçedeki elma ağacını. >Bütün dünya aynı noktada donar kalır. >Rüzgarlar da esmese, sadece silik bir tablodur seyrettiğim. >Renklerin değişmesi için, >mevsimlerin merhametine sığınmış olmak ne acı. >Ve küçük bir pencereden küçük bir dünyayı yaşamak... >Kimi zaman uzak bir yerdeki kalabalıkların anlaşılmaz uğultuları >dolar odamın yalnızlığına. Duvarlarımda, eskiden yankılanan küçük >kahkahalar ve sevda dolu şarkılar, yerlerini >anlamını bilmediğim uğultulara bırakır. Koridorlardan çekilen ayak >sesleri, parkeler üzerindeki sıcaklığı bile yanında alıp götürmüştür >çoktan. >Eşyaların üzerlerine sinen mutlu dokunuşlar, duvarlar arasında >büyüyen çatlaklarda kaybolmuştur. > >Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? >Geceler ağır bir yük gibi omuzlarınıza >çöktüğünde, yalnızlığın girdabında boğulmamak için, bir kuşun >kanadına yazdınız mı en içli sevda şiirlerini? > >Kendi gözyaşlarnızı, bir kupaya doldurup, yalnızlığın can çekiştiren >acılarına inat, bir hayalin şerefine >kadeh kaldırdınız mı? >Yıldızların bile göz kırpmaktan çekindiği, ayaz bir >gecede, avuçlarınızda geçmiş yıllardan kalma dost bir sıcaklıkta >ısındınız mı? >Siz hiç yüreğinizde sevda taşıdınız mı? > >Yağmurlar ıslatır camlarını penceremin. >Bir eski şarkıda can bulur umutlarım. >Geçmişin tatlı hatıraları ıslanır geceler boyu. >Ben, yağmuru hep pencerenin gerisinden seyrederim. İçimde, >kaldırımların ıslaklığında yansıyan ay ışıltıları gülümser. >Bir sokak lambasının altında sarhoş narasını dinlemek isterim. > >Bir sokak kedisiyle dost olmak, bir garibin akşam >yemeğinden bir lokma tatmak isterim. >Yurtları ellerinden zorla alınmış mülteci çocukların muşamba >çadırlarında ay ışığı olmak isterim. > >Boşlukta kalan ellerim, manasız savaş meydanlarında atılan mermileri >yakalasın >isterim. Yakalasın da, çocuklar tatmasın >yalnızlığı isterim. >Siz hiç içinizde umut taşıdınız mı? > >Ben çoktan yitirdim zamanı. Geçmiş günlerde kaybettiklerime >ağlamıyorum, >gelecek günlere de ulaşacak hayallerim yok. Zamansız bir hayatın en >ortalık yerindeyim. >Gözlerimde şekillere mana verecek ışık, >dizlerimde beni taşıyacak güç kalmadı. >Bir pencere boyundaki dünyamda, bir muhabbet kuşum var, bir de; >içimde hiç eksilmeyen sevdam. > >Siz yalnızlığın vampir gibi ruhunuzdaki >güzellikleri emmeye başladığında >içinizdeki sevdaya sığındınız mı? > >Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu? >Mahzun boyun büküşlerinde, yarınlara uzanan >bir umut arayıp, sessiz çığlıklarında >yalnızlığınızı boğmaya çalıştınız mı? >Geceler ağır bir yorgan gibi sarar etrafınızı. >Sesler çekilir, şekiller silinir. > >Duvarlara sinmiş eski kahkahalar çınlar sofalarda. Defalarca >seyretmek zorunda bırakıldığınız siyah beyaz bir filmi yeniden >seyreder gibi >geçmişinizi yeniden yaşamaya başlarsınız. Gözyaşlarınız bilmem >kaçıncı kez ıslatır yastığınızı. > >Sıkıca sarıldığınız yorganınız, bir ısırgan otu >merhametsizliğinde yakar bedeninizi. >Hıçkırıklarınız, yalnızlığınızın koyu >karanlığında boğulur. >Bir dostun sıcacık elini arayan elleriniz, >çaresizlikle dökülür yanlarınıza. >Sadece dualarınız kalır dudağınızda. > >İçinizde, hep gelecek yarınlara ertelediğiniz umudunuz körelmeye >başladığında; varlığınızın, kendinize bile yük olmaya başladığını >düşünürsünüz. >En zorlu fırtınalarda sığınacak bir limanınız olsun >istersiniz. O zaman; içinizde hiç eksilmeyen >sevdanız sahiplenir sizi. > >Siz, hiç sevdanızı kuşlara anlattınız mı? > >Gün doğumu saatlerde yeni umutlara açarsınız gözlerinizi.Ya bir >postacının hiç alışık olmadığınız vuruşlarıdır beklediğiniz, ya da; >eski bir dostun, >sokaktan geçerken şöyle ayak üstü uğrama ihtimali. > >Saatin, zamanı her aşındırdığında, umudunuz, umutsuzca ertelenmeye >başlar. Kendi gönlünüzce, >sıralamaya başladığınız ihtimallerin arkasına sığınmaya >çalışırsınız. > >Unutulmuş olma ihtimali hiç geçmese de aklınızdan, içinizdeki garip >ürperti bedeninizi sarsar. >Sararmaya yüz tutmuş mektupların solgun satırlarında mutluluk >ararsınız. >İkram etme hevesiyle hep elinizin altında >bulundurduğunuz sigaranın dumanında huzur ararsınız. > >O en umutsuz anınızda kafesinde ötmeye başlayan muhabbet kuşu, >umudun hiç bitmemesi gerektiğini >fısıldar. >Onun tatlı şakımalarında yeniden umut >yüklenirsiniz. >Bütün beklentileriniz, bilinmeyen bir zamana ertelenir. > >Siz, hiç ertelenmiş umutlarda mutluluk aradınız mı? >Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu?
  4. Murathan Mungan'dan: "Bir yıl daha bitiyor Düşlerim, tasarılarım, yarım kalmış onca şey Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden Bana mı öyle geliyor, Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman İnsan yaşlanırken? Kırdım mı, incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı? Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı? Ovmalı gümüşleri, bakırları; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, eksik etmemeli ağzımızdan Hançer kıvamındaki o karamizah tadını (....) Zamanı düşünüyorum, koyuluyorum Anlamını yitiriyor "şimdiki zamanın" boş yüceliği, tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri İşimin başına dönüyorum İçimde ıssız bir gönül erinci Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum "İçtenliğin" ya da " dünya görüşünün" kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum.... " Nice mutlu Yıllara.. nice mutlu yıllara içimdeki denizim
  5. kuzey açıkçası yazdıklarında bir bütünlük göremedim.diğer filmlerden örnekler vermeye çalışmışsın ama bizim filmle hiç bi bağlantısını kuramadım.de ki ben filmi beğenmedim olay bitsin.ama sen film kültürünü bi şekilde ortaya koymaya çalışıyorsun iyi güzel.bir çok film seyretmişsin.ama bu filme bu kadar da çamur atman gerekmiyor.bana soracak olursan ben beğendim bu da benim zevkim.yüzüklerin efendisini de tarantinonun filmlerinin çogunu da seyrettim.hepsinden alınan keyif farklıdır.ha de ki film çalıntı özgün senaryosu yok onu da anlarım.ama 80 dönemine baba ogul ilişkiyle yaklaşması daha bir farklı olmuş sadece 80 dönemine kilitlenip kalmamış.
  6. kesinlikle canım daha yürekliyiz.ama yanlış kişiye yürekli oluyoruz bundan sonra yürek mürek yok ortada.bitttiiiiii....
  7. Allahım ya daha neler göreceğiz kimsenin işi gücü yok mu böyle bir broşur hazırlamakla uğraşıyorlar. ya neden ya neden????
  8. öyle bi şarkısı mı var orhan gencebayın
  9. yuuhh diyorum o zati muhtereme nerde yaşıyomuş kanada da mı. ayy bunların bahaneleri kendileri gibi ne kadar basit beyaa
  10. ibrahim tatlıses ten değil de kenan&zeynel den olsun bence
  11. yok be kardeş maalesef.orhan gencebay ın bir iki parçasını bilirim ama albümleri yok bende
  12. merak etme onu da seyretmiştim anlamadıgım bir şey var neden tüm filmleri aynı kefeye koyuyorsun?sol ayagımdaki konu ile bu filmde ki konunun ne alakası var senin takıldıgın nokta eğer tanusun fordun külüstürlüğü ise benimde takıldıgım nokta dogum sahnesinde kimsenin olmamasını bir anlık abartı olarak düşündüm.ama buna rağmen filmi beğendim.her neyse...
  13. içimdeki deniz

    Sigara

    ben 5 yıl önce bırakmıştım.ama astım olacağımdan korktugum için bırakmıştım.günde 1.5 paket içiyordum.öksürüklerim artmıştı ve nefes alamıyordum.2yıl içmedim.2yılın sonunda yine başladım.hala içiyorum ama günde 4-5taneyi geçmiyorum.kısaca sigarayı bırakmayı başaramadım.umarım bi gün. dediğin gibi bende kahveyle,yemekten sonra arıyorum sigarayı.sigarayı bıraktıgım dönemde ne kahve ne bira içmek dahi istemiyordum.sigarasız bir anlam taşımıyordu.önce onları bırakmamız lazım galiba
  14. içimdeki deniz

    Korkularimiz

    laf olsun diye...... havadan sudan bölümü çok havadan olmuş bende buraya yazayım dedim....
  15. içimdeki deniz

    Korkularimiz

    unutun arkadaşlar yazdıklarımı.kuruntunun tekiyim işte boşverin.
  16. içimdeki deniz

    Korkularimiz

    yazını okudugumda aklımda kalan şey şunlar oldu.türkiye elden gitmez bu tip olaylarla.bende yapılanlar masumane bir şekilde islam dinini sempatik göstermeye çalışmıyorlar demek istedim. ekonomi de yapılıyorsa dediğin ulusun ilerlemesi içinde yapılır tabi ki okey buna.ama batıya bakması gereken toplumun hala türkiyenin gündemini nelerle oyalıyorlar.ya bunların hepsi oyun.bizleri oyalamak saman altından başka sular götürmek.neyse çenem düştü.
  17. içimdeki deniz

    Korkularimiz

    yok alaturka sana katılmıyorum bu konuda.masumane bir tavır yok.ben göremedim açıkçası objektif olmaya çalışıyorum her konuda ama benim yapım budur birine biri bi kazık atıyosa ve de kendini masum göstermeye çalışıyosa ben hala tarafsız olamam.üzgünüm onlar savaş baltasını çoktan çıkarttılar bizi dinsizlikle suçladılar neymiş türban konusunda onların yanında olmadıgımızdan.yok kardeşim olamam ben. ben size göre dinsizsem bu benim sorunum değil.ben duygularıma kapılıp insanlara ona göre davranıyorsam bu benim sorunum değil.sizin sorununuz.ben gavur olmaya razıyım onların açısından.ne mutlu o zaman demek ki hala içimde kötülük yok.ben hala vicdanımla karar verebiliyorum ne mutlu hala insanlık namına bir şeyler var içimde.ben daha şaka yollu da olsa birisine gavur demedim diyemem.benim ailemden aldığım ahlak islamla dogru orantılı.ama siyasette ki islamla değil.almıyım kalsın.herkesin yolu da açık olsun. konudan uzaklaştım ben ya
  18. ÖYLE BİR YERDEYİM Kİ / AHMET KAYA Öyle bir yerdeyim ki Ne karanfil ne kurbağa Öyle bir yerdeyim ki Bir yanım mavi yosun calkalanır sularda Bir yanım mavi yosun calkalanır sularda Dostum dostum güzel dostum Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe Öyle bir yerdeyim ki Bir yanım çığlık çığlığa Öyle bir yerdeyim ki Anam gider allah allah kızım düşmüş sokağa Anam gider allah allah dölüm düşmüş sokağa
  19. değerli kazazlı arkadaşımız sana nacizane düşüncem şudur ki haberleri bakmak ile görmek arasındaki farkı yakaladıktan sonra seyretmen. bende senin fenerli oldugunu düşünerekten kitapsız demek istiyorum sakıncası varmı???sorarım sana.ben hasta cimbomluyum da. bilmen gereken bir şey var ki o da bir insana kafir,gavur,kitapsız demek çok günah.en azından benim dinimde yani islam da.eğer islam ı sadece kapanmak olarak algılamasa şu memleket çok iyi olacak ama nedense türbana çare arama yollarına gidiyor ama ağzından çıkanı kulagı duymuyor.bir müslüman bunu diyemez.
  20. keşke sevmeseydi.6 ayımı harcamasaydım.bu süreçte kitap okusaydım da bana faydası dokunsaydı bari
  21. öncelikle vakana arkadaş dediğin filmleri ve daha bir çok tahmin edemeyeceğin türk,amerikan,avrupa,dogu sineması seyrettim.önerilerin için saol dediğin filmleri zaten seyrettim ve güzel filmlerdi. ama babam ve oglumda takıldıgın noktalar açıkçası çok basit şeyler.ford ve reno nun külüstür olduguna dikkat etmişsen bence sen sis de de uçurtmayı vurmasınlar da da başka şeylere takılmışsındır. duyguyu yakalayamamışsındır tavsiye edeceğim bir film babam ve oglum kaçırmayın derim. çok başarılı bir kadro,yönetmen ve senaryo.güzel işlenmiş bir senaryo
  22. burdaki ifadelerde alkış yok ama ben seni alkışlıyorum arkadaşım bilesin
  23. çok başarısız buluyorum ceyhun yılmazı.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.