Zıplanacak içerik

berceste

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

berceste tarafından postalanan herşey

  1. Sevgili martiname suçluluk duygusuna girmenize asla gerek yok... Kendi adıma ve diger arkadaslar adoına sunu söyleyebilirim ki sizin ile ilgili söylediginiz gibi görüş içerisinde olan yoktur inş...Sadece son dönem bu tür konuların had safhaya çıkması ve sizin paylaşımınızın da bunların üzerine geldiginden dolayı oldu... Bu tür yazıları , haberleri elbette paylaşacagız ve üzerinde tartısacagız..Yeter ki ne olursa olsun objektif ve hosgörüyü elden bırakmayalım... Ve bilelim ki ; sagcılarda da solcularda da hatalar var ve olacaktır... Selam ve dua ile...
  2. Tamam Gecekusu siz ve sizin zihniyetinizde ki arkadaslar mukemmeller... Sagduyulu , objektif ve çözümden yanalar.... Bizlerde sizler gibi olmaya çalışıyoruz ama sadece taklidiniz olabiliyoruz işte mazur görün lütfen... Bizler hedef saptırıyoruz sizlerde düzeltiyorsunuz... Çok çalışmanız gerekiyor çoookkkk....
  3. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    MONA ROZA Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza, bugün bende bir hal var Yağmur iğri iğri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza, ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek... Zeytin ağaçları söğüt gölgesi Bende çıkar güneş aydınlığa Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi Seni hatırlatıyor her zaman bana Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ellerin ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi Ellerinden belli oluyor bir kadın Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin ellerin ve parmakların Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Akşamları gelir incir kuşları Konar bahçenin incirlerine Kiminin rengi ak, kimisi sarı Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine Akşamları gelir incir kuşları Ki ben Mona Roza bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar su kenarında Ki ben Mona Roza bulurum seni Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Henüz dinlemedin benden türküler Benim aşkım sığmaz öyle her saza En güzel şarkıyı bir kurşun söyler Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Artık inan bana muhacir kızı Dinle ve kabul et itirafımı Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı Artık inan bana muhacir kızı Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Meyvalar sabırla olgunlaşırmış Bir gün gözlerimin ta içine bak Anlarsın ölüler niçin yaşarmış Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Altın bilezikler o kokulu ten Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne Bir tüy ki can verir bir gülümsesen Bir tüy ki kapalı gece ve güne Altın bilezikler o kokulu ten Mona Roza siyah güller, ak güller Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Aaahhh! senin yüzünden kana batacak! Mona Roza siyah güller, ak güller
  4. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    İNCİ DAKİKALARI Sen bana yeni yılsın her dakika Her dakika bir yaşıma daha giriyorum Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın Ben bin parçaya bölündüm her parçasında Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın Erkek ağlar mı diyeceksin Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya Sen benim ağlamamı erkeklığıme Uyanan ölmeyen yenilenen Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım Şehrin ölümünü yanlış anlama Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar Senin odan günışığı en güzel müzik bana Farklılıklar odası Giden tren buharları içinde örümcek ağı Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur Oldukları yerde bile
  5. Bu kadar yazıdan sonra bunu anladınız hı? Pes artık pes... Ben size burada yanlış varsa söylemeyin demedim ve yazının değiştirilmiş olması beni de şoke etti...Sadece o yanlıştan ben bihaber bir sekilde yayınladım dedim..Ve bunu defalarca yineledim...Bunu kabul edip benim sahsıma itham etmemeniz gerektigini söyledim... O kadar anlatmama ragmen sizin anladıgınız bunlar demek hı? Sadece demogoji... Anlamayın gecekusu ve sizin zihniyetinizde ki arkadaşlar anlamayın bakalım... Selam ve dua ile...
  6. berceste şurada cevap verdi: TANİA HAYDE başlık Şiir Forumu
    YALNIZ BİR OPERA Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim İmrendiğin, öfkelendiğin Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim Yani yaşamışlık sandığın Geçmişim Dile dökülmeyenin tenhalığında Kaçırılan bakışlarda Gündeliğin başıboş ayrıntılarında Zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren, Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde, ardından, Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine Çerçevesine sığmayan Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? 'Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen' notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda. Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran zamanı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını. Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz. Kış başlıyor sevgilim Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan Oysa yapacak ne çok şey vardı Ve ne kadar az zaman Kış başlıyor sevgilim İyi bak kendine Gözlerindeki usul şefkati Teslim etme kimseye, hiçbir şeye Upuzun bir kış başlıyor sevgilim Ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak.... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar, Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, Çağrışımlarla ödeşemezsiniz. Dışarda hayat düşmandır size İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup Kulak verdiğiniz saat tiktakları Kaplar tekin olmayan göğümüzü Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz Bakınıp dururken duvarlara Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek, Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına, Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya Kendimizi hazırlar gibi. Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, Ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar Göremeseniz de, bilirsiniz Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar. Bana zamandan söz ediyorlar Gelip size zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onalar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. Gün gelir bir gün Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide O eski ağrı Ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten bitmissinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır Ölmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Günlerin dökümünü yap Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini Kim bilebilir ikimizden başka? Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış Bir ilişkiyi, duyguların birliğini, Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Bunlar da bir işe yaramadıysa Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden İkindi yağmurlarını bekleyen Yaz sonu hüzünlerinden Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim Geçti her cağın bitki örtüsünden Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından Bakarken dünyaya Yangınlarla bayındır kentler gibiyim: Çicek adlarını ezberlemekten geldim Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların Unuttuklarını hatırlamaktan Uzun uzak yolları tarif etmekten Haydutluktan ve melankoliden Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden Duyarlığın gece mekteplerinden geldim Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Yaram vardı, bir de sözcükler Sonra vaat edilmiş topraklar gibi Sayfalar ve günler Işık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde Ask yalnız bir operadır, biliyordum: Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım. Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır: Eksiliyorduk Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim Her otelde biraz eksilip, biraz artarak Yani çoğalarak Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında Ağır ve acı tanıklıklardan Geçerek geldim. Terli ve kirliydim. Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de... Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları Ve açık hayatları seviyordu. Buraya gelirken Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri... panayır yerleri... Ölü kelebekler... Ölü kelebekler... Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye Acı çekecek yerlerimi yok etmeden Acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim? İpek yollarında kuzey yıldızı Aşkın kuzey yıldızı Sanırsın durduğun yerde Ya da yol üstündedir Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı. Aşkın bir yolu vardır Her yaşta başka türlü geçilen Aşkın bir yolu vardır Her yaşta biraz gecikilen Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler Gözlerim Aşkın kuzey yıldızıdır bu Yazları daha iyi görülen Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler İlerlerim Zamanla anlarsın bu bir yanılsama Ölü şairlerin imgelerinden kalma Sen de değilsin. O da değil Kuzey yıldızı daha uzakta Yeniden yollara düşerler Düşerim Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler Yaşamsa yerli yerinde Yerli yerinde her şey Şimdi her şey doludizgin ve çoğul Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi Şimdi her şey yeniden Yüreğim, o eski aşk kalesi Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum Yoksun sen Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren .
  7. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    ÇEŞMELER I. Benim yalnızlığımdan Damıtılmış çeşmeler Kurumuş unutulmuş Ceşmelerin akışıyım İnsanlık içinde Ay görmez onları onlar ayı görür Aydan haberlidirler Söylediklerinin çoğu Ay hakkındadır Aya dair Ayın tarihine ait Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi Silahtar Tarihinin yazarı Yenilmez karpuzlar Acı salatalıklar yıkamıştım suyunda İçilmez Bozuk suyunda Gece yarısı Ayışığında Yaz ay ve ben Silinmeye yüz tutmuş yazı Ölümü hecelemiştik Ortalığı dolduran sesinde Ta... aşağılarda olan yatıra Bir türkü söylüyordu Ölüm ötesinde açmış Menekşeler kimliğinde Ölüydü insanlar Yalnız yaşıyordu o yatır Ve o çeşme Ben de Sıratı andıran bir çizgide Soluyordum devrildim devrileceğimi Hayatı ve ölümü birlikte Aynı geçmezlik ve değişmezlikte Aynı yenilik ve tazelikte Ürpererek geçiyordu yarasalar Uzaklardan Beyoğlu'nu bir telgraf gibi İleterek birbirine
  8. Günümüzde de fazlasıyla ihtiyacımız olan ama hakkıyla yapamadığımız.....
  9. Ben buna sonuna kadar katkıda bulundum ve bulunurum da...Ki , ben bu sayfadaki yazılarımda bile anlaşılmak adına kendimi izah ettim ama bana inanmayan altında farklı düşünceler arayan ise sizsiniz... Sabahtan beridir aynı mevzular siz bana itham ettiniz bende sitenin yanlışı oldugunu ve benim bihaber oldugumu izah ettim...İnanmadınız ispat ettim ve teklrar tekrar yeniledim...Ama inanmayan sizlersiniz... Şimdi siz oturun ve düşünün Gecekusu kim sagduyulu , objektif ve çözümden yana acaba? Selam ve dua ile...
  10. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    YAĞMUR DUASI BEN geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden bir şeyler bekler Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum Ben geldim geleli açmadı gökler Bir yağmur bilirim bir de kaldırım Biri damla damla alnıma düşer Diğerinde durur göğe bakarım Ne şehir, ne deniz kokan gemiler Bir yağmur bilirim bir de kaldırım Nedense aldanmış ilk gece annem Efsunlu bir gömlek giydirmiş bana İişte vuramadı gökler bana gem Dinmedi içimde kopan fırtına Nedense ilk gece aldanmış annem Biri çıkmış gibi boş bir mezardan Ortalıkta ölüm sessizliği var Bana ne geldiyse geldi yukardan Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar Biri çıkmış gibi boş bir mezardan İyiki bilmiyor kalabalıklar Yağmura bakmayı cam arkasından İnsandan insana şükürki fark var Birine cennetse birine zindan İyiki bilmiyor kalabalıklar Yağmur duasına çıksaydık dostlar Bulutlar yarılır hava açardı Şimdi ne ihtimal nede imkan ar Göğe hükmetmkten kolay ne vardı? Yağmur duasına çıksaydık dostlar Ben geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden bir şeyler bekler Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum Ben geldim geleli açmadı gökler
  11. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    ŞEHRAZAT Sen gecenin gündüzün dışında Sen kalbin atışında kanın akışında Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın Sen bir rüya geceleyin gündüzün Sen bir yağmur ince hazin Sen şarkılarca büyük hüzün Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karşın Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın Sen başını çeviren cellatbaşının güne Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat Sen sevgili sen can sen yarsın
  12. berceste şurada cevap verdi: berceste başlık Şiir Forumu
    SESSİZ MÜZİK Sen kış güneşi misin Yakarsın ısıtmazsın Bir ırmağın ortası yoksa Seni mi hatırlayacağım Bu dünyada olup bitenlerin Olup bitmemiş olması için Ne yapıyorsun Sizin evin duvarları taştan Dumanı da mı taştan Seni kız arkadaşlarından Sevinç gözyaşları içinde Öpen olmayacak mı Ezberlediğin şiir Beklediğin adam
  13. Son dönemler kendi kendime sık sık söyledigim ve hatırlattığım bir söz... Anlamak Anlamak yok çocugum, anlar gibi olmak var; Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var..
  14. Allah'a iman ettim de ve dosdoğru git...
  15. Yaptığım onca samimane açıklamadan sonra hala böyle bir yaklaşım sergiliyorsunuz ya.... Ama sunu söyleyebilirim ki , zamanında çizdiginiz demokratik ve objektif imaj çabuk yıkıldı malesef... Ne yazık... Artık size bu konularda cvp vermeyecegim çünkü size ne anlatsam siz sadece istediğinizi anlıyorsunuz... Ve sizin bir zamanlar iletinizin atına yazdıgınız gibi diyorum ki ; SELAM VE DUA İLE...
  16. Arkadaşlar bence bir karar verelim bu bölümde risale-i nur paylasımları yapıp sözler ile ilgili yorumlar mı yapacagız yoksa dua mı? Yoksa sadece sözleri mi paylaşacagız? Bence bir noktaya varsak , bu topic adına daha güzel olacak... Selam ve dua ile...
  17. Hedefi saptırmak deyip duruyorsunuz her daim... Bunu yapmak istemezdim ama... Tek taraflı düşünmeyi bırakma adına .... Buyrun size hedefi saptırmanın örneği... Selam ve sevgilerle...
  18. Sağolun arkadaslar ... En azından bazı kişiler tarafından anlasılmak üzüntümü bie nebze olsun dindirdi...
  19. Sevgili Gecekusu size o tarz bir yaklaşımda bulunmamın sebebi bana cvp olarak yazdıgınız son yazılarınızda alaylı bir tavır takınır olmanız... Benim o söylediğim sözde sizin o tarz yaklaşım üzerineydi... Çünkü ben sizin o yazınızı okudugumda cok sasırdım... Siz de takdir edersiniz ki sizin de tavrınız eskisine göre çok değişti ve bana karsı olan yazılarınızda da bu fazlasıyla farkediliyor...Ben de buna binaen size öyle bir söz söyledim..Burada fikir çatışmasına girebiliriz ama kişilerin sahşiyetlerine söz söyleme hakkını vermez bu kimseye... Fakat burada arkadaslar da hep şahsiyetlere karsı konusuyorlar... Bu çok yanlış... Erdoğan arkadaşım siz ister inanın ister inanmayın ama benim söyleyeceğim şey su ki , benim bir kastım yoktu siz benim verdigim adres girdiginiz de her gazeteden köşe yazarlarının yazılarını görebilirsiniz..Ben yapılan değişiklikten nası haberdar olabilirim? Ki , zaten bile bile kimsenin böyle birşey yapacagını sanmıyorum ben... Ve bilmiyorum bunları yazmalımıyım , çünkü biliyorum ki siz yine anlamayacaksınız... Ama inann sizin bu yazınızdan sonra cok ama cok üzüldüm..Beni olmadıgım bir konuma itmeye çalışıyorsunuz...Gerçekten kırıldım ve bir kere daha umudum kırıldı... Neden hep birbirimize bu denli karsı ve bu denli düşman olduk acaba diye düşündüm... Ve yakalanmasa hedefine ulaşmış olacak yazmıssınız ne hedefi efendim benim bir hedefim falan yok..İstedigim sadece birbirine hosgörülü ve empati ile yaklaşan toplumlar... Ben bunu her yazımda belirtiyorum ama neden hiç sesim duyulmuyor... Neyse ne yazsam anlamak istemeyeceksiniz belki de beni... Ama bu foruma geldigimden beri beni hiç bir yazı sizin bu yazınız ve by x_men in kiler kadar incitmemişti... neyse... Saglıcakla kalın...
  20. berceste şurada cevap verdi: seREnaDE başlık İzmir
    Evet yaa ızgarası bi baska canım
  21. Kesinlikle haklısın... Ama bunun acı yanıda böyle saçma hadiselere insanların kanması ve hayatlarını onlara göre şekillendirmesi... Selam ve dua ile...
  22. Ben burada çıkıpta yalan söyleyecek değilim ... Gerçekten sizin bu yazılarınız üzerinize çok moral bozuklugu yasadım... Ben bu yazıyı asağıda ki verdigim linkten direk olarak kopyaladım...Şayet sorun varsa sitededir... http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=161740 Ben asla ve asla böyle birşey yapmam!!!! bakalım şimdi ne diyeceksiniz??? Cevabımı verdim hala inanmıyorsanız sizlerin sorunu... Sizde X_men süreklli olarak siz hep hedef sasırtıyorsunuz deyip durmayın ben ne yapmısım ki böyle ithamlar da bulunuyorsunuz!! Benim yazılarımda her daim göreceginiz tablo NE OLURSA OLSUN ORTAK PAYDALARDA BULUŞMAK VE ONLARA TUTUNMAK..HER NE KADAR AYRI İDEOLOJİ YANLISI KİŞİLER OLSAKTA HİÇ BİRŞEY OLMASA BİLE BU VATANIN TOPRAKLARINDA YASIYOR OLMAMIZ VE BU ÜLKENİN EVLADLARI OLMAMIZ BİZLER İÇİN BİR ORTAK NOKTADIR... SİZ BUNLARI GÖZARDI EDİP GÖRMEK İSTEMİYORSANIZ , GÖRMEMEZLİKTEN GELİYORSANIZ NE DİYEBİLİRİM Kİ... KARSIT OLUP , İNSANLARI KATEGORİZE ETMEK İSTİYOR VE BİR İKİ SÖZ İLE İNSANLARA BELLİ SÖZLERİ YAMIYORSUNUZ... Benim yazılarımın hiçbirinde hedef saptırma yok... SELAMLAR VE SEVGİLER...
  23. Çok Sevgili Gecekusu ben yazıda hiç bir oynama yapmadım...Nette okudugum gibi buraya naklettim.. Bu yine sizin paranoyalarınızdan biri olsa gerek..Neyse bizler bunlara çoktan alıştık... Ben okudugum yazılardan ne anlayacagımı ve anlatıldıgını iyi bilirim ama siz ne anlatıldıgına, verilmek istenen msja , ana temaya bakmaksızın ne anlamak istiyorsanız o anlamı yüklüyorsunuz... Bu noktada kimin ne kadar ve ne anladıgı ve ne derece objektif oldugu belli oluyor! ''Şimdi sen de lafta boldur bunun böyle olmadığını bin dereden su getirerek anlatıp haklı da çıkarsın... '' Gibi seviyesiz yaklaşımlardan da kaçınmanızı tavsiye ederim..Siz unutmuş gibisiniz ama tartısmanın da bir edebi , uslubu vardır...
  24. Hayırdır ya ne oluyor??? Kim kime saldırıyor ??? Medeni ve insanca yapılan fikir paylaşımlarına da saldırı deniyor ya..Pes artık..PES! Tamamen karşıt fikirlerin çatışmasından çıkıp daha ziyade ortak paydalarda buluşma adına yazılmıs sagduyulu yazılara bu yorumu yapıyorsanız size ne denilebilir ki... Ve martiname'ye sizi yıldırmak isteyenlere aldırmayın diyorsunuz...Allah aşkına ortada ne var ki kim kimi yıldırmak istesin Gecekusu??? Sizin bu sözlerinizde ortaya koyuyor ki istediğiniz SİZ , BİZ çatışmasına girmek...Ama ben inanıyorum ki sagduyulu arkadaşlar bu oyunlara gelmezler... Lütfen insanları kategorize edip birbirlerine karsı konuma itmeye çalışmayın... Selam ve sevgiler...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.