harent tarafından postalanan herşey
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Materyal : madde Diayalektik: Tartisma Aslinda bilimsel olarak adlandirdigimiz eytisimsel ozdekcilik yine tarihsel ozdekcilikle sekil almakta. Sosyal siniflarin varligiyla olusturulan ve insanlarin izledigi yola boylesine maddeci yorum getirmek benim marksciliga karsi cikmama neden oluyor. Iste bu yazdiklarinizin dogrulu SAYESINDE aydinlanma cagi filozoflari diyalektik materyalisme karsi cikiyorlar. Ozellikle Sartre'in " Varolusculuk" kitabinda neden karsi ciktigini guzel bir sekilde ve orneklerle anlatiyor. Felsefe sadece dusunmektir. Insanlarin duusunemedigi, alisagelmis olduklarini saydigi herseyi dusunmektir. Felsefe bilimden yardim almaz, bilim felsefeden yardim alir.
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Cyrano ve Bilimselci'nin "tartismalarini" bastan sona kadar okumaya calistim ve gercekten Cyrano'nun icinde bulundugu konuma uzuldum. Cunku bilimselci gercekten bilimsel verilere fazlasiyla baglanmis. Sayin bilimselci, iki yildan beri felsefe derslerini izliyorum. Ve ahlak bilimi diye bir kavramin varligini savunmaniz yersiz, cunku AHLAK FELSEFESI diye bir kavram soz konusu. Felsefe'nin cikis noktasi bilimden cok insan aklidir, sorgulama, dusunme, neden, nicin vs.... Siz felsefede bilim ariyorsunuz, ama felsefede yapilan yorumlar bilimle kanitlanma geregi duyulmaz. Herhangi bir dusunce one surulur ve bu dusunce etrafinda baska dusunceler izlenir. Felsefenin bilimsel verileri yine filozoflardir. Ben hobbes derim siz Rousseau dersiniz. Ben neden Hobbes dedidigimi ona yaklasan baska filozoflarla acarim, tarihi orneklerle dusuncemi kanitlamaya calisirim, ama bilimsel verilere ihtiyac duymam. Tarih bilimsel bir verimidir? Tarihi her adim filozoflarin dusuncesininin ya dogru ya da yanlis oldugunu kanitlar. Bu sekilde Benim Hobbes'u savunma mekanizmami kirabilirsiniz. Descartes, cogito felsefesini bilimsel yontemle mi buldu? Kendinisini odasina kapatti, ve gunlerce cikmadi. Suphecilikle attigi bu adimda, gordugu hersey aslinda bir aldatma olsa bile, insan aklinin dogrulugunu buldu. Birde, ilk sayfada, ezenlerin ve somurenlerin din tarafindan daha on plana cikarildiklarini yazmissiniz. Yanliz yaklasiminiz cok eksik. Cunku, oncelikle guclu ve gucsuz iliskisini anlamak icin insan dogasi konusunu incelemelisiniz. Sonrasinda, bunun sebebinin din degilde insan oldugunu goreceksiniz. Cunku dinler aracidir. Napoleon, basa geldiginde, ya da 14. Louis,july Sezar'i bile ekliyebiliriz, hepsi tanri tarafindan secildiklerini soylediler. Insanoglu, eline guc gectimi onu daha da siddetli bir arzuyla isteyen bir yaratiktir. Yani din cok pasif bir etken. Ona bakarsaniz, komunizmde insanlari somurdu, kapitalizm hala somurmekte, ya da hindistanda kast sistemi insanlar arasina daglar aciyor. Yani din tek basina butun insanligi etkileyen bir etken degildir. Son olarak Ahlaktan bahsetmek istiyorum. Ahlak kavrami cok genistir. Kisiden kisiye, toplumdan topluma ve zamandan zamana farklilik gosterir. Ahlak kavrami toplumda huzur icinde yasamak icinde mecbur gereklidir. Cunku, toplum icinde yasamanin baslica kurali toplumsal kurallara uymaktir. Insan tek basina var olamaz : INto the wild filmini izleyin derim, bu konuyu cok guzel anlatiyor. Yani ahlak ve din arasinda ille de baglanti yapmak zorunda degilsiniz. Ateist olan bir insaninda ahlak anlayisi vardir, inancli bir insaninda. Belkide boyutlari farklidir, ama ozunde ahlak kurallari insanin ozunde var olan bazi eylemlerin en aza indirilmesini saglamak amaclidir. Aksi taktirde dunya yasanmaz hale gelir. Doga durumu dedigimiz bir hal alir.
-
KOMİNİZ'Mİ OLUŞTURAN DARWİNİM.
Hannah Arent demiski, stalinizm, nazizm ve fasizm ikiz kardeslerdir. Cunku hepside inlari kullanip diktatorluk yaptilar. Halki adeta biktirdilar. Ama dikkat edelim, komunizm demiyor, stalinizm diyor. Cunku Marx ya da Lenin komunizm'in bu boyuta gelmesinden sorumlu degiller. Bunu katliam boyutuna getiren Stalin oldu.
-
Komünizm nedir?Neden komünist olunur?
Yaziyi okuyamayacaginiza eminim ama ben yinede bir sansimi deneyim 1917 yilinda muthis bir devrimle sosyal siniflarin yok olmasi on plana cikarildi. Marx'in da kitabinda belirttigi gibi, dunyadaki bu haksizliklarin tek sebebi var olan iki antagonist sinif. Bu sinif ayriligi yok olmadikca asla insanlar arasinda bir esitlik saglanamaz. Buradan yola cikarak. Kominist rejimi aslinda baslangicta hictte kotu bir rejim degildi. Lenin doneminde en guzel yillariydi. Stalin'in basa gecmesi komunist rejimden su anda insanlarin nefretle konusmasina sebep oldu. Okudugum bir yerde, Lenin olmeden once Stalin'e dikat etmelerini soylemis. Ve hatta Stalin'in basa gecme olayini nasil donme dolaplarla geldigide okumustum. Stalin, insanlari sosyal siniflarin kalkacagina, esitlik olacagina, ve kapitalizmin yok olacagina oyle cok inandirdiki, bu yeni akimi duyan insanlar bu ideolojiye dusunmeden sarildilar. Tabi zamanla " komunizm " denilen bu rejim totaliter bir rejim haline geldi. O oldurmelerde oradan geliyor. Rejime isyan edenlerin hepsini Stalin Goulag'lara yolluyor. Tabi bunlari Stalin'in olumunden sonra Khroutchtchev serbest birakacak. Rejim en sonunda 1917 yilina benzer bir devrimle tarihten siliniyor (1991).... Yani su anda aslinda komunist diye bir rejim tam anlamiyla kaldi denilemez. Cin'de var ama oda serbest pazar uyguluyor. Sinirlarini aciyor. Ihracatlarinin cogunu Amerika ve Avrupa'ya yapiyor. Yani teoride komunist ama pratikte kapitalizm soz konusu. Kuba'ya gelince, Fidel Castro'nun koydugu yasaklarin cogu artik cignenmeye baslaniyor. Ulkeye elektronik esyalar giriyor. Son olarak, Turkiye soguk savas doneminde daha cok kapitalistlerin yanindaydi. Belki bundandir ulke insanlari komunistleri cani olarak goruyor.
-
Jean Paul Sartre
Sartre'in " l'existentialisme est un humanisme " kitabini okudugumda gercekten etkilendigimi hatirliyorum. Daha sonra "Huis Clos", insanlarin aslinda bir birlerinin gozlerine nasil hapsolduklarini cok iyi dile getirmisti. Benim Sartre'dan anladigim varolus ozden once gelir. Dinde ise bunun tersidir. Oz varolustan once gelir. Sanirim Sartre'in cikis noktasida bu oldu. Insan once vardir. Sonra ozunu bulur. Ama bu ozu bulurken, cevre kosullari onu cok etkiler.
-
Alfred Hitchcock
O bir efsane diyebiliriz belkide. Her eserinde bir kareden cikmasi, bir filmin diger baska bir filmle baglantili olmasi ve korku unsurlari gercekten guzel. Filmlerini izlemiyenlerin bile dus sahnesini ezbere bilirler. Sinema ogrencilerine ders olarak ogretilir onun sinemadaki usta basarisi. Hitchcock'un bazi filmleri : Rebecca ve Psychose (benim izlediklerim) kitaptan sahneye aktarilmis ve Hitchcock'un yaraticiligiyla can bulmustur. Hitchcock kitaplara uymaz, bir roportajinda okumustum, "kitabi okurum ve bir daha ona asla bakmam gerisi artik bana kalmistir."
-
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi (2008)
Konusunun disinda filmdeki makyaj unsuru beni mest etti. Yasliykende Brad Pitt oynuyordu, 17 yasindaki genc de oydu. Cok etkileyici.