Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Yavuz-16

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    10
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Yavuz-16 Hakkında

  • Doğum Günü 01-09-1988

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://
  • ICQ
    0

Profil Bilgileri

  • İlgi Alanları
    KHO,futbol,boks,savunma sporları,yüzme,balık tutma,ajans,ROMAN(politik kurgu, polisiye...vs)...

Yavuz-16 - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  2. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  3. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  4. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  5. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  6. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  7. Yavuz-16 doğum gününüz kutlu olsun!

  8. Yavuz-16

    DUSUNDUREN SORU

    BİR DK BEN ANLAYAMADIM BEKARET KAYBEDİLİNCE BU HATAMI OLUYOR? yani bi insanla ilişkiye girdiğinizde bu kız için hatamı oluyor? hatadan kastınız bumu yani? ayrıca neden bu kız için hatada erkek için değil. ok onların bekareti anlaşılmıyo kızların anlaşılıyor die bi hatamı doğuyor?
  9. VALLA BENİM İÇİN Bİ SORUN OLMAZ ÇÜNKÜ BENDE MAÇ İZLERİM ONUDA GEÇ BOKS FALANDA VAR BENDE. onun bi çare bulması gerekir heralde.
  10. zamnında terkedip gittiyse sen onu severken demekki seni gerçekten sevmiyormuş, birini bulamayınca veya elindekinin yanındakinide uçup gitmesi sonucu sana geri dönüyordur. onu hala beklediğini ve geri döndüğünde onun boynuna atlayacağını düşünerek. eğer böle bi durum varsa BAS TEKMEYİ derim. kabul edersen bir daha yapacaktır, çünkü ona göre, sen nasıl olsa cepteki elemansın bir jokersin. SAYGILAR...
  11. oraya o anketi koymanız oylamaya sunmanız bile aşağılık ve aşağılayıcı birşey. o cümleyi sarfeden atanın ben yedi ceddine.... AYRICA bu başlığı açan arkadaşım, bu senin için bir saçmalıksa eğer bunun senin açından bi tartışılacak tarafı yoktur değilmi? başkalarının düşüncesini öğrenmek için yaptım diyorsan bırak o düşünceler onlarda saklı kalsın sen kendi düşündüklerine bak. SAYGILAR...
  12. CANAKKALE SEHIDLERINE Suheda govdesi, bir baksana daglar taslar... O, ruku olmasa, dunyada egilmez baslar, Vurulmus temiz alnindan uzanmis yatiyor; Bir hilal ugruna ya Rab, ne gunesler batiyor! Ey, bu topraklar icin topraga dusmus, asker! Gokten ecdad inerek opse o pak alni deger. Ne buyuksun ki kanin kurtariyor Tevhid'i... Bedr'in aslanlari ancak, bu kadar sanli idi... Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsin? "gomelim gel seni tarihe!" desem, sigmazsin. Herc u merc ettigin edvara ya yetmez o kitab... seni ancak ebediyyetler eder istiab. "Bu, tasindir" diyerek Kabe'yi diksem basina; Ruhumun vahyini duysam da gecirsem tasina; Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namiyle, Kanayan lahdine ceksem butun ecramiyle; Mor bulutlarla acik turbene catsam da tavan; Yedi kandilli Sureyya'yi uzatsam oradan; Sen bu avizenin altinda, burunmus kanina, Uzanirken gece mehtabi getirsem yanina, Turbedarin gibi ta fecre kadar bekletsem; Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem; Tullenen magribi, aksamlari sarsam yarana... Yine bir sey yapabildim diyemem hatirana. Sen ki, son ehl-i salibin kirarak savletini, Sarkin en sevgili sultani Salahaddin'i, Kilic Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki islami kusatmis, doguyorken husran, O demir cemberi gogsunde kirip parcaladin; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrami adin; Sen ki; a'sara gomulsen tasacaksin... Heyhat, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat... Ey sehid oglu sehid, isteme benden makber, Sana agusunu acmis duruyor Peygamber. Mehmet Akif ERSOY Hürriyet Kasidesi / Namık Kemal Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten SİS Sarmış ufuklarını senin gene inançı bir duman, beyaz bir karanlıktı ki,gittikçe artan ağırlığının altında herşey silinmiş gibi, bütün tablolar tozlu bir yoğunlukta örtülü; tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki,bakanlar onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar! Ama bu derin karanlık örtü sana çok layık; layık bu görünüş sana, ey zulumler sahası! Ey zulumler sahası...Evet, ey parlak alan, ey facialarla donanan ışıklı ve ihtişamlı saha! Ey parlaklığın ve ihtişamın beşiği ve mezarı olan, Doğu'nun öteden beri imrenilen eski kraliçesi! Ey kanlı sevişmeleri titremeden, tiksinmeden Sefahate susamış bağrında yaşatan. Ey Marmara'nın mavi kucaklayışı içinde sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın. Ey köhne Bizans, ey koca büyüleyici bunak, ey bin kocadan artakalan dul kız; güzellğindeki tazelik büyüsü henüz besbelli, sana bakan gözler hala üstüne titriyor. Dışarıdan, uzaktan açılan gözlere, süzgün iki lacivert gözünle nekadar canayakın görünüyorsun! Canayakın, hem de en kirli kadınlar gibi; içerinde coşan ağıtların hiç birine aldırış etmeden. Sanki bir hain el, daha sen şehir olarak kuruluyorken, lanetin zehirli suyunu yapına katmış gibi! Zerrelerinde hep riyakarlığın pislikleri dalgalanır, İçerinde temiz bir zerre asla bulamazsın. Hep riyanın çirkefi; hasedin, kargüdmenin çirkeflikleri; Yalnız işte bu...Ve sanki hep bunlarla yükselinecek. Milyonla barındığın insan kırıklarından Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar? Örtün, evet ey felaket sahnesi...Örtün artık ey şehir; örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi! Ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar; Kaatil kuleler, kal'ali ve zindanlı saraylar. Ey hatıraların kurşun kaplı kümbetlerini andıran, camiler; ey bağlanmış birer dev gibi duran mağrur sütunlar ki, geçmişleri geleceklere anlatmaya memurdur; ey dişleri düşmüş, sırıtan su kafilesi. Ey kubbeler, ey şanlı dilek evleri; ey doğruluğun sözlerini taşıyan minareler. Ey basık tavanlı medreseler,mahkemecikler; ey servilerin kara gölgelerinde birer yer edinen nice bin sabırlı dilenci güruhu; "Geçmişlere Rahmet!" diye yazılı kabir taşları. Ey türbeler, ey herbiri velvele koparan bir hatıra canlandırdığı halde sessiz ve sedasız yatan dedeler! Ey tozla çamurun çarpıştığı eski sokaklar; ey her açılan gediği bir vak'a sayıklayan viraneler,ey zaılıların uykuya girdikleri yer. Ey kapkara damlariyle ayağa kalkmış bire matemi sembole eden harap ve sessiz evler; ey herbiri bir leylepğe yahut bir çaylağa yuva olan kederli ocaklar ki, bütün acılıkleriyle somutmuş, ve yıllardır tütmek ne...çoktan unutulmuş! Ey midelerin zorlaması zehirinden ötürü her aşağılığı yiyip yutanköhne ağızlar! Ey tabi'atin gürlükleri ve nimetleriyle dolu bir hayata sahip iken, aç, işsiz ve verimsiz kalıp her nameti,bütün gürlükleri, hep kurtuluş sebeplerini gökten dilenen tevekkül zilleti ki..sahtadır! Ey köpek havlamaları, ey konuşma şerefiyle yükselmiş olan imsanda şu nankörlüğe lanet yağdıran feryat! Ey faydasız ağlayışlar, ey zehirli gülüşler; ey eksinlik ve kaderin açık ifadesi, nefretli bakışlar! Ey anacak masalların tanıdığı bir hatıra: Namus; ey adamı ikbal kıblesine götüren yol:Ayak öpme yolu. Ey silahlı korku ki, öksüz ve dulların ağzındaki her talih şikayeti yapageldiğin yıkımlardan ötürüdür! Ey bir adamı korumak ve hürriyete kavuşturmak için yalnız teneffüs hakkı vren kanun masalı! Ey tutulmayan vaitler,ey sonsuz muhakkak yalan, ey mahkemelerden bitiviye kovulan "hak"! Ey en şiddetli kuşkularla duygusu körleşerek vicdanlara uzatılan gizli kulaklar; ey iştilmek korkusuyla kilitlenmiş ağızlar. Ey nefret edilen, hakir görülen milli gayret! Ey kılıç ve kalem, ey iki siyasi mahkum; ey fazilet ve nezaketin payı, ey çoktan unutulan bu çehre! Ey korku ağırlığından iki büklüm gemeye alışmış zengin-fakir herkes,meşhur koca bir millet! Ey eğilmiş esir baş,ki ak-pak,fakat *********; ey taze kadın,ey onu takibe koşan genç! Ey hicranın üzgünü ana,ey küskün karı-koca; ey kimsesiz; avare çocuklar...Hele sizler,hele sizler... Örtün, evet, ey felaket sahnesi...Örtün artık ey şehir; Örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi! TEVFİK FİKRET KARIMA MEKTUP 33 - 11 - 11 Bursa Hapisane Bir tanem! Son mektubunda : "Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun. "Seni asarlarsa seni kaybedersem;" diyorsun; "yaşıyamam!" Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı. Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat emin ol ki sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nâzıma! Ben, alacakaranlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarı kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim... Karım benim! İyi yürekli, altın renkli, gözleri baldan tatlı arım benim; ne diye yazdım sana istendiğini idamımın, daha dâva ilk adımında ve bir şalgam gibi koparmıyorlar kellesini adamın. Haydi bunlara boş ver. Bunlar uzak bir ihtimal. Paran varsa eğer bana fanile bir don al, tuttu bacağımın siyatik ağrısı. Ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı. NAZIM HIKMET RAN SU KASİDESİ Saçma ey göz, eşkten gönlümdeki odlere su Kim bu denlü dutuşan odalara kılmaz çare su Vehm ilen söyler dil-i mecruh peykanın sözün İhtiyat ilen içer her kimde olse yare su Suya versün bağban gülzarı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzare su Arızın yadıyla nemnak olsa müjganım n'ola Zayi' olmaz gül temennesiyle vermek hare su Gam günü etme dil-i bimardan tiğin diriğ Hayrdır vermek karangu gicede bimare su Razva-i kuyına her dem durmayıp eyler güzar Aşık olmuş galiba ol serv-i hoş-reftare su Dest busi arzusiyle ger ölürsem dostlar Kuze eylen toprağım sunun anınla yare su FUZULİ son yazdığım dizeningünümüz Türkçesi; Eğer dostlarım ben birgün sevgilinin elini öpmek arzusuyla ölürsem Siz benim mezar toprağımdan testi yapın o testiylen benim yarime su verin. (yarim o testiden su içerse benim yarime kavuşmuş onu öpmüş olurum)yarim=HZ. Hz.Muhammet oluyor. gerisinide siz araştırın ve okuyun çok güzel.
  13. taze bitti yavuz-16 versek
  14. Yavuz-16

    Metal Fırtına

    bende okdum bütün çıkanları m.fırtına,m.fırtına2(kayıp naaş)m. fırtına2(kurtuluş), vede 3.dünya savaşını. hepsi süper kitaplar yani olbilecekleri yazmışlar ve okuyun yani.Sanırım üçüncü dünya savaşının devamıda geliomuş.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.