Zıplanacak içerik

yazgan

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yazgan tarafından postalanan herşey

  1. yazgan şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
    Ülkemizdeki birçok tartışmada, konu ne olursa olsun, zaman zaman karşımıza iki dinsel/felsefi tez çıkıyor: 1- İslamiyet ve diğer dinler "insanların uydurduğu" sistemlerdir. 2- İslamiyet, Allah'ın son gönderdiği bir din olup, ona inanmayanlar dünyada Allah'ın yardımından uzakta, ahirette ise cehennemde olacaklardır.İnanlar ise her iki dünyada Allah'ın desteğine ve yardımına mazhar olurlar. Ben diyorum ki, bu iki tezi öncelikle tartışmak yerine, önce Tanrının var veya yok olduğu tartışılmalı. Eğer Tanrı yoksa mesele yok; dinlerin de tümü saçmalıktan öteye geçmez diyebiliriz. Ama Tanrı varsa o zaman da şu soruyu cevaplamak gerekiyor: Eğer Tanrı varsa, onun insanlara din ve elçi (peygamber) göndermesi gerekir mi? İNANANLAR VEYA İNANMAYANLAR, bu ve benzeri sorulara hangi cevapları veriyor? Bana göre Tanrı vardır, temeli Kur'an olan İslam bilime, doğrulara ve gerçeklere ters düşmez
  2. Değerli kardeşim, Kürtçe kanala benim fazla bir şey dediğim yok, belki iyi bile olabilir. Ben, sadece bazı bölgelerde bile olsa, okullarda bütün derslerin kürtçe olduğu bir eğitime sistemine karşı çıkıyorum. Benim fikirlerimi asimilasyon olarak peşinen reddediyorsun. Ben kendim için neyi istiyorsam senin için de onu istiyorum. Batı ülkelerinde buna "entegrasyon" (kaynaşma) deniyor. Asimilasyon olsa, kürt kültürü ile ilgili her şeyin yasaklanması ve ne varsa hızla unutturulmak için gayret sarfedilmesi söz konusu olurdu. Evet Türkiye tarihinde zaman zaman bu tür asimile politikaları da izlenmiştir, fakat sonuç vermediği gibi insanlarımızın çoğu buna karşı olduğu için çabuk terkedilmiştir. Asimnilasyona ben de senin kadar karşıyım. Zaten günümüzde artık bir toplumu asimile etmek, bir kültürü yok etmek, bu bilişim çağında imkansızdır. Ama uyum ve entegrasyon ise KAÇINILMAZDIR. Bakın ben Almanya'da yaşayan ve artık oraya temelli yerleşmiş biri olsaydım, çocuklarıma ve torunlarıma türkçeyi değil almancayı öğretirdim. Ama bunun yanında onlara "biz türk kökenli Alman'ız" diyerek, türk ve islam kültürünü de öğretmeye ve BENİMSETMEYE çalışırdım. Benim yazdıklarımdan sizi korkutan sözlerin hedefi aslında siz değilsiniz. Ayrı devlet kurmak isteyenlere seslendim o sözlerle. Ama onlara da saygım var. Her düşünce saygıdeğerdir, bana göre yanlış ve zararlı olsa bile. Türkiye'de bağımsız devlet kurmak isteyen kürtlerin oranı seçimlerde de belli oluyor, %6-7 civarında. Bu demektir ki Karşılarında %93'lük bir kesim var. Onları güzellikle ayrılmaya İKNA EDEBİLECEKLERİNE ben inanmıyorum. Siz inanıyor musunuz, halkın %50'sinden fazlasının Türkiye'de bağımsız bir Kürt devleti kurulmasını "savaşta yenilmeden" benimseyebileceğine?
  3. Bu sözlerin daha güzel. Ben bir Türk milliyetçisi olarak, "Tek bahsettigim sey Turkiye'nin birlik olup bir GUC olmasi." diyen birine asla bölücü diyemem. Bana göre bu sözü söylemekle (benim anladığım) Türk milliyetçisi olmak arasında bir fark yok. Fakat bizim içimizde de (Türk milliyetçilerinin içinde) ırkçı ve bölücüler var, siz kürtlerin içinde de. Onları etkisiz hale getirdiğimiz zaman Türkiye BİR HUZUR VE BARIŞ ÜLKESİ olarak, ORTAK VATANIMIZ olacaktır. Biz de empati yapalım, siz de empati yapın. Siz kürtler, ülkede kürt olmayanlara kırgın olmakta HAKLISINIZ, ama bizde sizin içinizdeki "ayrılıkçı kürtçülere" dargınız, biz de haklıyız bence. BU KARŞILIKLI DARGINLIK VE KIRGINLIKLARI, YİNE KARŞILIKLI KONUŞARAK VE TARTIŞARAK GİDERMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK.
  4. ÇÖZÜM KÜRTLERLE KÜRT OLMAYANLARIN HER ŞEYİ KONUŞUP TARTIŞMASINDADIR. Yalnız söylediklerinizin birçoğuna katılıyorum, çok yerinde ve doğru sözler. Ama bazılarına da katılmıyorum. Bence de DOĞRU OLANLAR: 1-Aslinda bana sorarsaniz o sorun Kurt sorunu degil, Turk sorunu" 2-"...boylesine yapay bir nefret yaratilmis olmasina ragmen hala kalkip "Kurt sorunu yoktur" demenizdir." 3-"...Kardesim gidin sorun Kurtlere. Tek tek. En buyuk sorunlari nedir diye. Sizler Ankara'da Istanbul'da ne olup bittigini bilmeden Asiret filan diyorsunuz ama bu bizlerin sorunu degil. Asil sorunumuz sizler gibi 30-40 bin kisi oldukten sonra dahi, milyonlarca..." 4-"[i]Ya da bir annenin yeni dogan cocuguna Kurtce bir isim vermesi kadar dogal bir sey olabilir mi?" Bana göre YANLIŞ OLANLAR ve cevaplarım: 1-"...milyonlarca Turk ve Kurt arasinda ..." diyerek, Türkiyedeki insanları İKİ MİLLETE bölmüş oluyorsunuz. Eğer iki millet varsa bu ülkede, siz kürtler değil, önce biz "kürt olmayanların", insan hakları gereği hemen, derhal Türkiyenin doğu ve güney doğusunda BAĞIMSIZ BİR KÜRDİSTAN kurulması için teklif getirmemiz gerekir. Çünkü bugün dünyada nasıl her milletin "en az" bir ülkesi ve bir devleti varsa, kürtler de ayrı millet diye kabul edilirse, onların da en yakın zamanda bağımsız bir ülkesi ve devletinin olması adaletin ve hakkaniyetin gereği değil midir? BUNU MU İSTİYORSUNUZ? 2-"Gidin arastirin! Kardesim bir Kurdum kendi dilinde egitim ve hizmet gorme isteginden daha dogal ne olabilir?" Türkiye'de , herkesin Türkçe bildiği bir ülkede , ayrılıp bölünmek isteyen bir etnik grubun kendi ana diliyle eğitim yapmasını devlet eliyle sağlamak, onların bir an önce toplumun diğer kesimlerinden kopması sonucunu doğuracaktır. Ayrı devlet isteyenlerin hedeflerine ulaşması için uygun ortamı oluşturacaktır. Eğer bölünüp ayrı devlet kurmak iyi ise ve O KADAR KOLAYSA, o zaman, bu kürtçe eğitimde çok iyi bir şey olabilir. 3-"Egedeki ve Karadenizdeki Rumlar gibi asimile mi olalim? Cerkezler gibi dilimizi mi unutalim? Ermeniler gibi birakip kacalim mi? Araplar gibi Turk olmadigimiz halde "Turkuz" diyelim isterseniz nasil olur?"diyorsunuz. Bakın o bahsettiğiniz rumlar, çerkezler, ermeniler ve araplar doğrusunu yapmıştır. 100 yıl önce sizin gibi düşünmeleri sağlanan Türkiyeli ermenilerden -Talat Paşanın notlarına göre-950 bin tanesi "tehcir"ile Ortadoğu ülkelerine gönderilmek suretiyle ülkeyi terketmek zorunda kaldı. Göç ederken de en az 150 bin tanesi yolda çeşitli şekillerde hayatını kaybetti. SİZ BİR VATANDA YAŞAYAN TÜM İNSANLARIN KAYNAŞMASINA "asimilasyon" DİYEREK KARŞI ÇIKIYORSUNUZ. Sizlerden başka bu ülkedeki herkes kaynaşmayı ve TEK MİLLET OLMAYI kabul ediyor, sadece siz "kürtlerin bir kısmı" kabul etmiyor. O zaman bir ihtimal daha var çözüm için: SAVAŞMAK VE SAVAŞARAK BAĞIMSIZ MİLLET OLMAK, BAĞIMSIZ DEVLET KURMAK. Eğer gücünüz yetiyorsa SAVAŞARAK BU HEDEFİNİZE ULAŞIRSINIZ.
  5. Sayın kardeşim, 90 yılı aşkın sizlere "kürdüm demeyin" diyen oldu mu, bu ülkede ? ABD'nin yaptırdığı artık bugün iyice açığa çıkmış bulunan 1980 darbesinden sonra, yine ABD güdümlü askeri yönetim emrinde ve belli bir plan doğrultusunda, yani siz kürt kökenlileri devlete karşı kışkırtmak ve isyan ettirmek amacıyla, DİYARBAKIR CEZAEVİNDE yapılan, insanlık dışı baskı ve işkenceler esnasında söylenenleri saymazsak... Ağzını açan bölücü olmuyor. Bazı kürt kökenli insanlarımız var mesela, "Ben kürdüm, etnik kökenim ve ırkım kürt; ama TC vatandaşı olduğum için, anayasaya göre "milletim Türk", yani ben kürt kökenli türküm" diyorlar. Bunlara neden kimse "bölücü" demiyor? Ama böyle konuşarak birleştirici olup, kürt etnik kimliğini de inkar etmeyenlere sizin gibi düşünenler ne diyor ? "Asimile kürt !" Ve onları dışlıyorsunuz, birleştirici oldular diye. Ermeni kelimesini küfür anlamında kullanan veya kendi ırkından gelmeyenleri Türk saymayan oğuz kökenliler de, en az PKK kadar bölücülük ve ırkçılık yapıyorlar. Hangi etnik kökenden gelirse gelsin, sadece kürtlerden değil, yörük veya türkmen kökenli de olsa ırka dayalı milliyetçilik yapanlar veya milliyetçi olduğunu iddia edenler de IRKÇIDIRLAR, BÖLÜCÜDÜRLER. Aralarında hiçbir fark yoktur. "O ırkçı değiliz" deyip de ırkçı deyimler kullananlar, işte onlar, "Kürtlerin ırkı başka olduğu için milleti de başkadır diyen kürtlerle, kürtleri sırf oğuz ırkından değil diye Türk saymayan yörük, türkmen, laz veya çerkezlerdir. Bize göre her etnik grubun ırkçısı ve bölücüsü vardır, biz onların arasında asla bir ayırım yapamayız.
  6. Ne o? Senin gibi düşünenleri dışlamadık, kendimizden saydık diye mi bu kızgınlığınız ? "kafamın arkasında bir çıkıntı var ve türküm, ne mutlu bana... kafatasçılar yine ortada..." diyorsun. Yani biz böyle mi diyoruz? Böyle konuşanlar, yazanlar kimler ? Sadece , kafatası ve kana göre, ırka göre milliyetin belirleneceğini zannedenler kimler acaba? Biz diyoruz ki, "Irk hayvanlarda aranır, insanlarda "hars" (kültür) ve terbiye (eğitim) önemlidir. Bir kişi hangi milletin (toplumun) terbiyesini almışsa, o milletin bir ferdi olur." diyen Ziya Gökalp'in anlayışı doğrudur. Bir insan hangi ırktan gelirse gelsin; ister kürt, ister, yörük, ister çerkez, ister laz, ister arap, ister alman, ister ermeni, ister çingene, ister rus, ister ingiliz.... olsun, eğer TC vatandaşı ise o Türktür, eğer bu kişi Almanya'da yaşayan bir Alman vatandaşı ise Almandır, Kuzey Irakta yaşayan Kürdistan vatandaşı ise Kürttür. Irkının, kafatasının şu veya bu olması farketmez. Atatürkün anlayışı da budur. Ama siz ve sizin gibi düşünenler için her şeyden önemli olan maalesef ırktır, kafatasıdır, renktir... Kendinizin ve başkalarının milliyetini bu gibi ırksal özelliklere göre belirliyorsunuz. Aslında bu anlayışınızla gerçek "IRKÇI" sizler olmuyor musunuz? "ilk anayasada(veya ilk mecliste kabul olunduğu üzere) "kurtuluş savaşını veren türk ve kürt kavimleridir" diyor daha neyi tartışıyorsunuz... kürt olarak nitelendirmesi kişinin kendini bölücülük mü..."diyorsunuz. Hiçbir TC anayasasında kürt, yörük veya çerkez gibi bir ırk ismi yoktur. Varsa kanıtını belgesini getirin. Ve her duyduğunuza da inanmayın. Mecliste, eskiden de günümüzde kürt kelimesi, de çerkez, laz ve yörük gibi kelimeler de hep kullanılmıştır. Ne var bunda. Tarihin hiçbir döneminde "Türkiye!de kürt yoktur, denmemiştir. Ama "Kürt diye ayrı bir millet yoktur, Kürtler de Türktür." denmiştir. "Ben yörüküm, ben çerkezim" dediğimiz zaman bölücü olunmuyor da, neden "ben kürdüm" dediğimiz zaman bölücü sayılalım. Ben Türk değilim, ama TC vatandaşıyım" demek çok farklı bir şey. Asıl bölücülük ve "anayasa tanımazlık" da odur.
  7. yazgan şurada yorum gönderdi ftoyd'nın blog başlığı içinde ftoyd's Blog
    Merak etme kardeşim, biz Türk milleti uçurumdan yuvarlanırken "kahramanlar" çıkarmasını iyi biliriz. Önce şöyle güney doğuda Kürdistanı bir kursunlar, Kıbrıs'ı Rumlara tapulasınlar, Ermeniler 60 milyar dolar tazminat talebiyle kapımıza gelsin, ülkede kardeş kavgasını da başlatsınlar.... Ondan sonra aklımız başımıza gelecektir. Yeni bir Atatürk'ün de o zaman ortaya çıktığını göreceğiz. Tabii eğer sağ kalırsak...
  8. yazgan şurada bir başlık gönderdi: Öneri ve Eleştirileriniz
    Tatışma konuları en son gönderilen 10 iletiye göre belirlendiği için, bazen en çok tartışılan konular bir bakıyorsunuz, iki iç saat sonra yeni gönderilen birkaç konu başlığı yüzünden artık görünmez ve bulunmaz hale geliyor. Üstelik o konu başlıklarının kaybolmasına yol açan en son gönderilen konu başlıkları da o kaybolan konular kadar ilgi görmeyebiliyor, çoğu zaman. Tartışma konuları "En son gönderilen 10 yeni ileti" şeklinde sıralanmanın yanında, bir de "En çok tartışılan 50 konu başlığı" olarak başka bir bölümde gösterilse, sanırım iyi olacak. Böylece çok ilgi gören bazı konular, "son gönderilen 10 yeni ileti"lerin kurbanı olarak kaybolmamış, daha da heyecan kazanarak ve de olgunlaşarak devam edebilecektir. GEREĞİNİN YAPILMASI UMUDUYLA...SAYGILAR...SEVGİLER...
  9. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Aslında yukarıda belirtmiştim kısmen, biraz daha açayım sözlerimi. Ecevit'in elştirilecek yanı yok değil; hattâ, kusurları ve yanlışları Erdoğan'dan az olmayabilir, fazla da olabilir. Erdoğanın iyi yanları ve doğruları, başarıları da az değildir. Ki ikinci seçimde boşu boşuna oyları %47'ye kadar çıkmadı. Bunlar ayrı bir konu. Bizim şimdi tartıştığımız, Davos'taki tavrı ile Erdoğanın yüceltilmesi karşısında Ecevit'in, koltuğun kenarına amerikanvârî oturmuş olan Bil Klintın (Bill Clinton) karşısında ayakta dikilmesi, niye onun da aynı şekilde oturmamış olması. Zaten Klintın kadar boyu uzun olmayan bir kişinin aynı şekilde koltuğun kenarına oturmaya kalkması durumunda ayakları yere ermeyen bir çocuk gibi kalacağı için daha komik durumuna düşeceğini de takdir edersiniz. Ecevit'in eleştirilecek çok hatası var ama bu değil. Sizin iddianızda olduğu gibi Ecevit, "ABD'den çok korkan" bir kişi olduğu için öyle ayakta durmuş değildir. Eğer öyle olsaydı 1974 'de Kıbrıs Harekatına gidecek Türk savaş gemilerinin karşısına ABD, 6.Filo ile onun uçak gemisini çıkardığı ve "harekattan vazgeçin, karşınızda 6. Filo var " diye TC'ne nota verdiği zaman "biz de yanından geçeriz" demeyip, "biz bakkal dükkanı değil, ülke yönetiyoruz, bu müzik notası değil, askeri nota !" diyen Erdoğan gibi konuşur ve harekattan vazgeçerdi herhalde. Öyle oturmakla, "yan geli yatmakla", bağırıp çağırmakla olmuyor bu işler. Son Kuzey Irak harekatının uzun süreceği, PKK'nın bütün kampları yerle bir edilmeden dönülmeyeceği belirtildiği halde, Türkiye sınırına en yakın olan sadece tek bir kampa girildikten sonra, Buş'un (Bush) ""Derhal harekata son verin" demesiyle birlikte, hemen o gün, daha harekat başlayalı henüz bir hafta olmuşken apar topar, kaçar gibi Kuzey Irak'ı terketmezdi askerlerimiz Sn Erdoğan'ın emriyle. Erdoğan'ın övülecek çok yanı var ama bu değil.
  10. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Fotoğraftaki duruşuyla Ecevit her zamanki meşhur kibarlığını yansıtmış. Ama keşke, mensuplarının çoğunluğu tarafından DIŞ GÖRÜNÜŞE ve BOŞ LAFLARA önem veren bir halkın lideri olduğunu düşünüp, aldatılmayı ve kandırılmayı seven insanlarımızın hatırına biraz rol yapaeak KAHRAMANLIK taslasaydı. Hani kahramanlık taslamaya hakkı yok değil. Ne de olsa, onun bir ünvanı KIBRIS FATİHİ değil miydi? Sahi Erdoğan ne FATİHİYDİ? Davos Fatihi !... Ecevit, Kıbrısın ancak kuzeyini Türk toprağı yapabilmişti? Erdoğan nereyi Türk toprağı yaptı acaba? Sahi unuttum, Davos artık bizim.Türkiye'nin 82. vilayeti Siyasi görüşünün etkisi altında düşünce üretmek tabiki eksik ve yanlış olur, ama olayların sadece dış görünüşüne göre "siyasi görüş sahibi olmak" çok daha yanlıştır, tuzaklara düşürür insanı. Zaten siyasetçilerin en iyi bildiği iş, halkı kandırmaktır. Oyun daha bitmedi, merak etme devam ediyor. İsrail'in planı, İsrail'le yaptığı hiçbir anlaşmadan geri adım atamayan, Ortadoğuda onun en sadık müttefiki R.Tayyip Erdoğan'ı Arap halklarının gözünde "kahraman" yaparak, AZILI DÜŞMANI "İran'ı"devreden çıkrmak, onun tahtına "lafta kabadayı-İcraatta uysal koyun" olanları getirmek. Hedefine adım adım ilerliyor İsrail, hem de alkışlarla, alkışlarla...
  11. Doğu Perincek 1 Mayıs katliamı esnasında bir planın parçasıydı ve bu planda rol aldı diyorsunuz. Eğer bu sözünüz doğruysa, bugün onların başına dünyayı dar eden , bire bin katıp binlerce sayfa tutan iddianemeyle her suçu onlara yüklemeye çalışan F - Güçleri ile yandaş medyada, bu sizin dile getirdiğiniz iddiaya henüz rastlayamadık. Onlar mı unuttu, yoksa siz bir dayanağı olmayan tahminlerinizi mi, sanki "gerçekmiş gibi" ifade ediyorsunuz? Sn. Erdoğan'ın değiştiğine de inanmıyorsunuz, ama ABD ve AB ile ilişkilerine bakılrsa sanki epey değişmişler. Eskiden AB'ye "en karşı" olan parti MSP'nin elemanı değil miydi RTE ? Şimdi Türkiye'yi AB'ye aldırmak için neredeyse Kıbrıs'ı Rumlara bırakmaya, Ermenistan'la ilişkileri şartsız geliştirip "soykırımı" kabullenmeye hazır gibi görünüyor. Eskiden böyle miydiler? ABD'ye rağmen Erbakan D-8'leri kurmaya kalktığında R.T.Erdoğan onun partisinde değil miydi? Bir de şimdi 5 Kasım 2007 tarihli Buş(Bush)-Erdoğan gizli anlaşmasını düşünün...
  12. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Sayın 'dünyahepimizin' "Su Türkiye'nin kaderine bakin, iktidara gelen milliyetcisi, vatanseveri, Atatürkcüsü, dincisi tümü ülkeyi soyup sogana ceviriyor, yandaslarinin cebini dolduruyor, insanlara kazik atiyor. Birde bunlar kalkiyorlar bizlere neyin dogru neyin yanlis oldugunu ögretmeye calisiyorlar. Sizler ancak gözlerini yuman, kulaklarini kapatan yandaslarinizi aldatabilirsiniz, bizi degil." diyorsunuz. Bu sözlerinizin içinde özellikle, "İktidara gelen milliyetçisi, Atatürkçüsü, dincisi tümü ülkeyi soyup sogana ceviriyor, yandaslarinin cebini dolduruyor, insanlara kazik atiyor." derken herkesi bir torbaya doldurmuş gibisiniz.. Aynı Ergenekon torbası gibi. "Dincisi" ni anladık da, ülkesini soyanlar taifesinden ( Kombassanlar, Yimpaşlar, Deniz Fenerleri örneklerinden..), "milliyetçilerden, vatanseverlerden, Atatürkçülerden" kimler vardı ben hatırlayamadım da. Eski MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın vardı milliyetçilerden, AKP hükümeti tarafından Yüce Divan'a sevkedildi; uzun süre yargılaması devam etti, en sonunda geçen yıl dava sonuçlandı. On bir yargıcın tamamının ittifakıyla , hiçbir ceza almaksızın beraat etti. Demek ki suçsuzmuş. Fakat şu anda milletvekili bile değil. Ama olabilir, yine de ben hatırlamasam bile. Her siyasi görüşten insanlar suç işleyebiliyor ülkemizde maalesef.
  13. Sayın arkadaşım, Sözlerindeki samimiyeti görüyor ve düşüncelerinize saygı duyuyorum, her ne kadar bazılarına katılmasam da. Siz diyorsunuz ki "ben kürt asıllı bir türküm diyemem, beynimde oturtamadım, özümseyemedim." En sonunda da "Türk olmadığım için bunu söylemek zor" demek istiyorsunuz. Saygı duyuyorum. Ama asıl ayrıldığımız nokta bu değil. Sorunun temeli galiba "milli kimlik tanımlarımızın" farklı olmasında. Milli kimlik dendiğinde siz "etnik" bir ırka ve kana dayalı anlam çıkarıyorsunuz; ben ise milli kimliği ""aynı vatanda yaşamak" olarak anlıyorum. Bana göre bir ülkede yaşayan, o ülke vatandaşlarının hepsi hangi ırk, din, millet veya ülkeden gelmiş olurlarsa olsunlar TEK BİR MİLLETİ meydana getirirler. Sorun, bu milletin adını koymakta ortaya çıkyor bazen. Millet ismi olarak mesela, ABD'de yaşayanlara "amerikalı" anlamında "amerikan" deniyor. Ama genellikle başka ülkelerin büyük çoğunluğunda, yaşanılan "o ülkenin halkı" anlamında bir sözcük yok. Bir halkı , toplumu veya soyu ifade eden kelimeler seçiliyor millet ismi olarak. Grek(yunan), cermen (alman), arap, yahudi, bulgar, rus gibi. Ama bu milletlerin yaşadıkları ülkenin ismi de daha ziyade milletin ismine göre şekilleniyor.Bulgaria, Russia gibi. Diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde yaşayan insanların da bir ortak adı olması gerekmiyor mu? Bu da var zaten Atatürk tarafın devletin kuruluşunda verilmiş bir isim. O da "Türk" bildiğiniz gibi. Bu kelime cumhuriyetin kuruluşundan önce sizin anladığınız manada, yani etnik olarak kullanılmış. Orta Asyadan gelip Anadolu'ya yerleşen Hun kökenli Oğuzlar anlamında kullanılmış . Ama bugün artık o anlamda değil. Bu yeni anlam (TC vatandaşı=Türkiye'li= Türk) anayasa ile de tescillenmiş. Devletin kurucusu tarafından da açıkça belirtilmiş. Kimse bu ülkede "Türk değilsin" sözleriyle dışlanmasın diye. Sonra da, başta Atatürk olmak üzere bütün cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve ders kitapları "türk" kelimesini "öve öve" kullanmış, ülkede yaşayan herkesi kastederek, herkesi Türk sayarak. Şimdi dersek ki "ülkemizde sadece türkler yok, çerkesler de var, kürtler de var, başka milletler de var", o zaman şimdiye kadar devletimizin resmi kayıtlarında geçen ve sadece türklüğü övücü olan sözleri ne yapacağız? Tek bir seçenek kalıyor, önce Oğuz kökenli olmayan etnik gruplardan önce GÜZEL BİR ÖZÜR DİLEYİP, "millet" sayacağımız o "etnik gruplara" da bağımsızlık vermek, ülkeyi ona göre yeni sınırlarla 36 parçaya bölmek. Tabii eşit olarak değil. Türkiye'den irili ufaklı tam 36 tane bağımsız devlet çıkarmak. Yalnız bu bölme - parçalanma işlemini kardeş kardeş, barış içinde yapamayacağımıza göre BÜTÜN DÜNYAYA İBRET OLACAK BİR "iç savaş" çıkartıp, birbirimizi ÖLDÜRMEMİZ de kaçınılmaz oluyor. Hem nüfusumuz da biraz azalmış olacağına göre fert başına düşen gayri safi milli hasıla da belki 15 bin dolara çıkar, Avrupa Birliğine de bizi almaları kolaylaşır ama... Ben, diyorum ki, böyle olmaktansa, madem siz kürtlere, Türkiye'deki halkın %85'inin söylediği o kelimeyi (Türküm demeyi) söylemek çok ağır geliyor, Türkiye'de kürt olmayan herkes, yani geri kalan %85'lik kesime teklif edelim, ülkenin bölünmemesi için herkes "Ben kürdüm" desin, ülkenin adı da Türkiye yerine "Kürdistan" olsun, o zaman tek bir milli ismimiz olur ve ülkede yeni devletcikleri kurmak için birbirimize girip savaşmamız da gerekmez. Ben kendi adıma " yörük asıllı bir Kürdüm" demeye hazırım. İnanın Oğuz Türklerinden gelen biri olarak bu bana ağır gelmez, yeter ki ülkem bölünmesin. Saygılar sunuyorum.
  14. "-iye" eki sadece Arapça'da değil, bildiğim kadarıyla bazı Batı ülkelerinin orijinal isimlerinde de geçiyor; Romanıa, Bulgarıa, Hungarıa, Yugoslavıa, Macedonia...gibi. "Turcıa" diye geçen sözcüğün izlerine de Batı kaynaklarında yüzyıllar öncesinden beri rastlanıyor olması lazım. Çünkü "Turc" sözcüğü 700'lü yıllarda Batılılar tarafından "Türk" anlamında yazılıp kullanılmış. Tarihte "kimlerin Türk olduğu, kimlerin olmadığı" konusu ise; sizin de belirttiğiniz gibi pek önemli değil. O zamanlarda "Türk" hangi anlamda kullanılıyordu, bugün hangi anlamda kullanılıyor veya hangi anlamda kullanılmalı? Türkiye halkının ortak bir milli kimliğe sahip olabilmesi çok daha önemli değil mi sizce de?
  15. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Milliyetçilik sözü ile benim kastettiğim şey tam da "ulusalcılık ve vatanseverlik". Milliyetçiliği, ne yazık ki bir ırkı ya da ulusu diğerlerinden üstün görmek şeklinde anlayıp benimseyenler var, hem de bunlar çok fazla. Bana göre böyle düşünenler bilerek ya da bilmeyerek "ırkçılığı ve bölücülüğü" savunmuş oluyorlar. Hattâ sırf müslüman oldukları için müslüman görünümlü teröristleri savunmak da İslam dünyasında çok yaygın. Bana göre bu da ırkçılık ve ilkellikten başka bir şey değil. Elkaide, Hamas gibi örgütleri sırf şeriatçı olduğu için savunan dinciler, aslında İslam'a aykırı bir şey yaptıklarının farkında değiller. Onların yaptığı da ırkçılık.
  16. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Bu sözlerinin tümü çok önemli gerçekleri ifade ediyor. Tamamına katılıyorum, çok güzel belirtmişsiniz. Sizi desteklemek için bir iki cümle ekleyeyim. Dincilerin ılımlı islam dedikleri var ya, aslında "demokratik görünümlü şeriat idaresi". Halk iradesiyle bunun engellenmesi için de, halkın din konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu konuda meydan şeriatçılara bırakılmamalı.
  17. Tamam, anayasamıza göre alt-üst kimlik kavramları yok. O açıdan haklısınız. Benim söylemek istediğim; son yıllarda çokça kullanılmaya başlayan"kürt, laz, çerkez" gibi, etnik kimlik adlarının milli bir kimlik haline getirilerek "Türk" sözüne eş bir değerde kullanılmasını önlememiz gerektiği. Bunun için de "Türk" sözünün artık tarihteki kimi yer ve zamanlarda olduğu gibi "etnik" bir terim olarak kullanılmaması gerekir. Çünkü biliyorsunuz, devletimizin anayasasındaki "Türk" sözcüğü etnik değil, "vatandaşlığa" ait anlam ifade eden bir kavramdır .
  18. Sayın demirefe, Bu sözlerinin hemen hepsi gerçekleri ifade ediyor, yalnız iki cümlene itiraz etmek istiyorum: "Türk üst kimlik değildir. Çerkez, Laz, Boşnak, Gürcü alt kimlik değildir. " demişsin. Türkiye'li=TC vatandaşı=Türk,olduğuna göre "Türk"lüğü üst kimlik olarak kabul etmemiz gerekmiyor mu sizce de? Diğer etnik ırksal isimler olan "yörük, pomak, çerkez, kürt, laz" gibi kavramların da (Türkiyedeki ) Türklüğün içinde sayılması gereken toplulukların adı olduğunu düşünürsek, o anlamda "alt kimlik" terimini kullanabiliriz diye düşünüyorum. İNKAR ETMEDİĞİMİZ İÇİN.
  19. ABD sadece bugün için değil, Türkiye için her zaman bir tehlikenin adıydı aslında. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve bağımsızlığını tescil eden Lozan Antlaşmasını imzalamamış bie devlettir ABD. Ayrıca daha o yıllarda Anadoluda bir Kürdistan kurulması için o zamanki kürtçülere verdiği sözler de yzaılı belgelerde mevcuttur. AKP'ye bırakılan harabe değildi ama ülkemizin o zaman da çözemediği sorunları vardı. Bugün ise AKP'den önce Türkiye'nin olan bazı haklarımız, Kıbrıs'lı rumlara, bölücü kürtçülere kaptırılmış durumdadır. Ermeni diyasporası ile İsrail arasında işbirliği yapılması da başarıyla sağlanmıştır; bu başarı AKP lideri sayın Erdoğan'a aittir. Dış ticaret açığı ile cari açığın katlanarak büyümesi, dış-iç/kamu-özel sektör borcunun 220 milyar dolardan 610 milyar dolara çıkması ile kredi kartı borçlularının 29 kat artmasında herhalde AKP'nin ve Erdoğan'ın hiçbir payı yoktur. Ama bu hükümetin 2002'de işbaşına gelmesi için, kimseye sormadan ve baraj altında kalacağını bile bile "erken seçim" isteyip bu emeline ulaşan sayın Devlet Bahçeli de üzerine düşen görevi EKSİKSİZ yerine getirmiştir. Sayın Deniz Baykal ise, R.Tayyip Erdoğan'ın başbakan olabilmesi için anayasa değişmeden imkansız olan milletvekili seçilmesinin önündeki tüm engelleri KAHRAMANCA kaldırmıştır. Sadece AKP'nin değil suç veya başarılar, diğer iki muhalefet partisi de aynı oranda sorumlu.
  20. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Bu sözlere katılıyorum. Fakat ilave edeceğim bir şey var; eğer Ahmet Türk adlı zat Kürt kimliğinden başka bir milli kimliği kabul etmiyorsa kendisi için, özellikle de Türklüğü şiddetle reddedip, ısrarla "biz Türk değiliz Kürdüz" diyenlerin parti başkanı olduğuna göre, dürüstlüğün gereği derhal soyadındaki "Türk" kelimesini kaldırıp onun yerine "Kürt" kelimesini getirmeli. Adını Ahmet Kürt şekline dönüştürmeli. Biliyorsunuz artık ülkemizde "kürt" kelimesini kullanmak yasak değil. (Aslında hiçbir zaman yasak değildi.)
  21. Bugün II. oturumu yapılmakta olan 18.Abant Platformu'ndaki konuşmaları Mehtap TV'den izliyorum. Türkiye'den giden çoğu kürt asıllı ama hepsi "kürtçü" olan yazar ve bazı akademisyenlerin konuşmalarına bakıyorum da hayretler içinde kalıyorum. Biz Türkiyeliler kendi elimizle Türkiye'nin çok büyük bir kısmını ABD'nin isteği ile Barzani'ye vererek Büyük Kürdistan'ı kurmaya çalışıyoruz. Bunda Hz.Fethullah'ın rolünü de unutmamalıyız. Abant Platformu biliyorsunuz onun himmetiyle faaliyet gösteriyor. Acaba AKP hükümeti'nin buna bir desteği var mı, merak ediyorum.
  22. Ben tabiiki, kendim gibi düşünmeyenlere kendi düşüncemi zorla kabul ettirmeye çalışmıyorum. Ama söylediğim şey, eğer bu ülkenin bir resmi vatandaşı olmayı kabul ediyorsak, o ülkenin anayasasında tanımlanan "milli kimlik" tanımını da kabul etmişiz demektir. Eğer bir kişi, hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Türkiye'de yaşıyor, hem de kendisini bu ülkedeki Devletin kurucusu Atatürk'ün tüm etnik kimlikleri( HİÇBİRİNİ İNKAR ETMEDEN) içine alan bir TÜRKLÜK kimliğinin dışında görmeğe kararlı ise , o zaman burada bir sorun var demektir. Eğer böyle düşünen bir kişinin bu düşüncesinde haklı olduğunu kabul edersek, o zaman "her millete bir ülke ve bir devlet" prensibinin "insan hakları gereği" olduğunu da kabul ederek, Türkiye'de kürtlerin çoğunlukta yaşadığı yerlerde yeni bir bağımsız devlet kurup adını da "KÜRDİSTAN" koymaya haklarının olduğunu kabul etmemiz gerekir. Oralarda en çok sevilen kişinin de bizim "terörist başı" dediğimiz şahıs olduğunu düşünürsek, demokrasinin gereği, onun da Nelson Mandela gibi hapisten çıkarılıp Kürdistan Devlet Başkanı olmasına karşı çıkmaya da hakkımız olmaz. Eğer istediğimiz bu ise, ülkemizde biri Türk diğeri Kürt olmak iki milletin varlığının kabul edilmesi fikrini bizler de sonuna kadar savunalım. Yok eğer bunu istemiyorsak, bazı insanları bir şeylere özendirip kışkırttıktan sonra, o istediklerini vermemek için önlerine her türlü aşılmaz setleri çekmek suretiyle onlara ZULMETMİŞ olacağımızı anlamalıyız.
  23. Türkiye'de üst kimliğimiz Anayasaya göre "TÜRK" diye ifade edildiği halde, neden kürt asıllı bazı vatandaşlarımız "Ben kürt asıllı Türk'üm" sözünü söylemeyi ısrarla reddediyor? Eğer üst kimliğimizi tartışmaya açan bir kimse yoksa ?.... "Ben yörük asıllı bir Türküm", "pomak asıllı Türküm", "laz asıllı Türküm", "çerkez asıllı Türküm" diyenler bu ülkede ikinci sınıf insanlar mıdır? Bunların yaptığı milliyetçiliğin neresinde bölücülük ya da dışlayıcılık vardır? Bu tür sözlerden dolayı bu insanlar özünü ve kültürel değerlerini kaybetmiş mi oluyorlar? Milliyetçilik ile ırkçılığı aynı şey zannetmeyelim. Sizler için, "Türküm" demek bu kadar mı zor veya yanlış? Biz "Türkiye Türklerindir" derken "yörükleri, pomakları, macırları, lazları, boşnakları, çerkezleri" kastettiğimiz kadar, "kürtleri" de kastediyoruz. Bu sözle diğerleri kendini "dışlanmış" hissetmiyor da, "kürtler" neden farklı düşünüyor acaba? Ayrıca artık günümüzde "Türk" sözcüğü herhangi bir ırkı veya etnik grubu da ifade etmiyor. Tarihteki anlamı ile günümüzdeki anlamı apayrı şeyler. Eskiden etnik bir anlamı varmış diye hâlâ o anlamın geçerli olması gerektiğini savunamayız. Sözcükler de tarih içinde anlamlarını değiştirirler ve hatta bazen tamamen eski anlamının tersine bir anlam bile kazanabilirler. "Türk" kelimesi bugün hem anayasamıza hem Atatürk'ün tarifine göre bir üst kimliktir ve TC vatandaşı olan tüm "Türkiyelileri" kapsar. Kürtlerin de kendini bunun dışında tutmak gibi bir ayrıcalıkları olamaz, olmamalı.
  24. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    "Kur'an'daki ve sağlam hadislerdeki" İslam dininin emrettiği inanç ve yaşama tarzı ile ırkçılık birbirine taban taban zıttır. Hz. Muahammed "asabiyet" diye bahsettiği ırkçılı şiddetle reddetmiştir. Arab'ın Acem'e , Acem'in Arab'a üstün olmadığını; ÜSTÜNLÜĞÜN takva (Allah'a itaat) ile olduğunu belirtmiştir. Kişinin kendi milletini "sevmesi" ve öncelikle ona yardımcı olmak için çalışması gerektiğini de ifade ederek milliyetçiliği emretmiştir. Irkçılık ile milliyetçiliği birbirine karıştırmamak lazım. "Irkçılık" , insanları "kanlarına ve kafataslarına" göre bölüp, kişinin kendi ırkını diğerlerinden üstün tutması olduğu halde; "milliyetçilik" çeşitli ırklardan gelseleler bile, aynı ortak vatanda yaşayıp, kültürel değerlerini paylaştıkları için bütünleşen bir toplumu "tek millet" sayma esasına dayanır. Milliyetçilik birleştirici, ırkçılık bölücüdür. Ama "DİNCİLİK" ise, her şeyde dini referans alma, kendi dini anlayışını başkalarına da kabul ettirmeye çalışma özelliğinde olduğu için, bir anlamda "dini istismar etmek" ile eş anlamlıdır bence. Ülkemizde "dincilerin" büyük bir kısmının, ne yazık ki "birleştirici milliyetçiliğe" karşı; ama "bölücü ırkçılığa" taraftar olduğunu görüyoruz. Onlara göre Türkiye'de herkesi "Türküm" demesi dine aykırı olup ırkçılık sayılmalı, ama buna karşılık sadece belli etnik gruptakilerin (Oğuz ırkından gelenlerin) "Türküm" demesi, diğerlerinin de kendi "ırklarına" göre bir milli kimlik edinerek, "Ben Türk değilim çünkü Oğuz ırkından gelmiyorum, ben Kürdüm, Çerkezim, Lazım...vb." demeleri gerekiyor. Halbuki asıl ırkçılık bu değil midir?
  25. yazgan şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    TRT ŞEŞ ile Türkleşme olacağını söylemiyor PKK. Onun güdümündeki DTP'nin söylediklerine bakarsak, "Kürtçülükte AKP bizi geçmiş görüntüsü vererek, kürt halkının oylarını çekmeyi planlıyor" gibi sözlerle oy kaygısına düştüklerini, kürtçü tabanı AKP'ye kaptırma telaşı yaşadıklarını belli ediyorlar. Asimilasyona gelince; ülkemizdeki yörükler, türkmenler,lazlar,pomaklar,çerkezler,boşnaklar, gürcüler TÜRKLÜK içinde kendilerini ifade etmekten hiç gocunmadıkları halde, kürtlerin - hepsi değil ama birçoğu- neden Türkleşmekten korkuyor ve bunu bir asimilasyon sayarak, ülkede ayrı bir ikinci MİLLET olmaya çalışıyorlar acaba? O zaman ayrı devlet istemeye de hakları olmaz mı? "Her millete bir devlet", eşitliğin gereği olarak savunulamaz mı? Ülkede maalesef bugün BÖLÜCÜLÜKTE, PKK'yı fersah fersah geçen gruplar ve kişiler ortaya çıkmaya başladı. DTP bile bağımsızlıktan vazgeçip, "demokratik çözüm ve üniter devlet" sloganlarını dillendirmeye, hatta Kemalizm'i "övmeye" başlamışken, "IRKÇI" bir anlayışla "dinciliği" birleştirp Kürtçülük yapanlar, herkesin "Türküm" demesi gerektiğini kabullenemiyorlar bir türlü. Galiba bu ülkede herkesin "ortak bir kimliği" olsun istenmiyor. Kimseye ırkını, etnik kimliğini inkar et diyen yok. Herkes kendi ana dilini de istediği yerde konuşsun. İster TV'de, ister sokakta, okulda. (Ama eğitim dili de "ana dil olarak" bir tane olur bir ülkede, o da ayrı bir konu.)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.