Zıplanacak içerik

arman

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

arman tarafından postalanan herşey

  1. Teşekkürler teyzelerin en tatlısı.. Ya bir yere gittiğim yok ta iki gün önce farkında olmadan ölümü merak etmişim iki tekerlikliyle 120 yaparsan hele bir de yollar ıslaksa bi gidip gelme durumu gelebiliyor insanın başına(yaralandım ama hafif ).. Neyse şimdi iyiyim ve buradayım arkadaşlar... Bu arada hiç çıkığım olmamıştı merak da etmiyordum ama öğrendim ne menem bi durum olduğunu
  2. Nice sıhhatli mutlu yıllara...
  3. Yok aman yandaş filan istemem.. Şaka maka gidiyodum hakkaten.. Sen hiç meraklı değilsin sanırım ?
  4. Beynimizi neden tam kapasite ile kullanamıyoruz ? Kullansak neler olurdu ? Aşk bir sumudur ? İçersek hakkaten kudurmuyuz ? Ölümden sonra bize neler olacak ?
  5. arman şurada cevap verdi: arman başlık Şiir Forumu
    Yüreğine sağlık Berceste..
  6. PKK’NIN SON ÇIRPINIŞLARI Bilindiği gibi PKK terör örgütü maddi ve siyasi sıkıntıya girmiş, terörist kadrosu dağılmış bulunmaktadır. Son zamanlardaki bu gerilemeyi atlattığını göstermek ve örgüt içindeki çözülmeyi durdurmak amacıyla kongre ve toplantı adı altında bazı faaliyetler sürdürmeye çalışmaktadır. Toplantı adı altında gerçekleştirdikleri bu faaliyetlerde sadece iki şey yaptılar: Birincisi sahte söylemlerle kandırdıkları halk ve ona çektirdikleri acı ve sıkıntılarla alay edercesine isimlerini değiştirdiler. Ama esas olarak PKK’dan ayrılan teröristleri nasıl tasfiye edilecekleri tartışıldı. Kararlar alındı. Ardından da uygulamalar geliştirilmeye başlandı. PKK terör örgütünden ayrılarak hayata yeniden başlayan bu kişilere insanlık dışı davranışlar ve tehditler yapıldı. Bu kişilerin işyerleri basılmaya, yüzlerine biber gazı sıkılmaya ve dayak atılmaya başlandı. Evleri tespit edildi ve öldürülmesi amacıyla özel kişiler gönderildi. Birçok cinayetler işlendi. Terör örgütünün sistemini kendine uygun görmeyip örgütten ayrılmış kişilere yönelik faaliyetler sürdürülmekte ve uygulama hazırlıkları devam etmektedir. 6 Temmuz 2005 tarihinde PKK canileri bir kişiyi daha öldürdü. Hikmet Fidan. PKK’dan ayrıldıktan sonra bir başka örgüte katıldığı için silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Haber ajanslarında arkadaşlarının ölümü için kullanılan “faili meçhul” tanımını kabul etmeyip şu açıklamayı yapmışlardır: “Faili meçhul değil faili belli bir olaydır. Bu cinayetin PKK, DEHAP ve DTH elebaşları tarafından organize edildiği hiç bir kuşkuya yer vermeyecek kadar kesindir.Bir süre Önce PKK’nin sorumlusu Murat Karayılan tarafından telefonla tehdit edilmiştir.” açıklaması yapmışlardır. Yapılan bu saldırılar sebepsiz değildir. Güçsüzleştiğini ve çaresizliğini anlayan örgüt teröristlerin dağılmasını önlemek için şiddete başvurmaktadır. Bu yönetim anlayışıyla çökmüş bir örgütü idare ettiğini sanan ve cinayet kararları alan eli kanlı teröristlerin gerçek yüzleri ortaya çıkmaktadır. Şehit babası: Ben de Kürt’üm PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyorum Terör örgütü PKK’nın ilk eylemlerine başladığı günden bu yana binlerce asker, güvenlik görevlisi, öğretmen, imam, vatandaş hayatını kaybetti. Çocuklarını teröre kurban verenlerden biri de Kurumeydan ailesi. Adana’nın Kozan ilçesi Hacıbeyli beldesinde ikamet eden Adil ve Müzeyyen Kurumeydan çifti, evlat acısıyla teröre lanet ederek, şöyle haykırıyor: “Biz de Kürt’üz, PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyoruz.” 15 Kasım 2005’te Van’ın Başkale ilçesinde PKK terör örgütü tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu Uzman Çavuş Ramazan Kurumeydan ile jandarma erler Ferhat Ekici ve Mustafa Demir şehit olmuştu. Şehit Uzman Çavuş Kurumeydan’ın babası Adil Kurumeydan, oğlunun acısını yüreğine gömerek yaşamaya çalışıyor. Kendisinin de Kürt olduğunu dile getiren şehit babası, “Biz şimdiye kadar kardeşçe yaşadık. Kimliğimden dolayı bana karşı ayrı muamele yapan olmadı.” dedi. Kurumeydan, terör örgütünün Kürt halkının hakkını savunduğuna inanmadığını vurguladı. Acılı baba, “Terör olaylarında benim evladım gibi binlerce o bölgeden insan hayatını kaybetti. Vatanı bölme düşüncesi içinde olan, beline bombayı sarıp toplumun içine giren ve eylem yapanlar insan olabilir mi? Biz hep devletin yanında olduk. Şehit evladımızı Türk bayrağı altına gömdük. Ben de Kürt’üm, PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyorum.” diyor. Anne Müzeyyen Kurumeydan da oğlunu kaybetmenin acısının dayanılacak gibi olmadığını ifade etti. Bazı pkk sempatizanlarının örgütlenmesine konferanslar yapmalarına çok da aldırmamak lazım... Bunlar acınası bir grup azınlıktan başka bişi değiller... Kürtlerin bir çoğu yukarıda ki örnekte olduğu gibi pkk dan ya nefret ederler ya da korktukları için susmayı yeğlerler.. Ama sonuç olarak vatanını seven hiç bir kürt insanımız pkk ya gönülden destek vermez.. Şemdinli dosyasındaki gizli telefon kayıtları, PKK'nın polis ve uzman başçavuşların öldürülmesi için talimat verdiğini ortaya koyuyor. Dosyadaki telefon görüşme tutanaklarına göre iki PKK militanı arasındaki konuşmalar şöyle: (15 Kasım 2005 2 PKK'lı): X Dört şehit var. Bir tane uzman çavuş var yaralanmış 102 İyi o zaman uzman çavuşu neden öldürmemişler? X Uzman çavuşu yakalamışlar. 102 Tamam da öldürmemişler mi? X Öldürmemişler daha. 102 Sen Apo'ya da söyle onu öldürün onu öldürün. X Ya bir tane de polis var. 102 Ya ikisini de öldürsünler, öldürsünler. HADEPLİLER KORKTU 11 Kasım 2005 Sabri kod adlı Velat kod adlı örgüt elemanları: X Aloo 102 Merhaba X Velat arkadaş nasılsın? 102 İyiyim, sen? X Sağol valla biz de eylemdeydik; yeni geldik. Şemdinli'de bugün dükkanlar kapalıydı. Şahinleri kapatmıştı, ama o Hakkari'den veya Yüksekova'dan gelen panzer kuvvetler Şemdinli'de Y.Ç.'nin petrolündeler. O bugün benzin vermiş biz bu petrolü yakacaktık, ama millet öyle yapmadı. Korktular bizim ileri gelenler, HADEP'liler öyle yapmadılar. ÇANTAYI VERMİŞLER 102 Dinliyorum söyle. X Olay olduğu zaman onların içinde bir çanta varmış. O çanta Şemdinli'deki patlamada onu dedi. Onu alın imha edin yani Şemdinli'de imha edin. O liste atmış elimize. O listeler birine telefon etmişler onun babası da bizim yanımızda. HADEP'te R.K.'nın binasında ona telefon etmişler. Çantayı kurtar diye o da saldırmış. Çantayı kurtarmaya millet hücum etmiş. O da demiş çare olsaydı alırdım sonra çantayı devlete teslim etmişler. 102 Tamam bulduğunuz eşyaları saklayın. X Petrol bugün benzin vermiş panzerlere. HERKES EYLEMDEYDİ 102 Tamam elinize sağlık iyi iyi. X Vallaha bugün herkes eylemdeydi. Dört-beş bin kişi Şemdinli'den millet katıldı. Yani bir şey daha eczane vardı biz eczaneyi imha ettik. Emniyetin üzerine gittik çok zarar verdik onlara. İleri gelenler çok zarar verelim onlara cenaze gelene kadar büyük bir eylem yapalım... 102 Tamam temkinli olun. Zarar gelmesin size. Tabi kendinizi de bırakmayın. DEHAP'I DİNLEYİN (10 Kasım 2005 102 ile X) 102 Kepenk kapatma var mı? Dükkanlar kendilerini kapatmışlar mı? X Evet dükkanlar kapalı. 102 Bana bak kontrol edin kim dükkanını açarsa onu üç gün içinde cezalandırın. X Açık olmasın ha? 102 Evet üç gün içinde yani DEHAP size ne söylemişse ona göre hareket edin. Hürriyet Gazetesi 13 Mart 2006 İşte bu da dehap lıların hadeplilerin kısacası pkk lıların ne memen olduklarını gösterir örneklerdi..
  7. Sen gündüz rüyası...
  8. Tam bir delikanlı oluşunu.. Dinine diline örfüne adetine sahip çıkmasını ve bunları yaparken kimseyi üzmeden yapmasını.. Ya benden yaşça küçük filan ama benden büyük bir insansın Erbayım.. Çok takdir ediyorum seni güzel kardeşim.
  9. En iyi turunçgil yetiştiricisi olarak yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır der beni bu ödüle layık gördüğünüz için hepinize çok çok teşekkür ederim..
  10. Hayatta olmaz.. Onun verdiğini almam ben.. Sen ver bari Azizilim..
  11. Sevgili arkadaşım iradeleri demiş doğrudur ama biz ona istersen '' nefisleri'' yoktur diyelim.. ISLAMIN ŞARTLARI 1-Kelime-i şahadet getirmek (Eşhedu enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu). 2-Namaz kılmak. 3-Oruç tutmak. 4-Zekat vermek. 5-Hacca gitmek. Soru : İslamın Kılıcı lakabıyla da anılan Ünlü sahabi Hz Halid Bin Velidin komutanlık vasıfları pek bir meşhurdur.. Onun bu alanda ki en büyük özelliği nedir ? ( ipucu : Müslüman değilkende müslüman olduktan sonrada ......... ......... )
  12. E peki ödülümü kim verecek ?
  13. Çok şirinsin bide yüzsüz şey ne olacak ..
  14. Bir tanecik gülü..
  15. Bak şu Saymanın yaptığına.. Seni buralara kadar yayan mı gönderdi ? Neyse arkadaş sende hoşgeldin ..
  16. Öncelikle sakin ol erduş.. Büyük harflerle yazıp durma.. Uyarı gelecek. Seni ciddiye almadığımı bilirsin fanım. O yüzden saçmalıklarına cevap verme gereği bile duymam. Boşuna paralıyorsun kendini..
  17. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir terör örgütüne PKK'ya verilen destek kadar ,destek verilmemiştir. Yıllardır Türk milletine musallat olan kanlı terör örgütü PKK, sözde Müslüman devletlerden tutun da, Hristiyan, Musevi, Yahudi, ateist, putperest velhasıl alemde birçok devlet tarafından, kişi tarafından, kurum tarafından desteklenmiştir. Kucaktan kucağa geçmeyi fantazi haline getiren PKK (KADEK) ise bir bakıyorsunuz ABD kucağında, bir bakıyorsunuz İran'ın kucağında, bir bakıyorsunuz İsrail'in kucağında, bir bakıyorsunuz Rusya'nın kucağında, bir bakıyorsunuz Yunanistan'ın kucağında, bir bakıyorsunuz İtalya'nın kucağında, bir bakıyorsunuz Suriye'nin kucağında, bu bakmaları genişlettiğimizde kıtalar arasında oturmadığı kucağı görmemek mümkün değildir. PKK terör örgütünün eli kanlı önderi Abdullah Öcalan'ın, Türkiye'ye karşılıklı antlaşmalarla teslim edildiği günlerde "beni birçok ülke kullandı" demesi bu fantazilerin en belirgin itirafı olmuştu. Şimdi İmralı dinlenme tesislerinde oldukça rahat ve konforlu bir şekilde yaşamını sürdüren Öcalan, PKK'nın sesi olan gazetelerde köşe yazılarını yazarak çapulcularına hangi kucaklarda oturacaklarını bir bir izah etmektedir. Kendisinin oturmadığı kucak kalmadığı için tecrübelerini bizzat yansıtarak sempatizanlarının da bu zevkten mahrum kalmaması için gayretler göstermektedir. Kürtlükle uzaktan-yakından hiçbir alakası olmayan ve TRT'de geçmişte yayınlanan "Anadolu'dan Görünüm" adlı haber programında yayınlanan bir görüntüsünde Kürtlere etmedik hakaret, yapmadık aşağılama bırakmayan Abdullah Öcalan'ın şimdilerde yine Kürtçülük adına ön plana çıkması oldukça ilginç bir durumdur. Türkiye'yi bölmek için yıllardır emperyalist güçler tarafından kucaklarda konuk edilen Abdullah Öcalan ve onun örgütü PKK, son günlerde Avrupa Birliği ve ABD'nin arasında gel-git yaşayan "top"a dönmüştür. Bu ikisine yoğunlaşmasını sonradan kazandıkları seçicilik mi, (?) yoksa yeni kucaklanma misyonu mu (?) olarak göreceğiz, buna yakın zaman şahit olacaktır. "Biji Apo, Biji Kürdistan" sloganları eşliğinde en son kongrelerinde travestilerle kucaklaşan DEHAP'lılarda bu konuda bilgi ve donanım sahibidir sanırım, o ********* sesleri ile telaffuz ettikleri "demokrasiiii" adına, önderleri Abdullah Öcalan'ın ve PKK'nın (KADEK) dünyanın birçok milletinin kucağında oturmasının gerekçelerini anlatsalar da tercihleri hakkında bilgi sahibi olsak. Küresel Çetelerin yeni gözdesi PKK (KADEK) dır. Onların istediği her türlü ihtiyaca karşılık verecek bünyeye sahiptirler. PKK'nın istediği gerçekte ne Kürtler'e çeşitli haklar, ne başka birşeydir. Efendilerinin verdiği emirle Türkiye'yi bölmek ve sadece kucakta oturmanın zevkini almaktır. Yıllardır bunu da büyük bir başarı ile gerçekleştirmektedirler. PKK (KADEK) Avrupa Birliği'nin oluşturduğu kumpasla beraber, silahla gerçekleştiremediklerini masa başında kazanmaktadır. Ampul ışığında önü aydınlanan PKK (KADEK) kendi tarihinde bu kadar rahat ve isteklerini bir bir gerçekleştirmenin keyfini yaşamaktadır.Gelinen noktada onun-bunun kucağında gezen Abdullah Öcalan ile vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını, kanlarını verenler arasında kıyaslama yaptığımızda kimin kazançlı çıktığını bugün netleştirmek inan zor bir hali almıştır. Binlerce şehit ve gazi, bedel ödeyerek neyin mücadelesini, niçin verdi? Bu şanlı mücadelenin karşılığı bu mu olmalıydı? Varlıklarını dünya milletlerine satan hainlerin, Türkiye içinde isteklerini Avrupa Birliği ve ABD aracılığı ile dikte ettirmesi karşısında emir kulu gibi kimliksiz-kişiliksiz davrananları bu milletin tarihi unutmayacaktır! Oturduğu her kucağın yönlendirmesi ile Türkiye'ye kin ve nefret kusanların, ampul ışığında bu kadar yol almasından sonra, gelecek günler adına kaygı duymamak mümkün mü? PKK mı 'Ampul' kucağında, 'Ampul' mü PKK kucağında ayırt edeniniz var mı? PKK'da fantazi tükenmiyor ama Ankara'da bu fantaziye ortak olmak isteyen takım elbiseli sayısı da oldukça fazla ...
  18. Bravo... Çok çok güzel bir topic daha .. BU arada hoşgeldin İNTERNET KURDU arkadaşım. 1- Hz. Muhammed ( s.a.v ) 2- Hz. İbrahim 3- Hz. İsa 4- Hz. Musa sorum şu.. Şeytan da bir zamanlar melekti.. Hatta meleklerin hocası ve kumandanıydı. Ancak insana secde etmedi ve Allahın emrine karşı çıktığı için isyancılardan oldu ve lanetlendi.. Melekler ise secde etmişlerdir. Melekler neden İnsan ve Şeytan gibi Allaha karşı suç işlemezler ?
  19. arman şurada cevap verdi: alamet-i farika başlık Güncel Konular
    Saol Zeyno hocam.. Aslında yardımlarımızı bu kadar kolaylaştıran teknolojinin bu yönünede bir teşekkür etmek gerek .. Herkes Kardeşini seçsin arkadaşlar.. Tekrar ediyorum kaçırmayın bu iyilik fırsatını.
  20. Bitanesisin..
  21. ALTI GÜNDE YARATILIŞ Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır… (Araf Suresi, 54) Kuran ile modern bilim arasındaki uyumun bir örneği, evrenin yaşı konusudur: Kozmologlar evrenin yaşını 16-17 milyar yıl olarak hesaplamışlardır. Kuran'da ise tüm evrenin 6 günde yaratıldığı açıklanmaktadır. İlk bakışta farklı gibi görünen bu zaman dilimleri arasında aslında çok şaşırtıcı bir uyum vardır. Gerçekte, evrenin yaşı ile ilgili elimizde bulunan bu iki rakamın her ikisi de doğrudur. Yani evren, Kuran'da bildirildiği gibi 6 günde yaratılmıştır ve bu süre bizim zamanı algıladığımız şekliyle 16-17 milyar yıla karşılık gelmektedir. 1915 yılında Einstein, zamanın göreceli olduğunu, mekana, seyahat eden kişinin süratine ve o andaki yerçekimi kuvvetine bağlı olarak zamanın akış katsayısının da değiştiğini öne sürmüştür. Kuran'da 7 farklı ayette bildirilen evrenin yaratılış süresinin, zamanın akış katsayısındaki bu farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda bilim adamlarının tahminleri ile büyük bir paralellik içinde olduğu görülür. Kuran'da bildirilen 6 günlük süreyi, 6 devre olarak da düşünebiliriz. Çünkü zamanın göreceliği dikkate alındığında, "gün" sadece bugünkü koşullarıyla, Dünya üzerinde algılanan 24 saatlik bir zaman dilimini ifade etmektedir. Ancak evrenin bir başka yerinde, bir başka zamanda ve koşulda, "gün" çok daha uzun sürelik bir zaman dilimidir. Nitekim bu ayetlerde (Secde Suresi, 4; Yunus Suresi, 3; Hud Suresi, 7; Furkan Suresi, 59; Hadid Suresi, 4; Kaf Suresi, 38; Araf Suresi, 54) geçen 6 gün (sitteti eyyamin) ifadesindeki "eyyamin" kelimesi, "günler" anlamının yanı sıra "çağ, devir, an, müddet" anlamlarına da gelmektedir. Evrenin ilk dönemlerinde, zaman bugün alışık olduğumuz akış hızından çok çok daha hızlı akmıştır. Bunun nedeni şudur: Big Bang anında evren çok küçük bir noktaya sıkıştırılmıştı. Bu büyük patlama anından bu yana evrenin genişlemesi ve evrenin hacminin gerilmesi, evrenin sınırlarını milyarlarca ışık yılı uzağa taşıdı. Nitekim Big Bang'den bu yana uzayın geriliyor olmasının evren saatinin üzerinde çok önemli sonuçları oldu. Big Bang anındaki enerji, evrensel saatin zaman akış hızını milyon kere milyon (1012) defa yavaşlatmıştır. Evren yaratıldığında, evrensel zamanın akış katsayısı -bugün algılandığı şekliyle- milyon kere milyon kat kadar daha büyüktü, yani zaman daha hızlı akmaktaydı. Dolayısıyla Dünya’da milyon kere milyon dakikayı yaşadığımız esnada, evrensel saat için yalnızca bir dakika geçmiş olur. 6 günlük zaman dilimi, zamanın göreceliği dikkate alınarak hesaplandığında, 6 milyon kere milyon (trilyon) güne denk gelmektedir. Çünkü evrensel saat, Dünya'daki saatin akış hızından milyon kere milyon daha hızlı akmaktadır. 6 trilyon günün karşılık geldiği yıl sayısı, yaklaşık olarak 16,427 milyardır. Bu rakam günümüzde evrenin tahmin edilen yaş aralığındadır. 6.000.000.000.000 gün / 365,25 = 16.427.104.723 yıl Diğer yandan yaratılışın 6 gününün her biri -bizim zaman algımızla- birbirlerinden farklı zamanlara karşılık gelmektedir. Bunun sebebi zamanın akış katsayısının evrenin genişlemesiyle ters orantılı olarak azalmasıdır. Big Bang'den itibaren evrenin büyüklüğü her ikiye katlandığında, zamanın akış katsayısı yarıya düşmüştür. Evren büyüdükçe, evrenin ikiye katlanma hızı da gittikçe artan bir şekilde yavaşladı. Bu genişleme oranı, Fiziksel Kozmolojinin Temelleri adlı ders kitaplarında anlatılan, dünyanın her yerinde yaygın olarak bilinen bilimsel bir gerçektir. Yaratılışın her gününü, Dünya zamanıyla hesapladığımızda karşımıza aşağıdaki durum çıkar: * Zamanın başladığı andan itibaren bakıldığında, yaratılışın 1. günü (1. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu süre, bizim zamanı Dünya'da algıladığımız şekliyle 8 milyar yıla eşittir. * Yaratılışın 2. günü (2. devre) 24 saat sürmüştür. Ancak bu, bizim algılarımızla bir önceki günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 4 milyar yıl. * 3. gün (3. devre) ise yine bir önceki gün olan 2. günün yarısı kadar sürmüştür. Yani 2 milyar yıl. * 4. gün (4. devre) 1 milyar yıl, * 5. gün (5. devre) 500 milyon yıl, * ve 6. gün (6. devre) 250 milyon yıl sürmüştür. * Sonuç: Yaratılışın 6 günü, yani 6 devresi, Dünya zamanı türünden toplandığı zaman, 15 milyar 750 milyon yıl bulunur. Bu rakam günümüzdeki tahminlerle büyük bir paralellik içindedir. Bu sonuç 21. yüzyıl biliminin ortaya koyduğu gerçeklerdir. Bilim, 1400 yıl önce Kuran'da haber verilmiş bir gerçeği bir kere daha tasdik etmektedir. Kuran ve bilim arasındaki bu uyum, Kuran'ın, herşeyi bilen ve yaratan Allah'ın vahyi olduğunun mucizevi kanıtlarından biridir.
  22. Ne olursa olsun cafemizi hiç boş bırakmamasını sevdim.. Artık bizden biri olmasını sevdim .
  23. arman şurada cevap verdi: alamet-i farika başlık Güncel Konular
    Normalde yardımlarımı gizlerim prensip olarak ama bu site herkes tarafından bilinsin istedim.. Bakın arkadaşlar öyle bir şey ki bu zaten istesenizde para yardımı almıyorlar.. Tek yapmanız gereken sitede haklarında bilgiler verilen çocuklardan birini seçmeniz ve ona gönlünüzden ne kopuyorsa göndermeniz.. Hele bir de mektuplaşmıyormusunuz onlarla tadına doyum olmuyor.. Kaçımız en son tüm saflığımızla gerçek mektuplar yazdık uzaklara ? Kaçırmayın bu iyilik fırsatını derim..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.