İNTERLOCK tarafından postalanan herşey
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
amanin di! sayın gurum efendim.. hocam ve dimağ'ımın diğer yarısı efendim.. etmeyiniz..eylemeyiniz! bu ne şiddettir? ne mene bir celâl? ki azar sözlerinizi..size iki kez tekrar ettiriyor.. yo walla hocası efendim.. masumluğumu şu an içinde isbat edemesem de, inanınız ki ruz-u haşir'de iki eliniz..yakama yapışmadan önce ortaya çıkacaktır.. bendeniz çırağınız-çekirge çok iyi bildiğiniz kimin karga'yı kûş olarak bilir anca.. ve her şeyde, amma her şey ve hususta ustasını tek geçer afedersiniz.. afedersiniz.. müştak'ınızım..ve.. kimbilir efendim.. daaa başka neyimdir? ellerinizden üperim..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
..sevgili ustam nazanözkan'ın bu bağlamda yaşını küçülttürerekten hem acemi ve hem tıfıl olarak mezkûr kordela'nın bıcır "samed" rolüne transfer olmuş bulunduğu gözlenmektedir bu arada belki "alyazması" temin edilmiş olabilecek türkân ablamız eyice büzülmüş olup zaten kısa olabilen boyu eyicene çekmiş ve "selvi boy" hadi yağh fırşmşh hallerine düşmüştür her güne yakın seyredilebilinecek hüsranî bir film boyutunda ilyas abide etek felan giyerekten cemşide mesakir güldürmeçleri faş etmekte dilek ablamız "nene" ve hoca abi "mevta" zaviyelerindedir ah ah can her zaman türlü eşgallerde karşımıza çıkabilecek bir açısal değerdir asla eskimeyecektir böylece new menaziriniz yoralanmış olaraktan saygım ve sevgimizin asla ve kat'a azalmayarak dahi sür'at ilen artarak seyr ettiğini beyan eder gültutan pir-ü pâk ellerinizden bûs ederim hocam pirim efendim nazanözkan..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
alice..alice.. ölümsüzler adası'ndan gelen gezgin..ve eisen'in vakfesinde elinde hafif su, infaz görevlisi ya da yürütmeyi başlatan haberci kim? "I say to you, unless one is born water and the spirit," kâğıtları ya da evraklar, ne derseniz deyin, düzmece/kurgulanmış olamaz mı? bunu niye söylüyorum-mu? bilmem! bilmiyorum, söylüyorum organizma'nın uyumlusu isem ve verdiğim sözü unutmadı isem ki kontrat vardı ya? can' boşluk ve nemli karanlık labirentlerde serserî "sustu another life gazinosu- sustu şarkılar- paletimde renk sustu..fırçamda şekil"* atlıkarınca bir kosmos'da bir ölüm treni ki- gündüz insan/gece kurt.. kompartımanlar arasında gezer- geziyor memur.. sırr ayna'nın arkasında sürümde haydi, "alice come here!."
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-Kozmik Şua'lar, Termo-Şişe'ye Toplana-bilecek-midir? -Problematik tetkik ve tetabbu' vaziyetleri.. -Termo-Şişe'nin ne olduğu hususu, tüm fanlarım tarafından biline-bilinecek-tir.. -Niçün? -Çünkü, uzun süredir yürütülen irşad programımız artık semeresini vermekte olup, Fan-larımız ile Fan-olmayanlarımız arasında derin vadiler oluşmuştur.. -Bu vadinin adı ise; Bilgi'dir.. -İşte bu bilginiz üzere, Termo-Şişe'nin iç kabı ile dış kabı arasındaki heva tahliye olunmuş-olup, arada kalan bu mahal hevasızdır ve heraretin de iç kaptan harice firarını men edecektir. -Şimdi; Kozmik Şua nedir? Bakalım.. -Bu şualar mekân'dan gelmektedir. -Yani, öyle ihtimaldir. -Öyle ihtimal ise, bu şuaların Babil ile bir elaka vaziyeti buluna-bilecektir-midir? -Esasen canlarım, menşe hakkıyle anlaşılamamıştır. -Bu şualarımız, dalgalar halinde yayılır. -Amma, uzunlukları da kısacıktır..paradoks'tur.. ..öyle olmuştur..ve..aslında bunu kimse de istemiş değildi o zamanlar..Ve öyle olmuştur..dışımızdadır.. -İşte bu kısacık-cücecik-şamama dalgacıklarımız miniciktir de, amma... -5 metro kalınlığında kurşunu deler-geçer! -Vay ki Vay'dır.. -Hususan; Rontgen Şuamız bilem, 1 ilâ 2 mili-metro nüfuz edebiliyorken, bu ne mene infazdır? -Anlaşıla-mamaktadır..Kim Mamak'tadır? -Mamak, Baş Şehrimiz Ankara'mızın, şirin bir kazasıdır..Askerliğimi orada yaptım..ah..ah.. -Efendim, İşte bu mütiş Kozmik Şuamız, daha neler yapacaktır-yapıyordur da..zann ederim.. -Bitirirken, fanlarıma yeni ufuklar açacak şu soruyu soraraktan yön verir, başarılar dilerim..Teşekkürler.. *Yön verici-Yollar Açıcı sualimiz: -Eğer; Bu şualar, mekânda-maddenin istihalesinden ileri geliyor ise; a) Mekânda yeni maddeler teşekkül eder mi? Ediyor ise; Bu teşekkül esnasında kudret hasıl oluyormudur? c) Ve bu kudret, şualar şeklinde etrafa yayılırmı? *ve can alıcı soru; -Bu neticeleri aldıktan sonra; -Sonuç olarak.. -Bu Kozmik Şua'larımız, Termo-Şişe'mize.. ..Toplana-bilinecek-midir? *entellektüel not bilgisi: Konumuz içerisinde bahsi geçen Röntgen Şualarımızı keşf eden canımız prof'umuz Wilhelm Roentgen zatımıza, burada ve bu vesile ile teşekkür ederiz.. -Şualar içinde yatsın..umarız..kıvançlıyız..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
çocuk yaşta küçük yaşta canım yaşta gözüm yaşta bir lokma ekmek derdine düştü gurbet ellerine abdullacık genç ustacık atlantik denilen yerde dönerci girip dönerde ustaca kesip kebabı oldu işinin erbabı yüreği gon- ca goncacık bir gün izine çıkınca dönerde çalışan gece patron iki işi birden görmeyi istedi ondan abdullacık genç ustacık dedi ki"patrona" olur yalnız ücretim de olur sekiz yerine on altı saat çalışanın hakkı bilinci to- mur tomurcuk kardan gözü dönmüş patron ağzı leş gibi anason çok gördü üç beş parayı sövdü dövdü abdullayı abdullacık genç ustacık polise şikayet etti derdi gülüşmeye yetti bunca küçük düşürülme abdullayı canından etti onuru yıl- dız yıldızcık gitti boğaz köprüsünden attı sulara kendini duyurdu dosta düşmana onurunun ölmediğini abdullacık genç ustacık ana babası burdur'dan geldi aldı tabutunu arkadaşları patrondan sormaktalar hesabını öfkesi bı- çak bıçacık Yaşar Miraç
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
”biliyor musun?” diye sordum, ”çok” dedi.. peki nasıl oluyor da, çok’un ne demek olduğunu bilmiyordu? ya biliyor numarası yapıyordu, ya da bilmediğinin anlaşılmasına bozuluyordu, sayıklıyordu.. ”yanımda mısın?” diye sordum, ”tabi” dedi.. peki nasıl oluyor da, yalan söyleyebiliyordu? ya yanımdaymış numarası yapıyordu, ya da anladığımın farkında değildi, sayıklıyordu.. ”uyuyor musun?” diye sordum, ”evet” dedi.. peki nasıl oluyor da, cevaplayabiliyordu sorumu? ya uyuma numarası yapıyordu, ya da cevap verdiğinin farkında bile değildi, sayıklıyordu.. ”görüyor musun?” diye sordum, ”çok net” dedi.. peki nasıl oluyor da, körmüş gibi davranabiliyordu? ya görüyor numarası yapıyordu, ya da körlüğünün ayırdında değildi, sayıklıyordu.. ”duyuyor musun?” diye sordum, ”herşeyi” dedi.. peki nasıl oluyor da, sorduğum soruları anlamıyordu? ya beni dinliyor numarası yapıyordu, ya da duymuyordu, sayıklıyordu.. ”ağlıyor musun?” diye sordum, ”yok” dedi.. peki nasıl olur da, gözyaşlarını saklayabileceğini sanıyordu? ya ağlama numarası yapıyordu, ya da yaşlar kendiliğinden akıyordu, sayıklıyordu.. ”ölü müsün?” diye sordum, ”hayır” dedi.. peki nasıl oluyor da biliyordu ölü olmadığını? ya ölü numarası yapıyordu, ya da verdiği cevabın farkında bile değildi, sayıklıyordu.. -İnikâs -Aynen alıntı
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
Sevgili made..sedelina..MİNEU.. ..ve şahsınızda.. ..tüm forum sakinlerimiz.. ..yönetici arkadaşlarım.. ..valla bukadar zamandır.. ..hem bana tahammül gösterdiniz.. ..bide kalkıp.. ..kutlama felan.. ..oldu.. ..gözlerim doldu.. ..ve.. ..burada bi şiir yazmak farz oldu.. ..dinleyiniz canlarım.. minarede bir kuş var kanadında gümüş var birisinin cebinde türlü türlü işler var bal-kaymağı yediler bana da cüce dediler ben bunları yemem billahi de yemem hem bu işten vaz-geç-mem!..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
BAZEN; DİZELER SİLİKONDUR *O belde Hangi bir kıt'a-yi muhayyelde? Parlak ışıklı gölge-saray Varid bir zikr o zaman dizeler Yek-Pare'dir! Ölüm'ün kokusu-ayrıca, mahrum ve mahrut selâm sözcükleridir Bu bir fırsat ancak, kim anladı? Müsavî Lîbas, bol renkli bir ekran'dı! Her şey, yapış-yapışken ya'ni; ken' bir cahil anasız iniledi, yine yeniden Gösterim sürüyor da süresince bari, Hey Sen! git ve ziyaret et İşte O' var-oluş'un timsali *O belde Durur menâtık-ı dûşize-yi tahayyülde..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
*Hipokrat Doktoru Sorunu; kimdir ve değil-midir? -Hipokrat dediğimiz bir küçük uşak, -Üstüne geymiş bir beyaz göynek.. -Bu kişimiz, yaman bi komşumuzdu..yani olabilecekti.. Amma olamamıştır..Belki idiydi fekat deyildi.. Sebebi çünkü, yıllardan 2466 sene öncesiydi..ondandı.. Biz daha komşi olamamıştık..belki düşünenler vardıydı.. ..bilinmemektedir.. -Neyse, işte bu kişimizin çok baba bi adam oldunu ilkokul sıralarında örendik..ama sıralar, gene aynı sıralardı da..üstünde gezerdik..ah! ne günnerdi.. hoştu yani..fena değildir..bazen!. -Mezkûr baba adamımız yunannısı doktorumuz, pek bilinmez bir adamdır..mış..hiç kimseye görünmeden gelmiş..gitmiş bi zattır ama..çok mühim olmuştur.. -Eflatun kişisi, eleada ona; koslu askleptes dediydi de sonadan "ne?..ben mi dedim?..ne demişim?..valla çok işmiştim serfoştum..ne dedimi bilirmiydim..aceba?." felân söylevleriyle demiş, kaytırttırmıştır.. -Hatta, bazenleri bu buba, aritmetik yapmıştı.. Kafası üzümden kıyakken (o muhitte geniş ve münbit üzüm bağları vardıydı..entel bilgi ilâvesi..) bu hipok kişimiz bi küpü almış..ikiye katlamiş..ve aaa!. demiştir..demişlerdir..halla da deller..ben neyi buldum? Mütişim..demiştir..küpün hacmi 2 katı bölle icat oldu.. Amma ne yazık ki ayılınca unutmuştur Hipo bunu.. diyer adamlar da başka bi hipo'ya sen buldun..yaşa diğer hipomus baba deyivermişler bulundular.. -Aslında bana bunnar normal gelir de..bu gelmes; -Yani aslan gibi, Civago Doktorumus varken.. -Hadi geçtik onu, Cüreklibaturumus var..hadi geç.. -Ya! Bilâl Dokturumus varken..herkeşler bu adamın.. ..üstüne şaapar..yeminner.. -İşte ben hiç bunu çözemedim..afediniz.. ..teşekkürler..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
beklenmedik bir an'da günün tam ortasında güneş çekilir hicâb'ın arkasına uzaklarda ta yakınımda damla sesi duyarım anlarım bir inci var yanağında
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
**hımâri heyvanatı üzerine dada etimolojik-morfolojik aşkın boyutsuz dağılımı.. -maskarasal -eşlem-kopya "porifera-brain" -tipinin "hexactinellida" sınıfından olan "zekâ" lar; -360 derece dönebilen kafa teşekkülâtları vasıtası ile ve çipil olmasına rağmen hassas kulak düzenekleri ile komünükasyon sistemlerinde bir rüzgâr ve anafor oluşturabilmektedirler.. -routin aks-i seda paragrafik/pragmatik dahî paradigma sürecinde karakteristik jargonlar oluşturarak o aşina.. o lâtif.. seslerini yayarlar.. -konu akışını şu güzel dizeler ile nihayetlendirir, nazik terennüm nağmeleri savururum.. ..efendim.. ... babam yoğurt getirdiydi kedimis burnunu batırmişti kedimis seni tutarım ha! bıyını mıyını yolarım ha! evinise geldim kapınıs kilitli kim kitlemiş olabilir? amcam oğlu Musacık mı? ama kolu budu kısacık o veledin nasil kitlemiş olabilecektir? şimdi geliyom görür o bi patak yer ölür o sende bakar görüsün güler güler sende ölüsün oh! olecektir size..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-PARAZİT ŞARKI.. -kurt adamı biyerlerde sıkıştırdımdı da ..boynuna sarılmıştım.. "-seni gidi asalak organizma," dedim.. "-teorisyen küstah seni," ..sonra yürüdüm.. ..çamur kollektörünün orası var ya? ..oraya kadar yürüdüm.. ..etraf metan kokuyordu.. ..sınırlı masarif bölgesinde, bu iş bukadar.. ..muhteşem ve üstü kapalı mezar'ın kapısında, ..koli koli bir kütlenin üzerinde uzanıp yattım.. ..paralel rüyalar gördüm.. ..derin bir uykuydu hani..derin bir kuyu.. ..standard yayılıyordu dalgalar ama.. ..modem'de küçük bir arıza varmış.. ..yo, kimse söylemedi.. ..tahmin ediyorum işte..şansımı kullanıyorum.. ..o biyerden gelen sinyalleri.. ..istemem filân desemde, kabule zorluyor.. ..duyum boyutu hem modaya uygun, ..hem de üstün derecede şık.. ..hadi..anlatacağım sadece bu işte.. ..aklımda kalan.. ..kurt adamı boğazından yakaladığım.. ..bide.. ..metan kokusu.. *ilâveten şiir; hedaye'dir.. geldiğim yeri biliyorum sanıyorum anımsıyorum.. yorum anılara uydu kızıllığında birleşiyorum.. damarda kan üşüyor düşü yorum..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
bir kayıt'ta buluştular buluşma da denmez ya hani yaz mevsiminin sıcak zamanları pencereden öylesine bakarken sokaktan geçenlere lâkayt şekiller örttü de küfr'e götürdü sen şimdi herşey orada ucuzdu diyeceksin istasyonda durmuştuk ve içim ezilmişti ne yapaydım diyeceksin yüzmeye gidiyorduk bir anlık öfke idi kota koyamazdım başka yere gidemezdim sen rüyamı tâbir et diyeceksin karun gemilerini burada batırdı sen de köyünde sâkin otur türkünü de söyle filika gelinceye..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
YILGINLAR-KRALLAR ve KRALİÇELER.. aşka inanmıyor gençler şimdilerde tutkuları beden eğitimini aşmıyor gözyaşları kullanılmıyor BU BİR erkeklerin gönülleri bezgin BU İKİ kızlar dön bak kaçırılmıyor kadınlar bile yılgın hoyrat güller onlar kurutulmuyor başlar uçurulmuyor BU ÜÇ aşıklar uzan bak sürülmüyor isteksiz şaşkın bu gençlik zehirler onlara içirilmiyor türküler yakılmıyor BU DÖRT bağlamalar eğil bak çalınmıyor bağırtılı çıplak bir kuşak salonlarda şiirler onlar umursanmıyor SUNU bugünlerde bir kraliçeler var halden anlayan koşuyorsa bir onlar yardıma koşuyor teşekkür onlara koyun başlı krallara aşkın adını çünkü az da olsa krallar kraliçeler kurtarıyor salâh birsel
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
konu başlığı: vatandaş ve ilâveten İstanbul trafiği.. ..n'de çevre ilişkileri işliği.. -trafik ile.. balık yahnisi arasında kurulacak elâka sarmısağın, Aristo ile hacle bağlamında; Üsküdâr'a giden "kâtib," in kuş gibi ıslık sesi çıkartması hadisesidir.. -ya'nî; mes'ele böyle bir basitçe anlatımdır.. anlatılabilinmiştir.. -bu arada, tatsız kazalar oluşabilir.. for example olaraktan; çay dökülebilir..üzerinize.. ıslanabileceksinizdir.. üzerinizi temizlerken (senkronize) başakalarının da "pis" ini temizleyecek ve bunu becerir iken çevrenize mut'lu gülücükler ile göz süzüp.. ..supuk bir vision oluşturabilecek.. ..sinizdir.. âh! İstanbul İstanbul olalı böyle bir İstanbul olduğunu, ve de böylesine bir seyr-ü sefer boyutu bulunduğunu bilmezdi..bilmiştir! eyi de olmuştur.. ..tur.. ..Pek sayın ustam Made.. ..saygı ve sevgilerimi sunarım..efendim ..sedelina.. ..bir gün bir yürekli..bilecek seni.. ..umarım..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-Sevgili THE_BOSS -Az-buz değil..efendim.. -çook SIKICISINIZ..üstelik.. ..niçün? ..artıkın bu tür zevzeklikleri.. ..kimesnecüklee..dinlemeyyolaa. ..annadın-ızmı? ..benim.. ..artık pek rastlanmayan türden.. ..sevgili, kibar vee.. "İNSAN".. ..arkadaşım-kardeşim-dostum.. ..sen gel herzaman kirlet.. ..sayfaları.. ..elbet bitemisleyen bulunuur.. -Gelelim bugünki konumuz mevzuatına; ..ütü.. ..niçün “o alet” e.. ..mezkûr ad verimiştür? ..bu bir sorun olup, ..eyice anlaşılmadıkta, ..yeni karagaşalar yaratabilir.. ..durum sakıncalıdır.. ..açıklama vacib olmuştur.. ..her hangi dıştan gelen bir ortama.. ..veya uyarıya.. ..tereddüdsüz uyum sağlayan..ve.. ..armoni oluşturan..hatta arttıran.. ..dahi..usule uygun..yapan.. ..a.. ..durumunu anlatan bir .. ..ibare olarak..kullanılmış.. ..oluptur.. ..ve.. ..bu bağlamda.. ..ütü.. ..gizil olarak.. ..”ütü’yü yapan” olarak’ta kullanılabilinir.. (interlock Dedi: on Ekim 29, 2006 at 13:40) ..ve.. ..bir anlamda.. ..dişi varlıklar.. ..uyum sorunlarının.. aşırılığı nedeni ile- ki bu fıtrat gereğidir..bir b.. atma.. ..asla değildir- ..askerlik yapmaları.. ..şiddet ile sakıncalar yaratacaktır!.. ..dişilerin.. ..kendileri “ütü” olduğundan.. ..”ütü’lemeleri.. ..naçizane.. ..önerilir.. ..mersi..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
SECDE kâ'bet!. kuruluş içinde kuruluşlardır mahkeme kararı ile aktör rolünü oynayacak yönünü bulacaktır .. diğerlerini mi soruyorsunuz? modayı izliyorlar kuruntucu gözüaçık gözükaçıklar .. sübhan fuhş'ta kullanıldı heyhât! cesed pis ve necis uzv' yed'de yerlerde suddad!. esmede sâm-ı ebras gövde'de
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
ŞİİRİN SAHİBİ "ROOTS'TA..KARDELEN795.. TANIMAM..AMA..OKUYASINIZ İSTEDİM.. İZİN ALDIM.. inceden.. yarim inceden.. sesin gelir; perdeden, üşüyen minik serçeden.. dolanır dilim, şaşar mevsim; bilinmez bilirim.. inceden.. yarim inceden.. kesilir soluğum, uyanır bütün kaçaklar ya beni, ya seni tenhada vuracaklar karanlıkta kalmış bütün toplananlar; ulaşılmaz bilirim.. inceden .. yarim inceden.. uzak bir ihtimâl; tutsan kolumdan, savursan gittiğin yola sessiz bir limanda uyansak o mayhoş sabaha gözlerime insen, eşgaline yar olsam aldığın nefes, attığın bakış olsam inceden.. yarim inceden.. sevsen, gel! desen.. saklanırız hem geceden, hem gündüzden.. güneş doğar,güneş batar hiç yakalanmayız bilirim..yeter ki gel desen.. inceden .. yarim inceden.. bana sessizce bir gel desen.. YAŞANMASI YASAK OLAN AŞKLARA..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-aranan buzağı; buzağı nedir? bilinmeden.. -öküz’ün altında aransa da,bulunabilinir mi? ..sorunsalı irdelemi.. -bağlaşık cazibe’nin yardakçılığında, ve üşersel buzsul ortamda, kin ya da garez bir teras oluşturur.. -teras, belli bir skalalar bütünüdür.. -ayrıca, amerikalılar arası yayın birliği içerisinde, şöylede söylenebileceği gibi; “güneş’e serdiğimizde isyanımızı!.” (devam edeyim); ..feyezan oluşmuştur!. ..ancak, bolluk ne yöndedir? -düşünsel alanlarda olabileceği gibi, -ki bu temel olasılıktır- -diğer olasılık; -güneş’in zevale döneceği an’daki yüksek ısı derecesi olabilecektir.. -durum, muhtemeli aşmış, akdeniz’e ulaşmış, dahi donanımlı sefineleriyle umman’a açılmıştır.. -asma bahçeler’den; -”avını bekleyen ve yanına yaklaştığında, hemen üzerine atlayıp-parçalayan canavar..” heyakili bab’ında racî bir durum oluşmuştur.. ..eşdeğerlilikleri ap açıktır.. -İşte böyle bakıldığında; -öküz ve buzağı ilişkisi çözülebilinir mi? -Heyakil, aynı zamanda “bahçeler” ile, bir de eşanlamlılık taşımaktadır.. -senkronizasyon, bu skalalarda da ka’ale alınacaktır.. -ağaçlık,çimenlik ve bol sulu mezkûr bahçelerde-bostanlarda.. ..süs, zinet geyinmiş bazı güzel, yakışıklı ancak soğuk ve duygusuz zat-ı muhterem zevat ilen karşılaşılabilinir.. -sizlere yol gösteren benedenizin irşad görevi bu noktada hitam bulur.. -anlaşılan ya anlaşılmıştır..de ötesini bilemem.. *sonnot-hamişi; bu heyakil zevat’ın pek yakininde ve o zevata bağımlı/ünsî zevat ta bulunabilir!. ..bence kesin vakidir.. ..bu nokta..aman..ciddiye alınız-dır..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
iki gen denegede idi öte'lerede bir zaman- mevki'de biri "negerek," dedi olasılıklar bulandırdı ayine-i endam'ı lâf'a ihtiyac yok! sessizlik
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-Bigünlerde küçük bir Dalton Kardeşimiz vardı. -Kırlarda cıbık cıbık koşar oynardı..Neşeliydi çünki o..Çiçekler toplardı da, böceklere verirdi.. -Tabiat Ana onu severmişti..Sonadan öğrendim.. -Fekat bir gün acı haber kapısını çalmıştır.. -Ağı ören kaderdi..Bunu herkeş bilir ve arasonuç çıkmıştır, şudur; -Kader bir ömürböcek heşaratı gibi bişi olmakta bulunmaktadır..Durumun mantıksal varsıllığı hali ifade anca böyle eder.. -Ve dişi ömürböcek heşaratıdır..Örgüyü dişi örer genel teamül kaidesine göre, baz ve esas alınan değer, bir aksiyom olarak bize teoriler üretme primitif faideleri sahasını açmaktadır.. -Nise..Gelelim acı haber ne idiydi? -Daltoncuk, bigün annecine hedaye almıştır.. -Ve çorap almıştır. -Vermişti. -Anne çorabı aldı da, baktı, kaşını kaldırdı.. -Dediki; Dalto!.. (Neden böyle dedi? Çünkü oğlcuna kısaca böle dermiştir..Lâtife yapardı..) ..evet.. -Dalto' dedi.. -"Niçün evlâdım, ben gibi kocakarıya pempeçik ve Mücde çorabı almışsın? -Ne gerekçesi vardı yavrum? -Hem bayram deil, seyran heç deilken.. ..demiştir..hatta demiştir; -A benim Avarel'im..demiştir..acındırmıştır.. -Bu arada Dolto'nun dili bişey oldu..Konuştu, fekat aa o ne?.. sade pep pep sesi çıkmaktadır.. -Dalto meramını ifade edemedi..Anca dedi ki; "Annecim,o çorap pempe deil ki.. 86 ve 3 no. Müçdedir..Böle boz gibisi pohtan bi renktedir.. Anacım sana yakışanı almışım ben.." dedi.. -Küçük co güldü o sıra ve dedi; -"Abi be çorap pempedir.." -Konu-komşu da ölle diyince, anlaşılan şu olmuştur; -Mutlu bir çocuklu olan Dalto'muz..ah! ne yasık ki bir "renk körüsü" dür.. -Mutluluğu çöktü oan..arkadaşlar.. --Bütün hayallerinin çünkü başka renk olduğunu anlamıştır Dalt'.. -Çıkarılan bilgi ; -Sizler, renk körlü şeysine, niçiün Daltonisma dendini çözdünüzdür.. -Öğrendiniz.. ..Ben de vazifeyi ifada gecikmedim..Hayattayım.. ..Teşekkürler..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
ey, dost! n'oluyor şimdi? haydi çıkar şapka'yı da (-da eki burada, "yansıma"..dan geçişsiz fiil türeten ek olarak kullanılmıştır..) düz gel! düzgün gel! düzel gel! düzlet gel! düzelt gel! ey dost! (bu defa , yok) bırak çuhadar yapsın "o işleri" o işler- bu işleri cerrah cerhetsin mahz-ı hakikatleri..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
sen geçtin duruldu şiirim şimdi hasretin ince yeli ölümseyen yüzünde o solgun ırmağın sönmüş kır ateşleri savrulan kül, neyi söyler zaman, kırgın düşlerle yaralı aşkın kayıp baharında kış izleri önünden geçtiğimiz aynalar gizlese de karanlığımızı yollarımız karla kaplı sessizlik sınır tanımıyor mavi bir damar usulca mora eğiliyor sonra her şey ebruli *h.yurttaş
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
*İYİ SAATTE OLSUNLAR.. -Vaktiyle İstanbul'da bir kambur adam varmış. Zavallı, fakir olduğu için uzun müddet hamama gidememiş. -Nihayet bir gün eline beş on kuruş geçmiş. O akşam hemen hamama giderek temizlenmeyi düşünmüş ve düşündüğünü yapmış. -Hamama gidince görmüş ki kendisinden başka müşteri yok. "-Oh ne ala, rahat rahat yıkanırım," diyerek kurnanın başına geçmiş, yıkanmaya başlamış. -Fakat biraz sonra hamama bir takım mahluklar girmiş. Orta yerde "-ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diye haykırarak zıplamaya başlamışlar. -Bu hali gören kambur adam, korkmuş, ne yapacağını şaşırmış. Biraz etrafına bakındıktan sonra o da ayağa kalkmış, "-ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diyenlerin arasına karışarak onlarla birlikte hem zıplamış, hemde "- ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA, diye haykırmış. -Mahluklar, hiç itiraz etmeyerek, kendileriyle birlikte haykıran ve zıplayan kambura acımışlar. Onu kucaklayarak hamamın kubbesine doğru fırlatmışlar. Kambur, tekrar aşağı düştüğü zaman bakmış ki etrafta kimseler yok. Yalnız bu kadar da değil, arkasındaki kamburu da yok olmuş. Admacağız tabii çok sevinmiş, dışarı çıkarak hamamcının parasını vermiş, sapasağlam bir delikanlı halinde evine dönmüş. -Tesadüf olacak ya, ertesi akşam başka bir kambur aynı hamama gitmiş. Hamamda yine başka müşteri yokmuş. İçeriye girip yıkanmaya başlamış. Derken mahluklar hamama dolmuşlar. Bir akşam önceki gibi "- ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diye haykırıp zıplamaya başlamışlar. -Kambur adam; "nasıl olur," demiş, "bugün çarşamba değil perşembe, niçin çarşambadır çarşamba diye haykırıyorsunuz?" -Kamburun bu itirazına mahluklar fena halde hiddetlenmişler, onu kucaklayarak hamamın kubbesine doğru fırlatmışlar. -Adamcağız nefes nefese aşağıya düştüğü zaman bakmış ki hamamda kimseler kalmamış. -Yalnız bu kadar da değil, kamburunun üstüne bir kambur daha konmuş. -Adam, o zaman neye uğradığını anlamış, hamamdan ağlayarak çıkmış, doksanlık bir ihtiyar gibi iki büklüm evine dönmüş..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
-KUMSAL BOYLARINDA ÇIPLAKLIK SENDROMSAL VA SANATSAL KARŞILAŞTIRIMLARI.. -Cıbıldak'lık ilen, cıscıbıldaklık arasındaki oransal ilişkinin boyutları ve genel yapı kapsamında bireysel bilinçlilik sosyal içerikliliği bağlamında şu soruyu ele almak ve soyunmanın hangi sınır temel alınarak anlaşılıp-uygulandığının iç geçirten duygu bükünlülüğü üzerine bir araştırmamı siz forum dahilindeki fanlarıma aktarmak üzere yazmaya başladığımda, karşıma birden şu adaptasyon kalıtsal evrimi sınırlarının da kafatası hacmi ile bu hacim- selliğin, çocuğumuzun doğumu ile ilintili bazı bıngıldaksal ve bağlı olarak dıngıldaksal bir problemi de ortaya çıkarabileceği hususu çıkmıştır.. -Öyleyse, hominid kafatası hacmi ölçümü yapmak üzere, F.K. mizi müşahede altına alarak, bir müdet seyretmeliyiz. -Bazen de teşhis amacı güdülerek derinden gözlemlemeliyiz.. -İhtisas alanında üstünlük dereceniz, cıbıldaklığın sınırlarını belirleyeceğinden, siz sayın fanlarımın bir karara varasıyadan evvel kalıtsal vurumculuklarını ileriye iterek bidaha bidaha irdelemelerini, zekâ evrimleri sağdan sola varsayımlar ile desteklemelerini tavsiye olarak öneririm.. -Teşekkür eder, araştırma sonuçlarınızı bir lapor halinde bildirirseniz mutlu olurum fanlarımız..