İNTERLOCK

BERDE gözucum kırgınım biraz-yorgunum.. nereden bir esintidir vurdu gölge şehrimin..orta meydanını avucumun aya-sında minicik kokun gözucum siyah-a dön haydi-yorgunum.. gri bir kuşun kanat tıs-ı sanırım şaşırttı rüzgârı aslında rüzgâr beyaz-da hoyratlamadı! gözucum-kırığım biraz-bak işit rüzgârı sakin rüzgârı.. esinti-ki..bir kanat tıs-ı öteleyiverdi acı-yı el-aya'mda minicik kokun gözucum siyah-a dön haydi-yorgunum..

*AŞK VE SEVGİ ÜZERİNE.. aşk* bellek ile bilinç bağlantısının, üstün nitelikli yapısı içinde, birey'in; bu sisteme uygun, özel farkındalığına bağlı, cenab-ı hakk'ın ihsan fonksiyonu'nun kendisine ulaşması.. bu bağlamda, "AŞK" olarak ifade edile-bilinir.. aşk* tüm değer ölçülerinin, işlevini yitirdiği "NOKTA" dır.. ... sevgi* tüm değer ölçülerinin, özgürce kullanılabilme "SAHA" sıdır.. sevgi* iletişim sistemi'nin içerisine "virus" girmesi olarak ifade edilecek olunursa, birey'i, hayallere sürükleyen, saptıran, aldatıcı illüzyonlar olarak anlaşıla-bilinir.. güncel yaşam verilerinin, zihin'de karışıklık meydana getirmesi.."eğreti dünya hayat" ı olarak söylendiği gibi.. sevgi* ve ..ancak.. AŞK' a götüren ve mutlaka geçilmesi/aşılması gereken "mağara" olarak, kabul edile-bilinir..ve.. yaşam süresi değerlendirilmesi bağlamında bir aktivite sağlayabilir..

EYİ MAKARNA BİLGİSİ, MALÛMATLARI.. -bir çubuk makarna pakedini açtığınız zaman, üzerinde yassı olan bir nahiye'ye tesadüf ediyorsanız, o halde elinizdeki makarna ham mamulü, "gluten" hususunda zengin bir un'dan yapılmıştır..bu böylece anlaşılır.. hâkiki oluşundan şüphe duymayınız.. -zirâ, gluten, hamuru öz-lü yapar..ve makarna imâl'den sonra kurur iken, gluten ağırlığı sebebi ile istinad noktasını basar!. -böylesi bir makarnası; sert ve fekat "elâstıki" durumdadır.. -renk; sarımtırak ve intisaci kabadır!.. -pişirilirkene; yapışkan olmazdan evvel ve hamur haline gelmeden..iki misli büyür.. *şu noktalarına tikkat buyurunuz; -renk sarı olsun deyu, bu mübarek gıda'ya, safran boyası katarlar..(katkı maddesi)..bu nedenle, gıda, durdukça solar..bu ne demektir? -soluk renkli makarna alınmamalıdır.. -Alınmış ise de, istimâl edilmemelidir..mahzur ihtiva eder.. -şekil-şemail'li makarnalar ise, hamuruna, başka unlar katılmış makarna çeşitleridir. uyanık olunuz! ancak; fiyong tür'ü, bu kıyasın dışısındadır.. -yeyiniz..yenilmesine de teşvik konumunda bulununuz.. -dostlarım.. -makarna, pek mugaddi ve haşlanmış yağ ilâve edilmemiş olduğu takdirde, çok koley hazm'edilir.. mide sorunu.. olanlarda/..nuz var ise, bu sade tarifim üzerine peşiriniz..de..yeyiniz.. ..faidelidir.. ..perhizdir.. *dip-not: -"elâstik" oluş/buluş/bilgi, kristof kolumbos ilen başlamıştır.. -durumu çok kimse bilmemektedir..durum, bu sebeb ile, (makarna konusu) bu gün açığa çıkmaktadır.. -efendim; kolumbos kardeşimiz, hayiti adacıkına vardıkta, adada yaşıyan eciş-bücüş beşerlerin, bir "zıp yuvarlacık" peşisinde koşup-durduklarını hayret ile tesbit ettiğinde, ..ve..sormuştur; "-bu zıp-yuvarlacık nedir?." deyu.. -yamyam'cık proto'larımız, kris'e.."-kat-çuk" cevabını vermişlerdi.. -nedir kat-çuk? -kauçuk!.. -hayırlı ramadan'lar dilerim..

sen ben-i can bilir öyle sarılırsın sıcacık sarılırsın sarı sarılırsın saçların ile yorgun omuzların ile başını göğsüme yumar sarılırsın küçücük ellerin iki yumruk göğsünde ... sen ben-i can bilir öyle sarılırsın gözlerin kapalı yanaklarında yaş ile mırıldanarak sarılırsın korkularından kaçıp güven ile ... sen ben-i can bilir öyle sarılırsın aşk ile

hepsinden önce el atacaksan bir işe ve sahip olmak istiyorsan iyi kıyafete kemik düğmeli gümüş sırmalı kadife doğru trene bin hem in doğru semtte zıvanadan çıktınmı bir sarkıt dikit hem iner-çıkar ışık gelen deliğe zu kye yere konmuş topluluk yakınlığı kadar organizmik dağın erişilmez zirvesine medyanda büyük bir savaş müttefikler az sayı ama silahlar güçlü sayısal güç bir umut dinamoları çalıştırırsa kaşarlar kuvvetler cehennemi-cennete döndürür

USTA'MA ÖZEL BİR ŞİYİR'DİR.. popstil güncel saksıda ne güzel çiçekler yetişir biribirini ayrı sananlar dışkı yolunda obiç'm didişir bu çiçekler güzel çiçekler silyum marianum-ha'ni bunca yıl yuvarlanmış yani şimdi nasıl olacak kanî saygı duyduğum.. ustam bu şiir güzel şiir-gene yaz uğraşıp-dursan da ölümüne nasıl bülbül olsun "kaz"? yüklenmiş garibime program elinden ne gelsin başka? ancak, o kendin bilmez de "ben bilirim" der-o da başka! şizo var..şizofren var biri görür hayâl..inanır öteki tüm inanılanların hayâl olduğuna inanır hz. Guugıl..üstün Guugıl ne diyorsa doğrudur bu doğruya aksi gitmek bizde boyun borcudur

yok yok hüzün istemiyorum artık delimiyim ben oysa hiç de gerekli değilken ince bir sızı gibi geçiyor anılar bilmediğim biyerlerimden neden hep oyerlerimdeyim yok yarına hiç hüzün götürmemeliyim .. kuşku o akşam bizleydi o yaltak yere ve hiç yoktan yere kırmıştım kalbini pis bi kapristi kızıyorum kendime şimdi ama ne fayda aslında oh.. kaç yıl geçti ve kaç yıllar unuttuğum çok anlar oldu çok zamanlar .. camlar açık işte şimdi.. gibi haziran sayrılları dışarıda köpek havlamaları biyerlerimde o akşamın anıları .. bak hüzün istemiyorum yalnız salınınca sen hep böyle oluyorum .. n'oluyor şimdi şimdi neden bu göz yaşları ağlamamalı yok ağlamamalı biyerlerimden yarına hüznü asla vardırmamalı

TÜH' SÂ-NÜMÂ'DA.. AĞIL..- AĞIL'DA..GÛL! anlayabilirim..yok..an'laya-bilirim! "By-the oath" ..beni yakmaya çalışan; (ispiyonluyorum) "-başımın yarığı'dır!.." (-İsa, çarmıh'a çakılıyordu ki..söyledi..)

bazen, bir kuş havalanmaz.. yeşilinden bir kuş.. bülbüldür belki..de.. ..de; arab-ı.. irab edeninden.. güneş-in ardında bekleye durur avcı-da.. ..durur.. ..ancası.. değişmiştir kuş.. değişmiştir hem adı..hem sıfatı.. ..ve.. uzun, sert ve emin.. vurarak hava'ya kanatlarını.. uçar-geçer de avcının önünden pervasız.. görmez avcı.. almıştır güneş o'nun.. "üçkuruş" luk akl'ını.. **figgaro.. -güzel arkadaş.. ..yolun hep açık olsun..

cibali'de karman-çorman bir hacib.. hacib giyinmiş tül'den esvabını da salınır musallataş'ında nasıl bilirdik kadri bey'i? eyi bilirdik.. eyi..eyi.. **figgaro.. -şebboy..sana.. **AÇA'ya..kocamaan bir buket GÜL..

hırsız ile tılsım kuyu'nun diplerinde dep-derinlerinde bir parlak cisim gördüler güneş mi bu? ..dediler.. inceden su-lar damlamaktaydı duyumsamalar tedirgin edici belki..ve başkaca görünen bir şey yok-tu..gibi.. ortada olan durum kasaba-nın normal haliydi gölgeler..ve.. sevda her dair gezerdi.. hırsız ve tılsım tutya-yı eğeliyordu köşe-başı'nı -bir başka olarak cathedral'i- gözlüyordu..lardı!. alâim-üs semâ'nın güneş-ten kaynak bulan "TAYF" lar olduğunun farkında değillerdi.. Ne talihsizlik!..

Yâr, bir esintiyle reng cümbüşiyle sözünü yerine getirdi ..geldi! ziyafet O'na.. ölürüm ben o'na! alaycı da olsa, olmasa da göründüğü gibi acımasa da.. yüzü, öyle parlak ışıklar saçıyor ki süsleriyle, titreşiyor yüreğim o zevkin hazziyle ihtizaziyle.. "güneş batıp akşam çöktüğünde söyliyeceğim aşkımı iştiyakımı koyarak başımı omzuna.." hoş geldin o'na.. ölürüm ben o'na!

“Yeni bir eylem yapamıyorum aynı masalı kuruyor, yine kuruyorum yinelenmiş onbirli hece veznini yineliyorum başkalarının bana söylediklerini söylüyorum aynı şeyleri hissediyorum. Aynı saatinde günün ya da soyut gecenin Her gece aynı kabus her gece şiddeti labirentin Ben, sabit bir aynanın yorgunluğuyum ya da tozu bir müzenin...” *BORGES

-Marcus'um.. -Yegit Şovalyem.. ..uzun yıllar filan oldu..teşekkürler geldiğin için..sen de.. ..birlikte olmak güzel..güzel.. ..sevgiler..

**Elyaf! -Yalancı Op.'un seçimi, hücre aralarında problem yarattı.. -Pek tabiî, aforoz tebliğ edildi.. -Bağ, askıya alındı.. -Beylik işler idi bunlar..da, -Silindirik Mercekli Tarayıcı Katot Lâmba'sı, -Saçmalamaya başladı.. *Şimdi bakınız; -Cismanî 100 m2 de, veya.. -Mesaha'da; gücü olan Yüksek Mevki'nin nüfuzu, -Öyle çok düşman uçağı düşürür ki.. -Bu teknik donanım ile.. .. *Kertenkele! -Ay! O Yıldız! -Ah! Şerit Örücü Düzenek! -Sel sularının oyduğu çukurlarda, ne de çok, -Pis kokulu-*********!..sular birikmiş.. -Balçık ve bataklık oluşmuş.. -Tiksindirici! *İşte! -Yangın bu ki.. -Azab'ı da vardır! -Vardır!

-FEVERÂN-CAN eğreti büyüledi gözlerin.. aşk-ım.. yok mu, gözlerin? intıba grafikleri çızıktırdı-ta uzaklarda.. ah be! canım.. bilmez misin; yıdızlarda fısıltılar zor duyulur.. netice; sonuçta tekbir "lâm" değil mi, bir zerre nutfe? haykırsana!

-Sevgili Ustam, Hoş gelmiştir ve de pek tabii olarak.. Sefalar da getirmiş bulunmaktadırlar.. -Kendileri özlenmişlerdir..Ayrıca saygılar sunulur.. ..ve.. bunların hepsi..bir çok ortaya çıkabilecek olan.. tehlikeler göze alınarak söyenmiştir.. -Sayın Ustam, ne söyledi ise DOĞRUDUR!.. -Tartışmaya gerek bile duymam.. -Ellerinden öperim..

-gerçek dost..ve..arkadaş.. -Sedelina.. -toplu bir cevap olsun.. -öbür tarafta mevzu karıştı, ilgisiz kaldım sanma.. -Şunu demek istedim ki; -"ısı", neticede entropi oluşturur.. termodinamik 2. yasa.. -eh! gel o zaman "ışık" a gidelim.. ..ama..ışığı buldun mu? diye soruyorsan.. -Anladım ki, "ne niyet ile bakıyorsan..o'nu görüyorsun!..." -Şiirlerin ile sen de katılsana.. -Sevgiler..

-şimdi.. -El ikrâ'müta -Mim El ikrâ'ha ..ve böylece söze devam edelim.. ..ve başa dönelim.. -ikra'b ism irab.. -Ustam, hatalarım affola..

-Sayın Usta'm Bozan.. -Beni mutlu ettiniz..ne iyi ettiniz de geldiniz.. ..ve sevgili figgaro..ellerimde şebboy.. -Muhabbet'e ufacık ben de katılayım..saygısızlık etmeden.. Şuunatı tabiatta bidayet yok, nihayet yok Vukuatı cihanı bir müselsel macera buldum Edaniye temellük âriyet bir ömr için değmez Bu suretle taayyüş fikrini pek nabeca buldum * Hersekli Arif Hikmet Bey

-AYDINLATICI KÜÇÜK NOT'LAR.. -redd'ettim ben "güneş" in, baba'lığını.. dahi, "deniz" in ana'lığını.. -arı-duru bir istem-den anladığım; -akıp-gitmektir, "bulanıp-donmadan.." "her gün yeni birşey söyliyerek.." DİPNOT: -niçin, "horon"..tepilir de, "halay"..çekilir? *Bak "güneş"..kızdırıyor-yakıyor.. -gel "aşk" a gidelim gönül..

gri bulutlar mavi ve gri bulutlar beyaz ile karışmış mavi ve gri bulutlar nereden gelir de "eser!." rüzgâr? neresi geldiği yer? ve..bu sırrı kimse bilmiyor ise eğer hadi gel! bak gökyüzü beyaz-mavi-gri'ler ile donatılmış, pırıltılı bir yer ne güzel!.. biz de bu gün "piknik" yapalım.. yemek-ten sonra sırtüstü çayıra, sırt üstü yatıp bulutlara bakalım.. çocukluğumda-ki mezeci pandeli kimbilir n'apıyor şimdi?..

-Eşzamanlı olarak, onları severiz..de.. hatta "düğünlerinde".. hep beraber göbek bilem atarız..atarız.. -siz..sayın figgaro, kim'lerdensiniz?..misiniz? *ayrıca, iletişim biçiminiz beni sevindiriyor.. ..teşekkürler..

-iki satırcık ta benden olsun.. güvercin taganni'de hazır ki teferruat uzlaşmış bağlı işlemcinin zaman ayarına bir de şu var damacana ki imgelem kemikten bir kalıp alır yola çıkınca sâhip el ile yoklar gizli şeyleri de bilmeden sahi sanır

-Tamam, sevgili figgaro.. -dünyanın illüzyonlarına dalanlar, "sebebler bizi aldattı.." "kandırıldık biz.." derler.. -ölülerin sesleridir.. ve bu sesler, ta uzaklarda titreşir.. sebeb girdab'ına kapılanlar, ızdırab içinde inildiyorlar.. -onlara; hoş geldiniz "orijinal cehennem" e denir! "-fi gar o'nun.. düğünü.. gibi.."