İNTERLOCK

uydular/ yıldızlar yansıttılar bağımlıca yörüngelerine. soyunaçekenlerin parazit ekosu, bir tertip, ışıldıyor dahlia- çiftliğin mantosu- alevin gömleği harmanî. hesabını bilen maskeli kızılkanat dümenini çeviriverdi karyolanın başucundaki tahtanın tam aynasından yayılan hem kendi üretimi gerilim dalgalarına hem, hem kapılıp gitti işte.. uydu yıldızlar/ yıldızlar uydu taze projecikte, genel dolaşımın dizgesi üzerinde boşbirim uysallığı ile yansıttılar..

ALLAH'IN KIZLARI Nedim Gürsel; Teorisyendir. Varsayıları; kendi kanalının özel vizyonlarıdır. Kişisel kabulleri doğrultusunda seçtiği kanal, görüntülü haber yayınları yapmakta ve.. Nedim Gürsel'de bu haber akışını izlemektedir. Haberler, zaman ve mekân ve biçim özellikli ifadeler olduğundan; Yazar ise bu kodlanmış verileri yeterli oranda tahlil edemediğinden, (HEPİMİZ GİBİ) Ortaya çıkan ; zarifane ve edebi bir eser olmaktan öteye gitmez. Bu tür anlatımların mahzuru, fazla ve gereksiz sözlerin kullanılması hususudur. Ancak, şu anda elde ettiği bilgi ve buna bağlı kabullerini temel alarak ortaya koyduğu anlatım ve bu bilgiler doğrultusunda meydana çıkardığı, tartışmaya açtığı konularda; Sayın araştırmacının böyle devam ettiği takdirde, kendisinin-kendisini aşacağı noktasından hareketle, zaman içinde bu yazdıklarını aksik ve gereksiz bulacağı da bir realitedir. Sayın Nedim Gürselin eseri, Teori olduğu ve gördüğünü aynen aktardığı olmakla, geçerli bir yapıttır, ve zaten tartışmaya da açmıştır. Okuyucu; kıraat ya da tilâvet, hangi yolu tercih ederse öyle yorumlayacaktır ve bu da olması gerekendir. Okunmasını tavsiye ederim.

"İnsanlar," dedi Küçük Prens, "neyin peşinde olduklarını bilmeden expres trenlere binip oradan oraya telâşla gidip geliyorlar.." Ve ekledi: "Boşuna bir uğraş.." Neredesin figgaro?

Keçisağanlar Assam dağlarında yaptırır çorba hicret zamanı geldi haydi! kalkın gidelim aman gece zamanı Emci'ler yetişsin aman zürur zamanı

GÜNCEL'İN MÂNA VE EHEMMİYETİ..VE..FELÂN..FİLÂN.. İŞTE..TA O GÜNLERDEN..SÖYLEYİVERMİŞ ADAM!. Diyarı küfrü gezdim, beldeler, kâşaneler gördüm Dolaştım mülkü islâmı bütün viraneler gördüm Bulundum ben dahi darüşşifayı Babıâlide Flâtunu beğenmez anda çok divaneler gördüm Cihan namındaki bir makteli âme yolum düştü Hükûmet derler anda bir nice salhaneler gördüm Ziya değmez humarı keyfine meyhanei dehrin Bu işretgehte ben çok durmadım amma neler gördüm ZİYA PAŞA

EH, O ZAMAN "ÖL" VVHCELL!.

İNFİZAC : Attan düştü şeceri subbar!. Nerde eşşek..nerde eşşek?. Eşdeğerli frenkinciri hani?. Sakladı suyumuzu beşeresinde.. TÜRKÜMÜZ : Arizona'dan mı geldin Sevgili yârim Uyan..uyan Opuntia duymadan Yavaş yavaş bana gel Bana gel.. DİPNOT HAMİŞİ : Ben iyi adamım yahu! Gene de uyandırayım bare ; "Koruyunuz gece açan zarif çiçeklerinizi, sabahın fecrinden çok reca ederim!."

arabiyerdeydik ellerini tutamıyordum çünkü utanıyordum biri bize bakıyor yeşilin üzerinde çiy nefesin hem ismin öyle soğuk hava işte arabiyerdesin

TOKAT'LI KÂNİ, OLDU MU YANİ?. "Mahasal, bu kâniî perişan destar, Libas-ı Mutantan ile arayişfermayi sükûbozar olan gürûh-i pür şükûh ile hemayar olmadığından, İstanbul'dan infikâk-i iltizam ve Silistre'yi kendine dâr-ı selâm edinmiştir!." Ebu Bakir Kâni 1712-1791

vurunca meş'ale kızıllığı terli yüzlere inince dondurucu sessizlik bahçelere başlayınca can çekişme taşlık ülkede bağıranlar ve ağlayanlar mapusane ve saraylar ve yankıması gök gürlemesinin, baharda, uzak dağlarda o adam ki yaşıyordu, şimdi ölüdür bizler ki yaşıyorduk, şimdi ölü sabrımız tükenmiş burada su yok yalnız kaya var kaya ve susuzluk ve kumlu yol yol döne döne tırmanıyor dağlara dağlar ki sırf kaya, su yüzü görmemiş su olsaydı durup içerdik birer birer kayalar arasında kim durur, kim düşünür ter kupkuru, ayaklarsa kuma gömülü hiç olmazsa su olsaydı arasında kayaların- ki ölü dağın çürük dişli ağzıdır- tüküremez kişi burda dikilemez, oturamaz, yatamaz üstelik sessizlik de yok bu dağlarda ama kuru kısır gök gürlemesi var, yağmursuz üstelik çile yerleri de yok bu dağlarda ama asık mor suratlar sırıtır ve hırlar çatlak duvarlı evlerin kapılarından su olsaydı kaya olmasaydı kaya olsaydı ama su da olsaydı ve su bir pınar bir gölcük kayalar arasında hiç olmazsa su sesi olsaydı değil ağustosböceği ve türküyen kuru otlar ama bir su sesi kayalardan şakırken yalnız gezer ardıç kuşu orada çamlarda şıp şıp şıp şıp şıp şıp ama ne gezer su (…) T.S. ELIOTT

KESTİRDİM BÖYLE MUTLUYUM! "Yelpaze' adlı albümünde ilk kez R&B tarzını deneyen Emrah, yeni üslubu! için vücudundaki TÜY'leri aldırdı. Kelebek'in röportajı: 1984 yılında "KÜÇÜK EMRAH" olarak müzik hayatına giren Emrah, 20 albümden sonra imaj değiştirdi. Arabesk-R&B türündeki "Yelpaze" adlı albümün fotoğraf çekimlerini fırsat bilip, aynı seansta eşzamanlı olarak vücudundaki TÜY'leride aldıran Emrah; "Bu fotoğrafları çekinirken hoş, estetik, sextetik vizyonlarımın ortaya çıkmasına itina gösterdim. Kim ne derse desin umurumda değil. Orada önemli olan fotoğrafsal nitelikler ile birlikte benim terapik pozisyonum ve "bilinç altımın dışa vurumu" ile alakalı manik sağaltımım idi.. TÜY' süz olduğum zamanlarda (!?) kendimi daha iyi hissediyorum. Yaz geldi. Anne'ciğimden izin adığım takdirde tatile, plâja filân da gidibileceğim. Ancak Orada çıplaksın, güneşleniyorsun. Tüylü müylü olur mu? O yüzden kendimi nasıl rahat hissediyorsam, "OŞEKİL'DE" olmak istedim" dedi.. NOT: MERAKLILARI "HABERTURK H2' DE, ROPÖRTAJIN TAMAMINI OKUYABİLİRLER..

TASAVVUR bir rüzgâr eser bahardan yeniyeşillerin üzerinden uyandırarak böcekleri güneyden eser ellerimde eser rüzgârın saçlarında şımararak zerrin sarışını hem muzip savrulur burçlarına göklerin birkaç nota eser boynundan şebnem getirir bakışucuma perdeler büklümlerinde yüzün belirir yelkenler hayallerimi süzülürüm dalgalarda nefesin eser güzelim oralardan sırdan bir ok böler adamlığımı uslanmalıyım

INDETERMINATE CHARACTER tüm çekinceleri sunak takım yıldızının afrika bölgesel konferansında sırrî arkeolojik kazılar hem işin başında kemankeş mimar arkturus'un sümbülleri üç atomlu hidrojen cam gibi şeffaf arşivde manastır'ın ortasında var bir havuz canım havuz bu yurdun Kızları hepsi de yavuz biz çalar-oynarız manastır'ın Ortasında var bir çeşme canım çeşme bu yurdun kızları hepsi de seçme biz çalar-oynarız büyükayı'nın ucusunda var bir mezar canım mezar cıbbıl mezar kibrit çakar oynarız *şimdilik ve 5 dakika arada sizi eğleyelim diyerekten; "sobalarında kuruda meşe yanıyor efem yanıyor ya memed ağamda üşümüşte donuyor boncuklu gelin ortalıkta dönüyor da dönüyor aslanımda efeler vay vay.. karmı yağmış yüce dağın başına efem mehmed ağamda oturuda vermiş efelerin sağına çıkam ha dedim şu dağların başına ha başına aslanımda efeler vay vay.."

BUGÜN BİR TÜRKÜMÜZ VAR ÇOCUKLAAR!.. kız radife..radife aynada gir gerdeğe iş zamanı nükteli nüktesi harabiye burnunun içinden ağlama nede gül caddelerde eşkar sana güneş gözükür elbise seni korur soğuktan yada sıcaktan emme alâmet-i fârika'sı ne mene memâlik? kız radife..radife elinde var bir boynuz 2. yi öttürdün de 3. ye biz tokuz açıklayıcı not: son mısrada geçen "biz" yani çoğul birinci kişi zamiri, "ben" yani tekil birinci kişi yerine sadece kâfiye olsun deyu kullanılmış oluptur.. ilân edilir..

Sözleşmeli Geyşa'nın doğrudan ıslak sıva üzerine işlenmiş fresk'i ufka paralel sevinç gösterilerine sebeb oldu.. Taş Duvarı takviye, belkide yürürken adımları biri birine yakın atmakla imkân dahiline girer.. Pek tabiîdir ki bu bir kişisel yorumdur.. Ben; "can" kavramından ; "unut" anlarım, Sen; "can" kavramından ; "yaparım" anlarsın, O ; "can" kavramından ; "kodes" anlar.. Etüd'e bir kitaplıkta devam edebiliriz ama bazıları gelişimin enstitülerde daha kolay ve çabuk oluşabileceğini savunuyor.. Hepsi bir kılıf değil mi?. Hepsi bir izolâtör kapağı!.

DESIGNALITY acar bişey bu arkadaş yavrucuk bişey kalpsizmidir nedir? vasıtasile siz gene de mısır ekmeği yemeyin dengeyi bozar parazit müshil bile alsanız bakarsınız boşalamaz bağırsaklar ağlamaklı takılırsınız pazartesiye..(anlaşılamamıştır!?) yetkili ve birleşik muhasebeciler komitesi üyesi aktiftir, uygulamacı hem good good arkadaş oldu spazm bana hesap zamanı.. saatin tıkırdayışı gibi çalışıyorum rölantide woe is me!. please kiss me!. Dipnot hâmişi : Tonle Kong'da kromozomlarımdan birini kayıp ettim. Hükümsüzdür..

MÜDDEÎ YÜCE KATINA; ARZ-I UMUMÎ-İ EHVAL'İMDİR. Efendim, İDDİA ile İDDAA kavramları arasındaki yazım farkı, bir küçücük sesli harfimizdir. Sorunum şudur: Bu fark önemli midir? Mes'ele dimağımı kurcalamakta olup, fena halde mutazarrır ve müteharriş dahi sür'atle mali zarara uğramaktayım. Bir an dahi huzurum kalmamıştır. Uykularım kaçmıştır. Eşim çocukları alıp gitmiştir. Arz ederim. Hüsnü Baş UyanBaba'ya geldik mah. İnfaz Ap. D:5

hyper..myper promethe sunuyorum şimdi size zaman aşımı ile kazanılmış mükemmel bir reçete!. inceltilme düzeltilme giydi şapkasını yine şu nazenin reformyte aha ve işte maskelisi; pimpiricik usemythe.. sordu : n'aber kene böciyi? dedi : crisis! sordu : pekii.."isis" nedir? (cr'yi annamış gibisinden..) dedi : iyonosfer'de ses baalantısı kurmamıss lasımm.. sordu : ne alâkası var..ne alâkası var? dedi : dumanlı havalarda yüzü-gözü örtmek gerek..* soramadı: ..! dedi : ihtiyar'lara yer yok!. * mental conceal ya da concealment son virirkene bi türkü tutturmuşum duyuyosun deel mi? kâtibimin stresi uzun..etee çamur.. ellere ne?" ellere gel ellere.. el elden üstündür..ve.. eli uzun maskara, atarlar sisi sekar'a!.

LEVH-İ MAHV VE İSBAT: TV'nizde bir kanal seçiniz. Seçiminiz, "siz" e göredir ve.. Siz, "ölçüleriniz kadar" sınızdır.. "GÖRE" bir kanal, kendisine ait programları içerir.. Belli bir kanal yayınını kapsar.. Ekranınızda ortaya çıkacak ses ve görüntüler, yayın kaynağından belli bir frekans bandı üzerine bindirilmiş şifreli bilgilerin, TV'nizin bu şifreleri çözüş kalitesi oranında bir netlikte ekranınıza yansıtması iledir.. Dedi ki; Ayak altında bulunanların yuvası (türev'i), ötede ve altyan'da ve dışında bir tedirginlik ortaya çıkınca, çözüm için yapılan ve yetersiz bilgi sonucu verilen yanlış kararlar neticesinde ortaya çıkan haller ile karşılaşılan olaylar zincirine dahil olan kişi'lerin seyrettiği önceden kayda alınmış ve sonu belli programların (bellek kayıtları)'nı ekranında seyretmesi durumudur.. (pek uzun cümle oldu..da..vay be! yani..) O uçak kazası.. Ora'ya düşen insanlar.. LOST.. ilgi çekici bir dizi.. Öyle mi? Nere'den bakarsanız; öyle "bakar" sınız!.. Hamiş; Pek yakında da "PRISON BREAK".. önemle duyurulur.. Teşekkürler Sedelina

*FİZÛN ya da FISION -Gelen ve yansımış dalgaların girişimi ile ortaya çıkan kararlı dalgalarda, titreşim genliğinin "SIFIR" olduğu noktada.. -Hayallere.. -"GEÇİT" verilir ve.. -Açık olan devre tamamlanır.. -Risk ya da MÜSTEHCEN yayınlar, Güncel Bellek pembe-dizi'lerini yayına sokar.. -Ekran "RENK" lidir.. -"MUSIKÎ" ise, "FON" u oluşturur.. -Güfte bellidir; -"Çocuk ölü doğdu!.ölü doğdu..ölü..

parıltılı revnüma çayırda yılkı dizboyu endişe dönülen yer'de gemici hasta kişisel analizleri tamam iş özel donanımlı masa'da hall'olacak anımsarsınız asteroid- -inde bir küçük prens çayırpatı sunağında kurban kılındı yakarılar boşa yakıldı benzeşir mi?

inceşeker sokak satıcısının camekânında pembe-sarı ezgili ahengini sergiler bazı bazı bir esrar neş'esini örseler belki de ebrulîler ah! çırpınır inceşeker incinir inceşeker

HE..HOOY SEVGİLİ MADE.. BEN DA..BEN DA.. ..YORUM!.

*BİR FİLM: HE WAS A QUIET MAN -PROLOG -Geçmişte çok daha kolaydı. -Erkek, nasıl erkek olunacağını bilirdi. Yanlış olan şeylere kafa tutardı. Doğru yapması için değil, öyle yapması beklendiği için.. yaşam tarzınız, kaçınılmaz olan şey için kendinizi hazırlamanız..sonucu ölüm bile olabilir.. -Sonra bir şey oldu ve nezaket diye bir şey kalmadı. -Avukatlar çoban oldu. Her zaman biribirimizi anlamak yerine, kurallar içinde yaşayarak, bürokrasiye verdiğimiz isimle uygarlaşmış olduk. -Böylece bir erkek etrafındaki yanlışlara kafa tutamıyordu. Avukata, mahkemelere gitmek, uzun süren araştırmalara katlanmak zorundaydınız. -Kadınlar, eşitlik istiyordu ve aldılar. -Erkeğin haklarının hepsini alarak değil, erkeğin hadım edilmesi sayesinde.. -Ne dediğiniz umurumda değil! Devrim filan değil bu. Bu bir hastalık ve tehlikede olan şeyleri görmeniz için birisi gerekli.. -Gerçek bir erkek gibi kafa tutabilecek birisi.. -Bu dünyada adalet sistemi yerine harekete geçebilecek birisi.. Bugün..Şu an..

sarıydı sararmıştı kıştı adagıo karşı kıyıda hüzün çatılarda dumanlı bir küçücük parçam takılıverdi yokuşun ucunda ucucuğunda sarı