İNTERLOCK

gecenin bi vakti ve bari duygusal takılalım.. sabahın belirmesinden önce güneş doğar mı abidik? yakışır mı düzene? gel sen o'na gözükme.. ki ay yüzlü güzelliğin çıkmasın sırrından, gizlen sevgili hayalimin örtüsü altına.. bu gece şebboy, gül bahçesinde bülbüle şöyle seslendi; "tut dilini! âşık değil misin yoksa?" bülbül dedi ki; şiir ahmak işidir, tuzaklar kurar.. gel biz dua edelim zaman sehere yaklaşırken..

sukadrını soyelım kı sıs rısalı fılen daılsınıs bunnar benım bayaa attım selerdır sıs yedınıs bunnarı eer rısalı olsadıns asıl bılır sölardınıs kısma sısa goleg fılen olmes soleyım kı sıs yasma isteyinıs yasnıs okadrar ısta dıleınıs olmustır umarm golgemıs asl yok tur sıs canıms kardasım rısada o numarolar arısanıs bulucasınıs asıl ulusal deişıklik sisste masel budr bir alıntlan bıtırorum: mahkeme meclisi icad olduğu çeşme-i rüşvetin akmaklığından kaza belâ ile âlem dolduğu kazların kadıya uçmaklığından

francisco, aslında pek de diego ile anlaşamazdı..öyle görünürdü.. peru'da iken zavallım bigün kafasını dinlemek için dağlara vurdu kendicünü.. mapuçe'lerin istibdadı da bu olayda böyük rol oynamıştır.. konuya gelelim biz, evet.. niyse, yürüdü fran'cık da aştı tepeleri sona bibaktı şaşırdı çünkü 64!. saymıştı aritmetik bilirdi..uçurumla burun buruna gelmişti..düşerdi.. bekçi kılıklı bi adam vardı, sordu "kafa dinlicem," demişti.. cevap almıştı kılıklı işaret etmişti de "aşa aşağ," demek istemişti.. sonacıma fran indi sonunda gene a a a! tam üç "a" demiştir..kayıtlıdır.. niçün? sorunsal çözüktür..pek karmışık deyil.. fekat 92'dir.. kafayı dinledi..uyumuştu..huzur vardıydı.. döndüünde artıkın herşeyi kazancaktır.. işte böyle sayın abidik..efendim.. saygılar benden olup, bakınız baaşka kimseden interlock'tandır deyu kabul etmesüz..niçün? bikoz "en öz interlock" benem.. taklitlerimden sakınınız.. etrafta çok bol vardır.. by..

est-il possible? la bohéme merhaba.. pia incesaz'da anlatır; bazen mahûr'dan.. şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahûr beste çalar müjgân'la ben ağlaşırız gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız yalnız kederli yanlızlığımızda sıralı sırasız o mahûr beste çalar müjgân'la ben ağlaşırız bazen sabâ'dan.. şebboyların debdebesi ağır kumrallığında akşamın başımızı döndürürdü hem benim hem müjgân'ın bir çatışma olduğunu unutmasak da yaşamanın yoğun doğurganlığına inandığımızdan insanın böyle dargın değildik biz o incesaz bahçesinde bazen de muhayyer'den seslenir.. bir incesaz ki süreklidir yaprak döken korularda çılgınlıkları oluşturur en çapraşık duygularda büyük çıkmaz akla gelip de sorulmayan sorularda bazı insan içten içe düşünür hesaplar da ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız pia benimledir birlikte incesaz'da la bohéme.. ne kadar ısrarla aksini savunsan da..

amacım godgifu'dan bahsetmek değil.. "coven-try" bir warwickshire'da bir yermiş?! yok efendim orada manastır felan varmışmış beni elakadar etmez.. peki ne anlatıyorum ben? benim işim "peeping tom" ile kafam çok bozuk sataşmayınız reca ederim şimdi bu menhus terzi (tail-or) hem dikerdi hem dik-izlerdi 'mişti yane valla ben de roger'ın yalancısıyım amma bu hangisi roger hala bilinmemektedir salerno prensi riccardo'nun oğlu olan mı? II. hanry'nin vakanüvis'i mi? II. hanry'nin danışmanı piskopos mu? yakılarak öldürülmüş ilk protestocu mu? anlaşılamamaktadır.. vs. birileri canımız tarihimizi kucurlamakta coğrafyamızla oynamaktadır ama röntgencimiz hala bil fiil çalışmakta herbişicimizi gözetlemektedir nefesimizi bilem saymaktadır.. sayın okurcularım efendim; uzatmiyim efendim siz anladınız! saygılar sunarken son söyliyeceğim esasen ne sevimli cıbıldak lady'miz ve ne de "iddaa" cı kontumuz yaşamışmıdır? ben annamadım! annayan va'sa biadım beri gele..

bonjour comment allez-vous? neyse efendim dediğiniz gibi pia'ya gelelim ve bilinmezde olduğuna katılmıyorum.. bilinir..bilinmektedir.. eh! dişi program kayıtlarıdır ve hoştur..hoştur ama doğru okunması doğru ilişki kurulması gereği vardır..öyledir.. ancak şehir öyle çok şehir var, ancak ve hepsinde de sadece sevgi.. ama aradığımız sevgi değil ki! bakınız efendim; astral'da barışıklık, ortak temel kabullerin var olduğundan yola çıkılarak varsayılır.. kimya bozulması ise, affinite? belki bu noktada sevgi'de uyuşmazların birlikteliğinde ortak bir kabulün olmadığı noktadadır.. "koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa!." saygılar..oralara merhaba..

Sayın Yönetim; Süper Kız Çocuğu Özo tarafından ve İstanbul şehrinde yaşayan erkekler hedef gösterilerek, hakaret içeren beyanda bulunulmuştur.. Dikkatinize sunulur.. Teşekkürler..

küçük dişi himarat atar çifteyi çifteyi bilmez garip heyvanat yiyecek tekmeyi tekmeyi saygılar efem'

la bohéme hoş geldiniz sahifemize efendim ta uzaklardan yol yorgunusunuzdur şöyle buyurun oturunuz bir soluklanınız çay ikram edelim bu arada efendim pia'ya ulaşmak zordur önce ordu'yu ve sonra örümcekli mağarayı aşmak gerekir.. ve ulaştığınızda "pia" ya size şöyle seslenilir; "yangınlar alevinden geçip de gelen dost yanar olmuş yüreğin, nar olmuş lil î şan sen insansın, hey lil î şan sen insansın sen insan. ağır başlı kitaplar senin adına en yiğit besteler seni söyler dünyada şarkılar misali yaşayansın sen sen insansın hey lil î şan ikim il yâr can'sın." selâm uzaklara, saygılar..

doğru teşhis'tir efendim.. evet..evet.. siz efendim.. bendeniz'i çözdünüz..de.. aha bir şiir size.. bakalım.. bunu da analiz ediniz.. reca edeyim.. edeyim mi? siz bileceksiniz.. danke.. arzu-vadi'si "uzunsöz" betimlemesi oğul belki işte "korku'nun" kralı buruşuklukların loş ve nemli labirentlerinde ecel'in hükm sehası böcekler bulutsu kümeler uçuşan yarasalar bu geçitten geçilebilinir mi bir başka organizmaya? Geçitte deva'lar ne oldukları muglak tanrılar tathagata ışığın ile aydınlat güneşin kararttığı kapımızı neolur kim olduğunu bilsem pia'nın ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak uzak seslenmese üşümüş ürpermiş çocuk gözleri büyük büyük ellerini tutabilsem pia'nın ölsem eksiksiz ölürdüm

sevgili DİDEM çözdünüz.. dağıldım.. alışık değildim henüz.. toparlanamadım.. toparlanamıyorum.. a a panikliyorum.. panik atak mı oldum? ataktayım.. imdak..

kelimeler..kelimeler.. takılır aklıma bazen düşünürüm.. örneğin meselâ, celâl kelimesi..bir ism'i ifade eder.. örneğin bir misal daha şöyle olabilir..yani isim olarak iclâl denebilir.. iclâl ile celâl arasında acaba aceb.. anlam birlikteliği var mıdır? irdelemişimdir..aradım.. netceten ve sonuç olarak karşımıza çıkan şu olabilecektir; celâl: hışım, hiddet, azamet iclâl : azamet sahibinin hışm'ını kabul eden şimdi siz sorucaksınızdır niçün bu abuk subuk işlerlen iştigal neye? işte eyle! dünya tersine dönmektedir fanlarım!! bu bunu isbat etmektedir.. nasıl? şöyle: celâl sahibi; kızcaktır..baarıcaktır..hımm diycektir..de.. iclâl ise; peki bey peki..aman sen haklısın..böyüksün.. felansın..ben nikbin bi hoş ve bilmişimdir.. her bişii bilenim.. şiyirler yazarım.. derim ki hey hop loy lay gezelim.. birbirsini hepücümüs sevelim.. ne hoş böölesi ..ben hep böyle yaparım.. örnek kişiliğim ben.. mutteşem bişim ben.. diyecektir..demelidir.. ..dememiş..diyememiştir.. kıyamet geliyo dostlar..fanlarım.. iclâl'imisin purogram çöktü.. va mı yeni format atçek.. aah ah! nerdesin sen "eski kadir abi" "eski toprak cücü".. ahh nerde nerde.. "önder somer" ağbeyim..

isim sabit kaldı..ve.. sıfat değişti.. sünger bob.. ve.. squidward..(ne demekse?.) kim kimdir? efendim..afedersiniz.. anlayamadım da.. aydınlata bilirmisiniz.. hayranlarınıza da faidesi olabilecektir!..

hadi bir seçim yapalım keyfimize göre örnek olarak galeri diyebiliriz-belki veya galaksi ne bileyim? eğer öneriniz varsa ilave edin-ekleyin şimdi bu keyf'e göre ortamda bir yalnız aktör var sayalım hani kıyafeti ve kılık düzgününden sahi-senaryo ne idi? tarihî olsun-tarih olsun biraz da harita-olabilsin coğrafya söz olsun da aktör bildiğini bilmesin aktif?-olabilir efektif?-mahzuru yok gannet deyip-geçelim oh! şu an'da olduğu gibi-şimdi gibi! sahi mi? ya, öyle mi? olmaya ki- eder mi? etmesin korkusu ile şimdi akıp-gidiyor her şey akıp-gidiyor oyunlar savaş'ta diyebiliyoruz hurma-mahur-rahâ değirmen-de idim bir akşam üstü idi gök yüzü pırıl pırıldı görseydiniz o güzelliği savaş yok sanırdınız- sahi! savaş neredeydi?

Sayın Abidik Hocamız, sürekli burada değillerdir. Yazılarını gönderir ve uygun şartlarda biz basarız. Bu bakımdan dileğiniz maalesef yerine gelemeyecektir, özür dileriz. Siz arzu ettiğiniz şekilde yazarak katılmaya devam edebilirsiniz, Teşekkür ederiz. Saygılar.

wig wig samurai pop music'in tao'su hamam da yapıp gelmiş üstünde kimono'su no-thought mu desem? seppeku bigsign'osu hara-kiri eyleminde elinde de tanto'su unuttu sanırım yazık fenike'deydi bandosu gezip-dolaşır ama sigpa imiş bardo'su son olarak; mari binnaz sen bu gece kudurdun mu? delirdin mi? şaşırdın mı? binnaaz!

..ve o zaman.. ..sevgili didem.. ..sana karşıtım..hadi bakalım ve şiir işte..ama.. öylesine ortaya.. gemi; imge'ler midir, gerçekliği oluşturan? ve bu imgeler; öfke oluşturur ki kaynağı çürümüş zihinlerse! veya biz henüz hayallerimizi kontrol edemiyorduk daha, aslında bir suç olmasa da imgeleri hayat sahnesinde canlandırmak ve yaşamak istiyorduk; yetersiz kaldık, seyircilerin yöneticiliğini kabul ettiğimizden biliyorum! artık yaratan benim, sorumlulukta bana ait, özgürüm..

Efendim, ben küçükken haşarı bi çucukmuşum.. ağaçlara tırmanırmışım, damlara çengel atarmışım... diğer çocukları fena halde pataklarmışım.. Annem çok üzülür "bu çocuktan adam olmaz" dermiş... Sonracıma ben okula gitmişim.. Sonra da eve gelmişim... Yemekte köfte varmış, ekmek arası yapıp kendimi yine sokağa atmışım..Bu seferde kedileri dövmüşüm..Sonra içim parçalanmışta ekmek arası köftemin ucundan dövdüğüm kediyede vermişim.. sonra daha da ileri gidip kediyi eve getirmişim de içeri gizil gizil sokmuşum..Gece uyurkene kedi beni cırmaklamaya kalktığı için pencereden aşağı atmışım..Evimiz giriş katı olduğu için korkmayınız ki başına bişiy gelmemiş..yalnız pencereyi açık unuttuğum için tekrar eve giren kediyi ikinci kere dışarı atmışım..Olsun.. Efenim, yıllar geçmiş, ben büyümüşüm..Şimdi buradayım..Ne mutludur ki sizler kedi olmadığınız için dışarı atılmak gibi bir kaygınız olmamalı..olsa olsa dayak yersiniz benden... NOT : bir üzücü taraf, kedi olmadığınız için size köfte yok..Ama üzülmeyiniz..

soyut ve genel olana karşı her zaman somut ve tikel olandan yanayım.. yok! ben değilim ben, genel bilimsel-deneysel olarak elde edilmiş olan kavramlar ile bağlı bilgilerden yanayım.. yok! ben de derim ki; sakın ha! piyasalardaki etkin güç "metafizik" değildir demeyesüz.. zinhar etkülüdüür.. bakın da bida düşününüz, n'olmuştur karahata'ya.. ha hu cengiz han.. bu noktada boynuzlu otlubağa yada boynuzlu kertenkelle ortakyaşar'larımızı sevmek-korumak zorunda olduumuzu unutmayalım, bilmek durumundayızdır yoksa onları küstürürüz neden? böle bi pis huyları vardır ondan küserler vıcık şeylerimiz..öyledirler.. yoksa yılanlara yutturmuş olabileceğizdir mes'ul oluruz maazallah günahtır yem olurlar oncaızlara karımca, kelebek vericeyiz de yesinler eylensinler coşsun onlar zararsızcıklarımız bazen de minik naime de vericeğizdir üste tatlı olsun kadaif ama hazım güçlüğü de çekmesinler ondan diyedir tarzan, orman kralı kişilik bu heyvanatı severdi korurdu cangıllarda..gezerken tarzanımız rastlardı onlara (daldan-dala uçuyorken olabilir) selâm verirdi hâl hatır sorardı bi ittiyacınız var mı? derdi nazik bir kıralımızdır ama şimdi biraz bunak gibi oldu (idare edelim) tüm bu bilgiler somuttur bilgilere dayanmaktadır ve mistik ilen metafizik etkileri mevcud bilgilerdir zati ben de Edgar'ın yalancısıyım ama Jane korkardı onlardan da ay! ay! deyu bağırırmış bi de çita onları yermiş tarzan'dan gizil kızardık..çimkirirdik neticeten o pis bi mukallid çenekâr monki mide fesadı çekerdi tartarik aside duçar olurdu illâ ittal yiycek, muzunu yese ya! bize de neydi.. oh olsun onlara dolsun karabakırlar yaşasın kalaycılarımız dip-not; nicole'de (..müz'dür) hamileymiş kesinmiş duyururuz kutlarız ithalden kat'a vasgeçmeyiz.. kelbimiz seninle atar yaşa drollape'miz..

Musa ile Josh birbirine benzer mi? Bazen benzetilmiştir. Lars usta, dogwille adlı kordelasında, ve filmin başında havlayan köpeğin adını Musa olarak takmıştı..neden? Şimdi sayın fanlarım; "Proje seçimi ve tartışma, geliştirme sürecindeki teknik zorunluklar, ekonomik politika amacı doğrultusunda etkenlik bağlamında da mantık süzgecinden geçirilirken marjinal kaynaklar veya somut deyişle gerekir imkân verilerinin devreye bir şekilde dahil edilmesi de zorunluktur! İşte tüm bu söylediklerim, krijijanov'un teorileri ile paralellik arzeder.. Burjuva sınıfı ile, lümpen sınıfsalı bir şekilde ve yukarıda apaçık anlattığım nedenler sonucu saçma bir karışım gösterdiğinden osmoz'un dahi aklı karışmış olabilecektir. Bir örnek daha verebileceğim; Ramazan'da ve iftar vakti top atıldığında, önce topun ateşi görünmeli, sonra ses duyulmalı değilmidir? Ancak artık böyle olmamaktadır. Sadece ses duyulmaktadır. Ama ateş görülememektedir. Niçin? Çünkü binalar çok çoğalmıştır! Bu neye delil olmaktadır? Kedileri dikkatle gözlemeliyiz canlarım.. Havada uçmaya yakında başlayabileceklerdir.. Bakalım efendim.. ..üzülmeli miyiz? ..karar vereceğiz umarım.. ..saygı ve sevgiler.. josh'a ayrıca..

sevgili furum sakinleri bir puroblemin çözümsel izaadır; efendim ben aura felan görmedim ama görmüş te olabilebilirim fekat bilmeyebilirim bu nasıl oluyor da olmaktadır? sorunsal olmaktadır.. ancak açıklanabilirliği vardır gibi gelmektedir ki şöyle; şimdi efendim aura renkli bişidir ölle deller ve koca koca adamcıklar yalan mı demektedirler? yok, dememektedirler ancak bence bizle biraz kafa buleceklerdir nasıl? her cisim zati renklimidir? öyle görülmektedir ama aslında siyah-beyazdır niçün ölle görünür? (renkli) etraf su buharı olup güneş bu sulardan geçerken kırılıp gökkuşa felan gibi renk oluşturabilmektedir ve biz siyah-beyazı renkli görüp "a a aura!.." diyebilmek olabileceyizdir.. bu bir acip kaçık izahı kabil oluptur size sevimli görünmek için espritül bişidir saygılar efendim

yay ve akreb sınırda komşu-dur.. capricorn yay-a mikroskop ile bakıyor.. ortada hiç bir şey görünmüyor ya aslında vega tam 19'un üzerinde katlandığında.. *sazlar çalınır çamlıca-nın bahçelerinde!.

sayın fanlarım, siber savaşçılarım; ustam nazanözkan bir görev vermiş and bizden "kapuska" tarifi istemiş. kendilerine arzederim ve siz de faideleniniz.. abidik'e cevabımız da ardı sıra gelecektir.. umarız.. kapuska, bilindiği üzere lâhanadan mamuldür. lâhana bitkisine ayit salibiye türü faideli nebatattır. hatta ıslah edilip te terbiyeye tabi tutulup karnıbaar oluşturulmuştur. bu tariyimizin önemli bir deneyimimizdir. asırlar süren şarkımıs olup, itinalı zer tatbikatı ve zer zevat oluşumudur.. bu nebatımızın çiçeeni deyil de yapranı yeriz. niçün? çünkü lâhanamız yapraka kaşmış yoz bişidir. ancak lezizdir.. muhtelif nevileri mevcuttur; başlahana, beyaz-kırmısı lahanamız, bürüksel lâhana, alabaş, kıfırçık savua, bayir turpü, felan.. diyer faideli nevileri ıstıfa üsülü elde edebileceğizdir.. esasen bu yememizin adı kapusta olbileciktir. rusçadır, şu anlama gelir; "onyedi yaprak," sebebi mucibi şudur: bi kaba suyu koyunuz. amma bu kabımız 1 lt. lik olmelidir. şimdi bu su kodumuz kaba 17 adet ortaboy lâhana bitkimizin yarpağını serelim. yatıralım yane ööle.. parçalamiyelim.. orta ateşte 15-20 dk. kaynasın, bırakalım.. a a bakarız yaprakler ööle haçmi genişlemiş ve yas yayvan olmış.. olince, suyu sakın süzmeyip içine kıyma, ya, tus, bi tutam şeker ve baarat atacağız.. tıkır ateşete bırakıp komşuya gidebilelim.. çekinmemeliyis tençeremizin dibi tutarsa, yemek yanarsa diye.. bişi olmaz.. çünkü saten yaptımız şey çok pohtan bişi olmuştur.. boşverinis.. son verirkene, veciz bir kapusta sözümüsü latinceden aktarmalıyım; "et tu libris status ubi. deus id est quoque in nocere. probatio mare in vivo, nostum op cit." afiyet olsun efendiim..

bu sabah traş olayım dedim saçlarım uzamış elkapılarında salkımsöğüt turnalar yarimi siz seçmeyiniz turnalar ben seçebileceğimi umuyorum tramvay beyoğlundan geçiyor hani var ya taraçalarda haftasonu çamaşırları mis kokar balıkpazarında kokoreç ve midye tavası bide buz gibi arjantin birası aldı başı bir deli rüzgâr başım üşüdü olmasamıydım acaba bu sabah traş nisan geldi işte yakında dallarda kiraz kör olmayın siz emi yıllar bir kumral uğruna küstüm ben sarı siyahlara hadi vurun traşlı başa biraz

günaydın a bii diik kızma bana abidik yannış bir anlaşılma olması da kuvvet ilen mümkin olabilecektir.. diliyorum.. sana alo diyorum..ve.. bitürkü havale ediyorum.. gönüldendir.. Allah müstehakını versin emi senin.. abidik.. salına salına da suya gidersun su seğil meramın seyran edersun sen bu güzellikle de yavrim çok gam edersun sallana sallana sallan gel bana gel oynayalım da biz bir sellama garanlık sokakta da buldim izuni açtım pencerenu da gördüm yuzuni gara gaşlarını da yavrim ela gözuni sallana sallana sallan gel bana gel oynayalım da biz bir sellama finduğun arasundan gördüm yuzuni gara gaşlarını da ela gözuni yeni da öğrendim de yaran huyuni sallana sallana sallan gel bana gel oynayalım da biz bir sellama