mistik tarafından postalanan herşey
-
ALLAH YOKTUR!
bağlantıda sorunlar yaşıyorum. o yüzden bu yazıyı ikinci kez göndermişolabilirim. islam son din değildir. daha islamdan sonra yüzlerce din ortaya çıktı. söylediğim gibi bunlar klişeleşmiş ifadeler. katılmıyorum.
-
ALLAH YOKTUR!
ŞUNU DA SÖYLEME İHTİYACI HİSSETTİM: BENCE DÜNYADAKİ EN ZOR ŞEY YANLIŞ YA DA DOĞRU DİYEBİLMEK OLMALI. LÜTFEN AÇIKLAR MISINIZ, "YANLIŞ" NEDİR. YA DA İŞİNİZİ KOLAYLAŞTIRALIM ARKADAŞLAR "DOĞRU" NEDİR? BENCE BU SORULARIN CEVABINDAN YA DA CEVAPSIZLIĞINDAN SONRA AĞZINIZDAN KOLAY KOLAY BU İKİ KELİME ÇIKMAYACAKTIR.
-
ALLAH YOKTUR!
canugura teşviklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hallacı zamanında hallaç pamuğu gibi dağıtanlarla bu günün insanları aynıdır. insanların çoğu gerçeği bilmez. ben benim gibi inanan insanlardan ne koşulda olursa olsun destek beklerim. canuguru da böyle bir dost olarak görüyorum. Okumadığımı söyleyenler büyük bir yanılgı içerisinde. hallacı meydana getirdiklerinde onun derisini yüzmeden, daha ellerini çapraz bağlayıp kesmeden önce halka taşa tutturdular. önüne gelen hallaca taş atıyordu. Allahın vermediği cezayı insanlar vermişti canım hallacıma. bu işkenceden, bu hayasızca saldırıdan sonra halllacı asıl üzen şey ise çok farklıydı. topluluğun içinde herkes eline taş almış hallaca atarken, onların arasından birisi de sırf bir şeyler atmış olmak için, ruhen kendisini ötekilerden ayıramadığı için taş yerine göğsündeki gülü çıkarıp hallacın kanlı bedenine atmıştı. hallaç şunu demişti: beni en çok acıtan şey dostumun bana atmış olduğu güldü. korkmakla bir yere varılmaz. insanlar gerçeklerden haberdar olmalıdır. okumadığımla ilgili tahminleri neye göre yaptığınızı banasöyleyin lütfen. sizin anlayışlarınızı benimsemediğim için mi az okumuş oluyorum. ya da isterseniz şöylle söyleyin: sizin istediğiniz istikamette okumuyorum. bence bu daha objektif olurdu. ellerimizdeki namaz hocalarıyla, bir kısım cemaat kitatlarıyla bu çağda tutunamayız. her şeyi okumalıyız. çünkü islam arap yarımadasına değil tüm insanlığa ithaf edilmiş bir yaşam biçimidir. marcus ise gerçeği tatmışa benziyor. ama şöyle bir anlayış yanlış: Allah dünyaya müdahale edebilir miş de etmezmiş! Arkadaşlar Allah aleme ya müdahale eder ya da etmez. üçüncü bir ihtimal yoktur. her ikisi birden ise imkansızdır. birinsan ya vardır ya yoktur. ikisi birden imkansızdır. AMA ŞUNU KABUL ETMELİYİZ, İSLAM ŞU HALİYLE REFORMA MUHTAÇ BİR DİNDİR. DAHA ACITICI BİR İFADEYLE SAHİP OLDUĞUMUZ aLLAH İNANCI YANLIŞTIR. İNANDIĞIMIZ GİBİ BİR ALLAH YOK ARKADAŞLAR.
-
ALLAH YOKTUR!
ayetleri zor durumda kalınca kullanmayı düşünüyorum. çünkü söylediğim şöyleri anlamak ayetten delil getirmeyecek kadar kolay. diyorum ki Alah bizim yapacağımız fiilleri bilmez. yani olmuş gibi bilmez. şöyle bir örnek vermek isterim; Allah benim yarın okula gideceğimi bilir, ankaraya gideceğimi bilir, istanbula gideceğimi bilir, konyaya gideceğimi bilir, yarın yarım kilo su içeceğimi bilir, yarın yediyüzelli gram su içeceğimi de bilir, yarın altıyüzgram su içeceğimi de bilir. ama benim yarın kesin olarak ne içeceğimi bilmez. onun benimle ilgili bilgisi bir imkandır. yani olması muhtemel şeyleri bilir allah. olanı olması muhtemel şeyler olarak bilir. yoksa benim hangi fiili seçeceğimi bilmez. mesela benim yarın istanbula gitme ihtimalimi bilir, ankaraya gitme ihtimalimi de bilir. onun dışında ankaraya gittiğimde orada gideceğim yerlerin tamamını ve ondansonraki ihtimalleri de bilir. sorun şurda . o benim hangi seçeneği seçeceğimi bilmez. kararların bana aittir. Alah bunları bilmez. dikkat edin bu türden bir bilmeme eksiklik değildir. onun bilmemesi insana verdiği değerden dolayıdır. Alah olacakları imkan olarak bilir. olmuş gibi değil. siz diyorsunuz ki allah benim yarın yapacağım şeyi bilir. hayır. o sizin yarın neyi yapacağınızı ya da neyi yapamayacağınızı bilmez. şöyle diyorum: her şeyi olmuş gibi bilenbir allah yoktur. yanlış bir inanış içerisindesiniz. böyle bir anlayışın içi paradokslarla doludur. İslam ise paradokslara kapalıdır. İNANIN ÖYLE BİR ALLAH YOK!
-
ALLAH YOKTUR!
AYRICA........neyse.
-
ALLAH YOKTUR!
UNUTMAYIN, KADERİMİZ KARARLARIMIZDAN DOĞAR.
-
ALLAH YOKTUR!
dua! dua bambaşka bir şeydir . başka bir zamanda bu konuyu da açıklamak isterim.
-
ALLAH YOKTUR!
ikinci bir konu ise onun varlığıyla ilgili. arkadaşlar, ben Allahın ontik anlamda varolup olmadığını tartışmıyorum. böyle bir tartışma hiç bir zaman sonuca ulaştırmaz bizi. bizim tartıştığımız şey zihnimizdeki tanrı ya da Allahla ilgilidir. ayrıcı Allahın olmadığıyla ilgili ayet istenmesi de bana paradoks gibi göründü. zaten inanmayan bir adama ihlas suresini gösterseniz ne ifade eder? inanmadığım için söylemiyorum. ama inanmayanbirine bence böylebir teklif sunmayın. ilk tartışma konumuzu hemen bitirmek istemezdim. yani tanrının bilgisi sorununu. ama bazı arkadaşların oldukça saldırgan ve bu konudaki problemi anlayamayacak kadar yetersiz olduğunu gördüm.onun için ikinci tartışma konusu olarak kaderi seçiyorum. KADER. şunu iddia ediyorum: Arkadaşlar, yazılmış bir kader yoktur. Allah insanlara önceden bir kadertayin etmemiştir. İnsanlar kaderlerini her an oluşturmaktadır zaten. bu noktada Tanrıya düşen ise bizim seçimimizi yaratmaktır. yoksa bizlere müdaha etmek değildir. kararları biz veririz allah da yaratır. yoksa allahın yarattığı bir kaderi biz yaşamayız. foruma özgün cümlemi son olarak yazmak gerekirse:; İNSANLARIN KADERLERİNİ ÖNCEDEN TAYİN EDEN VE BU NOKTADA DA SADECE İNSANLARA O KADERİ YAŞAMANIN DÜŞTÜĞÜ BİR İNANIŞ VE ALLAH YOKTUR! Saygılarımla! (akıldan iyi ayet mi olur.)
-
ALLAH YOKTUR!
önce kadercilik konusunda cevap yazmak isterim. insanlar niye kaderci olurlar. tanrıları istediği için mi? hayır. ya? sadece dinlerin tarihine değil insanlığın tarihine baktığımızda söz konusu tarihin kanla yazılı olduğunu görürüz. insanlık tarihi kanla yazılmıştır. insanlar her zaman acılar çekmişlerdir. her an her yerde durmadan savaşlar olmaktadır. insanlar o zamanlar çeşitli hastalıklarla yetersiz şartlar altında sürekli mücadele vermişlerdir. savaşta ayagından yaralanıp ayagı sallanan bir asker hastaneye gidip morfin almıyordu. acılar içinde kıvranarak yarasının iyileşmesini bekliyordu. gözünün önünde binlerce insan öldürülüyordu. bu gün bizim elimiz kanadğında dayanamayıp içimiz geçiyor. bazılarımız kan görünce düşüp bayılıyor. ama ozamanlar insanlar sürekli bir savaşım içindeydiler. haberleşme olanakları neredeyse yoktu. insanlar çaresizlik içindelerdi. sürekli güçsüz durumdaydı doğa karşısında insan. inanın böyle bir ortamda ben de yaşasaydım koyu bir kaderci olurdum. düşünsenize düşman evinize geliyor ve gözünüzün önünde cocuğunuzu öldürüyor. yada bir mücadeleden döndüğünüzde bütün ailenizin yok olup gittiğini görüyrsunuz. yaşanan acılarpek çok sevdiğiniz kişiyi alıp götürüyor aranızdan. ve elinizdeh hiçbir şey gelmiyor. böyle bir ruh halinde insan kendini avutmak zorundadır yaşayabilmek için. bunun adı ise kaderciliktir. insan her zaman rahat etmek ister. ruhen ve madden. kadercilik ise bunun bir çözüm şeklidir. bu bir savunma mekanizmasıdır. kitabi anlamda tartışırsak kadercilikten söz edebilir miyiz? şöyle söyliyeyim; eğer o kitabı insanlar yazmışsa kadercilik her zaman vardır. yok eğer ilahi bir kitapsa inanın onun sahibi bizlerin sürekli olarak mücadele vermesini istemektedir. o yan gelip kaderne razı olanları sevmez. eğer o varsa!
-
ALLAH YOKTUR!
demek ki buradan şunu anlayacağız: herkes Allahın bazı şeyleri bilmeyebileceğğini kabul ediyor. yoksa ortaya insanın özgürlüğü problmi çıkar. öyle ya yapacağımız her şey kaderimizde yazılıysa boşuna mücadele etmenin ne gereği var. nasıl olsa cennete veya cehenneme gideceğim önceden tayin edilmiş. ne yapsam boş. demek ki işin özü bu.
-
ALLAH YOKTUR!
şunu sorgulamamızgerekir: acaba allah benim günah işleyeceğimi biliyor mu bilmiyor mu? eğer biliyor dersek, o zaman kötülükleri neden engellemiyor? o mutlak anlamda kullarının iyiliğini isteyen bir varlık değil miydi. o sonsuz ihsan sahibi değil miydi? bir annede bulunan şefkatin milyonlarca belki daha fazlası onda mevcut değil miydi? suç işleyecek bir kulunun bu günaha girmesine nasıl izin verir allah? izin verir mi? veriyor. niye izin veriyor. yoksa aslında izin vermek istemiyor da gücü mü yetmiyorl. yani gücü yetmediği için mi böyle bir duruma göz yumuyor? şüphesiz gücü yetiyor. ama neden böylebir olay vuku buluyor? buradabir çelişkiyle karşı karşıyayız. ya tanrının herşeye gücü yetmiyor ya da bizim iyiliğimizi istemeyen kıskanç bir tanrı var ortada. o nasıl bile bile böyleb ir olaya şahit olur. böyle bir durumda tanrının sıradan birinsandan farkı ne olabilir ki? demek ki böyle bir çıkmaz içinde b ir çözüme ulaşmalıyız. işte bunoktada diyorum ki yukarıdaki saydığımız özelliklerde bir tanrı yok? bir çözüm olmalıdır? böyle birdüğümü nasıl çözeceğiz? Tanrının her şeyi bildiğini kabu l ettiğimiz zaman ortaya böyle bir seyirci çıkıyor! bunu tartışalım ve sonuca bağlayalım önce. sizce böyleb ir problem yok mu? Saygılarımla cevaplarınızı bekliyorum!
-
ALLAH YOKTUR!
öncelikle hepinize iyi günler diliyorum. başlamadan önce şunu söylemek isterim: böyle bir forum açmamdaki amaç bir varlığı sorgulamak, onun var olup olmadığını araştırmak değildir. zaten böyle bir tartışma hiç bir zaman nihai anlamda bir amaca ulaşmayacaktır. burada asıl sorgulanan şey sahip olduğumuz inançtır. yani zihnimizdeki bir inançtan bahsediyoruz. zihnimizin dışındaki bir varlığın var olup olmaması asıl tartışılan konu değildir. ikinci nokta; bir varlık olarak Allahın yok olduğunu söylemiyorum. lütfen cümleleri yeniden ve dikkatlice okuyun. Var olmayan zihnimizde tasarladığımız ama aslında kurana ve sünnete de muhalif olan bir zihinsel inanıştır. bütün din mensuplarında kaynaktan uzaklaşıldıkça bu türden hurafeler ortaya çıkar. bu hıristiyanlık ve yahudilik için geçerli olduğu gibi islam için de söz konusudur. bilgiden bahsetmiştik. bir insanın güneşin doğacağından hareketle tanrının insanların yapacağı şeyleri bilmesi yanlış bir analojidir. mahiyeti itibariyle böyle bir analoji yanlıştır. yani insanın bilmesiyle tanrının bilmesi aynı şey değildir demek istiyorum. insandan farklı olarak biz tanrıya ya da allaha bir takım sıfatlar atfederiz. ortada bir kötükten söz ediyorsak bunun karşısında da her şeyi yapmaya kudreti yeten, her zaman ve her şartta kullarının iyiiliğini isteyen, mutlak anlamda iyi olarak vasıflandırdığımız bir allahtan bahsediyoruz. bir örnek vermek istiyorum; bir insan düşünün. şu an evinde oturan bir insan. söz konusu şahıs az sonra dışarıy çıkacak ve hiç tanımadığı bir adamla kavga edecek ve arkasından büyükbir günah işleyecek. yani adamı öldürecek. böyle bir durumu insanın bilmesiyle allahın bilmesi birbirinden çok farklı şeylerdir. açıklayayayım; yanlışsa lütfen düzeltin:........
-
ALLAH YOKTUR!
kabul etmek zorundayız. yoksa sahip olduğumuz türden bir inançla hiç bir yere varamayız! Bilgiden başlayalım. burada bizler onun ontik anlamda var olup olmadığını tartışmayacağız. Tartışılan sadece zihnimizdeki Allahın kendisidir. Mesela, eğer bilgiden başlayacak olursak, her şeyi sınırsız olarak bilen bir Allah yoktur. Böyle bir kabul bizim özgürlüğümüzü bir kenara atar. dolayısıyla günah işlediğimizde bütün suç Allaha ait hale gelir ki bu doğr udeğildir. yani her şeyi bilen bir tanrı yoktur. buradan başlamak istiyorum. Kabul ediyorsanız susmanızyeterlidir. Saygılarımla... NOT; Tartışmada cevaplar 15 Ağustos 2005 te tüm hızıyla başlaycaktır. Konunun bir hafta beklemesi gerekmektedir. görüşmek üzere.