Kartal ilhan

Ne bileyim soruyu yeni gördüm. Arkadaşlar çok karmaşık düşünmüşler, o açıdan basit gibi gözüken tuzak sorulardan biri mi diye, sazanlamak istemedim de Neyse içim rahatladı,bilmişim İyi geceler herkese...

Pazartesi x Salı = 36 Salı x Çarşamba = 32 Çarşamba x Perşembe = 64 Perşembe x Cuma = 32 Cuma x Cumartesi = 36 Cumartesi x Pazar = 45 Pazar x Pazartesi = 45 Çarpım sonucu farklı olan tek kombinasyon bu.... Eğer cevap buysa, biraz şaşırdım doğrusu, bana soru da bir bit yeniği var gibi gelmişti de

Umarım mosyna da yatmamıştır. Gözümü uyku tutmaz yanıtı bulmadan. çarşamba dimi? evet de nolur

çarşamba mı?

Bende izledim, ve çook sıkıldım Ama ben de sonunu hatırlamıyorum. Uyumuş olabilirim...

+1903

Anladım ki sen art niyetlisin. Her postunda ortaya yeni birşey kusuyorsun Ulus devletler ismini çoğunluk unsurundan alır. Fransa'nın ismi neden Fransa-Korsika-Bask-Breton... değilse Türkiye'nin ismi de Türk-laz-çerkez-gürcü-kürt-iye OL-MA-YA-CAK-TIR Anlamakta zorlandığın şeyleri boşver, anlamaya zorlama kendini... Yukardaki mesajımı agnostist'e cevaben attım. Pantheaa'nın mesajının altına gelmiş yanlış anlaşılmasın...

Nedense söylediklerin dış güçlerin başımıza kaktığı suni söylemleri hatırlattı bana. Söylemek istediğin "dış güçlerin söylediğini dış güçler zorlamadan uslu uslu yapalım" mı?

Bırakın Allah aşkına. "Bizim gibi" yaşamanın gavurluk, şeytanlık bilmemnelik olduğunu müritlerine empoze edecek. Ondan sonra gizli gizli aynılarını kendi yapacak. Bana ne ahmet hocadan, gözümde zaten hiç bir değeri olmayan lüzumsuz bir insandı. Bu olay hakkındaki fikrimi değiştirmedi pekiştirdi. Ona inanan insanlar da artık onun gerçek yüzünü görmüştür diye umuyorum ama, onlar hala aynı teraneyi okuyor. Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı!!!

Yukarda verdiğim makale Fransa Ekonomi Bakanı'nın ağzından çıkan sözleri içeriyor. Adamlar diyor ki, Fransa Türkiye'de merika ve almanyadan sonraki en büyük yatırımcı. Onların bu kadar önemsediği bir pazarı yabana atmayın. Bu ülkenin gücünü, potansiyelini küçümsemeyin. Türkiye ne derce kötü bir üreticiyse o kadar iyi bir tüketici, o kadar büyük bir pazardır. Size ne kadar kolay geliyor yaa. 6 milyar dolar koskoca fransa içinmiş neymiş de,bilmem ne... Gugukcuk ayrıca verdiğin o sıralama "export+import" yani ihracat ve ithalat toplam! Senin iddiana göre Türkiye'nin ihracattaki payı %1'e bile tekabül etmiyo? Biraz hesap kitap lütfen.... Günümüz dünya gerçeklerinde bırakın 6 milyar doları, bir kuruşun önemi devletler için hayatidir. Ayrıca kaybedecekleri pazarların, ve paraların rakip ülkelere gideceğini böylece göreceleli olarak bu rekabette daha da geri düşeceğini bilmem söylememe gerek var mı diyecem ama, hala böyle düşünen insanları görünce anlıyorum ki, evet gerek var Söyleyeceklerim bitmedi, ama iftara gitmem lazım şimdi, sonra devam ederim. Herkese iyi iftarlar....

Ben mi yanlış anladım yoksa gugukcuk "Bu bir danışıklı dövüştür. Fransa bu işten vazgeçecektir, bu Türkiye'ye diplomasi zaferi olarak yansıtılacaktır. Hem de fransa daki ermenilerin az da olsa gönlü alınmış olacaktır" mı diyorsun?

İsteyen istediği şekilde yaşar, istediği şekilde giyinir, istediği şekilde vs. vs. Kimse hocalar yüzemez, jet ski ye binemez demiyor. Konuyu buraya çekmeye çalışanlar hocayı savunacak argümanı olmayanlardır bana göre. Ortada bir tutarsızlık var. Müritlerine günah olduğunu iddia ettiği şeyleri kendisi yapıyor. Ayrıca görüntülerin 2004 e ait olması, şimdi ortaya çıkması, hocanın bunları yapmadığını göstermez heralde. Doğan medya grubunun kişisel bir hesabı varsa, (ki olabilir) o da beni ilgilendirmez. Hoca geçinen bazı hocaların neler yaptığını görüyoruz. Adnan hocalar, müslüm gündüzler, cübbeli/cübbesiz hocalar hep oldu, ve olacak da. İnsanların onların tezgahına neden, ve nasıl düştüğünü tarışmak gerek bence.

Bu gelişmelerden yola çıkarak şu sonuca varıyorum: Soykırım yoktur diyene hapis, vardır diyene nobel!

Bu bildirinin altına imzamı atıyorum. Sanırım metnin büyük kısmı Metin Aydoğan'ın "Bitmeyen Oyun" kitabından alıntılanmış. Bu konuları derinlemesine örneklerle insanın kafasına kakıyor resmen Metin Aydoğan. Tespitler güzel, neler yapılması gerektiği açık...Ancak; çoğu insanın haklı olarak sorduğu "nasıl?" sorusuna tatmin edici bir cevap veremiyor. Bu vatanda kendinde sorumluluk hisseden herkes şapkasını önüne alıp düşünmeli, aktif olarak çalışmalı. Yıllarca yapılan yanlış politikalar günün gerçeklerine göre tekrar yorumlanmalı. Değişim zınk diye olamayacak, ama insanlar yeterli iradeyi gösterirse, zamanla bu ülke düze çıkar. Biz küllerinden doğan bir ulusuz, kendi kaderimizi kendi ellerimize almanın zamanı geldi

Arkadaşlar meseleyi bilenler bilir. tkp lilerle işçi partileler birbirinden nefret eder. iki grup da birbirini faşistlikle suçlar. bu suçlamalarda ne derece haklılar bilemem. Politika arkadaşım, düşündüğün gibi ermeni soykırımı falan yok işin içinde bence. İki grup da nefret ediyor birbirinden, bu arbedenin sebebini aramak beşiktaş-fenerbahçe kavgalarında sebep aramaya benziyor. Kısaca fanatizm! Dün oturumda bizzat bulundum, gözlemlerim şunlar: Perinçek bu olay çıkana kadar biraz gergindi, olay olup protestocular atılınca yüzünde bir rahatlama belirdi. Daha sonra içeri giren kameramanlar hep perinçekle röportaj yaptı. Kısaca perinçek kendi reklamını çok güzel yaptı. Sempozyum sanki perinçek odaklı bir şeymiş gibi lanse edildi. Kamuoyunun desteğini almak için de "bana yapılan saldırı aslında Atatürk'e yapılmıştır" tadında tribüne oynuyor. Protestocular da kendi çaplarında dünyayı kurtarmış oldular.Onlar zaten apayrı bir yazı konusu, ne konuşmayı biliyorlar ne dinlemeyi, varsa yoksa kavga, şiddet. Olan o kavganın tarafı olmayan konuşmacı ve biz dinleyicilere oldu. Bir daha ne zaman böyle bir organizasyon yapılır da bu kadar değerli düşünür bir araya toplanır tartışılır. Kısaca yazık oldu!

Selam arkadaşlar uzunca bir aradan sonra tekrar yazıyorum. Önce odtü mezunlari forumuna yazdığım yazıyı alıntılamak isterim. "En başta ne tkp liyim ne işçi partili. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak istemediğim için Kemalizmle ilgili çokca kitaplar okuyorum. Gelen bir mailde "Kemalist Devrim’inDüşünsel Kaynakları Sempozyumu"nun yapılacağını duyduğumda doğrusu çok heyecanlandım. Öyle ya 2 gün sabahtan akşama kadar sürecek, genelde tanıdığım alanında, söz sahibi 20 den fazla insan (genelde akademisyen), her biri Kemalizm'i farklı bir açıdan yorumlayacaktı. Şimdi olayı bir de benden dinleyin, Sabah erken kalktım, odtünün yolunu tuttum. Sabah oturumunda mimarlık amfisinde pek de insan yoktu. Oturum güzel geçti benim açımdan. Öğle oturumunda daha çok insan vardı. Bir de sabahki oturumda olmayan show tv kamerası gelmişti. Oturum başlamasına yakın tkp li 15-20 kişi, belli ki, doğu perinçek i protesto için, gelip amfinin bir köşesine sıralandılar. 2. konuşmacıdan sonraydı sanırım, takım elbiseli bir adamla tkp li çocuk arasında bir sözlü bir münakaşa oldu derken, olay büyüdü. tkp lilere yakın tarafta oturan çocuklar hemen kavgaya katıldı olay büyüdü mimarlığın girişine kadar kavga aktı, içeri kırılan cam çerçeve sesleri, bağırış çağırışlar geliyodu. Atılan sandalyeler, çöp kovaları vesaire. Sesler uzaklaşınca sempozyuma devam edilmeye çalışıldı. Ancak zaman zaman dışardan atılan taşlarla kırılan camlar konuşmaları böldü. Jandarma kapıya barikat kurdu, dışarda biriken kalabalık dağılmadı. Dışarı çıkmaya çalışanları taşladıkları için, güvenlik sağlanana kadar 2 saat boyunca içerde gergin gergin bekledik.bu sırada içeri atv,tv8 kameraları falan da geldi. Sürekli doğu perinçekle röportaj yaptılar. Halbuki benim gözümde bu kavganın bir tarafı olmayan bir şeyler anlatmaya ve bir şeyler anlamaya gelen insanlar çoğunluktaydı. sonunda genzimizi yakan biber gazı kokusu içeri kadar ulaştı, belli ki dışarda biber gazı sıkılmış. Kapıda güvenlik sağlandıktan sonra dışarı çıktık. Evli evine köylü köyüne... Şimdi soruyorum size kim kazandı? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Birbirlerini gördüklerinde kırmızı görmüş boğa gibi saldıranlar mı kazandı? Güvenliği sağlamaya çalışırken yaralanan gencecik askerler mi kazandı? Yahu bu vatan bizim, bu topraklar ayağımızın altından kayıp gidiyor, insanları bilgilendirmek, varsa fikir ayrılıklarında uzlaşma sağlamak, ortak bir paydada buluşulmaya çalışmak amacında, endişesinde olan insanlar mı kazandı? Fikirlere bu hoş görüşüzlük niye? Sen kendi fikrine özgürlük istiyorsan, başkalarına da bu özgürlüğü tanıyacaksın. Bunu başkaları yapınca adını faşist koymak kolay. Arkadaşın söylediği gibi illa ki insanların birbirine saldırması için kendilerince sebepleri vardır. Nerde o "bin çiçek açsın, bin fikir akımı yarışsın" söylemleri? perinçek in çağrılması hata mıydı bilemem, bu başka bir konu. Attığımız taş, ürküttüğümüz kuşa değdi mi? Başımız göğe erdi mi? Küçük hesaplar uğruna bu ülkeye bu gençlere yazık oluyor. Sonra abuk subuk insanlar bizi yönettiğinde buna isyan ediyoruz? Kendi içimizdeki kavgalardan başımızı kaldırıp bir dünyaya bakalım. Az önce denizbank'ın %75'i belçikalılara satıldı. Ha bi de karun hazinelerini çaldırmışız. Aman nolacak, bir elimde taş bir elimde sopa, umrumda mı ki dünya? Bu ülkenin aydınlık insanları Sempozyumun sonraki oturumları iptal edildi gözlerimiz aydın olsun! "

siir güzel esra,ama sanki cevirisinde, "bu simdi.." pek dogru olmamis gibi? sadece "20 yil.. " yeterli olurdu. ya da daha bütün olmasi icin siirin "iste bu 20 yil.." diye cevrilebilrdi...

eveeet,lisedeki kombinasyon permütasona bi flashback yapalim,.. toplam kisi sayisi x olsun, sadece 1 kisi 1. olacak, yani geri kaliyor x-1. anlattigina göre yenilen bir kisi hemen eleniyor,o halde kalan x-1 kisi, x-1 mac sonunda elenecek..... (bu arada günesxxx hosgeldin, 7,7,7,7,1 sorusuna verdigin cevabi gördüm tebrik ederim:)

tartismayi kisilere indirgemen komik gelio. dosya getir götür gibi isler yoktu,tübitak-bilten'de.. bizzat profesörlerle proje yapioduk .bilip bilmeden konusmasan da, konunun disina cikmasak? peki madem, oyunu senin kurallarinla oynayalim senle röportaj yapiyolar olmalari seni yeterli bilgiye sahip olarak gördüklerinden degil, yaninda kagit kalem, ya da ses kayit cihazi gibi seler oldugundan olsa gerek. sonucta sen söylenenleri aktaracak bi aracisin. beni bilimsel muhattab kanul ediyolar demek komik..... senle tartismaya mi giriyolardi? bu konuda sizin görüsleriniz nedir, mi diyorlardi? ha öyleyse seni muhatap kabul ediyolar demektir, degilse benim dedigime cikar

aslinda yaptigin tespit kismen dogru, tesekkür ederim... ama hak verirsen ki, agzimdan alemdaroglu gercek atatürkcüdür lafi cikmadan onu korudugumu düsünmen, dogmatik Atatürkcülük yaftasini yapistirman pesin hükümlülük gibi geldi. her kesimde oldugu gibi Atatürkcülük üstünden de rant saglamaya calisan, bunu sadece cevre edinmekte kullanan insanlar var, buna bizzat sahit oldum. ve bu beni o insanlarla da karsi karsiya getirdi. ne yazik ki, halk partisinde bile hirsiz müteahitlerin baskan adayi olarak gösterilmesine sahit oldum. bu yozlasmadir haklisin. bu Mustafa Kemal'in biraktigi halk partisi mirasini hoyratca kullanan insanlarin getirdigi noktadir. ülke üniversitelerimizin ilk 500e girememesi, biraz farkli bir konu, burda degerlendirme egitim kistasindan ziyade, akademik calismalar, alinan ödüller (hatta nobel) gibi kistaslara dayaniyo. ama hak verirsin ki, haddinden fazla ögrenci alan üniversitelerimizde, yetersiz akademik personel var. dolayisiyla ögrencilere ders vermetkten pek de o kadar, bilimsel calisma ortami kalmiyo geriye. gercek anlamda Atatürkcü cizgide olan üniversiteler Türkiye'nin en iyi üniversiteleri hak verirsin ki. diger anlamda siyasallasan üniversiteler ise vasati asamiyor en iyi ihtimalle. trt'de Atatürkcü kadrolasma mi? iyi arastirin derim. Türkiye'de rüsvet, adam kayirma gibi pislikler artik her yerde malesef, kimse ben temizim diyemez. Bir ülkede bu boyutta bi yozlasma varken, bu toplumun her bireyine, her hücresine sirayet etmistir! kimse ben temizim diyemez, sen de diyemezsin, ben de...... ancak münferit örnekleri bi kenara birakirsak, ülkede en fazla güven duyulan kurumlar, 1-Cumhurbaskanligi, 2- Türk Silahli Kuvetleri.. en dürüst cizgide bu kurumlar yürüyo, ve kimse bunlarin Atatürkcülügünü sorgulamaz sanirim?

2003 yazinda tübitak-bilten elektronik bölümü görüntü-sinyal isleme (signal processing) muhabir olarak oraya gitmenin ne gibi katkilari oldu sana?? basörtüsüyle orda calisamayan insanlar mi vardi kapida?

bak ali0_1 ; HY denen sahsin söyle bi huyu var, belgelerden isine gelen bi cümleyi alip,devamini kendi getiriyo, yani belgelerde tahrif yapio. kaynak gösterdigi kitaplarla karsilastirildiginda bu ayan beyan ortada. mesela yabnci kaynaklardan bilimsel bi konunun tanimini aliyo bi yerlere kadar yaziyo, isine gelmeyen kisimda kendi yorumunu katiyo. belki de kaynak gösterdigi kaynaklar tarafindan dava edilmemek icin sahte bi isim arkasina gizleniyordur ne dersin? yukarda yazdiklarina gelince, harun yahyanin kaynaklari oldugu icin ne kadari gercek bilemiyorum, %80 dogruluk diye bise olmaz, bise ya dogrudur ya yanlis böyle knularda.

arkadaslar niye kisilere takili kaliyosunuz? yazdigi onca yazi hakkinda hic bi yorum yapmadan, vah vah allah kurtarsin, tripleri niye yapiyorsunuz? öyle ya farkli düsünen hastadir!! siz böyle kisilere takili kaldikca, yok yok paranoya bunlar dedikce, ucuruma sürüklenis kacinilmaz. istediginizi düsünün ama ülke gerceklerini saglikli yorumlayin. ayrica ibn_i haldun, Atatürkcülük degismez! ama senin yansitmaya calistigin gibi, bu budur baska bise düsünülemez gibi mantik yoktur! Atatürkcülük akilciliktir, yenilikciliktir. zaten Mustafa Kemal, hicbir dogmayi, hicbir degismezi miras birakmadigini, yalnizca akil, ilim ve fenni takip etmek gerektigini isaret eder. sen halki egitimsiz birak, inanclarini sömür, sonra da halk iktidara geldi buna karsi cikiyosunuz de! yok öyle yagma. iktidara hep halk geldi bu ülkede! makam mevki icin kimin neyin pesinde oldugu ortada!

ugur'un verdigi sadece hayali bir örnek, kirmizi elbise meselesi, olayi daha iyi kavramak acisindan.tipki senin verdigin tübitak örnegi gibi. ayni mantikla, hangi süper zekali basörtülü kadin tübitak'tan basörtüsü taktigi gerekcesiyle kovulmus? tübitak kafaya bakar, orada staj yapma olanagi bulan biri olarak söylüyorum!! orada hic basörtülü görmememin sebebi orada calisan insanlarin bu meseleleri asmis olmasidir. bilimselligin önüne hic bi siyasi düsüncenin,dayatmanin gecmemesidir! en azindan bu böyleydi, bakalim hükümet buralari da siyasilestirdikten sonra dedigin gibi sadece kafanin icine bakan bi anlayis mi olacak yoksa disina mi görecez. du bakali nolecak ayrica 1. SIKta cevap verdigin cümlemi tekrar oku, anlayamamissin bence, ya da ben senin dedigini anlayamadim...

bu sözüne katilmiyorum. devlet icin calisan insan orda devleti vatandasa karsi temsil ediyor! devlet nasil vatandasina esit mesafede durmak durumunda, tarafsiz olmak zorundaysa o insan da bunu yansitmalidir! bu bakimdan kilik kiyafette dahi bir takim kurallarin olmasindan dogal birsey göremiyorum... basörtüsü takinca fatura mi kesemiyor? gibi sig bi iddia kolay cürütülür... ben de derim ki; ayni senin mantiginla, basörtüsünü cikarinca fatura kesemiyor mu? ya da ciplak bi insani ele alalim, o da fatura keser bilgisayar kullanir, yapacagi hic bi ise kiyafetinin bi katkisi yoktur?? uzun sözün kisasi devleti temsil ettigin yerde, devletin durmasi gerektigi gibi tarafsiz olmasan da tarafsiz görünmelisin! Atatürk meclis acildiktan sonra askeri üniformayi cikardi, takim elbise giydi, bu simgesel anlamda cok sey ifade ediyor..