bursercan

Liseden kalma bilgilerimizi hatirlayabilirsek eger saglikli beslenmek, bir takim besin pramitlerine baglanmistir. Ancak acaba baska ulkelerde de ayni seyi oneriyorlar mi? Tabi ki evet fakat besinlerin pramitteki oranlari degisebiliyor Kuzey Amerika Besin Pramidi(Genel) ABD'de bilim adamlari tarafindan hazirlanmis besin pramiti soyledir: Pramitin en alt tabakasini gunluk 6-11 porsyon ile tahillar(makarna, ekmek...)olusturur. Ikinci basamakta ise gunluk 5-9 porsyon ile meyve ve sebzelere yer verilir. 3.basamakta gunluk 2-3 porsyon sut ve sut urunleri ile yine 2-3 porsyon et yer alir. Pramitin en tepesini ise gunluk sadece 1 porsyonla(bu basamagin gerekli olup olmadigi ise hala tartisilmaktadir) yag ve sekerler olusturur. California Besin Pramidi: California Universitesi'nde yeni gelistirilen besin pramidi ise soyledir: 1.Basamakta 6-11 porsyon ile meyve ve sebzeler yer alir. Ikinci basamakta olmasina ragmen hemen hemen 1. basamak kadar onem tasiyan(gunluk 6-11 porsyon) posa miktari yuksek tahillar(patates, misir...) vardir. Protein orani yuksek besinler 3.basamaktadir(sut, sut urunleri, et...). Ayrica deniz urunleri, nohut ve yumurta beyazi(tum yumurta degil) da bu basamaktadir. Sadece tadimlik olarak ise ust basamagi karabiber ve diger baharatlar isgal eder. Akdeniz Besin Pramidi: Akdeniz besin pramidinin ilk iki basamagini ekmek, makarna, pirinc, kuskus, bulgur(v.s.) ile meyve ve sebzeler olusturur. Fakat meyve ve sebzeler kendi iclerinde ayrim yapilarak yenilebilir (sogan, patlican,domates, seftali, uzum, cilek ve elma arasindan birkac secim yapilabilir).Ayrica gunluk katagoriye zeytin yagi, peynir ve yogurt da katilir. 3. basamakta yer alan balik ve deniz urunleri, yumurta ve tatli(orn:Yunan Baklavasi, Italyan kurabiyesi) haftada bir kac kez yenilir. Aylik olarak cok az miktarda alinmasi gereken yiyecek ise kirmizi ettir. Asya Besin Pramidi: Bu pramit belirli oranlar vermez fakat belirli yiyeceklerin ne kadar siklikla yenilmesi gerektigi onem tasir. En yuksek porsyon degerlerini pirinc ve pirinc urunleri, ekmek ve diger tahil urunleri olusturur. Ikinci basamakta meyve ve sebzeler; sebze yaglari ise gunluk alinmasi gereken miktarin en azini olusturur. Eger istenirse balik ve diger deniz urunleri de gunluk grupta yer alabilir. Haftalik olarak alinmasi gerekenler yumurta ve sekerden ibarettir. Kirmizi et ise ara sirayenilecekler arasindadir.

Baldır kaslarına kramp girmesi : Nedeni: Baldır kasların kramp girmesi yada spazmlara neden olacak derecede aşırı zorlanması. Önlem: Beslenme ile uygun Magnezyum alınması sorunlara karşı önlemlerden birisi olcaktır. Bağ Zedelenmeleri : Nedeni: Eklemi doğal sınırları ötesinde harekete zorlayan herhangi bir kuvvet bağ zedelenmesine yol açabilir. Özel Belirtiler: Etkilenen eklemde ağrı fonksiyon bozukluğu ve eklem içi kanamaya ve sıvı artışına bağlı olarak şişme. Bu durumlarda yapılacak ilk önlem soğuk (buz)uygulama yapılması.Ayrıca maruz kalmaması için bandajlama. ciddi durumda İlgili bir uzman hekime baş vurunuz. Sakatlığın ciddiyet derecesine bağlı olarak geçici bir süre için sportif aktivitelerden uzak kalınmalı. Kasık Zorlanması Nedeni: Spora katılım öncesi yetersız ısınma ve gerdirme donucu uyluğun iç kısmındaki kas ve tendonların aşırı zorlanması Özel Bulgular: Uyluğun üst ve iç kısmında şiddetli gittikce artan ağrı İlk Uygulamalar: Etkilenen bölgeye 20 dakkika kadar buz uygulanır ve baskılı bandaj yapılır. Tedavi sonrası 3 gün içinde gerdirme-gevşetme egzersizlerine başlanabilir.Kasık ağrısı için hergün özel kremler uygulanır (eczanelerde bulunur) Gerdirme-gevşetme egzersizleri ağrısız olarak yapılmaya başlandığında tedricen koşu içeren çalışmalara geçilebilir. Eğer ağrı hisedilirse egzersizlere devam edilmeli ve ara verilmelidir.Ayrıca önlemler için antreman ya da yarışmalar öncesinde uyluk ve kasık bölgesinde kasların uygun bir şekilde ısıtılması ve gerdirme egzersizlerinin yapılması önlem açısından önemlidir. Diz Eklemleri Kıkırdak Zedelenmeleri Nedeni: Yerde sabit ve diz bükülü durumdayken iç ya da dış kuvvetlerin etkisiyle diz ekleminin zorlanması Özel bulgular: Dizin bükülme ve dönme hareketlerinde eklem bölgesinde ağrı duyulur.Ağrı nedeniyle dizin tam olarak gerilme pozisyonuna gelmesi hemen hemen imkansız Yapılacak ilk uygulamalar: Buz ile soğuk-baskılı bandaj yapılır ayrıca zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Bu tip sakatlıklar genelikle operatör gerektiren durumlardandır.Tedavi sonrası uygun bir şekilde planlanmış kassalekzersiz programıyla dizin kuvvet desteği sağlanmalıdır. Düzenli olarak operasyondan 6 hafta sonra yumuşak bir zeminde hafif koşu antremanlara başlanabilir

STRECİNG YER HAREKETLERI 2 Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır.

STRECİNG YER HAREKETLERI 2 Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır

STRECİNG YER HAREKETLERI Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır

Egzersize hangi yönden başlarsanız aynı yönde sayı bir artar. Her haraket 10 defa yapılacaktır.)Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır.Egzersiz yapmadan önce mutlaka doktorunuza başvurunuz.

(Egzersize hangi yönden başlarsanız aynı yönde sayı bir artar. Her haraket 25 defa yapılacaktır.)Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır.Mutlaka doktorunuza başvurun.

(Egzersize hangi yönden başlarsanız aynı yönde sayı bir artar. Her haraket 25 defa yapılacaktır.)Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır.Egzersiz yapmadan önce mutlaka doktorunuza başvurunuz.

http://img25.imageshack.us/img25/4436/exersizders2os7.gif (Egzersize hangi yönden başlarsanız aynı yönde sayı bir artar. Her haraket 25 defa yapılacaktır.)Ders sırasında iki elinize yarım litrelik pet şişelerden veya ağırlık alınırsa yapılan egzersiz daha etkili olacaktır.Egzersiz yapmadan önce mutlaka doktorunuza başvurunuz

ya sımdı nasıl desem bılmıyom kı kızar mı acaba gecmıs bayramın mubarek olsun dıyecemmm ama lafı hemen cevırıyım gecmıs dogum gunun kutlu olsun ablam kusura bakma.gec bır kutlama oldu ama

dogum gunun kutlu olsun nıce baharlara

ya sanırım yayamaz gıbı bende gec gorenlerdenım ozur dılerım dogum gununuz kutlu olsun sıze tesekkur edıyoruz bıze denız kzı verdıgınız ıcın

sevgılı dıpnot desemkı ben uzun zmandır yoktum ve o yuzden gormedım ozur dılerım:) dogum gunun kutlu olsun...

senın zekana hayranım ablam

yok arkadasım anormal bır durum yok. gayet normaldır.sızı tanımyorum o yuzden genel bır yorum yapcam. mesela bu soruyu kendınıze sordugunuzda bırseyler yaptınız mı bır caba gosterdınız mı?pekı karsınıza cıkan bır bayan ıcın soyle bır dusuncenız oldu mu'' bu benım sevdıgım olabılır mı? benım krıterlerıme uygun mu '' dıye. tam bu kısı benlık dıyemezsınız mutlaka bır eksıgı vardır sızın hayallerınızdekı bayan ıcın.bu hayallerdekı bayan vazgecılmezdır o yuzden hep agır basmıstır hayallerdekı ask.cunku hersey sızın ıstedıgınız gıbı ılerler.hayaller adres sormaz;) sızın bu durum ıcın ılk once kendınızde degısıklık yapın.(bu demek degıldır kı benlıgınızden yoksun baska bır benlıkle cıkın .hayır bunu kesınlıkle kastetmıyorum.)hem fızıksel hemde ruhsal olarak. benım krıterlerımde sızın hala 3 yılınız daha var.:)sız baskalarına bakmayın.cunku sızın gormedıgınız hayatlar var.sıze cok guzel gelebılır cunku bardagın bos tarafından bakıyorsundur.gerceklerı gormekten korkuyorsundur veya bakmak ıstemıyorsunuzdur.bu konuya gırmek ıstemıyorum bunu kendı gozlerınzle gormenız gerek.o yuzden yakınınızdakı asklara bakın ızleyın basrollerde sız ve sızın hayallerınızdekı asık olan kısıyı yerıne koyun. bu yazdıklarımdan gercek ask yoktur anlamı cıkmasın vardır kesınlıke ama su devırdekı askların cogundan bahsettım ben.cogusu yalan cogusu gercek dısı cogusu zaman gecırmek cogusu gosterıs...

calısıyordum ablam o yuzden ısten cıktım bıraz ıslerım vardı onları hallettım ınsallah gıtmem daha 25 subat-8 mart arasıda olmam sımdıden dıyım cunkuu.. devamını sana yazarım

ya aklıma bırsey takıldı yazınızı okurken yakısıklı sımdı teknolojı karsılastırması yapmısız.ufoların ve bız yeryuzu canlılarınkısıyle.pekı bu kanıya varmak ıcın elımızde kesın bılıgler var mı? yanı ufoların bızden daha ıyı bır teknolojıye sahıp olduguna daır. bızı onlardan ayıran tek sey onlar kadar hızlı olamadıgımız mıdır acaba?gercekten merak edıyorum.zaten bır ufo aracı elımıze gecırmıs olsak cozerız onların teknolojıyı ama bıldıgım ve mantıgım kadarıyla boyle bırseyın olmadıgı. bızlere kucuk yaslarda ufo soyledır bolyedır dıye flımlerle baskı yapıldı.bızlerın aklında kalan sadece super bı teknolojılere sahıp olduklarıdır. ama sunu ıyı bılıyorum kı her canlının bır zaafı vardır.bakarsınız kı o teknolojıdekı bır aracın suya karsı zaafı vardır.bır su damlasıyla bu arac yokta olabılır;) bundan 8-9 yıl once elıme bır kıtap gecmıstı ve onda yazan su yazı hala aklımda ama dogrulugu hakkında bılgım yok. Amerıkada bır ufo arastırma merkezının oldugu ve bu merkezın yerın altında olması ve hatta en ılgınc yanı bu merkez harıtalarda olmadıgıdır.yanı yerı bılınmıyormus.ve hatta bır kac ufo canlısı yakalanmıs ayagından yaralanmıs ama fazla yasayamamıs ölmus. eger varsa boyle bırsey sıze katılıyorum neden sımdıye kadar bırsey yapmadılar sorusuna nıspeten. hatta acaba savas cıksa ufo yandasları cıkar mı acaba

radya ablam senı sadece ve sadece alkıslıyorum.bu kadar guzel tanımlanabılır bu duygu======

vay be ben boyle konular okumayı cok severım keske o kazılarda fılan bende bulunsaydım tesekkurler..

ne yalan soylıyım baslıgı ılk okudugumda ne kadar sacma bır baslık dedım :Dama ıcıne gırınce guzle bır mevzuymus bende ılk ılıkısını rahat buldum ama sızlerdekı gıbı nedense N harfını bulmakta zorlandım ve ne yalan soylıyım ben hala bulamadım N harfını :D bu sorun olur mu acaba??

hııı tabı tabı sızlerden kalırsa yerız sımdıye bıtmıstır yav normalde sık sık gelemıyorum ama ne tesadufturkı bugun geldım ve mıneu ablamın dogum gunune rastladım:d bu bır mucıze mı yoksa bu bır ceza mı acaba

aklıma bır nokta takıldı: bırde kotu tarafından bakmak lazım.dunyada neredeyse bır ulke nufus sayısına yakın veya fazla arac bulunuyor.bunlarda canlı varlıklar gıbı suya ıhtıyac duyarsa ve bu ıhtıyac dunyada sıkıntı cekılen bı konu olan su ıse burda durmak lazım. sımdı su ıle calısa aracların uretımı belkı ılk baslarda kendını hıssettırmez ama yılar gectıkce bunu sıkıntısı cekılecek ve bu teknolojının canlılara verecegı zarar dusunulmeye baslanacak.belkıde susuz arac ısıtıyor dıye slogan atan ınsanlar gorursenız sasırmayın kısacası;en basıt ulkemızde cekılen su sıkıntısı dunyada bu aracların cıkmasıyla ıkı katlanacaktır.yanı ben su ıle calısan araclara karsıyım su ankı bılgılerıme dayanarak tabı

denız kızı bıede yukardakı pastadan verecen mı yanı masraf etmıyelım o kadar para verecez canım ablam dogum gununu kutluyorum ıyıkı dogdun ıyı kı varsın cunku sen olmasaydın o pıtırcık da olmazdı demı yanı saka bı yana nıce senelere;)

ne tesaduf benım de bakıp ,okuyup ,tartısıp gorecegız sayın mavı...

Türkiye yi ağlatan ezan Türkiye’yi sevinçten ağlatan ezan Tam 55 yıl önce okunan bir ezan için halk sokaklara döküldü. Gözler minarelere çevrildi. Ve ilk 'Allahuekber' nidasıyla birlikte ülkeyi bir gözyaşı seli kapladı... Tarihçi yazar Doç. Osman Özsoy, o günün hikayesini bakın nasıl anlatıyor: Türkiye’yi ağlatan ezanlar ... Tam 55 yıl önce bugün, yani 16 Haziran 1950 de, 1933 yılından beri Türkçe olarak okutulan ezanın Arapça orijinal haliyle okunabilmesine imkan sağlayan kanun Meclis’te kabul edildi. Meclis’in aldığı karar radyolardan ilan edilince, Türkiye’nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye’de sel olup aktı. O gün ne olduğunu ayrıntılı anlatacağım. Ama önce, o günlere nasıl gelindiğine bir bakalım. Diyanet İşleri Başkanlığı, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelge ile, ezan ve kametin birkaç ay içinde Türkçe okunacağını bildirdi. İşte o Türkçe ezan ... Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi: ‘‘Allah uludur, Allah uludur Şüphesiz bilirim, bildiririm Allah’dan başka yoktur tapacak. Şüphesiz bilirim, bildiririm Tanrı’nın elçisidir Muhammed. Haydin namaza, haydin namaza Haydin felâha, haydin felâha Allah uludur, Allah uludur Allah’dan başka yoktur tapacak.’’ Ezanın Türkçe’ye çevrilmeyen tek kelimesi "felâh" oldu. Sebebi, halkın ‘‘felah’’ kelimesinin ‘‘kurtuluş’’ anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ‘‘haydin kurtuluşa’’ mânâsına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı. Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı. O gün Türkiye’nin dört bir yanında yaşananlar, başlı başına ansiklopedik bir kitap olur. O gün Türkiye’nin dört bir yanında, cami sayısınca bir sevinç yumağı, insan sayısınca mutluluktan ağlayan bir yürek vardı. Fethullah Gülen o günleri anlatırken şunları söyler: ‘‘Ben o zaman Erzurum'daydım. Ekin mevsimiydi. 1950'nin Ramazan ayı idi. Vakit ikindi vaktiydi. İnsanlar kurbanlıkları hazırladı. Müezzin efendi minareye çıktı. Müezzin "Allahü Ekber" deyince öyle bir bağırıştılar ki, millet sevincinden hıçkırıklara boğuldu. Ardından kurbanlar kesildi.’’ Antalya Aksekili işadamı Ali Katırcıoğlu; ‘‘Bir cuma günü idi, ikindi kılıyordum, ilan ettiler ‘bugün ezan okunacak' diye. Herkes sokaklara döküldü. O cuma günü Allahü Ekber, Allahü Ekber diye duyduğum o ilk ezanı asla unutamıyorum. Demokratikleşme dediniz de, benim için en büyük demokratikleşme işte o ezandır" der. O gün İstanbul’da neler olduğunu, aynı günlerde Eyüp’te asker olan babamdan dinlemiştim. Ezanın orijinal haliyle okunacağını haber alan İstanbulluların Eyüp Camii avlusunu doldurduğunu ve herkesin ezanı dinlemek için gözlerini minareye diktiğini söylemişti. Minareden, ‘‘Allahü Ekber, Allahü Ekber’’ sesleri yükselmeye başladığı andan itibaren, insanların sevinçten kendilerini yerlere attığını, ezanların bitişini müteakip de, kurbanların kesildiğini söylemişti. O gün Erzurum’un bir başka yerinde yaşananları Mehmet Kırkıncı şöyle anlatılır: "Erzurum halkı ikindi vaktinden itibaren ezanın aslıyla okunacağını haber aldı. Bütün halk sokaklara döküldü. Bir bayram havası yaşanıyordu. Herkes kurban keseceği ne varsa alıp, Tebriz Kapı mevkiinden Lâlâ Paşa Camii'ne kadar dizildi. Minarelerden Ezan-ı Muhammedi okunmaya başladığı an, herkes sonsuz bir sevince gark oldu. Müftü Solakzade Sadık Efendi, ‘'Ya Rabbi! Ölmeden önce bize bu günleri gösterdin’’ diye hıçkırıklar halinde ağlamaya başladı. not:alıntıdır..