FUZULİ tarafından postalanan herşey
-
aklıma takılanlar!
Allah dünya güllük gülistanlık,her şey adil orda mutlu yaşayın demiyor sayın Ruhsuz Kız....''Hayır da şer de Allah'tandır''...diyor Kuran...Bu dünya da birçok noktada özgür bırakılmışız...İyi olmak da elimizde kötü olmak da... Allah bana inananları öldürmeyeceğim,onlara kötülük göstermeyeceğim,acı çektirmeyeceğim demiyor... Başınıza bir musibet geldiğinde bana sığınıyor musunuz,sabredip onunla mücadele ediyor musunuz diyor? Gerçekten inandığın zaman ölüm Mevlana' da olduğu gibi insana düğün gecesi gibi gelir...Ölüm bir son değil bir başlangıçtır... Bütün bu adaletsizlikler,katliamlar olurken biz ne yapacağız...İnanan insan bunların Allah'tan geldiğine inanır ve her şeye isyan etmez en başında...Sonrasında bunların ortadan kaldırılması için ne yapabilirim,üstüme düşen görev nedir der ve mücadelesini verir...Bu olaylar da bir imtihandır...inanana tabi! Bu olaylara bakıp inançsızlığa yönelip başka bir yol bulduğunuzda,inançlı duruşunuzla inançsız duruşunuzun ortaya çıkardığı faydayı ölçüp tartıp hal seçmek de size kalmış bir şey artık... Takva filminden:Ben sadece iyi bir insan olmak istemiştim ama olmadı.Ne yaparsan yap yine o her yerde...Önemli olan dikene gülsüz de katlanmaktır... MUHABBETLE...
-
BİR KELİME Mİ, SANAL EMİR Mİ?
Kavramlara hangi anlamları yüklüyoruz iyi bilelim de o zeminde tartışalım...İçi boşaltılmış ya da herkesin kendi pencersinden anlam yüklediği kavramlarla hiç birimiz birbirimizin derdini öğrenemeyiz ve bu da kör dövüşünden başka bir şey değildir... Biz bugün zaten kavramları tartışıyoruz...Kavramların karşılıklarını hayatımızda yaşıyoruz...Sorun da şu ki bu kavram bu uygulamayı söylemiyor,içermiyor noktasında parça parça olmuşuz... MUHABBETLE...
-
İblisizm
Öncelikle üslubumu sert bulduysan ve kırıldıysan affola!Malumun üzere her hikayenin veya yazılı olan metnin bir konusu ve vermek istediği bir mesaj vardır...Eğer o hikayeyi veya yazıyı yirmi kişi okuyup yirmisi de birbirinden başka bir mesaj algılıyorsa o hikaye değil bilmeceye yakın daha adı konulmamış başka bir türdür...O hikayede anlatılanlar ve verilmek istenen mesaj aşikar ortadadır...Siz o hikayenin vermek istediği mesajın temeline karşısınız...karşı da olabilirsiniz amenna...Bu noktada hikayenin mesajı bu muydu,şu muydu şeklinde artık tartışılmaz...Mesaj ortada çünkü.. İnançlı insan her eyleminde Allah rızasını gözetir,inanıyorsa gözetmek zorundadır...Bu bağlamda eylemler nefs istediğ için, '' id (psikoloji)''desteklediği için yapılmaz...Psikolojiye bakabilirsiniz id(ilkel benlik...nefs)neler yapmamızı istiyormuş...Nefs araya girinci eylemler olumlu mu oluyormuş,olumsuz mu oluyormuş fikir edinebilirsiniz ya da biliyorsunuzdur... Velhasıl kelam o hikayede nefsinize uymayın Allah rızasını gözetin diyor...Sonuç olarak HZ. Ali nefsine uymadığı için adamı öldürmüyor ama Allah rızasını gözettiği içnde adam Müslüman oluyor...İster böyle algıla ister öyle algıla tabiki yorum ve izan senin... ''HER GÖRÜNEN GERÇEK DEĞİLDİR.HER GERÇEK GÖRÜNEBİLEN DEĞİLDİR.'' MUHABBETLE...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Bu kaset ne kadar doğru ve niçin bugün ortaya çıkarıldı bilmiyorum ama birçok tartışmamıza temel olacak nitelikte diye düşünüyorum...Demokrasi,meclis,darbe üçgeninde hangisinin daha güçlü olduğu, Türkiye'de iktidarın mı muktedir,devletin mi muktedir (Böyle bir ayrım yapılmaz ama var ne yapalım...)olduğu hususunda açıklamalar... Ne düşünüyoruz bakalım,görelim... Teziç'ten İnciler -http://www.youtube.com/watch?v=xnCchuulnmU&eurl- MUHABBETLE...
-
eski bir müridin kaleminden
Firavun’un imanını bilir misin? Musa’nın peşinden giderken, Kızıldeniz’in tuzlu sularında boğulan II. Ramses’in, boğulmak üzere iken, kurtulmak ve uzlaşmak için; Musa’nın rabbine inandığına ve yardım dilediğine, ancak bu itirafının ne kendisine ne de saltanatına bir yarar getirmediği ve boğulduğu kabul edilmektedir. Allah kendini gösterseydi bugün sen dahil inanmayan kalır mıydı?Malumun üzere bu dünya gerçek alemin imtihanının yapıldığı alem Kuran'da...İrade ve akıl verilmiş...Yol gösterilmiş...İnanırsanız bunlarla karşılaşacaksınız,inanmazsanız bunlarla karşılaşacaksınız denmiş...Yaşayıp göreceğiz... Sen inanmayıp kendi hayatını 70-80 yıl sürdüğünde benden hangi iyi yönde farkın olacak?Ben inanıp emirlere uyduğumda ne kaybedeceğim...En fazla 80 yıl(Kaç yıl yaşayacağımızın da garantisi yok ya!) heder olur...Ya bir de varsa? İşte bunu bilmiyoruz...Yoksa izafi olarak bir ömür kayıp...O da varsın olsun artık bir ömürlük risk... MUHABBETLE...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Evet bu ülkeyi kimsenin babasının çiftliği gibi yönetme hakkı yoktur...çok güzel...Bu ülkede kimsenin babasından miras kalmadı birilerine...Demokrasine,halkına güvenmezsen darbeleri de ben de karşıyım ama bu ülkeyi kimsenin babasının çiftliği gibi yönetmeye hakkı yok onlar da lazım tabiriyle savunmak bu ülkede hangi demokrasinin temsilcilerinin ağzından döküldüğünü biliyoruz... Hak hukuk her insana lazım bunu bugün bu cihetten sıkça duyuyoruz...Demokrasiyi salt ideolojik temelde savunursan olacağı budur...Bu millete demokrasi ne kadar öğretildiyse başımıza geçenler de o kadar demokratik... Sistem ne kadar demokratikse bu istemi devlet düzeyinde kullananlar da o kadar demokratik...Yasasız,hukuksuz devlette mi yaşıyoruz...Alın Anayasamız,YÖK'ümüz,Meclisimiz...Kanunsuz ülke değiliz herhalde...Her yapılacak olanın maaşallah sınırı çizilmiş... Anayasa'mıza dediğin söz niye eklenmemiş ki?''Kimse bu ülkeyi babasının çiftliği gibi yönetemez,eger yönetirse tekrar seçim yapılmaz,darbeye hak doğmuştur...''Madde yok ama zihinlerdeki Anayasa'da bu madde kesinlikle yer alıyor... Yukardaki maddeyi işletme gücü Anayasa'yla kime verilmiş:Ülkenin gerçek sahiplerine... Ne yapalım kardeşim söyler misin Allah aşkına söyle!Bu ülkeyi hep AKP zihniyetindeki insanlar mı yönetti?Hep onlar mı çaldı ,çırptı,kriz çıkarttı,kaos çıkarttı?Demek bu kadar güçlü olabiliyorlar bu sistem de bu insanlarç... Bir başörtüsü meselesinde dahi o kadar meclis gücüne sahipken bu kadar engelleme yapılıyorsa kimin borusu ötüyor bu ülkede sorarım size?Bu ülkede asıl güçlü olanlar,ülkenin yönetimine hakim olanlar ortadayken,onların sözünün dışına çıkılmazken asıl onların mı sözü geçiyor,asıl onların tahakkümü mü var diyeceksin... Tekrar söylüyorum bu halka bu kadar güç elinizde varken doğruları niye göstermediniz,demokrasiyi niçin öğretmediniz,zihinleri niçin açmadınız?Eğitim sistemimiz hangi ideolojinin vatandaşını,hangi anlayışın temsilcisini yetiştirmeye çalışıyor söyler misiniz?Halk madem cahil bırakıldı bu arada siz nerdeydiniz?İnsanımız demokrasiyi anlamıyor bu arada siz nerdeydiniz?Fildişi kulelerinizden demokrasi anonsları mı yapıyordunuz? Halkımız okumuyor,irdeleyemiyor,günlük çıkarlarının peşinde koşuyor,gerçekleri görmüyor demek kolay... Neymiş efendim halkın biliçnlenmesini istemiyormuş bu hükümet...Bu zamana kadar biliçnliydi de şimdi mi bilincini kaybetti?Millet bu ana kadar toktu da bugün mü aç bırakılıyor? Bir soru daha yineleyip soruyorum:Bu millet CHP zihniyetini niye başa getirmiyor,bütün devlet gücü CHP'nin zihniyetinin elindeyken?Ama bu durumun sorumlusu tek kelimeyle halk değil mi,kendilerinin dediği gibi! Madem CHP zihniyeti bütün doğruların temsilcisi halk bu kadar mı anlayışsız doğruları göremeyecek kadar? Bir soru daha niçin CHP'ye elitin partisi diyorlar...Halk elit değil mi yoksa? MUHABBETLE...
-
İblisizm
Dağdaki Mehmetçik vatan için savaşıyorum derken gelene geçene silah mı doğrultuyor misal? Allah'a inanmaya başlayan elinde kılıçla mı geziyor sayın Hoppa...Kuran'da al eline kılıcı Allah adına herkesi kes yazıyor da biz mi bilmiyoruz...Engin bilgilerinle yalnız kendini aydınlatmayıp başkalarına da ışık olursan memnun oluruz... Kurduğun son cümleyle inananları yalancı, iki yüzlü ilan etmişsin bilmem farkında mısın?Bu ne kadar ahlakidir,ne kadar doğrudur, doğru değilse kim yalancıdır takdir sizlerin... MUHABBETLE...
-
İblisizm
Siz bütün okuduğunuz,gördüklerinizden böyle ibret çıkarıyorsanız size de bakıp ibret çıkaranları görürseniz şaşmayın! MUHABBETLE...
-
TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE
İnanç ayrı bir kavram,inancın kutsalları ayrı kavramlardır sayın Sardunya...Bir putperestin yaptığı puta yüklediği anlamla, bir Müslümanın inancı için kutsal gördüğü başörtüsüne yüklediği anlamı aynı kefeye koymak kavramlara yanlış anlamlar yüklemektir...İslam'da senin de başka bir şekilde ifade ettiğin gibi mana önde gelir ve de şekil ikinci planda onu tamamlar... İnsan kalbinde hissetmiyorsa ve de aklıyla buluşturmadıysa imanı yukarda saydığınız olumsuzlukları görürüz...Çevresine iyi görünmek için namaz kılan,oruç tutmak zorunda kalan,ibadetleri niçin yaptığını bilmeyen vs. vs. insanlar İslam'ı özümsemedikleri için bu hallerin içindedirler... Ayrıca dini mabetler kutsal yerlerdir sayın Sardunya...Bu mabetlerin kutsal olması insanın değersiz olduğu anlamına gelmez.Kuran insan için:''Eşref-i mahlukat...(Yaratılmışların en şereflisi,kutsalı...)'' der.Bu söz İslam'ın insana bakışının temelini anlatmak için yeterlidir sanırım...Bunu böyle algılamayanların suçu İslam'a çıkartılmamalı diye düşünüyorum... Şimdi biz başörtülü kızları İslam'ı yanlış anlıyorsunuz,İslam'ı şekilclik sanıyorsunuz,önemli olan insanın içidir mantığıyla üniversiteye sokmamalıyız,öyle mi?Niçin yapıyoruz bunu Müslümanlık için mi?Kim inanır buna? Dini kullananlar,dini yanlış anlayanlar var bu ülkede de; ben aslında dinin her şeyine karşıyım diyemeyip dinin dertleriyle dertleniyormuş gibi görünenleri görünce şaşkınlığım bir kat daha artıyor... MUHABBETLE...
-
OLMASIN!...... İSTEMİYORUM!.........
Ne yapmamızı istersin öneri sunar mısın? Sizce bu durumda şunlardan hangisini yapalım? A)Toplanalım bizi bu hale getirenleri Ata'ya şikayet edelim... Üstteki kafi gelmezse darbe yapalım bunları yapanlar belli işte onları asalım... C)Bir dahaki seçimde bunları yapanlara oy vermeyelim başa gerçek vatansever,acın halinden anlar CHP'yi getirelim... D)Bu ülkede artık yaşanmaz terkedelim... E)''Bu ülkeyi bizden başka kim daha çok sevebilir?''hareketi başlatalım harekete katılmayanları düşman ilan edip kovalım... MUHABBETLE...
-
OLMASIN!...... İSTEMİYORUM!.........
Büyük bir iyilik yapıp millete gerçek dinini(Gerçek din de neyse artık,onu da siz biliyorsunuz...) öğretseniz de millet neye alet olduğunu,nereye sürüklendiğini anlasa ülkemiz huzura ermez mi acaba?Ya da dini tamamen ortadan kaldırsak sorun kökten mi çözülür acaba? Türkiye'de bu zamana kadar hangi anlayışla hareket edildi şeklinde bir soru sorsam: A)Milletin gerçek dinini öğrenmesi için,din bezirganlarına alet olmaması için devlet var gücüyle çalıştı. B)Dinin gericilik olduğunu millete anlatmak için var gücüyle çalıştı. Peki millet bundan ne anladı: A)Gerçek(!) dini anlatıldığı için gerçekleri gördü yanlışlarından döndü... B)Dinin gericilik olduğunu en sonunda anladı,modernliği(!) seçti... Son soru: Aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A)Gerçek dinini öğrenen(modern) Müslüman laikliğe karşı değildir. B)Gerçek dinini bilmeyen(gerici) Müslüman laiklik karşıtıdır. C)Laikliği savunan dine karşı değildir... D)Laikliği savunan devlet gibi bütün dinlere mesafelidir.(Yani inandığı bir din yoktur...hepsine sadece saygı duyarmış gibi yapar...) E)HEPSİ PUAN:Puanlanamayacak kadar değerlidir,inanmıyorsanız yaşayın görün... MUHABBETLE... Aşağıdakilerden hangisi doğrudur
-
BİR KELİME Mİ, SANAL EMİR Mİ?
Anlatmak istediğim düşünceyi başta zikrettiğin cümlelerden yakaladığın anlaşılıyor...Evet ben orda bir çelişkiyi dile getirdim...Siz verdiğim örnekleri verdiğiniz örneklerle öyle düşünmesem bile öyle görünürüm gelenek icabı diyerek devletinde sizin mantığınızla hareket etttiğini ortaya koymuşsunuz... Meselemizim özünü ortaya koyan bir cümle sarfetmişsiniz...Din devlete karışamaz,devlet dine karışabilir...Laik sistemin hukuğunu dinin kurallarıyla oluşturamazsınız doğru...Laik sistem inançlara mesafelidir sözü laikliğin diğer bir ayağı... Sorun şu ki devlet laik olarak benim dinime hangi noktalarda karışmalıdır?Müdahale sınırı nereye kadardır?Türkiye'de laik sistemimiz tamamen dini kendi ideolojisi yönünde şekillendirmek istemektedir...Dini vicdanlara hapsedip yaşama yansımasının önüne geçmek istemektedir... Bu alandaki faaliyetlerinde de bende dine karşı değilim ama din,gericiliktir,din bilimle çatışır,din modernliğin önünde engeldir şeklindeki söylemlerle aslında karşı durduğunu göstermektedir... Ben de başörtüsüne karşı değilim ama...ben de imam yetiştirilmesine karşı değilim ama imamhatipler kapatılsın...ben de Müslümanım ama içki de içerim modernim,sen içmezsen gericisin...vs. vs. vs. Bugün gördüğüm şudur ki laikliği doğmatikleştirip savunanlar dine karşı olmadıklarını söyleyip her yerde dinin anlamsızlığını,mantıksızlığını anlatmaktalar dine tahammül edemediklerini her fırsatta değişik söylemlerle dile getirmektedirler...Aynı durumu siz de dindar kesim için düşünüyorsunuz bunu da bilmeyen yok... Birileri dindarları devletin ideolojisinin,rejiminin düşmanı olarak görüyor,dindarlar da bu ideolojiyi savunanları din düşmanı olarak algılıyor...Bu durumu düzeltebilecek olana helal olsun... Kişi laik olur niye olmasın demişssiniz...Ona kanımca laiklik değil ateistlik deniyor...Yok denmiyor diyecekseniz laik devletin dini olmaz ama bireyler istediğine inanabilir,devletten hareketle birey de laik olmalı diyorsanız(Bütün dinlere mesafe koymalı...)hiçbir dine birey de inanmamalı yani ateist olmalı...Bu ateistliğin ötesinde başka bir anlayış diyorsanız yani dinleri inkar etmez de laik birey hepsine saygı duyar diyorsanız bu inanca da bugün ne deniyor bilmiyorum?Buna laiklik diyorsanız bu da dinin yerini alan din yerine geçen başka bir dindir o zaman... Birçok insan içnden şunu geçiriyordur...Bir türlü laik(!) yapamadık şu milleti(Devleti yaptık...) gitti... MUHABBETLE...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Çok duyduk bu vakte kadar demokrasi laflarını güzel kardeşim,çok duyduk... Benim anladığım,gördüğüm bu ülkede devletin kemikleşmiş,çerçevelenmiş,kale içine alınmış kendisinden başkasını her zaman düşman gören Atatürkçülük(!) diye tabir edilen(Ne kadar Atatürkçüdür yorumunu millet yapıyor...)anlayışın tahakkümü var... Bu anlayışa göre bu ülkenin demokratik yapısı içinde seçime girmesi ve iktidar olması gereken tek partisi var...Bu anlayışa göre bu devlet onlara Atatürk'ten miras kaldı...İlkelerini tek doğru anlayan ve de yaşatan odur...Bu ülkede bir iş yapılacaksa o anlayışın dışında yapılan her şey bu ülkeye ihanettir,gericiliktir,demokratik değildir... Uzlaşma kelimesinin tanımını da onlar yapar,dinin tanımını da onlar yapar, ne kadar Atatürk'ü sevdiğinin ıspat noktası da onların ağzından çıkacak kelimelere bağlıdır,laiklik sadece onların dediği kadar geçerlidir ve de doğrudur... Vay be demokrasiye bak bu ülkede bu zamana kadar yapılanlar ne kadar da demokratik değil mi? Çoğunluğun tahakkümü olmazmış demokraside ondan dolayı 550 milletvekili de anayasal çerçevede bir konuda yasa çıkarsa bunun hiçbir değeri yoktur demokratik olarak bunun doğruluğu önce o ülkenin sahiplerine bir sorulmalı demokratik olan bu... Demokrasiden bahsedeceksin,çoğunluğun tahakkümü olmaz diyeceksin sonra özellikle türbanla ilgili bir yasağı ortaya koyarken kimseye sormayacaksın? Halka mı sordun da koydun bu yasağı yoksa azınlık olarak çoğunluğa tahakküm mü ediyorsun şeklinde bir soruya da herhalde bu ülkede Atatürkçü,demokratik,laik yüzlerce cevap bulunur ki çoğunluk da önemli değildir bu ülkede...Daha doğru bir tabir kullanırsak halk önemli değildir bu ülkede... Söze bak da hangi demokratik ülkenin demokrasi anlayışıyla yönetildiğine şaşma!Korkuyoruz,çoğunluk önemli olursa yarın halk ''şeriat isterim!'' derse ne olur, bu demokratik midir?Aman yarabbi, daha halkın ne istediğini bilmiyorsunuz,halka değer vermiyorsunuz,halka güvenmiyorsunuz kalkmışsınız bu halk yarın bunu da yapabilir o zaman ne olacak diyorsunuz... Demokrasiymiş... Al sana demokrasi...Cumhuriyetin kuruluşu çatlak ses var,kapat muhalefet partisini...Devrimlerin yerleşmesi için o dönemde şarttı tabi bu...ama demokrasi... Yıl 1960 çatlak ses balans ayarı demokrasiye kapat halkın seçtiği Demokrat Parti'yi...Adı ne bunun, darbe değil demokrasi...Kim yapıyor bunları...Ülkenin hakiki sahipleri, ben demiyorum kendileri öyle zannediyor... 1970 muhtırası,1980 darbesi,28 Şubat,28 Nisan...bütün bunlar niçin yapıldı...demokrasiden uzaklaşan ülkenin demokrasi rayına oturması için...Halka ne mesaj verildi...Bak hatalısın,yanlış kişiler seçiyorsun,sen farkında değilsin... Her seferinde ne oldu yanlış kişileri halk tekrar başa getirdi... Bu halkın mesajı değildir de nedir söyler misiniz?Ama halkın verdiği mesaj da önemli değildir değil mi,zaten korkulacak eğilimlerin içinde sizce... Sizin ne kadar demokratik olduğunuzu,halkın sizin demokratik söylemlerinize ne kadar itibar ettiğini bir araştırın da görün...Siz halktan korkuyorsunuz,hiç şüpheniz olmasın halk da sizden korkuyor... Bu halka Allah rızası için şu gerçek dini,demokrasiyi,laikliği,bilimi,sosyal hukuk devletini millete örnek olup gösterin de bu yanlışlardan kurtulsun,sizi de doğru anlasın,din bezirganlarının da müşterisi olmasın(AKP'ye de oy vermesin...)... MUHABBETLE...
-
BİR KELİME Mİ, SANAL EMİR Mİ?
Söylemiş olduğunuz ''laiklik''hususunda dilimizden düşmeyen içi bir türlü genel geçer kabul gören muhteviyatla doldurulamayan kalıplaşmış bir tabir...Tüm ideolojilere mesafeli duruşundan kastınız kanımca kendi ideoljisi dışındaki ideolojilerle ilgili... İkinci cümlenizde devletin sadece demokrasi ideolojisinin temsilcisi olduğunu vurgulamışsınız.Atatürk düşmanı olarak ilan etmeyin de Türkiye'mizde doğal olarak devletimiz Atatürk ideolojisinin demokratik temsilcisi...Demek ki sadece demokrasi ideolojisinin temsilcisi değil..Yani bir felsefesi var...Sonuçta şu çıkıyor değil mi?Devletin savunduğu bir ideolojik görüş var ve bu görüşün anladığı,demokrasi,hukuk,Cumhuriyet tezahürleri hüküm sürmekte...doğal olarak... Evrensel hukuk,demokrasi,Cumhuriyet rejimiyle bir ideolojinin temelinde savunulan bu değerlerin denk değerler olmadığının ayrımını yapmak lazım... Türkiye'deki laiklik,demokrasi,Cumhuriyet rejimi anlayışıyla diğer bütün bu değerlerle yönetilen ülkelerdeki anlayışların aynı olmadığını biliyoruz... Laik devletten bahsediyoruz devletin finansa ettiği resmi bir kurum olan ''Diyanet İşleri...''devletin bünyesinde bir kurum Türkiye'nin şartlarına özgü laikliğin bir tezahürü...Laikliğe aykırı kaldıralım isterseniz... Dini bayramlarda devlet resmi tatil ilan ediyor...Devlet, gerekçesi dine dayanan bir karar veriyor...Bunlara karşı mıyım hayır olması gereken bu bence de bu da laiklik işte... Askerde yemek yemeden önce ''Tanrı'mıza hamd olsun...''duası ediliyor bu da laiklik... Cumhuriyet'e karşı din temelli çıkan isyanlarada Cumhuriyet taraftarı ölen insanlar için ''şehit''tabiri kullanılıyor... ''Şehitlik''temelini İslam'dan alan tamamen dini bir terimdir ve manaları da tamamen dinin ortaya koyduğu manalardır... ( Buna karşı değilim önce söyleyeyim de yanlış anlaşılmasın...sadece duruma farklı bir bakış açısı getirmek,irdelemek adına verilmiş bir örnek...)Laik devletin dini terimleri resmi anlamda kullanması da başka bir laiklik, ha buna kimse karşı çıkmıyor doğal olarak... İstiklal Marşı'mızda hangi terimler var,hangi fikirlere vurgu yapılmış,hangi anlayışı yansıtıyor diliyle değil gönlüyle okuyan bilir... Eğer orada anlatılanları devlet adına resmi olarak sahipleniyorsak laik devletin bütün ideolojilere mesafeli durduğunu söylemek havada kalır...Çünkü Milli Marşımızdaki dini temelli söylemi söylemeye gerek yok...Gerçek laik devlet dediğiniz buna sahip çıkmalı mı,eğer çıkmıyorsa ordaki dini vurguyu kabul ediyordur ve de dini bir duruşu vardır demektir... Bütün bu örneklerden hareketle demekki devletimizin kendine özgü laiklik anlayışı var...Bir kere temsil ettiği halkın dini duruşundan uzak salt bir laiklik anlayışı sergilenemiyor... Bir mevzunun ülkemizdeki laiklikle ne kadar ilgili,laikliğe ne kadar yakın, ne kadar yanlış olduğunu tam manasıyla irdelemek için önce hangi laikliğin ölçütünü kullanıyoruz bilmemiz gerekir diye düşünüyorum... Bir konuyu laiklik temelinde tartışırken bu konu Avrupa laiklik ölçütüyle mi ,Mustafa Kemal'in ortaya koyduğu(örneklerini yukarda verdiğim Türkiye laikliği...)laiklik ölçütüyle mi,halkın talep ettiği laiklik ölçütüyle mi tartışılmalıdır? Kimin savunması,kimin dediği doğrudur?Kimin söylediği noktada buluşursak bu ülke ve milletimiz için hayırlı olur? MUHABBETLE...
-
tanrı inancı paradoksalmıdır?paradoksalsa bu kadar insan inançlarından nası oluyoda bu kadar emin olabiliyo?
''Oku''kelimesinin orda bilim yapmak ya da kendi dilimizde eğitim görmek anlamında kulanılmadığı hususunda ben de senin gibi düşünüyorum...''OKU'' kelimesi malumundur o ayette her zaman Kuran oku manasında kullanılmamıştır... ''Dinle'' denmemiştir orda vurgulanan ''oku'kelimesi benim açımdan bu noktada önemlidir... O ayetteki ''oku''kelimesinin bana söylediğim temelde hissettirdikleri ve bunun dışında verdiğim örneklerden hareketle İslam'dan bilimle uğraşın,aklınızı kullanın anlayışını çıkartmam ve bunu da birçok Müslüman'ın böyle algılaması,bilimle uğraşması sevindirici değil midir,sizin din bilimi reddeder(Müslüman bilimle uğraşmaz)anlayışınızın ne kadar doğru olduğunun göstergesi değil midir? Din kavramlarının metafizik,uydurma olduğunu söylemişsiniz...Uydurma kavramı gerçek olanın kanıtlanmasıyla nihayetinde ortaya çıkan sonuçtur... Din kavramlarıyla ilgili hangi gerçek ortaya kondu da bu sonuç ilan edildi... ''Uydurma''sonucu bir bilimsel deneyle mi ortaya kondu yoksa hem bilimsel olmayan bir konuda,her zaman bilimsel düşünen aklının bilimsel temelli kurgusu mu diye sorarsam kızmazsın umarım? Senin bakışınla bakarsak olaya bilimin dinle ilgili söyleyeceği hiçbir bilimsel söz yoktur...Sadece kritiğini yapabilir... Çünkü maddesel olmayan bir şeyi inceliyordur değil mi?Bu noktadan hareketle o zaman kimse ''Allah yoktur,din uydurmadır...''sözünü bilimsel temelli kullanmanın hiçbir dayanak noktası yoktur ve de kıymet-i harbiyesi de yoktur... Bu konuda senin gibi söyleyenlere bilimsel söylem olmadığı için ben de ''uydurma''diyorum... Uydurma değilse söyledikleriniz inandırmak için bilimsel olarak kanıtlarsanız memnun olurum... Dinsiz bilim kör, bilimsiz din topaldır. (A. Einstein) ... MUHABBETLE ve FARKINDALIKLA...
-
Bugünkü Ortamın Tek Suçlusu Atatürk'tür ..!
Bir kere ''Kemalistlik''nedir ne değildir iyice samimice ortaya konmalıdır...Kimin Kemalistliğinden bahsediyorsunuz?Savunduğunuz Kemalistlik Atatürk'ün savunduğu anlayışın su götürmez,tek açılımı mıdır? Bugün gerçek Atatürkçü olduğunu söyleyenler dahi bu ülkede gerçekten Atatürkçüyüm diyen yönetimlerin Atatürkçülük dışı işler yaptığının düşüncesini dillendirmektedirler... CHP'nin Atatürkçülüğü mü,CHP'yi birçok noktada eleştiren Cumhuriyet gazetesinin Atatürkçülüğü mü,Mustafa Sarıgül'ün Atatürkçülüğü mü, en yeni yorumunu yapıp yola çıkan Tuncay Özkan'ın Atatürkçülüğü mü gerçek Atatürkçülüktür? Bu saydıklarımın hepsi de gerçek Atatürkçü olarak kendilerini görmektedir,birbirlerini Atatürkçülük dışı davranmakla suçlamaktadırlar... Sizin savunduğunuz vatan,millet,Sakarya kalıplaşmış anlayışının dışında somut olan nedir? Yukarda saydığım Atatürkçülük açılımlarından herhangi birinde senin doğru gördüğünü bütün halk aynı anlayışla mı savunmalıdır?Savunmuyorsa vatan haini,Atatürk düşmanı mıdır? İkinci olarak hiçbir konuyu özüyle kavrayıp,doğru anlamlandıramadığımız ve her zaman uç noktalara götürdüğümüz için ''demokrasi''yi de o anlayışla yorumladığımız aşikardır.Birçok konuda konuşmak dahi yasak olurken vatanın bölünmesini alenice söylemek,sabıkalı birilerinin meclise girmesi,terör örgütüyle bağını ortaya açıkca koyan birilerinin faaliyetlerini özgürce yapmaları da bizim sakat demokrasi anlayışımızın bir tezahürüdür...Onların meclise girmeleri hususunda herhalde AKP özel yasa çıkarmış değildir...Onları ordan zorla çıkartmak da AKP'nin ne görevi ne de demokrasinin bir gereğidir... Onlar Meclise sadece bugün girmiş değillerdir malumun üzere...O anlayışı AKP destekliyorsa askeri operasyonu başlatan ve de destekleyen anlayış neyin göstergesidir? Ayrıca şunu sorayım:Kemalist felsefeyle bakarsak bizim onlara ne yapmamız gerekiyor,yaklaşımımız bölücülerden öte Güneydoğu Anadolu'ya nasıl olmalı aydınlatırsan memnun olurum... MUHABBETLE...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
El insaf be kardeşim valllahi el insaf...Siz zihinlerinizde kendi ayrımınızı yapmışsınız,bunu da kanıtlamak için her şeyi yapıyorsunuz maaşallah... Cumhurbaşkanı o yasayı imzaladı diye türbanlıların Cumhurbaşkanı olduğunu kanıtladı öyle mi?Bunu siz mi söylüyorsunuz,Cumhurbaşkanı mı söylüyor,halk mı söylüyor düşünmeye davet ediyorum? Sizin mantığınızla, Ahmet Necdet Sezer döneminde olsaydı bu durum bu yasa çıkmayacaktı bu durumda şöyle düşünmemiz gerekecekti öyle mi:Ahmet Necdet Sezer laiklerin Cumhurbaşkanı(sizin gibi düşünen laiklerin oranı bu ülkede %35(!) bence...),türbanlı dediğiniz Müslümanların Cumhurbaşkanı değil... Buna bu şekilde yaklaşırsan ayrım olmasa dahi ayrımın olması için düşünce temelinde hazırsın demektir yanlış mı? Ayrıca bu Cumhurbaşkanı sizi sıkıntıya sokacak hangi kısıtlamanın aktörlüğünü yaptı da ben türbanlıların Cumhurbaşkanıyım demediği halde siz kendiniz öyledir şeklinde ayırıyorsunuz? Ayrıca ya diktatörlüğün anlamını bilmiyorsun ya da anlamı değişti ben bilmiyorum...Anayasal düzen içinde kendisine verilen yetkiyi kullanarak yapılan faaliyetler ne zamandan beri diktatörlük oldu... Şu ana kadar bu ülkede kimin diktatörlüğünün hüküm sürdüğünü de sizin dışınızda bilmeyen yok bu ülkede... Halka rağmen nelerin yapıldığını nelerin tutmadığını açıklamaya gerek yok herhalde! MUHABBETLE!...
-
tanrı inancı paradoksalmıdır?paradoksalsa bu kadar insan inançlarından nası oluyoda bu kadar emin olabiliyo?
Ne anladığının ne kadar farkındaysan ne söylediğinin de o kadar farkındasındır... Beni bana kendi pencerenden gördüğün, anladığın kadarıyla anlatmışsın...Benim hayata bakış anlayışım senin benim için anlattıklarından çok farklı bunu önce söyleyeyim... Kendi kurguladıklarını, kendi anladıklarını etiketleyip üstüme yapıştırmışsın... Ben ne masal alemindeyim ne de senin anladığın -artık hangi çıkardan bahsediyorsan-çıkarların peşinde... İnancı gördüğün insanlardan hareketle yorumlamamanı naçizane tavsiye ederim... Misal konumuz değil ama:Ben Atatürk'ü, fikirlerini irdelerken Atatürkçü insanların hareketlerinden yorumlarsam mı daha doğru yorumlarım,yoksa onu anlatan farklı kitaplar okuyup,sonra da Atatürkçü insanların hareketlerini de bununla ilişkilendirip irdelersem doğru olur? Pireye kızıp yorgan yakmak, ne kadar doğru bir yaklaşımdır? Aklınız orta çağ örneklerine ya da bu alandaki kötü örneklere takılı kaldığı için,İslamiyet'in de özünde bilime bakışının idrakinde olmadığınız için bilim dinin alternatifiymiş,İslamiyet (orta çağ Hıristiyanlığı hariç...)bilime karşı çıkıyormuş gibi bir anlayış ortaya koymuşsunuz.Benim bilimden uzak olduğumu, bilime karşı çıktığımı nerden ve nasıl anladınız? İslamiyet:'' Yer çekimi kanunu yoktur,dünya yuvarlak değildir,canlının yapı taşı hücre değildir vs. vs. diyor da ben mi görmedim yoksa sen mi öyle anlıyorsun? İlk inen ayet''Oku'' diye başlar...''İlim Çinde de olsa gidip alınız.'' der HZ. Muhammed... Umumiyetle ayetlerin sonunda ''...akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz, sizin için ibretler vardır...''yazılıdır... İslam'ın bakışında aklını kullanamayanlardan(!) hesap sorulmayacaktır mantığı vardır. Daha akılla,ilimle ilgili birçok uyarı,teşvik edici yaklaşımlar varken İslam'da birileri bunu böyle anlamayıp, yanlış işler yaptıysa,bilime zinhar karşı duruş sergiliyorsa Müslüman olup bu dinin suçu mudur,onu öyle anlayıp yaşayanların mı? Onlardan hareketle din,bilimle bağdaşmaz gibi bir yarğıya ulaşmak ne kadar bilimseldir farkında olmak için düşünmek lazım... Ben sana dinin doğruluğunu kanıtlamaya çalışmıyorum bilimsel bir mevzu değil çünkü;ama sen bana bilimsel temelli bakışla baktığını söyleyerek hem dine metafizik konu diyerek arkasından dinin saçma olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun... Bilimsel olmayan bir konu(!) nasıl olurda bilimsel açıklamanın çerçevesinde açıklanır garip bir bakış açısı olsa gerek... ''İNSAN GÖRDÜĞÜ KADAR BİLİR.HER GÖRÜNEN GERÇEK DEĞİLDİR.HER GERÇEK GÖRÜNEBİLEN DE DEĞİLDİR'' FARKINDALIKLA VE MUHABBETLE...
-
ÜNİVERSİTELERİMİZİN, AFFEDERSİNİZ YÜKSEK LİSELERİMİZİN HALİ!
Kardeş sorması ayıp Türkiye'de hangi şeriat anayasasında''Laiklik propagandası hem günah, hem de cezası ölümdür.''yazıyor?Hangi şeriatçı olarak atfettiğin kişi veya kişiler bu hususta refarans gösterip zinhar tartışmayız diyor ve de nerelerde söyleniyor bu?Söylenmiyor, söyleyemiyorlar öyle düşünüyorlar ben biliyorum diyeceksen söz söylemeye ne hacet...kelimeler kifayetsiz kalır... Bir de şu modernitenin, modern düşünmenin, bunları ölçeceğimiz miheng taşının nasıl bir realite olduğunu da ortaya korsan biz de ne kadar moderniz ölçebiliriz...Şu modernliği ölçen aleti bir türlü göremedik gitti... Sizinle konuşabilmek için, sizin tarafınınzdan muhatap alınabilmek için ilk şart olarak aklımızın modernlik mihenginden olur alması gerekiyormuş... Modern insanın kapısı, yüreği,insanlığı sadece sizce modern atfedilen insana açık öyle mi? Diğerleri farklı düşünerek baştan kaybettiler...Muhatabım olmak istiyorsan benim gibi önce düşünebilmelisin anlayışı hangi modern ahlakın ilkesidir? Saygılarımla...
-
Bugünkü Ortamın Tek Suçlusu Atatürk'tür ..!
Avrupa birliğine kendi değerlerimizle giremeyeceğimiz su götürmez bir gerçek...Bence AKP de bunu biliyor.AKP AB'yi bir kılıf olarak kullanıyor...Daha özgür ,demokratik ülke olma bağlamında çıkarılacak yasaların temellendirmesini AB üzerinden yapıyor ki fazla çatlak ses çıkmasın.Refarans olarak AB'yi aldığında karşı çıkacak fazla insan olmuyor... Başbakan Recep Tayip bir konuşmasında:''Biz demokratik olma yolunda gereken adımları atarız,onların seviyesini yakalamaya çalışırız.Ondan sonra isterse almasınlar hiçbir şey kaybetmiş olmayız.''demişti... B. Recep Tayip'in asıl amacı sizin dediğiniz gibi şeriat düzeni kurmak,eskiyi yeniden canlandırmak değil... Asıl derdi Kemalist felsefenin(!) devlet üzerinde oluşturduğu hakimiyeti kırabilmek... Bu noktada devletin hakim yapısında kendisini hiç tartıştırmayan,bu ülkede benim istediğimin dışında bir şey yapamazsın yönetimin tek hakimi benim diyen anlayışa ben de karşıyım... Bu devlet, bu vatan bu anlayışa mı emanet edildi? Bu anlayışın istediğinin dışında bir şey yapılamıyorsa demokrasinin,halkın ne hükmü kalıyor bu çerçevede? Bütün bunların dışında Politika kardeşim sana bir soru yönelteyim: Bu ülke hangi anlayışa sahip bir iktidarla yönetilmeli?Ve bu iktidar Türkiye'yi nasıl ileri götürebilir? Öyle bir sistemin içindeyiz ki kendi ayağımıza taş bağladığımızdan fikir boyutunda dahi ortak nokta bulamıyoruz... SAYGILAR....
-
TÜRK ORDUSU KUZEY IRAK'TA
Allah hepsinin yardımcısı olsun, daha fazla acılar yaşatmasın bundan sonra... İnşaallah operasyon sonrası asıl atılması gereken adımlar atılır da yine aynı noktaya gelmeyiz...Kürt kardeşlerimize onlarla bir olmanın yanlışlığı anlatılmalı, onları PKK'ya yaklaştıran yolların kesilmesi elzemdir... Eğitim,kültür,iş alanlarında orayla ilgili ciddi, kararlı açılımlar yapmalıyız bundan sonra... ''Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın!'' Mehmet Akif Ersoy
-
İslamda büyü,cin niye pekiyi?
''Dünya Müslüman'ın cehennemi,olmayanın cennetidir.'' Kur'a-ı Kerim
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Tamam eleştirelim kardeşim de nedir bu sınırsız kızgınlık?Sesin yüksekliği fikrin doğruluğunu mu gösterir.Ya da karşındakini ikna etme yöntemi bu mudur? Evet dışardan bakıldığında gündem saptırma, bu arada yapılacakları habersizce yapıyor olma görüntüsü var... Niye böyle bir ortamda bu yasalar çıkıyor diyebiliriz? Lakin yarın üniversitelerde olayların kesinkez çıkacağını bilmek ve sorumlularını da işte bunlardı gördünüz şeklinde yorumlamak, düşünülenin olmasını temenni etmek,düşünüleni kanıtlamaya çalışmaktan başka bir şey değildir de nedir? Bu olayları başörtüsü özgürlüğü verilen kızlar mı(!) çıkartacak; yoksa özgür bıarkıldığı için sinirlenen, bunu istemeyen insanlar mı? Acaba hangisi çıkartırsa mantığa uygundur kardeşim? Ve bunun olmamasını temenni etmek mi milleti düşünmektir,tersini istemek mi? Muhabbetle...
-
DİN VE ÖZGÜRLÜK.. [DİN ÜZERİNDEN ÖZGÜRLÜK YARATILAMAZ]; İnançlı olmak toplumsal yaşamın dayattığı zoraki bir tercihtir.. İNANÇ AKIL İLE AÇIKLANAMAZ...
Arkadaşım bir kelimeye de bu kadar takınılmaz ki!Amaç üzüm mü yemek,bağcıyı mı dövmek? Dil bilgisi,sosyoloji,siyaset bağlamında kullanılan tabirleri de mevzu olursa tartışabiliriz... Konunun içinden konu çıkarıp konuyu başka zemine çekiyorsunuz,başka bir konuda başka başka fikirler söylüyorsunuz... Eleştiriye amenna saygı çerçevesinde de sürekli birileri kişisel düşünceleri genel geçer düşünceymiş gibi öyle diyemezsin,böyle düşünemezsin diyor. Benim söylediklerim ayrıca sizin anladıklarınız değil ki... Ben kimseye inanmadığı için hakaret etmedim etmek de haddim değil... Bu ülkede birileri Din düşmanlığı yapıyor demek de haddi aşmak olmasa gerek,bu kadarcık fikrimi de açıklayayım izin verirseniz... MUHABBETLE...
-
DİN VE ÖZGÜRLÜK.. [DİN ÜZERİNDEN ÖZGÜRLÜK YARATILAMAZ]; İnançlı olmak toplumsal yaşamın dayattığı zoraki bir tercihtir.. İNANÇ AKIL İLE AÇIKLANAMAZ...
Helal olsun kardeşim...Bilirsin ki''Hakkını helal et!''tabiri sadece savaş durumlarında kullanılan bir tabir değil...Birinin kalbini kırdıysanız,onu herhangi bir şekilde üzdüyseniz,hakkını gaspettiyseniz bunları kime yaptıysanız helallik dilemeniz gerekiyor...Bir kelime dahi söylesem karşımdakine onun hakkı geçmiş olabilir bana... Malumun üzereAllah kul hakkıyla gelmeyin karşıma diyor.Her şeyi affederim ama kul hakkı hariç...Kimin hakını yediyseniz ondan af dileyiniz diyor... Velhasıl kelam savaşa gitmiyoruz ama savaş bizden uzakta değil zaten içimizde... MUHABBETLE...