yasark
-
İçerik Sayısı
52 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: yasark
-
-
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
ATAOL BEHRAMOĞLU
-
Mavi düş kayığı…
çözmeli kayığın iplerini..
yol almalı mavi düşlere...
her şeyi bırakıp geride el ele kalp kalbe...
yüreklerimizle yürütmeli kayığı..bizi bekleyen mavi düşlere..
kapatıp gözleri kalbimizle çizmeli yolumuzun rotasını...
sonbaharın renklerini taşıyan ağaçları çevirmeli düşlerimizin rengine..
durgun yansımaları harekete geçirmeli yüreğimizden bıraktığımız dalgalarla...
ve yol almalı maviliklere..
ve yol almalı buluttan denizlere...tebessümle..
Bir dilek tutasım geliyor rüzgara karşı
dağılırken saçlarım pervasızca
kapatıp gözlerimi göresim geliyor
marmaranın hüzünlü, gökpınarın çocuksu mavisini
bir martının kanadındaki tüy olasım geliyor bazen
düşüversem maviye doğru usul usul
...ve kucakalasa mavi dalgalar bütün bedenimi
rüyalara dalıversem rüyalarımda....
Uyandırmasa bir feribotun çığlığı rüyalarımı
maviyle başbaşa, maviyle gözgöze
maviyle beraber, maviyle yapayalnız olsam...
Neden mavi diyorsun ya
bilmediğinden soruyorsundur
her düştüğümde tutunduğum elin mavi olduğunu
içimdeki karartıları maviye döktüğümde bir akşam üstü
onların da maviye durdukalarını...
Bilmiyor musun ,
dalıp gitmelerin bile mavide güzel olduklarını
hasrete düşümüşlerin bekleneni maviye sorduklarını
kendinde kaybolmuşaların
kendini mavide bulduklarını
Hani neden mavi diyorsun ya
söyleyeyim:
"aşkın rengidir mavi"......
ALINTI
-
BİR ÇİÇEK
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
CEMAL SÜREYYA
-
Sakın sen büyüme ÇOCUK
Çocuktum
Hep kardan adamlar süslerdi düşlerimi
Büyüdüm
Hep kandan adamlar oydular yüreğimi
Çocuktum
Hep ölümsüz aşkları okurdum masallarda
Büyüdüm
Ne aşklar satıldı o körkütük masalarda
Çocuktum
Şerefti itibardı bütün kapıları açan anahtar
Büyüdüm
Hiçbir güç tanımadım para kadar
Çocuktum
Saçlarından yakala...rdım ümitleri
Büyüdüm
Ezberledim bütün ihanetleri
Çocuktum
Yaşam bir yağmur gibi düşerdi avuçlarıma
Büyüdüm
Şimdi hep çocukluğum geliyor aklıma
Sakın
Sen büyüme çocuk!
Ahmet Selçuk İlkan
-
MASALLARDAN GELDİM AZ ÖNCE
Ninnileride bi güzel uyuttum..
Dudaklarımdan kelimeler, yanaklarımdan gözyaşları damladı.
Kafamdaki yankıların sesini duyabiliyormusun?
Yeni yetme bir düşten uyanmış gibiyim..
Biraz bitkin birazda bıkkınım kendimden
Yüreğimdeki çiçekler nefessiz kaldı .
İçimde yaşattığım çocuğun dizlerini kanattı ha...yat..
Ne anlatacak bir hikayem nede masalım kaldı geriye
Aşk bize bir beden büyük geldi sevgili..
alıntı
-
UYUMAK İSTİYORUM
İki yıldız arası göğe asılı hamak...
Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak
.Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.
İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik
Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış Peygamberlerden bildiri.
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
N.FAZIL
-
Kararlıydım...
Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı..
Geçmişin yükü olsa gerek...
Kararlıydım...
Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama..
Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı..
Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum...
Kararlıydım...
El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum..
Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda...
Kararlıydım...
Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık..
Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken...
Kararlıydım...
Koşar adım uzun bir mesafe katettim..
Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim..
Kaç dem bıraktım kim bilir...
Kararlıydım...
Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı...
Kararlıydım...
Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya...
Kararlıydım...
Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum..
Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu...
Kararlıydım...
Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden..
Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı...
Kararlıydım...
Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana...
Kararlıydım...
Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı..
Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik..
O da anlaşılırsa...
Kararlıydım...
Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine...
Kararlıydım...
Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma..
"Nereye kadar sürükleyelim" diye...
Kararlıydım...
Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"...
Ve beyaz sayfam..
Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim..
Sadece gidiş olan...
Dönüşü olmayan
ALINTI
-
Yalnızca Kanatlarına Güven
aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibi
bir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda
sıkı sık...ı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman
yürüdüğümüz yollar daralırken
çökerken altımızdaki merdivenler
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
sevdalılar bilir
bir kuş yağmurudur ilkbahar
sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar
çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın
ve ağzımızın içinde dağılır aşk
sapsarı bir şeker gibi erirken sonbahar
bitmeyen bir kıştan söz açılırsa sevgilim
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
elimi uzattığımda sana gemileri göstermek için
dümende kan kokusuyla bayılmış bir kaptan
ateşin yüreğine sürüklenen bir ülke ufukta
ve çekirge sürüleri yolcu bavullarından çıkan
sevgilim
dökülürken tüyleri
savaş uçaklarına çarpan güvercinlerin
her gün değişen atlasların içinde tara saçlarını
ve yalnızca kanatlarına güven
götürürlerse bir gün beni ellerim iplerle bağlı
şiirlerimin bilmediği yerlere ve hiç kimsenin
alnımdan fırlayacak göçmen bir kuş gibi dur
dünyanın paslanmış sırtında
ve bensizliğe havalanırken
korkma sevgilim
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
Akgün Akova
-
Bir avuç maviyle.
Alışırmıyım buna
Bukadar yokluğa dayanırmıyım.
Sensizlikse bu dayanamadığım.
Dayanabilicem ne kalmışki.
Alışılırmı
Olmadığın kadar yanımda varolabilirmisin.
Isıtabilirmisin tutamadığın elleri.
Bakabilirmisin gözyaşlarını silemediğin gözlere.
Savaşabilirmisin olmadığın yerde?
Sevebilirmisin
Hiç bırakmamacasına sarılabilirmisin?
Kesebilirmisin nefesimi?
Yanlışlara katlanabilirmisin benim doğrumda?
Yapabilirmisin! !
Çaresizliklerimi versem sana,taşıyabilirmisin?
Benim için bana katlanabilirmisin?
Yokoluşlarımda varedebilirmisin beni?
Yada sus söyleme
Duymaya cesaretim yok.
Hayal bile olsan bir yürek ısınması varsın içimde.
Bir tebessümlük yaşarken seni,kal benimle.
Bir umut.
Azıcık hayal.
Ve bir avuç maviyle.[/font]
Bahar Atalay
- 1
-
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....
-
Zenginlik mal çokluğu ile değil göz tokluğu iledir.(H.Ş.)
Karanlık Şeyler Söylüyorum
- Şiir Forumu
Gönderi tarihi:
MAVİLERE UYANMAK
yedi iklim geçer,
ağarıp solan güz ışıklarından
yalan pencerelere doğru...
uykularda olur ne olursa
yangınlar,
takvim ziyanları,
gömülü sevdalar...
iksir gibi yayılır
hücrelerimin rehavetine ıslaklığın
düş tüccarları ağır mesaidedir...
uykularda olur ne olursa,
talanlar
ve beton serinliği
inşaat halindeki aşkların...
uykularda ölür ne ölürse,
kıpırdayan su
gülümseyen yel...
yedi iklimin oralarda
kavalını kırmış bir çobandır
gökyüzü,
aklında new orleans
heybesinde caz!
yedi iklimin
bar olduğu yerdedir uykunun
alkol imparatorluğu
kalabalık avındadır bakışlar...
uykularda olur ne olursa,
bitmez efkar kırları
bazı saçlarda
ve ölüm gibi suskunluklar açar
derin kuyularda...
ve şaka gibi
ve sarsak sarsak
ve kımıl kımıl
bir yaşamaktır
MAVİLERE UYANMAK
en kesif karanlıklara kafa tutan
gözlerinin mavisine kuşanmak...
senin kanatların var,
benim köylü yüreğim...
operada tezek kokusu
bu şehirdeki varlığım! ..
beni taşıyacak vesaitim yok
bu caddeüstü sevdada
ellerinden gayrı..
'gayrı dayanamam ben bu hasrete'
ya beni de yitir
ya sen de git
beni götürdüğün yere...
türküleri sev
yalan kahkahalardan uzak dur
canımın suyuyla yıka ellerini..
aklımın maharetiyle giydir
en mavi yerlerini...
senin adın
buzul mavisi!
çünkü mavilerde uyur,
benden sana geçen
sende beni kalkındıran ne varsa!
sevdiğim, açlığımın uzak ufku,
her sabah;
güneşten ne zaman işaret alırsan
ne zaman dar gelirse soluğun
böyle uzun sarılmaklara,
fikrini kurcalarsa eğer
açık korkular,
işte o zaman
mavilere,
mavilere
uyandır beni...
Yılmaz Erdoğan