Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

yasark

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    52
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yasark tarafından postalanan herşey

  1. yasark doğum gününüz kutlu olsun!

  2. MAVİLERE UYANMAK yedi iklim geçer, ağarıp solan güz ışıklarından yalan pencerelere doğru... uykularda olur ne olursa yangınlar, takvim ziyanları, gömülü sevdalar... iksir gibi yayılır hücrelerimin rehavetine ıslaklığın düş tüccarları ağır mesaidedir... uykularda olur ne olursa, talanlar ve beton serinliği inşaat halindeki aşkların... uykularda ölür ne ölürse, kıpırdayan su gülümseyen yel... yedi iklimin oralarda kavalını kırmış bir çobandır gökyüzü, aklında new orleans heybesinde caz! yedi iklimin bar olduğu yerdedir uykunun alkol imparatorluğu kalabalık avındadır bakışlar... uykularda olur ne olursa, bitmez efkar kırları bazı saçlarda ve ölüm gibi suskunluklar açar derin kuyularda... ve şaka gibi ve sarsak sarsak ve kımıl kımıl bir yaşamaktır MAVİLERE UYANMAK en kesif karanlıklara kafa tutan gözlerinin mavisine kuşanmak... senin kanatların var, benim köylü yüreğim... operada tezek kokusu bu şehirdeki varlığım! .. beni taşıyacak vesaitim yok bu caddeüstü sevdada ellerinden gayrı.. 'gayrı dayanamam ben bu hasrete' ya beni de yitir ya sen de git beni götürdüğün yere... türküleri sev yalan kahkahalardan uzak dur canımın suyuyla yıka ellerini.. aklımın maharetiyle giydir en mavi yerlerini... senin adın buzul mavisi! çünkü mavilerde uyur, benden sana geçen sende beni kalkındıran ne varsa! sevdiğim, açlığımın uzak ufku, her sabah; güneşten ne zaman işaret alırsan ne zaman dar gelirse soluğun böyle uzun sarılmaklara, fikrini kurcalarsa eğer açık korkular, işte o zaman mavilere, mavilere uyandır beni... Yılmaz Erdoğan
  3. BİR MAVİ ÇİÇEK KALMIŞTI SADECE AMA YOKTU KOKLAYACAK KİMSE

  4. YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana ATAOL BEHRAMOĞLU
  5. Mavi düş kayığı… çözmeli kayığın iplerini.. yol almalı mavi düşlere... her şeyi bırakıp geride el ele kalp kalbe... yüreklerimizle yürütmeli kayığı..bizi bekleyen mavi düşlere.. kapatıp gözleri kalbimizle çizmeli yolumuzun rotasını... sonbaharın renklerini taşıyan ağaçları çevirmeli düşlerimizin rengine.. durgun yansımaları harekete geçirmeli yüreğimizden bıraktığımız dalgalarla... ve yol almalı maviliklere.. ve yol almalı buluttan denizlere...tebessümle.. Bir dilek tutasım geliyor rüzgara karşı dağılırken saçlarım pervasızca kapatıp gözlerimi göresim geliyor marmaranın hüzünlü, gökpınarın çocuksu mavisini bir martının kanadındaki tüy olasım geliyor bazen düşüversem maviye doğru usul usul ...ve kucakalasa mavi dalgalar bütün bedenimi rüyalara dalıversem rüyalarımda.... Uyandırmasa bir feribotun çığlığı rüyalarımı maviyle başbaşa, maviyle gözgöze maviyle beraber, maviyle yapayalnız olsam... Neden mavi diyorsun ya bilmediğinden soruyorsundur her düştüğümde tutunduğum elin mavi olduğunu içimdeki karartıları maviye döktüğümde bir akşam üstü onların da maviye durdukalarını... Bilmiyor musun , dalıp gitmelerin bile mavide güzel olduklarını hasrete düşümüşlerin bekleneni maviye sorduklarını kendinde kaybolmuşaların kendini mavide bulduklarını Hani neden mavi diyorsun ya söyleyeyim: "aşkın rengidir mavi"...... ALINTI
  6. BİR ÇİÇEK Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yanlışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta ağzımın kenarında Konuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, Güverteleri uçtan uca orman; Aldım çiçeğimi şurama bastım, Bastım ki yalnızlığımmış. Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. CEMAL SÜREYYA
  7. Sakın sen büyüme ÇOCUK Çocuktum Hep kardan adamlar süslerdi düşlerimi Büyüdüm Hep kandan adamlar oydular yüreğimi Çocuktum Hep ölümsüz aşkları okurdum masallarda Büyüdüm Ne aşklar satıldı o körkütük masalarda Çocuktum Şerefti itibardı bütün kapıları açan anahtar Büyüdüm Hiçbir güç tanımadım para kadar Çocuktum Saçlarından yakala...rdım ümitleri Büyüdüm Ezberledim bütün ihanetleri Çocuktum Yaşam bir yağmur gibi düşerdi avuçlarıma Büyüdüm Şimdi hep çocukluğum geliyor aklıma Sakın Sen büyüme çocuk! Ahmet Selçuk İlkan
  8. MASALLARDAN GELDİM AZ ÖNCE Ninnileride bi güzel uyuttum.. Dudaklarımdan kelimeler, yanaklarımdan gözyaşları damladı. Kafamdaki yankıların sesini duyabiliyormusun? Yeni yetme bir düşten uyanmış gibiyim.. Biraz bitkin birazda bıkkınım kendimden Yüreğimdeki çiçekler nefessiz kaldı . İçimde yaşattığım çocuğun dizlerini kanattı ha...yat.. Ne anlatacak bir hikayem nede masalım kaldı geriye Aşk bize bir beden büyük geldi sevgili.. alıntı
  9. UYUMAK İSTİYORUM İki yıldız arası göğe asılı hamak... Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak .Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik; Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden! Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık; Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık. Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri; Raflarda toza batmış Peygamberlerden bildiri. Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım; Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla... N.FAZIL
  10. Kararlıydım... Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı.. Geçmişin yükü olsa gerek... Kararlıydım... Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama.. Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı.. Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum... Kararlıydım... El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum.. Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda... Kararlıydım... Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık.. Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken... Kararlıydım... Koşar adım uzun bir mesafe katettim.. Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim.. Kaç dem bıraktım kim bilir... Kararlıydım... Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı... Kararlıydım... Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya... Kararlıydım... Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum.. Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu... Kararlıydım... Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden.. Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı... Kararlıydım... Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana... Kararlıydım... Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı.. Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik.. O da anlaşılırsa... Kararlıydım... Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine... Kararlıydım... Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma.. "Nereye kadar sürükleyelim" diye... Kararlıydım... Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"... Ve beyaz sayfam.. Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim.. Sadece gidiş olan... Dönüşü olmayan ALINTI
  11. Yalnızca Kanatlarına Güven aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim sırt çantalı bir duman gibi bir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sık...ı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken çökerken altımızdaki merdivenler sevgilim yalnızca kanatlarına güven sevdalılar bilir bir kuş yağmurudur ilkbahar sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın ve ağzımızın içinde dağılır aşk sapsarı bir şeker gibi erirken sonbahar bitmeyen bir kıştan söz açılırsa sevgilim sevgilim yalnızca kanatlarına güven elimi uzattığımda sana gemileri göstermek için dümende kan kokusuyla bayılmış bir kaptan ateşin yüreğine sürüklenen bir ülke ufukta ve çekirge sürüleri yolcu bavullarından çıkan sevgilim dökülürken tüyleri savaş uçaklarına çarpan güvercinlerin her gün değişen atlasların içinde tara saçlarını ve yalnızca kanatlarına güven götürürlerse bir gün beni ellerim iplerle bağlı şiirlerimin bilmediği yerlere ve hiç kimsenin alnımdan fırlayacak göçmen bir kuş gibi dur dünyanın paslanmış sırtında ve bensizliğe havalanırken korkma sevgilim sevgilim yalnızca kanatlarına güven Akgün Akova
  12. Bir avuç maviyle. Alışırmıyım buna Bukadar yokluğa dayanırmıyım. Sensizlikse bu dayanamadığım. Dayanabilicem ne kalmışki. Alışılırmı Olmadığın kadar yanımda varolabilirmisin. Isıtabilirmisin tutamadığın elleri. Bakabilirmisin gözyaşlarını silemediğin gözlere. Savaşabilirmisin olmadığın yerde? Sevebilirmisin Hiç bırakmamacasına sarılabilirmisin? Kesebilirmisin nefesimi? Yanlışlara katlanabilirmisin benim doğrumda? Yapabilirmisin! ! Çaresizliklerimi versem sana,taşıyabilirmisin? Benim için bana katlanabilirmisin? Yokoluşlarımda varedebilirmisin beni? Yada sus söyleme Duymaya cesaretim yok. Hayal bile olsan bir yürek ısınması varsın içimde. Bir tebessümlük yaşarken seni,kal benimle. Bir umut. Azıcık hayal. Ve bir avuç maviyle.[/font] Bahar Atalay
  13. yasark

    Faroz kayıkhaneleri

    Ben Trabzon'um... Burcu burcu kırçiçeği kokan, Yemyeşil bir doğayım. Yüksek tepelerimde çağlayan derelerimle, Beslerim toprak anayı. Bülbüller,kanaryalar,martılar ötüşür, Sisli dağlarımın eteğinde. Tertemizim, El değmemiş ruhuma, Barışığım doğamla,rüzgarımla,fırtınamla... Kah,dere olur çağlar, Kah,yel olur eser Kah,sıla olur,yol beklerim yaşlı gözlerle... İnceden bir notayım, Türküyüm,ağıdım yakılan dizelerde... İnişli çıkışlı yollarımla, Gelinliğe imrendiren karakışımla, Serin yazlarımla varım gönüllerde. Safım,doğalım, Ucsuz bucaksız engin denizimle... Eşsiz bir parçamdır Uzungöl'üm, Çağlayanıyla,şelalesiyle... Azmimin zaferidir Sümela Manastırı'm, Akıllara durgunluk veren mimarisiyle. Tarihsel bir eserdir Ayasofya'm, Yıllara meydan okuyan direnişiyle. Daha nice zenginliğimle,sığmam ele avuca, Sığmam kağıda kaleme... Kendimle varım, Bağımla bahçemle,kendimle ayaktayım. Gelinciği kıskandırır güzelliğim. Yaylalarımla,derelerimle,binlerce tarihi değerimle, İpek saçlı analara, Asil yurduma emanetim, Ben Trabzon'um... Esra ÖZDEMİR ALINTI
  14. yasark

    Tanımla beni bakiiim

    boşunamı demişler cocuktan al haberi
  15. yasark

    bekçi ve kriz

    Bu işşizlik kırizinde birçok kişi iş bulmuş çok sevindim. Öğretmene ihticaç varsa ben de gidebilirim.Senden haber bekliyorum .Yanlız çabuk haber ver. bakan amcam olur söyledim bloğuna yazacak.
  16. yasark

    bekçi ve kriz

    Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar verir. Bir süre sonra düşünülür Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak''Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750'şer TLmaaşla, iki kişi işe alınır. Bir süre sonra İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz diyedüşünülerek, 1.000'er TL maaşla, iki denetmen işe alınır, biridenetim yapar diğeri raporları yazar .Bir süre sonra Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek diye tartışılır ve 1.500'er TL maaşla, bir malimüsavir, bir katip, bir de istatikçi işe alınır. Bir süre sonra ''Peki bunlardan kim sorumlu olacak.'' Diye düşünülür ve 5.000 TL maaşlı bir müdür ve 3.000'er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır.Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır...
  17. yasark

    Ayrılık da aşk gibiydi

    Seninle olmakmi sensiz kalmakmi? Beni böyle yoran? Seninle yasamakmi sensiz kalmakmi dogru olan? Bazen seninle olmak bazen sensiz kalmak.. Ahh o bazenler arasindaki zamani sadece kendime ayirmak. Offf ne seni nede beni yormak... Aslinda kolay seni herseyi geride birakmak.. Yeni bir sayfa acmak. Y eni bir hayata kapilari azda olsa . Söyle bir aralamak. AMMAAAAAA... Yüregim ürkek.. Bedenim yorgun... Gönlüm korkakkkkkkk....
  18. yasark

    bayram gelmiş neyime

    ben bunu söylerken bir cocuğunbabasına bana bayramlık almayacakmısın derken babanın cocuğun yüzene nasil yada gözlerine nasıl baktığını da düsünelim bir işverenin calıştırdığı elemana bayramda para veremeyeceğini düşündüm.Bayrama bir hafta kala işsiz kalan binleri de.
  19. yasark

    bayram gelmiş neyime

    bayram gelmiş neyime
  20. yasark

    Acının Tarifi Acıyı Acıtırmış...

    İçim acıyor...Ne tarif edilmez bir duygu bu...Yerini belli edemiyorum..."Sol yanım" diyemiyorum mesela...İçim işte...Her zerrem, her nefesim...İçim acıyor, dayanamıyorum..Nasıl tarif edilir bilmem ki... Hem tarif etmeye gerek var mı ki.. "İçi acıyan" anlar ancak bendeki bu hali... Gökyüzüne bakıyorum...Hilal çıkmış bu akşam...Ama her zaman karşısındaki yıldızı kollarıyla sarar gibi duran hilal, bugün sırtını dönmüş yıldıza...Hilal küskün, yıldız üzgün...Sanki onlar bile beni anlatıyor,onlar bile halime tercuman...Bu ıssızlık, bu yalnızlık ne yaman!...Ne çöle benzer halim, ne okyanusa...Hani okyanus çöle yağsa belki çiçek açar da, bir ot bile yeşermez gönlümün umut dağında... Bitişleri içiyorum yudum yudum...Elimden gelse, becerebilsem, bir gün boyu uyurdum...Uyur ve unuturdum...Lakin olmuyor, uykular firari...Geceler,bitmek bilmez karanlık, bir ânı asır misâli...Sabah olsun diye yalvarıp duruyorum...Hayallerimi gecenin bağrına dolduruyorum ve şafak sökmeden hepsini vuruyorum...Güneş doğuyor ,lakin gönlüme değil... Kalemi elime almışım farkında olmadan...Bakıyorum ki yazmaya başlamışım...İstemiyorum...Hele sana yazmayı hiç istemiyorum... Kendi ırmaklarım, kendi içime çağlasın artık Kendi bendlerimi yıkayım Hasretlerim yaralarımı dağlasın Kendi gözlerime bakayım Ve gözlerim halime ağlasın Kendi şehirlerim viran olsun Kendi kendime öleyim Kalemim kendimce sussun... Ve sen bilme.... Sen bilme depremlerimi Görme içimde çöken viraneleri Harap bahçelerimde baykuşlar öter şimdi Cemreler düşmez yüreğime Kışın hükmü sürer ebedi Sen bilme iç acılarımı... Bilme gönül sancılarımı... Ve sen görme gözyaşlarımı... Sen üzülme ALINTI
  21. Seni sevdim ben. Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak....
  22. yasark

    Günün Sözü

    Zenginlik mal çokluğu ile değil göz tokluğu iledir.(H.Ş.)
  23. yasark

    ...........

    güvenmek istedim kendime fırsatım vardı olmadı birazcık sahlansam yakıştırılmadı tatmin oldular elden birşey gelirmi kıymet bildiklerim gibi benimde bilinirmi sen haklıydın her zaman annem gibi haksızlığıda koydum bavuluma yanlızlığıda aldım yanıma teşekkür ettim her şey adına gidiyorum gidiyorum ama etmiyorum eyvallah SEVDA KARABABA
  24. yasark

    ÜSTÜ KALSIN!

    tam aradığım doktor yeri nerde bununnn ilacta yazmiyo
  25. yasark

    Dost musun? Öyleyse canın canımdır

    Öyleyse canın canımdır...Aynan olmalıyım... Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi...Hem sakınmadan, mertçe... Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,Ne sekil gelirse, öylece... Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,Seni de dupduru isterim karsımda... Dostsan Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!Arkamdan şikayetlenme! Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme! Lâf değil, icraat beklerim senden!Öyle bak ki, hislerini görebileyim... Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı! Dil dönerken söylenmeli her şey...Kulak duyarken anlatılmalı... Göz bakarken bakmalıyım sana... Can sağ iken sarılmalı...Keskelere meydan vermemeli hayatım, Pişmanlıklarla yoğrulmamalı.... Hayır! Dirime selâm vermeyen,Ölüme de fazla yaklaşmasın! Dostsan, ölmemi bekleme!Haklıysam, yasarken savun beni! Yasarken yanımda ol! İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan! Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!Her söylediğimi onaylaman sart değil... Her yaptığımı beğenmen de gerekmez... Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma! Yadırgayabilirsin beni Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma...Kandırmanı aslâ kabul edemem! Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama,Beni, bana sormadan yargılama! Her yediğimiz aynı olmaz belki,Her dakikamız birlikte geçmez... Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım... Belki her çağırdığında gelemem fakat,Derdine ortak ararsan, koşarım... Ben de herkes gibi insanım elbet,Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok! Senin isin bu değil! Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında... Dostsan Küçümsemeden, küfretmeden,Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma... Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım, ama... Yorulduğum zamanlarda, Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına...Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim Ve bir deli kadar art niyetsiz...Uğruna seve seve hesabı şaşırırım... Görmezden gelebilirim yanlışlarını... Başkaları enayilik sayabilir,Başkaları akılsızlığıma yorabilir, Bunları dert bile etmem, ama,Sen, aslında aptal olmadığımı,Her an, tekrar tekrar hatırla! Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!Seviyorsan, cimrilik etme, söyle! Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum! Neyse, o olmalı insan...Kendisi olmaktan korkmamalı! Kendisi olmaktan kaçmamalı!Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama, Ben olduğum için bırakırsan beni,Yas da tutmam arkandan! Bedel mi? Ödemeyeceksen çıkma yola İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin...Kendince küser barışır, kendi kendini yersin! Dostsan, mevsimince yağ...Kıssan kar ol, güzsen yağmur... Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem,Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama, Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma...Belki de çok geldi bunca talep... Bana karsı hiçbir mecburiyetin yok, korkma... Sana fazla geldiğim ilk anda,Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin... Geçip gidebilirsin,borçluluk hissetmeden...Mutlaka bir açıklama da beklemem senden, ama, Gitmeye davranırsam bir gün,Sen de karsımda set olma! Dost musun? Öyleyse, canın canımdır,Yoluna bas koymaya hazırım ya, Basını da yollarımda isterim, unutma!!!!!!! GÜLÜŞLERİNİZ GÖZLERİNİZE IŞIK OLSUN.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.