Zıplanacak içerik

Freyja

™ Admin--
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Freyja tarafından postalanan herşey

  1. Sigara Albüm:Perdeler (2001) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah Düzenleme: Şebnem Ferah, Ozan Tügen
  2. Ay Albüm:Artık Kısa Cümleler Kuruyorum (1999) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah
  3. Nefessiz Kaldım Albüm:Artık Kısa Cümleler Kuruyorum (1999) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah
  4. Artık Kısa Cümleler Kuruyorum Albüm:Artık Kısa Cümleler Kuruyorum (1999) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah
  5. Bugün Albüm:Artık Kısa Cümleler Kuruyorum (1999) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah
  6. Fırtına Albüm: Kadın (1996) Söz: Şebnem Ferah, Sezen Aksu Müzik: Şebnem Ferah Düzenleme: İskender Paydaş, Tarkan Gözübüyük, Demir Demirkan
  7. Vazgeçtim Dünyadan Albüm: Kadın (1996) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah Düzenleme: İskender Paydaş, Tarkan Gözübüyük, Demir Demirkan
  8. Bu Aşk Fazla Sana Albüm: Kadın (1996) Söz: Şebnem Ferah Müzik: Şebnem Ferah Düzenleme: Tarkan Gözübüyük, Demir Demirkan
  9. Yağmurlar Albüm: Kadın (1996) Söz: Şebnem Ferah, Sezen Aksu Müzik: Şebnem Ferah Düzenleme: İskender Paydaş, Tarkan Gözübüyük, Demir Demirkan
  10. Ne güzel ifade etmişsiniz sayın Melkor, hem Şebnem Ferah'ı hem de Amy lee'yi... Aynen katılıyorum goruslerinize, ayneennnn :B İkisi de mukemmeler
  11. çok hoş, çok... kulağındaki efektin sebebi ne ola acaba
  12. Freyja şurada cevap verdi: zeyynepp başlık Anı Defteri - Defterleri
    Bu da bir ortak noktamızmış Sizin aranızda da olmak çok hoş, gerçekten de iyi ki gelmişim bu ifadelere bayıldım, çok hoş anlatmışsın ben müzikalleri çok severim, defalarca sıkılmadan izleyebilirim ama Notre dame de Paris ve Belle şarkısının yeri ayrı, onları ayrı çok seviyorum Bu arada ben de farkındayım, benzerliklerin... ben de sizin yazacağınız bir tarifi denemek isterim mutlaka... bekleyeceğim yazmanızı... yazarsınız di mi yazınnnn : yazdığınız herşey ayrıca çok hoş, beni mutlu etti, teşekkür ediyorum sayın Radya, yine beklerim sayfama
  13. EKİM AYINDA ÇIKAN KİTAPLARDAN 1. Yedi Kapılı Kırk Oda Murathan Mungan Metis Yayıncılık, Ekim 2007 Murathan Mungan'ın Kırk Oda kitabı ilk kez 1987'de yayımlanmıştı. Yazar daha o sıralar, zaman içinde kırk öyküden oluşacak bir büyük toplama çalıştığını söylüyordu. 1999'da Üç Aynalı Kırk Oda, ilk kitaptan tam yirmi yıl sonra şimdi de Yedi Kapılı Kırk Oda geldi. Kitapta yedi öykü yer alıyor: "Dumrul ile Azrail", "Kan Kalesi", "Robenson ile Cruose", "Mavisakal", "Hamlet ile Hitler", "Wagner Körfezi", "Güvercin Gömleği". Varoluşun, kendini var etmenin yedi kapısına işaret etmeyi, giz düşürmeyi amaçlayan bu öyküler, Murathan Mungan'ın sadık okurlarını sevindirecek izlerle dolu. 2. Suskunlar İhsan Oktay Anar İletişim Yayıncılık, Ekim 2007 Eflâtun rengi hayaller kuran bir "suskun"un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin "gerçekliği"nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek. Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin "nefesini üfleyen" ve ona "can veren" bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü... Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri... Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anar'ın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır.Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi.Suskunlar'ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de "Suskunlar"dan biri olacaksınız... 3. Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu İlhan Uçkan Artemis yayınları, Ekim 2007 Hangi erkek “doğru erkek”tir? “Yanlış erkek”leri nasıl ayırt edeceksiniz? Beraber olduğunuz erkek “doğru” mu “yanlış” mı? Ya siz “yanlış kadın”sanız! Çekim odağı olmak ister misiniz? Peki, hangi erkek “doğru” olsun diye üzerinde çalışmaya değer? “Doğru erkeği” buldunuz, nasıl elinizde tutacaksınız? Neden koca isteriz biliyor musunuz? "Evliliğe hazır mısınız" testini cevaplamadan olmaz! Ya taktikler! Aman ha yanlış taktik kurbanı olmayın! 4. Yüz Yılın 100 Türk Romanı Fethi Naci Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ekim 2007 Batı romanı, daha doğrusu roman "bireyi anlatır; burjuva, toplumunun insan örneği olan bireyi. Bu romanlarda bireyin bitmez tükenmez zenginliklerle dolu iç dünyası betimlenir... çünkü roman kahramanı artık başlı başına bir dünyadır, toplumun dünyasına eşit bir dünya,... Tarihsel açıdan ilk Türk romanı elbette Taaşşuk-t Talât ve Fitnat; ne var ki yazınsal açıdan ilk Türk romanı, Aşk-ı Memnu. Yayım tarihi 1900. Fethi Naci Eleştiri alanının duayeni Fethi Naci bu yapıtında, ilk basımı 1900'de yapılan Aşk-ı Memnu'dan başlayarak, 20. yüzyılda iz bırakmış 100 Türk romanını ve yazarlarını irdeliyor. Kitabın başında yer alan ayrıntılı "Önsöz" bölümü ise Türk romanına genel bir tarihsel ve toplumsal bakış getiriyor. Türk romanının tarihsel gelişimi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkes için vazgeçilmez bir başvuru yapıtı. 5. Kara Üçleme Leo Malet Metis Yayınları, Ekim 2007 Bir fabrikanın grevdeki işçileriyle dayanışma için soygun yapan bir grubun adi soygunculara dönüşmelerinin hikâyesini anlatan Hayat Berbat, ısıtmayan bir güneşin sıcaklığını kenar mahalle dilberi Gina'da bulan yetim sokak çocuğu André'nin yürek burkan öyküsü Güneş Bize Haram, ve boyundan büyük işlere kalkışan Paul Blondel'in soluk soluğa firarını konu alan Ecel Terleri. Ayrı kitaplar halinde yayımladığımız ve Metis koleksiyonunun en çok sevilen kitaplarından olan üçlemeyi şimdi tek ciltte topladık. Kara Roman türünü, adeta insanın en karanlık dehlizlerindeki bir keşif gezisine çeviren Leo Malet'nin yeni kuşaklarca da çok sevileceğini düşünüyoruz. 6. Birinci Meclis’te Muhalifler Emin Karaca Altın Kitaplar, Ekim 2007 23 Nisan 1920'de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde; Mustafa Kemal Paşa'nın başını çekip lideri olduğu "Birinci Grup"un işi, hiç de kolay değildi. Sayıları bir ara 120'ye kadar çıkan "İkinci Grup'un muhalefeti, özellikle Ağustos 1921'den başlayarak, "Başkomutanlık Kanunu"nun gizli oturumlardaki müzakerelerinde doruğuna çıkmıştı. Bir müzakerede, "İkinci Grup"un ikinci adamı konumundaki Mersin milletvekili Selahaddin Bey; "Paşa Hazretleri kesin zaferin kazanılacağına emin midirler?" sorusunu soruyordu. Aynı kanunun dördüncü kez uzatılması müzakerelerinde, Karahisarısahip milletvekili Hulusi Bey, "Başkomutanlıkla sanki düşman mı kovduk?" diye hayıflanıyordu. Mustafa Kemal Paşa ise; aynı gizli oturumda, kürsüde konuşurken kendisine sürekli sataşan, "İkinci Grup"un önderi Hüseyin Avni Bey'e, "Ne zır zır ediyorsunuz?" diye çıkışıyordu."Kurtuluş Savaşı Kütüphanesi" dizisinin elinizdeki dokuzuncu kitabı "Birinci Meclis'te Muhalifler" Muvafıklarla Muhaliflerin 1920-1923 arasındaki sözlü şiddetli çatışmalarını gözler önüne seriyor. 7. Seni Seviyorum Fakat Sana Aşık Değilim (İlişkinizi Kurtarmak İçin 7 Adım) Andrew G. Marshall Pegasus Yayınları, Ekim 2007 Tutku kaybolduğu zaman neler olur? Beş yıl kadar önce Bir eş diğerine 'Seni seviyorum fakat sana aşık değilim.' Der ve çift kendilerini Andrew G. Mashall'ın terapi ofisinde bulur. Bu çiftler birbirlerini en iyi arkadaşları olarak tanımlayacaklar veyahut birçoğu hâlâ cinselliği yaşamaya devam ediyor olsa da kardeş gibi olduklarını itiraf edeceklerdir. Temelde ilişki, tutkuyla değil de şefkat ile tanımlanır hale gelmiştir ve şefkat dönemi fazla sürmemektedir. Ancak son yıllarda, çok sayıda çift Andrew'e giderek benzer problemden yakınmaktadır-dörtte bir oranda. 'Seni seviyorum fakat sorunsalında araştırma yetersizliği olduğun keşfetmenin ardından evlilik danışmanı bir yazar olan Andrew kendi eşsiz ve oldukça başarılı yaklaşımını sundu. Seni Seviyorum Fakat Sana Aşık Değilim adlı kitabında bir çifti esas noktaya getirenin ve herhangi bir ilişkiyi geliştirecek olan yedi adımın ne olduğuna dair görüşlerini paylaşıyor. Çiftlerin nasıl iletişim kuruyor, tartışıyor, aşklarını ve ilgilerini gösteriyor, eğleniyor, sorumluluk alıyor, veriyor ve öğreniyor olduklarına bakarak, iki ayrı kimliğin birbirlerini nasıl daha iyi anlayacaklarının ve aradaki bağı hiç olmadığı kadar kuvvetli hale nasıl getireceklerinin güven verici ve güçlendirici haritasını çıkarıyor.Andrew'in da söylediği gibi; 'İnsanların işimi öğrendiklerinde sordukları en genel soru, "Aşkın bitmesi gerçekten mümkün müdür?" oluyor. Yanıtım ise her zaman aynı: Kuvvetli bir şekilde evet.' Seni Seviyorum Fakat Sana Aşık Değilim kitabı bunu açıklıyor. Andrew G. Marshall yirmi yıllık bir deneyime sahip bir evlilik danışmanıdır. İngiltere'nin önde gelen evlilik merkezi RELATE için çalışmakta ve The Times, the Observer, the Mail on Sunday ve dünya çevresinde yayımlanan pek çok kadın dergisinde ilişkilere dair yazılar yazmaktadır. 8. Özgürlüğe Kurşun Hıfzı Topuz Remzi Kitabevi, Ekim 2007 Türkiye’de gazeteci-yazar kıyımı 98 yıl önce Hasan Fehmi’yle başlatıldı.1909’dan bu yana 61 gazeteci öldürüldü. Bu onurlu insanlar, özgür düşünceyi baskı altında tutmak isteyen Ortaçağ zihniyetinin kurbanı oldular. Hıfzı Topuz, Özgürlüğe Kurşun’da II. Meşrutiyet’in ilk yıllarında sokak ortasında vurulan namuslu gazetecileri ve bu ilk cinayetleri örgütleyen dönemin “derin devlet”ini, ayrıca yıllar sonra İzmir’de Atatürk’e yapılan suikastın perde arkasını anlatıyor. 9. Arkadaşlar, Aşklar ve Çikolata Alexander McCall Smith İnkılap Kitabevi, Ekim 2007 Isabel Dalhousie sık sık arkadaşlarını, kimi zaman aşklarını, arada sırada da çikolatayı düşünür. Edinburghlu bir felsefeci olarak konumunun bilincindedir. Günaha Övgü kitabının eleştirisini hiçbir güçlük çekmeden, kolaylıkla yapabilir. Ama iş gerçek hayata geldiğinde bocalar. Özellikle de kendisinden küçük Jamie'ye olan hisleri konusunda... Jamie'nin yakışıklılığı, Isabel'i hem duygusal hem de ahlaki açıdan zor bir duruma sokar. Ben bir felsefeciyim, diye düşünmeye başlar, ama aynı zamanda da bir kadınım. Isabel, yeğeni Cat'in İtalya'ya gitmesi üzerine bir süreliğine onun dükkânını idare etmeyi kabul eder. Ancak müşterilerden birinin ameliyat sonrasında yaşadığı tuhaf tecrübeleri öğrenince, merakına yenilir ve kendini tehlikeli bir maceranın tam ortasında bulur. Bu arada, içindeki hisleri tartmaya da vakti olur; aşkı, arkadaşlığı ve tabii ki insanı günaha teşvik eden şeyleri... Sonuncusu farklı şekillere bürünerek çıkar karşısına; örneğin çikolata gibi. Ya da çekici İtalyan erkekleri... 10. Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim Kolektif Kareta Yayıncılık, Nisan 2007 "Büyük olasılıkla her şeyi göremeyeceksiniz, her yere gidemeyeceksiniz ama bir başlangıç yapabilirsiniz. Bu kitap nasıl ve neden sorularında size yol gösterecektir."Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim” en iyi on resim, en iyi beş roman listeleri çok sinir bozucudur. Seçeneklerinizin bu kadar azaldığı bir durumdaysanız, aslında hiçbir seçeneğiniz yok demektir; çünkü Tolstoy veya Dostoyevski arasında bir seçim yapmanız istenseydi, vereceğiniz tek mantıklı yanıt "ikisi de" olurdu. Benzer şekilde sadece on harika resmi seçmeye zorlansaydınız, bu durumda tehlikeye düşen kişisel tercihleriniz değil, sanatın ve medeniyetin yazgısı olurdu.Bir yerleri görebilir veya bir yerlerin resimlerini görebilirsiniz. Büyük olasılıkla her şeyi göremeyeceksiniz, her yere gidemeyeceksiniz ama bir başlangıç yapabilirsiniz. Bu kitap nasıl ve neden sorularında size yol gösterecektir."'Ölmeden Önce Yapmanız Gerekenler' serisinin 3. kitabı, "Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim" okurlarıyla buluşuyor. 'Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film' ile 2005'te sinema severlerin; 'Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap' ile 2007'nin ilk aylarında edebiyat severlerin dikkatini çeken Caretta Yayıncılık, 2007'nin son aylarında da 'Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim' ile sanat severlere sesleniyor.Kitap, "kaliteli resimlere zengin ve macera dolu bir bakış olması" umuduyla hazırlandı. Adından da anlaşılacağı gibi, "Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim", sanat tarihindeki önemli dönüm noktalarını, yazarların hayatları ve resimlerin yapılış nedenlerini de irdeleyerek kısa ama özlü metinlerle okura sunmayı planlıyor. Ama genel editör Stephen Farthing'in de belirttiği gibi "İyi bir resmin kendisi ile bakan kişi arasında bir etkileşim doğurabilir ve bu etkileşim, insanı resmin anlamını, üslup zevki ve sanat tarihinden bağımsız yollardan keşfetmeye sevk eder. Ne yazık ki bir resmi tanımak zaman alıyor."İyi ve harika resimler insanlar gibidir: Bir fotoğrafa bakarak fotoğrafın nasıl olduğuna dair bir fikir edinebilirsiniz ama aslında ne olduğunu öğrenmek için, onu tanımak üzere birlikte vakit geçirmeniz gerekir. Fartin.g, 1001 Resim fikrinin ortaya çıkışını ve kitabın hazırlanış sürecini şöyle özetliyor:"Bu kitap ziyaretçilere el kitabı ve gezi rehberi olsun diye çıkarıldı, masa başı gezi rehberi olsun diye değil. Aklımda bu düşüncelerle listeyi oluşturmaya başladım ve bu kitap ortaya çıktı. Bir eserin kitapta yer alıp almaması konusunda karar verirken, "gerçekten gidip görmeye değer mi" diye sordum kendime. Ne de olsa hedef, ölmeden önce gerçekten görmeye çalışmamız gereken 1001 resmi bir araya getirmekti.""Bu liste aslında birkaç yıl önce başka ressamlarla bir akşam yemeğinden sonra veya bir barda toplanmışken içlerinden birinin, "Sizin olma fırsatı tanınsaydı evinize hangi beş resmi asardınız?" sorusunu sormasıyla oluşmaya başladı. Sonra masa başında toplanıp düşlediğimiz koleksiyonu dile getirmeye başladık.""Eserler belirlendikten sonra sıra kelimelere gelmişti. Metinlerin amacı hem resimlere hem de onları yapan insanlara ışık tutmaktı. Ressamların hayatı ve resimlerin arkasındaki hikâyeler ilginç olabilir ama ne resmin anlamı ne de kapıyı açan tek anahtarlardır.""Daha fazla araştırma için tahrik etmeli"Kitabın editörü Erkan Doğanay, kitaptaki kısa tanımlamaların ve küçük görsel sunumların, okuru daha fazla araştırma yapabilmesi için tahrik etmesi gerektiğini söylüyor ve devam ediyor:"Sanat nedir ya da sanat ne için vardır" sorularına kendinizce veya çeşitli kaynaklardan faydalanarak cevaplar verebilirsiniz. Schiller, sanatı 'insanın özgürlük dünyasının ortaya çıkmasını sağlayan önemli bir araç' olarak tanımlamaktadır; bahsedilen özgürlük dünyasının kapılarını aralayan sanatçıları ve onların bazı çalışmalarından seçilmiş 1001 resmi birazdan incelediğinizde, gerçekten insanlık tarihindeki gelişimin sanattan kopuk ilerlemediğini göreceksiniz.""Bugüne kadar herhangi bir müzeye ya da resim sergisine gitmediyseniz, resim altlarında sınırlı kelimelerle anlatılan 'resim okuma' bölümlerini okuduğunuzda, her bir resmin hangi süreçlerde yapıldığını, kısa bir sanat tarihi bilgisi ile öykü tadında kaleme alınmış bu yazılarda eleştirmenlerin yalın anlatımlarla ifade ettikleri gibi, resmin; ruhun madde içindeki bir görünümü olduğunu fark edeceksiniz.""Bir sanat yapıtının anlaşılması, onun varoluş düşüncesinin kavranmasında yatar, bir resmin anlamını çözmek, renkler sözlüğüne, çizgi biçimlerine bakıp, o yüzeyde neden kullanıldıklarını, neden yan yana geldiklerini ve neyi anlatmaya çalıştıklarını öğrenemezsiniz. Buradaki kısa tanımlamalar ve küçük görsel sunumlar daha fazla araştırma yapabilmeniz için sizi tahrik etmeli...
  14. EKİM AYI EN ÇOK SATAN KİTAPLAR LİSTESİ 1. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları J. K Rowling Yapı Kredi Yayınları, Ekim 2007 Yapboz bu kitapla tamamlanıyor! 1997'de ilk kitabı, Harry Potter ve Felsefe Taşı yayımlandığından beri milyonlarca okuyucuyu peşinden sürükleyen Harry Potter dizisi artık sona eriyor. Dizinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları D&R mağazalarında satışa sunulmuştur. Harry Privet Drive'da bekliyor. Voldemort ve onun meşhur yandaşları olmaksızın güvenli bir şekilde oradan uzaklaşırken ona eşlik etmek için Zümrüdüanka Yoldaşlığı geliyor - tabi eğer yapabilirlerse. Ama ya sonra Harry ne yapacak? Dumbledore'un ona bıraktığı önemli ve imkansız gibi görünen görevi nasıl yerine getirecek? Harry, karanlık, tehlikeli ve imkansız gibi görünen bir görev üstlendi: Voldemort'un geriye kalan Hortkuluklarını bulmak ve onları yok etmek. Harry hiç bu kadar yalnız hissetmemiş ya da gölgelerle dolu bir gelecekle yüzleşmemişti. Ama Harry görevini tamamlamak için bir şekilde içindeki gücü bulmak zorunda. Kovuk'un sıcaklığını, güvenini ve arkadaşlığını geride bırakıp, korkmadan ya da tereddüt etmeden kendisi için planlanmış olan yolu izlemeli.Harry Potter serisinin yedinci ve son bölümünde, J.K. Rowling, sabırsızlıkla beklenen pek çok soruyu cevaplamak için muhteşem sır perdesini kaldırıyor. Büyüleyici, zengin olay örgüsü, nefes kesici kıvrım ve dönüşler, kitapları tekrar, tekrar ve tekrar okunacak olan yazarın hikaye anlatıcığında bir kraliçe olduğunu doğruluyor. 2. Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi Emin Çölaşan Bilgi Yayınevi, Ekim 2007 Türkiye'nin en çok okunan gazetecilerinden Emin Çölaşan bu kitabında, 22 yıl emek verdiği Hürriyet gazetesinde AKP iktidarı döneminde neler olduğunu, nasıl kovulduğunu, kovulma öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını anlatıyor.İktidar korkusu, baskı, sansür!..Böyle bir kitap Türkiye'de ilk kez yazıldı.Okurken sadece Hürriyetle değil, AKP döneminde medyanın büyük bölümünde yaşanan akıl almaz değişikliği, gazeteciliğin nasıl iktidar çizgisine çekildiğini, bazı büyük işadamı patronların ve onlardan emir alanların hükümetten nasıl korktuğunu göreceksiniz.Bİryanda boynunu eğenler, Öbür yanda başını dik tutanlar! Bu kitap hem Türkiye'de bir ilk, hem de bir medya belgeseli. Anlatılan olayların tümü gerçek ve belgeli.Emin Çölaşan n öteki kitapları gibi bunu da bir solukta okuyacak ve bazı acı medya gerçeklerinin içyüzünü, perde arkasını öğreneceksiniz...Ve şaşıracaksınız! 3. Veda Ayşe Kulin Everest Yayınları, Ekim 2007 Osmanlı’nın son günleri…Eli kolu bağlanmış bir padişah…İşgal altında bir İstanbul…Ve… Esir şehirde bir konak… Ayşe Kulin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul'da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.Ayşe Kulin'in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin, bu kez bir İstanbul öyküsü bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor. 4. Hurin'in Çocukları John Ronald Reuel Tolkien İthaki Yayınları, Eylül 2007 "Yüzüklerin Efendisi" serisinin yazarı John Ronald Reuel Tolkien'in, 1918'de yazmaya başladığı, ancak hayattayken tamamlayamadığı, oğlu tarafından tamamlanan bir romanı, yarından itibaren İngilizce olarak tüm dünyada satışa sunuluyor. Yazarın oğlu Christopher Tolkien, babasının taslakları üzerinde 30 yıl çalışarak romanı tamamladı. İngiliz HarperCollins Yayınevi tarafından yapılan açıklamada, Tolkien'in yarıda bıraktığı "Hurin'in Çocukları" (The Children of Hurin) adlı romanın, 25 dile çevrilmesinin beklendiği bildirildi. Açıklamaya göre, Tolkien'in oğlu Christopher Tolkien, romanı tamamlamak için babasının taslakları üzerinde yaklaşık 30 yıl uğraştı. Christopher Tolkien, el yazmalarını uzun bir süre incelediğini ve öyküye ek yapmadan tutarlı bir öykü oluşturmayı denediğini söyledi. "Hurin'in Çocukları" da Yüzüklerin Efendisi'nde olduğu gibi "Orta Dünya"da geçiyor. Öyküde, "Yüzüklerin Efendisi"nden ve hatta Hobbitlerin Tolkien'in kurduğu dünyaya adım atmasından önceki dönem anlatılıyor. "Hurin'in Çocukları"ndaki kimi bölümlerin daha önceki Tolkien öykülerinde ayrı olarak yayımlandığı belirtiliyor. 320 sayfalık kitabın kapağını ve resimlerini, "Yüzüklerin Efendisi" ve "Hobbit"te olduğu gibi yine Alan Lee çizmiş. Christopher Tolkien, 1977'de de babasının tamamlayamadığı "Silmarillion" kitabını tamamlayarak piyasaya sürmüştü.Hürriyet GazetesiKİTAPTAN...HÚRIN'İN ÇOCUKLARI'NIN HİKAYESİTÚRIN'İN ÇOCUKLUĞUHador Altınbaş bir Edain beyiydi ve Eldar tarafından çok sevilirdi. Ömrünün sonuna dek, ona Hithlum'un Dor-lómin denen bölgesinde geniş topraklar veren Fingolfin'in beyliği altında yaşadı. Kızı Glóredhel , Brethil İnsanları'nın beyi olan Halmir oğlu Haldir ile evlendi; ve aynı düğünde, oğlu Uzun Galdor, Halmir'in kızı Hareth ile evlendi.Galdor ile Hareth'in iki oğlu oldu: Húrin ile Huor. Húrin üç yaş büyüktü, ama boyca, akrabaları arasındaki diğer erkeklerden daha kısaydı; bu konuda annesinin halkına çekmişti, ama başka her konuda dedesi Hador'a benziyordu, vücudu güçlü, mizacı ateşliydi. Ama onun içindeki ateş istikrarlı yanıyordu ve iradesi son derece sağlamdı. Kuzey İnsanları arasında, Noldor öğütlerini en iyi bilen oydu. Erkek kardeşi Huor uzun boyluydu; kendi oğlu Tuor dışında, Edain içindeki en uzun boylu kişiydi ve hızlı koşardı; ama yarış uzun ve zorluysa, eve ilk varan Húrin olurdu, çünkü o, yarışın sonunda da, başındaki kadar hızlı koşardı. İki kardeş birbirini çok severdi ve gençliklerinde birbirlerinden nadiren ayrıldılar.Húrin, Bëor Evi'nden Bregolas'ın oğlu Baragund'un kızı Morwen ile evlendi; yani Morwen Tek-Elli Beren'in yakın akrabasıydı. Morwen siyah saçlı ve uzun boyluydu, ve bakışlarındaki ışıltı, yüzündeki güzellik yüzünden insanlar ona Eledhwen, Elf-ışıltısı lakabını vermişti; ama mizacı sert ve gururluydu. Bëor Evi'nin hüzünleri Morwen'in yüreğini kederlendirmişti; çünkü o, Bragollach'ın yıkılmasının ardından, Dorthonion'dan Dor-lómin'e sürgün olarak gelmişti... 5. İhaneti Gördüm Erdal Sarızeybek Pozitif Yayınları, Eylül 2007 Türk yakın tarihini anlamak için o dönemi yaşayanların anılarını objektif bir şekilde yazmaları gerekir. Askerler, siyasiler, üst düzey bürokratlar başından geçenleri genç kuşaklara aktarırsa gelecekteki yaşanması muhtemel sorunların önüne geçilebilir. Ülkemizde başından geçenleri objektif bir şekilde anlatan ve yazanlardan biri de emekli albay Erdal Sarızeybek'tir. Bir önceki kitabı "Ya Gazi Paşa Duyarsa" ile tüm şimşekleri üzerine çeken ve yazılamayanları yazan Sarızeybek bu kez ihaneti sorguluyor. PKK terör örgütünün 1980'lerden günümüze kadar sarmaşık gibi nasıl boy attığını ve ona bilmeden (!) de olsa yardım eden siyasi, askeri tüm yetkilileri mercek altına alıyor. Turgut Özal'dan Tayyip Erdoğan'a, askeri bürokrasiden diğer yetkililere bu sürece dahil olmuş herkes Sarızeybek'in kaleminden nasibini alıyor. Kitabın bir diğer çekici noktası da Cem Ersever olayı. Ersever'i eroin işine kimlerin soktuğu, kimler tarafından öldürüldüğü, Doğu Anadolu'daki rantın nasıl ve kimler tarafından bölüşüldüğü ve kaçakçılık faaliyetlerinin nasıl organize edildiği kitapta ayrıntılı bir şekilde anlatılmış. "İhaneti Gördüm" yakın tarihin kirli sayfalarını gösteren, PKK olgusunun perde arkasındaki isimleri yansıtan, bu ülkeye ihanet edenleri resmeden çarpıcı bir çalışma. 6. Türklerin Tarihi Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl Jean-Paul Roux Kabalcı Yayınevi, Şubat 2007 ... Kuzey ormanlarından çıkıp geldiler, cesur, dağınık, marifetli ve henüz yolun başındaydılar. Önce bozkıra, sonra Çin içlerine ve sonra da sonu başı belli olmayan bir sel gibi garba doğru yayıldılar ...Türkler adıyla tarihe geçen bu boylar, aileler ve kavimler bütünü batılıların gözüyle çoğunlukla barbarlığın simgesi olsalar da Orta Asya'nın yüksek uygarlıklarından birini ve bazen küçük devletlerinin bazen de devasa imparatorluklarının sınırları dahilinde kültürler arası barışı ve huzuru tesis ettiler. Bazen memluk, bazen efendi ve bazen de birbirlerinin en amansız düşmanıydılar. O en baştan beri inandıkları dinlerinden hiç vazgeçtiler mi, ne kadar Budist ne kadar Hıristiyan ne kadar Yahudi ve ne kadar Müslüman oldular? Tüm bu yüzyıllar boyunca tek arzuları, tüm o savaşlar, yağmalar, fetihler, din değiştirmeler ve sergilenen bilgelikler sadece barışa ve huzura kavuşmak için miydi?Bu türklerin, Halaçların, Hiong-nuların, Osmanlıların, Memlukların, Rusların, Çağataylıların, Tu-kiuların, Selçukluların, Çinlilerin, Hintlilerin, Karakoyunluların, Timurların, Arapların, Kazanların, Tatarların, Bulgarların, Türkiyelilerin, Hunların, Kıpçakların, Ermenilerin, Peçeneklerin, Safevilerin, Gaznelilerin, Bayatların, Rumların, Özbeklerin, Hitanların, Farsilerin, İhşitlerin, Tolunoğullarının, Kürtlerin, Yakutların, Kırgızların, Azerilerin, Moğolların, yani bir coğrafyayı yüzyıllar boyunca paylaşan hakların, ittifak ve itilafların, yani bir coğrafyayı yüzyılar boyunca aslında yaşadığımız günün hikayesidir.Altay Türklerinde Ölüm, Orta Asya'da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Orta Asya: Tarih ve Uygarlık, Türklerin ve Moğolların Eski Dini'nden sonra ünlü Türkolog Jean-Paul Roux sizi 2000 yıllık tarih içinde bir yolculuğa, bildiğinizi sandığınız ya da hiçbir fikriniz olmayan olaylara, insanlara ve inançlara tanıklık etmeye davet ediyor. 7. Demokrasimizle Yüzleşmek Emre Kongar Remzi Kitabevi, Ekim 2007 Emre Kongar kısa sürede 200 bin satışa ulaşan Tarihimizle Yüzleşmek adlı kitabının ardından şimdi de Demokrasimizle Yüzleşmek’le okur karşısında!Bu kitapta Kongar, günümüzde en çok sorulan “Türkiye nereye gidiyor?” sorusuna açık ve net yanıtlar veriyor. 8. Şeytan Yemini Jean-Christophe Grange Doğan Kitapçılık, Ağustos 2007 Jean-Christophe Grangé’nin yeni romanı Şeytan Yemini yılın kitabı olacak.Birbirinin benzeri cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin ortak noktaları, katillerinin öldükten sonra hayata döndürülmüş ve uzun süre komada kalmış insanlar olmasıdır. Öldürülen kişiler de, onların komaya girmesine sebep olan kişilerdir. Bir tür intikam cinayetleridir bunlar. Ancak bu kişiler gerçekten katil midir? Yoksa sadece verilen emirleri uygulayan birer piyon mudurlar? Avrupa’nın birbirinden uzak kentlerinde işlenen bu cinayetler nasıl bu denli benzerlik içermektedir? Yoksa katil tek bir kişi midir? Kendini şeytanın yerine koyan, kendini şeytan sanan biri. Belki de şeytan gerçekten yeryüzüne inmiştir. 9. Olasılıksız Adam Fawer A.p.r.i.l Yayıncılık, 2007 Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre bir roman.. 10. The Secret Rhonda Byrne Mia (Owo) Basım Yayın, Nisan 2007 Bu sırrın ne olduğunu söyleyemem.Tek söyleyebildiğim varolduğu."(Alexander Graham Bell-Telefonun Mucidi) Çağlar boyu nesilden nesile geçerken, bir çok insan ona göz dikti, onu gizledi, kaybetti, çaldı, büyük paralar karşılığı satın alanlar oldu. Tarihteki en önemli insanların bazıları yüzyıllar kadar eski olan 'Sır'ra vakıf olmuşlardı. Eflatun, Galileo, Beethoven, Edison, Carnegie, Einstein ve diğer mucitler, bilim adamları ile büyük düşünürler 'Sır'rı biliyorlardı; ve şimdi 'Sır' dünyaya açıklanıyor. 'Sır'rı öğrendiğinizde, istediğiniz her şeyi elde etmeyi, yapmayı, ya da istediğiniz her şey olmayı da öğrenmiş olacak; asıl kimliğinizi bulacak ve hayatta sizi bekleyen gerçek ihtişamın ne olduğunu göreceksiniz. Sizce dünya nüfusunun sadece %1’lik bir kısmını oluşturan bir kesimin tüm maddi gelirin %96'sına sahip olması bir tesadüf mü? Olağanüstü bir servete sahip olmak ister misiniz? Muhteşem bir malikanede yaşamak ister misiniz?Ömrünüz boyunca hiç sıkıntıya düşmeden bolluk, bereket içinde yaşamak ister misiniz? Ruh eşinizi bulmak ya da huzurlu, mutlu bir evlilik yaşamak ister misiniz? Peki kendinize sorun. Gerçekten ne, ama ne istersiniz?Amaçlarınıza ulaşmak için bu kitabı kullanmaya başlayabilirsiniz. Yaşamınızdaki herhangi bir şey için bir cevap, bir rehber arıyorsanız, sorunuzu sorun, cevap alacağınıza inanın ve bu kitabı rastgele açın. Açılan sayfada aradığınız cevabı ve tavsiyeyi bulacaksınız. "Sır tüm olmuşların, olanların ve olacakların cevabıdır." (Ralph Waldo Emerson-Filozof) Yazar hakkında: Yazar RHONDA BYRNE’da, hepimiz gibi, kendi keşif yolculuğunu yapıyordu. Yolculuğu sırasında, 'Sır'rı dünyaya kazandırmak, ve bu vizyon sayesinde milyonlarca insana mutluluk getirmek için, yazarlar, öğretmenler, film yapımcıları, tasarımcılar ve yayıncılardan oluşan muhteşem bir ekibi bir araya getirdi. Kitaba katkıda bulunanlar şöyle:John Assaraf, Michael Bernard Beckwith, Lee Brower, Jack Canfield, Dr.John F. Demartini, Marie Diamond, Mike Dooley, Bob Doyle, Hale Dwoskin, Morris Goodman, Dr.John Gray, Dr.John Hagelin, Bill Harris, Dr. Ben Johnson, Loral Langemeier, Lisa Nichols, Bob Proctor, James
  15. harika, süper muhteşem... teşekkürler...
  16. e hadi bakalım yalnız içmeden önce marulanın etkisini gördün, o yüzden içmek için uygun bir ortam ayarla aman Trafiğin bol olduğu yerlere yakın yerlerden kaçın, yüksek bir yer olmasın, belediye çukurlarından falan uzak olsun, en iyisi sen evde iç bence
  17. Şişesinin üzerindeki fil resmini de gördün sanırım Bu arada bir bilgi daha; bu meyveden içki yapma fikri de ilk fillerden esinlenerek ortaya çıkmış... Meyveyi yiyen fillerin sendeleyerek yürüdüğünü, sarhoş olduğunu fark ettiklerinde yaniii... tabii bir de fillerin o meyveye olan inanılmaz bağımlılıklarındandır diye düşünüyorum ben meyveler yerlere dökülsün diye canı pahasına kafasını ağaca nasıl vurduğunu gördün ya sen de Herneyse Amarula için, bütün içkilere sırt çevirticek içki derler, tabii zevk ve renk meselesi
  18. Freyja şurada cevap verdi: zeyynepp başlık Anı Defteri - Defterleri
    Hoşbulduk Sevgili Gloria, Yazdıklarınız çok hoş, gönderdiğim videoları begenmene özellikle sevindim, Diloş'un gönderdiği şiir hangisiydi, merak ettim, gerçi girip bakabilirim ama sen hala burdaysan soyler misin, sanırım benden daha once bulursun Şeftalili Ice teanin limon ayarını tutturabilmek başlarda biraz zor oluyor evet, ama yavaş yavaş el alışıyor, içine biraz daha şeker katmayı veya su ilave etmeyi dene bir dahakine belki işe yarar Bu arada sevgili Gloria Hoşbulduk
  19. yok manavda bulmazsınız da bir TEKELe uğrayın istersen. Amarula adıyla orada satıyorlar hem de dünyanın Bailey's dan sonra ikinci en çok satılan krema likörü olarak
  20. İstanbul'u Dinliyorum Orhan Veli Kanık
  21. Deniz Kızı Orhan Veli Kanık
  22. Yaprak Dökümü (Kendi sesinden)
  23. Datça (Kendi sesinden)
  24. Moralinizi bozmak gibi olmasın Sevgili Jön ama öğrendiğime göre bu ağaç, Afrika'da, Etiopya ve KwaZulu-Natal (Güney Afrika) arasındaki topraklarda, çok sıcak ve asla yağmur - kar görmeyen iklimlerde yetişiyormuş. İstersen sen oralardan bir arsa bak diyeceğim ama fillerden sana sıra gelir mi bilmiyorum

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.